Türkiye, Cumhuriyet'in 100. yılında Karadeniz'de keşfedilen doğal gazın konutlarda kullanılmaya başlamasıyla bu alanda tarihinde bir ilke imza attı.


 

Türkiye denizlerde Fatih, Yavuz, Kanuni ve Abdülhamid Han gemileriyle sondaj, Barbaros Hayrettin Paşa ve MTA Oruç Reis gemileriyle ise sismik arama faaliyetleri yürütüyor.

 

Barbaros Hayrettin Paşa ve MTA Oruç Reis sismik arama gemileriyle denizlerde ilk sismik arama faaliyetlerine 2013'te başlandı. Söz konusu gemilerle Karadeniz, Akdeniz ve Marmara denizinde petrol ve doğal gaz kaynaklarına ilişkin veriler toplandıktan sonra, Fatih ve Yavuz gemileriyle sondaj çalışmalarına başlandı.

 

Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) envanterine 2017'de katılan ve Türkiye'nin ilk milli sondaj gemisi olan Fatih, 20 Temmuz 2020'de Karadeniz'deki ilk sondajını yaptı.

 

Zonguldak açıklarındaki Tuna-1 lokasyonunda bir ay süren çalışma sonrası 21 Ağustos'ta ilk "müjde" geldi.

 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Fatih Sondaj Gemisi'nin Tuna-1 kuyusunda 320 milyar metreküp doğal gaz rezervi keşfettiğini açıkladı.

 

Söz konusu keşifle, denizlerde yürütülecek arama ve üretim faaliyetleri açısından yeni bir dönemin kapısı aralandı. 17 Ekim'de ilave 85 milyar metreküplük keşifle, Tuna-1 bölgesindeki toplam doğal gaz miktarı 405 milyar metreküpe yükseldi.

 

Arama faaliyetlerine Amasra-1'de devam eden Fatih, 4 Haziran 2021'de Amasra-1 kuyusunda 135 milyar metreküplük yeni bir doğal gaz keşfi daha yaptı. Söz konusu keşifle birlikte ülkede doğal gaz rezervi 540 milyar metreküpe çıktı.

 

Uluslararası bir değerlendirme şirketine yaptırılan üç boyutlu modellemeyle Sakarya sahasındaki rezerv büyüklüğü 652 milyar metreküp olarak revize edildi. Aralık 2022'nin sonuna doğru Sakarya Gaz Sahası'nda bulunan Çaycuma-1 kuyusunda 58 milyar metreküplük yeni bir rezerv keşfedilerek toplam rezerv 710 milyar metreküpe yükseldi.

 

İlk fazda günlük 10 milyon metreküp üretime başlayacak Karadeniz gazıyla yıllık 3,6 milyar metreküp gaz üretilmesi hedefleniyor. Karadeniz gazında ikinci fazda günlük 40, üçüncü fazda ise günlük 60 milyon metreküplük gaz üretim kapasitesine ulaşılması planlanıyor.

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın katılımıyla 20 Nisan'da Zonguldak'taki Filyos Limanı'nda düzenlenen törenle Karadeniz gazı devreye alındı. Böylece Karadeniz'deki doğal gaz sahasından ilk sevkiyat yapıldı. Sakarya Gaz Sahası'nda şu an günlük üretim 4 milyon metreküpe ulaştı.

 

FSRU TESİSLERİ VE LNG TERMİNALLERİ

 

Türkiye'nin doğal gaz arz güvenliğini güvenceye almak için sadece karada değil denizlerde de çeşitli tesisleri bulunuyor.

 

Doğal gaz alt yapısının önemli bileşeni durumundaki Yüzer LNG Depolama ve Yeniden Gazlaştırma Üniteleri (FSRU) ile sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) terminalleri boru hatlarına bağlı kalmadan farklı kaynak ve ülkelerden doğal gaz tedarik edilmesini sağlıyor.

 

Türkiye sahip olduğu üç FSRU ve iki LNG işleme tesisiyle bu alanda dünyanın sayılı ülkeleri arasında yer alıyor.

 

Boru Hatları ile Petrol Taşıma AŞ'ye (BOTAŞ) tarafından 1989'da yapımına başlanılan Marmara Ereğlisi LNG Terminali 1994'te işletmeye alındı. Egegaz LNG Terminali ise İzmir'in Aliağa ilçesinde 2001'de kuruldu ve 2006'da devreye alındı.

 

İzmir'deki Etki Liman FSRU 2016'da, Hatay Dörtyol'da bulunan Ertuğrul Gazi FSRU 2021'de, Ege Denizi'nin kuzeydoğusunda yer alan Saros FSRU ise bu yıl faaliyete başladı.

Öte yandan Türkiye'nin ilk doğal gaz depolama tesisi Silivri Doğal Gaz Depolama Tesisi 2007'de, Tuz Gölü Yer Altı Doğal Gaz Depolama Tesisi ise 2017'de hizmete girdi.

 

GÜNLÜK GAZ VERME KAPASİTESİ 276 MİLYON METREKÜP

 

Etki Liman FSRU, Ertuğrul Gazi FSRU ve Saros FSRU şebekeye günlük 28'er milyon metreküp doğal gaz verme kapasitesine sahip. Marmara LNG Terminali günlük 37 milyon metreküp, Egegaz LNG Terminali ise günlük 40 milyon metreküp sisteme doğal gaz verebiliyor.

 

Silivri Doğal Gaz Depolama Tesisi'nden günlük 75 milyon metreküp, Tuz Gölü Yer Altı Doğal Gaz Depolama Tesisi'nden de günlük 40 milyon metreküp şebekeye gaz basılabiliyor.

 

Böylece, Türkiye'deki LNG ve FSRU ve depolama tesislerinden sisteme verilebilen günlük doğal gaz kapasitesi yaklaşık 276 milyon metreküpe ulaşıyor.

 

BORU HATLARI

 

Türkiye Rusya, Azerbaycan ve İran'dan boru hatlarıyla gaz tedarik ediyor. Rusya'dan TürkAkım boru hattı aracılığıyla yıllık 31,5 milyar metreküp, Mavi Akım boru hattı üzerinden 16 milyar metreküp gaz alma kapasitesine sahip bulunuyor.

 

Öte yandan Azerbaycan'dan gelen Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı'nın (TANAP) yıllık kapasitesi 16 milyar metreküp, İran-Türkiye Doğalgaz Boru Hattı'nın yıllık kapasitesi ise 10 milyar metreküp seviyesinde bulunuyor.

24 Ekim 2023 Salı

Züccaciyeciler Derneği (ZÜCDER) Başkanı Mesut Öksüz, bu yıl 6 milyar dolarlık ihracat hedeflediklerini belirterek, "İhracatta 8'inci sıradayız, ilk 5 yıl içerisinde hedefimiz 5'inci sıraya çıkmak. Bunun için çalışıyoruz." dedi.


Antalya'da düzenlenen 13. Uluslararası Ev ve Mutfak Eşyaları Üretici ve Marka Zirvesi'ne katılan Öksüz, dünyadaki küresel durgunluktan sektörün de etkilendiğini söyledi.

 

Yılın ilk çeyreğinde yüzde 3'lük daralma yaşadıklarını dile getiren Öksüz, sektör olarak ilk çeyrek itibarıyla 750 milyon dolar dış ticaret fazlası verdiklerini belirtti.

 

Öksüz, yıl ortası itibarıyla toparlanma beklediklerini, 2024'ü 6 milyar dolarlık ihracatla kapatmayı hedeflediklerini kaydetti.

 

İHRACAT, AVRUPA, AFRİKA VE ORTA DOĞU AĞIRLIKLI

 

Sektör olarak dünyanın her yerine ürün gönderdiklerini anlatan Öksüz, şöyle devam etti:

 

"Dünyanın neresine giderseniz gidin, hiç beklemediğimiz bir yerde, kafede, tabakta, porselende, seramikte, çelikte, bir ahşap üründe bizim markalarımızı bulma ihtimaliniz çok yüksek. İhracatta 8'inci sıradayız, ilk 5 yıl içerisinde hedefimiz 5'inci sıraya çıkmak. Bunun için çalışıyoruz. Çin, dünyanın devi, tek başına yüzde 50'den fazlasını gerçekleştiriyor, diğer ülkeler ise 300, 500 milyon dolarlık farklarla sıralanıyor."

 

Öksüz, sektörün dünyadaki ticaret hacminin 300 milyar dolar olduğunu ve bu ticaretin yaklaşık 152 milyar dolarını tek başına Çin'in gerçekleştirdiğini belirterek, Türkiye'nin ise dünya pazarından şu anda yüzde 2 pay aldığını kaydetti.

 

Çin'den sonra yaklaşık 15 milyar dolar ihracatla Almanya'nın, yaklaşık 14 milyar dolarla ABD'nin ilk üç sırada yer aldığını dile getiren Mesut Öksüz, ABD'yi de 8 milyar 860 milyon dolarlık ihracatla İtalya’nın, 8 milyar 813 milyon dolarla Meksika'nın, 7 milyar dolarla Hollanda'nın ve 6 milyar 400 bin dolarla Hong Kong'un takip ettiğini bildirdi.

 

Öksüz, Türkiye'nin de 6 milyar dolarla 8. sırada bulunduğunu ifade etti.

 

Sektör olarak ihracatı artırmak amacıyla farklı ülkelere yöneldiklerini belirten Öksüz, şunları söyledi:

 

"İhracatımızın yüzde 58'ini Avrupa Birliği ülkeleri oluşturuyor. Geri kalanı diğer ülkelere yayılmış durumda. Avrupa'daki ekonomik durgunluğun bizlerde sıkıntısı oldu. Son dönemlerde bir toparlanma var. Ukrayna, Rusya bizim için önemli pazar bölgesi. Buralarda da sıkıntılar yaşadık ama biraz toparlanma var. Satış bölgemiz Avrupa, Afrika ve Orta Doğu ağırlıklı."

 

ANNELER GÜNÜ CAN SUYU OLDU

 

ZÜCDER Başkanı Öksüz, iç pazarda ise ilk 3 ayda adet bazında daralma ancak ciro bazında artış yaşadıklarını söyledi.

 

Anneler Günü satışlarının sektöre can suyu olduğuna işaret eden Öksüz, "Geçtiğimiz hafta Anneler Günü vardı. Satışlar beklediğimize yakın seviyede geçti. Anneler Günü, düğün sezonu, bayramlara yönelik satışlar, cirolara katkı sağlıyor." diye konuştu.

 

Öksüz, özellikle yaz döneminde hareketlenen düğün sezonunun da sektöre katkı sağlamasını beklediklerini sözlerine ekledi.

19 Mayıs 2024 Pazar

Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı Orman Genel Müdürlüğünce (OGM) kurulan ve geçen yıl sonu itibarıyla sayısı 794'e ulaşan bal ormanlarıyla arıcılık faaliyetleri desteklenirken, bu alanda ülke ekonomisine de katkı sağlanıyor.


Bal ormanları, ekolojik olarak sunduğu katkının yanında kurulduğu bölgedeki bitki örtüsünü zenginleştirerek toprakları erozyona karşı korurken, arıcılık faaliyetlerinin artmasında da önem arz ediyor.

 

Bu kapsamda, OGM tarafından 2013-2017 ile 2018-2023 yıllarını kapsayan iki “Bal Ormanı Eylem Planı” hazırlanarak uygulamaya alındı. Bu ormanlar aracılığıyla bal üretim miktarı ve kalitesi bakımından dünyada üst seviyelere çıkılması planlanırken, bal ormanlarının sayısının artışına bağlı olarak verimsiz orman alanlarının verimli hale getirilmesi, ormanlık alanların ekonomik, ekolojik ve sosyal fonksiyonlarının artırılması, biyolojik çeşitliliğin korunması, gıda güvenliğinin sağlanması ve orman köylüsüne istihdam ve ek gelir imkanı yaratılması da hedefleniyor.

 

BU YIL BAL ORMANLARI SAYISININ 850’YE ÇIKARILMASI PLANLANIYOR

 

Bal ormanı eylem planları kapsamında, her yıl bölge müdürlüklerince ikişer adet bal ormanı kuruluşu planlanarak, yılda 56 bal ormanı oluşturulması hedeflendi. Bal ormanı sayısı, 2023 sonu itibarıyla 794'e ulaşırken, bu yıl sayının 850'ye çıkarılması amaçlanıyor.

 

Ülkenin dört bir yanında bal ormanları kurulurken, İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Antalya, Bursa, Hatay ve Trabzon bal ormanları bulunan illerin başında geliyor.

 

Arıcılığın desteklenmesi amacıyla ağaçlandırma, erozyon kontrolü, rehabilitasyon alanları ve diğer ormanlık alanlarda ekolojiye uygun ballı bitkilerin ekimi veya dikimi yoluyla oluşturulan bal ormanları, ayrıca hiçbir müdahale yapılmadan doğal yayılış alanları içerisinde belirlenen ve arıcıların konaklamasına imkan sağlayan ormanlık alanlardan da oluşturuluyor.

 

BAL ÜRETİMİNDE DÜNYADA İKİNCİ SIRADA

 

Geçen yıl sonu itibarıyla 95 bin 459 hektar ormanlık alanda kurulan 794 bal ormanıyla yaklaşık 1 milyon kovana ev sahipliği yapılabilecek imkan oluşturularak ülke ekonomisine de dolaylı katkı sağlanıyor.

 

2010'da 81 bin ton olan bal üretimi, geçen yıl itibarıyla 114 bin 886 tona ulaşırken, arıcılığa verilen destekler ve bal ormanlarının kurulmasıyla Türkiye bal üretiminde dünyada Çin'in ardından ikinci sırada yer almayı sürdürdü.

19 Mayıs 2024 Pazar