tatil-sepeti

HABER: SOYHAN ALPASLAN

Teknopark İstanbul, stratejik sektörlerde yükselişlerini sürdüren firmaların çekim merkezi olmaya devam ediyor. Teknopark İstanbul’daki firmalar, geliştirdikleri yerli ve milli ürünler ile ithal ürünlerle artan cari açığı düşürmede de çok önemli bir rol üstleniyor.

Gazetemiz İstanbul Ticaret’te her hafta, Teknopark İstanbul’da faaliyet gösteren, geliştirdikleri ürünler ve hizmetler ile ünleri ülke sınırlarını aşan firmalarımızla gerçekleştirdiğimiz röportajlarla, onları daha yakından tanıtacağız. Onların heyecanını paylaşmak, imza attıkları milli ve yerli çalışmalarından iş dünyasının daha yakından haberdar olmasını, daha geniş kitlelerin gurur duymasını amaçladık. Türkiye’de de imkân sağlandığında dünyanın ilklerinin üretildiğinin, ‘yerli ve milli’ye nasıl sahip çıkıldığının daha geniş bir okuyucu kitlesi tarafından bilinmesini istedik.

ULUSLARARASI PATENT

Teknopark İstanbul’dan ilk konuğumuz Radarsan Radar Teknolojileri firması. Uzaktan algılama teknolojilerinde uzman yüksek teknoloji firması Radarsan’ın ana faaliyet alanı, sensör füzyonu ile zenginleştirilmiş radar sistemlerinin Ar-Ge’si, tasarımı ve üretimi. Yerli ve milli ürünler geliştiren Türkiye’nin ilk sivil radarlarını ve uzaktan algılama teknolojilerini üreten Radarsan, 2014’te yurtdışında çalışmış üç girişimci tarafından Teknopark İstanbul’da kuruldu. Makine ve otomotiv yüksek mühendisi Serhat Doğan, elektronik yüksek mühendisi Emre Kayaarma, üst düzey yönetici Sadık Durmuş’un öz sermaye ile kurduğu firma, ilk modüler trafik radarı ile dünyada adından söz ettirdi. Bir yıl önce uluslararası patent başvurusu yapılan Trafidar, dünyada da kendi alanında bir ilk.

PAHALI İTHALAT BİTECEK

Türkiye, trafikte kullandığı radarları ya da yaygın adı ile elektronik denetleme sistemlerini (EDS) Hollanda, Almanya, İtalya ve ABD’den ithal ediyor. Türkiye, artık maliyeti yüksek olan yüksek teknoloji ürünlerini ithal etmek zorunda kalmayacak. Radarsan’ın ürettiği milli ve yerli sistem, bu alanda dışa bağımlılığa son verecek.
Trafidar ile ithal ürünler yer değiştirince Türkiye’nin bu alanda ithalatı ve yüksek döviz çıkışı engellenecek.

Firmanın kurucu ortaklarından Serhat Doğan, sertifikasyonları tamamlanmış, seri üretime hazır Trafidar’ın yerli ve milli olmasının önemini vurguladı. Doğan, “Trafidar; yapay zeka, makine&derin öğrenim ve büyük veri kullanılarak üretilen yerli ve milli bir ürün. Modüler yapısı sayesinde güncelleme durumunda sadece ilgili modül değiştiriliyor. Böylece cihazı tamamen değiştirmeye gerek kalmadığı için büyük maliyet avantajı sağlıyor” dedi.

ÇIĞIR AÇACAK

Serhat Doğan, Trafidar radar teknolojisinin 2 Uluslararası Patent, 1 Faydalı Model, 2 Endüstriyel Tasarım Tescili’ne sahip olduğunu belirterek, “Geliştirilen sensör füzyonu, modüler omurga teknolojisi, yapay zeka, makine öğrenimi ve büyük veri gibi teknolojiler ülkemizde geliştirmeyi planladığımız otomotiv, tarım, üretim ve sağlık sektörlerindeki yerli ve milli yüksek yüksek teknoloji ürünlerinde kullanılacak.
41 kullanım alanı belirledik. Ülkemizin bu sistemlere ödediği inanılmaz büyük rakamlar ortadan kalkacak” diye konuştu.

Sensör füzyonu teknolojisinin robot kullanılarak üretim yapılan her sektörde çığır açacağına dikkat çeken Doğan, “Bu teknoloji ile robotlar ustalara bakarak onların yaptıklarını taklit edecekler. Uzun vadede sağlık ile ilgili konularda, akciğerlerde oluşan tespiti bile radarlar yapacak. Dünyada iki-üç yıldır yaygınlaşan bu alanda Türkiye de iddialı. Cumhurbaşkanımızın, hükümetimizin milli ve yerliye verdiği destekle, değerle hem bizim hem de ülkemizin önünü açmasından çok büyük mutluluk duyuyoruz” dedi.

Radarsan, Teknopark İstanbul’da yılın startup’ı seçildi. Firmaya ödülü, Savunma Sanayii Müsteşarı Prof. Dr. İsmail Demir’in de katıldığı 4. Altın Küp Ödül Töreni’nde verildi.

İŞTE TRAFİDAR’IN ÖZELLİKLERİ

  • İstenilen her bir parça sök, tak değiştirilebiliyor.
  • Hava kalitesini denetleyebiliyor.
  • Ses ve gürültü ölçümü yapabiliyor.
  • Sisteme wi-fi, GPRS, 4.5G eklenebiliyor.
  • İstenilen tüm sensörler sisteme eklenebiliyor.
  • Veri yönetimi yapabiliyor.
  • Tek kamera ile üç şeridi kapsayabiliyor.

SAVUNMAYA HIZLI PROTOTİP DESTEĞİ

Radarsan Araştırma, Mühendislik ve Elektronik Laboratuvarı (Technology Research, Engineering and Electronics Lab - Tree-Lab), çeşitli sektörlerden köklü markalara elektronik devre üretim destek hizmeti sağlıyor. Gelişmiş elektronik devre montaj kapasitesine sahip firma, yalnızca Teknopark İstanbul’dki firmalara değil, savunma sanayinde faaliyet gösteren diğer firmaların Ar-Ge ve tasarım projelerine de hızlı prototip desteği veriyor.

853 FİRMA ARASINDA TÜRKİYE’Yİ ZİRVEYE TAŞIDI

Trafidar’ın ürün lansmanı, 20-23 Mart tarihleri arasında sektörün en büyük fuarı Intertraffic Amsterdam’18’de yapıldı. Amsterdam’da düzenlenen ve dünya çapında 853 firmanın katılımıyla gerçekleştirilen fuarda Radarsan, Trafidar ile Türkiye’yi zirveye taşıdı. Fuarın resmi yayın organı ve trafik alanında önde gelen magazin yayını Traffic Technology Today, Trafidar’ı günün en önemli olayı (Today’s - Top Story) olarak duyurdu.

11 Mayıs 2018 Cuma

Etiketler : Gündem

Karaman'da elma hasadına katılan Bakan Yumaklı, güvenilir gıdaya erişimin en temel insan haklarından biri olduğunu vurguladı ve bu konuda devletin kararlı adımlar atmaya devam edeceğini belirtti.


Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Türkiye'nin elma üretiminde dünya sıralamasında 2. sırada, ihracatta ise 7. sırada yer aldığını açıkladı. Karaman'da elma hasadına katılan Bakan Yumaklı, güvenilir gıdaya erişimin en temel insan haklarından biri olduğunu vurguladı ve bu konuda devletin kararlı adımlar atmaya devam edeceğini belirtti.

Bakan Yumaklı, gıda güvenliği konusunda yapılan denetimlerin aralıksız sürdüğünü belirterek, "Vatandaşımızın güvenilir gıdaya ulaşması, en doğal hakkıdır. Bu hakka ulaşmakla ilgili hiçbir engeli tanımıyoruz ve devlet olarak, bakanlık olarak bunların üzerine gitmeye devam edeceğiz." dedi.

Tarımda teknolojinin önemine değinen Yumaklı, Türkiye'nin sadece elma üretiminde değil, bu alanda kullanılan teknolojilerin geliştirilmesi ve ihraç edilmesinde de önemli bir aşama kaydettiğini ifade etti. Ayrıca, tarımsal üretimin pazarlama ayağının önemine vurgu yaparak, üretimin planlanması, sözleşmeli üretim modelleri ve işlenmeyen tarım arazilerinin üretime kazandırılması gibi konularda çalışmaların devam edeceğini söyledi.

Yumaklı, tarımsal üretimde 1 Eylül itibarıyla geçilen planlı üretim modelinin, üretici ve tüketiciye büyük faydalar sağlayacağını belirtti. Bu modelle, ülke kaynaklarının daha verimli kullanılacağını ve hububat, baklagil, yağlı bitkiler ve yem bitkileri üretiminde 2028'e kadar olan hedeflerin belirlendiğini kaydetti.

Kent tarımı uygulamalarına da değinen Yumaklı, büyük şehirlerin tarımsal ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla şehir çeperlerinde tarımsal üretimin desteklendiğini ve organize tarım bölgelerinin oluşturulduğunu belirtti. Bu kapsamda, 42 ilde 61 organize tarım bölgesinin belirlendiğini ve bunlardan 6'sında üretimin başladığını ifade etti.

Bakan Yumaklı, Karaman Organize Sanayi Bölgesi'nde bulunan hububat tohumu eleme tesisinin açılışını gerçekleştirerek, Türkiye'nin tohumculukta dünyada öncü bir ülke haline geldiğini ve bu alandaki başarının ülke ekonomisine önemli katkılar sağlayacağını vurguladı. Türkiye'nin kendi topraklarında ürettiği tohumların dünya çapında 117 ülkeye ihraç edildiğini belirten Yumaklı, bu başarıyı daha da ileri taşımak için çalışmalara devam edeceklerini söyledi.

21 Eylül 2024 Cumartesi

Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), Girişim Sermayesi Yatırım Fonlarına İlişkin Esaslar Tebliği'nde değişiklik yaptı.







SPK'nın "III-52.4 sayılı Girişim Sermayesi Yatırım Fonlarına İlişkin Esaslar Tebliği’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ"i Resmi Gazete'de yayımlandı.


Buna göre, girişim sermayesi yatırımlarının finansmanında önemli bir yatırım aracı olan, Türkiye'nin sermaye piyasalarında da giderek önem kazanan ve hızla büyümeye devam eden girişim sermayesi yatırım fonlarına yapılan yatırımların artırılabilmesi amacıyla ve uygulamada karşılaşılan ihtiyaçlar ile girişim sermayesi ekosisteminin sağlıklı bir şekilde büyümesi ve yeni yatırım araçlarının yaygınlaştırılmasına yönelik olarak anılan tebliğin muhtelif maddelerinde değişiklik yapıldı.


Yapılan değişiklikler kapsamında, doğrudan yatırım yerine girişim sermayesi yatırım fonları (GSYF) üzerinden riskin dağıtılarak yatırımın çeşitlendirilebilmesi, daha önce yatırım almış ve yatırım turu kapanmış girişim şirketlerine yatırım yapılabilmesine imkan sağlamak amacıyla fon toplam değerinin en az yüzde 80’i diğer GSYF katılma paylarından oluşacak şekilde GSYF’lerin fon sepeti fonu yapısında ihraç edilebilmesine imkan tanınacak.


Yatırımın yapıldığı tarih itibarıyla son yıllık veya yatırım yapılan tarihe en yakın tarihli finansal tablolarına göre varlıklarının en az yüzde 51’inin Türkiye’de kurulu bağlı ortaklık veya iştiraklerden oluşan yurt dışında kurulu girişim şirketlerine yatırım yapılmasına olanak sağlanacak.


Girişim sermayesi ekosisteminin sağlıklı bir şekilde büyümesi ve yeni finansman araçlarının yaygınlaştırılması amacıyla, ilgili mevzuatta yer alan şartlara uyum sağlanmak kaydıyla, ileri vadede ortak olma hakkı veren sözleşmeler girişim sermayesi yatırımı olarak değerlendirilecek.


Bu kapsamda, yurt dışında kurulu girişim şirketlerine yapılan yatırımın sınırının fon toplam değeri yüzde 10’undan, yüzde 15’e çıkarılacak ve Fon’un tedavüldeki katılma paylarının yurt dışındaki gerçek ve tüzel kişilerce sahip olunması halinde bu oran kademeli olarak %100’e kadar artırılabilecek.


Son yıllık finansal tablolarına göre aktif toplamının en az yüzde 40’ı gayrimenkul veya gayrimenkule dayalı varlıklardan oluşan şirketler ile esas faaliyet konusu müteahhitlik olan şirketler girişim şirketi olarak değerlendirilmeyecek.


Diğer GSYF’lere fon toplam değerinin en fazla yüzde 25’i, girişim şirketi niteliğindeki halka açık şirketlerin borsada işlem görmeyen paylarına fon toplam değerinin en fazla yüzde 20’si ve GSYF katılma payına sahip yatırımcıların yönetim kontrolüne sahip oldukları şirketlere ve ilişkili taraflarına fon toplam değerinin en fazla yüzde 20’si oranında yatırım yapabilecek.


Tebliğ kapsamında, fon katılma paylarının satış başlangıç tarihinden fon toplam değerinin en az yüzde 80’inin girişim sermayesi yatırımlarına yönlendirilmesine kadar geçen sürede ve sonrasında sermaye piyasası araçlarına yapılacak yatırımlarda, yatırımın yapıldığı tarih itibarıyla Kurulun III-52.1 sayılı Yatırım Fonlarına İlişkin Esaslar Tebliği’nde yer alan ihraççı sınırlamalarına uyum sağlanması gerekecek.


Kaynak taahhüdü tutarı, fon katılma paylarının nitelikli yatırımcıya satışına başlandığı tarihi müteakip en geç bir yıl içinde tahsil edilecek.

Tebliğ kapsamında, sektör talepleri dikkate alınarak başvuru süreçlerinin kısaltılabilmesi amacıyla GSYF’ler menkul kıymet yatırım fonları ve gayrimenkul yatırım fonları gibi şemsiye fona bağlı olarak ihraç edilebilecek.


Fon bilgilendirme dokümanlarının içeriklerinin sadeleştirilirken, bu doğrultuda belirli konulara fon ile katılma payı sahipleri arasında imzalanacak fon ihraç sözleşmesinde yer verilecek.


Tebliğ’e eklenen Geçici Madde 2 ile Tebliğ değişikliklerinin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla katılma payı ihraç edilmiş fonlar tarafından yatırımcılar ile fon ihraç sözleşmesi imzalanması gerekliliğinin yerine getirilebilmesi ve fonun ihraç belgesinde yer alması gereken asgari unsurlara uyum sağlanabilmesi için 30 Haziran 2025 tarihine kadar, yeni portföy sınırlamalarına uyum sağlanabilmesi için ise 31 Aralık 2025 tarihine kadar süre verildi.


Söz konusu Tebliğ bugün itibarıyla yürürlüğe girdi.

21 Eylül 2024 Cumartesi