Bakan Kacır, "Dost ve müttefik ülke Birleşik Arap Emirlikleri'yle ilişkilerimizi güçlendiriyoruz. Dünyanın hızlı gelişen girişim ekosistemleri arasında yer alan iki ülke olarak, güç birliğimizi sağlamlaştıracak yeni köprüler kuruyoruz." dedi.


Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, ATO Congresium'da düzenlenen SAHA İstanbul-EDGE Savunma Sanayi Buluşması'nda yaptığı konuşmada, toplumların kaderini tayin eden belirleyici faktörlerin başında, bilgi üretimi ve teknoloji geliştirme kabiliyetinin geldiğini söyledi.

 

Türkiye'nin, dev bir AR-GE, inovasyon ve teknoloji ekosistemi inşa ettiğine işaret eden Kacır, "Ülkemiz, AR-GE kabiliyetlerini hızla yüksek teknoloji üretimine aktarıyor. Bu sayede özellikle 2018'den bu yana sanayi üretimimizin yükselişinde yüksek teknoloji sektörleri lokomotif rol üstleniyor. Yatırım, istihdam, üretim ve ihracat ekseninde yeni başarı hikayeleri yazıyoruz." ifadelerini kullandı.

 

Kacır, yerli ve milli bir bakış açısıyla, kritik teknolojilerde büyük bir hamle gerçekleştirildiğini belirtti.

 

Türkiye'nin, teknoloji imal edip rekabetçi şekilde dünyaya ihraç eden konumda olduğunu aktaran Kacır, konuşmasını şöyle sürdürdü:

 

"Bu yaklaşımın işaret fişeğini savunma sanayinde yaktık. 'Milli Teknoloji Hamlesi' hedeflerimiz doğrultusunda, savunma sanayinin başrolde olduğu bir dönüşüme tanıklık ediyoruz. Tarihin bize öğrettiği acı bir tecrübedir ki ateş çemberi içinde güvenli bir liman olan Türkiye'nin bekası, ancak savunma sanayinde milli ve özgün teknolojiler geliştirerek mümkün. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde, güçlü siyasi irade ve istikrarlı devlet politikaları, milli ve özgün ürünleri önceleyen uzun dönemli tedarik planlaması ve ulusal AR-GE politikalarıyla desteklenen insan kaynağıyla, savunma sanayimiz yüksek teknolojili üretimin öncü sektörü oldu."

 

DOST VE MÜTTEFİK ÜLKE BİRLEŞİK ARAP EMİRLİKLERİ'YLE İLİŞKİLERİMİZİ GÜÇLENDİRİYORUZ

 

Kacır, savunma sanayi alanında yerlilik oranının yüzde 80'e çıkarıldığını belirterek, sektörde yıllık ihracatın 240 milyon dolardan 20 yılda 4,5 milyar dolara yükseltildiğini söyledi. Özgün platformların payının yükselmesiyle 10 milyar dolarlık ihracat hedefine erişileceğine işaret eden Kacır, "Büyük bölümü birkaç firmamız tarafından gerçekleştiriliyor olsa da bu ihracatı mümkün kılan asıl faktör, savunma sanayi değer zincirinde rol oynayan 3 bine yakın firmamız ve 80 bin kişilik nitelikli insan kaynağımız. Zorlu bir coğrafyanın sınamaları karşısında savunma sanayi ürünlerimizin sahada kendini kanıtlamak zorunda oluşu da bizler için aslında tetikleyici ve hızlandırıcı bir unsur olmuştur. Dünyanın dile getirdiği gibi artık Türkiye'nin milli ve özgün savunma sanayi ürünleri, savaş paradigmasını ve jeopolitik dengeleri değiştirici unsurlardır. Göklerde Bayraktar TB2, Anka, Akıncı, Kızılelma, Hürkuş, Hürjet, Atak ve Gökbey ile mücadele kabiliyetimize güç katıyoruz. Milli gözlem uydusu İMECE ile uzayda 'biz de varız' diyoruz." diye konuştu.

 

Cumhuriyetin ikinci asrını "Türkiye Yüzyılı" yapmak adına, "tam bağımsızlık" anlayışıyla yürümeye devam edildiğini ifade eden Kacır, "Bu başarıların devamını getirmemiz için temel unsurlardan biri de savunma sanayimizin aktörleri arasında güçlü işbirliği, kümelenme anlayışı ve birlikte çalışma kültürünün gelişmesidir." dedi.

 

Kacır, uluslararası düzende tekelleşmeye her zaman karşı çıktıklarını, barışın, adaletin ve refahın hüküm süreceği bir dünya düşlediklerini belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu:

 

"Cumhurbaşkanımızın sıklıkla dile getirdiği gibi, daha adil bir dünyanın mümkün olduğuna inanıyoruz. Bir tarafın üretici diğer tarafın daima müşteri olarak kaldığı hegemonik ilişkiler yerine, birlikte geliştirme, birlikte üretme ve kazan-kazan yaklaşımıyla tesis edilen işbirliklerinin taraflar için daha yararlı olacağını değerlendiriyoruz. Bu anlayışla, dost ve müttefik ülke BAE ile ilişkilerimizi güçlendiriyoruz. Dünyanın hızlı gelişen girişim ekosistemleri arasında yer alan iki ülke olarak, güç birliğimizi sağlamlaştıracak yeni köprüler kuruyoruz. Tüm bunların yanında, savunma sanayi alanında yürüttüğümüz işbirliklerimizi daha da geliştirmek, bir üst noktaya taşımak için var gücümüzle çalışıyoruz."

 

Kacır, Saha İstanbul ile BAE'nin en büyük savunma ve havacılık grubu EDGE arasındaki işbirliğini stratejik gördüklerini bildirerek, EDGE'nin, dünyanın önde gelen ileri teknoloji ve savunma gruplarından biri konumuna eriştiğini de dile getirdi.

 

ÜLKELER ARASINDAKİ İŞBİRLİĞİ, COĞRAFYANIN HUZURUNA KATKILAR SUNACAK

 

Etkinlik kapsamında imzalanan mutabakat zabıtlarına ve gerçekleştirilen iş görüşmelerine işaret eden Kacır, "Bölgesinde güç unsuru, dünyada söz sahibi bir Türkiye ile Ortadoğu'nun dünyaya açılan kapılarından BAE arasındaki işbirliğinin, coğrafyamızın refahı ve huzuru adına büyük katkılar sunacağına inanıyorum. Temmuzda Cumhurbaşkanımızın liderliğinde BAE'ye bir ziyaret gerçekleştirdik. Ülkelerimiz arasında savunma sanayinden dijital dönüşüme, ortak fırlatma araçları kabiliyetlerinin gelişmesinden, enerjiye kadar önemli anlaşmalar imzalandı. Yaklaşık 51 milyar dolar değerindeki 13 yeni işbirliği anlaşması, gayretlerimizin sonuç vermesi açısından güzel bir örnektir." ifadelerini kullandı.

 

İnsansız sistemlerde, kuantum teknolojilerinde, elektronik harp kabiliyetlerinde ve yapay zeka projelerinde işbirliği yapılması gerektiğini vurgulayan Kacır, sözlerini şöyle tamamladı:

 

"Uzun vadeli projelerde, sadece iki ülkenin değil, diğer dost ülkelerin de dahil olacağı işbirliklerini inşa edelim. Savunma sanayine en fazla yatırım yapan ülkelerin geliştirdikleri en ileri sistemlerin, çok uluslu işbirlikleriyle ortaya çıktığını, yine kritik teknolojilerin pek çoğunda değer zincirinde birden fazla ülkenin rol üstlendiğini unutmayalım. Yapacağınız yatırımları ve AR-GE çalışmalarını, başlatacağınız inisiyatifleri Bakanlık olarak en güçlü şekilde destekleyeceğimizi bilmenizi isterim. Katma değerli yatırımları hızlandırmak adına, yatırım yeri tahsisinden insan kaynağı desteklerine, altyapıdan finansman imkanlarına kadar gerekli enstrümanları yatırımcılar için harekete geçirmeye devam edeceğiz."

 

İŞBİRLİKLERİ VE ANLAŞMALAR İLİŞKİLERİMİZİN GELECEĞİ İÇİN ÖNEMLİ

 

Milli Savunma Bakan Yardımcısı Celal Sami Tüfekci de Türkiye'nin kendi alanında çığır açan İHA ve SİHA'larının dünyada kendini ispatladığını söyledi.

 

Bu başarının tesadüf olmadığının diğer alanlarda geliştirilen ve geliştirilmeye devam edilen sistemlerle de görüldüğünü aktaran Tüfekci, "Türkiye olarak BAE ve Körfez Bölgesi'ndeki diğer kardeşlerimizin güvenlik ve istikrarını, ülkemizin güvenlik ve istikrarı olarak görüyoruz. Orta ve uzun vadeli işbirliğini derinleştirmenin kritik öneme haiz olduğuna inanıyoruz. Gerçekleştirilen işbirlikleri ve anlaşmaları, ikili ilişkilerimizin geleceği için önemli buluyorum." dedi.

 

TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Mustafa Varank da Türkiye ile BAE'nin, ekonominin tüm alanlarında verimli ortaklıklarla bağlı iki devlet olduğunu dile getirdi. Türkiye ile BAE arasındaki Kapsamlı Ekonomik Ortaklık Anlaşması'nın yürürlüğe girdiğini anımsatan Varank, "Bu anlaşma, ikili ticaretimizin ve karşılıklı yatırımların en yüksek seviyeye çıkması için güçlü bir enstrüman olacak. Savunma sanayi dünyasını bir araya getiren bu buluşma da farklı yatırım fırsatlarının değerlendirilmesine aracılık edecek." diye konuştu.

11 Ekim 2023 Çarşamba

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, uluslararası girişim sermayesi fon yöneticilerinin Türkiye'de daha fazla varlık göstermeyi istediklerini belirtti.


Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, bir dizi programa katılmak için bulunduğu Londra'da girişim sermayesi fonları yöneticileriyle görüşmesinin ardından, Türk basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

 

Türkiye'de özellikle girişimcilik ve teknoloji ekosisteminin son 20 yılda muazzam bir mesafe kaydettiğini dile getiren Kacır, teknoloji girişimlerinin ölçeği büyürken sayısının da arttığını söyledi.

 

Kacır, bugün 10 binden fazla Türk teknoloji şirketinin 100'ün üzerinde teknoparkta inovasyon ve AR-GE odaklı çalışmalarını sürdürdüğünü aktardı.

 

Bu ekosistemin finansal olarak desteklenmesi ve büyümesinin kritik önemde olduğunu vurgulayan Kacır, "Teknoloji girişimleri, bütün dünyada çoğunlukla girişim sermayesi yatırım fonlarından aldıkları yatırımlarla büyüyor. Biz de Türkiye'de girişim sermayesi yatırım fonlarını büyütmeye gayret ediyoruz. Türkiye'de yeni girişim sermayesi yatırım fonlarının oluşturulması bizim önemli bir hedefimiz. Ayrıca, küresel yatırım fonlarının Türkiye'de teknolojik girişimlerine yatırım yapması da amacımız. Bunun için son yıllarda pek çok adım attık. Kamu kaynaklarının fonların fonu olarak girişim sermayesi fonlarına yatırım yapmasını sağlayan, böylelikle bir kaldıraç oluşturmayı mümkün kılan programlar başlattık." diye konuştu.

 

TÜRK TEKNOLOJİ GİRİŞİMLERİ 3 YILDA 4 MİLYAR DOLAR YATIRIM ALDI

 

Bakan Kacır, söz konusu programlar ve bu alanda gösterilen çaba sayesinde Türkiye'de teknoloji girişimlerinin önceki dönemlere göre daha büyük yatırım aldığını dile getirerek, "2010-2020 arası Türkiye'de teknoloji şirketlerine ve startuplara yatırım ölçeği yıllık 100 milyon dolar tutarındaydı. Türk teknoloji girişimleri, 2020-2023 döneminde ise 4 milyar dolar yatırım aldı. Bu tabii Türkiye'nin milyar dolar değeri aşan unicornların, yani Turcornların da çıkmasını hızlandırdı." dedi.

 

Oyun, e-ticaret, yazılım ve fintech gibi alanlarda milyar dolar değeri aşan Türk teknoloji girişimlerinin bulunduğunu kaydeden Kacır, sözlerini şöyle sürdürdü:

 

"2030'a kadar Türkiye'nin teknoloji ekosistemini, girişimcilik ekosistemini büyütmeye devam edeceğiz. Türkiye'den 100 bin teknoloji girişiminin doğmasını ve aynı dönemde bunların 100'ünün milyar dolar değeri aşarak Turcorn olmasını sağlayacağız. Ama bunu yaparken mutlaka uluslararası işbirliklerimizi güçlendirmemiz, Türkiye'nin teknoloji girişimciliğindeki başarı hikayesini dünyaya çok daha güçlü şekilde anlatmamız, tanıtmamız lazım. Bu vesileyle bulunduğum Londra'da çok sayıda girişim sermayesi fonu yöneticisiyle çok kapsamlı görüşme gerçekleştirdim. Bazıları geçmiş dönemlerde Türkiye'de yatırım yapmış olmakla birlikte pek çoğu aslında Türkiye'nin yeni bir başarı hikayesinin eşiğinde olduğunu ifade etti ve Türkiye'ye gelme konusundaki istekliliklerini benimle paylaştı. Bundan da açıkçası memnuniyet duydum.

 

Londra özellikle girişim sermayesi fonları ve diğer varlık fonları alanında dünyada öncü merkezlerden biri. Burada 500'den fazla sermaye fonu bulunuyor ve her yıl bu fonlar çok büyük ölçekte kaynak temin etme imkanına sahipler ve bu kaynağı yıldan yıla artan bir ölçekte teknolojiye ve teknoloji girişimciliğine ayırıyor. İnşallah, önümüzdeki dönemde kendileriyle kurduğumuz ilişkileri ve iletişimi çok daha ileri seviyeye getireceğiz. Türkiye'de benzer etkinlikleri onlarla birlikte gerçekleştireceğiz ve Türkiye'nin teknolojik girişimlerinin büyümesini hızlandırmaya devam edeceğiz."

 

TÜRKİYE'NİN YENİ HİKAYESİNDE KATMA DEĞERLİ ÜRETİM BAŞROL OYNAYACAK

 

Bakan Kacır, pek çok girişimin odağında sağlık, yeşil ve dijital dönüşüm ile yapay zeka gibi alanların olduğunu söyledi.

 

Özellikle bu alanlarda Türkiye'nin sahip olduğu kapasiteyi paylaştığını anlatan Kacır, "Yine yeşil dönüşümün önemli bir unsuru olan yeni nesil mobilite teknolojilerinde Türkiye'de startupların teknoloji girişimlerinin geldiği seviyeyi kendilerine çok detaylı olarak anlattım. Onlar da Türkiye'de daha fazla varlık göstermek arzusunu bizimle paylaştı. Türkiye'de kamunun, özellikle Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak biz ve ilgili kurumlarımızın bu ekosistemi ne kadar güçlü şekilde himaye ettiğimizi de görmeleri, onlar açısından cesaretlendirici oluyor." diye konuştu.

 

Kacır, Türkiye'de inovasyon ve fintech alanındaki regülasyon gelişmeleri ve kripto varlıklarla ilgili yeni yasa çalışması hakkında da yatırımcıları bilgilendirdiğini aktardı.

 

Tüm bu yaklaşımların Türkiye'nin yenilikçi teknolojilere ne kadar kuvvetli şekilde ev sahipliği yaptığını ve dönüşümü en ileri seviyede nasıl yakaladığını gösterdiğini dile getiren Kacır, sözlerini şöyle tamamladı:

 

"Onlar da bunun aslında çok farkında. Türkiye'nin makro ekonomik göstergelerindeki iyileşmeyi de çok kapsamlı olarak hem girişim sermayesi fon yöneticileriyle hem de dün yine görüştüğüm İngiltere Yatırım Bakanı ile konuştuk. Özellikle Türkiye'nin kredi risk priminin hızla düşüyor olması aslında Türk ekonomisinin doğru yolda olduğunun önemli göstergelerinden biri. Bunun sonucunda önümüzdeki dönemde Türkiye'ye yatırımların çok hızlanacağını öngörüyoruz. Muhataplarımız da aynı fikirdeler ve burada özellikle Türkiye'nin yeni dönemdeki bu sermaye akımlarını hızlı çekmesi, bu kaynağın büyük ölçekte katma değerli üretime, teknolojik dönüşüme ve teknolojik girişimciliğine kazandırılması için çabalarımızı artıracağız. Türkiye yepyeni başarı hikayelerini hayata geçirecek ve bu defa öncekilerden de daha güçlü şekilde, katma değerli, rekabetçi, verimli üretim ve yüksek teknoloji girişimleri bu hikayede başrol oynayacak."

 

Bakan Kacır, ayrıca Londra'daki iş dünyası ve sivil toplum kuruluşları temsilcileriyle bir araya geldi.

17 Mayıs 2024 Cuma

Ticaret Bakanlığı, muafiyet fazlası getirilen cep telefonlarının yurda girişinde vergi kayıp ve kaçağının önüne geçilmesi amacıyla uygulamada değişiklik yaptı.


 

Ticaret Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, yolcu beraberinde yurda sokulmak istenilen eşyalar kapsamının, Gümrük Kanununun Bazı Maddelerinin Uygulanması Hakkındaki Karar kapsamında düzenlendiği belirtilerek, "GSM-cep telefonu"nun da liste kapsamında yer aldığı anımsatıldı.

 

Cep telefonunun, yabancı misyon mensupları hariç, yolcunun kimlik numarasına kayıtlı hatlarla kullanılması kaydıyla, üç takvim yılında 1 adet getirilebildiğine işaret edilen açıklamada, bu cep telefonunun da yolcu beraberi kişisel eşya statüsünde gümrük vergilerinden muaf olarak serbest dolaşıma sokulabildiği vurgulandı.

 

Açıklamada, bunun haricinde yolcu beraberinde hediyelik eşya statüsünde veya posta/hızlı kargo taşımacılığı yoluyla muafen veya vergileri ödenmesi suretiyle dahi cep telefonu getirilmesinin mümkün olmadığının altı çizilerek, şöyle devam edildi: "Kararın uygulanması esasında, yolcuların beraberindeki eşya statüsünde ve muafiyet limiti dışında beyanlarına aykırı olarak getirdikleri cep telefonunun gümrük vergilerinin iki kat olarak alınması ve eşyanın sahibine teslim edilmesi, bu durumda, 1 adet muafiyet sınırını aşan ve vergileri alınarak teslim edilen telefonların getiren kişi veya üçüncü kişiler adına ulusal ağa tanıtılarak doğabilecek vergi kayıp ve kaçağının önüne geçilmesi amacıyla gerekli tedbir alındı. Bölge Müdürlüklerince, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumuna 1 adet muafiyet sınırını aşan telefonların kişi ve IMEI numaralarının bildirilmesi gerektiği hususu talimatlandırılmıştır."

 

MUAFİYET FAZLASI TELEFONLAR 3 AY GÜMRÜK AMBARLARINDA BEKLETİLEBİLECEK

 

Düzenlemeyle sadece yolcu beraberinde getirilen kişisel eşya statüsünde olan bir adet cep telefonuna muafiyet tanınması uygulamasında değişiklik olmadığına vurgu yapılan açıklamada, yolcu beraberi hediyelik eşya statüsünde veya beyana aykırı bir şekilde yurda sokulmak istenen ikinci cep telefonlarının İMEİ kaydı yapılmamak suretiyle kullanımı engellenemediği için bu kapsamdaki telefonun maktu vergileri ödenerek teslimi uygulamasının kaldırıldığı bildirildi.

 

Açıklamada, "Bununla birlikte yolcu beraberinde muafiyet fazlası olarak getirilen cep telefonunun, yolcu tarafından tekrar yurt dışına çıkışında teslim alınmak istenmesi halinde Gümrük Kanunu'nda belirtilen 3 aylık süre boyunca gümrük ambarlarında bekletilmesi ve süre içerisinde yolcunun tekrar yurt dışına çıkarken beraberinde teslim edilerek iade edilmesi mümkün bulunmaktadır." bilgisi paylaşıldı.

17 Mayıs 2024 Cuma