tatil-sepeti

Gazze sınırında İsrail güvenlik güçlerinin 70’ yakın Filistinli’yi katletmesi, Yenikapı’da düzenlenen “Zulme Lanet Kudüs’e Destek” mitingiyle lanetlendi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı öncülüğünde Filistin halkına destek amacıyla gerçekleştirilen mitingde konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasının başında İslam İşbirliği Teşkilatı Zirvesi Olağanüstü Toplantısı vesilesiyle Türkiye’ye gelen ve mitinge katılan misafirleri selamladı. Erdoğan, Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici ile siyasi partilerin temsilcilerine de teşekkür etti.

KUDÜS, BİR SEMBOLDÜR, BİR İMTİHANDIR

“Kalbi Kudüs için atan, öfkesi Kudüs için kabaran, yüreği Kudüs için yanan, yüz milyonların sesi olarak bugün Yenikapı’da bulunan tüm kardeşlerimi en kalbi duygularımla selamlıyorum” sözleriyle miting alanında bulunan vatandaşları da selamlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kudüs, sadece bir şehir değildir. Kudüs, bir semboldür, bir imtihandır. Kudüs, kıbledir” diye seslendi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İlk kıblemizi koruyamazsak, son kıblemizin geleceğine güvenle bakamayız. Açık konuşmak gerekirse İslam dünyası, Kudüs imtihanından kalmıştır. Sadece İslam dünyası değil, tüm insanlık da Kudüs imtihanından kalmıştır” dedi.

KUTSALLAR İSRAİL’İN TEHDİDİ ALTINA GİRDİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Osmanlı Devleti’nin dört asır boyunca Kudüs’ü diğer dinlerin mensupları için de barış, huzur ve esenlik şehri olarak yönettiğini hatırlatarak, “Birinci Dünya Savaşında yenilen tarafta yer alan Osmanlı, diğer pek çok coğrafya gibi Kudüs’ü de terk etmek zorunda kalmıştı. İşte o günden beri Kudüs huzur yüzü görmedi. Şehrin tüm dinlere saygılı yapısı hızla bozuldu. Müslümanlarla birlikte Hristiyanların kutsalları da İsrail’in tehdidi altına girdi” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: “Birleşmiş Milletlerin 1947 yılındaki kararına göre Kudüs özel statülü uluslararası bir şehir olacaktı. Bu karar, Filistin’in hızla işgali ve bölgenin binlerce yıllık sakinlerinin zorla tasfiyesi sonucunu doğurmaktan başka bir işe yaramadı. 1967 yılında Kudüs’ün işgaline sessiz kalan Birleşmiş Milletler, İsrail’in gerçekleştirdiği haksız, hukuksuz, vicdansız, ahlaksız tüm eylemleri sadece seyrederek bu zulme zımnen ortak olmuştur. Bugün de Amerika’nın attığı adıma karşı etkili bir tavır koymayan Birleşmiş Milletler, zaten yıpranmış olan meşruiyet zeminine bir darbe daha vurmuştur.”

“ZULME RIZA ZULUMDÜR DEYİP MÜCADELE ETTİK”

Tarih boyunca Haçlı seferlerinde de acı hadiselerin yaşandığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan “Ama asla tereddüt yoktu. Karşı taraf zulümle, vahşetle, kıyımla Kudüs’e yürürken, Müslümanlar imanlarının, bileklerinin gücüyle onları yenmiş, ama masum hiç kimseye de zarar vermemiştir. Dikkat ediniz, bu örneklerin hepsinde zalimler tüm güçleriyle saldırırken, Müslümanlar sadece dua etmekle, sadece gözyaşı dökmekle yetinmemişlerdir. ‘Zulme rıza zulümdür’ diyerek karşılarındaki güçlerin sayısına, silahına, teknolojisine bakmadan Allah’ın vaadine güvenip tüm güçleriyle, tüm imkânlarıyla mücadele etmişlerdir” şeklinde konuştu.

“Bizim için Çanakkale neyse Kudüs de odur” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının devamında “Yüreklerin, bileklerin ve canların ortaya konduğu bir mücadele elbette zaferle sonuçlanacaktır. Bugün neyimiz eksik diye baktığımızda, işte bunu görüyoruz. Dualarımıza ve gözyaşlarımıza, yüreklerimizin, bileklerimizin gücünü eklemediğimiz sürece zalimi durduramayız” dedi.

MÜSLÜMANLARIN KURTULUŞ VESİLESİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: “Müslümanlar aralarındaki çatışmalarda, çekişmelerde, ihtilaflarda birbirlerine ne kadar şeditse, ne kadar tahammülsüzse, hatta ne kadar vicdansızsa, hasımlarına karşı da o derece pısırık, cesaretsiz, korkak bir görüntü içindedir. Öyle ki, içimize sokulan proje terör örgütlerini dahi engellemeyi başaramıyoruz.”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bölgede türeyen DEAŞ örgütünün sadece Müslümanların kanını döktüğünü, Müslümanlara zulmettiğini ve sadece İslam coğrafyasının mirasına saldırdığını vurguladı. “El Kaide’den Boko Haram’a, PKK’dan FETÖ’ye kadar diğer örgütler de aynı amaca hizmet ediyor. Bunlar proje örgütleri” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan ortaya çıkan tablonun, bu tür örgütlerin tek amacının Müslümanların birliğini ve dirliğini bozarak, kurumsal yapılarını yıkarak, bölgeyi işgale hazırlamak olduğunu gösterdiğinin altını çizdi.

Sözlerinin devamında “Gelin, ayaklarımızdaki Kudüs gücüyle bu zulme karşı hep birlikte yürüyelim.” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan “Gelin birlik olalım ve zalimlerin karşısına tek bilek, tek yürek olarak çıkalım. Kendi içimizdeki gafillerin üstesinden geldiğimiz gün, zalimin kalbine korkuyu saldığımız gün olacaktır. Kudüs, inşallah, tüm Müslümanların kurtuluşunun vesilesi olacaktır. Üzerimizdeki ölü toprağını, Kudüs davasına sahip çıkarak atacağımıza inanıyorum. Peygamber Efendimizin Miraç’a çıktığı bu kutsal şehri, Hazreti Ömer’in ve Selahattin-i Eyyubi’nin mirasını sahipsiz bırakmayacağız. Filistinli kardeşlerimiz bugüne kadar görevlerini, vazifelerini yerine getirdiler. Bundan sonra bir milyar 750 milyon Müslüman olarak Kudüs nöbetini devralma sırası bize gelmiştir” şeklinde konuştu

İHLALİ KABUL ETMEYECEĞİZ

“Bir kez daha Kudüs’ün işgalini, Mescid-i Aksa’nın mahremiyetinin ihlalini, Filistinlilerin haklarının gaspını asla kabul etmeyeceğimizi ilan ediyoruz” diye seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Amerika, büyükelçiliğini Kudüs’e taşıma kararıyla, bölgede arabulucu değil taraf olduğunu, hiçbir tartışmaya yer bırakmayacak şekilde, bir kez daha göstermiştir. Birleşmiş Milletlerin icrai organı olan Güvenlik Konseyini tıkayan tek ülke Amerika’dır” dedi.

FİLİSTİN’LE DAYANIŞMA İÇİNDEYİZ

Filistin halkına destek amacıyla bir miting de Diyarbakır’da düzenlendi. Başbakan Binali Yıldırım, “Zulme Lanet Kudüs’e Destek” mitinginde yaptığı konuşmada, “Rabbim kardeşliğimizi bozmak isteyen bozgunculara, ayrımcılara fırsat vermesin” dedi. İstasyon Meydanı’nda, “İnsanlık adına Diyarbakır meydanda” sloganıyla düzenlenen mitingde konuşan Başbakan Yıldırım, Kudüs’te ve Gazze’de yaşananların kabul edilemeyeceğini vurguladı. Diyarbakırlıların, bin 400 yıllık kardeşliğin gereği olarak Filistin, Gazze ve Mescid-i Aksa’nın yanında olduğunu dile getiren Yıldırım, Mekke ve Medine’den sonra en fazla sahabenin Diyarbakır’da yattığını belirtti.

MASUMLARA SIKILAN KURŞUNLAR, İNSANLIĞIN VİCDANINA SAPLANDI

İstanbul Ticaret Odası Üyeleri “Zulme Lanet Kudüs’e Destek” mitingine büyük bir katılım gösterdi. İstanbul Ticaret Odası Başkanı Şekib Avdagiç, miting öncesinde İTO üyelerine “İş dünyamızı ve İstanbul Ticaret Odamızın 400 bin üyesini Yenikapı’da bu insanlık suçunu lanetlemeye çağırıyorum” açıklaması ile seslendi. Başkan Avdagiç, İsrail’in Gazze’de yaptığı katliam karşısında suskun kalmanın, aynı zamanda insanı insan yapan tüm değerleri hiçe saymak olacağını söyledi. Avdagiç, “İsrail’in uyguladığı devlet terörünü Türk iş dünyası olarak en şiddetli şekilde kınıyoruz. Masumlara sıkılan kurşunlar, insanlığın vicdanına saplanmıştır” ifadesini kullandı. Avdagiç, İsrail’in Filistin topraklarını işgali ve İsrail güvenlik güçlerinin gerçek mermi kullanması sonucu Gazze sınırında 70’e yakın Filistinli’yi şehit etmesiyle ilgili yaptığı açıklamada şunları söyledi:

KATLEDİLEN DÜNYA BARIŞI OLMUŞTUR

“İsrail bu katliamı sadece Müslümanlar üzerinde değil, üç dinin kardeşliğine yapmıştır. Çünkü Kudüs tarih boyunca üç dinin kardeşliğinin ve dünya barışının anahtarı olmuştur. Neticede katledilen dünya barışı olmuştur. Bu katliam insanlık tarihine en büyük insanlık suçu olarak geçecektir. Bugün, bu büyük felaket karşısında suskun kalmak, aynı zamanda bizi insan yapan tüm değerleri hiçe saymaktır. O nedenle biz milletçe suskun kalmıyoruz, mazlumun yanında duruyoruz. Haklının ve haklı bir davanın tarafındayız. Filistinli kardeşlerimizle güçlü bir dayanışma içindeyiz. Bölgedeki barış ve huzur umutlarının üzerine atılan bu ateşi söndürmek hepimizin görevidir. Tüm ülkeler küresel ölçekte aklı selime sahip çıkarak ‘artık yeter’ demeli. Cenab-ı hak, Gazze’deki bu katliamda hayatını kaybedenlere rahmet eylesin. Yaralılara acil şifa diliyorum.”

İTO Başkanı Avdagiç, twitter hesabından (@SekibAvdagic) yaptığı paylaşımda, “İsrail’in uyguladığı zulmün en kısa zamanda sona ermesi için dua ediyoruz” ifadesini kullandı.

NOTLAR...

  • Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, TBMM Başkanı İsmail Kahraman, Başbakan Binali Yıldırım, Filistin Başbakanı Rami El-Hamdallah, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, BBP Genel Başkanı Mustafa Destici’nin de halka hitap ettiği mitinge, 500 bin kişi katıldı.
  • Protokol konuşmaları öncesi Maher Zain, Ömer Karaoğlu ve Eşref Ziya sevilen ezgilerini seslendirirken, Dursun Ali Erzincanlı “Kudüs” temalı şiirler okudu.
  • Mitinge ayrıca İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Olağanüstü Zirvesi için İstanbul’da bulunan yabancı konuklar da katıldı.
  • Ramazan ayı ve sıcak havaya rağmen mitinge gelen vatandaşların alana girişleri Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasına kadar devam etti.
  • Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş’ın duasıyla miting sona erdi.

23 Mayıs 2018 Çarşamba

Etiketler : Gündem

Karaman'da elma hasadına katılan Bakan Yumaklı, güvenilir gıdaya erişimin en temel insan haklarından biri olduğunu vurguladı ve bu konuda devletin kararlı adımlar atmaya devam edeceğini belirtti.


Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Türkiye'nin elma üretiminde dünya sıralamasında 2. sırada, ihracatta ise 7. sırada yer aldığını açıkladı. Karaman'da elma hasadına katılan Bakan Yumaklı, güvenilir gıdaya erişimin en temel insan haklarından biri olduğunu vurguladı ve bu konuda devletin kararlı adımlar atmaya devam edeceğini belirtti.

Bakan Yumaklı, gıda güvenliği konusunda yapılan denetimlerin aralıksız sürdüğünü belirterek, "Vatandaşımızın güvenilir gıdaya ulaşması, en doğal hakkıdır. Bu hakka ulaşmakla ilgili hiçbir engeli tanımıyoruz ve devlet olarak, bakanlık olarak bunların üzerine gitmeye devam edeceğiz." dedi.

Tarımda teknolojinin önemine değinen Yumaklı, Türkiye'nin sadece elma üretiminde değil, bu alanda kullanılan teknolojilerin geliştirilmesi ve ihraç edilmesinde de önemli bir aşama kaydettiğini ifade etti. Ayrıca, tarımsal üretimin pazarlama ayağının önemine vurgu yaparak, üretimin planlanması, sözleşmeli üretim modelleri ve işlenmeyen tarım arazilerinin üretime kazandırılması gibi konularda çalışmaların devam edeceğini söyledi.

Yumaklı, tarımsal üretimde 1 Eylül itibarıyla geçilen planlı üretim modelinin, üretici ve tüketiciye büyük faydalar sağlayacağını belirtti. Bu modelle, ülke kaynaklarının daha verimli kullanılacağını ve hububat, baklagil, yağlı bitkiler ve yem bitkileri üretiminde 2028'e kadar olan hedeflerin belirlendiğini kaydetti.

Kent tarımı uygulamalarına da değinen Yumaklı, büyük şehirlerin tarımsal ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla şehir çeperlerinde tarımsal üretimin desteklendiğini ve organize tarım bölgelerinin oluşturulduğunu belirtti. Bu kapsamda, 42 ilde 61 organize tarım bölgesinin belirlendiğini ve bunlardan 6'sında üretimin başladığını ifade etti.

Bakan Yumaklı, Karaman Organize Sanayi Bölgesi'nde bulunan hububat tohumu eleme tesisinin açılışını gerçekleştirerek, Türkiye'nin tohumculukta dünyada öncü bir ülke haline geldiğini ve bu alandaki başarının ülke ekonomisine önemli katkılar sağlayacağını vurguladı. Türkiye'nin kendi topraklarında ürettiği tohumların dünya çapında 117 ülkeye ihraç edildiğini belirten Yumaklı, bu başarıyı daha da ileri taşımak için çalışmalara devam edeceklerini söyledi.

21 Eylül 2024 Cumartesi

Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), Girişim Sermayesi Yatırım Fonlarına İlişkin Esaslar Tebliği'nde değişiklik yaptı.







SPK'nın "III-52.4 sayılı Girişim Sermayesi Yatırım Fonlarına İlişkin Esaslar Tebliği’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ"i Resmi Gazete'de yayımlandı.


Buna göre, girişim sermayesi yatırımlarının finansmanında önemli bir yatırım aracı olan, Türkiye'nin sermaye piyasalarında da giderek önem kazanan ve hızla büyümeye devam eden girişim sermayesi yatırım fonlarına yapılan yatırımların artırılabilmesi amacıyla ve uygulamada karşılaşılan ihtiyaçlar ile girişim sermayesi ekosisteminin sağlıklı bir şekilde büyümesi ve yeni yatırım araçlarının yaygınlaştırılmasına yönelik olarak anılan tebliğin muhtelif maddelerinde değişiklik yapıldı.


Yapılan değişiklikler kapsamında, doğrudan yatırım yerine girişim sermayesi yatırım fonları (GSYF) üzerinden riskin dağıtılarak yatırımın çeşitlendirilebilmesi, daha önce yatırım almış ve yatırım turu kapanmış girişim şirketlerine yatırım yapılabilmesine imkan sağlamak amacıyla fon toplam değerinin en az yüzde 80’i diğer GSYF katılma paylarından oluşacak şekilde GSYF’lerin fon sepeti fonu yapısında ihraç edilebilmesine imkan tanınacak.


Yatırımın yapıldığı tarih itibarıyla son yıllık veya yatırım yapılan tarihe en yakın tarihli finansal tablolarına göre varlıklarının en az yüzde 51’inin Türkiye’de kurulu bağlı ortaklık veya iştiraklerden oluşan yurt dışında kurulu girişim şirketlerine yatırım yapılmasına olanak sağlanacak.


Girişim sermayesi ekosisteminin sağlıklı bir şekilde büyümesi ve yeni finansman araçlarının yaygınlaştırılması amacıyla, ilgili mevzuatta yer alan şartlara uyum sağlanmak kaydıyla, ileri vadede ortak olma hakkı veren sözleşmeler girişim sermayesi yatırımı olarak değerlendirilecek.


Bu kapsamda, yurt dışında kurulu girişim şirketlerine yapılan yatırımın sınırının fon toplam değeri yüzde 10’undan, yüzde 15’e çıkarılacak ve Fon’un tedavüldeki katılma paylarının yurt dışındaki gerçek ve tüzel kişilerce sahip olunması halinde bu oran kademeli olarak %100’e kadar artırılabilecek.


Son yıllık finansal tablolarına göre aktif toplamının en az yüzde 40’ı gayrimenkul veya gayrimenkule dayalı varlıklardan oluşan şirketler ile esas faaliyet konusu müteahhitlik olan şirketler girişim şirketi olarak değerlendirilmeyecek.


Diğer GSYF’lere fon toplam değerinin en fazla yüzde 25’i, girişim şirketi niteliğindeki halka açık şirketlerin borsada işlem görmeyen paylarına fon toplam değerinin en fazla yüzde 20’si ve GSYF katılma payına sahip yatırımcıların yönetim kontrolüne sahip oldukları şirketlere ve ilişkili taraflarına fon toplam değerinin en fazla yüzde 20’si oranında yatırım yapabilecek.


Tebliğ kapsamında, fon katılma paylarının satış başlangıç tarihinden fon toplam değerinin en az yüzde 80’inin girişim sermayesi yatırımlarına yönlendirilmesine kadar geçen sürede ve sonrasında sermaye piyasası araçlarına yapılacak yatırımlarda, yatırımın yapıldığı tarih itibarıyla Kurulun III-52.1 sayılı Yatırım Fonlarına İlişkin Esaslar Tebliği’nde yer alan ihraççı sınırlamalarına uyum sağlanması gerekecek.


Kaynak taahhüdü tutarı, fon katılma paylarının nitelikli yatırımcıya satışına başlandığı tarihi müteakip en geç bir yıl içinde tahsil edilecek.

Tebliğ kapsamında, sektör talepleri dikkate alınarak başvuru süreçlerinin kısaltılabilmesi amacıyla GSYF’ler menkul kıymet yatırım fonları ve gayrimenkul yatırım fonları gibi şemsiye fona bağlı olarak ihraç edilebilecek.


Fon bilgilendirme dokümanlarının içeriklerinin sadeleştirilirken, bu doğrultuda belirli konulara fon ile katılma payı sahipleri arasında imzalanacak fon ihraç sözleşmesinde yer verilecek.


Tebliğ’e eklenen Geçici Madde 2 ile Tebliğ değişikliklerinin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla katılma payı ihraç edilmiş fonlar tarafından yatırımcılar ile fon ihraç sözleşmesi imzalanması gerekliliğinin yerine getirilebilmesi ve fonun ihraç belgesinde yer alması gereken asgari unsurlara uyum sağlanabilmesi için 30 Haziran 2025 tarihine kadar, yeni portföy sınırlamalarına uyum sağlanabilmesi için ise 31 Aralık 2025 tarihine kadar süre verildi.


Söz konusu Tebliğ bugün itibarıyla yürürlüğe girdi.

21 Eylül 2024 Cumartesi