Gençlerin oyun ve kodlama yeteneklerini geliştirerek bu alanda yeni Turcorn'ların çıkmasına destek olmak amacıyla açılan Dijital Dönüşüm Yetenek Merkezi (DDYM) yeni dönemde 24 öğrenciyle derslere başladı.


 

Dijital Dönüşüm Ofisi koordinasyonunda Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi'nde kurulan Dijital Dönüşüm Yetenek Merkezi (DDYM), gençlerin yaz dönemini daha verimli geçirmeleri ve dijital girişimcilik dünyasını daha iyi tanımaları adına Swift Kodlama Atölyesi ve Oyun Atölyesi olmak üzere iki farklı eğitim paketi tasarladı.

 

Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi Başkanı Ali Taha Koç, yaptığı açıklamada, bu atölyelerde gençleri oyun ve kodlama alanında geliştirerek Türkiye'nin yeni milyar dolarlık firmaları olan Turcorn'ları çıkarabilmeyi istediklerini söyledi.

 

Bu anlamda gençleri her yaz döneminde eğitimlere aldıklarını belirten Koç, bundan sonra kış döneminde de eğitimlere devam edecekleri bilgisini verdi.

 

Koç, yaklaşık 6 haftalık yoğun bir eğitim paketi hazırladıklarını, eğitmenlerin usta-çırak ilişkisiyle bütün bilgi birikimlerini gençlerle paylaşma imkanı olacağını ifade etti.

 

Apple ile Türkiye'nin ilk ve tek Apple tarafından yetkilendirilmiş bir eğitim merkezini Millet Kütüphanesi'ne kurduklarını belirten Koç, "Türkiye'de bu tek. Burada alınan eğitim uluslararası anlamda Apple tarafından kabul ediliyor ve yetkilendirilmiş eğitmenler tarafından eğitim veriliyor. Gençler Apple platformlarına kodlama yazılım geliştirme öğrenecekler. 6 hafta sonra pek çok arkadaşımız Apple'a yazılım yapabilir hale gelecekler." dedi.

 

Koç, bu yıl ilk defa TRT, ODTÜ Teknokent, ODTÜ Atom ve STM işbirliğinde bir oyun geliştirme atölyesi oluşturduklarının altını çizerek, burada gençlere sıfırdan oyun yapabilmeyi öğreteceklerini söyledi.

 

Burada gençlerin kodlama yapabilmeyi, karakter oluşturmayı ve senaryo yazabilmeyi öğreneceklerine işaret eden Koç, "Dersler bitince bu arkadaşlara 1 hafta boyunca girişimcilik eğitimi vereceğiz. Yaptığınız ürünü pazarlayamaz, doğru fiyatlandırmaz ve doğru segmentte yayınlayamazsanız başarılı olma imkanınız yok. Bu anlamda girişimcilik eğitimi çok önemli." diye konuştu.

 

Koç, DDYM'de kodlama ve oyun atölyesinin ardından siber güvenlik ve yapay zeka atölyeleri açacaklarını vurgulayarak, buradaki en önemli konunun kalifiye eğitmenler olduğunu söyledi.

 

Her dönemde eğitim sayısını artırmayı istediklerini ancak bunun için eğitmen sayısını da artırmaları gerektiğini belirten Koç, şu ifadeleri kullandı: "Bizi limitleyen eğitmenlerin azlığı. Türkiye'de en büyük sıkıntı kaliteli eğitmen sorunu. Eğitmenleri sınava sokuyoruz, değerlendiriyoruz. Biz onları da yetiştirdiğimiz için yavaş yavaş hem siber güvenlik hem yapay zeka alanında bu eğitimleri daha fazla verip, öğrencilerin Apple üzerinden kodlama yapabilmesini ve oyun geliştirebilmesini öğretmek istiyoruz. 30 Ağustos'ta bu arkadaşların yaptığı oyunların ilk kullanıcısı olup onlarla oynamak istiyorum. 3 Ağustos-3 Eylül'de TEKNOFEST Ankara var. Burada da bu arkadaşlara hem TEKNOFEST'i gezdireceğiz hem de katılım sertifikalarını törenle kendilerine vereceğiz."

 

MOTİVASYONU YÜKSEK ÖĞRENCİ TERCİH EDİLİYOR

 

Koç, eğitimde bilgisayar ve gıda mühendisi, mimarlık, işletme gibi bölümlerde okuyan öğrencilerin de bulunduğuna dikkati çekerek, teknolojiyle ilgisi olan arkadaşlara sıfırdan başlayarak oyun yapabilmeyi öğretmeyi amaçladıklarını söyledi.

 

Öğrencileri seçerken onların bilgi birikimi ve motivasyonunu dikkate aldıklarını belirten Koç, motivasyonu yüksek kişilerin devamlılığının uzun olduğunu ve daha kaliteli eğitimler vermelerini sağladığını anlattı.

 

Koç, eğitime 16 yaşında bir öğrencinin de katıldığını ve katılımcılardan birinin de Malatya'dan depremzede bir kişi olduğunu ifade etti.

 

Kız öğrenci sayısını 14, erkek öğrenci sayısının ise 10 olduğunu belirten Koç, şöyle devam etti: "Biz kızların bu alana ilgisini artırmayı istiyoruz. Başvuru sayılarına bakınca motivasyonlarının daha fazla olduğunu gördük. Geçen yıl bizden eğitim alan öğrenciler hemen staj, hem iş imkanı buldu. Bazıları üniversiteyi bırakmayı bile düşündü. Bu öğrencilerin hepsini kaydı yapılıyor. Her dönem bu eğitimleri alan arkadaşlarımıza ya dijital dönüşüm ofisinde ya da paydaş şirketlerimizde staj yapma, okullarını bitirince de iş imkanı sağlıyoruz. Türkiye'de birçok Turcorn çıktı. Bu şirketlerin hepsinin elemana ihtiyacı var. Biz burada mutfak oluşturarak, buralara eleman yetiştireceğiz. Girişimcilik eğitimiyle de bu kişiler Türkiye'nin yeni Turcorn'u olacaklar. Dünyada çok büyük bir oyun ekosistemi var. Ne kadar oyun üreticisi çıkartırsanız uluslararası piyasaya o kadar iş çıkartabiliyorsunuz. Türkiye oyun ekosistemi anlamında dünyada önde gelen ülkelerden."

 

Konuşmasının ardından öğrencilerle bir araya gelen Koç, onlara başarısız olmaktan, defalarca denemekten korkmamaları gerektiğini ancak vazgeçmedikleri takdirde başarıya ulaşabileceklerini söyledi. Koç, "Burada eğitim alırken bile staj ve iş imkanınız olacak. Dijital Dönüşüm Ofisi'nde de size kapımız açık. Biz sizleri almak için hazırız. Sizleri bekliyoruz." diye konuştu.

 

ÖĞRENCİLER EĞİTİMDEN MEMNUN

 

Sivas'tan eğitim için gelen üniversite öğrencisi Esra Koç, bilgisayar mühendisliği okuduğunu belirterek, sınıftaki 12 kişi arasında olduğu için kendisini çok şanslı hissettiğini söyledi.

 

Artık oyun yapmaya ilgi duyduğunu vurgulayan Koç, "Oyun geliştirmek istiyorum. Umarım başarılı olurum. Burada eğitim almak çok gurur verici." dedi.

 

Ağrılı Muhammed Hasan Geçit ise yazılım mühendisliği okuduğunu belirterek, "Kursu görünce büyük bir hevesle başvurdum. Ağrı'dan geldim. İçimde 'çok teorik mi olur?' gibi bir endişe vardı ama geldiğim anda gördüm ki biz sektörün tam göbeğinden insanlarla birlikteyiz. Girişimcilik eğitimi de olacağı için hevesim daha da arttı." diye konuştu.

 

Sınıfın en genç öğrencisi 16 yaşındaki Osman Ekrem Korkmaz da lise son sınıfa geçtiğini ifade ederek, bu yaşta CV'si için önemli bir eğitim aldığını, üniversitede yapay zekaya yönelmeyi düşündüğünü ve kendisini burada eğitim aldığı için şanslı hissettiğini söyledi.

 

Malatya'dan eğitime gelen depremzede öğrenci Nida Kösen ise şunları kaydetti: "6 Şubat depreminden sonra 9 Şubat'ta ailecek Ankara'ya taşındık. Orada güvende olmadığımızı düşündüğümüz için buraya geldik. Bilgi ve belge yönetimi okudum. Bölümüm gereği bütün yazılımları öğrenmiştim. Kendimi Apple'ın swift konusunda da geliştirmek için başvuruda bulundum. Memnunum burada olmaktan. Yazılım konusunda kendimi geliştirmek istiyorum. Hocalarımız çok ilgili. Üzerine katarak ilerliyor, bize de bunu yansıtıyorlar. Eğitim bizler için gerçekten faydalı."

19 Temmuz 2023 Çarşamba

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, uluslararası girişim sermayesi fon yöneticilerinin Türkiye'de daha fazla varlık göstermeyi istediklerini belirtti.


Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, bir dizi programa katılmak için bulunduğu Londra'da girişim sermayesi fonları yöneticileriyle görüşmesinin ardından, Türk basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

 

Türkiye'de özellikle girişimcilik ve teknoloji ekosisteminin son 20 yılda muazzam bir mesafe kaydettiğini dile getiren Kacır, teknoloji girişimlerinin ölçeği büyürken sayısının da arttığını söyledi.

 

Kacır, bugün 10 binden fazla Türk teknoloji şirketinin 100'ün üzerinde teknoparkta inovasyon ve AR-GE odaklı çalışmalarını sürdürdüğünü aktardı.

 

Bu ekosistemin finansal olarak desteklenmesi ve büyümesinin kritik önemde olduğunu vurgulayan Kacır, "Teknoloji girişimleri, bütün dünyada çoğunlukla girişim sermayesi yatırım fonlarından aldıkları yatırımlarla büyüyor. Biz de Türkiye'de girişim sermayesi yatırım fonlarını büyütmeye gayret ediyoruz. Türkiye'de yeni girişim sermayesi yatırım fonlarının oluşturulması bizim önemli bir hedefimiz. Ayrıca, küresel yatırım fonlarının Türkiye'de teknolojik girişimlerine yatırım yapması da amacımız. Bunun için son yıllarda pek çok adım attık. Kamu kaynaklarının fonların fonu olarak girişim sermayesi fonlarına yatırım yapmasını sağlayan, böylelikle bir kaldıraç oluşturmayı mümkün kılan programlar başlattık." diye konuştu.

 

TÜRK TEKNOLOJİ GİRİŞİMLERİ 3 YILDA 4 MİLYAR DOLAR YATIRIM ALDI

 

Bakan Kacır, söz konusu programlar ve bu alanda gösterilen çaba sayesinde Türkiye'de teknoloji girişimlerinin önceki dönemlere göre daha büyük yatırım aldığını dile getirerek, "2010-2020 arası Türkiye'de teknoloji şirketlerine ve startuplara yatırım ölçeği yıllık 100 milyon dolar tutarındaydı. Türk teknoloji girişimleri, 2020-2023 döneminde ise 4 milyar dolar yatırım aldı. Bu tabii Türkiye'nin milyar dolar değeri aşan unicornların, yani Turcornların da çıkmasını hızlandırdı." dedi.

 

Oyun, e-ticaret, yazılım ve fintech gibi alanlarda milyar dolar değeri aşan Türk teknoloji girişimlerinin bulunduğunu kaydeden Kacır, sözlerini şöyle sürdürdü:

 

"2030'a kadar Türkiye'nin teknoloji ekosistemini, girişimcilik ekosistemini büyütmeye devam edeceğiz. Türkiye'den 100 bin teknoloji girişiminin doğmasını ve aynı dönemde bunların 100'ünün milyar dolar değeri aşarak Turcorn olmasını sağlayacağız. Ama bunu yaparken mutlaka uluslararası işbirliklerimizi güçlendirmemiz, Türkiye'nin teknoloji girişimciliğindeki başarı hikayesini dünyaya çok daha güçlü şekilde anlatmamız, tanıtmamız lazım. Bu vesileyle bulunduğum Londra'da çok sayıda girişim sermayesi fonu yöneticisiyle çok kapsamlı görüşme gerçekleştirdim. Bazıları geçmiş dönemlerde Türkiye'de yatırım yapmış olmakla birlikte pek çoğu aslında Türkiye'nin yeni bir başarı hikayesinin eşiğinde olduğunu ifade etti ve Türkiye'ye gelme konusundaki istekliliklerini benimle paylaştı. Bundan da açıkçası memnuniyet duydum.

 

Londra özellikle girişim sermayesi fonları ve diğer varlık fonları alanında dünyada öncü merkezlerden biri. Burada 500'den fazla sermaye fonu bulunuyor ve her yıl bu fonlar çok büyük ölçekte kaynak temin etme imkanına sahipler ve bu kaynağı yıldan yıla artan bir ölçekte teknolojiye ve teknoloji girişimciliğine ayırıyor. İnşallah, önümüzdeki dönemde kendileriyle kurduğumuz ilişkileri ve iletişimi çok daha ileri seviyeye getireceğiz. Türkiye'de benzer etkinlikleri onlarla birlikte gerçekleştireceğiz ve Türkiye'nin teknolojik girişimlerinin büyümesini hızlandırmaya devam edeceğiz."

 

TÜRKİYE'NİN YENİ HİKAYESİNDE KATMA DEĞERLİ ÜRETİM BAŞROL OYNAYACAK

 

Bakan Kacır, pek çok girişimin odağında sağlık, yeşil ve dijital dönüşüm ile yapay zeka gibi alanların olduğunu söyledi.

 

Özellikle bu alanlarda Türkiye'nin sahip olduğu kapasiteyi paylaştığını anlatan Kacır, "Yine yeşil dönüşümün önemli bir unsuru olan yeni nesil mobilite teknolojilerinde Türkiye'de startupların teknoloji girişimlerinin geldiği seviyeyi kendilerine çok detaylı olarak anlattım. Onlar da Türkiye'de daha fazla varlık göstermek arzusunu bizimle paylaştı. Türkiye'de kamunun, özellikle Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak biz ve ilgili kurumlarımızın bu ekosistemi ne kadar güçlü şekilde himaye ettiğimizi de görmeleri, onlar açısından cesaretlendirici oluyor." diye konuştu.

 

Kacır, Türkiye'de inovasyon ve fintech alanındaki regülasyon gelişmeleri ve kripto varlıklarla ilgili yeni yasa çalışması hakkında da yatırımcıları bilgilendirdiğini aktardı.

 

Tüm bu yaklaşımların Türkiye'nin yenilikçi teknolojilere ne kadar kuvvetli şekilde ev sahipliği yaptığını ve dönüşümü en ileri seviyede nasıl yakaladığını gösterdiğini dile getiren Kacır, sözlerini şöyle tamamladı:

 

"Onlar da bunun aslında çok farkında. Türkiye'nin makro ekonomik göstergelerindeki iyileşmeyi de çok kapsamlı olarak hem girişim sermayesi fon yöneticileriyle hem de dün yine görüştüğüm İngiltere Yatırım Bakanı ile konuştuk. Özellikle Türkiye'nin kredi risk priminin hızla düşüyor olması aslında Türk ekonomisinin doğru yolda olduğunun önemli göstergelerinden biri. Bunun sonucunda önümüzdeki dönemde Türkiye'ye yatırımların çok hızlanacağını öngörüyoruz. Muhataplarımız da aynı fikirdeler ve burada özellikle Türkiye'nin yeni dönemdeki bu sermaye akımlarını hızlı çekmesi, bu kaynağın büyük ölçekte katma değerli üretime, teknolojik dönüşüme ve teknolojik girişimciliğine kazandırılması için çabalarımızı artıracağız. Türkiye yepyeni başarı hikayelerini hayata geçirecek ve bu defa öncekilerden de daha güçlü şekilde, katma değerli, rekabetçi, verimli üretim ve yüksek teknoloji girişimleri bu hikayede başrol oynayacak."

 

Bakan Kacır, ayrıca Londra'daki iş dünyası ve sivil toplum kuruluşları temsilcileriyle bir araya geldi.

17 Mayıs 2024 Cuma

Ticaret Bakanlığı, muafiyet fazlası getirilen cep telefonlarının yurda girişinde vergi kayıp ve kaçağının önüne geçilmesi amacıyla uygulamada değişiklik yaptı.


 

Ticaret Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, yolcu beraberinde yurda sokulmak istenilen eşyalar kapsamının, Gümrük Kanununun Bazı Maddelerinin Uygulanması Hakkındaki Karar kapsamında düzenlendiği belirtilerek, "GSM-cep telefonu"nun da liste kapsamında yer aldığı anımsatıldı.

 

Cep telefonunun, yabancı misyon mensupları hariç, yolcunun kimlik numarasına kayıtlı hatlarla kullanılması kaydıyla, üç takvim yılında 1 adet getirilebildiğine işaret edilen açıklamada, bu cep telefonunun da yolcu beraberi kişisel eşya statüsünde gümrük vergilerinden muaf olarak serbest dolaşıma sokulabildiği vurgulandı.

 

Açıklamada, bunun haricinde yolcu beraberinde hediyelik eşya statüsünde veya posta/hızlı kargo taşımacılığı yoluyla muafen veya vergileri ödenmesi suretiyle dahi cep telefonu getirilmesinin mümkün olmadığının altı çizilerek, şöyle devam edildi: "Kararın uygulanması esasında, yolcuların beraberindeki eşya statüsünde ve muafiyet limiti dışında beyanlarına aykırı olarak getirdikleri cep telefonunun gümrük vergilerinin iki kat olarak alınması ve eşyanın sahibine teslim edilmesi, bu durumda, 1 adet muafiyet sınırını aşan ve vergileri alınarak teslim edilen telefonların getiren kişi veya üçüncü kişiler adına ulusal ağa tanıtılarak doğabilecek vergi kayıp ve kaçağının önüne geçilmesi amacıyla gerekli tedbir alındı. Bölge Müdürlüklerince, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumuna 1 adet muafiyet sınırını aşan telefonların kişi ve IMEI numaralarının bildirilmesi gerektiği hususu talimatlandırılmıştır."

 

MUAFİYET FAZLASI TELEFONLAR 3 AY GÜMRÜK AMBARLARINDA BEKLETİLEBİLECEK

 

Düzenlemeyle sadece yolcu beraberinde getirilen kişisel eşya statüsünde olan bir adet cep telefonuna muafiyet tanınması uygulamasında değişiklik olmadığına vurgu yapılan açıklamada, yolcu beraberi hediyelik eşya statüsünde veya beyana aykırı bir şekilde yurda sokulmak istenen ikinci cep telefonlarının İMEİ kaydı yapılmamak suretiyle kullanımı engellenemediği için bu kapsamdaki telefonun maktu vergileri ödenerek teslimi uygulamasının kaldırıldığı bildirildi.

 

Açıklamada, "Bununla birlikte yolcu beraberinde muafiyet fazlası olarak getirilen cep telefonunun, yolcu tarafından tekrar yurt dışına çıkışında teslim alınmak istenmesi halinde Gümrük Kanunu'nda belirtilen 3 aylık süre boyunca gümrük ambarlarında bekletilmesi ve süre içerisinde yolcunun tekrar yurt dışına çıkarken beraberinde teslim edilerek iade edilmesi mümkün bulunmaktadır." bilgisi paylaşıldı.

17 Mayıs 2024 Cuma