Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings'in Kıdemli Direktörü Erich Arispe Morales, Türkiye'nin kredi not görünümünün "negatif"ten "durağan"a çıkarılmasına ilişkin, "Politikanın artık daha konvansiyonel bir yöne döndüğünü gözlemledik." dedi.


Türkiye'nin para politikasındaki değişimin belirsizliklerin azaltılmasına yardımcı olduğunu vurgulayan Morales, "Ayrıca, politikanın öncekinden daha tutarlı olduğunu gördük. Bu iyileştirilmiş politika, rezervler üzerindeki baskıyı azalttı. Politika yönünün açık olarak gösterilmesiyle seçimlerden sonra belirsizlikte bir miktar azalma gördüğümüzü de belirtebilirim." ifadelerini kullandı.

 

Morales, Fitch Ratings'in, Türkiye'nin kredi notunu "B" olarak teyit ederken, not görünümünü 2 yıl sonra "negatif"ten "durağan"a çıkarması kararını değerlendirdi.

 

Karara ilişkin "Ana itici güç, bu anlamda politikayla (para politikası) ilgili. Politikanın artık daha konvansiyonel bir yöne döndüğünü gözlemledik" ifadesini kullanan Morales, Türkiye'nin para politikasındaki değişimin belirsizliklerin azaltılmasına yardımcı olduğunu vurguladı.

 

Morales, "Ayrıca, politikanın öncekinden daha tutarlı olduğunu gördük. Bu iyileştirilmiş politika, rezervler üzerindeki baskıyı azalttı. Son olarak, politika yönünün açık olarak gösterilmesiyle seçimlerden sonra belirsizlikte bir miktar azalma gördüğümüzü de belirtebilirim." dedi.

 

Türkiye'nin bu yılın ikinci çeyreğinde beklentilerin üzerinde bir ekonomik büyüme kaydettiğini aktaran Morales, "Ekonomik büyümenin bu yıl yaklaşık yüzde 4,3 seviyesinde olacağını düşünüyoruz. Gelecek yıl ise eğer politika tutarlılığı, sıkı mali kredi ortamı ve yüksek faizler masada olmaya devam eder ise ekonominin yüzde 3 civarında büyüme gerçekleştirebileceğini düşünüyoruz. 2025 yılında ise ekonomik büyüme yeniden artarak yüzde 3,4 seviyesine çıkacaktır." ifadelerini kullandı.

 

DÖVİZ KURUNUN DAHA SERBEST HAREKET EDEBİLMESİNİN BİR SONUCU OLARAK BİR İYİLEŞME OLDUĞUNU KESİNLİKLE NOT EDİYORUZ

 

Erich Arispe Morales, Türkiye'nin olası not artırımları ve yeniden "yatırım yapılabilir" nota ulaşabilmek için ne gibi adımlar atması gerektiğine ilişkin soru üzerine, şunları kaydetti:

 

"Politika değişikliği nedeniyle kredi baskılarının hafiflediğini belirttik ancak makroekonomik ve dış finansal zorlukların önemini koruduğunu biliyoruz. Ağustos ayında yüzde 59 seviyesinde bir enflasyon söz konusu. Cari açığın yüksek kalmaya devam ettiğini gözlemliyoruz. Uluslararası rezervlere bakacağız, bu alanda döviz kurunun daha serbest hareket edebilmesinin bir sonucu olarak bir iyileşme olduğunu kesinlikle not ediyoruz."

 

Türkiye'nin yüksek finansman ihtiyaçları ve döviz rezerv seviyesi nedeniyle hassas bir pozisyonda olduğunu belirten Morales, "Bu bağlamda, ileriye dönük olarak bu politika yönünün korunacağından ve makroekonomik istikrar riskinde bir miktar azalma sağlayacağından daha emin olmamız gerektiğini düşünüyoruz. Enflasyonun düşürülmesi buna bir örnek olarak verilebilir." dedi.

 

Morales, yerel seçimlere doğru giderken makroekonomik istikrar risklerinin ne derece azaltılabileceğinin, parasal politika istikametinin ne ölçüde korunabileceğinin kredi derecelendirme kuruluşu tarafından izleneceğini bildirdi.

 

KÖRFEZ ÜLKELERİYLE KURULAN FİNANSMAN İLİŞKİLERİ VE DÜNYA BANKASI'NIN TÜRKİYE'DEKİ YATIRIMLARINI ARTIRMA KARARI SON DERECE OLUMLU

 

Fitch Ratings Kıdemli Direktörü Morales, Türkiye'nin 2003'te şu anda değerlendirildiği reyting seviyesinde olduğunu, 2012'de ise "yatırım yapılabilir" seviyeye yükseltildiğini hatırlatarak, şu değerlendirmelerde bulundu:

 

"Gelişmekte olan ülkeler için bu (notun yatırım yapılabilir seviyeye yükseltilmesi), uzun vadeli bir çaba gerektiriyor. Ayrıca, bu politikaların daha uzun bir süre boyunca yeniden kalibre edilmesi ve iyileştirilmesi ile de ilgilidir. Bu; sadece bize güven vermekle kalmıyor, aynı zamanda politika yapıcılar için ekonomik esnekliği ve öngörülebilirliği de artırıyor."

 

Körfez ülkeleriyle kurulan finansman ilişkilerinin ve Dünya Bankası'nın Türkiye'deki yatırımlarını artırma kararının son derece olumlu olduğunu ifade eden Morales, "Bunlar önemli duyurular... Bizce Türkiye için finansmana erişim kesinlikle çok önemlidir." dedi.

 

Morales, değerlendirmesinde, "Politika ayarlaması konusunda, geri dönüşlerin siciline rağmen kilit politika yapıcıları; Maliye Bakanlığı ve Merkez Bankası'nda göreve gelerek istikrarı sağlayıcı, makroekonomik dengesizlikleri ele alan bir yönde ilk adımları attılar." ifadelerini kullandı.

11 Eylül 2023 Pazartesi

Çin’in, Birleşik Arap Emirlikleri’ne (BAE) yatırımı 2023’te yüzde 16 artarak 1.3 milyar dolara ulaştı. Bu rakam, Asya ülkelerinin Arap ülkelerinde yaptığı yatırımın yüzde 60’ına karşılık geliyor.

 

NECMİ UYSAL

 

Çin ile Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) arasında artan ekonomik ilişkilere paralel olarak Çin’in BAE’deki yatırımları 2023 yılında yüzde 16 artış ile 1.3 milyar dolara yükseldi. 

 

TOPLAM YATIRIMIN YÜZDE 60’I

 

Bu rakam tüm Asya ülkelerinin Arap ülkelerinde yaptıkları toplam yatırımın yüzde 60’ına karşılık geliyor.

 

BAE’NİN ÇİN’DEKİ YATIRIMLARI YÜZDE 120 ARTTI

 

Diğer taraftan Birleşik Arap Emirlikleri’nin Çin’deki yatırımları ise geçtiğimiz yıl yüzde 120 artış gösterirken, Arap ülkelerinin Çin’de yaptıkları yatırımların yüzde 90’ına karşılı geliyor. 

 

PETROLE BAĞIMLILIKTAN KURTULMA ÇABASI

 

Birleşik Arap Emirlikleri de Suudi Arabistan’ın yaptığı gibi ekonomisini petrole bağımlılıktan kurtarıp çeşitlendirmeye çalışıyor. 

 

Bu kapsamda Çin ile BAE arasındaki karşılıklı ekonomik ilişkiler artış gösterme eğiliminde. 

 

EN BÜYÜK İHRACAT PAZARI

 

Nitekim BAE, Çin’in Arap ülkeleri arasındaki en büyük ikinci ticaret ortağı olurken, aynı zamanda en büyük ihracat pazarı konumunda. 

 

Diğer taraftan BAE, 2023 yılında doğrudan yabancı yatırım pazarında aktif proje bakımından 1.277 proje ve 23 milyar dolarlık yatırım ile dünyada üçüncü sırada bulunuyor.

 

Geçtiğimiz yıl körfez yatırım fonu ise Çin’de 2.3 milyar dolarlık yatırım gerçekleştirdi.

17 Mayıs 2024 Cuma

Merkezi Fransa'nın Strazburg kentinde bulunan Avrupa Konseyi, yapay zekayla ilgili ilk uluslararası sözleşmeyi kabul etti.


Kuruluşunun 75. yılını kutlayan Avrupa Konseyine 46 üye devletin dışişleri bakanları, yıllık toplantıları kapsamında Strazburg'da bir araya geldi.

 

Avrupa Konseyinden yapılan açıklamaya göre, üye ülkelerin dışişleri bakanları, Konsey'in çevre, göç, insan kaçakçılığı ve gazetecilerin korunması dahil farklı alanlarda gelecekte izleyeceği yolu belirledi.

 

Bakanlar, yapay zekaya ilişkin ilk uluslararası sözleşmeyi kabul etti. Sözleşmenin imza faslı eylülde Litvanya'nın başkenti Vilnius'ta başlayacak.

 

Hukuki bağlayıcılığı olan sözleşme, yapay zekaya başvurulurken uluslararası insan hakları, demokrasi ve hukuk devletine yönelik hukuki düzenlemelere uyulduğunu garanti altına almayı amaçlıyor.

 

Sözleşmeye üye devletlerin, yapay zeka sistemlerinin kullanımı sırasında insan hakları düzenlemeleriyle aykırı riskleri belirlemeye, ölçmeye ve önlemeye yönelik önlemler alması gerekecek.

 

Üye devletlerden ayrıca, yapay zeka sistemlerinin eşitlik ilkesine, ayrımcılık yasağına uymasını ve özel hayatı korumasını sağlaması isteniyor.

 

Bu arada, Ukrayna'nın desteklerini ifade eden bakanlar, toplantıda bu ülke için "Hasar Kaydı" mekanizmasının önemini de kaydetti.

 

Söz konusu mekanizma kapsamında Rusya-Ukrayna Savaşı bağlamında Ukrayna topraklarında oluşan hasarların tazminat taleplerine ilişkin kanıt ve bilgiler toplanıyor.

 

Bakanlar, Ukraynalı çocukların korunması ve "kaçırılan Ukraynalı" çocukların geri getirilmesi için atılan adımları memnuniyetle karşıladıklarını belirtti.

 

Toplantıda, 2025'te gençlik bakanlarını bir araya getiren bir konferans düzenlenmesi kararlaştırıldı.

 

BAKANLAR KOMİTESİ BAŞKANLIĞINI LİTVANYA DEVRALDI

 

Toplantı kapsamında Liechtenstein, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi Başkanlığı görevini Litvanya'ya devretti.

 

Litvanya Başbakanı İngrida Simonyte, ülkesinin Bakanlar Komitesi Başkanlığı dönemindeki öncelikleri hakkında bilgi verdi.

 

Buna göre, Litvanya'nın öncelikli görevleri arasında Rusya-Ukrayna Savaşı bağlamında Ukrayna'yı desteklemek, Reykjavik Zirvesi'nde alınan kararları uygulamak, otoriterliğe karşı Konsey'in değerlerini korumak, demokrasiyi, insan haklarını ve üye devletlerde hukuk devletini savunmak yer alacak.

17 Mayıs 2024 Cuma