HABER: MÜGE BİBER / ŞEREF KILIÇLI

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, “Kredi genişlemesi, KDV indirimleri ve kısa çalışma uygulaması, Türkiye ekonomisinin, ikinci çeyreğin sonundan başlayarak hızlı bir toparlanma sürecine girmesinde büyük rol oynadı. Adeta ekonomiyi koronavirüsün etkilerinden koruyan ‘üç katlı maske’ oldu” değerlendirmesinde bulundu.

Avdagiç, Oda’nın eylül ayı olağan Meclis toplantısında yaptığı konuşmada, yeni tip koronavirüs (Covid-19) salgınında vaka sayısının artış gösterdiğine dikkat çekti.
“İTO üyelerimize salgın kurallarına daha sıkı uyma çağrımızı tekrarlıyorum. Pandemiyi küçümseyerek değil, önemseyerek yenebiliriz” diyen Avdagiç, aşı ve gelişmiş tedaviler bulunup uygulanıncaya kadar iş yapma biçimlerimizde ve sosyal hayatın her alanında kendimizi koruyarak virüsle birlikte yaşamaya alışacağımızı vurguladı.

POZİTİFE YAKIN BÜYÜME

Türkiye ekonomisinin ‘korona çeyreği’ olarak tabir edilen 2020’nin ikinci çeyreğinde bir yıl öncesine kıyasla yüzde 9.9 küçüldüğünü hatırlatan Şekib Avdagiç, “Böylece 2020’nin ilk yarısını yüzde 3.1 küçülme ile geride bıraktık. 2020’yi artıda kapatmamız için, içinde bulunduğumuz bu ikinci yarıda yüzde 4 ve üzerinde büyümemiz gerekiyor. Türkiye ekonomisinin hızla toparlanma yeteneği sayesinde, bu yılı pozitif ya da pozitife çok yakın bir büyüme ile kapatacağını düşünüyoruz. Tüm işaretler, karamsar tahminlerden daha iyi büyüyeceğimizi gösteriyor. Geçmişte de kriz yıllarının hemen ertesinde yüksek büyüme hızlarına ulaşılması, bu kabiliyetimizin göstergesidir” diye konuştu.

İTO Başkanı Avdagiç, Merkez Bankası’nın son toplantıda politika faizinde bir artış yapmadığını anımsatarak, “Anlaşılan o ki,Merkez Bankası’nın politikalarını, daha yoğun planlama ile yeni adımlar izleyecek. Politika yapıcıların elinde birçok enstrüman var. Faizi tek mesele olarak görmek yanlış olur. Bu, uzun vadeli bir yolculuktur” dedi.

Avdagiç, hükümetin destekleri ve girişimcilerin krizler karşısında çabuk iyileşme kabiliyeti sayesinde, toparlanmanın üçüncü çeyrek büyümesine güçlü biçimde yansıyacağını öngördüklerini kaydetti.

ÜRETEREK AŞACAĞIZ

Salgın sürecinden en çok etkilenen sektörlerin başında hizmetler sektörünün geldiğini belirten Avdagiç, bu sektöre yönelik olarak Hazine ve Maliye Bakanlığınca açıklanan KDV indirimlerinin tam anlamıyla bir can suyu olduğunu söyledi. Pandemi baskısı altında enflasyonla mücadelede sabırlı ve kararlı olmamız gereken bir döneme girdiğimizi anlatan İTO Başkanı Avdagiç, “Hepimize iş düşüyor. İş dünyası olarak, salgın dolayısıyla alınan tedbirlerden kaynaklanan arz kısıntılarını bu dönemde üreterek aşacağız” dedi.

BAŞARILI SONUÇLAR ALDIK

“Üyelerimizin ve sizlerin dertlerini en yüksek sesle dile getirdiğimiz iki örneği paylaşmak istiyorum” diyen Avdagiç, şöyle devam etti: “İlki; Kısa Çalışma Ödeneği’nin uzatılması ve genişletilmesi… Bu konuda, gerek Bakanlık, gerek Hükümetimiz, gerekse TOBB nezdinde dinamik bir ilişki içindeyiz. Başarılı sonuçlar da aldık ve Sayın Cumhurbaşkanımızın kararıyla Kısa Çalışma Ödeneği önce iki kez, bir aylık sürelerle uzatıldı. Sizlerin talepleri üzerine biz, bunun yıl sonuna kadar uzatılmasını talep ettik.

Bu ödenek sayesinde iş dünyası bu süreçteki kaybını en aza indirmişti. Sayın Cumhurbaşkanımız, İTO’dan ve iş dünyasından gelen bu çağrıya kulak vererek, süreyi 2 ay daha uzattı. Kendilerine şükranlarımı sunuyorum. İkincisi; Sağlık İhtisas Komitesi üyelerimiz ile bir toplantı yaptık. Üyelerimiz, sektörün en büyük sıkıntısının üniversite/devlet hastanelerinden alacaklarının tahsil edilmemesi olduğunu bildirdi. İTO olarak, bu konudaki taleplerin güçlü bir şekilde duyulmasına aracı olduk. İnanıyorum ki, bu konuda da en kısa zamanda sonuç alacağız.”

TÜRKİYE SALGINDA ÜRETİMDEN KOPMADI

Ekonomide ibrenin artık yukarıya döndüğünü belirten Avdagiç, şunları söyledi: “Özellikle üçüncü çeyrekte hızlı bir çıkış yakalanacağını düşünüyoruz. Kapasite kullanım oranı, Reel Kesim Güven Endeksi ve PMI rakamları gibi öncü göstergelerin hepsi dört aydır üst üste yükseliş kaydediyor.Sanayi üretimi, bir yıl öncesinin aynı dönemine göre nisanda yüzde 31, mayısta yüzde 19, haziranda ise yüzde 0.2 azaldı. Nisanda yüzde 15, mayısta ise yüzde 16.7 azalan elektrik tüketimi, haziranda geçen yılın sadece yüzde 2 gerisinde kaldı. İçinde bulunduğumuz üçüncü çeyrekte ise tablo pozitife döndü. Temmuzda elektrik tüketimi geçen yılki düzeyini hemen hemen yakaladı. Ağustosta da yüzde 3.52 arttı. Elektrik tüketimine ilişkin bu veriler, ekonomik canlanmanın üçüncü çeyrekle birlikte hızlandığını söylüyor. Elimizde Türkiye İmalat PMI verileri var. PMI Temmuz ise Şubat 2011’den bu yana en yüksek düzeyine, 56.9’a ulaşarak güçlenen toparlanmaya işaret etti.

Salgının bütün olumsuz etkilerine rağmen üretimden kopmayan Türkiye’de sanayi üretimi bize aşağı yukarı büyümede nasıl bir performans sergileyeceğimizi gösteriyor.”

AKDENİZ, TÜRKİYE’NİN HAYAT KAYNAĞI

Doğu Akdeniz’deki gelişmelere ilişkin değerlendirmede bulunan İTO Başkanı Şekib Avdagiç, “Doğu Akdeniz’de diplomatik nezakete yakışmayan bir şekilde havuç-sopa denklemi kuranlar, tehditle bir yere varılamayacağını öğrenmeli.

Bu benzetmeyi yapanlara, The Economist’in ‘AB’nin artık Türkiye’ye karşı ne yeterli havucu ne yeterli sopası var’ analizini hatırlatmak isterim” diye konuştu.

Avdagiç, “Bir zamanlar Türk gölü olan Akdeniz’in zenginliğinden hiçbir ülke Türkiye’yi mahrum edemez. Daha da önemlisi hiç kimse, Türkiye’nin Akdeniz’den geriye çekilmesini bekleyemez. Akdeniz, Türkiye’nin hayat kaynağıdır. Akdeniz’den çekilmek demek, Anadolu’da diken üstünde yaşamak demektir. Kimse bizi buna mahkum edemez” dedi.

Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de meşru haklarını savunduğunu ve savunmaktan da geri durmayacağının altını çizen Avdagiç, şöyle konuştu: “Türkiye, aynen Karadeniz’de olduğu gibi Doğu Akdeniz’de de deniz yetki alanlarında haklarını korumaktadır, koruyacaktır. Ülkemiz petrol ve doğalgaz arama çalışmalarını uluslararası hukuk çerçevesinde yapmaktadır. Üstelik, Doğu Akdeniz’de sınırı olmayan ülkelerin dahi Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimine cesaret vererek, provoke edici eylemlere girişmesi aslakabul edilemez.”

MECLİS’TEN YANSIMALAR

GAYRETLE ÇARKLARI ÇEVİRMEYİ SÜRDÜRECEĞİZ

İstanbul Ticaret Odası’nın, eylül ayı Meclis Toplantısı’na, İTO Meclis Başkan Yardımcısı Veysi Cengiz Balçık başkanlık etti. Balçık, konuşmasında, üçüncü çeyreğe ilişkin göstergelere dikkat çekerek şunları söyledi: “Bazı sektörlerimizin dışında pozitif seyrediyor. Beklentimiz salgınla ilgili kötüleşme olmazsa pozitif büyümeye yönelikti. Keza dış ticarette rakamlarımız yukarı seyretmeye devam ediyor. Kısa çalışma ödeneği, sigorta prim desteği gibi hükümetimizin destekleri ve bizlerin gayreti ile ekonomimizin çarklarını var gücümüzle çevirmeye devam edeceğiz.”

Karadeniz’de 320 milyar metreküplük doğalgaz rezervinin keşfini hatırlatan Balçık, “Sahadan gelen sevindirici bilgilerin ülkemiz için güzel sonuçlar sağlayacağına inanıyoruz. Bu arada Akdeniz’de haklarımızı aramaya devam ediyoruz. Bizim, Akdeniz coğrafyasında var olmamız için gerekli kararlı adımlar Cumhurbaşkanımızın önderliğinde atılıyor. Sonuçlarını da alıyoruz. Türk iş dünyası da bu kararlılığın parçası olmaktan onur duyuyor” dedi. Balçık, konuşmasının sonunda şunları söyledi: “Malumunuz, yeni bir eğitim yılına başlıyoruz. Salgın sebebiyle alışık olduğumuz başlangıçları görmüyoruz. Evlatlarımız okul sıralarına gitmek için hazırlanırken, diğer yandan sağlık endişeleri ve salgın önlemleri devreye giriyor. Şu salgın günlerinde en önemli şey olan sağlığımızın ve sevdiklerimizin kıymetini bilelim.”

ŞUBE AÇILIŞLARINDA HARÇ ALINMAMALI

Hacı Demir-Mali Müşavirlik Meslek Komitesi: Faal kooperatiflerin olağan genel kurul toplantısının her yılın ilk 6 ayı içinde yapılma zorunluluğu var. Pandemi süreci başladığında yılın ilk 6 ayında yapılması gereken toplantılar ertelenerek ekim sonuna kadar bir süre verildi. Fakat şu anda virüsün ikinci dalgasını yaşıyoruz. 2 bin 500 civarında kooperatif üyesi var. Toplantıya katılma zorunluluğu ile bu sayı minimum 625 civarında üye yapıyor. 1-2 saat süren nikahlara ve düğünlere bile sınırlama gelirken 7-8 saat süren genel kurul toplantıları nasıl yapılacak? Kooperatifler ile ilgilenen Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı ve Tarım ve Orman Bakanlığı’na bu konuda Odamızca bir girişimde bulunarak toplantıların elektronik ortamda yapılmasını talep ediyoruz.

Bir diğer konu ise şirket kuruluşları ile ilgili. Ticaret erbapları ilk şirket kuruluşunda harçlardan muaf fakat bir şirket vilayet değiştirdiğinde o şirketten harç alınıyor. Halbuki şirketin sadece sicil müdürlüğü değişiyor. Ve bu değişim için yaklaşık 4- 5 bin TL’lik bir masraf çıkıyor. Bu uygulama Maliye Bakanlığı ve TOBB nezdinde istişare edilmeli ve düzeltilmeli.

SAĞLIKTA KDV YÜZDE 1’E DÜŞÜRÜLMELİ

Mustafa Cantürk-Sağlık Hizmetleri Meslek Komitesi:Sektör mensubu olarak sağlık hizmetlerinden neden KDV alındığını anlayamıyorum. KDV’lerin yüzde 8’den 1’e indirildiği sektörleri küçümsemiyorum ama sağlık sektörü bir eğitim sektöründen, lokanta ya da otelden daha geride bir sektör mü? Neden hala yüzde 8 KDV ödeniyor? Bu konuda bir çalışma yapılmasını istiyoruz. Aslında sağlıkta KDV’nin 0 olması lazım. Bu mümkün olmadığı için yüzde 1’e indirilmesini istiyoruz. Hatta özel sağlık sektöründe de özel gelir vergisinin yüzde 10’un üzerinde olmaması gerektiğini düşünüyorum. Sağlık üzerinden vergi olmaz.

ÖDEMELERİMİZİ ALAMIYORUZ

Kazım Eryaşar - İlaç ve Tıbbi Cihaz Meslek Komitesi:Tıbbi cihaz sektöründe kamudan alacaklarımızı alamadık. 18 milyar TL’nin üzerinde alacağımız var. Üniversitelerden 2018, 2019, 2020 yıllarından, Sağlık Bakanlığı’ndan ise 14 aylık alacağımız söz konusu. Hazine ve Maliye Bakanlığı ile gerçekleştirilen toplantıdan olumlu sonuçlar beklerken, görüşmede 3 yıllık alacaklarımız için 2018 için yüzde 30, 2019 için yüzde 50, 2020 için yüzde 60 indirim yaparsak ödeme yapılabileceği, aksi takdirde 2023’e kadar bekleyeceğimizi öğrendik. Fahiş fiyatlara mal sattığımız algısı oluşmuş. Bu algı sektörümüzü üzdü.

KOOPERATİFLERİN GENEL KURULU ERTELENMELİ

Sait Kılıç-Kargo, Posta ve Depolama Meslek Komitesi:Hacı Demir’in kooperatifler ile ilgili söylediklerine katılıyorum. Genel kurulların her türlü fiziki şartı hazırlaması, kooperatiflerin yönetim kurullarına ait. Fakat bu şartlarda o kadar kişiyi sağlıklı koşullarda toplayacak bir yer yok. Bu yüzden yerine getirilemiyor. Bunun için genel kurulun yapılamaması, tarihlerin uzatılması herkesin menfaatine. İnsan hayatı da önem arz ediyor.

MARKA VE PATENTTE İTO’NUN TEMSİLİ

Kemal Yamankaradeniz-İşletme Destek Hizmetleri Meslek Komitesi:Türk Patent ve Marka Kurumu Başkanlığı’nda İTO’yu temsilen disiplin kurulu üyesi olarak 2. döneme başladım, bunun için teşekkür ediyorum. Türk Patent ve Marka Kurumu’nda 3 yılda 40 toplantı ile patent ve marka temsilcileri için disiplin kuralları oluşturmaya çalışıldı ve bu çalışmalarda yapıcı bakış açıları ile ciddi yol katedildi. Bu çalışmalar ile mesleğimizin hem ülkemizde hem uluslararası alanda değer kazanmasına yönelik önemli kurallar tespit ederek mesleki kuralları bir kitapçıkla bütün meslektaşlarımıza duyurduk. Meslekteki bütün faaliyetteki firmalara hizmet ediyoruz. Bu disiplin kurulunun 1. dönemi çok başarılı geçmişti. 2. dönemde ise göreve başladık. Mesleğin daha iyiye taşınması için çalışacağız. 7 Eylül 2020 tarihi itibariyle TOBB Patent Marka Meclisi seçiminde de sektör başkanlığına seçildim.

GÖRÜLMEYEN KARTELLEŞMENİN ÖNÜNE GEÇİLMELİ

Mustafa Manav- Meyve ve Sebze Meslek Komitesi:Hükümetimizin ithal mallarına koyduğu vergilerden sonra bizim sektörde maalesef Mersin’den öteye siparişler durdu. Sınır ticareti ve yolcu beraberi kisvesi altında transit edilen malların tekrar içeri girdiğini öğrendik. 250 TL’lik bir malın 150 TL’ye satıldığını tespit ettik. Hükümet kaçağın önüne geçmeli ve gerekli önemleri almalı. Son yıllarda büyük marketlerin pazar payı yüzde 70’lere dayandı. Üzücü olan şu, o büyük marketler aralarında anlaşıyor. Biri bir mala 5 diyorsa, diğeri 4.5 demiyor. Bu görülmeyen kartelleşme demek. Bunun bir an önce önüne geçilmeli.

DÜĞÜN EKONOMİSİ SON BULDU

Fatih Güner-Restoran ve Yiyecek İçecek Hizmetleri Meslek Komitesi:Pandemiden sonra sektörde iyileşme anlamında değişen bir şey yok. Özellikle nargile ve okey kısmında hala bir gelişme yok. Okeyi kabul edebiliriz ama nargile bulaşmanın etki etmediği bir üründür. Yanı sıra düğün organizasyonları ile ilgili kısıtlama geldi. Bu konu ile ilgili yoğun tepkiler devam ediyor. Şu ana kadar ilk defa bir esnafın eylemi ile karşılaştık. Bu sektör, evini satıp organizasyon firması kuran kişilerden oluşuyor. Ayrıca yurtdışından oldukça fazla bir düğün ekonomisi vardı. Şimdi o da gitti. 6 aydır yasaklamalara, kısıtlamalara maruz kalıyoruz. Yasaklara karşı değiliz ama bir kısıtlama ve yasaklama getirirken esnafın mağduriyeti karşısında bize alternatif sunulması lazım.

YENİ YÖNETMELİK HUKUKİ ZEMİN SAĞLADI

Hayrettin Ertemel- Motorlu Taşıt Satış ve Servisi Meslek Komitesi:Son ÖTV artışıyla sektör belirsizliğe sürüklendi. İnsanların yeni araçlara ulaşabilmesinde ciddi sıkıntılar yaşanacağını düşünüyoruz. 2020 yılındaki pandemi süreci, beklemediğimiz bir durumdu. İkinci el otomotiv satışıyla ilgili yeni yönetmelik ile ikinci el otomotiv alım satımı bir hukuki zemine oturmuş oldu. Artık yetki belgesi olanlar ikinci el otomotiv ticareti yapabilecek. Düzenlemenin ekspertiz zorunluluğu ve güvenli ödeme sistemi gibi tüketiciyi koruyan yönleri de var. Komite olarak 2020 yılının başında sektörümüzün en önemli sorunu olan kayıtdışıyla ilgili bir şura düzenlemiştik. Sonraki hedefimiz internetten yapılan satışlarla ilgili düzenleme yapılması. Yetki belgesi düzenlemesinin çıkması konusunda İTO Başkanımız Sayın Şekib Avdagiç’in çok önemli katkıları oldu, teşekkür ederiz. Ticaret Bakanımızla yapılan son toplantıda şehiriçindeki galerici arkadaşlarımızın taşınması ile ilgili sorunu aktardı. Sürecin uzatılması talebimiz kabul edildi. Bu konudaki desteği için de teşekkür ediyoruz.

PANDEMİ İŞLERİ YÜZDE 60-70 AZALTTI

Hasan Karaman-Kumaş Meslek Komitesi:Pandemi sürecinde tekstil sektöründe işlerde yüzde 60-70 düzeyinde azalış oldu. Süreç uzarsa bazı firmaların kapanma tehlikesi var. Devletimizin bu konuda tedbir alacağını düşünüyoruz. Meclis üyelerimiz Mahmut Özcan ve Fatih Güner pandemi sürecinde nargilecilerin sıkıntılarını aktardı. Bu konuda yetkililerin ve Odamızın yapabileceği şeyler olduğuna inanıyoruz.

SEKTÖRLERİN SESİNİ DUYURMAYA DEVAM EDİYORUZ

Rasim Bilgehan-Örme Kumaş, Çorap ve Trikotaj Meslek Komitesi:Salgın sürecinde toplantılarımızı sanal ortamda yapıyoruz, sektörlerimizin sesini duyurmaya ve fikir almaya devam ediyoruz. İTO’nun teknik altyapısı da bunun başarılı olmasında önemli rol oynuyor.

YEREL BÜROKRASİDEN CANIMIZ YANIYOR

Ertuğrul Yılmaz-İnşaat Malzemeleri Meslek Komitesi:Devletimiz şirketlerin ayağına taş değmesin derken maalesef ilçe belediyeleri böyle davranmıyor. İlçe belediyelerindeki bürokrasiden dolayı canımız yanıyor. Şirketlerin vizyonuyla belediyelerin vizyonları arasında çok büyük uçurumlar var. İlçe belediyeleri gözünün üstünde kaşın var deyip şirketlerin üzerine geliyorlar. İnşaat malzemecileri sektörü, ilçe belediyelerinde ruhsat konusunda büyük sıkıntılar yaşıyor. Sektör olarak bu sorunun çözülmesini talep ediyoruz. İşyerlerinin bazılarına sıhhi, bazılarına ise gayri sıhhi deniliyor. Talebimiz hepsine gayri sıhhi ruhsat verilmesidir. Bürokrasiye takılan bir başka projemiz Hadımköy’deki toplu işyeri projemiz oldu. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı da projeye sıcak bakıyor. Ancak orada da bürokrasi sorunu karşımıza çıktı. Bu projenin hayata geçirilmesi hem İstanbul’a hem ülkemize katkılar getirecektir. İTO’dan bu konuda da destek rica ediyoruz.

SINIR KAPILARINDAKİ KUYRUK SORUNU ÇÖZÜLMELİ

Tamer Dinçşahin-Taşımacılık ve Lojistik Hizmetleri Meslek Komitesi: İhracatın önderi olan STK’lar sınır kapılarındaki kuyruk sorununun çözümü konusunda büyük çaba göstermeli. Pandemi öncesi 20-25 kilometre olan kuyruklar, 45 kilometreye vardı. Bunun karşılığı 135 milyon Euro’dur. Ticaret Bakanımızla yapılan toplantıda maalesef bu konu gündeme gelmedi, üzüldük. Bu konuda “Bulgaristan’ın kabahatidir” cümlesini 4 yıldır duyuyoruz. Ancak bizim yapmamız gerekenler de var. Konuşan STK’ların varlığının artmasını diliyoruz.

SGK İLE İSTİŞARELER YAPILMALI

Noman Sağ- Mali Müşavirlik Meslek Komitesi: Yeni koronavirüs salgınının ekonomik ve sosyal hayata etkilerinin azaltılması adıyla bir kanun çıkarıldı. Bu kanun pandemi sürecinde çok önemli bir kanun olarak yayınlandı. Yayınlanma tarihi 16.04.2020. Bu kanunun istihdamla ilgili iki önemli maddesi var, Geçici 25. Madde, kısa çalışma ödeneği başvurularında uygunluk tespitinin tamamlanmasını beklemeksizin, işverenin beyanıyla gerçekleştirilmesi imkanı getirdi. Bu Avrupa’da da en önemli düzenlemeler arasındaydı ve ülkemizde de başarıyla uygulandı. Geçici 10. Madde ise işten çıkarma yasağıydı. Daha sonra hem kısa çalışma ödeneği hem de işten çıkarma yasağı uzatıldı. Kanun 16.04.2020’de yayınlandı fakat pandeminin başlangıcını sosyal güvenlik hukuku 26.03.2020 tarihinden başlattı.

Deneme süresi içinde çıkartılanlar nedeniyle büyük mağduriyet olabilir. 16.04.2020’ye kadar olan tarihlerde işveren cezalandırılırsa ciddi ceza rakamlarıyla da karşılaşabiliriz. Pandeminin ekonomik maliyeti bu sebeple katlanabilir. SGK ile bu konuda istişareler yapılmalı. İyi niyetliliğin devam ettirilmesi konusunda çalışmalar yapılmalı.

14 Eylül 2020 Pazartesi

Etiketler : Gündem

Küresel pay piyasalarında, Fed yetkililerinin temkinli sözle yönlendirmelerine karşın ülkede açıklanan verilerin enflasyon endişelerini yatıştırmasıyla pozitif bir seyir izlenirken, gelecek hafta yurt içinde gözler TCMB'nin faiz kararına çevrildi.


Yılın ikinci yarısına yaklaşırken dünya genelinde enflasyon endişelerinin önemli ölçüde azaldığı görülürken, merkez bankalarının yılın ikinci yarısında atacağı adımlara ilişkin fiyatlamalar gündemin odağındaki yerini korumaya devam ediyor.

 

ABD'de, Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE), nisanda aylık bazda yüzde 0,3 ile beklentilerin altında artarken, yıllık bazda yüzde 3,4 ile beklentilere paralel yükseldi. TÜFE, mart ayında aylık yüzde 0,4 ve yıllık yüzde 3,5 artmıştı.

 

Değişken enerji ve gıda fiyatlarını içermeyen çekirdek TÜFE de nisanda aylık yüzde 0,3 ve yıllık yüzde 3,6 ile beklentilere paralel artış kaydetti. Çekirdek enflasyon martta aylık yüzde 0,4 ve yıllık yüzde 3,8 olmuştu.

 

Ülkede, Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) ise nisanda aylık bazda yüzde 0,5 ile beklentilerin üzerinde artarken, yıllık bazda yükseliş yüzde 2,2 ile beklentiler dahilinde gerçekleşti.

 

Söz konusu verinin ardından açıklamalarda bulunan ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell, ÜFE'de manşet verilerin yüksek olduğunu ancak önceki verilerin aşağı yönlü revize edildiğini belirterek, verileri "karışık" olarak nitelendirdi.

 

Enflasyonu hedefe düşürmenin "sorunsuz bir yol" olmasını beklemediklerini kaydeden Powell, son dönemde yüksek gelen verilerin "sabırlı olunması ve kısıtlayıcı para politikasının işini yapmasına izin verilmesi gerektiğini" gösterdiğini bildirdi.

 

Powell, kısıtlayıcı para politikasının enflasyonu düşürmesinin beklenenden daha uzun sürebileceğine dikkati çekerek, "Elimizdeki verilere dayanarak yapacağımız bir sonraki hamlenin faiz artırımı olabileceğini düşünmüyorum. Politika faizini mevcut seviyesinde tutabileceğimiz bir yerde olacağımızın daha muhtemel olduğunu düşünüyorum." diye konuştu.

 

Analistler, Fed üyelerindeki temkinli tutumun Powell'ın yönlendirmeleriyle daha da pekiştirildiğini belirtti.

 

Buna göre, çarşamba günkü enflasyon verilerinin ardından Fed'in yüzde 74 ihtimalle eylülde faiz indirimine gideceğini gösteren para piyasalarındaki fiyatlamalar, Fed yetkililerinin açıklamalarının ardından yüzde 65 seviyesine indi.

 

Yarın akşam da Powell'ın Georgetown Üniversitesinde yapacağı açıklamaların yatırımcıların odağında bulunduğunu vurgulayan analistler, gelecek hafta Fed yetkililerinin yoğunlaşacak sözle yönlendirmelerinin de takip edileceğini bildirdi.

 

Analistler, gelecek hafta açıklanacak olan Fed'in son toplantısına ilişkin tutanaklarından bankanın gelecek dönemde atacağı adımlara dair ipuçları aranacağını belirtti.

 

Öte yandan, geçen hafta açıklamalarda bulunan New York Fed Başkanı John Williams, yavaşlama sinyali veren enflasyon verilerini memnuniyetle karşıladığını ancak bu olumlu haberlerin Fed'in yakın zamanda faiz oranlarını düşürmeye başlaması için yeterli olmadığını söyledi.

 

Richmond Fed Başkanı Thomas Barkin, hizmet sektöründeki yüksek fiyatları gerekçe göstererek Fed'in enflasyonu yüzde 2 hedefine düşürmek için faiz oranlarını daha uzun süre yüksek tutması gerektiğini belirtti. Barkin, talebin biraz daha yavaşlaması gerektiğini kaydetti.

 

Cleveland Fed Başkanı Loretta Mester, Fed'in faiz oranını mevcut seviyelerde tutmasının hala yüksek olan enflasyonun yüzde 2 hedefine düşmesine yardımcı olacağını belirtti.

 

Atlanta Fed Başkanı Raphael Bostic de Fed'in sabırlı ve dikkatli olması gerektiğini, faiz oranlarını düşürmenin yıl sonuna doğru uygun olabileceğini bildirdi.

 

Bu gelişmelerle, ABD'nin 10 yıllık tahvil faizi geçen hafta yaklaşık 9 baz puan gerileyerek yüzde 4,42’ye inerken, altının ons fiyatı yüzde 2,3 artışla 2 bin 415 dolara çıktı.

 

Önceki hafta yüzde 0,2 artışla 105,3 seviyesine çıkan dolar endeksi ise geçen haftayı yüzde 0,8 azalışla 104,4'ten tamamladı.

 

Brent petrolün varil fiyatı da haftayı yüzde 1,5 yükselişle 83,7 dolardan kapatırken, bakırın libresinin yüzde 10’un üzerinde değer kazanarak 5,13 dolardan haftayı tamamlaması dikkati çekti.

 

Analistler, bakır fiyatlarındaki yükselişin genellikle ekonomik aktivitedeki güçlenişe işaret ettiğini ancak son dönemdeki artışın arz endişeleri nedeniyle gerçekleşmiş olabileceğini ifade etti.

 

Dünyanın en önemli bakır üreticilerinden BHP Group'un bir diğer önemli üretici Anglo American'ı 43 milyar dolara satın alma teklifinin reddedildiğini aktaran analistler, geçen günlerde yayınlanan Goldman Sachs raporunda da bakır arzına yönelik endişelerin öne çıktığını anımsattı.

 

Analistler, bakır madeninin ara malı olarak birçok üründe kullanıldığına dikkati çekerek, dünya genelinde halihazırda devam eden enflasyonla mücadelenin bakır fiyatlarındaki artıştan olumsuz etkilenebileceğini bildirdi.

 

NEW YORK BORSASI REKOR TAZELEDİ

 

ABD’de enflasyona dair endişelerin azalmasıyla New York borsası rekor tazelerken, Fed yetkililerinin gelecek hafta yoğunlaşacak sözle yönlendirmeleri yatırımcıların odağına yerleşti.

 

Analistler, ülkede TÜFE’nin beklentilerin altında artmasının enflasyonun ikinci çeyreğin başında yavaşlama eğilimine devam ettiğini gösterdiğini ve eylül ayı için faiz indirimi beklentilerini artırdığını belirterek, söz konusu durumun pay piyasalarında risk iştahını artırdığını söyledi.

 

Söz konusu gelişmelerin yanı sıra ABD’de geçen hafta açıklanan diğer verilere göre, perakende satışlar nisanda aylık bazda yatay bir seyir izledi.

 

Perakende satışlarda görülen yavaşlamanın da ülkede enflasyonu besleyen etkenlerin güç kaybettiğine işaret ettiğini aktaran analistler, ilgili verilerin piyasalarda Fed’in faiz indirimlerine ilişkin beklentileri güçlendirdiğini ifade etti.

 

ABD’de ilk kez işsizlik maaşı başvurusunda bulunanların sayısı da 11 Mayıs ile biten haftada 222 bin kişiye düşmesine karşın beklentilerin üzerinde gerçekleşti.

 

Ülkede yapımına başlanan yeni konut sayısı da nisanda yüzde 5,7 artışla 1 milyon 360 bine yükselmesine rağmen piyasa beklentilerinin altında kalırken, sanayi üretimi nisanda bir önceki aya göre değişim göstermedi.

 

Öte yandan, 2021’de hisselerinde yaşanan hızlı yükselişle gündeme gelen ABD’li video oyun satıcısı GameStop’ın hissesinde geçen hafta tekrardan artan oynaklık dikkati çekti.

 

Söz konusu dönemde şirketin hisselerinde yaşanan dalgalanmada adı geçen “Roaring Kitty” adlı Reddit kullanıcısı ve bireysel yatırımcı Keith Gill’in yaklaşık üç yılın ardından ilk kez sosyal medyada geçen hafta paylaşım yapmasının ardından GameStop’ın hisselerinde dalga boyları uzadı.

 

Şirketin hisse fiyatı, önceki haftanın kapanışına göre yüzde 270’in üzerinde değer kazanmasının ardından yoğunlaşan kar satışlarının yanı sıra şirketin daha fazla hisse satmayı planladığını ve ilk çeyrek satışlarında azalış olacağına işaret eden öncü finansal sonuçlarını açıklaması sonrası GameStop’ın hisse fiyatı haftayı 27 artışla tamamladı.

 

Sosyal medya aracılığıyla yatırımcılar arasında popülerlik kazanan ve “Meme Stock” olarak adlandırılan hisselerden AMC’nin hisseleri de yaklaşık yüzde 308’e varan yükselişin ardından gelen satışların etkisiyle gerilemesine rağmen haftayı yüzde 51 değer kazancıyla kapattı.

 

Bu gelişmelerle New York borsasında önemli endeksler rekor seviyelerini yenilerken, Nasdaq endeksi yüzde 2,11, S&P 500 endeksi yüzde 1,54 ve Dow Jones endeksi yüzde 1,24 artış kaydetti.

 

Yarın Powell’ın konuşmasının ardından gelecek hafta Çarşamba mevcut konut satışları ve Fed’in toplantı tutanakları, Perşembe haftalık işsizlik maaşı başvuruları ile yeni konut satışlarının yanı sıra öncü imalat sanayi, hizmet sektörü ve bileşik Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI), Cuma günü ise dayanıklı mal siparişleri ve Michigan Üniversitesi tüketici güven endeksi verileri takip edilecek.

 

AVRUPA BORSALARINDA İTALYA HARİÇ NEGATİF SEYİR ÖNE ÇIKTI

 

Geçen hafta bölge genelinde açıklanan enflasyon verilerinin beklentilere paralel gelmesine karşın Avrupa borsalarında İtalya hariç negatif bir seyir hakim olurken, gelecek hafta açıklanacak yoğun veri gündemi yatırımcıların odağına yerleşti.

 

Euro Bölgesi'nde yıllık enflasyon nisanda yüzde 2,4 ve Almanya'da yüzde 2,2 ile beklentilere paralel gerçekleşti.

 

Euro Bölgesi'nde dün açıklanan verilere göre Gayri Safi Yurt içi Hasıla (GSYH) 1. çeyrekte yıllık yüzde 0,4 artışla beklentilere paralel gerçekleşirken, sanayi üretimi yıllık bazda yüzde 1 gerilese de öngörülerin üzerinde gerçekleşti.

 

Analistler, bölgede ekonomik aktivitenin endişe edildiği kadar güç kaybetmediği ve enflasyonun öngörüler dahilinde yavaşladığına işaret eden verilerin Avrupa Merkez Bankasının (ECB) atacağı adımları rahatlattığını söyledi.

 

Bu gelişmelerin ardından ECB'nin gelecek ay faiz indirimine gideceğine ilişkin beklentiler devam ederken, para piyasalarındaki fiyatlamalar bankanın bu sene toplamda üç faiz indirimine gidebileceğine işaret ediyor.

 

Gelecek hafta açıklanacak olan İngiltere'de TÜFE ve Almanya’da büyüme verilerinin yanı sıra ECB'nin son toplantısına ilişkin yayınlayacağı tutanakların piyasalarda oynaklığı artırabileceğine değinen analistler, söz konusu verilerin merkez bankalarının gelecek dönemde atacağı adımlara ilişkin sinyaller verebileceğini söyledi.

 

Bu gelişmelerle, haftayı İngiltere'de FTSE 100 endeksi yüzde 0,16, Almanya'da DAX endeksi yüzde 0,36 ve Fransa'da CAC 40 endeksi yüzde 0,63 azalışla tamamlarken, İtalya'da MIB 30 endeksi yüzde 3,63 artış kaydetti.

 

20 Mayıs ile başlayan haftanın pazartesi günü Almanya'da ÜFE, salı günü Euro Bölgesi’nde ticaret dengesi, çarşamba İngiltere'de TÜFE ve ÜFE, perşembe günü bölge genelinde öncü imalat sanayi, hizmet sektörü ve bileşik PMI, cuma günü ise Almanya'da büyüme ve İngiltere'de perakende satış verileri takip edilecek.

 

ASYA PAY PİYASALARINDA POZİTİF SEYİR HAKİM OLDU

 

ABD’de artan risk iştahı Asya pay piyasalarına da taşınırken, gözler gelecek hafta Japonya’da açıklanacak enflasyon verilerine çevrildi.

 

Analistler, bölge genelinde geçen hafta açıklanan verilerin karışık sinyaller vermesine karşın ABD’de enflasyonun beklentilerin altında kalmasıyla pay piyasalarında risk iştahının arttığını dile getirdi.

 

Japonya’da açıklanan makroekonomik veriler ülke ekonomisine yönelik endişeleri diri tutmaya devam ediyor. Buna göre, Japonya’da GSYH yılın ilk çeyreğinde yıllık bazda yüzde 2 azalarak beklentilerin gerisinde kalırken, sanayi üretimi aylık bazda yüzde 4,4 arttı.

 

Ülkede ÜFE aylık bazda yüzde 0,3 ile beklentilere paralel, yıllık bazda ise yüzde 0,9 ile öngörülerin sınırlı da olsa üzerinde artış gösterdi.

 

ABD ile Japonya arasındaki faiz farkının Japon yenini baskıladığını hatırlatan analistler, Fed’in bu sene faiz indirimlerine başlayacağına ilişkin fiyatlamaların güçlenmesiyle Japonya Merkez Bankasının (BoJ) politika alanının genişlemiş olabileceğini bildirdi.

 

BoJ’un haziranda faiz artırımına gideceğine ve bu sene üç kez faizleri artırabileceğine yönelik söylentilerin dolar/yen paritesindeki yükselişi sınırladığı görülüyor.

 

Önceki hafta yüzde 1,8 artışla 155,7 seviyesine çıkan parite, geçen hafta söz konusu gelişmelerin ardından önceki kapanışının hemen altında yatay bir kapanış gerçekleştirdi.

 

Analistler, gelecek hafta Japonya’da açıklanacak ulusal ve Tokyo TÜFE verilerinden BoJ’un gelecek dönemde atacağı adımlara ilişkin sinyaller verebileceğini bildirdi.

 

Çin’de ise devam eden deflasyon endişeleri varlık fiyatları üzerinde etkili olmayı sürdürürken, hükümetin attığı destekleyici adımlar ülke pay piyasalarında satış baskısının sınırlanmasına yardımcı oldu.

 

Ülkede geçen hafta açıklanan verilere göre, sanayi üretimi yıllık bazda yüzde 6,7 artarak beklentileri geride bıraksa da, perakende satışlar yüzde 2,3 yükselişle öngörülerin altında kaldı.

 

Halihazırda sıkıntılı durumda olan gayrimenkul sektörü için ise Çin hükümetinin yerel yönetimlerin makul fiyatlardan konut satın almasına izin vereceği bildirildi. Öte yandan, hükümet vatandaşlara uygulanan mortgage faizlerinde taban uygulamasını kaldırdığını duyurdu.

 

Öte yandan, ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşlarının yeniden hızlanabileceği endişesi risk iştahını olumsuz etkileyen başka bir etken olarak öne çıkıyor.

 

ABD Başkanı Joe Biden yönetimi, kritik endüstrilerdeki yerli üretimi desteklemek amacıyla Çin’den ithal edilen çelik ve alüminyum, yarı iletkenler, elektrikli araçlar, bataryalar, kritik mineraller ve güneş pilleri gibi ürünlere yönelik gümrük vergilerini artırma kararı aldı.

 

Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada, bazı çelik ve alüminyum ürünlerine yönelik tarife oranının bu yıl yüzde 0-7,5’ten yüzde 25’e çıkarılacağı belirtilerek, yarı iletkenlere uygulanan tarife oranının ise 2025 yılına kadar yüzde 25’ten yüzde 50’ye yükseltileceği kaydedildi.

 

Açıklamada, elektrikli araçlara uygulanan tarife oranının bu yıl yüzde 25’ten yüzde 100’e, güneş pillerine yönelik tarife oranının ise yüzde 25’ten yüzde 50’ye çıkarılacağı bildirildi.

 

Analistler, konuya ilişkin haber akışının yakından takip edildiğini ve Çin tarafının atacağı adımların piyasalarda oynaklığı artırabileceğini belirtti.

 

Ayrıca, Çin Merkez Bankası (PBoC) geçen hafta bir yıllık borç verme faizini yüzde 2,50’de sabit bırakırken, piyasa fonlamasını 125 milyar yuana çıkardı.

 

Bu gelişmelerle haftalık bazda Japonya’da Nikkei 225 endeksi yüzde 1,46, Güney Kore’de Kospi endeksi yüzde 0,48 ve Hong Kong’da Hang Seng endeksi yüzde 3,11 artış kaydederken, Çin’de Şanghay bileşik endeksi yatay seyretti.

 

Gelecek hafta Japonya’da açıklanacak veriler öne çıkarken, ülkede pazartesi üçüncül sanayi faaliyet endeksi, Çarşamba çekirdek makine siparişleri ve dış ticaret dengesi, Perşembe öncü imalat sanayi ve hizmet sektörü PMI ve Cuma günü TÜFE verileri takip edilecek.

 

BIST 100 ENDEKSİ HAFTAYI REKORLA TAMAMLADI

 

Yurt içinde ise Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi haftayı 4,16 artışla 10.643,58 puandan tamamlayarak tüm zamanların en yüksek kapanışını gerçekleştirirken, gördüğü en yüksek seviye rekorunu da 10.652,28 puana taşıdı.

 

Gelecek hafta yurt içinde gözler TCMB'nin Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında açıklayacağı faiz kararına çevrildi.

AA Finans'ın beklenti anketine katılan ekonomistlerin tamamı TCMB'nin politika faizini yüzde 50'de sabit bırakmasını bekliyor. Ekonomistlerin yıl sonu politika faizi beklentilerinin medyanı ise yüzde 45 olarak hesaplandı.

 

Dolar/TL, haftayı bir önceki kapanışın yüzde 0,48 altında 32,1861’den tamamladı.

 

Öte yandan, geçen hafta Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz "Kamuda Tasarruf ve Verimlilik" paketini açıkladı.

 

Şimşek, yaptığı konuşmada, en önemli önceliklerinin hayat pahalılığını bir sorun olmaktan çıkarmak olduğunu belirterek, "Enflasyonu düşük tek hanelere indirmek. Refah için, sürdürülebilir yüksek büyüme için düşük tek haneli enflasyon olmazsa olmazdır. Fiyat istikrarı bunun en önemli bileşenidir." diye konuştu.

 

Cevdet Yılmaz ise, "Açıkladığımız 'Kamuda Tasarruf ve Verimlilik' paketi kamu harcamalarını azaltırken, yurt içi tasarruflarımızı artırarak cari dengedeki olumlu gidişatı destekleyecek." ifadesini kullandı.

 

TCMB Başkanı Fatih Karahan da Katar'ın başkenti Doha'da düzenlenen Katar Ekonomik Forumu'nda yaptığı konuşmada, yılın ikinci yarısında koşulların dezenflasyonist olacağını belirterek, "Manşet enflasyonda belirgin bir düşüşün eşiğindeyiz." dedi.

 

Ayrıca, geçen hafta yurt içinde açıklanan verilere göre, Mart 2024'te cari işlemler hesabı 4 milyar 544 milyon dolar açık verdi.

 

TCMB'nin toplam rezervleri, 10 Mayıs haftasında bir önceki haftaya göre 7 milyar 547 milyon dolar artarak 134 milyar 402 milyon dolara çıkarken, geçen hafta yaklaşık son 3 yılın en güçlü rezerv artışı kaydedildi.

 

Yurt dışında yerleşik kişilerin 10 Mayıs haftasında aldığı 2 milyar 832,6 milyon dolarlık DİBS, 2013'ten bu yana en güçlü alım olarak kayıtlara geçerken, yabancıların DİBS stoku, 6 milyar 796 milyon dolarla son 3 yılın zirvesine çıktı.

 

Gelecek hafta pazartesi yurt dışı ÜFE ve uluslararası yatırım pozisyonu, salı tarımsal girdi fiyat endeksi, perşembe TCMB'nin faiz kararının yanı sıra tüketici güven endeksi, cuma günü ise finansal hizmetler güven endeksi verileri takip edilecek.

 

Analistler, teknik açıdan BIST 100 endeksinde 10.700 ve 10.800 seviyelerinin direnç, 10.600 ve 10.500 puanın destek konumunda olduğunu kaydetti.

18 Mayıs 2024 Cumartesi

Akkuyu Nükleer AŞ İnşaat ve Üretim Organizasyonu Direktörü Denis Sezemin, Akkuyu NGS'nin birinci ünitesindeki çalışmalara ilişkin, "Şu an bütün ekipmanların, sistemlerin başlatma ve ayarlama çalışmaları ile testlerini yapıyoruz." dedi.


Akkuyu Nükleer AŞ İnşaat ve Üretim Organizasyonu Direktörü Denis Sezemin, Silifke ilçesinde katıldığı bir etkinlik sonrasında gazetecilere, Akkuyu NGS'deki bütün çalışmaların onaylanmış olan proje takvimine göre ilerlediğini söyledi.


Birinci ünitede ana inşaat çalışmalarının bittiğini dile getiren Sezemin, bu ünitede reaktör koruma kabı içerisindeki özel çelik halatlarının germe operasyonunu yaptıklarını belirtti.


Bu çalışmanın önemli olduğuna değinen Sezemin, "Bu da nükleer güç ünitesinin, reaktör binasının çok sağlam olmasını sağlayacak. Ayrıca reaktör binasında ve diğer bütün sistemlerde başlatma ve ayarlama çalışmalarını yürütüyoruz. Onlar da santralin daha ileride güvenli çalışmasını sağlayacak." diye konuştu.


Reaktör binasında yakıt yükleme makinesinin montajının tamamlanmak üzere olduğunu vurgulayan Sezemin, şöyle devam etti:


"Bu makine nükleer yakıtı reaktörden bekletme havuzuna yerleştirecek. Türbin binasında ise türbin tesisinin ana parçaları tasarım projesinde öngörülen yerlerine konulmuştur. Şu an su veya buhar temini gibi farklı amaçlarla kullanılacak olan boru hatlarının montajını yapıyoruz. Toplam 3 bin ton boruların montajının yapılması gerekiyor. Genel olarak diğer nükleer santral tesislerinde de çalışmalarımızı çok aktif olarak sürdürüyoruz. Hatta bazı tesislerde son aşamalara gelmiş bulunmaktayız. Bunlar arasında su hazırlama tesisi, deniz suyunu tuzdan arındırma tesisi, laboratuvarlar ve diğer tesislerde çalışmalar büyük ölçüde ilerlemiş ve neredeyse tamamlanmak üzere."


Sezemin, Akkuyu NGS'deki tüm çalışmaların Nükleer Düzenleme Kurumu ve diğer bağımsız kuruluşlar tarafından çok sıkı bir şekilde denetlendiğini belirtti.


Akkuyu NGS'deki çalışmalar hakkında bilgi veren Sezemin, şunları kaydetti:


"Nükleer güç santralini büyük bir pazıl olarak düşünecek olursak, son parçalarını bir araya getiriyoruz. Bununla bağlantılı olarak birinci ünitede dediğim gibi ana inşaat ve montaj çalışmalarının çoğu tamamlanmıştır. Biz şu an bütün ekipmanların, sistemlerin başlatma ve ayarlama çalışmaları ile testlerini yapıyoruz."

18 Mayıs 2024 Cumartesi