tatil-sepeti

Geçen hafta fiyatlar libre bazında bakırda yüzde 4.1, nikelde yüzde 1.9, kurşunda yüzde 0.3, çinkoda yüzde 1.2 ve alüminyumda yüzde 2.9 arttı. Soya fasulyesinin kile başına fiyatı 9.5 dolarla Eylül 2020'den bu yana en düşük seviyeyi gördü.


Emtia piyasasında geçen hafta ABD'de açıklanan verilerin resesyon endişelerinin azaldığına ve fiyat baskılarının hafiflediğine işaret etmesiyle değerli ve baz metaller sert yükselirken, Çin ekonomisine dair endişeler ve üretimin artacağına yönelik öngörülerle diğer gruplarda düşüşler görüldü.

 

ABD'de açıklanan verilerin resesyon endişelerinin azaldığına ve fiyat baskılarının hafiflediğine işaret etmesiyle ABD Merkez Bankası'nın (Fed) faiz indirimi yapacağına yönelik beklentilerin gücünü koruması emtia piyasasını olumlu etkileyen ana unsur oldu.

 

Dünya genelinde açıklanan verilerden alınan sinyaller gelecek dönem için pozitif beklentilerin güçlenmesine neden oluyor. ABD'de Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE), temmuzda aylık bazda yüzde 0,2 ile beklentilere paralel, yıllık bazda ise yüzde 2,9 ile tahminlerin altında arttı. Art arda dördüncü ayda yavaşlamaya devam eden yıllık enflasyon, Mart 2021'den bu yana en düşük seviyesini kaydetti.

 

Analistler, ülkede enflasyonun Fed'in yüzde 2 hedefine ulaşma yolunda ilerlediğini gösterdiğini aktararak, bunun da bankanın istihdamı maksimuma çıkarma olan diğer hedefine daha fazla odaklanmasına olanak tanıyacağını belirtti.

 

Ülkede, perakende satışlar, temmuzda aylık yüzde 1 ile beklentilerin üzerinde artış kaydederken, perakende satışlarda bu dönemde yaşanan artış, Ocak 2023'ten bu yana kaydedilen en yüksek aylık yükseliş oldu.

 

Söz konusu gelişmelerin ardından Fed'in eylülde 50 baz faiz indirime gideceğine ilişkin beklentiler güç kaybetse de bankanın yıl sonuna kadar 100 baz puan faiz indireceğine yönelik fiyatlamalar güçlü kalmayı sürdürdü.

 

Öte yanda ABD'de Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) temmuzda aylık bazda yüzde 0,1 ve yıllık bazda yüzde 2,2 artışla beklentilerin altında gerçekleşti.

 

Analistler, söz konusu verilerin fiyat baskılarının hafiflediğine işaret ettiğini ve bu durumun odak noktasını yavaşlayan işgücü piyasasına kaydırdığını söyledi.

 

Çin tarafında açıklanan verilere göre, sanayi üretimi yıllık yüzde 5,1 artışla öngörülerin altında kalırken, işsizlik oranı yüzde 5,2 ile beklentilerin üzerinde kaldı.

 

Buna karşın perakende satışlar yüzde 2,7 artışla tahminleri geride bırakırken, bu durum durgunluk endişesinin öne çıktığı ülke ekonomisinde ekonomik aktivitenin yeniden canlanıyor olabileceği beklentilerini destekledi.

 

Çin'de zayıf güven tüketim ve yatırımlar üzerinde baskı oluştururken, ekonomik aktivite ivme kazanamadı ve hükümetin yıllık büyüme hedefinin tutturulamaması riski arttı.

 

Emtia piyasasında böylece geçen hafta ABD'de açıklanan verilerin resesyon endişelerinin azaldığına ve fiyat baskılarının hafiflediğine işaret etmesiyle değerli ve baz metaller sert yükselirken, Çin ekonomisine dair endişeler ve üretimin artacağına yönelik öngörülerle diğer gruplarda düşüşler görüldü.

 

ALTINDA REKOR SEVİYE

 

Geçen hafta ons bazında altın 3,2, gümüş yüzde 5,7, platin yüzde 3,3, paladyum yüzde 4,8 değer kazandı.

 

Altının ons fiyatı 2 bin 509,8 dolarla rekor seviyeyi gördü.

 

Fed'in faiz indirimlerine yaklaştığına dair beklentilerin güçlenmesi, merkez bankaları ve Çinli tüketicilerden gelen artan satın alımlar ile Orta Doğu ve Ukrayna'daki çatışmalar altının ons fiyatını destekledi.

 

Analistler, değerli metallerde özellikle altında güvenli liman özelliğinin öne çıktığını, altın fiyatlarının gücünü korumasında jeopolitik risklerin payının büyük olduğunu söyledi.

 

Özellikle ABD ekonomisinin gücünü koruduğuna dair makroekonomik veriler gümüş fiyatlarının yükselmesini sağladı.

 

Japonya Merkez Bankası'nın (BOJ) eski Yönetim Kurulu Üyesi Makoto Sakurai'nin BoJ'un tekrar faizleri artırmayacağına yönelik açıklamaları da değerli metalleri olumlu etkiledi.

 

Gerileyen tahvil faizleri de değerli metaller için destekleyici oldu.

 

Bir önceki hafta jeopolitik riskler ve resesyon endişelerinin artmasıyla 90 seviyelerini gören altın/gümüş rasyosunun ekonomik aktiviteye yönelik endişelerin azalması ve ekonomilerin toparlanma yoluna girmesiyle geçen hafta 86 seviyelerine gerilediğini belirten analistler, küresel ekonomik toparlanmanın daha fazla hızlanması durumunda altın/gümüş rasyosunun 75 seviyelerine gerileyebileceğini kaydetti.

 

BAKIRDA YÜKSELİŞ YÜZDE 4'Ü AŞTI

 

Öte yandan baz metallere bakıldığında ise tezgah üstü piyasada geçen hafta fiyatlar libre bazında bakırda yüzde 4,1, nikelde yüzde 1,9, kurşunda yüzde 0,3, çinkoda yüzde 1,2 ve alüminyumda yüzde 2,9 arttı.

 

ABD işgücü piyasasının gücünü koruduğuna dair belirtiler baz metallerdeki talep endişelerini hafifletti.

 

Şili'nin kuzeyindeki Atacama Çölü'nde BHP Grubu tarafından işletilen Escondida bakır madenindeki ücret görüşmelerinde anlaşma sağlanamaması sonrasında maden işçilerinin grev başlatması bakır arz endişelerini artırdı.

 

Analistler, Kanada merkezli metal madenciliği şirketi Lundin Mining Corp., Şili'deki Caserones madenindeki operasyonları azaltma kararı aldığını açıklamasının da bakırda arz endişelerini tetiklediğini söyledi.

 

Bakır fiyatları ayrıca Çin'in en büyük bakır üreticilerinden Shandong tesisini kapattığına dair haberlerden de destek buldu.

 

Zambiya ve Kongo arasındaki sıkıntılar nedeniyle Afrika'nın bakır ihracatında kaynaklanabilecek aksamaların da bakıra ilişkin arz endişelerini artırabileceği tahmin ediliyor.

 

Analistler, ABD, Kanada, Avustralya ve Avrupa ülkelerinin, Çin'in bakır üzerindeki hakimiyetini sübvansiyonlar ve yatırımlar yoluyla kırmayı hedeflediğini, böyle bir durumun bakır maliyetlerini artırabileceğini kaydetti.

 

Çin Merkez Bankası'nın (PBoC) yeni kademeli bir finansal politikayı planlayacağını bildirmesi de baz metaller için olumlu etkiye sahip oldu.

 

PBoC Başkanı Pan Gongsheng, yaptığı açıklamada, yeni kademeli bir politikayı planlayacaklarını bildirirken, mali, finansal ve endüstri birimleri tarafından yapılan politikaların Çin'in yüksek kalitede gelişmesini desteklemeye yönelik olacağını söyledi.

 

Enerji grubuna bakıldığında Brent petrolün varil fiyatı yüzde 0,4 azalırken, New York Ticaret Borsası'nda işlem gören doğal gazın İngiliz termal birimi (MMBtu) cinsinden fiyatı yüzde 0,7 azaldı.

 

Petrol fiyatlarındaki düşüşte, özellikle Çin ekonomisine ilişkin endişeler etkili oldu.

 

SOYA FASULYESİ FİYATLARI EYLÜL 2020'DEN BU YANA EN DÜŞÜK SEVİYEYİ TEST ETTİ

 

Chicago Ticaret Borsası'nda kile başına fiyatlar buğdayda yüzde 1,6 artarken, mısırda yüzde 0,7, soya fasulyesi yüzde 4,7, pirinçte yüzde 1,8 azalış kaydetti.

 

Soya fasulyesinin kile başına fiyatı 9,5 dolarla Eylül 2020'den bu yana en düşük seviyeyi gördü.

 

Intercontinental Exchange'de libre bazında fiyatlar, pamukta yüzde 1,6, şekerde yüzde 2,1 gerilerken, kahvede yüzde 2,4 yükseldi. Kakaonun ton başına fiyatı ise haftayı yüzde 3,9 düşüşle tamamladı.

 

Pamuk'un libresi 0,66 dolarla Ekim 2020'den bu yana en düşük seviyeyi test etti.

 

Fransa'da üretimin azalması ve Rusya-Ukrayna kaynaklı riskler buğday fiyatlarının yükselmesine neden oldu.

 

ABD'de mısır ve soya fasulyesi üretim tahminlerinin yükselmesi fiyatların düşmesine yol açtı. ABD Tarım Bakanlığı'nın (USDA) son tahminleri, 2024-25 döneminde ABD'de kullanılabilecek soya fasulyesi stok oranının 5 yıllık zirve olan yüzde 12,8 olacağını ve bir önceki yılın yüzde 8,4'lük oranının oldukça üzerinde olduğunu gösteriyor.

 

Brezilya Tarımsal Kalkınma ve Aile Tarımı Bakanlığı'na bağlı olan Ulusal Tedarik Şirketi de (Conab) 2023/2024 sezonunda ülkede soya fasulyesi üretiminin artacağı öngörüsünde bulundu.

 

Analistler, mısır ve pirinç fiyatlarında arz fazlası nedeniyle birkaç ay boyunca satış baskısı olabileceğini kaydetti.

 

ABD'de üretimin artmasıyla Çin'den gelen talebin azalmasının bir araya gelmesi mısır, pirinç ve soya fasulyesi fiyatlarının düşmesinde önemli bir unsur oldu.

 

Conab, ayrıca 2023/2024 sezonunda şeker üretiminin de artacağı öngörüsünde bulundu.

 

Brezilya'da don olaylarına ilişkin endişelerle kahve fiyatları yükseldi.

 

Kakao fiyatları, Batı Afrika kakao üretiminin son zamanlardaki ortalamanın altında yağışa karşın toparlanacağına dair iyimserlikle sert bir şekilde düştü.

 

Kamerun'da kakao üretiminin artması da fiyatlar üzerinde baskı oluşturdu.


19 Ağustos 2024 Pazartesi

Jandarma Genel Komutanlığı’na 300 lojistik, 10 bando alt branşlarında olmak üzere 310 uzman erbaş alınacak. Kimler başvurabilir? Başvuru şartları neler? Başvuru için son gün ne zaman? İşte detaylar…

Resmi Gazete'de Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi Başkanlığı’ndan yayımlanan ilana göre, başvurular 23 Ekim ile 6 Kasım tarihleri arasında internet üzerinden yapılacak.

 

KİMLER BAŞVURABİLİR?

Başvuru yapabilecek 1 Ocak 2024 itibarıyla 20 yaşından gün almış ve 27 yaşını bitirmemiş adaylardan, 2023-2024 KPSS'den 50 ve üzeri puana sahip olma şartı aranacak.

 

BAŞVURU İÇİN SON GÜN NE ZAMAN?

Başvuruların başlama ve bitiş saatleri, temini yapılacak uzman erbaş alt branşları, temin şartları ve diğer detaylar https://vatandas.jandarma.gov.tr, www.jsga.edu.tr ve https://kamuilan.sbb.gov.tr internet sitelerinde yayımlanacak.

23 Ekim 2024 Çarşamba

Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD), jeopolitik çatışmalar ve iklim değişikliğinden kaynaklanan aksamaların kritik deniz geçiş noktalarını tehdit ettiği ve küresel ekonomi, gıda güvenliği ve enerji arzının artan risk altında olduğu uyarısında bulundu.





UNCTAD, "Deniz Taşımacılığı 2024 Değerlendirmesi: Deniz Geçiş Noktalarının Seyri" başlıklı raporunu, basın toplantısında açıkladı.

Rapora göre, küresel deniz ticareti 2022'deki daralmanın ardından toparlanma eğilimine girdi ve 2023'te yüzde 2,4 büyüyerek yaklaşık 12,3 milyon tona ulaştı.

Bu yıl ise deniz ticaretinin demir cevheri, kömür ve tahıl gibi dökme yük emtialarının yanı sıra konteynerle taşınan mal talebinin artmasıyla yüzde 2'lik mütevazı bir büyüme göstermesi bekleniyor.

Geçen yıl yüzde 0,3 büyüyen konteyner ticaretinin bu yıl yüzde 3,5 artış göstereceği tahmin edilirken, UNCTAD'a göre bu rakamlar daha derin zorlukları maskeliyor. Bu nedenle, küresel deniz ticaretinde uzun vadeli büyüme, sektörün Ukrayna'daki savaş ve Orta Doğu'da artan jeopolitik gerginlikler gibi devam eden zorluklara nasıl uyum sağlayacağına bağlı olacak.

ROTALARIN UZAMASI YÜKSEK MALİYET VE EMİSYONLARA YOL AÇIYOR

Dünyadaki kritik deniz geçiş noktaları aksamalarla karşı karşıya kalarak gecikmelere, rota değişikliklerine ve daha yüksek maliyetlere neden oldu.

Küresel ticaretin kritik arterlerini oluşturan Panama ve Süveyş kanallarındaki trafik, 2024 ortasında, önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 50'nin üzerinde düşüş gösterdi.

Bu gerileme, Panama Kanalı'nda iklim değişikliği kaynaklı düşük su seviyeleri ve Süveyş Kanalı'nı etkileyen Kızıldeniz bölgesindeki çatışmaların patlak vermesinden kaynaklandı.

Aden Körfezi ve Süveyş Kanalı'ndan geçen gemilerin tonajı da sırasıyla yüzde 76 ve yüzde 70 azaldı.

Gemilerin rotalarını Kızıldeniz'den Ümit Burnu'na çevirmesiyle, bölgedeki gemi varışları yüzde 89 arttı. Bu durum mal akışının sürdürülmesine yardımcı olurken, maliyet artışları, gecikmeler ve karbon emisyonlarının yükselmesine yol açtı.

UNCTAD, Uzak Doğu-Avrupa rotasında 20-24 bin TEU konteyner gemisinin, Süveyş Kanalı yerine Afrika'yı dolaşarak seyahat ettiğinde, Avrupa Birliği'nin (AB) Emisyon Ticaret Sistemi kapsamında sefer başına 400 bin dolar ek emisyon maliyetine maruz kaldığını hesapladı.

Daha uzun süren rotalar, liman tıkanıklığının artmasına, daha yüksek yakıt tüketimi ve mürettebat ücretleri, sigorta primleri ve korsanlık riskine maruz kalma ihtimalinin artmasına da neden oldu.

Geçen yıl küresel ton-mil dengesi yüzde 4,2 artarak maliyet ve emisyonların yükselmesine yol açarken, rotaların uzaması küresel lojistik ve tedarik zincirleri üzerinde baskı oluşturdu.

 EN KÖTÜ ETKİLERİ AZ GELİŞMİŞ ÜLKELER YAŞIYOR

Yaşanan aksaklıklar ve artan maliyetlerden tüm ülkeler eşit şekilde etkilenmiyor. Gelişmekte Olan Küçük Ada Devletleri (SIDS) ve En Az Gelişmiş Ülkeler (LDC), en kötü etkileri yaşıyor.

Hesaplamalara göre, Kızıldeniz ve Panama Kanalı'ndaki krizin devam etmesi durumunda küresel tüketici fiyatları 2025 sonuna kadar yüzde 0,6 artabilir. SIDS için potansiyel etkinin daha şiddetli olma riski bulunuyor.

Denizcilik sektörünün iklim değişikliğinin artan etkileri ve diğer aksamalara karşı dayanıklılık ihtiyacının aciliyetini de vurgulayan UNCTAD'a göre, sektördeki bir diğer acil sorun da güvenliği,  kirlilik kontrolünü ve denizci refahını zayıflatan sahte gemi tescilleri ve bundaki artış.

UNCTAD, denizcilik sektörünün artan zorluklarla karşı karşıya kaldığı bu dönemde, kritik geçişlerdeki kesintilerin ele alınması, düşük karbonlu ve yeşil denizciliğe yatırım yapılması, liman verimliliği ve adaptasyonunun artırılması, iç bölge bağlantılarının geliştirilmesi ve sahte gemi tescillerine karşı mücadele edilmesi çağrısında bulundu.

"TÜKETİCİ KEMER SIKIYOR, YATIRIMCI BEKLE-GÖR MODUNDA"

UNCTAD Teknoloji ve Lojistik Direktörü Shamika Sirimanne, basın toplantısında, küresel deniz ticaretinin bu yıl yüzde 2 büyümesini beklediklerini belirterek, 2025-2029 döneminde yıllık bazda yüzde 2,4 artış öngördüklerini dile getirdi.

Orta vadedeki bu büyümenin teknolojik gelişmeler, yeşil dönüşüm ve deniz ticareti altyapısına yönelik yatırımlara ilginin yeniden canlanmasıyla destekleneceğini söyleyen Sirimanne, "Ancak küresel deniz ticaretinin büyümesi üzerinde aşağı yönlü riskler oldukça baskın. Jeopolitik gerginlikler, süregelen çatışmalar ve savaşlar, uluslararası ticareti oldukça olumsuz etkiliyor. Birçok düşük gelirli ülke borç yüküyle karşı karşıya kalıyor, yüksek borçlanma maliyetleriyle boğuşuyor ve dış şokları yönetmekte zorlanıyor. Gelecek belirsiz olduğunda, biz tüketiciler olarak kemer sıkıyoruz. Yatırımcılar ise bekle-gör moduna geçiyor ve ekonomi ve beraberinde uluslararası ticaret de zarar görüyor." diye konuştu.

UNCTAD Ticaret Lojistiği Birimi Başkanı Jan Hoffmann da kritik deniz geçiş noktalarını etkileyen sorunlar nedeniyle navlun fiyatlarının arttığını ve bu artışın tüketici fiyatlarına yansıyacağını belirterek, "Eğer bu geçiş noktalarındaki kriz devam eder ve navlun fiyatları yüksek kalmayı sürdürürse, tüketici fiyatları 2025 sonuna kadar yüzde 0,6 artabilir. Bu oran SIDS ülkelerinde yüzde 0,9. Yani küresel ortalamanın neredeyse yüzde 50 daha fazlası." uyarısında bulundu.

22 Ekim 2024 Salı