tatil-sepeti

HABER: MERVE ÖZCAN / İKV Uzman Yardımcısı

Teknoloji alanında araştırma yapan şirketlerin açıklamalarına göre Çin merkezliHuawei, ABD’li teknoloji deviApple’ın önüne geçti ve Güney Kore menşeliSamsung’dan sonra 2018’de akıllı telefon piyasasında en çok satılan ikinci marka oldu. Bu teknolojik ilerlemenin sunduğu fırsatlardan çok oluşturduğu kaygılarla başa çıkmaya çalışan Washington yönetimi, hâlihazırda Çin’i veHuawei’yi teknoloji transferi ve fikri mülkiyet hırsızlığı iddiaları ile mercek altında tutuyor. Son dönemde iseHuawei’nin adı, geçtiğimiz aralık ayında şirketin Mali İşler Direktörü’nün (CFO) gözaltına alınması ve bu sebeple Kanada ile ABD aleyhine açılan davalar ile gündemde.

ALT EDİLMESİ GEREKENLER

Diğer yandan ‘alt edilmesi gerekenler’ listesinin ilk sırasına Çin’i koyan ABD Başkanı Donald Trump, Ağustos 2018’de ulusal güvenlik gerekçesiyle hükümet kurumlarında ve bu kurumlarla iş yapan şirketlerdeHuawei’nin ve Çin’in bir başka telekomünikasyon şirketi olan ZTE’nin ürünlerinin kullanılmasını yasakladı. ArdındanHuawei’nin kurucusu Ren Zhengfei’nin kızı ve aynı zamanda şirketin CFO’su olan Meng Wanzhou hakkında yakalama kararı çıkarıldı.
Buna gerekçe olarakHuawei’nin iştirakı konumunda olan Skycom’un ABD’nin İran’a karşı uyguladığı yaptırımları deldiği ve Meng Wanzhou’nun ABD’li bankalaraHuawei’yi ve Skycom’u birbirinden bağımsız şirketler olarak tanıtmak suretiyle sahtekârlık yapması gösterildi.

LİDERLİK ENGELLENİYOR

Ekonomi ile el ele tutuşup doğuya doğru kayan çok önemli itici bir kuvvet daha var: Teknoloji. Bugün Çin, Güney Kore ya da Japonya, ABD ürünlerine rakip olan ve hatta onları zaman zaman geçen yüksek teknolojili ürünleri uzun yıllardır üretiyor. Çin özelinde incelendiğinde, teknoloji alanındaki bu şahlanmada her ne kadar devlet tarafından verilen sübvansiyonlar ve yabancı yatırımcılara teknolojilerini paylaşma ya da transfer etme zorunluluğu gibi konular gündemde olsa da ülkede göz alıcı teknolojik gelişmelerin yaşandığı su götürmez bir gerçek.

South China Morning Postgazetesi uzmanlarından Cary Huang’a göre batılı devletler ve özellikle ABD, Çin’in teknolojik gelişmesini ve 5G teknolojisinde Huawei’nin dünya liderliğini elde etmesini engellemeye çalışıyor. Bu kapsamda daHuaweialeyhine açılan soruşturmalar ve şirketin CFO’sunun gözaltına alınması ve şimdi de ABD’ye iadesinin talep edilmesi hiç şaşırtıcı değil.

ODADAKİ DEV FİL

Buenos Aires’te 1 Aralık’ta bir araya gelen ABD Başkanı Trump ve Çin Devlet başkanı Jinping, vergilerin artırılmaması için orta yolun bulunması amacıyla devam eden müzakerelere 90 günlük bir süre tanıma konusunda uzlaşıya varmıştı. Trump, 1 Mart 2019’da dolan süreden dört gün önce, yani 25 Şubat’ta, twitterüzerinden 90 günlük süreyi uzatma kararı aldığını açıkladı. Çin ile sürdürülen görüşmelerde önemli aşama kat edildiğini ve fikri mülkiyet hakları, teknoloji transferi, tarım ve hizmetler gibi yapısal alanlarda daha da fazla sonuç alınması ve anlaşmaya varılması halinde Çinli mevkidaşını Florida’ya davet edeceğini de duyurdu.

Şimdilik Çin ve ABD arasında süren ticaret görüşmelerine Huawei konusunun dahil edilmediğinin açıklanması ise Çin menşeli teknoloji devini odadaki fil haline getiriyor.

Sürecin şu an için belirsizliğini koruduğu düşünüldüğünde önümüzdeki günlerin hem ABD ile Çin arasındaki görüşmeler hem deHuaweidavası için neler getireceğinin merakla takip edileceği muhakkak.

HİSSELERİN YÜZDE 98’İ ÇALIŞANLARIN

Şirket hisselerinin yüzde 98’den fazlasının çalışanlara ait olduğuHuawei, bugün dünya genelinde yaklaşık 180 bin kişiye istihdam sağlıyor. Çin’in göz bebeği olan şirketin beşeri sermayesinin yüzde 45’i Ar-Ge yapıyor, yani yüksek düzeyde teknoloji üretiyor. Son 20 yıldır Ar-Ge çalışmalarına devam eden teknoloji devi, dünya çapında milyonlarca tüketiciye ulaşmış ve 160’tan fazla ülkeye girmiş durumda.

5G YARIŞINDA FARK ATIYOR

Huaweiönderliğindeki Çin’in, özellikle 5G yani beşinci nesil kablosuz iletişim teknolojisinde ABD’nin önünde yarışı sürdürdüğü ifade ediliyor. ABD’nin henüz sahip olmadığı 5G alt yapısındaHuawei’nin en yakın rakipleri AB’denEricssonveNokia. Ancak onların bile teknolojik gelişmişlikleri düşünüldüğünde,Huaweiseviyesinde olmadıkları dile getiriliyor.

TEKNOLOJİDE İDDİALI ATILIMLAR

Kendi işletim sistemini 2017’de geliştiren Çin, dünyanın en büyük radyo teleskopuna, en uzun hızlı tren hattı ağına ve uzaya gönderilen ilk kuantum iletişim uydusuna da imzasını attı. Klonlama, embriyo, kök hücre ve virüs araştırmaları gibi alanlarda da büyük atılımlar yapan Çin, yapay zekada ve bunun savunma alanına yönelik uygulamalarında da bir hayli iddialı. Çin, teknolojinin birçok alanında ilerleme kaydederken, akıllı telefonlar ve yeni nesil mobil internet teknolojisi de bu pastadan payına düşeni alıyor.

04 Nisan 2019 Perşembe

Etiketler : Dünya

Küresel piyasalarda, ABD Merkez Bankası’nın (Fed) 4 yıl aradan sonra 50 baz puanlık faiz indirimine gitmesinin ardından ‘yumuşak iniş’ ihtimaline yönelik beklentilerin yeniden güçlenmesiyle pozitif seyrediyor.


 

Dünya genelinde Fed'in çarşamba günkü kararı sonrasında ABD'de ekonominin ne yönde ilerleyeceği değerlendirilmeye devam edilirken, resesyondan kaçınılabileceği ihtimali risk iştahını besliyor.

 

Fed'in projeksiyonlarına göre yıl sonun kadar 50 baz puanlık daha indirim beklentisi öngörülürken, piyasalarda yıl sonuna kadar 75 baz puanlık indirim beklentileri öne çıkıyor.

 

Bu durumda özellikle açıklanacak istihdam verilerinin öneminin arttığı görülürken, ekonomik aktiviteye ilişkin sinyaller de yatırımcıların odağında bulunuyor.

 

Dün ülkede açıklanan verilere göre, ilk kez işsizlik maaşı başvurusunda bulunanların sayısı, 14 Eylül ile biten haftada 219 bine gerileyerek piyasa beklentilerinin altında gerçekleşti.

 

ABD'de cari işlemler açığı ise yılın ikinci çeyreğinde yüzde 10,7 artarak 266,8 milyar dolara yükseldi.

 

Kurumsal tarafta, piyasalardaki pozitif seyre teknoloji hisselerindeki yükseliş öncülük ederken, çip üreticilerinden Nvidia'nın hisseleri yüzde 3,9 ve AMD'nin hisseleri yüzde 5,7 yükseldi.

 

ABD'li teknoloji devlerinden Apple'ın hisseleri yüzde 3,7, Meta'nın hisseleri yüzde 3,9, Microsoft'un hisseleri yüzde 1,8 ve Alphabet'in hisseleri yüzde 1,5 değer kazandı.

 

Söz konusu gelişmelerle ABD'nin 10 yıllık tahvil faizi şu sıralarda yüzde 3,72 seviyesinde bulunurken, dolar endeksi 100,6'da dengelendi.

 

Brent petrolün varil fiyatı piyasalarda oluşan pozitif havanın etkisiyle dün yüzde 2,4 yükselirken, yeni işlem gününde yüzde 0,2 değer kaybıyla 74 dolar seviyesinde bulunuyor.

 

Altının ons fiyatı ise dün yüzde 1,1 artışla 2.587 dolardan kapanırken, şu sıralarda önceki kapanışın yüzde 0,3 üzerinde 2.594 dolardan işlem görüyor.

 

Dün Dow Jones endeksi yüzde 1,26, S&P 500 endeksi yüzde 1,70 ve Nasdaq endeksi yüzde 2,51 yükseldi. S&P 500 endeksi 5.733,57 seviyesini ve Dow Jones endeksi 42.160,91 seviyesini görerek rekor kırdı. ABD'de endeks vadeli kontratlar ise yeni güne negatif bir seyirle başladı.

 

Avrupa borsalarında dün alış ağırlıklı bir seyir hakim olurken, İngiltere Merkez Bankası (BoE), dün politika faizini, beklentiler dahilinde yüzde 5'te sabit bıraktı.

 

Bankadan yapılan açıklamada, Para Politikası Kurulu'nun (PPK) para politikasını, yüzde 2 enflasyon hedefine ulaşmak ve aynı zamanda sürdürülebilir büyümeyi sağlamak üzere belirlediği aktarıldı.

 

BoE Başkanı Andrew Bailey, kararın ardından yaptığı değerlendirmede, ağustosta politika faizini düşürdüklerinden beri enflasyonist baskıların azalmaya devam ettiğini dile getirerek, "Ekonomi genel olarak beklediğimiz gibi ilerliyor. Bu durum devam ederse politika faizini zaman içinde kademeli olarak düşürebiliriz. Ancak enflasyonun düşük kalması hayati önem taşıyor, bu nedenle politika faizinde çok hızlı ya da çok fazla kesinti yapmamaya dikkat etmeliyiz." ifadelerini kullandı.

 

Fed'in faiz 50 baz puanlık faiz indirimi de bölge piyasalarında olumlu karşılanırken, Almanya'da DAX 40 endeksi gün içinde 19.044,96 puanı görerek rekor kırarken, 19.002,38 puanla tüm zamanların en yüksek kapanışını gerçekleştirdi.

 

Analistler, Fed'in gevşeme döngüsüne girmesinin Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) yıl sonuna kadar atacağı adımlarda parasal sıkılığın gevşetilmesi için daha uygun bir ortam sağlayabileceğini belirterek, BoE'nin de gelecekte atacağı gevşeme adımlarına destek olabileceğini söyledi.

 

Dün, Almanya'da DAX 40 endeksi yüzde 1,55, Fransa'da CAC 40 endeksi yüzde 2,29, İngiltere'de FTSE 100 endeksi yüzde 0,91 ve İtalya'da FTSE MIB endeksi yüzde 1,16 yükseldi. Avrupa'da endeks vadeli kontratlar yeni işlem gününe ise negatif bir seyirle başladı.

 

Asya tarafında haftanın son işlem gününde Japonya Merkez Bankasının faiz oranını sabit tutmasının ardından Çin hariç pozitif bir seyir öne çıkıyor.

 

Japonya Merkez Bankası (BoJ) politika faizini değiştirmeyerek yüzde 0,25 seviyesinde sabit bıraktı.

 

Bankadan aypılan açıklamada, Japonya ekonomisindeki toparlanmanın devam ettiği belirtilerek, enflasyonist baskıların da ithalat fiyatlarındaki gerilemeyle yumuşadığı ancak devam etmesinin beklendiği ifade edildi.

 

Analistler, gün içinde Japonya Merkez Bankası (BoJ) Başkanı Kazuo Ueda'nın yapacağı açıklamadan alınacak sinyallerin bankanın gelecekte atacağı adımlara yönelik daha çok bilgi verebileceğini kaydetti.

 

Bugün ülkede açıklanan verilere göre yıllık bazda ağustos ayı Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) yüzde 3, Çekirdek TÜFE ise 2,8 artarak beklentiler dahilinde gerçekleşti.

 

Dolar/yen paritesi, dün 142,6 seviyesinden kapanırken, yeni günde bir önceki kapanışın 0,3 altında 142,2 seviyesinde bulunuyor.

 

Bunun yanı sıra, Çin'de gösterge faizi işlevi gören 1 ve 5 yıllık kredi faizi oranlarında (LPR) değişiklik olmadı.

 

Ulusal Bankalar Arası Fon Merkezinden yapılan açıklamaya göre, 1 yıllık kredi faiz oranı yüzde 3,35, 5 yıllık kredi faiz oranı ise yüzde 3,85'te sabit bırakıldı.

 

Fed'in 50 baz puanlık faiz indirimi sonrasında, dün Çin piyasalarında 1 ve 5 yıllık kredi faizi oranlarında indirime gidilebileceğine yönelik beklentilerin ortaya çıktığını ifade eden analistler, kredi faiz oranlarının sabit bırakılması sonrası pay piyasalarında satış baskısının oluştuğunu söyledi.

 

Öte yandan, dün Çin'in Hong Kong Özel İdari Bölgesi, ABD Merkez Bankasının (Fed) politika faizini 50 baz puan indirmesinin ardından ABD dolarına bağlı kur rejimi nedeniyle gösterge faizinde aynı oranda kesintiye gitti.

 

Kapanışa yakın Japonya'da Nikkei 225 endeksi yüzde 1,8, Hong Kong'da Hang Seng endeksi yüzde 1 ve Güney Kore'de Kospi endeksi yüzde 0,9 değer kazanırken, Çin'de Şanghay bileşik endeksi yüzde 0,5 değer kaybetti.

 

Dün alış ağırlıklı bir seyir izleyen Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi, günü önceki kapanışa göre yüzde 2,06 artışla 9.975,61 puandan tamamladı.

 

Öte yandan, TCMB Para Politikası Kurulu (PPK), dün politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını değiştirmeyerek yüzde 50'de tuttu.

 

PPK duyurusunda, "Temel mal enflasyonu sınırlı bir artışla düşük seyretmeye devam ederken, hizmet enflasyonundaki iyileşmenin son çeyrekte gerçekleşmesi beklenmektedir. Enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda ise para politikası araçları etkili şekilde kullanılacaktır." ifadelerine yer verildi.

 

Söz konusu gelişmelerin ardından Türkiye'nin 5 yıllık kredi risk primi (CDS) ise şu sıralarda 254,2 baz puanla Şubat 2020'den bu yana görülen en düşük seviyede bulunuyor.

 

Dolar/TL, dün yüzde 0,1 düşüşle 34,0303'ten kapanırken, bugün bankalararası piyasanın açılışında yüzde 0,2 yükselişle 34,0820 seviyesinden işlem görüyor.

 

Analistler, bugün yurt içinde tüketici güven endeksi ve Yurt Dışı Üretici Fiyat Endeksi (YD-ÜFE) yurt dışında ise Avro Bölgesi'nde tüketici güven endeksi verilerinin takip edileceğini belirterek, teknik açıdan BIST 100 endeksinde 10.100 ve 10.250 seviyelerinin direnç, 9.900 ve 9.700 puanın destek konumunda olduğunu kaydetti.

 

Piyasalarda bugün takip edilecek veriler şöyle:

 

10.00 Türkiye, eylül ayı tüketici güven endeksi

 

10.00 Türkiye, ağustos ayı Yurt Dışı Üretici Fiyat Endeksi (YD-ÜFE)

 

17.00 Avro Bölgesi, eylül ayı tüketici güven endeksi

20 Eylül 2024 Cuma

Etiketler : piyasa Fed faiz

Japonya Merkez Bankası (BoJ) politika faizini yüzde 0.25'te sabit bıraktı.


 

BoJ, iki günlük para politikası toplantısının ardından kararlarını açıkladı.

 

Buna göre, kısa vadeli faiz oranı oy birliği ile alınan kararla yüzde 0,25 seviyesinde sabit bırakıldı.

 

Açıklamada, Japonya ekonomisindeki toparlanmanın devam ettiği belirtilerek, enflasyonist baskıların da ithalat fiyatlarındaki gerilemeyle yumuşadığı ancak devam etmesinin beklendiği ifade edildi.

 

Japonya ekonomisinin potansiyelinin üzerinde büyümeyi sürdüreceğinin tahmin edildiği aktarılan açıklamada, yurt içi ve yurt dışında ekonomik aktiviteye ilişkin belirsizliklerin de önemli riskler olarak takip edileceği bildirildi.

 

Açıklamada, şirketlerin daha çok ücret artışı yönünde davranmasıyla, döviz kurundaki gelişmelerin de fiyatlar üzerinde daha etkili olmasının öngörüldüğü kaydedildi.

20 Eylül 2024 Cuma

Etiketler : Japonya faiz kredi