Emtia piyasasında talep tarafında devam eden güçlü seyir, enflasyon ve resesyon ikilemine karşın Çin'deki faiz indirimleri ve dolara olan talebin azalmasıyla geçen hafta da sürdü.


Emtia piyasası yükseliş eğilimini geçen hafta da devam ettirdi. Enflasyon ve resesyon ikilemi, önemli merkez bankalarına ilişkin politik belirsizlikler ve yetkililerden gelen "şahin" söylemlere karşın emtia piyasasında talep tarafı geçen hafta güçlü kaldı.

 

ABD Merkez Bankası (Fed) politika faizini yüzde 5,00-5,25 seviyesinde bıraktı. Fed, 10 toplantıdır aralıksız devam eden faiz artışlarına çarşamba günü itibarıyla ara verdi. Fed'den yapılan açıklamada, son göstergelerin ekonomik aktivitenin ılımlı bir hızda büyümesini sürdürdüğüne işaret ettiği belirtildi.

 

Fed Başkanı Jerome Powell, toplantı sonrası yaptığı sözle yönlendirmede, neredeyse tüm Fed yetkililerinin, enflasyonu zamanla yüzde 2'ye düşürmek için bu yıl bazı ek faiz artışlarının uygun olacağını düşündüğünü ifade etti.

 

Avrupa Merkez Bankası (ECB), geçen hafta 3 temel politika faizini 25 baz puan artırdı. Yüksek enflasyonla mücadele kapsamında faiz oranlarını art arda 8. kez yükselten ECB, faiz artırımlarına gelecek dönemde de devam edeceğinin sinyalini verdi.

 

ECB Başkanı Christine Lagarde, toplantı sonrası yaptığı açıklamada Avro Bölgesi'nde fiyat baskılarının yüksek kalmaya devam ettiğini ve enflasyonla mücadele için parasal sıkılaştırmaya ara vermeyeceklerini söyledi.

 

Geçen hafta Çin'deki parasal teşvik ve dolara olan talebin azalması, emtia piyasasındaki yukarı yönlü hareketlerin ana sebepleri arasında yer aldı.

 

Çin Merkez Bankası (PBoC), 7 gün vadeli ters repo operasyonunda faiz oranını yüzde 1,90'a çekti. Böylece Banka, kısa vadeli borç verme faiz oranını Ağustos 2022'den bu yana ilk kez düşürmüş oldu.

 

PBoC ayrıca, 1 yıllık kredi faizini 10 baz puan düşürerek yüzde 2,65'e indirirken, fonlama miktarını da artırdı. Öte yandan, bugün ülkede açıklanan verilere göre, sanayi üretimi yıllık yüzde 3,5, perakende satışlar da yüzde 12,7 arttı.

 

Banka'nın tarım sektörüne yönelik orta ve uzun vadeli kredi desteğini artıracağına yönelik haber akışı da takip edildi.

 

Ultra gevşek para politikasında bir değişikliğe gitmeyen Japonya Merkez Bankası da (BoJ) emtia piyasasındaki yükselişlere katkıda bulundu.

 

Banka, politika faizini değiştirmeyerek eski yüzde 0,1'de, getiri eğrisi hedef aralığını da artı/eksi yüzde 0,5 düzeyinde korudu.

 

Söz konusu kararı oy birliğiyle alan BoJ, sınırsız miktarda devlet tahvili ve yıllık 12 trilyon yen borsa yatırım fonları (ETF) ile yıllık 180 milyar yen Japon gayrimenkul yatırım fonları (J-REIT) alımına devam edeceğini duyurdu.

 

Bu hafta açıklanacak İngiltere Merkez Bankası'nın (BoE) faiz kararı ve Fed Başkanı Powell'ın açıklamalarının da emtia piyasaları üzerinde etkili olması bekleniyor.

 

ARZ ENDİŞELERİYLE PALADYUM FİYATLARI YÜKSELDİ

 

Geçen hafta altın yüzde 0,2, gümüş yüzde 0,4 ve platin yüzde 2,6 değer kaybederken, paladyum yüzde 6,7 değer kazandı.

 

Fed Başkanı Powell'ın para politikası toplantısının ardından yaptığı açıklamada, "neredeyse tüm Fed yetkililerinin, enflasyonu zamanla yüzde 2'ye düşürmek için bu yıl bazı ek faiz artışlarının uygun olacağını" düşündüğünü dile getirmesi, değerli metalleri baskılayan unsurlardan biri oldu.

 

Rusya'nın Londra Metal Borsası tarafından yasaklara maruz kalacağı endişeleri, kısa vadeli arz endişeleri ve Güney Afrika'daki tedarik sıkıntılarıyla paladyumda bir toparlanma görüldü. Emtia piyasasında resesyon endişelerinin en fazla etkilediği ürünlerden bir tanesi olan paladyumda, kısa vadeli bir toparlanma olsa da devam eden resesyon endişelerinin fiyatları etkileyebileceği belirtildi.

 

Gümüşün haftalık bazda değer kaybetmesine karşın ay başına göre yüzde 3 civarında kazanç sağladığını ifade eden analistler, "Paladyumda yükseliş eğiliminin sürekli olabilmesi için de erken olabilir." ifadesini kullandı.

 

Bu arada, geçen hafta 24 doların üstüne çıkan gümüşün 25-26 dolar seviyelerini görebileceği tahmin ediliyor.

 

NİKEL PİYASASINDAKİ YÜKSELİŞ

 

Baz metallere bakıldığında, geçen hafta bakır yüzde 3, kurşun yüzde 6,2, alüminyum yüzde 0,2, nikel yüzde 9,5 ve çinko yüzde 3,1 artış kaydetti.

 

Çin'deki faiz indirimleri özellikle nikel piyasasındaki yükselişleri tetikledi.

 

İsveçli maden şirketi Boliden'in İrlanda'daki çinko madenindeki üretimi "sürdürülemez mali kayıplar" nedeniyle gelecek ay içinde durduracağına ilişkin haberlerle çinko fiyatları geçen hafta yükseldi.

 

Enerji emtialarında da pozitif bir seyir izlendi.

 

Geçen haftayı Brent petrol yüzde 1,8, New York Ticaret Borsası'nda işlem gören doğal gaz ise yüzde 16,2 yükselişle tamamladı.

 

ABD Enerji Enformasyon İdaresi, ABD'deki ticari ham petrol stoklarının bir önceki hafta yaklaşık 7 milyon 900 bin varil artarak 467 milyon 100 bin varile yükseldiğini bildirdi. Piyasa beklentisi stokların 1 milyon 291 bin varil azalacağı yönündeydi.

 

Kanada'da orman yangınlarının tekrar artması da petrol ve doğal gaz üretimine ilişkin endişelerin öne çıkmasına neden oldu.

 

BUĞDAY VE MISIRDA SERT YÜKSELİŞLER GÖRÜLDÜ

 

Geçen hafta Chicago Ticaret Borsası'nda işlem gören buğday yüzde 11,3 ve mısır yüzde 12,7 artarken, soya fasulyesi yüzde 3,2 ve pirinç yüzde 6,5 değer kaybetti.

 

Intercontinental Exchange'de (ICE) pamuk yüzde 2,1 ve kahve yüzde 3,2 azalış kaydederken, şeker yüzde 2,4 ve kakao yüzde 1,9 değer kazandı.

 

Kakao, 3.271 dolarla Aralık 2015'ten bu yana en yüksek seviyeyi gördü.

 

Uluslararası Hububat Komisyonu'nun (IGC) raporuna göre, dünya buğday üretim tahminleri, önceki aya kıyasla 4 milyon ton azalarak 783 milyon ton seviyesinde gerçekleşirken, dönem sonu stok tahmini de önceki aya göre 6 milyon ton düşerek 271 milyon ton oldu.

 

Öte yandan, ABD'de haftalık mısır ihracatı, önceki haftaya göre azalarak 1,24 milyon ton seviyesinde gerçekleşti. Meksika ve Çin, en büyük alımı gerçekleştiren ülkeler oldu.

 

Mısır, biyodizel üretimi için kullanılan ham maddelerden biri olması sebebiyle mısır fiyatları, petrol fiyatlarındaki belirgin artışın ardından yukarı yönlü ivme kazandı.

 

Kahvede Fitch Solutions'un 2022-2023 sezonunda 7 milyon torba üretim fazlası beklemesi ve ABD Tarım Bakanlığı'nın da 2022-2023 sezonunda 8 milyon torba üretim fazlası olacağını tahmin etmesi, kahve fiyatlarının düşüş eğiliminde hareket etmesine neden oldu.

 

El Nino hava olayına ilişkin endişeler tarım emtialarını yukarı yönlü etkilemesine karşın resesyon endişelerinin etkileri de geçen hafta görüldü.

 

Brezilya realinin dolara karşı değer kazanmasıyla şeker piyasasında yükselişler söz konusu olurken, Fildişi Sahili'nde kakao teslimatlarının azaldığı ve Nijerya'nın kakao ihracatının düştüğüne yönelik haberler kakaoda arz endişelerini öne çıkardı.

19 Haziran 2023 Pazartesi

Züccaciyeciler Derneği (ZÜCDER) Başkanı Mesut Öksüz, bu yıl 6 milyar dolarlık ihracat hedeflediklerini belirterek, "İhracatta 8'inci sıradayız, ilk 5 yıl içerisinde hedefimiz 5'inci sıraya çıkmak. Bunun için çalışıyoruz." dedi.


Antalya'da düzenlenen 13. Uluslararası Ev ve Mutfak Eşyaları Üretici ve Marka Zirvesi'ne katılan Öksüz, dünyadaki küresel durgunluktan sektörün de etkilendiğini söyledi.

 

Yılın ilk çeyreğinde yüzde 3'lük daralma yaşadıklarını dile getiren Öksüz, sektör olarak ilk çeyrek itibarıyla 750 milyon dolar dış ticaret fazlası verdiklerini belirtti.

 

Öksüz, yıl ortası itibarıyla toparlanma beklediklerini, 2024'ü 6 milyar dolarlık ihracatla kapatmayı hedeflediklerini kaydetti.

 

İHRACAT, AVRUPA, AFRİKA VE ORTA DOĞU AĞIRLIKLI

 

Sektör olarak dünyanın her yerine ürün gönderdiklerini anlatan Öksüz, şöyle devam etti:

 

"Dünyanın neresine giderseniz gidin, hiç beklemediğimiz bir yerde, kafede, tabakta, porselende, seramikte, çelikte, bir ahşap üründe bizim markalarımızı bulma ihtimaliniz çok yüksek. İhracatta 8'inci sıradayız, ilk 5 yıl içerisinde hedefimiz 5'inci sıraya çıkmak. Bunun için çalışıyoruz. Çin, dünyanın devi, tek başına yüzde 50'den fazlasını gerçekleştiriyor, diğer ülkeler ise 300, 500 milyon dolarlık farklarla sıralanıyor."

 

Öksüz, sektörün dünyadaki ticaret hacminin 300 milyar dolar olduğunu ve bu ticaretin yaklaşık 152 milyar dolarını tek başına Çin'in gerçekleştirdiğini belirterek, Türkiye'nin ise dünya pazarından şu anda yüzde 2 pay aldığını kaydetti.

 

Çin'den sonra yaklaşık 15 milyar dolar ihracatla Almanya'nın, yaklaşık 14 milyar dolarla ABD'nin ilk üç sırada yer aldığını dile getiren Mesut Öksüz, ABD'yi de 8 milyar 860 milyon dolarlık ihracatla İtalya’nın, 8 milyar 813 milyon dolarla Meksika'nın, 7 milyar dolarla Hollanda'nın ve 6 milyar 400 bin dolarla Hong Kong'un takip ettiğini bildirdi.

 

Öksüz, Türkiye'nin de 6 milyar dolarla 8. sırada bulunduğunu ifade etti.

 

Sektör olarak ihracatı artırmak amacıyla farklı ülkelere yöneldiklerini belirten Öksüz, şunları söyledi:

 

"İhracatımızın yüzde 58'ini Avrupa Birliği ülkeleri oluşturuyor. Geri kalanı diğer ülkelere yayılmış durumda. Avrupa'daki ekonomik durgunluğun bizlerde sıkıntısı oldu. Son dönemlerde bir toparlanma var. Ukrayna, Rusya bizim için önemli pazar bölgesi. Buralarda da sıkıntılar yaşadık ama biraz toparlanma var. Satış bölgemiz Avrupa, Afrika ve Orta Doğu ağırlıklı."

 

ANNELER GÜNÜ CAN SUYU OLDU

 

ZÜCDER Başkanı Öksüz, iç pazarda ise ilk 3 ayda adet bazında daralma ancak ciro bazında artış yaşadıklarını söyledi.

 

Anneler Günü satışlarının sektöre can suyu olduğuna işaret eden Öksüz, "Geçtiğimiz hafta Anneler Günü vardı. Satışlar beklediğimize yakın seviyede geçti. Anneler Günü, düğün sezonu, bayramlara yönelik satışlar, cirolara katkı sağlıyor." diye konuştu.

 

Öksüz, özellikle yaz döneminde hareketlenen düğün sezonunun da sektöre katkı sağlamasını beklediklerini sözlerine ekledi.

19 Mayıs 2024 Pazar

Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı Orman Genel Müdürlüğünce (OGM) kurulan ve geçen yıl sonu itibarıyla sayısı 794'e ulaşan bal ormanlarıyla arıcılık faaliyetleri desteklenirken, bu alanda ülke ekonomisine de katkı sağlanıyor.


Bal ormanları, ekolojik olarak sunduğu katkının yanında kurulduğu bölgedeki bitki örtüsünü zenginleştirerek toprakları erozyona karşı korurken, arıcılık faaliyetlerinin artmasında da önem arz ediyor.

 

Bu kapsamda, OGM tarafından 2013-2017 ile 2018-2023 yıllarını kapsayan iki “Bal Ormanı Eylem Planı” hazırlanarak uygulamaya alındı. Bu ormanlar aracılığıyla bal üretim miktarı ve kalitesi bakımından dünyada üst seviyelere çıkılması planlanırken, bal ormanlarının sayısının artışına bağlı olarak verimsiz orman alanlarının verimli hale getirilmesi, ormanlık alanların ekonomik, ekolojik ve sosyal fonksiyonlarının artırılması, biyolojik çeşitliliğin korunması, gıda güvenliğinin sağlanması ve orman köylüsüne istihdam ve ek gelir imkanı yaratılması da hedefleniyor.

 

BU YIL BAL ORMANLARI SAYISININ 850’YE ÇIKARILMASI PLANLANIYOR

 

Bal ormanı eylem planları kapsamında, her yıl bölge müdürlüklerince ikişer adet bal ormanı kuruluşu planlanarak, yılda 56 bal ormanı oluşturulması hedeflendi. Bal ormanı sayısı, 2023 sonu itibarıyla 794'e ulaşırken, bu yıl sayının 850'ye çıkarılması amaçlanıyor.

 

Ülkenin dört bir yanında bal ormanları kurulurken, İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Antalya, Bursa, Hatay ve Trabzon bal ormanları bulunan illerin başında geliyor.

 

Arıcılığın desteklenmesi amacıyla ağaçlandırma, erozyon kontrolü, rehabilitasyon alanları ve diğer ormanlık alanlarda ekolojiye uygun ballı bitkilerin ekimi veya dikimi yoluyla oluşturulan bal ormanları, ayrıca hiçbir müdahale yapılmadan doğal yayılış alanları içerisinde belirlenen ve arıcıların konaklamasına imkan sağlayan ormanlık alanlardan da oluşturuluyor.

 

BAL ÜRETİMİNDE DÜNYADA İKİNCİ SIRADA

 

Geçen yıl sonu itibarıyla 95 bin 459 hektar ormanlık alanda kurulan 794 bal ormanıyla yaklaşık 1 milyon kovana ev sahipliği yapılabilecek imkan oluşturularak ülke ekonomisine de dolaylı katkı sağlanıyor.

 

2010'da 81 bin ton olan bal üretimi, geçen yıl itibarıyla 114 bin 886 tona ulaşırken, arıcılığa verilen destekler ve bal ormanlarının kurulmasıyla Türkiye bal üretiminde dünyada Çin'in ardından ikinci sırada yer almayı sürdürdü.

19 Mayıs 2024 Pazar