tatil-sepeti

Değerli metalin bu performansında Orta Doğu'da artan jeopolitik risklerin yatırımcıları güvenli liman arayışına yönlendirmesi ve merkez bankalarının iki yıldır devam eden sıkı para politikasından yavaş yavaş geri adım atması etkili oldu.

Emtia piyasasında geçen hafta özellikle Çin kaynaklı talep endişeleriyle düşüş eğilimi görülürken değerli metaller, merkez bankalarının faiz indirimlerine devam edeceği beklentisi ve jeopolitik risklerle pozitif ayrıştı.

Emtia piyasasında geçen hafta satış baskısı hakimdi.

Altının ons fiyatı haftayı yüzde 2,4 artışla 2 bin 721,4 dolardan, gümüşün ons fiyatı yüzde 8,300px2 yükselişle 33,71 dolardan tamamladı.

Ons bazında platin yüzde 2,9, paladyum yüzde 1,8 değer kazandı.

Altının ons fiyatı, merkez bankalarının faiz indirimlerine devam edeceği beklentisi ve jeopolitik risklerle yükseliş eğilimini sürdürdü.

Değerli metalin bu performansında Orta Doğu'da artan jeopolitik risklerin yatırımcıları güvenli liman arayışına yönlendirmesi ve merkez bankalarının iki yıldır devam eden sıkı para politikasından yavaş yavaş geri adım atması etkili oldu.

Öte yandan, altının bu performansı dolar endeksi ve tahvil faizlerinin yükseldiği dönemde gerçekleştirmesi de dikkati çekti.



Analistler, doların değer kazanması ve tahvil faizlerinin yükselmesinin altının alternatif maliyetini artırmasına karşın özellikle jeopolitik gerilimlerin artırdığı risk algısının güvenli liman arayışını desteklemiş olabileceğini dile getirdi.

Merkez bankalarının alımlarına devam etmesi de altın fiyatlarının yükselmesini sağladı.

Öte yandan Londra Külçe Piyasası Birliği üyeleri, bir yıl içinde altında yeni rekor seviyelerinin görülebileceği tahmininde bulundu.

Analistler, ABD seçimlerine ilişkin belirsizliklerin altın fiyatlarını destekleyebileceğini belirtti. Çin'de büyüme verilerinin beklentilerin üzerinde gelmesi de gümüş fiyatları için destekleyici oldu.

Baz metallerde ise tezgah üstü piyasada geçen hafta fiyatlar libre bazında bakırda yüzde 2,3, alüminyumda yüzde 0,8, kurşunda yüzde 1,1, nikelde yüzde 5,1, çinkoda yüzde 2 azaldı.

Çin'deki talep endişeleri baz metal fiyatlarını olumsuz etkiledi.

Ülkede emlak sektöründeki süregelen sorunlar için açıklanan teşvik paketinin sektör beklentilerini karşılamamasıyla fiyatlarda düşüşler görüldü.

Hükümetin gayrimenkul sektöründe iyileşmeyi sağlamak için attığı teşvik adımlarının etkili olup olmayacağının gelecek dönemde sektörden gelecek veri akışı sonrası belli olacağını belirten analistler, gayrimenkul sektöründeki sorunun ülkenin ana ekonomik gündemlerinden biri olmayı sürdürdüğünü ifade etti.

 

BRENT PETROLDE KAYIPLAR YÜZDE 7'Yİ AŞTI

Brent petrolün varil fiyatı haftayı yüzde 7,3, New York Ticaret Borsasında işlem gören doğal gazın İngiliz termal birimi (MMBtu) cinsinden fiyatı da yüzde 14,5 azaldı.

Petrol fiyatlarının düşüşünde Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütünün (OPEC) küresel petrol talebine yönelik öngörüsünü aşağı yönlü revize etmesi etkili oldu.

OPEC, yayımladığı aylık petrol piyasası raporunda bu yıl için küresel petrol talebine yönelik öngörüsünü bir önceki tahminine göre günlük 106 bin varil aşağı yönlü revize etti.

Buna göre, küresel petrol talebinin bu yıl geçen yıla kıyasla günlük 1 milyon 930 bin varil artarak 104 milyon 140 bin varile, 2025'te günlük 1 milyon 640 bin varil artışla 105 milyon 780 bin varile ulaşması bekleniyor. Gelecek yıla dair talep tahmini, OPEC'in geçen ayki raporunda öngördüğü artışın günlük 100 bin varil altında kaldı.

Küresel petrol talebinde yavaşlamanın çoğunlukla Çin kaynaklı olması bekleniyor. Dünyanın en çok petrol ithal eden ülkesi Çin'de talebin bu yıl günlük 580 bin varil artacağı öngörülüyor. Çin'e yönelik bu yılın talep tahmini, OPEC'in geçen ayki raporunda öngördüğü artışın günlük 70 bin varil altında kaldı.

Dünya genelinde ekonomik büyümenin beklenenin altında olacağı öngörüsü, petrol fiyatları üzerinde aşağı yönlü baskı oluşturuyor.

Öte yandan Uluslararası Enerji Ajansının (IEA) bu yıl küresel petrol arzının önceki yıla göre artacağına yönelik öngörüleri de piyasa oyuncularının arz yönlü endişelerini yatıştırarak petrol fiyatlarının aşağı önlü hareketini destekliyor.

Ajansın eylül ayına ilişkin petrol piyasası raporuna göre, bu yıl küresel petrol arzının geçen yıla göre günlük 660 bin varil artarak 102 milyon 900 bin varile ulaşması bekleniyor.

Hava sıcaklıklarının normalin üzerinde olacağına yönelik öngörülerle doğal gaz fiyatlarında da sert düşüşler görüldü.

 

TARIM GRUBUNDA KAHVE POZİTİF AYRIŞTI

Geçen hafta Chicago Ticaret Borsasında kile başına fiyatlar buğdayda yüzde 4,3, mısırda yüzde 2,7, soya fasulyesinde yüzde 3,5 azalış kaydederken pirinçte yatay seyir izlendi.

ABD'de faaliyet gösteren emtia borsası Intercontinental Exchange'de libre bazında fiyatlar, şekerde yüzde 0,5, pamukta yüzde 2 azalırken kahvede yüzde 1,4 arttı. Kakaonun ton başına fiyatı da haftayı yüzde 4 düşüşle tamamladı.

ABD'de mısır ve soya fasulyesi üretiminde rekor seviyelere ulaşabileceğine yönelik öngörülerden kaynaklı aşırı arz nedeniyle fiyatlar düştü.

Analistler, bu durumun çiftçileri mali sıkıntılara sokabileceğini kaydetti.

Brezilya'da yağışların ortalamanın altında olmasının kahve üretimine dair endişeleri artırması ise fiyatlarında sert yükselişlere neden oldu.

Hindistan'da ortalamanın üzerindeki muson yağmurları dolayısıyla bol şeker hasadı yapılacağı yönündeki iyimserlik, şeker fiyatlarında düşüşe neden olurken Tayland'daki şeker üretiminin artacağına yönelik öngörüler de bu düşüşte etkili oldu.

Fildişi Sahili'nde üretiminin artacağına yönelik öngörülerle kakao fiyatları da geriledi.

21 Ekim 2024 Pazartesi

Analistler, ABD Merkez Bankası’nın (Fed) faiz indirim hızına yönelik belirsizliklerin olduğunu kaydederek, sağlıklı bir istihdam piyasası ve ekonomik aktivitenin Fed'in enflasyonla mücadele konusunda işini kolaylaştırabileceğini söyledi.

ABD'de enflasyonla mücadelenin resesyonla sonuçlanıp sonuçlanmayacağına yönelik belirsizlikler varlığını korurken, son makroekonomik veriler ve beklentilerin üzerinde gelen şirket karlılıkları ülkedeki ekonomik aktiviteye yönelik iyimserliği besliyor.

Analistler, ABD Merkez Bankası’nın (Fed) faiz indirim hızına yönelik belirsizliklerin olduğunu kaydederek, sağlıklı bir istihdam piyasası ve ekonomik aktivitenin Fed'in enflasyonla mücadele konusunda işini kolaylaştırabileceğini söyledi.

Dün açıklanan verilere göre ekim ayına ilişkin Richmond Fed imalat sanayi endeksi eksi 14 ile beklentilerin üzerinde gerçekleşti. Endeks geçen ay eksi 21 seviyesinde bulunuyordu.

Buna ek olarak, Dünya Ekonomik Görünüm Raporu'nun ekim sayısını yayınlayan IMF, küresel ekonomik büyümenin istikrarlı ancak zayıf kalacağının öngörüldüğü aktararak, küresel ekonomik büyüme tahminin bu yıl ve gelecek yıl için yüzde 3,2 olduğunu kaydetti.

IMF, temmuz ayındaki tahminlerinde dünya ekonomisinin bu yıl yüzde 3,2 ve gelecek yıl yüzde 3,3 büyüyeceğini öngörmüştü.

Öte yandan, ABD'nin başkenti Washington'da süren IMF ve Dünya Bankasının yıllık toplantılarından gelecek haber akışı yatırımcılar tarafından yakından izleniyor.

Kurumsal tarafta ise üçüncü çeyrek finansal sonuçları beklentileri aşan General Motors'un hisseleri, yüzde 10'a yakın arttı.

ABD'li savunma sanayi şirketi Lockheed Martin'in hisseleri ise beklentileri karşılayamayan satış rakamları sonrasında yüzde 6'dan fazla geriledi.

Bugün, Tesla, Coca-Cola, IBM ve Boeing'in finansal sonuçları yatırımcılar tarafından yakından takip ediliyor.

Para piyasalarındaki fiyatlamalarda Fed'in gelecek ay yüzde 89 ihtimalle politika faizini 25 baz puan indirmesi beklenirken, bankanın yıl sonuna kadar yapılacak iki toplantıda toplamda 50 baz puanlık indirim yapması tahmin ediliyor.

Söz konusu gelişmelerin ardından ABD'nin 10 yıllık tahvil faizi dün yaklaşık 3 baz puan artarak 4,21 seviyesinden günü tamamlarken, şu sıralarda yüzde 4,23 seviyesinde bulunuyor. Dolar endeksi de dün yüzde 0,2 yükseliş kaydetmesinin ardından, yeni güne 104,2 seviyesinden başladı.

Fed'in faiz oranını 50 baz puan düşürmesinden sonra ABD'nin 10 yıl vadeli hazine tahvili faizinin arttığına ve yüzde 4,24 seviyesine kadar yükseldiğine işaret eden analistler, bu hareketin iyileşen ekonomik verilerin yanı sıra Bankanın bundan sonraki faiz indirimlerinde daha agresif olmayacağına dair beklentilerden kaynaklandığını söyledi.

Altının ons fiyatı ise merkez bankalarının güvercin duruşu ve devam eden jeopolitik gerilimlerle dün yüzde 1,1 yükselişle 2 bin 748,91 dolardan kapanırken, yeni işlem gününde rekor tazeleyerek bir önceki kapanışın hemen üzerinde 2 bin 750 dolar seviyesinde bulunuyor.

Bununla beraber, gümüşün ons fiyatı dün yüzde 2,7 artışla 34,70 seviyesinden kapanarak yükseliş eğilimini üst üste altıncı iş gününe taşırken, yeni işlem gününde yüzde 0,3 azalışla 34,74 dolardan işlem görüyor.

Brent petrolün varil fiyatı ise dün yüzde 2,1 yükselişle 75,29 dolardan kapanırken, bugün yüzde 0,3 artışla 75,61 dolar seviyelerinde bulunuyor.

Bu gelişmelerin yanı sıra, bugün Kanada Merkez Bankasının (BoC) para politikası kararları takip edilirken, Banka'nın 50 baz puanlık faiz indirimine gitmesi bekleniyor.

New York Borsası'nda dün Dow Jones endeksi yüzde 0,02 ve S&P 500 endeksi yüzde 0,05 değer kaybederken, Nasdaq endeksi yüzde 0,18 değer kazandı. ABD'de endeks vadeli kontratlar yeni güne negatif seyirle başladı.

Avrupa borsalarında dün negatif bir seyir hakim olurken, Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Christine Lagarde'ın bugün yapacağı açıklamalar yatırımcıların odağına yerleşti.

 

Lagarde, dünkü açıklamalarında, enflasyonu yendiklerini henüz söyleyemeyeceğini belirterek, "2025 yılı içerisinde bu hedefe sürdürülebilir bir şekilde ulaşacağımızdan kesinlikle eminim." ifadelerini kullandı.

IMF dün açıkladığı Dünya Ekonomik Görünüm Raporu'nun ekim sayısında Avro Bölgesi ekonomisine ilişkin büyüme tahmininin bu yıl için yüzde 0,9'dan yüzde 0,8'e çekildiği ve 2025 yılı için yüzde 1,5'ten yüzde 1,2'ye düşürüldüğü kaydedildi.

Avrupa'nın önde gelen ekonomilerinden Almanya'nın büyüme tahminin bu yıl için yüzde 0,2'den yüzde 0'a düşürüldüğü ve gelecek yıl için yüzde 1,3'ten yüzde 0,8'e indirildiği belirtilen raporda, Fransa ekonomisine ilişkin büyüme beklentisinin bu yıl için yüzde 0,9'dan yüzde 1,1'e çıkarıldığı, gelecek yıl için ise yüzde 1,3'ten yüzde 1,1'e düşürüldüğü bildirildi.

Raporda, Alman sanayisinde uzun süredir devam eden zayıflığa, ve emlak piyasasındaki sorunlara işaret edilerek, diğer tüm büyük sanayi ülkelerinin şu anda Almanya'dan daha iyi durumda olduğu belirtildi.

Analistler, Avro bölgesinde resesyon sinyallerinin güçlü kalmaya devam ettiğini belirterek, ECB'nin parasal gevşeme hızında ekonomik aktiviteye yönelik veri akışının etkili olabileceğini söyledi.

Bu gelişmelerle, dün Almanya'da DAX 40 endeksi yüzde 0,20, Fransa'da CAC 40 endeksi yüzde 0,01 ve İtalya'da FTSE MIB 30 endeksi yüzde 0,64 ve İngiltere'de FTSE 100 endeksi yüzde 0,14 değer kaybetti. Avrupa'da endeks vadeli kontratlar yeni güne ise karışık seyirle başladı.

Asya tarafında yeni işlem gününde Japonya hariç pozitif bir seyir öne çıkıyor.

IMF'in, dünkü raporunda Asya'nın iki önemli ekonomisi olan Çin ve Japonya'nın 2024 yılı için büyüme beklentileri düşürüldü.

Raporda, Çin ekonomisine ilişkin büyüme beklentisinin bu yıl için yüzde 5'ten yüzde 4,8'e düşürüldüğü, gelecek yıl için yüzde 4,5'te sabit bırakıldığı belirtildi.

Japonya ekonomisinin büyüme tahmininin ise bu yıl için yüzde 0,7'den yüzde 0,3'e düşürüldüğüne, gelecek yıl için yüzde 1'den yüzde 1,1'e çıkarıldığına işaret edildi.

Dolar/yen paritesi dün yüzde 0,2 artışla 151,1 seviyesinden kapanırken, yeni işlem gününde de yüzde 0,7 yükselişle 152,1 seviyesinde seyrediyor.

Analistler Japonya'da yapılacak genel seçimlerin ülkedeki pay piyasaların yönü üzerinde etkili olacağını belirterek, seçim öncesinde risk iştahının törpülendiğini söyledi.

Kapanışa yakın Japonya'da Nikkei 225 endeksi yüzde 0,7 düşerken, Güney Kore'de Kospi endeksi yüzde 1,3, Çin'de Şanghay bileşik endeksi yüzde 0,8 ve Hong Kong'da Hang Seng endeksi yüzde 1,7 yükseldi.

Yurt içinde dün alıcılı bir seyir izleyen Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi, günü önceki kapanışa göre yüzde 2,13 değer kazanarak 8.838,60 puandan tamamladı.

Dolar/TL, dün yüzde 0,1 artışla 34,2550'den kapanırken, bugün bankalararası piyasada önceki kapanışa paralel 34,2550'den işlem görüyor.

Analistler, bugün yurt içinde tüketici güven endeksi, yurt dışında ise ABD'de mortgage başvuruları, ikinci el konut satışları ve Fed'in bej kitap raporu, Avro Bölgesi'nde ise tüketici güven endeksi ile ECB Başkanı Christine Lagarde'ın yapacağı açıklamaların takip edileceğini dile getirerek, teknik açıdan BIST 100 endeksinde 8.900 ve 9.000 seviyelerinin direnç, 8.600 ve 8.490 puanın destek konumunda olduğunu kaydetti.

 

Piyasalarda bugün takip edilecek veriler şöyle:

 

10.00 Türkiye, ekim ayı tüketici güven endeksi

 

14.00 ABD haftalık mortgage başvuruları

 

17.00 ABD, eylül ayı ikinci el konut satışları

 

17.00 Avro Bölgesi, ekim ayı tüketici güven endeksi

 

17.00 Avro Bölgesi, ECB Başkanı Lagarde'ın konuşması

 

21.00 ABD, Fed'in Bej Kitap raporu

23 Ekim 2024 Çarşamba

Uluslararası Para Fonu (IMF), Almanya'nın bu yıl için büyüme beklentisini yüzde 0,2'den yüzde 0'a düşürdü.

Uluslararası Para Fonu (IMF), Dünya Ekonomik Görünüm Raporu'nun ekim sayısını, "Politika Değişikliği, Artan Tehditler" başlığıyla yayımladı.

Fonun, küresel ekonomiye ilişkin büyüme beklentisi 2024 yılı için yüzde 3,2 olarak korunurken gelecek yıl için yüzde 3,3'ten yüzde 3,2'ye düşürüldü. Raporda, Hindistan, Çin ve ABD’nin küresel ekonominin büyümesinde itici güçleri olmaya devam ettiği belirtildi.

Avrupa'nın en büyük ekonomisi Almanya'nın büyüme tahminin bu yıl için yüzde 0,2'den yüzde 0'a düşüren IMF, gelecek yıl için yüzde 1,3'ten yüzde 0,8'e indirdi.

IMF raporunda, Alman sanayisinde uzun süredir devam eden zayıflığa, ve emlak piyasasındaki sorunlara işaret edilerek, diğer tüm büyük sanayi ülkelerinin şu anda Almanya'dan daha iyi durumda olduğu belirtildi.

Bu da Almanya'nın yeniden "Avrupa'nın hasta adamı" olup olmayacağı tartışmasına yeniden kapı araladı.

Öte yandan, IMF’nin Avro Bölgesi ekonomisine ilişkin büyüme tahmininin ise Alman ekonomisinde büyüme sorunu nedeniyle bu yıl için yüzde 0,9'dan yüzde 0,8'e çekildiği ve 2025 yılı için yüzde 1,5'ten yüzde 1,2'ye düşürüldüğü kaydedildi.

 

ALMAN EKONOMİSİ YENİDEN RESESYONA GİRME RİSKİYLE KARŞI KARŞIYA

Öte yandan Alman ekonomisi, artan faiz oranları, konjonktürel rüzgarlar ve yapısal değişiklikler gibi nedenlerle büyümede zorluk yaşıyor. Ekonomi, yılın ikinci çeyreğinde azalan yatırımlar nedeniyle yüzde 0,1 küçüldü.

Almanya Merkez Bankası 3. çeyrekte daha düşük büyüme beklerken, Ekonomi Araştırma Enstitüsü (Ifo) de 3. çeyrekte GSYH'de daha fazla düşüşün mümkün olduğunu değerlendiriyor.

Alman ekonomisi, 3. çeyrekte küçülme olması halinde teknik resesyona girmiş olacak. Teknik resesyon, "üst üste 2 çeyrek GSYH'de küçülme yaşanması" olarak ifade ediliyor.

Almanya, 10 yıllık ekonomik büyümenin ardından salgının ilk yılı olan 2020'de, 2009'dan beri ilk kez resesyon yaşamıştı.

Ifo, 5 Eylül'de, ülkenin 2024 ve gelecek yıla ilişkin büyüme tahminini, zayıf yatırım ve sipariş durumu nedeniyle yüzde 0,4'ten sıfıra düşürmüştü.

Alman ekonomisi geçen yıl da alışılmışın dışında yüksek düzeydeki enflasyonun satın alma gücünü etkilemesi, yüksek enerji fiyatları, düşen yatırımlar, zayıf dış talep ve faiz oranlarının yüksekliği gibi nedenlerle bir önceki yıla göre yüzde 0,3 daralmıştı.

Ülke böylece, G7 ülkeleri içinde küçülen tek ülke olmuştu. Almanya, bu yıl da küçülürse, 2023'te olduğu gibi G7 ekonomileri arasında daralan tek ülke olacak.

22 Ekim 2024 Salı