tatil-sepeti

HABER: CANAN BİLGİN

Uluslararası dev şirketler, Avrupa Birliği (AB) ile ABD arasında giderek tırmanan ticaret savaşının baş aktörleri haline geldi. Volkswagen ile başlayan, Apple’a 13 milyar Euro ve son olarak Deutsche Bank’a 14 milyar Euro ceza kesilmesiyle süren restleşme, kıtalararası ticaret savaşlarını daha da kızıştırdı. Avrupa ve Amerika ekonomisini canlandırması ve 2017’de yürürlüğe girmesi beklenen serbest ticaret anlaşması Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (TTIP) öncesinde sürdürülen bu ‘ceza düelloları’, ‘büyük güçlerin büyük oyunları’ olarak yorumlanıyor.

İLK KAVGA DEĞİL

Volkswagen, Apple ve Deutsche Bank’ın bugün ön saflarda yer aldığı ticaret savaşı, aslında Washington ve Brüksel’in dünyanın en büyük şirketlerinin ekonomik ihlallerine tepki verme konusunda ilk kavgası değil. ABD merkezli bilişim şirketi Microsoft, Avrupa’da 2004, 2008 ve 2013 yılında üç farklı davada toplam 1.9 milyar Euro cezaya çarptırıldı. Yine ABD’nin dev şirketlerinden Intel, hakim olduğu pazarı suistimal ettiği için Brüksel’in kararıyla 2009’da 1.9 milyar dolar ödemek zorunda kaldı. ABD ise bu cezalara karşılık Fransız bankası BNP Paribas’tan, İran, Sudan ve Küba’da iş yapma kurallarını hiçe saydığı için 2014 yılında 9 milyar dolar ceza ödemesini talep etti. İngiliz enerji şirketi British Petroleum’a (BP) da 2010’da Meksika Körfezi’ndeki sondaj kuyusunda meydana gelen Deepwater Horizon felaketi nedeniyle geçtiğimiz nisan ayında 20 milyar dolar ceza kesildi.

VERGİDE APPLE SEMBOLÜ

Ancak ceza misillemesinin bugün Volkswagen, Apple ve Deutsche Bank’ın baş aktörlüğüyle yeni bir boyut kazandığı öne sürülüyor. Tartışmalara göre, Apple yurt dışında kazandığı parayı ABD’ye iade etmek isterse teknoloji devi Avrupa’da vergi ödemek zorunda kalacak. Bu da, bu paranın Amerikan hazinesinden kaybolması anlamına geliyor. Küresel vergi rekabetinde Apple, çok daha fazla hedef için bir sembol haline gelebilir.

HEDEF SANAYİ POLİTİKASI MI

Vergiler üzerinden mücadele de, mali hesaplaşmanın sadece bir unsuru olarak değerlendiriliyor ve “Sahne arkasında, sanayi politikasına ilişkin daha büyük sorular ortaya çıktı: Hangi şirket sorumlu, kim çok büyük, kimin piyasa gücü azaltılmalı? Dijital devrim, ekonomik savaşların yeniden tanımlanması anlamına geliyor. Bilgiye sahip olanlar kuralları koyabilir” yorumları yapılıyor. Dev şirketler üzerinden yürütülen kavganın perde arkasında, ABD’nin rekabet edemediği otomotiv, makine, sanayi gibi alanlarda AB’yi hedef aldığı da iddia ediliyor.

SIRA KİMDE?

Apple’ın ardından aralarında Facebook, Twitter, Google, Amazon ve McDonald’s’ın da yer aldığı devlere milyar dolarlık vergi cezaları kesmeye hazırlanan AB, ABD’li şirketlerin vergi ödemelerini gözden geçirmeye başladı.

VW İLE BAŞLADI

ABD, Alman otomotiv devi Volkswagen’e, dizel araçların emisyon testlerinin sonuçlarını çarpıttığı iddiasıyla geçtiğimiz haziran ayında 15 milyar dolar ceza kesti. Volkswagen, cezayı ödemeyi kabul etti ancak bu karar, Washington ile Brüksel arasındaki kavganın da fitilini ateşledi. AB’nin Volkswagen cezasına karşı misillemesi uzun sürmedi. AB Komisyonu, Apple’ın İrlanda’da kurduğu şirketlerin vergilendirilmesine ilişkin 3 yıl süren soruşturmasını tamamladı ve ağustos ayında, Apple’dan geriye dönük 13 milyar Euro’luk vergiyi faiziyle birlikte İrlanda’ya geri ödemesini talep etti. Ceza sırası ABD’ye gelmişti. ABD, Apple’ın rövanşını Deutsche Bank ile sürdürdü. ABD Adalet Bakanlığı, 2008 yılında müşterilerine hatalı mortgage kredileri sattığı için Deutsche Bank’ın 14 milyar dolar tazminat ödemesini istedi. Ancak banka bu parayı ödemeyeceğini açıkladı.

TTIP NE OLACAK?

Dev şirketler üzerinden yürütülen ticaret savaşı, ABD ile Avrupa Birliği (AB) arasında imzalanması amaçlanan Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı (TTIP) Anlaşması’nın yanı sıra AB ile Kanada arasında imzalanması hedeflenen Kapsamlı Ekonomik ve Ticaret Anlaşması’nın (CETA) geleceğini de tehlikeye düşürdü. Avrupa ve Amerika ekonomilerini canlandıracak bir serbest ticaret anlaşması olan ve 2013 yılından bu yana müzakereye açılan TTIP’in 2017’de tamamlanarak yürürlüğe girmesi bekleniyor. ABD ve AB ülkeleri arasında gümrük duvarlarını kaldırmayı öngören TTIP, dünya ekonomisinin yarısı ve dünya ticaretinin yüzde 30’unu kapsayacak. Müzakereleri oldukça sert geçen ve yoğun direnişle karşılaşan TTIP, şirket cezaları sonrasında AB’de daha fazla protesto edilmeye başladı.

25 Ekim 2016 Salı

Etiketler : Dünya

S&P Global, ABD Merkez Bankasının (Fed) 50 baz puanlık faiz indiriminin, gelecek aylarda gelişmekte olan piyasalarda parasal gevşemeyi teşvik edeceğini bildirdi.


 

S&P Global'den yapılan açıklamada, faiz oranlarının son zamanlardaki en yüksek seviyelerine yakın seyrettiği ve enflasyonun yavaşladığı Kolombiya, Filipinler ve Meksika'da, piyasaların önemli faiz indirimlerini fiyatladığı belirtilerek, buna karşın Brezilya Merkez Bankasının artan enflasyon ve mali belirsizlik nedeniyle 25 baz puanlık faiz artışıyla ters yönde hareket ettiği kaydedildi.

 

Açıklamada, düşen enflasyon ve iyileşen reel gelirler sayesinde daha güçlü iç taleple desteklenen gelişmekte olan piyasalarda ikinci çeyrekte ekonomik büyümenin genel olarak güçlü olduğu vurgulandı.

 

Fed'in 50 baz puanlık faiz indirimine işaret edilen açıklamada, gelişmekte olan piyasalarda da merkez bankalarının faiz indirimlerine devam etmesinin veya başlamasının beklendiği aktarıldı.

 

Açıklamada, bu durumun 2024 sonu ve 2025 başında iç talebi artıracağına işaret edilerek, "Enerji fiyatlarındaki düşüş özellikle Tayland, Filipinler, Macaristan, Türkiye, Şili ve Hindistan gibi net enerji ithalatçıları için merkez bankalarının faiz indirimlerini daha da destekleyebilir. Daha düşük ithalat maliyetleri cari hesapları iyileştirebilir ve para birimlerini güçlendirebilir." değerlendirmesinde bulunuldu.

 

S&P Global'in açıklamasında, ABD ekonomisindeki belirsizlik, devam eden iki çatışmanın jeopolitik riski ve siyasi belirsizliklerin gelecekte piyasa oynaklığına zemin hazırlayabileceği ifade edildi.

19 Eylül 2024 Perşembe

Etiketler : SP Fed faiz

ABD Hazine Bakanı Janet Yellen, ABD Merkez Bankası'nın (Fed) faiz indirimine başlamasının ülke ekonomisinin bulunduğu yer açısından "olumlu bir işaret" olduğunu bildirdi.


 

ABD Hazine Bakanı Janet Yellen,Başkent Washington'da düzenlenen Atlantic Festivali'nde yaptığı konuşmada, ülke ekonomisindeki mevcut gelişmeleri değerlendirdi.

 

Fed'in faiz indirimi kararının ABD ekonomisinin bulunduğu yer için çok "olumlu bir işaret" olduğunu dile getiren Yellen, "Fed'in enflasyonun düştüğüne ve yüzde 2 hedefine geri dönme yolunda olduğuna, enflasyonla ilgili risklerin gerçekten anlamlı şekilde azaldığına dair güvenini yansıtıyor." değerlendirmesinde bulundu.

 

Yellen, ülkede aynı zamanda güçlü kalmaya devam eden bir iş gücü piyasası olduğuna işaret ederek, şu anda en önemli endişe veya nedenin iş piyasasının güçlü kalmasını sağlamak olduğunu söyledi.

 

Para politikasının kısıtlayıcı duruşunun devam ettiğini düşündüğünü ifade eden Yellen, "Beklenti, faiz oranlarının daha da düşmesi yönünde. Ancak gelen verileri izlemek elbette gerekli ve her zaman sürprizler olabilir." değerlendirmesinde bulundu.

19 Eylül 2024 Perşembe

Etiketler : Fed Yellen faiz