tatil-sepeti

Enerji talebinde tarihi düşüşe neden olan Kovid-19 salgını, kapanmaların ardından tekrar açılan ekonomilerin hızla artan petrol, doğal gaz ve kömür talepleri karşısında fosil yakıt piyasalarında şiddetli dalgalanmalara yol açtı.

Enerji talebinin düşmesiyle yatırımlar durma noktasına geldi, çok sayıda işçi işini kaybetti ve tedarik zincirlerinde dalgalanmalar başladı.

Salgın döneminde düşen enerji üretimi henüz ivme kazanmadan talebin hızla artması, enerji fiyatlarını Avrupa ve ABD gibi bölgelerde rekor seviyelere çıkararak piyasalarda aksaklıklara neden oluyor.

Söz konusu enerji krizi, salgın döneminde istihdam kaybıyla mücadele eden ülkelerin yüksek fiyatlar nedeniyle daha da zarar görmesine yol açıyor.

PETROLDE DENGE YILIN İKİNCİ YARISINDA GELEBİLİR


Dünyanın en yaygın fosil kaynaklarından petrolde fiyatlar, 2020'de son zamanların en dalgalı seyrini göstererek küresel piyasaları olumsuz etkiledi.

Salgın nedeniyle uygulanan kısıtlamalar sonrası 20 Nisan 2020'de WTI tipi ham petrolün varil fiyatı yüzde 300'ün üzerinde değer kaybederek eksi 37,63 seviyesine kadar indi. 2020 sonu itibarıyla Brent tipi ham petrolün fiyatı ise varil başına 2015'ten bu yana en düşük seviye olan 42 dolara geriledi.

Normalleşme sürecinde petrol talebinin hızla artmasına rağmen Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) ve Rusya önderliğindeki OPEC dışı bazı üretici ülkelerden oluşan OPEC+ grubu üretimlerini aynı hızda artırmak konusunda temkinli davranmayı tercih etti.

Brent türü ham petrolün varil fiyatı 2021'de ortalama yüzde 53, WTI türü ham petrolün varil fiyatı ise yüzde 57 ile 2009'dan bu yana en yüksek artışını gerçekleştirdi.

Fiyatların varil başına 85 dolar seviyesini aşmasının ardından ABD, Çin, Hindistan, Güney Kore ve Birleşik Krallık, stratejik petrol rezervlerinden bir kısmını piyasaya sürmeye karar verdiklerini duyurdu. Ancak söz konusu kararın etkisi sınırlı kaldı ve Brent petrol 2021'i 77 dolar bandında kapattı.

ABD Enerji Enformasyon İdaresi tarafından Aralık 2021'de yayımlanan raporda, geçen yıl boyunca petrol talebinin, arzı günlük 1,7 milyon varil aştığı ifade edildi.

Bu durumun 2022'nin ilk yarısında da devam edeceğine işaret edilen raporda, arz-talep dengesinin ancak yılın ikinci yarısında sağlanabileceği ve bunun petrol fiyatlarında yukarı yönlü baskı yaratacağı kaydedildi.

JP Morgan'ın Aralık 2021'de yayımladığı raporda ise petrol fiyatlarının OPEC+'in üretim kısıntıları nedeniyle bu yıl varil başına 125 dolar seviyesine kadar çıkabileceği tahminine yer verildi.

Petrol fiyatlarındaki artış nedeniyle, ABD'de benzin fiyatları geçen yıl bir önceki yıla göre yüzde 61 artışla 2014'ten bu yana en yüksek seviye olan galon başına 3 dolara ulaştı.

Aynı dönemde, dünyanın en büyük petrol üreticilerinden Rusya'da benzinin fiyatı yüzde 8,7, İngiltere'de yüzde 23, Japonya’da yüzde 20, İtalya'da da yüzde 15 artış gösterdi.

AVRUPA'DA DOĞAL GAZ FİYATLARI TARİHİ REKOR KIRDI


Avrupa'nın enerji üretiminde kömürden doğal gaz ve yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmesi, kıtada derin bir enerji krizinin başlangıcı oldu.

Yeşil enerji dönüşümü nedeniyle uygulanan politikalar, Avrupa'nın özellikle doğal gaza bağımlılığını son 10 yılda önemli oranda artırdı.

Doğal gaz tüketimindeki artış ise ağırlıklı olarak Rusya'dan ithalat, Norveç'in üretimi ve sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) tedarikiyle sağlandı.

Ekonomilerin açılmasıyla oluşan güçlü talep, LNG piyasalarında Asya ülkeleriyle yaşanan rekabet ve Rusya'nın sevkiyatları artırmaması nedeniyle doğal gaz fiyatlarında rekor artışlar yaşandı.

Avrupa'da ocak vadeli doğal gaz kontratları geçen ayın sonunda megavatsaat başına 180 avro seviyesini aşarak rekor kırdı.

Avrupa Birliği (AB) Enerji Regülatörleri İşbirliği Ajansı raporunda, kıtada doğal gaz fiyatlarının geçen yıl ekimde nisana göre yüzde 400 arttığı, buna bağlı olarak elektrik fiyatlarının da yüzde 200 arttığı kaydedildi.

Yetkililer, kış sezonunun soğuk geçmesi halinde kıtadaki enerji krizinin daha da derinleşebileceği konusunda uyarılarda bulunuyor.

Öte yandan, Çin ve Japonya'nın başını çektiği dünyanın en çok LNG tüketilen bölgesi Asya'da spot fiyatlar geçen yıl yüzde 230 artış gösterdi.

KÖMÜR TALEBİ REKOR FİYATLARA RAĞMEN SÜRECEK


Dünyanın en büyük enerji tüketicisi konumunda bulunan Çin'de de arz talep dengesizliğinden kaynaklanan enerji krizi nedeniyle sert tasarruf tedbirleri alınırken, Pekin ve Şangay gibi nüfusu yoğun şehirler dahil olmak üzere ülkede planlanmış elektrik kesintileri uygulandı.

Ülke çapında uygulanan kesintiler çok sayıda fabrikanın kapanmasına neden oldu. Bu durum, bazı şehirlerdeki internet erişimi ve trafik ışıklarını da etkileyerek hayatın her alanına yansıyan olumsuzlukları beraberinde getirdi.

Elektrik üretiminin yaklaşık yüzde 60,8'ini kömürden sağlayan Çin'in enerji sektöründeki sorunlarda, özellikle kömür arzındaki yetersizlik ve rekor seviyeye ulaşan fiyatlar önemli rol oynadı.

Uluslararası Enerji Ajansı raporunda Çin'deki enerji krizine işaret edilerek, kömür talebinin 2021'in ilk yarısında hızla arttığı ve bu nedenle fiyatlarda sert yükselişler yaşandığı belirtildi.

Raporda, kömür fiyatlarının ton başına 298 dolarla Ekim 2021'de tarihin en yüksek seviyesine ulaştığının ancak küresel doğal gaz ve LNG talepleri nedeniyle talebin bu yıl da devam edeceğinin altı çizildi.

10 Ocak 2022 Pazartesi

Etiketler : Dünya

BM üyesi ülkelerin devlet ve hükümet başkanları, başbakanlar ve bakanlar, kolektif işbirliğinin önemi ve küresel kuruluşların mevcut sınamalarla mücadeleye uygun hale getirilmesini görüşmek için "Geleceğin Zirvesi'nde" bir araya gelecek.


 

Liderler, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurul başlangıcının hemen öncesinde, 22-23 Eylül'de "Geleceğin Zirvesi" için BM'de toplanacak. Yaklaşık 130 devlet ve hükümet başkanının katılması beklenen etkinlikte Türkiye için de konuşma süresi ayrıldı.

 

"Daha iyi bir bugün ve geleceği korumak için uluslararası mutabakat sağlanmasının" amaçlandığı zirvede üye ülkelerin çatışmaların engellenmesi ve çözümü, iklim değişikliğiyle mücadele ve daha adil finansal sistem oluşturulması gibi farklı alanlarda birlikte hareket etmeleri teşvik edilecek.

 

BM ÜLKELERİ, GUTERRES'TEN YENİ VİZYON İSTEDİ

 

BM üyeleri, 2020’de kuruluşun 75. Yılını kutlarken gelecekte küresel işbirliğinin nasıl geliştirilebileceğine ilişkin BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in bir vizyon oluşturmasını talep etti.

 

Bu çerçevede 2021’de “Ortak Gündemimiz” adlı rapor yayımlayan Guterres, küresel işbirliğinin geliştirilmesine dair önerilerini sundu ve 2024’te zirve düzenlenmesini istedi. Guterres, “21. Yüzyıl sınamaları için sorunlara çözüm sağlayabilen 21. Yüzyıl kuruluşlarına ihtiyaç var.” Mesajını verdi.

 

BM Güvenlik Konseyi ve finansal mimari dahil mevcut küresel kuruluşlarda reform yapılması gerektiğinin altını çizen Genel Sekreter, “Dedelerimiz için oluşturulan sistemle torunlarımız için bir gelecek inşa edemeyiz.” Dedi.

 

ANLAŞMALAR ÜZERİNDE MÜZAKERELER SÜRÜYOR

 

Görev süresi Ocak 2026'da sona erecek Genel Sekreter Guterres'in "mirası" olarak değerlendirilecek zirve için üye ülke temsilcileri, bir süredir "Gelecek Paktı" üzerinde müzakereler yürütüyor. Gelecek Paktı'na aynı zamanda "Gelecek Nesiller için Deklarasyon" ile "Küresel Dijital Sözleşme"nin de eklenmesi bekleniyor.

 

193 ülkenin çıkar ve isteklerini bir araya getirmeye çalışan anlaşma, "sürdürülebilir kalkınma ve kalkınma finansmanı, uluslararası barış ve güvenlik, bilim, teknoloji ve dijital işbirliği, gençler ve gelecek nesiller ile küresel yönetişimin dönüştürülmesi" başlıklarından oluşuyor.

 

Müzakerelere dahil olan temsilciler, üye ülkelerin özellikle silahsızlanma, BMGK reformu ve mali kuruluşların yapılandırılmasına ilişkin bölümlerde anlaşma sağlayamadığına işaret ediyor.

 

Diğer taraftan, zirveye BMGK'nin 5 daimi üyesinin lider düzeyinde katılmaması da eleştirilere yol açıyor.

 

Tüm ülkelerin tek bir anlaşmaya imza atabilmesi büyük başarı olarak görülse de 193 ülkenin taleplerini karşılamaya çalışmak, anlaşmanın "dilini zayıflatma" ve etkisini azaltma ihtimalini gündeme getiriyor.

21 Eylül 2024 Cumartesi

Etiketler : BM BirleşmişMilletler

Küresel piyasalarda bu hafta ABD Merkez Bankası (Fed) başta olmak üzere BoE, BoJ, Endonezya Merkez Bankası, Brezilya Merkez Bankası ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) gibi bankaların para politikası kararları yakından takip edildi.


 

Dünya genelinde birçok merkez bankasının bu hafta açıkladığı faiz kararları piyasaların odağında yer aldı.

 

Bu bankalar arasında gevşeme döngüsüne 50 baz puanlık "jumbo" faiz indirimiyle başlayan Fed'in politika kararları dikkati çekti.

 

Mart 2020'den bu yana ilk kez faiz indirimine giden Fed, daha fazla faiz indiriminin yolda olduğunun da sinyalini verdi.

 

Endonezya Merkez Bankası Fed'den önce aldığı beklenmedik faiz indirimi kararıyla piyasaları şaşırtırken Brezilya Merkez Bankası 2 yılın ardından ilk kez faiz artırdı. BoE ağustosta başladığı faiz indirimlerine ara verirken TCMB ve BoJ politika faizini sabit tuttu.

 

Tayvan ve Norveç merkez bankaları da faiz oranlarını sabit bırakma kararı alırken Güney Afrika Merkez Bankası faiz indirimi yaparak gevşemeye giden bankalar arasına katıldı.

 

Bu hafta para politikası toplantılarını gerçekleştiren merkez bankalarının açıkladığı kararlar şöyle:

 

ABD MERKEZ BANKASI

 

Fed, politika faizini 4 yıl aradan sonra ilk kez indirdi ve 50 baz puan düşürerek yüzde 4,75-5,00 aralığına çekti.

 

Bankadan yapılan açıklamada, istihdam kazanımlarının yavaşladığına işaret edilerek düşük kalmaya devam etse de işsizlik oranının yükseldiği aktarıldı.

 

Açıklamada, enflasyonun yüzde 2 hedefine doğru ilerlediği ancak yüksek kalmayı sürdürdüğü belirtilerek enflasyonun sürdürülebilir bir şekilde yüzde 2’ye doğru düştüğüne dair daha fazla güven kazanıldığı ve istihdam ile enflasyon hedeflerine ulaşma risklerinin kabaca dengede olduğuna karar verildiği ifade edildi. Ekonomik görünümün belirsiz olduğuna dikkat çekilen açıklamada, her iki taraftaki risklere dikkat edildiği vurgulandı.

 

Ekonomiye ilişkin tahminlerini de açıklayan Fed, bu yıl toplamda 50 baz puan daha faiz indirimine gidebileceğini ortaya koydu.

 

Bankanın enflasyon tahminleri, bu yıl için yüzde 2,6’dan yüzde 2,3’e ve 2025 için yüzde 2,3’ten yüzde 2,1’e düşürüldü. ABD ekonomisinin büyüme tahmini de bu yıl için yüzde 2,1’den yüzde 2’ye düşürüldü, 2025, 2026 ve 2027 için yüzde 2 olarak öngörüldü. İşsizlik oranına ilişkin tahminler ise bu yıl için yüzde 4’ten yüzde 4,4’e, 2025 için yüzde 4,2’den yüzde 4,4’e ve 2026 için yüzde 4,1’den yüzde 4,3’e çıkarılırken 2027 için yüzde 4,2 olarak belirlendi.

 

İNGİLTERE MERKEZ BANKASI

 

BoE, politika faizini, beklentiler dahilinde yüzde 5'te sabit bıraktı.

 

Bankadan yapılan açıklamada, Para Politikası Kurulunun (PPK), para politikasını, yüzde 2 enflasyon hedefine ulaşmak ve aynı zamanda sürdürülebilir büyümeyi sağlamak üzere belirlediği aktarıldı.

 

PPK'nin enflasyona yönelik riskleri yakından izlemeye devam ettiği belirtilen açıklamada, "Ekonomiye yönelik önemli gelişmelerin olmaması halinde, politika kısıtlamalarının kaldırılmasına yönelik kademeli bir yaklaşım uygun olmaya devam etmektedir. Enflasyonun orta vadede yüzde 2'lik hedefe sürdürülebilir bir şekilde dönmesine yönelik riskler daha da azalana kadar para politikasının yeterince uzun bir süre kısıtlayıcı kalmaya devam etmesi gerekecektir." ifadeleri kullanıldı.

 

BoE Başkanı Andrew Bailey, kararın ardından yaptığı değerlendirmede, ağustosta politika faizini düşürdüklerinden beri enflasyonist baskıların azalmaya devam ettiğini belirtti. Bailey, "Ekonomi genel olarak beklediğimiz gibi ilerliyor. Bu durum devam ederse politika faizini zaman içinde kademeli olarak düşürebiliriz. Ancak enflasyonun düşük kalması hayati önem taşıyor, bu nedenle politika faizinde çok hızlı ya da çok fazla kesinti yapmamaya dikkat etmeliyiz." değerlendirmesinde bulundu.

 

TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI

 

TCMB Para Politikası Kurulu, politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını değiştirmeyerek yüzde 50’de tuttu.

 

Bankadan faiz oranlarına ilişkin yapılan duyuruda, Kurulun enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışlarının dezenflasyon süreci açısından risk unsuru olmaya devam ettiğini kaydettiği vurgulandı.

 

Kurulun, politika faizinin sabit tutulmasına karar vermekle birlikte, enflasyon üzerindeki yukarı yönlü risklere karşı ihtiyatlı duruşunu yinelediği aktarılan duyuruda, aylık enflasyonun ana eğiliminde belirgin ve kalıcı bir düşüş sağlanana ve enflasyon beklentileri öngörülen tahmin aralığına yakınsayana kadar sıkı para politikası duruşunun sürdürüleceği bildirildi.

 

Duyuruda, enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda ise para politikası araçlarının etkili şekilde kullanılacağı belirtildi.

 

JAPONYA MERKEZ BANKASI

 

BoJ da politika faizini yüzde 0,25'te sabit bıraktı.

 

Bankadan yapılan açıklamada, Japonya ekonomisindeki toparlanmanın devam ettiği belirtilerek enflasyonist baskıların da ithalat fiyatlarındaki gerilemeyle yumuşadığı ancak devam etmesinin beklendiği ifade edildi.

 

Japonya ekonomisinin potansiyelinin üzerinde büyümeyi sürdüreceğinin tahmin edildiği aktarılan açıklamada, yurt içi ve yurt dışında ekonomik aktiviteye ilişkin belirsizliklerin de önemli riskler olarak takip edileceği bildirildi. Açıklamada, şirketlerin daha çok ücret artışı yönünde davranmasıyla, döviz kurundaki gelişmelerin de fiyatlar üzerinde daha etkili olmasının öngörüldüğü kaydedildi.

 

BoJ Başkanı Kazuo Ueda da küresel ekonomik görünümün oldukça belirsiz olduğunu ve piyasalarda istikrarsızlığın sürdüğünü belirterek finans ve döviz piyasalarını yakından takip edeceklerini ifade etti.

 

ENDONEZYA MERKEZ BANKASI

 

Endonezya Merkez Bankası, Şubat 2021'den bu yana ilk faiz indirimine gitti ve politika faizini sabit tutacağı beklentilerinin aksine 25 baz puan düşürerek yüzde 6'ya indirdi.

 

Bankadan yapılan açıklamada, söz konusu kararın düşük ve istikrarlı enflasyon, rupinin istikrarı ve değer kazanması ve ekonomik büyümeyi güçlendirme çabalarına olan ihtiyaçla uyumlu olduğu aktarıldı.

 

Açıklamada, bankanın bundan sonraki süreçte politika faizini düşürme fırsatlarını izlemeye devam edeceği belirtildi.

 

BREZİLYA MERKEZ BANKASI

 

Brezilya Merkez Bankası, politika faizini 2022’den bu yana ilk kez artırdı ve 25 baz puan yükselterek yüzde 10,75’e çıkardı.

 

Bankadan yapılan açıklamada, enflasyon görünümüne yönelik risklerin yukarı yönlü olduğunu ve daha kısıtlayıcı bir para politikası gerektirdiği aktarıldı.

 

Açıklamada, faiz oranında gelecekte yapılacak ayarlamaların hızının ve yeni başlayan döngünün toplam büyüklüğünün, enflasyon hedefine ulaşma konusundaki kesin kararlılıkla belirleneceği ve enflasyon dinamiklerine bağlı olacağı vurgulandı.

 

TAYVAN MERKEZ BANKASI

 

Tayvan Merkez Bankası, faiz oranlarını sabit tuttu.

 

Bankadan yapılan açıklamaya göre, iskonto faiz oranı yüzde 2'de tutuldu. Teminatlı ve teminatsız borçlanma faiz oranları ise sırasıyla yüzde 2,375 ve yüzde 4,25 seviyesinde bırakıldı.

 

Açıklamada, ülkede enflasyondaki kademeli düşüş eğilimine ve küresel ekonomik duruma işaret edilerek Bankanın yurt içi enflasyon gelişmelerine dikkat edeceği ve büyük merkez bankalarının para politikası hamlelerinin etkilerini izleyeceği aktarıldı.

 

NORVEÇ MERKEZ BANKASI

 

Norveç Merkez Bankası, politika faizini 16 yılın en yüksek seviyesi olan yüzde 4,5’te sabit bıraktı.

 

Sıkı duruşunu koruyan Norveç Merkez Bankası, faiz oranının yıl sonuna kadar mevcut seviyede kalacağının sinyalini verdi.

 

Bankadan yapılan açıklamada, enflasyonun makul bir zaman dilimi içerisinde hedefe düşürülebilmesi için kısıtlayıcı para politikasına hala ihtiyaç duyulduğu kanaatinde olunduğu aktarıldı.

 

Norveç Merkez Bankası Başkanı Ida Wolden Bache, politika kararlarına ilişkin açıklamasında, “Politika faizinin yıl sonuna kadar yüzde 4,5 seviyesinde tutulması muhtemel.” İfadelerini kullandı.

 

Ida Wolden Bache, “Önümüzdeki dönemde politika faizinin bugünkü seviyede tutulması gerektiğine inanıyoruz ancak para politikasını gevşetme zamanının yaklaştığını düşünüyoruz.” Değerlendirmesinde bulundu.

 

GÜNEY AFRİKA MERKEZ BANKASI

 

Güney Afrika Merkez Bankası, 15 yılın en yüksek seviyesinde olan politika faizini 25 baz puan indirerek yüzde 8'e düşürdü.

 

Böylece banka, 4 yılın ardından ilk kez faiz indirimine gitti.

 

Bankadan yapılan açıklamada, genel olarak küresel koşullar daha olumlu hale gelse de risklerin hala olduğuna dikkat çekildi.

 

Açıklamada, enflasyona yönelik risklerin dengelendiğinin değerlendirildiği belirtildi.

 

HONG KONG

 

Çin'in Hong Kong Özel İdari Bölgesi, Fed'in 50 baz puanlık faiz indiriminin ardından ABD dolarına bağlı kur rejimi nedeniyle gösterge faizinde aynı oranda kesintiye gitti.

 

Bölgenin defakto merkez bankası niteliğindeki Hong Kong Para Otoritesi (HKMA), yaptığı açıklamada, gösterge faiz oranını 50 baz puan düşürerek yüzde 5,25'e çektiğini bildirdi.

 

HKMA Mart 2020'den bu yana ilk kez faiz indirimine giderken Hong Kong'un 5 büyük ticari bankası da kredi ve mevduat faizlerinde indirimlere gitti.

 

Öte yandan, bu hafta para politikası kararlarını açıklayan diğer merkez bankalarından Azerbaycan Merkez Bankası, politika faizini değiştirmeyerek yüzde 7,25'te tuttu. Moldova Merkez Bankası, faiz oranını yüzde 3,60'da sabit bıraktı. Ukrayna Merkez Bankası, politika faizini yüzde 13 seviyesinde tutma kararı aldı.

21 Eylül 2024 Cumartesi

Etiketler : MerkezBAnkası faiz