tatil-sepeti

HABER: ADEM ORHUN

Mobil cihaz kullanımının artmasıyla internet üzerinden satışta hızla büyüyen e-ticaret pazarında ödeme yöntemleri, satıcılar için gittikçe önem kazanıyor. Çünkü mallarını satmak isteyen firmalar hem ödeme almak hem de taksit yapmak için bankalarla anlaşmak ve POS işlemi yapmak zorunda. e-ticaret firmalarının büyük çoğunluğunun en az iki banka ile anlaşması bulunuyor.

Ancak müşteriler farklı bankaların kartlarına sahip olduğu için herkese taksit imkanı sunmak isteyen firmaların en az7 banka ile anlaşma yapması gerekiyor. Anlaşmaların yükümlülükleri, POS bakım maliyetleri, aidatlar, ödemelerin 4-6 haftalık geri dönüş süresi, firmalar için önemli bir yük oluşturuyor. Üstelik, kredi kartı tercih edilmeyen ülkelerde farklı ödeme yöntemlerine uygun çözümler sunmak her çaptaki firma için çok kolay değil. Ancak piyasada, bu problemleri çözmek üzere hizmet veren firmalar var.

DİJİTAL BAŞVURU

İTO’da düzenlenen ‘E-ticaret Girişimciliği’ seminerinde girişimcilere ve firma temsilcilerine e-ticarette sanal POS ve ödeme yöntemleri hakkında bilgi verildi. Iyzico Pazarlama Direktörü Pamir Yanık, e-ticaret yapanları bankalarda uğraştırmadan, hızlı, maliyeti ve komisyonu düşük çözümler üretildiğini ifade etti. POS veya pazaryeri entegrasyonu için vergi levhası, imza sirküleri, IBAN numarası ve kimlik fotokopisi istediklerini belirten Yanık, firmaların 24-48 saatte sisteme dahil olabildiğini söyledi.

TEK İMZAYLA 13 BANKA

Bu tür sistemlerin, bankalarla direkt çalışmaktan farkını açıklayan Pamir Yanık, “Tek imzayla 13 banka ile anlaşmış oluyorsunuz. Aynı şekilde tek imzayla tüm kartlara taksit imkanı sağlanıyor. Sistem komisyon anlaşması ile çalışıyor ve komisyon oranı işlem hacminize göre değişiyor” dedi.

Bankalararası Kart Merkezi’nin (BKM) takas masrafı olarak yüzde 2.32 aldığını belirten Yanık, “Biz de üzerine operasyonel masraflarımızı ekliyoruz” diye konuştu.

KART KULLANMAYANLAR

Her ülkede kredi kartı kullanımının yüksek olmadığına dikkati çeken Pamir Yanık, “Hollanda’da kredi kart kullanımı yüzde 7. Bunun gibi ülkelerde alternatif ödeme yöntemlerini kullanabiliyor olmanız lazım” dedi. Yanık, Qiwi, Sofort, Giropay, ideal gibi servislerle uyumlu çalıştıklarını bildirdi. Ödeme entegrasyonu yapan firmanın, kargo entegrasyonu, kart saklama hizmeti, 7/24 canlı destek de verdiğini kaydeden Yanık, “Siz, ürün ulaştı mı diye düşünmeyeceksiniz. Asıl işinizi yapmaya odaklanacaksınız. Ödeme, gönderme, teslimat gibi süreçleri hizmet aldığınız şirket yapacak” şeklinde konuştu.

SEÇİM KRİTERLERİ

Bankaların, görünen komisyon veya ücretlerinde, ödeme kuruluşlarına oranla küçük avantajlar olsa bile, ödeme kuruluşlarının işin sonunda daha ekonomik olduğunu savunan Yanık, “Yüzde 1’lik fark çekici gelebilir, ancak ödeme kuruluşlarının destekleri önemli avantaj sağlar” dedi.

Her ödeme kuruluşunun aynı kalitede olmadığını vurgulayan Yanık, “Yaklaşık olarak aynı tür hizmetler veriliyor. Fakat hizmetlerin kalitesi, riskli konularda çözüm uygulamaları, güvenirliği konusunda ciddi farklar olabiliyor” diye uyarıda bulundu.

Yanık, “e-ticaret firmaları ve girişimciler ödeme kuruluşunu seçerken dikkat etmeli. Fiyat konusu seçim kriterlerinizde 4. veya 5. sırada olsun. Firmanın hizmetlerinin ayrıntılarına baktığınız gibi, kimlerle çalıştığına da bakın” dedi.

31 Ekim 2019 Perşembe

Etiketler : Gündem

Karaman'da elma hasadına katılan Bakan Yumaklı, güvenilir gıdaya erişimin en temel insan haklarından biri olduğunu vurguladı ve bu konuda devletin kararlı adımlar atmaya devam edeceğini belirtti.


Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Türkiye'nin elma üretiminde dünya sıralamasında 2. sırada, ihracatta ise 7. sırada yer aldığını açıkladı. Karaman'da elma hasadına katılan Bakan Yumaklı, güvenilir gıdaya erişimin en temel insan haklarından biri olduğunu vurguladı ve bu konuda devletin kararlı adımlar atmaya devam edeceğini belirtti.

Bakan Yumaklı, gıda güvenliği konusunda yapılan denetimlerin aralıksız sürdüğünü belirterek, "Vatandaşımızın güvenilir gıdaya ulaşması, en doğal hakkıdır. Bu hakka ulaşmakla ilgili hiçbir engeli tanımıyoruz ve devlet olarak, bakanlık olarak bunların üzerine gitmeye devam edeceğiz." dedi.

Tarımda teknolojinin önemine değinen Yumaklı, Türkiye'nin sadece elma üretiminde değil, bu alanda kullanılan teknolojilerin geliştirilmesi ve ihraç edilmesinde de önemli bir aşama kaydettiğini ifade etti. Ayrıca, tarımsal üretimin pazarlama ayağının önemine vurgu yaparak, üretimin planlanması, sözleşmeli üretim modelleri ve işlenmeyen tarım arazilerinin üretime kazandırılması gibi konularda çalışmaların devam edeceğini söyledi.

Yumaklı, tarımsal üretimde 1 Eylül itibarıyla geçilen planlı üretim modelinin, üretici ve tüketiciye büyük faydalar sağlayacağını belirtti. Bu modelle, ülke kaynaklarının daha verimli kullanılacağını ve hububat, baklagil, yağlı bitkiler ve yem bitkileri üretiminde 2028'e kadar olan hedeflerin belirlendiğini kaydetti.

Kent tarımı uygulamalarına da değinen Yumaklı, büyük şehirlerin tarımsal ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla şehir çeperlerinde tarımsal üretimin desteklendiğini ve organize tarım bölgelerinin oluşturulduğunu belirtti. Bu kapsamda, 42 ilde 61 organize tarım bölgesinin belirlendiğini ve bunlardan 6'sında üretimin başladığını ifade etti.

Bakan Yumaklı, Karaman Organize Sanayi Bölgesi'nde bulunan hububat tohumu eleme tesisinin açılışını gerçekleştirerek, Türkiye'nin tohumculukta dünyada öncü bir ülke haline geldiğini ve bu alandaki başarının ülke ekonomisine önemli katkılar sağlayacağını vurguladı. Türkiye'nin kendi topraklarında ürettiği tohumların dünya çapında 117 ülkeye ihraç edildiğini belirten Yumaklı, bu başarıyı daha da ileri taşımak için çalışmalara devam edeceklerini söyledi.

21 Eylül 2024 Cumartesi

Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), Girişim Sermayesi Yatırım Fonlarına İlişkin Esaslar Tebliği'nde değişiklik yaptı.







SPK'nın "III-52.4 sayılı Girişim Sermayesi Yatırım Fonlarına İlişkin Esaslar Tebliği’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ"i Resmi Gazete'de yayımlandı.


Buna göre, girişim sermayesi yatırımlarının finansmanında önemli bir yatırım aracı olan, Türkiye'nin sermaye piyasalarında da giderek önem kazanan ve hızla büyümeye devam eden girişim sermayesi yatırım fonlarına yapılan yatırımların artırılabilmesi amacıyla ve uygulamada karşılaşılan ihtiyaçlar ile girişim sermayesi ekosisteminin sağlıklı bir şekilde büyümesi ve yeni yatırım araçlarının yaygınlaştırılmasına yönelik olarak anılan tebliğin muhtelif maddelerinde değişiklik yapıldı.


Yapılan değişiklikler kapsamında, doğrudan yatırım yerine girişim sermayesi yatırım fonları (GSYF) üzerinden riskin dağıtılarak yatırımın çeşitlendirilebilmesi, daha önce yatırım almış ve yatırım turu kapanmış girişim şirketlerine yatırım yapılabilmesine imkan sağlamak amacıyla fon toplam değerinin en az yüzde 80’i diğer GSYF katılma paylarından oluşacak şekilde GSYF’lerin fon sepeti fonu yapısında ihraç edilebilmesine imkan tanınacak.


Yatırımın yapıldığı tarih itibarıyla son yıllık veya yatırım yapılan tarihe en yakın tarihli finansal tablolarına göre varlıklarının en az yüzde 51’inin Türkiye’de kurulu bağlı ortaklık veya iştiraklerden oluşan yurt dışında kurulu girişim şirketlerine yatırım yapılmasına olanak sağlanacak.


Girişim sermayesi ekosisteminin sağlıklı bir şekilde büyümesi ve yeni finansman araçlarının yaygınlaştırılması amacıyla, ilgili mevzuatta yer alan şartlara uyum sağlanmak kaydıyla, ileri vadede ortak olma hakkı veren sözleşmeler girişim sermayesi yatırımı olarak değerlendirilecek.


Bu kapsamda, yurt dışında kurulu girişim şirketlerine yapılan yatırımın sınırının fon toplam değeri yüzde 10’undan, yüzde 15’e çıkarılacak ve Fon’un tedavüldeki katılma paylarının yurt dışındaki gerçek ve tüzel kişilerce sahip olunması halinde bu oran kademeli olarak %100’e kadar artırılabilecek.


Son yıllık finansal tablolarına göre aktif toplamının en az yüzde 40’ı gayrimenkul veya gayrimenkule dayalı varlıklardan oluşan şirketler ile esas faaliyet konusu müteahhitlik olan şirketler girişim şirketi olarak değerlendirilmeyecek.


Diğer GSYF’lere fon toplam değerinin en fazla yüzde 25’i, girişim şirketi niteliğindeki halka açık şirketlerin borsada işlem görmeyen paylarına fon toplam değerinin en fazla yüzde 20’si ve GSYF katılma payına sahip yatırımcıların yönetim kontrolüne sahip oldukları şirketlere ve ilişkili taraflarına fon toplam değerinin en fazla yüzde 20’si oranında yatırım yapabilecek.


Tebliğ kapsamında, fon katılma paylarının satış başlangıç tarihinden fon toplam değerinin en az yüzde 80’inin girişim sermayesi yatırımlarına yönlendirilmesine kadar geçen sürede ve sonrasında sermaye piyasası araçlarına yapılacak yatırımlarda, yatırımın yapıldığı tarih itibarıyla Kurulun III-52.1 sayılı Yatırım Fonlarına İlişkin Esaslar Tebliği’nde yer alan ihraççı sınırlamalarına uyum sağlanması gerekecek.


Kaynak taahhüdü tutarı, fon katılma paylarının nitelikli yatırımcıya satışına başlandığı tarihi müteakip en geç bir yıl içinde tahsil edilecek.

Tebliğ kapsamında, sektör talepleri dikkate alınarak başvuru süreçlerinin kısaltılabilmesi amacıyla GSYF’ler menkul kıymet yatırım fonları ve gayrimenkul yatırım fonları gibi şemsiye fona bağlı olarak ihraç edilebilecek.


Fon bilgilendirme dokümanlarının içeriklerinin sadeleştirilirken, bu doğrultuda belirli konulara fon ile katılma payı sahipleri arasında imzalanacak fon ihraç sözleşmesinde yer verilecek.


Tebliğ’e eklenen Geçici Madde 2 ile Tebliğ değişikliklerinin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla katılma payı ihraç edilmiş fonlar tarafından yatırımcılar ile fon ihraç sözleşmesi imzalanması gerekliliğinin yerine getirilebilmesi ve fonun ihraç belgesinde yer alması gereken asgari unsurlara uyum sağlanabilmesi için 30 Haziran 2025 tarihine kadar, yeni portföy sınırlamalarına uyum sağlanabilmesi için ise 31 Aralık 2025 tarihine kadar süre verildi.


Söz konusu Tebliğ bugün itibarıyla yürürlüğe girdi.

21 Eylül 2024 Cumartesi