Teknopark İstanbul Kuluçka Merkezi Cube Incubation, afetler ve acil durumlara yönelik teknolojik çözümler içeren projeleri olan girişimciler için Helpcube Hızlandırma Programı’nı başlattı.


 

Teknopark İstanbul, 11 ili etkileyen Kahramanmaraş ve Hatay merkezli depremlerin ardından afet ve acil durumlara yönelik teknolojik çözümlerin geliştirilmesi için Helpcube Hızlandırma Programı’nı başlattı. Türkiye’nin afetlere teknolojik olarak hazırlıklı olabilmesi amacıyla tasarlanan Helpcube Hızlandırma Programı, derin teknoloji ve girişimcilik ekosistemindeki tecrübesiyle öne çıkan Kuluçka Merkezi Cube Incubation liderliğinde önemli çözüm ortağı ve partnerlerin katılımıyla hayata geçti.

 

DESTEK VE YOL HARİTASI

 



Helpcube Hızlandırma Programı’na QR kodunu okutarak başvuru yapabilirsiniz.




Helpcube ile acil durumlara, afet öncesi, anı ve sonrasını kapsayan süreçlere yönelik teknoloji çözümleri içeren projeleri olan girişimlerin büyüyebilmesi için destekler ve yol haritası sunulacak. Program, proje fikrini doğrulamış, ürün çıkarma aşamasındaki ya da projesini ürüne dönüştürmüş girişimcilerin eğitim, alan tahsisi, teknik imkan, mentorluk, stratejik çözüm ortakları, partner firma görüşmeleri ve demo day etkinlikleri ile büyüyüp ölçeklenmesine yardımcı olacak.

 

Başvuru için: bit.ly/helpcube

 

HANGİ DESTEKLER VAR?

 

Girişimcilere afet ve acil durumlar ile girişimcilik ekosistemi özelinde eğitimler verilecek. Ayrıca programda yer alan stratejik partnerler ve çözüm ortakları vasıtasıyla girişimcilerin projelerine yönelik birebir destekler sağlanacak. Program kapsamında girişimcilere sağlanacak diğer destekler ise şu şekilde sıralanıyor:

 

* Açık modern çalışma alanları

 

* Teknik ve dikey mentorluk

 

* Girişim analizi ve teknik analizler

 

* Akademik ve teknik danışmanlıklar

 

* Etkinlikler, montaj ve elektronik atölyesi kullanımı 

 

* Islak/kuru laboratuvar ve temiz oda kullanımı

 

* Teknopark İstanbul firmaları ile eşleştirme çalışmaları, yatırımcı buluşmaları

 

* TTO destekleri, teknopark vergi ve avantajları, sunum hazırlama ve demo day

27 Şubat 2023 Pazartesi

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Kacır, "2030'da, elektrikli ve şarj edilebilir hibrit araçların Türkiye'deki pazar payının yüzde 35'e, bu araçlarda yerlilik oranının yüzde 75'e çıkmasını amaçlıyoruz." dedi.


Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Okan Üniversitesi, Bekir Okan Sanat Kültür ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen Açık İnovasyon Otonom Araç Geliştirme ve Test Platformu (OPINA) Açılış Töreni'nde yaptığı konuşmada, küresel otomotiv sektörünün büyük bir değişim ve dönüşüm içerisinde olduğunu söyledi.

 

Sektörde, araç ve yedek parça satışları, satış sonrası ve sigorta hizmetleri gibi geleneksel kar başlıklarının yerini, elektrikli ve otonom araçlara ve paylaşımlı hizmetlere dayalı iş modellerine bıraktığını dile getiren Kacır, Türk otomotiv sanayisinin 35 milyar 700 milyon dolar ihracatı olduğunu, 500 bine yakın kişiyi istihdam ettiğini belirtti.

 

Türk otomotiv sanayisinin güçlü AR-GE ve inovasyon ekosistemiyle, nitelikli insan kaynağıyla, ana sanayi ve yan sanayisiyle bu dönüşümü göğüslediğini vurgulayan Kacır, 2022'de açıkladıkları Mobilite Araç ve Teknolojileri Stratejisi Yol Haritası ile Türkiye ve dünyadaki mevcut durumu analiz ederek, ihtiyaçlarını ortaya koyduklarını kaydetti.

 

Mobilitedeki dönüşüme Türkiye'nin uyumunu kolaylaştırmak amacıyla stratejik hedefleri, kritik politika ve projeleri belirlediklerini ifade eden Kacır, "Elektrikli araç ve batarya üretiminden şarj istasyonlarına, sürücüsüz araç geliştirmeden test merkezlerine birçok stratejik alanda somut hedefler tespit ettik." dedi.

 

Bakan Kacır, konuşmasına şöyle devam etti:

 

"2030'da, elektrikli ve şarj edilebilir hibrit araçların Türkiye'deki pazar payının yüzde 35'e, bu araçlarda yerlilik oranının yüzde 75'e çıkmasını amaçlıyoruz. Elektrikli, bağlantılı ve otonom hafif ve ağır ticari araç üretiminde Avrupa'da lider ve dünyada ilk 5'te olacağız. Batarya modül ve alt komponent yatırımlarıyla ülkemizi bölgesel Batarya Üretim Merkezleri'nden, üslerinden biri haline getireceğiz. Siber güvenlik, sürüş güvenliği ve sürücü davranışlarının modellenmesi yazılımları başta olmak üzere, bağlantılı ve otonom araç yazılımları geliştirip, bunların ihracatını yapan ilk 10 ülke arasında yer alacağız. Yeni yaklaşımımızın en önemli izlerinden biri kuruluşundan sadece 4 yıl sonra, 29 Ekim 2022'de tanıtımını gerçekleştirdiğimiz elektrikli ve akıllı aracımız Togg. Bugün 27 binden fazla Togg akıllı aracı Türkiye yollarında. Togg, mobilitede Türk mühendislerin ve teknisyenlerin neleri başarabildiğinin ispatıdır."

 

Togg ile yeni mobilite ekosisteminde Türkiye olarak "Biz de varız" dediklerini, çalışmalarda vites yükselttikleri bir döneme girdiklerini vurgulayan Kacır, "Bakanlığımız ve bağlı kuruluşlarımızla Türkiye'yi elektrikli, bağlantılı, otonom araç ve teknolojilerin üretiminde küresel bir cazibe merkezi haline getirmek için tüm imkanlarımızı seferber etmeye devam ediyoruz." dedi.

 

Bakan Kacır, "Türkiye'de yüksek teknolojili ürünlerin geliştirilmesine ve üretilmesine odaklanan Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı ile bu sektörde akıllı şehir içi elektrikli toplu taşıma araçlarının geliştirilmesi ve seri üretimden ileri seviye sürüş destek sistemlerine, otonom araçlarda kullanılacak akıllı kamera sistemlerinin geliştirilmesinden elektrikli araçlar için şarj ekosistemi yatırımlarına, toplam büyüklüğü 32 milyar lirayı aşan 38 yatırım projesini destekliyoruz." şeklinde konuştu.

 

ELEKTRİKLİ ARAÇ VE MOBİLİTE ALANLARINDA HIZLANDIRMA PROGRAMI DÜZENLİYORUZ

 

Kacır, Türkiye'de yeni mobilite ekosisteminin merkezi Bilişim Vadisi ve TOGG işbirliğinde, elektrikli araç ve mobilite alanlarında yenilikçi girişimler için hızlandırma programı düzenlediklerini belirtti.

 

Bu sektörde yenilikçi fikirlere ivme kazandırmayı hedefleyen programa bugüne kadar binden fazla girişimin başvuru yaptığını anlatan Kacır, 120'den fazla girişimin, OEM'ler, tedarikçiler ve Türkiye Mobilite Kümelenmesi'ne dahil kuruluşlarla işbirliği fırsatı yakaladığını söyledi.

 

Kacır, otomotiv sektöründe güçlü bir üretim altyapısının olmazsa olmazının AR-GE ve inovasyon yetkinliği olduğunu vurgulayarak, mobilite araç ve teknolojilerinde gelecek dönemde nitelikli AR-GE çalışmalarına imza atarak yeni çözümler geliştirmek için üniversitelerin akademik potansiyelini, insan kaynağı ve altyapısını girişimcilik kültürüyle buluşturmayı önemsediklerini kaydetti.

 

Sanayi ve üniversite işbirliğini güçlendirici adımlar attıklarını dile getiren Kacır, bugüne kadar teknoparklarda 234 teknoloji girişiminin mobilite araç teknolojileri alanındaki 284 AR-GE projesini desteklediklerini bildirdi.

 

Kacır, TÜBİTAK burs ve destek programlarıyla da son 22 yıl içinde bu sektörde 1129 proje ve 2 bin 806 akademisyeni toplamda 5 milyar 600 milyon lirayla desteklediklerine işaret ederek, sözlerini şöyle tamamladı:

 

"Bugün açılışını yaptığımız ve Avrupa Birliği (AB) destekli Bakanlığımız Rekabetçi Sektörler Programı kapsamında 5 milyon avro bütçe ile hayata geçirilen projeyle mobilite ekosistemimizin geliştirdiği ürün ve hizmetler için ihtiyaç duyulan test, entegrasyon ve sertifikasyon altyapısını sağlayan bir merkezi açmış olduk. Yazılımları sanal simülasyonlarla test eden, herkese açık bir inovasyon platformu sunan merkezimizin uluslararası akreditasyon alarak regülasyon testlerinin ülkemizde yapılması amacıyla gerekli çalışmaları da hızla gerçekleştiriyoruz.

 

OPINA ile önümüzdeki dönemde ülkemizdeki otonom ve bağlantılı araçların fiziki testlerine yönelik akıllı test pistini de devreye alacağız. İnanıyorum ki bu merkez ülkemizin mobilite ekosisteminin dönüşümüne ve rekabetçiliğine çok önemli katkılar sağlayacak. Ülkemizden bu alanda başarılı girişimlerin, Turcornların çıkmasına vesile olacak."

09 Mayıs 2024 Perşembe

Yapay zeka teknolojileri için büyük önem taşıyan veri merkezlerinin, 2026 yılında Almanya'nın yıllık harcadığı enerjinin 2 katını tüketmesi bekleniyor.


Çağın en büyük teknolojilerinden biri olarak nitelendirilen yapay zeka, getirdiği yeniliklerle tüm sektörleri dönüştürmeye devam ediyor.

 

Yapay zeka teknolojilerinin kullanım alanlarının gelecekte daha genişleyeceği tahmin edilirken enerji tüketimi ise eleştiri konusu olmaya başladı.

 

Araştırmalar, yapay zekanın en önemli birimlerinden olan veri merkezlerinin enerji tüketimi konusunda gelecek yıllar için daha fazla sorun teşkil edeceğini gösteriyor.

 

New York Times'ta yer alan habere göre, ABD merkezli Dominion Energy adlı şirket, 15 yeni veri merkezi oluşturmayı planlıyor.

 

Wells Fargo analistlerine göre ise yapay zekada yaşanan büyük gelişmelerin ardından Amerika Birleşik Devletleri'ndeki elektrik talebinin 2030'a kadar yüzde 20 artması bekleniyor.

 

Analistlere göre, yapay zeka destekli teknolojiler için kullanılacak enerjinin çok büyük bir bölümü gelecek 10 yıl içinde doğal gaz kaynaklı karşılanacak.

 

VERİ MERKEZLERİNİN ENERJİ TÜKETİMİ ALMANYA'NIN İKİ KATI

 

Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) verilerine göre de yapay zeka ve kripto para teknolojilerindeki gelişmelerle birlikte veri merkezlerinin elektrik tüketiminin 2026 yılına kadar 2 katına çıkması öngörülüyor.

 

Buna göre, 2022 yılında 460 teravatsaat olan veri merkezlerinin enerji tüketiminin, 2026 yılında 1000 teravatsaate yükselmesi bekleniyor. Bu da veri merkezlerinin enerji tüketiminin Almanya'nın yıllık enerji tüketiminin (507 teravatsaat) 2 katı olacağı anlamına geliyor.

08 Mayıs 2024 Çarşamba