DR. CAN GÜRLESEL


gurlesel@superonline.com

 

Türkiye uzun süren bir seçim sürecini geride bıraktı. Yerel seçimler sonrası hükümet ekonomi programına sahip çıkarak kararlılıkla uygulanacağını açıkladı. Bu çerçevede ekonomi programı için beklentileri ve bundan sonraki olası etkilerini paylaşalım.

 

1. YEREL SEÇİMLER ÖNCESİ EKONOMİ PROGRAMINA GÜVEN AZALDI  

 

Yerel seçimler sonrası ekonomi yönetimi ve ekonomi politikalarının aynen devam etmesi senaryosu içinde ekonomi programına ve Türk Lirası’na yeniden güven sağlanması gerekiyor. Yerel seçimler öncesi beklentilerin çok üzerindeki enflasyon ve TL’de seçimler sonrası sıçrama olacak beklentisiyle programa güven azalmış ve TL’den yeniden kaçış başlamıştı. Dövize yüksek bir talep oluşmuştu. Kur korumalı mevduatlarda çözülme durmuştu. Merkez Bankası’nın döviz rezervleri önemli ölçüde azalmış, Türkiye’nin kredi takas risk primi yeniden yükselmişti. Portföy yatırımlarında da çıkışlar yaşanmıştı.

 

2. PROGRAMA YENİDEN GÜVEN İÇİN İLAVE ÖNLEMLER GEREKİYOR 

 

Yerel seçimler sonrası bu olumsuz gidişin tersine çevrilmesi için ekonomi programına yeniden güven sağlanması gerekiyor. Bu amaçla yerel seçimler sonrasında para ve maliye politikaları tarafında yeni önlemler alınması ihtiyacı var. Yeni önlemlerle ilk aşamada TL’ye yeniden geçiş yaratılması ve yabancılara güven verilmesi önemli olacak. Enflasyon beklentileri ve fiyat davranışları da yeterince iyileşmedi. Yaz aylarından itibaren dezenflasyon sürecine girileceği öngörülüyor. Ancak buna rağmen 

2024 sonu tüketici enflasyonu beklentileri Merkez Bankası’nın yüzde 36 hedefinin çok üzerinde oluşmaya başladı. Bu nedenle öncelikle enflasyon beklentilerinde iyileşme sağlayacak yeni sıkılaşma önlemleri alınacaktır.

 

3. BEKLENEN YENİ SIKILAŞMA ÖNLEMLERİ      

 

Ekonomi programına ve TL’ye yeniden güvenin sağlanması için para ve maliye politikalarında yeni önlemler alınması bekleniyor. 

 

Para politikası tarafında tüketim harcamalarını azaltmaya yönelik olarak bireysel kredilerde ve kredi kartlarında sınırlamalar yapılması olası. Yine bankaların munzam karşılıkları artırılabilecek. Merkez Bankası’nın yüzde 50 olan politika faizini ise koruması bekleniyor. Ancak mevduat ve kredi faizleri yükselecektir. Maliye politikası tarafında kamu harcamalarında yeni sınırlamalar olası. 

 

Yerel seçimler nedeniyle genişleyen kamu harcamaları sıkılaştırılacaktır. Vergilerde istisnalar azaltılacaktır. Katma değer vergisinde asgari oranlar yükseltilecektir. Birden fazla konutu olanlar için ilave vergi gündemde.

 

Yerel seçimler sonrası enerji fiyatlarında artışlar ve enerji alanında verilen sübvansiyonların azaltılması planlanıyor. Nisan ayında sanayi doğalgazı ve elektrik fiyatlarında artışlar olabilecek.

 

4. YENİ ÖNLEMLER REEL SEKTÖRÜ GÖZETMELİ; TİCARİ KREDİ FAİZ ORANLARI REEL SEKTÖRÜN KIRMIZI ÇİZGİSİNİ AŞTI  

 

Mart ayında Merkez Bankası’nın politika faizi artışıyla TL ticari kredi faiz oranları yüzde 60’ı aştı. Böylece ticari kredi faiz oranları reel sektör şirketlerinin kırmızı çizgisini aştı. Mevcut faizler ile kredi kullanımı önemli ölçüde azalacak. Reel sektör açısından nakit ve risk yönetimi kritik olacak. Reel sektörde sıkıntılar yaşanması kaçınılmaz. Kontrollü küçülme bir seçenek olacak.   

 

5. DÖVİZ KURLARINDA SEYRİ EKONOMİ PROGRAMINDAKİ YENİ ÖNLEMLER BELİRLEYECEK  

 

Mevcut ekonomi yönetimi ve politikalarının güçlendirilerek sürdürülmesi halinde yerel seçimler sonrası döviz kurlarında bir sıçrama yaşanması olasılığı çok düşük. Döviz kurlarında bir sıçrama ancak ekonomi yönetimi ve politikalarının değişimiyle olabilecek. 

 

Bununla birlikte TL’de değer kaybı devam edecek. Ancak değer kaybının yine kontrollü ve daha sınırlı hale geleceği öngörülüyor.

 

TL’ye yeniden güven sağlanması ve döviz talebinin azaltılması programda sağlanacak iyileştirmelere ve alınacak yeni önlemlere bağlı olacak. Programa yeniden güven sağlanması halinde gerçekleşecek yabancı sermaye girişi de TL’yi destekleyecek. Enflasyonla mücadele açısından TL’de değer kaybının yavaşlaması olumlu olacak. Ancak ihracatçılar rekabette zorlanmaya devam edecek. 

 

SON SÖZ 

 

Programa ve TL’ye yeniden güven sağlanması için atılacak adımların reel sektöre olası etkileri mutlaka gözetilmeli. 

15 Nisan 2024 Pazartesi

DOÇ. DR. ADNAN VEYSEL ERTEMEL


adnan.ertemel@gmail.com

 

Yapay zeka, son dönemde birçok alanda çığır açan gelişmelere yol açtı. Bu yazımızda yapay zeka alanında ChatGPT tarzı ilk akla gelen örneklerin dışında varsayımlarımızı sorgulatacak çığır açan yeni teknolojilere değineceğiz.

 

ROBOTİK GÖZ TEMASI

 

Araştırmacılar, insanlarla doğal ve etkileşimli bir şekilde iletişim kurabilen robotlar geliştirmek için çalışıyor. Bu hedefe ulaşmada hedeflenen önemli bir adım, robotlara insanlarla göz teması kurabilme yeteneği kazandırmak... Robotlar artık sözlü iletişimde usta oldukça, büyük dil modellerinin (örneğin ChatGPT gibi) gelişmelerin katkısıyla görsel ifade becerileri, özellikle de yüz ifadeleri, oldukça geride kaldı.

 

Birçok farklı yüz ifadesini yapabilen ve bunları ne zaman kullanacağını bilen bir robot tasarlamak oldukça zorlu bir görev oldu.

 

Columbia Üniversitesi Yaratıcı Makinalar Laboratuvarı, bu zorluğun üstesinden gelmek için beş yıldan fazla süredir çalışıyor. Grup, yakın zamanda saygın bir akademik dergide yayınlanan yeni bir çalışmada, insanla aynı anda yüz ifadelerini okuyan ve bundan hareketle aynı anda yüz ifadelerini değiştiren bir robot geliştirdiğini duyurdu. Öyle ki, insan yüzündeki değişimlerden tahminleme yapabilen robot, insanın gülümsemesinden yaklaşık 840 milisaniye önce gülümsemeyi öngörebiliyor ve bu sayede insanla aynı anda gülümsemeyi gerçekleştirebiliyor.

 

Bu gelişme, robotların insanlarla daha insancıl bir şekilde etkileşime girmesini ve çeşitli alanlarda daha yaygın olarak kullanılmasını sağlamada önemli bir adım olarak nitelendirilebilir. Çünkü bu tarz bir insan robot etkileşiminde gecikmiş yüz mimikleri samimiyetsiz görünürken, bir insanın duygusal durumunu zamanında gerçekleştirmek için yüz ifadesinin doğru bir şekilde çıkarsanması çok önemli.

 

SADECE BİR FOTOĞRAF VE SES KAYDINDAN VİDEO ÜRETİMİ

 

Diğer yandan Microsoft şirketi, fotoğrafları konuşan ve şarkı söyleyen insan videolarına dönüştürebilen yeni bir yapay zeka aracı geliştirdi. VASA olarak adlandırılan bu teknoloji, yapay zeka modellerini kullanarak bir kişinin yüzünü ve sesini bir videodan diğerine aktarmayı mümkün kılıyor. VASA, deepfake teknolojisinin etik ve sorumlu kullanımı konusunda endişeleri artırsa da film yapımı, eğlence ve eğitim gibi alanlarda birçok yeni uygulamaya yol açabilir.

 

YAPAY ZEKA İLE SEL TAHMİNİ

 

Google, yapay zekayı kullanarak yedi gün öncesine kadar sel tahmini yapabilen bir sistem geliştirdi. Bu sistem, geçmiş sel verilerini ve hava durumu gibi gerçek zamanlı bilgileri analiz ederek potansiyel sel risklerini belirleyebiliyor. Google, bu sistemi Hindistan’da halihazırda kullanıyor ve selden etkilenen insanları önceden uyararak can kaybını ve hasarı azaltmaya yardımcı oluyor. Bu gelişme, iklim değişikliğinin etkileriyle mücadelede ve doğal afetlere hazırlıklı olmada önemli bir rol oynayabilir.

 

Sonuç olarak yapay zeka, her geçen gün yeni ve heyecan verici gelişmelerle bizi şaşırtmaya devam ediyor. Bu örnekler, yapay zekanın birçok alanda çığır açan gelişmelere yol açtığını ve gelecekte daha da büyük bir etkiye sahip olacağını gösteriyor. 

29 Nisan 2024 Pazartesi

PROF. DR. AHMET EMRE BİLGİLİ


 

Bakü ve İstanbul hattını her açıdan güçlendirmek iki ülke ilişkisine ne katar? Siyasette, ticarette, eğitimde, diplomaside, savunma sanayinde, sağlıkta, sanayide, bütün sektörlerde ve alanlarda. Dört günlük Bakü ziyaretimizde bu sorunun cevabını anlamaya yönelik birtakım temaslar yaptık. Bu çerçevede özellikle iş dünyasının temsilcileriyle görüş alışverişinde bulunma ve ilişkilerin seyri seviyesi hakkında bilgi alma imkânımız oldu. Bakü’deki eğitim kuruluşlarımızla ilgili yaptığımız ziyaret ve görüşmelerde bu alanın gelişmelerini öğrendik. Tüm elde ettiğimiz bilgileri Bakü Büyükelçimiz Doç. Dr. Cahit Bağcı ile değerlendirdik. Netice olarak Bakü-İstanbul hattının her alanda giderek güçlendiğine dair bir kanaat edindik. 

 

Görüştüğümüz iki iş adamı kuruluşunun başkanı, Bakü-İstanbul hattının ticari olarak güç kazanmasında ciddi rol oynuyor. İstanbul Ticaret Odası ise Bakü’ye olan ilgisi nedeniyle bu hattın güçlendirilmesinde kapsayıcı bir işleve sahip. İTO ve TİM’in İstanbul-Bakü hattında önemli görevler üstlendiğini özellikle belirtmek gerekir. Azerbaycan-Türkiye İşadamları Birliği’nin (ATİB) Başkanı Mürsel Rüstemov, önemli ticari işbirliklerinin oluşmasına sebep olmuş. MÜSİAD Azerbaycan’ın tesciliyle Bakü’deki teşkilatlanmasını güçlendirerek sektörel örgütlenmede uygun bir zemin oluşmuş. ATİB Başkanı Rüstemov, MÜSİAD Başkanı Reşat Cabirli ve heyetleri çalışmalarına aşkla devam ediyor. Her ikisinin de Türkiye-Azerbaycan ticari ve ekonomik ilişkilerini geliştirmede önemli rolü olduğunu belirtmek gerekir. Bunlara ilaveten iş dünyasındaki Türkiye Yüzyılı İşbirliği ve Dayanışma Platformu hem kendi dayanışmasını hem de ihtiyacı olanlara yönelik yaptığı çalışma ve yardımlarla önemli bir rol oynuyor. 

 

Trabzon İş Adamları Birliği de benzer çalışmalar yapıyor. 

 

*           *           *

 

Büyükelçimizin verdiği bilgilere göre geçtiğimiz yıl Kocaeli’den İzmir’e, Bursa’dan Kahramanmaraş’a, Çorum’dan Trabzon’a, Niksar’dan Gebze’ye 55 iş adamı heyetimiz gelmiş ve ilçelerimiz dahi heyetler oluşturup ticaretin gelişmesine gayret etmiş. Bakü’de düzenledikleri iş formlarının büyükelçimizin de tavsiyeleriyle tematik nitelikte kimya, kreatif endüstriler, hediyelik eşya, sağlık turizmi, tekstil, gıda ve savunma sanayi gibi alanlarda yapıldığını görüyoruz. Bu ticari heyetlerin tematik düzeydeki ziyaretleri, iş ve bayilik görüşmeleri yatırım imkânlarını da ortaya çıkarabilecek özelliğe sahip. 2023 yılı rakamlarıyla Ticaret Başmüşavirliği’ne 9 bine yakın soru alınması ve bunların tümünün cevaplanması, Türk yatırımcısının ve tacirinin Azerbaycan’a artan ilgisini gösteriyor. Diğer önemli bir husus ise Türk malına olan güven olup ürünün menşei fiyatından önce sorgulanması ve bir ürün Türk malıysa piyasası vardır kanaatinin yerleşmesidir.

 

Ticaretin ardından en önemli işbirliği, eğitim sektöründe oluyor. Bakü’deki Milli Müdafa Üniversitesi ile İstanbul’daki Milli Savunma Üniversitesi arasındaki güçlü işbirliği, iki ülke arasında çok anlamlı neticeler veriyor. İki kurum arasındaki müfredat işbirliği ise iki ordunun yapısal olarak benzerliğini, Türk modelinin benimsenmesini ve savunma sanayindeki gücünü ortaya çıkaracak.   

 

*           *           *

 

Diğer taraftan, Azerbaycan Türkiye Üniversitesi’nin YÖK ile Azerbaycan İlim ve Tahsil Nazırlığı arasında imzalanan bir mutabakat zaptıyla kuruluş sürecinin başlatılması, eğitim alanında yeni bir aşamaya geçileceğinin işaretidir. Kuşkusuz bu üniversite modeli Ahmet Yesevi ve Manas Üniversitesi tecrübesinden hareketle üzerinde çalışılan yeni bir model olarak tasarlanmalı. Bu yolla Türkiye tecrübesinin aktarılarak Azerbaycan’ın insan kaynağının güçlendirmesine katkı sağlayacak bir anlayışla acilen kurulması gerektiğidir.

 

Bunlarla birlikte ülkemizin global eğitim kuruluşu Maarif Vakfımız, Bakü’de inşaatı bitmek üzere olan ikinci eğitim kampüsünü açmaya hazırlanıyor. Bu da Bakü-İstanbul hattının güçlenmesi anlamında önemli. Diğer taraftan, Türk Dünyası Bakü Atatürk Lisesi ve MEB’in Bakü Türk Anadolu Lisesi, yılların tecrübesiyle hizmete devam ediyor. Diyanet Vakfı Bakü Türk Lisesi Azerbaycan’ın en nitelikli ve gözde bir okulu olarak çalışmalarına devam ettiğini, mezunlarının hem ülkemiz üniversitelerine hem de MİT gibi dünyanın en seçkin üniversitelerine gidebildiğini, okulu ziyaretimizde gururla öğrenmiş olduk.

 

Netice-i kelam; Türkiye ve Azerbaycan’ın iki gardaş liderinin aşkla oluşturdukları müşterek işbirliği zeminini iyi değerlendirmek, ortak geleceğimiz açısından son derece stratejik mahiyet arzeder. Özellikle eğitim üzerinden siyasetimizi, ticaretimizi geliştirerek İstanbul-Bakü hattını güçlendiren anlayış önemli. Siyasetten gelen bir büyükelçinin vazife yapıyor olması da ayrı bir kazanımdır.

29 Nisan 2024 Pazartesi