İstanbul Ticaret Odası Başkanı Şekib Avdagiç, hükümetin seçimlerden sonra uygulamaya başladığı yeni ekonomik programla birlikte makro planda yürütülen dengelenmeye yönelik sonuçların cesaret verici olduğunu belirtti.

 

İlk 5 ayda 5 işaret alındığını kaydeden Avdagiç, bunları şöyle özetledi: “İthalat azaldı, dış ticaret açığı düştü. TL mevduatı arttı, KKM ve döviz mevduatı azaldı. Sanayi üretimi yükseldi, ticari kredi büyümesi sürdü. Enerji üretimi arttı.”

 

Kahramanmaraş merkezli depremi unutmadıklarını belirten Avdagiç, “İTO olarak bölge halkımızın yanındaydık. Normal hayata yeniden dönülmesi için biz de var gücümüzle gayret gösteriyoruz, çalışmalarımızı sürdürüyoruz” dedi.

 

HABER: ŞEREF KILIÇLI - BARIŞ CABACI - MESUDE DEMİRHAN

 

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, Oda’nın kasım ayı olağan Meclis Toplantısı’nın açılışında yaptığı konuşmada; hükümetin mayıs seçimlerinden sonra uygulamaya başladığı yeni ekonomik programla birlikte makro planda yürütülen dengelenme sürecinin sonuçlarının cesaret verici olduğunu belirtti. Şekib Avdagiç, “Seçimlerin ardından geçen 5 aylık dönemde, atılan doğru adımların sonuçlarını görmeye başladık. Uygulanan para politikasının etkisiyle kur atakları sona ererken, ithalatta belirgin bir yavaşlama sürecine girildiğini ve cari dengenin iyileşme yolunda olduğunu söyleyebiliriz” dedi.

 

DENGELENME POLİTİKASI

 

İTO Başkanı Avdagiç, kurlarda belirsizliğin ortadan kalkmasının, bozulan fiyatlama davranışlarının hızla düzelmesine önemli katkı vereceğine inandıklarını belirtti. Dengeleme politikasının uygulandığı ilk 5 ayda ekonominin 5 işaret verdiğini kaydeden Avdagiç, gelişmeleri şöyle özetledi:

 

  1. Toplam ithalat ağustosta yüzde 7, eylülde ise yüzde 15’e yakın düşüş gösterdi. Söz konusu aylar itibariyle dış ticaret açığı ise sırasıyla yüzde 23 ve yüzde 48 düşüş kaydetti. Ekim ayı ihracatı da geçen yıla göre yüzde 7.4 artarak 22.9 milyar dolara ulaştı.
  2. Son iki ay içinde TL mevduat hacmi 1 trilyon lira civarında artarken, KKM 350 milyar TL, döviz mevduatı ise 4 milyar dolar düşüş kaydetti. 
  3. Toplam sanayi üretimi yıllık bazda temmuzda yüzde 7.6, ağustos ayında yüzde 3.1 arttı. Aynı şekilde sanayide kapasite kullanımı da yüzde 76-77 oranını korudu.
  4. Finansman pahalılaşmakla birlikte ticari taraftaki kredi büyümesi, tüketim tarafından belirgin olarak ayrışıyor.
  5. Türkiye’nin toplam enerji üretimi hazirandaki düşüşün ardından, 2022’nin aynı dönemine göre temmuzda yüzde 4.7, ağustosta yüzde 4.9 arttı. Aynı şekilde enerji tüketiminin ise sırasıyla yüzde 9.5 ve yüzde 5.2 arttığı görülüyor.

 

FIRSATLARI DEĞERLENDİRMELİYİZ

 

Avdagiç, dünyadaki gelişmelerin dikkatle takip edilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Küresel ekonomi zayıf seyirde ve riskler artıyor. Bu nedenle dış ticaretimize dikkat etmeliyiz, yeni pazarlar bulmalıyız. Türkiye, doğru ekonomi politikaları ve barışçıl yaklaşımıyla istikrar adası olmaya devam ediyor. İş dünyası olarak fırsatları değerlendirmek için tetikte olmalıyız” dedi.

 

11 KONGRE KAZANDIRDIK

 

Şekib Avdagiç, geçen hafta gerçekleşen World Travel Market Londra Fuarı hakkında da açıklamalarda bulundu. İTO’nun fuara, İstanbul Kongre ve Ziyaretçi Bürosu (ICVB) çatısı altında katıldığını belirten Avdagiç, fuarın İstanbul turizmi açısından büyük bir fırsat olduğunu vurguladı. Başkan Avdagiç, fuarın dünya çapındaki turizm profesyonellerini bir araya getiren önemli bir platform olduğuna dikkat çekerek, “Her yıl 184 ülkeden 36 bin turizm profesyonelinin katıldığı bu etkinlikte, ICVB, İstanbul markasını tanıttı. Öte yandan, İstanbul Ticaret Odası olarak önümüzdeki dönem için 11 kongreyi İstanbul’a kazandırdık, 3 kongrede de anlaşmaya varmak üzereyiz” dedi.

 

Avdagiç, İstanbul’un aynı zamanda Avrupa’nın En İyi Performans Gösteren Şehirleri 2022 sıralamasında 3. sırada yer aldığını belirterek, İstanbul’un 2019 yılında yükselen tek şehir olduğuna dikkat çekti. Avdagiç, hedeflerinin İstanbul’u uluslararası kongre listelerinde yeniden ilk 10’a taşımak olduğunun ve bu hedefin 2025 yılına kadar gerçekleşmesi için çalışacaklarının altını çizdi. Avdagiç, turizm verileri hakkında da şu bilgileri paylaştı: “2023’ün ilk 8 aylık verilerine göre, İstanbul’a gelen turist sayısı geçen yıla göre yüzde 13.2 oranında artarak 11.5 milyona ulaştı.”

 

TÜRK TÜCCARINA İLHAM VERİYOR

 

Meclis konuşmasında Mustafa Kemal Atatürk’ü vefatının 85. yılında saygı ve rahmetle andıklarını belirten Avdagiç, şunları söyledi: “Milli Mücadelemizin kahraman lideri, 100. yılını kutladığımız Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, ölümünün 85. yıl dönümünde minnetle anıyoruz. Milli Mücadele, onun askeri dehası, teşkilatçılığı ve askerlik kadar üstün olan diplomasi yeteneğiyle kazanıldı ve Misak-ı Milli’nin son kalesi Anadolu toprakları düşmanlarımızın boğulduğu yer oldu. Kuşkusuz Atatürk’ün askeri zaferi ekonomik zaferle tamamlama arzusu, bugün de Türk tüccarına ilham veriyor. Onun Odamızın girişinde ve Meclisimizin duvarında asılı olan ‘Tüccar, milletin emeği ve üretimini kıymetlendirmek için eline ve zekasına emniyet edilen ve bu emniyete liyakat göstermesi gereken adamdır’ sözü, iş dünyası için yol göstericidir.” 

 

ACİLEN ATEŞKES TESİS EDİLMELİ

 

Başkan Avdagiç, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarının ve hava bombardımanının şiddetlenerek devam ettiğine dikkati çekti. Avdagiç, “Bir aydır insanlığın gözü önünde bir cinayet, bir katliam, bir vahşet sergileniyor. Yüreğimizi yakan İsrail’in bu katliamını durdurmak için gösterilen her çabayı takdirle karşılıyoruz. Gazze’de acilen ateşkesin tesis edilmesini diliyoruz” dedi.

 

DEPREM BÖLGESİNİ UNUTMADIK

 

İTO Meclis Toplantısı’na Reyhanlı Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Necmeddin Zaroğlu konuk oldu. Kahramanmaraş merkezli depremi unutmadıklarını belirten Avdagiç, “Depremin ilk dakikasından itibaren İstanbul Ticaret Odası olarak bölge halkımızın yanındaydık. Odamızın ve üyelerimizin bütün imkanlarını deprem bölgesi için seferber ettik. Onların acılarını hafifletmeyi kendimize vazife kabul ettik. Bugün de bu vazifelerimiz aynen devam ediyor: Kahramanmaraş depremini unutmadık. Hatay’ı unutmadık. Bizim kalbimiz hâlâ bölge halkımız ve Hatay için çarpıyor. Normal hayata yeniden dönülmesi için biz de var gücümüzle gayret gösteriyoruz” diye konuştu. 

 

Reyhanlı Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Necmeddin Zaroğlu ise 6 Şubat’ı, asrın felaketi olarak tanımlayarak, o dönemde Türk milletinin, İTO ve birçok sivil toplum kuruluşunun yardımını aldıklarını vurguladı. Zaroğlu, “İmalatçılarımıza yol göstererek her türlü yardımı ve desteği sağlayan İTO yönetimine Hataylı imalatçıların selamını getirdim. Bölgedeki kalıcı konut seferberliğindeki İTO’nun çabası, yalnız olmadığımızı bir kez daha hissettirdi. Atatürk’ün yolunda, millet olma arzusuyla hareket ettik ve böyle olmaya devam edecek. Hatay’ı birlikte tekrardan ayağa kaldıracağız” dedi.

 

Reyhanlı Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Necmeddin Zaroğlu; İTO Meclis Başkanı Dr. Erhan Erken ve İTO Başkanı Şekib Avdagiç’e, Hatay’ın birlik ve barış içinde yaşadığını anlatan bir tablo takdim etti.

 

MECLİS’TEN YANSIMALAR

 

ZORA DÜŞENE EL UZATMAK KÜLTÜRÜMÜZÜN BİR GEREĞİ

 

İstanbul Ticaret Odası Meclis Başkanı Dr. Erhan Erken, Oda’nın kasım ayı Meclis Toplantısı’nda, Gazze’de binlerce çocuğun öldürüldüğü bombardımana dikkat çekti. “İsrail’in tarihte eşine rastlanmayacak barbarlığını ve mazlum Filistin halkını hedef alan saldırılarını telin eden deklarasyonumuzu geçen haftalarda paylaştık” diyen Dr. Erken, şöyle konuştu: “Türk milleti olarak uluslararası toplumdan bir an önce İsrail güçlerini durdurmasını ve insani yardımların bölgeye sürekli bir şekilde ulaştırılması için etkin müdahalede bulunmasını bekliyoruz. Kalıcı barış için Türkiye’nin attığı tüm adımları desteklediğimizi de bu vesileyle ifade etmek istiyorum.” Kasım ayının tarihte çok önemli olayların cereyan ettiği bir ay olduğunu hatırlatan Dr. Erken, o olayların bazılarının günümüzle çok ilgili olduğuna dikkat çekti.

 

GÖNÜL COĞRAFYAMIZ

 

Dr. Erken, şunları söyledi: “Bizim verdiğimiz mücadele bir Hakk mücadelesidir. Gönül coğrafyamızdaki mücadelemiz de bu anlamda devam edecektir. Tıpkı 90’lardaki Bosna Savaşı’nda olduğu gibi. Şunu çok iyi biliyoruz ki, bizim gönül coğrafyamızda yaşanan her belayı defedecek yine aziz Türk milletidir. Yıkılanı kaldıracak, çökeni imar edecek, düşenin elinden tutacak yine biziz. Yani coğrafyamıza sahip çıkmak, bizim için en öncelikli vazifelerimizden biridir.”

 

“Bugün aramızda serhat şehrimiz Hatay’ın Reyhanlı ilçesi Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı ve yönetimi var” diyen Dr. Erken, şöyle devam etti: “Tarihi olayların içinde Hatay’ın ana vatana yeniden bağlanması da var. Hatay, Lozan Antlaşması ile çizilen Suriye sınırlarımız içinde değildi. Ancak orası Fransız Büyükelçisi ile olan bir konuşmasında ‘Hatay benim şahsi davamdır. Şakaya gelmeyeceğini bilmelisiniz’ diyen Mustafa Kemal Atatürk’ün diplomatik zaferi neticesinde Türkiye’nin sınırları içine girmiştir. Hatay’ın ülkemize tekrar kazandırılmasında örnek bir mücadele veren Mustafa Kemal Atatürk’ü 10 Kasım ölüm yıl dönümünde bir kez daha saygıyla anıyoruz.”

 

EN İYİSİNİ YAPMAYA ÇALIŞTIK

 

Şubat ayındaki depremlerde en büyük can ve mal kaybının yaşandığı şehirlerin başında Hatay’ın geldiğini ifade eden Dr. Erken, “Bir insanın zora düşmesi karşısında insan olmanın gereği hemen yardıma koşmaktır. Bizler de bu sebepten depremzede kardeşlerimiz, vatandaş-larımız ile daha ilk anlardan itibaren elimizden geldiği kadar ilgilenmeye koyulduk. Yönetimimiz, başkanımız, meclis üyelerimiz, gönüllü kuruluşlarımız ve vazifeli arkadaşlarımız ciddi gayret sarf ettiler. Yardım organizasyonunda İstanbul için belirlenen ilk kardeş şehir Hatay idi. Yaralar tam sarılabildi mi?

 

Ne mümkün? Ama yine de hem devletimiz hem de milletimiz yapılabilecek olanın en iyisini yapma gayreti içinde oldu. İş hayatının yeniden ayağa kalkması için özel çalışma ve organizasyonlar yapılmalı kanaatindeyiz. O noktada her türlü desteğe açığız.”

 

 

ŞİRKET ORTAKLARININ BAĞ-KUR SORUNUNA ÇÖZÜM BULUNMALI

 

Bayram Bilgin-İşletme Destek Hizmetleri Meslek Komitesi: Şirket ortaklarının Bağ-Kur’dan emekli olmasıyla ilgili sorun daha önce de dile getirildi. Ancak çözüm için SGK’ya yapılan başvurular maalesef karşılık bulmadı. Bu sorun sebebiyle 100 bin civarı şirket ortağı mağdur oldu. 2011 yılındaki bir düzenlemeyle önceki uygulama kaldırıldı, ‘Şirket ortakları 4/A’lı bildirilemez’ denildi. 2013’te başka düzenleme yapıldı. 2019 yılında ise topyekun kaldırıldı. Şirket ortakları, 2008 öncesi haklarını kaybetti. Şu ana kadar 50 bine yakın dava açılmış. Bilirkişi raporlarında da mağduriyet tespit edilmiş. 2019 yılındaki genelgenin yol açtığı mağduriyetlerin giderilmesini talep ediyoruz. Enflasyon düzeltmesi uygulamasının önemli sonuçları olacak. Maliye Bakanlığı taslağı internet sitesinde yayınladı. Bu konu aslında tüm sektörleri ilgilendiriyor. Enflasyon düzeltmesi, paranın satın alma gücünün düşmesi sebebiyle gerçek durumu göstermek amacıyla yapılacak bir uygulama. 2023 yılının bilançosunda enflasyon düzeltmesi uygulanacak. Enflasyon düzeltmesinin etkisi 2024 yılının mayıs ayında görülecek. Bazı işletmelerde vergi maliyeti üç katına çıkabilir. Özkaynağı güçlü işletmeler açısından da zarar durumu olabilir. Ancak krediyle dönen işletmeler ciddi vergilerle karşılaşabilir. 2024 yılında sıkı para politikası daha yoğun uygulanacak. Bu durumun da getireceği maliyetler var. Özkaynaktan daha çok borçlanarak finansmanını sağlayan işletmeler, planlarını iyi yapmalı. Vergi ve SGK yargılamaları konusunda Adalet Bakanlığı yeni bir düzenleme için çalışma yapıyor. Daha kapsamlı savunma hakkı verilmeli. 

 

GERİ DÖNÜŞÜMÜN MESLEK KOMİTESİ OLMALI

 

Coşkun Çetintaş-Mimarlık ve Mühendislik Meslek Komitesi: Geri dönüşüm sektörünün göz ardı edildiğini düşünüyoruz. Bizim sektörümüze ait bir meslek komitesi olmalı. Geri dönüşüm sektörünü temsil eden tek meclis üyesi olarak sektörümüze pozitif ayrımcılık yapılmasını talep ediyorum.

 

ARA MAMULLERDEKİ VERGİ SORUNU ÇÖZÜLMELİ

 

Hikmet Tanrıverdi-Hazır Giyim ve Konfeksiyon Meslek Komitesi: Ekonomideki olumsuzluklar hazır giyimde daha hızlı hissediliyor. Ekim ayında yüzde 12, yıl bazında yüzde 8 kayıp yaşadık. Şu anda sektör baş aşağıya gidiyor. Konfeksiyon sektöründe ara mamul kullanıyoruz. Bunlardan en önemlisi kumaş. O kadar çok çeşit var ki, hepsi Türkiye’de üretilemiyor. İthalatına yüzde 30 ek vergi geldi. Zaten maliyetlerimiz yüksekti. Son alınan kararlarla Laleli, Merter, Osmanbey gibi merkezler büyük zarar görecek. Pandemiden çıkış sürecinde yakın ülkeden tedarik avantajını değerlendirdik. İyi bir sirkülasyon oldu. Ancak Çin tekrar açılınca müşteriler yeniden oraya yönelmeye başladı. İthalatı engelleyelim derken işin dozu kaçtı. Ara mamullerde ithalatın kötü olmadığını anlatmalıyız. Sektörler ara mamul işleyip üretim ve ihracat yapıyor. Ara mamullerle ilgili sorun çözülmezse yatırımlarda ülkemizden taşınma da olabilir. Tüm ürünlerde ek vergiler var. Referans fiyatlar var. Bu şartlarda ithalat yapıp üretim yapmak zorlaşacak. Bu aynı zamanda enflasyonu artıracak. İthalatın yaklaşık yüzde 12’si tüketim malı. Geri kalanı hammadde ve ara mamul. Yapılan vergi artışları ara malın maliyetini artırırken ihracata da zarar veriyor. Çin haricinde dış ticaret fazlası veren ülke az. Önemli olan hem ihracatı hem ithalatı sürdürebilmek. Şu anda dövizle çek verilemiyor. Aradaki vade farkı çok fazla. Üreticiler için tekrar dövizle ödeme imkanı getirilmeli. Enflasyon yüzde 14.5’ten yüzde 70’lere geldi ve şimdi düşürmeye çalışıyoruz. Ancak enflasyonu buralara çıkartan iş adamları değil. Tüm yükü iş adamları mı çekecek? Ticarette 100 liranın en az 50 lirası devlete gidiyor. Devletten de fedakarlık isteyelim. Türkiye’nin ekonomik dengeleri bozuldu. Toparlanma iki-üç yılı bulur. İşgücü ihtiyacı var fakat aynı zamanda genç nüfusta yüzde 25 işsizlik var. Bu durum eğitim sisteminin sorunlu ve planlamanın yanlış olduğunu gösteriyor. 

 

SEKTÖR UZMANLARINI BULUŞTURDUK

 

Barış Avşar-Restorasyon ve İzolasyon Meslek Komitesi: Geçen hafta İstanbul Ticaret Odası 47’nci Meslek Komitesi olarak çok önemli bir organizasyon yaptık. Bu organizasyonda sektörümüzdeki işletme sahiplerini ve konunun uzmanlarını buluşturduk. Yönetim kurulumuzu temsilen bir yöneticimiz de katıldı. Programa katılan İstanbul Büyükşehir Belediyesi bürokratlarına teşekkür ediyorum.

 

İHRACATTA REKABET GÜCÜMÜZ ZAYIFLIYOR

 

Mehmet Musa Evin-Deri, Kürk ve Saraciye Meslek Komitesi: Yıl başında asgari ücret yükselecek. Maliyetler de artacak. İşverenleri, ‘Bize ne kadar yük gelecek, neler yapacağız?’ diye korku aldı. Zaten işlerimiz aşağı iniyor. Bundan sonrası bizim için daha ağır yük olacak. İhracatımız her ne kadar yükselse de kendi sektörümde sıkıntılarımız büyük. ‘Faizler yükseliyor, enflasyon düşüyor’ deniliyor. Biz işverenler neler yapacağımızı, nasıl yapacağımızı anlayamıyoruz. Giderlerimiz dolarla, bir de kur farkı var. Yurt dışından getirilen değerli kürklerde; ithal izin belgesi, ithal uygunluk belgesi ve sonra ihraç uygunluk belgesi gibi bazı uzun süreçler var. Ürün girdiğinde bu belgeyi zaten alıyoruz. İkinci kez gidiyoruz, bir daha alıyoruz. Hem zaman hem de para kaybına neden oluyor. İhracatta sıkıntı yaşıyoruz. İhracatçı cezalandırılıyor. Özellikle bizim sektörde değerli kürk zaten ithal geliyor. Enflasyonun üzerinde zamlar geliyor. Üç tane ceketi ihraç etmek için beş yerden hammadde aldıysak, hepsi için ayrı belge ücreti ödüyoruz. Her sene vekalet yenilememiz isteniyor. Vekaletin her sene noterde yenilenmesi doğru mu? Kuş gribinden dolayı Finlandiya’dan değerli kürk ithal edemiyoruz. Ancak aynı değerli kürkü Avrupa’nın bütün ülkeleri ithal ediyor. Bununla alakalı yasağın düzenlenmesi gerekiyor. Hammaddesi Türkiye’de yok. Türkiye’de olmayan ürünü başka bir yerden ithal etmek zorundayız. Deri ürünlerindeki KDV sorunlarına çözüm talep ediyoruz.

 

‘ENERJİ VATANDAŞLIĞI’ KARŞIMIZA ÇOK ÇIKACAK

 

Bülent Şen-Enerji Meslek Komitesi: Türkiye, büyük ölçüde enerjiden kaynaklı 100 milyar dolara yakın dış ticaret açığı veriyor. Enerji verimliliği belirleyici bir konu. Türkiye’deki bir binada, Almanya’daki aynı metrekaredeki binadan 9 kat fazla enerji tüketiliyor. En pahalı enerji, olmayan enerji. Bu kış söylenen rakamlar gerçekleşirse zor bir kış olacak. Avrupa Birliği, konfor sıcaklığını 22 dereceden 20 dereceye indirmeye çalışıyor. Bunun yapılması, 20 milyar metreküp tasarruf sağlayacak. Avrupa Birliği bu sene ayrıca doğalgaz tüketimini yüzde 15 düşürecek. Elektrikte bu rakam yüzde 10’a yakın. Almanya’da kamu binalarında konfor sıcaklığını 19 derecenin altına düşürüyorlar. Türkiye’de evlerde kombiyi bir derece düşürebilirsek tüketimde yüzde 7 ila 10 arasında tasarruf etkisi var. Ukrayna Savaşı’ndan sonra enerjide krizler fırsatları da ortaya çıkardı. Türk toplumunda bilinç var fakat davranış farklılığı da var. ‘Enerji vatandaşlığı’ kavramı gelecekte çok karşımıza çıkacak. Enerji tüketen kişi aynı zamanda üreten olacak. Bu seviyeye geçmek zorundayız. Çünkü deprem, sel gibi birçok doğal afet tehlikesi var. Üretim noktalarında enerji vatandaşlığı anlayışını yaymalıyız. 2050 yılına kadar fosil yakıtlar da olacak fakat yenilenebilir enerji hızla yükselecek. Dünya enerjide çok farklı noktalara gidiyor. 

 

YERLİ VE MİLLİ GÜMRÜK KANUNU YAPILMALI

 

Serdar Keskin-Gümrük Müşavirliği Meslek Komitesi: Gümrük Kanunu’na göre kurulmuş beş dernek var fakat mevzuat düzenlemesi öncesinde sektörden görüş alınmıyor. Görüşler, doğrudan Ticaret Bakanlığı Gümrükler Genel Müdürlüğü’ne iletilmeli. Liman giriş kartlarıyla ilgili sorun devam ediyor. Limanlar bizim için gümrüklü saha. Ticaret Bakanlığı’nın verdiği gümrük müşavirliği kartı var. Aynen adliyelerdeki avukat gibiyiz. Yani gümrük müşaviri ve gümrük müşavir yardımcısı izin belgesi olanlar limana girebilmeli. Sorunun kaynağında 2012 yılında İçişleri Bakanlığı’nın çıkardığı bir yönetmelik var. Yönetmeliğe eklenecek bir istisna maddesiyle çözüm sağlanabilir. Bir mülki idare amirden alınacak liman giriş kartı ortak olmalı. Yani giriş kartı her limanda geçerli kabul edilmeli veya çipli kart olmalı. Türkiye, 1996 yılında Gümrük Birliği’ne girdi. 1999 yılında Gümrük Kanunu kabul edildi. Gümrük Birliği’nde olup Avrupa Birliği’ne giremeyen tek ülkeyiz. Bu durumun neler getirip neler götürdüğünü tartışmalıyız. Yerli ve milli bir gümrük kanunu yapılmalı. Yeni bir gümrük kanununa ihtiyacımız var. Her sene 30 ve 31 Aralık’ta ithalat tebliğleri yayımlanıyor. Bir tebliğde olan yanlışlık ancak tebliğ ile düzeltilir. Genelgeyle düzeltilemez. Önerimiz, tebliğler 1 Aralık’ta Resmi Gazete’de yayımlansın ve 1 Ocak’ta yürürlüğe gireceği belirtilsin. Yani yanlış varsa yürürlüğe girmeden düzeltilmesi için süre olsun. Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü vefatının 85. yılında rahmet, minnet ve şükranla anıyorum. Açtığı aydınlık yolda kararlılıkla ilerliyoruz. Ne mutlu Türk’üm diyene. Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti.

13 Kasım 2023 Pazartesi

Küresel pay piyasalarında, Fed yetkililerinin temkinli sözle yönlendirmelerine karşın ülkede açıklanan verilerin enflasyon endişelerini yatıştırmasıyla pozitif bir seyir izlenirken, gelecek hafta yurt içinde gözler TCMB'nin faiz kararına çevrildi.


Yılın ikinci yarısına yaklaşırken dünya genelinde enflasyon endişelerinin önemli ölçüde azaldığı görülürken, merkez bankalarının yılın ikinci yarısında atacağı adımlara ilişkin fiyatlamalar gündemin odağındaki yerini korumaya devam ediyor.

 

ABD'de, Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE), nisanda aylık bazda yüzde 0,3 ile beklentilerin altında artarken, yıllık bazda yüzde 3,4 ile beklentilere paralel yükseldi. TÜFE, mart ayında aylık yüzde 0,4 ve yıllık yüzde 3,5 artmıştı.

 

Değişken enerji ve gıda fiyatlarını içermeyen çekirdek TÜFE de nisanda aylık yüzde 0,3 ve yıllık yüzde 3,6 ile beklentilere paralel artış kaydetti. Çekirdek enflasyon martta aylık yüzde 0,4 ve yıllık yüzde 3,8 olmuştu.

 

Ülkede, Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) ise nisanda aylık bazda yüzde 0,5 ile beklentilerin üzerinde artarken, yıllık bazda yükseliş yüzde 2,2 ile beklentiler dahilinde gerçekleşti.

 

Söz konusu verinin ardından açıklamalarda bulunan ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell, ÜFE'de manşet verilerin yüksek olduğunu ancak önceki verilerin aşağı yönlü revize edildiğini belirterek, verileri "karışık" olarak nitelendirdi.

 

Enflasyonu hedefe düşürmenin "sorunsuz bir yol" olmasını beklemediklerini kaydeden Powell, son dönemde yüksek gelen verilerin "sabırlı olunması ve kısıtlayıcı para politikasının işini yapmasına izin verilmesi gerektiğini" gösterdiğini bildirdi.

 

Powell, kısıtlayıcı para politikasının enflasyonu düşürmesinin beklenenden daha uzun sürebileceğine dikkati çekerek, "Elimizdeki verilere dayanarak yapacağımız bir sonraki hamlenin faiz artırımı olabileceğini düşünmüyorum. Politika faizini mevcut seviyesinde tutabileceğimiz bir yerde olacağımızın daha muhtemel olduğunu düşünüyorum." diye konuştu.

 

Analistler, Fed üyelerindeki temkinli tutumun Powell'ın yönlendirmeleriyle daha da pekiştirildiğini belirtti.

 

Buna göre, çarşamba günkü enflasyon verilerinin ardından Fed'in yüzde 74 ihtimalle eylülde faiz indirimine gideceğini gösteren para piyasalarındaki fiyatlamalar, Fed yetkililerinin açıklamalarının ardından yüzde 65 seviyesine indi.

 

Yarın akşam da Powell'ın Georgetown Üniversitesinde yapacağı açıklamaların yatırımcıların odağında bulunduğunu vurgulayan analistler, gelecek hafta Fed yetkililerinin yoğunlaşacak sözle yönlendirmelerinin de takip edileceğini bildirdi.

 

Analistler, gelecek hafta açıklanacak olan Fed'in son toplantısına ilişkin tutanaklarından bankanın gelecek dönemde atacağı adımlara dair ipuçları aranacağını belirtti.

 

Öte yandan, geçen hafta açıklamalarda bulunan New York Fed Başkanı John Williams, yavaşlama sinyali veren enflasyon verilerini memnuniyetle karşıladığını ancak bu olumlu haberlerin Fed'in yakın zamanda faiz oranlarını düşürmeye başlaması için yeterli olmadığını söyledi.

 

Richmond Fed Başkanı Thomas Barkin, hizmet sektöründeki yüksek fiyatları gerekçe göstererek Fed'in enflasyonu yüzde 2 hedefine düşürmek için faiz oranlarını daha uzun süre yüksek tutması gerektiğini belirtti. Barkin, talebin biraz daha yavaşlaması gerektiğini kaydetti.

 

Cleveland Fed Başkanı Loretta Mester, Fed'in faiz oranını mevcut seviyelerde tutmasının hala yüksek olan enflasyonun yüzde 2 hedefine düşmesine yardımcı olacağını belirtti.

 

Atlanta Fed Başkanı Raphael Bostic de Fed'in sabırlı ve dikkatli olması gerektiğini, faiz oranlarını düşürmenin yıl sonuna doğru uygun olabileceğini bildirdi.

 

Bu gelişmelerle, ABD'nin 10 yıllık tahvil faizi geçen hafta yaklaşık 9 baz puan gerileyerek yüzde 4,42’ye inerken, altının ons fiyatı yüzde 2,3 artışla 2 bin 415 dolara çıktı.

 

Önceki hafta yüzde 0,2 artışla 105,3 seviyesine çıkan dolar endeksi ise geçen haftayı yüzde 0,8 azalışla 104,4'ten tamamladı.

 

Brent petrolün varil fiyatı da haftayı yüzde 1,5 yükselişle 83,7 dolardan kapatırken, bakırın libresinin yüzde 10’un üzerinde değer kazanarak 5,13 dolardan haftayı tamamlaması dikkati çekti.

 

Analistler, bakır fiyatlarındaki yükselişin genellikle ekonomik aktivitedeki güçlenişe işaret ettiğini ancak son dönemdeki artışın arz endişeleri nedeniyle gerçekleşmiş olabileceğini ifade etti.

 

Dünyanın en önemli bakır üreticilerinden BHP Group'un bir diğer önemli üretici Anglo American'ı 43 milyar dolara satın alma teklifinin reddedildiğini aktaran analistler, geçen günlerde yayınlanan Goldman Sachs raporunda da bakır arzına yönelik endişelerin öne çıktığını anımsattı.

 

Analistler, bakır madeninin ara malı olarak birçok üründe kullanıldığına dikkati çekerek, dünya genelinde halihazırda devam eden enflasyonla mücadelenin bakır fiyatlarındaki artıştan olumsuz etkilenebileceğini bildirdi.

 

NEW YORK BORSASI REKOR TAZELEDİ

 

ABD’de enflasyona dair endişelerin azalmasıyla New York borsası rekor tazelerken, Fed yetkililerinin gelecek hafta yoğunlaşacak sözle yönlendirmeleri yatırımcıların odağına yerleşti.

 

Analistler, ülkede TÜFE’nin beklentilerin altında artmasının enflasyonun ikinci çeyreğin başında yavaşlama eğilimine devam ettiğini gösterdiğini ve eylül ayı için faiz indirimi beklentilerini artırdığını belirterek, söz konusu durumun pay piyasalarında risk iştahını artırdığını söyledi.

 

Söz konusu gelişmelerin yanı sıra ABD’de geçen hafta açıklanan diğer verilere göre, perakende satışlar nisanda aylık bazda yatay bir seyir izledi.

 

Perakende satışlarda görülen yavaşlamanın da ülkede enflasyonu besleyen etkenlerin güç kaybettiğine işaret ettiğini aktaran analistler, ilgili verilerin piyasalarda Fed’in faiz indirimlerine ilişkin beklentileri güçlendirdiğini ifade etti.

 

ABD’de ilk kez işsizlik maaşı başvurusunda bulunanların sayısı da 11 Mayıs ile biten haftada 222 bin kişiye düşmesine karşın beklentilerin üzerinde gerçekleşti.

 

Ülkede yapımına başlanan yeni konut sayısı da nisanda yüzde 5,7 artışla 1 milyon 360 bine yükselmesine rağmen piyasa beklentilerinin altında kalırken, sanayi üretimi nisanda bir önceki aya göre değişim göstermedi.

 

Öte yandan, 2021’de hisselerinde yaşanan hızlı yükselişle gündeme gelen ABD’li video oyun satıcısı GameStop’ın hissesinde geçen hafta tekrardan artan oynaklık dikkati çekti.

 

Söz konusu dönemde şirketin hisselerinde yaşanan dalgalanmada adı geçen “Roaring Kitty” adlı Reddit kullanıcısı ve bireysel yatırımcı Keith Gill’in yaklaşık üç yılın ardından ilk kez sosyal medyada geçen hafta paylaşım yapmasının ardından GameStop’ın hisselerinde dalga boyları uzadı.

 

Şirketin hisse fiyatı, önceki haftanın kapanışına göre yüzde 270’in üzerinde değer kazanmasının ardından yoğunlaşan kar satışlarının yanı sıra şirketin daha fazla hisse satmayı planladığını ve ilk çeyrek satışlarında azalış olacağına işaret eden öncü finansal sonuçlarını açıklaması sonrası GameStop’ın hisse fiyatı haftayı 27 artışla tamamladı.

 

Sosyal medya aracılığıyla yatırımcılar arasında popülerlik kazanan ve “Meme Stock” olarak adlandırılan hisselerden AMC’nin hisseleri de yaklaşık yüzde 308’e varan yükselişin ardından gelen satışların etkisiyle gerilemesine rağmen haftayı yüzde 51 değer kazancıyla kapattı.

 

Bu gelişmelerle New York borsasında önemli endeksler rekor seviyelerini yenilerken, Nasdaq endeksi yüzde 2,11, S&P 500 endeksi yüzde 1,54 ve Dow Jones endeksi yüzde 1,24 artış kaydetti.

 

Yarın Powell’ın konuşmasının ardından gelecek hafta Çarşamba mevcut konut satışları ve Fed’in toplantı tutanakları, Perşembe haftalık işsizlik maaşı başvuruları ile yeni konut satışlarının yanı sıra öncü imalat sanayi, hizmet sektörü ve bileşik Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI), Cuma günü ise dayanıklı mal siparişleri ve Michigan Üniversitesi tüketici güven endeksi verileri takip edilecek.

 

AVRUPA BORSALARINDA İTALYA HARİÇ NEGATİF SEYİR ÖNE ÇIKTI

 

Geçen hafta bölge genelinde açıklanan enflasyon verilerinin beklentilere paralel gelmesine karşın Avrupa borsalarında İtalya hariç negatif bir seyir hakim olurken, gelecek hafta açıklanacak yoğun veri gündemi yatırımcıların odağına yerleşti.

 

Euro Bölgesi'nde yıllık enflasyon nisanda yüzde 2,4 ve Almanya'da yüzde 2,2 ile beklentilere paralel gerçekleşti.

 

Euro Bölgesi'nde dün açıklanan verilere göre Gayri Safi Yurt içi Hasıla (GSYH) 1. çeyrekte yıllık yüzde 0,4 artışla beklentilere paralel gerçekleşirken, sanayi üretimi yıllık bazda yüzde 1 gerilese de öngörülerin üzerinde gerçekleşti.

 

Analistler, bölgede ekonomik aktivitenin endişe edildiği kadar güç kaybetmediği ve enflasyonun öngörüler dahilinde yavaşladığına işaret eden verilerin Avrupa Merkez Bankasının (ECB) atacağı adımları rahatlattığını söyledi.

 

Bu gelişmelerin ardından ECB'nin gelecek ay faiz indirimine gideceğine ilişkin beklentiler devam ederken, para piyasalarındaki fiyatlamalar bankanın bu sene toplamda üç faiz indirimine gidebileceğine işaret ediyor.

 

Gelecek hafta açıklanacak olan İngiltere'de TÜFE ve Almanya’da büyüme verilerinin yanı sıra ECB'nin son toplantısına ilişkin yayınlayacağı tutanakların piyasalarda oynaklığı artırabileceğine değinen analistler, söz konusu verilerin merkez bankalarının gelecek dönemde atacağı adımlara ilişkin sinyaller verebileceğini söyledi.

 

Bu gelişmelerle, haftayı İngiltere'de FTSE 100 endeksi yüzde 0,16, Almanya'da DAX endeksi yüzde 0,36 ve Fransa'da CAC 40 endeksi yüzde 0,63 azalışla tamamlarken, İtalya'da MIB 30 endeksi yüzde 3,63 artış kaydetti.

 

20 Mayıs ile başlayan haftanın pazartesi günü Almanya'da ÜFE, salı günü Euro Bölgesi’nde ticaret dengesi, çarşamba İngiltere'de TÜFE ve ÜFE, perşembe günü bölge genelinde öncü imalat sanayi, hizmet sektörü ve bileşik PMI, cuma günü ise Almanya'da büyüme ve İngiltere'de perakende satış verileri takip edilecek.

 

ASYA PAY PİYASALARINDA POZİTİF SEYİR HAKİM OLDU

 

ABD’de artan risk iştahı Asya pay piyasalarına da taşınırken, gözler gelecek hafta Japonya’da açıklanacak enflasyon verilerine çevrildi.

 

Analistler, bölge genelinde geçen hafta açıklanan verilerin karışık sinyaller vermesine karşın ABD’de enflasyonun beklentilerin altında kalmasıyla pay piyasalarında risk iştahının arttığını dile getirdi.

 

Japonya’da açıklanan makroekonomik veriler ülke ekonomisine yönelik endişeleri diri tutmaya devam ediyor. Buna göre, Japonya’da GSYH yılın ilk çeyreğinde yıllık bazda yüzde 2 azalarak beklentilerin gerisinde kalırken, sanayi üretimi aylık bazda yüzde 4,4 arttı.

 

Ülkede ÜFE aylık bazda yüzde 0,3 ile beklentilere paralel, yıllık bazda ise yüzde 0,9 ile öngörülerin sınırlı da olsa üzerinde artış gösterdi.

 

ABD ile Japonya arasındaki faiz farkının Japon yenini baskıladığını hatırlatan analistler, Fed’in bu sene faiz indirimlerine başlayacağına ilişkin fiyatlamaların güçlenmesiyle Japonya Merkez Bankasının (BoJ) politika alanının genişlemiş olabileceğini bildirdi.

 

BoJ’un haziranda faiz artırımına gideceğine ve bu sene üç kez faizleri artırabileceğine yönelik söylentilerin dolar/yen paritesindeki yükselişi sınırladığı görülüyor.

 

Önceki hafta yüzde 1,8 artışla 155,7 seviyesine çıkan parite, geçen hafta söz konusu gelişmelerin ardından önceki kapanışının hemen altında yatay bir kapanış gerçekleştirdi.

 

Analistler, gelecek hafta Japonya’da açıklanacak ulusal ve Tokyo TÜFE verilerinden BoJ’un gelecek dönemde atacağı adımlara ilişkin sinyaller verebileceğini bildirdi.

 

Çin’de ise devam eden deflasyon endişeleri varlık fiyatları üzerinde etkili olmayı sürdürürken, hükümetin attığı destekleyici adımlar ülke pay piyasalarında satış baskısının sınırlanmasına yardımcı oldu.

 

Ülkede geçen hafta açıklanan verilere göre, sanayi üretimi yıllık bazda yüzde 6,7 artarak beklentileri geride bıraksa da, perakende satışlar yüzde 2,3 yükselişle öngörülerin altında kaldı.

 

Halihazırda sıkıntılı durumda olan gayrimenkul sektörü için ise Çin hükümetinin yerel yönetimlerin makul fiyatlardan konut satın almasına izin vereceği bildirildi. Öte yandan, hükümet vatandaşlara uygulanan mortgage faizlerinde taban uygulamasını kaldırdığını duyurdu.

 

Öte yandan, ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşlarının yeniden hızlanabileceği endişesi risk iştahını olumsuz etkileyen başka bir etken olarak öne çıkıyor.

 

ABD Başkanı Joe Biden yönetimi, kritik endüstrilerdeki yerli üretimi desteklemek amacıyla Çin’den ithal edilen çelik ve alüminyum, yarı iletkenler, elektrikli araçlar, bataryalar, kritik mineraller ve güneş pilleri gibi ürünlere yönelik gümrük vergilerini artırma kararı aldı.

 

Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada, bazı çelik ve alüminyum ürünlerine yönelik tarife oranının bu yıl yüzde 0-7,5’ten yüzde 25’e çıkarılacağı belirtilerek, yarı iletkenlere uygulanan tarife oranının ise 2025 yılına kadar yüzde 25’ten yüzde 50’ye yükseltileceği kaydedildi.

 

Açıklamada, elektrikli araçlara uygulanan tarife oranının bu yıl yüzde 25’ten yüzde 100’e, güneş pillerine yönelik tarife oranının ise yüzde 25’ten yüzde 50’ye çıkarılacağı bildirildi.

 

Analistler, konuya ilişkin haber akışının yakından takip edildiğini ve Çin tarafının atacağı adımların piyasalarda oynaklığı artırabileceğini belirtti.

 

Ayrıca, Çin Merkez Bankası (PBoC) geçen hafta bir yıllık borç verme faizini yüzde 2,50’de sabit bırakırken, piyasa fonlamasını 125 milyar yuana çıkardı.

 

Bu gelişmelerle haftalık bazda Japonya’da Nikkei 225 endeksi yüzde 1,46, Güney Kore’de Kospi endeksi yüzde 0,48 ve Hong Kong’da Hang Seng endeksi yüzde 3,11 artış kaydederken, Çin’de Şanghay bileşik endeksi yatay seyretti.

 

Gelecek hafta Japonya’da açıklanacak veriler öne çıkarken, ülkede pazartesi üçüncül sanayi faaliyet endeksi, Çarşamba çekirdek makine siparişleri ve dış ticaret dengesi, Perşembe öncü imalat sanayi ve hizmet sektörü PMI ve Cuma günü TÜFE verileri takip edilecek.

 

BIST 100 ENDEKSİ HAFTAYI REKORLA TAMAMLADI

 

Yurt içinde ise Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi haftayı 4,16 artışla 10.643,58 puandan tamamlayarak tüm zamanların en yüksek kapanışını gerçekleştirirken, gördüğü en yüksek seviye rekorunu da 10.652,28 puana taşıdı.

 

Gelecek hafta yurt içinde gözler TCMB'nin Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında açıklayacağı faiz kararına çevrildi.

AA Finans'ın beklenti anketine katılan ekonomistlerin tamamı TCMB'nin politika faizini yüzde 50'de sabit bırakmasını bekliyor. Ekonomistlerin yıl sonu politika faizi beklentilerinin medyanı ise yüzde 45 olarak hesaplandı.

 

Dolar/TL, haftayı bir önceki kapanışın yüzde 0,48 altında 32,1861’den tamamladı.

 

Öte yandan, geçen hafta Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz "Kamuda Tasarruf ve Verimlilik" paketini açıkladı.

 

Şimşek, yaptığı konuşmada, en önemli önceliklerinin hayat pahalılığını bir sorun olmaktan çıkarmak olduğunu belirterek, "Enflasyonu düşük tek hanelere indirmek. Refah için, sürdürülebilir yüksek büyüme için düşük tek haneli enflasyon olmazsa olmazdır. Fiyat istikrarı bunun en önemli bileşenidir." diye konuştu.

 

Cevdet Yılmaz ise, "Açıkladığımız 'Kamuda Tasarruf ve Verimlilik' paketi kamu harcamalarını azaltırken, yurt içi tasarruflarımızı artırarak cari dengedeki olumlu gidişatı destekleyecek." ifadesini kullandı.

 

TCMB Başkanı Fatih Karahan da Katar'ın başkenti Doha'da düzenlenen Katar Ekonomik Forumu'nda yaptığı konuşmada, yılın ikinci yarısında koşulların dezenflasyonist olacağını belirterek, "Manşet enflasyonda belirgin bir düşüşün eşiğindeyiz." dedi.

 

Ayrıca, geçen hafta yurt içinde açıklanan verilere göre, Mart 2024'te cari işlemler hesabı 4 milyar 544 milyon dolar açık verdi.

 

TCMB'nin toplam rezervleri, 10 Mayıs haftasında bir önceki haftaya göre 7 milyar 547 milyon dolar artarak 134 milyar 402 milyon dolara çıkarken, geçen hafta yaklaşık son 3 yılın en güçlü rezerv artışı kaydedildi.

 

Yurt dışında yerleşik kişilerin 10 Mayıs haftasında aldığı 2 milyar 832,6 milyon dolarlık DİBS, 2013'ten bu yana en güçlü alım olarak kayıtlara geçerken, yabancıların DİBS stoku, 6 milyar 796 milyon dolarla son 3 yılın zirvesine çıktı.

 

Gelecek hafta pazartesi yurt dışı ÜFE ve uluslararası yatırım pozisyonu, salı tarımsal girdi fiyat endeksi, perşembe TCMB'nin faiz kararının yanı sıra tüketici güven endeksi, cuma günü ise finansal hizmetler güven endeksi verileri takip edilecek.

 

Analistler, teknik açıdan BIST 100 endeksinde 10.700 ve 10.800 seviyelerinin direnç, 10.600 ve 10.500 puanın destek konumunda olduğunu kaydetti.

18 Mayıs 2024 Cumartesi

Akkuyu Nükleer AŞ İnşaat ve Üretim Organizasyonu Direktörü Denis Sezemin, Akkuyu NGS'nin birinci ünitesindeki çalışmalara ilişkin, "Şu an bütün ekipmanların, sistemlerin başlatma ve ayarlama çalışmaları ile testlerini yapıyoruz." dedi.


Akkuyu Nükleer AŞ İnşaat ve Üretim Organizasyonu Direktörü Denis Sezemin, Silifke ilçesinde katıldığı bir etkinlik sonrasında gazetecilere, Akkuyu NGS'deki bütün çalışmaların onaylanmış olan proje takvimine göre ilerlediğini söyledi.


Birinci ünitede ana inşaat çalışmalarının bittiğini dile getiren Sezemin, bu ünitede reaktör koruma kabı içerisindeki özel çelik halatlarının germe operasyonunu yaptıklarını belirtti.


Bu çalışmanın önemli olduğuna değinen Sezemin, "Bu da nükleer güç ünitesinin, reaktör binasının çok sağlam olmasını sağlayacak. Ayrıca reaktör binasında ve diğer bütün sistemlerde başlatma ve ayarlama çalışmalarını yürütüyoruz. Onlar da santralin daha ileride güvenli çalışmasını sağlayacak." diye konuştu.


Reaktör binasında yakıt yükleme makinesinin montajının tamamlanmak üzere olduğunu vurgulayan Sezemin, şöyle devam etti:


"Bu makine nükleer yakıtı reaktörden bekletme havuzuna yerleştirecek. Türbin binasında ise türbin tesisinin ana parçaları tasarım projesinde öngörülen yerlerine konulmuştur. Şu an su veya buhar temini gibi farklı amaçlarla kullanılacak olan boru hatlarının montajını yapıyoruz. Toplam 3 bin ton boruların montajının yapılması gerekiyor. Genel olarak diğer nükleer santral tesislerinde de çalışmalarımızı çok aktif olarak sürdürüyoruz. Hatta bazı tesislerde son aşamalara gelmiş bulunmaktayız. Bunlar arasında su hazırlama tesisi, deniz suyunu tuzdan arındırma tesisi, laboratuvarlar ve diğer tesislerde çalışmalar büyük ölçüde ilerlemiş ve neredeyse tamamlanmak üzere."


Sezemin, Akkuyu NGS'deki tüm çalışmaların Nükleer Düzenleme Kurumu ve diğer bağımsız kuruluşlar tarafından çok sıkı bir şekilde denetlendiğini belirtti.


Akkuyu NGS'deki çalışmalar hakkında bilgi veren Sezemin, şunları kaydetti:


"Nükleer güç santralini büyük bir pazıl olarak düşünecek olursak, son parçalarını bir araya getiriyoruz. Bununla bağlantılı olarak birinci ünitede dediğim gibi ana inşaat ve montaj çalışmalarının çoğu tamamlanmıştır. Biz şu an bütün ekipmanların, sistemlerin başlatma ve ayarlama çalışmaları ile testlerini yapıyoruz."

18 Mayıs 2024 Cumartesi