Tohum Sanayicileri ve Üreticileri Alt Birliği (TSÜAB) Başkanı Yıldıray Gençer, 100'den fazla ülkeye ihracat yapan Türk tohumculuk sektörünün geçen yıl ilk kez dış ticaret fazlası vermeyi başardığını belirtti.


Trakya Üniversitesi ev sahipliğinde düzenlenen Balkan Tohum Çalıştayı için Edirne'ye gelen Gençer, yıllar içinde yapılan atılımlarla Türk tohumculuk sektörünün çok iyi bir noktaya geldiğini söyledi.

 

Türkiye'deki 1100 tohum şirketinin dünya standartlarında üretim yaptığını dile getiren Gençer, "Türkiye, 100'den fazla ülkeye tohum ihraç eden, sektörde net ihracatçı konumunda olan bir ülke. Yaklaşık 1,5 milyon ton sertifikalı tohum üretimimiz var. Bunu daha da yukarılara çıkarmayı arzu ediyoruz." dedi.

 

DÜNYADA KENDİNDEN SÖZ ETTİREN ÇOK ÖNEMLİ ÇEŞİTLERİMİZ VAR

 

Gençer, iklim değişikliğinin tüm dünyada tarımsal üretimi etkilediğini, bu sebeple olumsuz koşullara dayanıklı tohum çeşitleri geliştirmek için önemli çalışmalar yaptıklarını ifade etti.

 

Türk firmalarının her yıl farklı tohum çeşitlerini tarıma kazandırdığını söyleyen Gençer, şöyle konuştu:

 

"Stres şartları çoğalıyor, suyla ilgili sıkıntılar başlıyor. Biz tohumcular da pazarın istekleri, iklim şartları ve hastalıklara dayanıklı tohumlar ıslah edip geliştirmek zorundayız. Bu anlamda firmalar üretimlerini yaparken diğer yandan ıslah çalışmaları devam ediyor. Gerçekten çok güzel çeşitler yakalamaya başladık. Halihazırda tüm dünyada kendinden söz ettiren çok önemli çeşitlerimiz var."

 

SEKTÖR OLARAK ÇOK GÜÇLÜYÜZ

 

Gençer, Türkiye'nin tohumculuk alanında kendi kendine yetebilen bir ülke olduğunu vurguladı.

 

Kamuoyunda zaman zaman yer alan "Türkiye'nin tohumculuk alanında dışa bağımlı olduğu" değerlendirmesinin gerçeği yansıtmadığını belirten Gençer, "Türk tohumculuk sektörü kısa süre içindeki başarısından dolayı alkışlanması gereken bir sektör. Yanlış ithamlarla töhmet altında bırakıldığımız zaman üzülüyoruz. Sektör olarak çok güçlüyüz. Bırakın dışa bağımlı olmayı, 100'den fazla ülkeye ihracat yaparak net ihracatçı konumundayız, mevcut tohumlarımızla kendi kendine yetebilen bir konumdayız. Türk tohumculuk sektörüne halkımızın güvenmesi gerekiyor." dedi.

 

İLK DEFA İTHALATTAN FAZLA İHRACAT YAPTIK

 

Gençer, Türk tohum firmalarının altyapılarının çok güçlü olduğunu, yüksek standartlardaki tohum üretimlerine dünyanın birçok ülkesinden talep geldiğini ifade etti.

 

Tohum ihracatının her yıl arttığını, geçen yıl da yurt dışına 232 milyon dolarlık satış yapıldığını söyleyen Gençer, şunları kaydetti:

 

"Türk tohumculuk sektörü kendi kendine yetebilen, fazla olan tohumlarını da yurt dışına ihraç eden bir konumda. İhracat olarak gelmiş olduğumuz noktada geçen yıl bizi en çok sevindiren yıl oldu. İlk defa ithalattan fazla ihracat yaptık. Yaklaşık 87 bin ton sertifikalı tohum ihracatı yaparak 232 milyon dolar gelir elde ettik. Bu bizim için çok çok önemliydi. Geçtiğimiz yıllarda ithalatımız ihracattan daha fazlaydı ama geçen yıl hızlı bir şekilde ihracatımız ithalatı net şekilde geçti. Yaklaşık 70 milyon dolarlık ihracat fazlamız var."

 

SON 15 YILDA TOHUM ÜRETİMİMİZ YÜZDE 800 ARTTI

 

Gençer, "Tüm dünyada aktif bir şekilde kendimizden söz ettiriyoruz ve dünyadaki gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Gelişen dünyaya ayak uydurup daha ileriye gitmek adına çalışmalarımıza hızla devam ediyoruz. Son 15 yılda tohum üretimimiz yüzde 800 arttı. Bununla beraber ihracatımız da katlanarak artıyor. En çok tohum ihracat ettiğimiz ülkelerin başında Rusya, Ukrayna, Azerbaycan ve İtalya geliyor. Hedefimiz, geçen yıl yaptığımız 232 milyon dolarlık ihracatı artırmak, tohum pazarından daha fazla pay almak." diye konuştu.

30 Eylül 2023 Cumartesi

Züccaciyeciler Derneği (ZÜCDER) Başkanı Mesut Öksüz, bu yıl 6 milyar dolarlık ihracat hedeflediklerini belirterek, "İhracatta 8'inci sıradayız, ilk 5 yıl içerisinde hedefimiz 5'inci sıraya çıkmak. Bunun için çalışıyoruz." dedi.


Antalya'da düzenlenen 13. Uluslararası Ev ve Mutfak Eşyaları Üretici ve Marka Zirvesi'ne katılan Öksüz, dünyadaki küresel durgunluktan sektörün de etkilendiğini söyledi.

 

Yılın ilk çeyreğinde yüzde 3'lük daralma yaşadıklarını dile getiren Öksüz, sektör olarak ilk çeyrek itibarıyla 750 milyon dolar dış ticaret fazlası verdiklerini belirtti.

 

Öksüz, yıl ortası itibarıyla toparlanma beklediklerini, 2024'ü 6 milyar dolarlık ihracatla kapatmayı hedeflediklerini kaydetti.

 

İHRACAT, AVRUPA, AFRİKA VE ORTA DOĞU AĞIRLIKLI

 

Sektör olarak dünyanın her yerine ürün gönderdiklerini anlatan Öksüz, şöyle devam etti:

 

"Dünyanın neresine giderseniz gidin, hiç beklemediğimiz bir yerde, kafede, tabakta, porselende, seramikte, çelikte, bir ahşap üründe bizim markalarımızı bulma ihtimaliniz çok yüksek. İhracatta 8'inci sıradayız, ilk 5 yıl içerisinde hedefimiz 5'inci sıraya çıkmak. Bunun için çalışıyoruz. Çin, dünyanın devi, tek başına yüzde 50'den fazlasını gerçekleştiriyor, diğer ülkeler ise 300, 500 milyon dolarlık farklarla sıralanıyor."

 

Öksüz, sektörün dünyadaki ticaret hacminin 300 milyar dolar olduğunu ve bu ticaretin yaklaşık 152 milyar dolarını tek başına Çin'in gerçekleştirdiğini belirterek, Türkiye'nin ise dünya pazarından şu anda yüzde 2 pay aldığını kaydetti.

 

Çin'den sonra yaklaşık 15 milyar dolar ihracatla Almanya'nın, yaklaşık 14 milyar dolarla ABD'nin ilk üç sırada yer aldığını dile getiren Mesut Öksüz, ABD'yi de 8 milyar 860 milyon dolarlık ihracatla İtalya’nın, 8 milyar 813 milyon dolarla Meksika'nın, 7 milyar dolarla Hollanda'nın ve 6 milyar 400 bin dolarla Hong Kong'un takip ettiğini bildirdi.

 

Öksüz, Türkiye'nin de 6 milyar dolarla 8. sırada bulunduğunu ifade etti.

 

Sektör olarak ihracatı artırmak amacıyla farklı ülkelere yöneldiklerini belirten Öksüz, şunları söyledi:

 

"İhracatımızın yüzde 58'ini Avrupa Birliği ülkeleri oluşturuyor. Geri kalanı diğer ülkelere yayılmış durumda. Avrupa'daki ekonomik durgunluğun bizlerde sıkıntısı oldu. Son dönemlerde bir toparlanma var. Ukrayna, Rusya bizim için önemli pazar bölgesi. Buralarda da sıkıntılar yaşadık ama biraz toparlanma var. Satış bölgemiz Avrupa, Afrika ve Orta Doğu ağırlıklı."

 

ANNELER GÜNÜ CAN SUYU OLDU

 

ZÜCDER Başkanı Öksüz, iç pazarda ise ilk 3 ayda adet bazında daralma ancak ciro bazında artış yaşadıklarını söyledi.

 

Anneler Günü satışlarının sektöre can suyu olduğuna işaret eden Öksüz, "Geçtiğimiz hafta Anneler Günü vardı. Satışlar beklediğimize yakın seviyede geçti. Anneler Günü, düğün sezonu, bayramlara yönelik satışlar, cirolara katkı sağlıyor." diye konuştu.

 

Öksüz, özellikle yaz döneminde hareketlenen düğün sezonunun da sektöre katkı sağlamasını beklediklerini sözlerine ekledi.

19 Mayıs 2024 Pazar

Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı Orman Genel Müdürlüğünce (OGM) kurulan ve geçen yıl sonu itibarıyla sayısı 794'e ulaşan bal ormanlarıyla arıcılık faaliyetleri desteklenirken, bu alanda ülke ekonomisine de katkı sağlanıyor.


Bal ormanları, ekolojik olarak sunduğu katkının yanında kurulduğu bölgedeki bitki örtüsünü zenginleştirerek toprakları erozyona karşı korurken, arıcılık faaliyetlerinin artmasında da önem arz ediyor.

 

Bu kapsamda, OGM tarafından 2013-2017 ile 2018-2023 yıllarını kapsayan iki “Bal Ormanı Eylem Planı” hazırlanarak uygulamaya alındı. Bu ormanlar aracılığıyla bal üretim miktarı ve kalitesi bakımından dünyada üst seviyelere çıkılması planlanırken, bal ormanlarının sayısının artışına bağlı olarak verimsiz orman alanlarının verimli hale getirilmesi, ormanlık alanların ekonomik, ekolojik ve sosyal fonksiyonlarının artırılması, biyolojik çeşitliliğin korunması, gıda güvenliğinin sağlanması ve orman köylüsüne istihdam ve ek gelir imkanı yaratılması da hedefleniyor.

 

BU YIL BAL ORMANLARI SAYISININ 850’YE ÇIKARILMASI PLANLANIYOR

 

Bal ormanı eylem planları kapsamında, her yıl bölge müdürlüklerince ikişer adet bal ormanı kuruluşu planlanarak, yılda 56 bal ormanı oluşturulması hedeflendi. Bal ormanı sayısı, 2023 sonu itibarıyla 794'e ulaşırken, bu yıl sayının 850'ye çıkarılması amaçlanıyor.

 

Ülkenin dört bir yanında bal ormanları kurulurken, İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Antalya, Bursa, Hatay ve Trabzon bal ormanları bulunan illerin başında geliyor.

 

Arıcılığın desteklenmesi amacıyla ağaçlandırma, erozyon kontrolü, rehabilitasyon alanları ve diğer ormanlık alanlarda ekolojiye uygun ballı bitkilerin ekimi veya dikimi yoluyla oluşturulan bal ormanları, ayrıca hiçbir müdahale yapılmadan doğal yayılış alanları içerisinde belirlenen ve arıcıların konaklamasına imkan sağlayan ormanlık alanlardan da oluşturuluyor.

 

BAL ÜRETİMİNDE DÜNYADA İKİNCİ SIRADA

 

Geçen yıl sonu itibarıyla 95 bin 459 hektar ormanlık alanda kurulan 794 bal ormanıyla yaklaşık 1 milyon kovana ev sahipliği yapılabilecek imkan oluşturularak ülke ekonomisine de dolaylı katkı sağlanıyor.

 

2010'da 81 bin ton olan bal üretimi, geçen yıl itibarıyla 114 bin 886 tona ulaşırken, arıcılığa verilen destekler ve bal ormanlarının kurulmasıyla Türkiye bal üretiminde dünyada Çin'in ardından ikinci sırada yer almayı sürdürdü.

19 Mayıs 2024 Pazar