HABER: MÜGE BİBER

İstanbul Ticaret Odası’nın (İTO) stratejik sektörlerde başlattığı yerli ürün seferberliği dahilinde düzenlediği Türkiye Tedarikçi Haftaları devam ediyor. Bu kapsamda 200’den fazla ülkede elektrifikasyon, otomasyon ve dijitalizasyon alanlarında faaliyet yürüten Siemens, yan sanayici firmalarla İTO’da bir araya geldi. Siemens’in, İTO Türk Yan Sanayi Borsası’na (TYSB) üye yan sanayicilerle buluştuğu toplantıda, Siemens Orta Gerilim Fabrikası Stratejik Satın Alma Müdürü İrfan Demiray, yan sanayicilere Siemens hakkında bilgi verdi. Demiray, Siemens’in başta enerji yönetimi, sağlık ve ulaşım olmak üzere pek çok alanda faaliyet gösterdiğini vurguladı.

Demiray, ürün maliyetlerinin yüzde 70’inin tedarikçilerden temin edilen ürünlerden oluştuğunu ifade ederek, 2017-2018 büyüme hedefleri için tedarikçilerin katkısına ihtiyaç duyduklarını kaydetti. Demiray’ın açıklamalarının ardından yan sanayici firmalar ile Siemens yetkilileri arasında ikili görüşmeler de gerçekleştirildi.

Toplantıda, İTO Genel Sekreter Yardımcısı Hasan Uluç Hacıhasanoğlu da yer aldı.

12 Nisan 2017 Çarşamba

Etiketler : Gündem

Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Burak Dağlıoğlu, Türkiye'nin geçen yıl çektiği uluslararası yatırım projeleriyle Avrupa'da 4. sıraya yükseldiğine işaret etti.


Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Burak Dağlıoğlu, Türkiye'nin geçen yıl çektiği uluslararası yatırım projeleriyle Avrupa'da 4. sıraya yükseldiğine işaret ederek "Türkiye, stratejik konumu ve güçlü yatırım ortamı ile yatırımcılar için öne çıkan bir destinasyon haline geldi. 2023 yılında çektiğimiz 10,6 milyar dolarlık uluslararası doğrudan yatırım, bu başarının en somut göstergesi." dedi.

 

Dağlıoğlu, denetim ve danışmanlık firması EY'nin 2023 yılı için yayınlayacağı Avrupa'nın en çok Uluslararası Doğrudan Yatırım (UDY) çeken ülkeleri raporunun öncül sonuçlarına ilişkin değerlendirme yaptı.

 

Buna göre, Avrupa'da Kovid-19 salgınından sonra ilk defa bir önceki seneye göre UDY projelerinde düşüş yaşandığını belirten Dağlıoğlu, bu azalışın arkasında düşük ekonomik büyüme, yüksek enflasyon, artan enerji fiyatları ve jeopolitik risklerin bulunduğunu söyledi. Dağlıoğlu, Avrupa'da geçen yıl bir önceki yıla göre yüzde 4'lük düşüşle 5 bin 694 yatırım projesinin duyurulduğunu ifade etti. Avrupa'nın bu proje sayısıyla Kovid-19 salgını öncesi 2019 yılı seviyesinin yüzde 11 ve 2017'deki zirvenin yüzde 14 altında kaldığını belirten Dağlıoğlu, "Hizmet sektörlerindeki uluslararası doğrudan yatırım projeleri önemli ölçüde azalırken, imalat sektöründeki düşüş yüzde 1 ile sınırlı kaldı." diye konuştu.

 

Dağlıoğlu, Fransa'nın geçen yıl en fazla proje çekmesine rağmen 2022'ye kıyasla yüzde 5'lik düşüş yaşadığını aktararak ikinci sırada yer alan Birleşik Krallık'ın proje sayısının ise yıllık yüzde 6 arttığını, üçüncü sıradaki Almanya'nın proje sayısının yıllık yüzde 12 azaldığını kaydetti.

 

TÜRKİYE BİR ÖNCEKİ YIL 5'İNCİ SIRADA YER ALMIŞTI

 

Türkiye'nin salgın sonrası dönemde, Avrupa'nın en çok uluslararası doğrudan yatırım çeken ülkeleri arasındaki istikrarlı yükselişini geçen yılda da sürdürdüğünü bildiren Dağlıoğlu, şöyle devam etti:

 

"Türkiye 2020 yılında Avrupa liginde 7'nci sırada, 2022 yılında ise 5'inci sırada yer almıştı. Ülke, 2023 yılında çektiği 375 uluslararası doğrudan yatırım projesi ile ilk 10 ülke arasında 4. sıraya yükseldi. Bir önceki yıla nazaran gösterdiği yüzde 17'lik yükselişle Türkiye, artış hızı bakımından da 2023'te ilk 10 ülke arasında 1'inci sırada yer aldı. Kıta genelinde özellikle imalat projelerinin sayısında toplamda azalma gözlenirken tedarik zincirlerinin yeniden kurgulanması ve yakın ülkelerden tedarik gibi etkenler, Türkiye'nin de aralarında bulunduğu sayılı kıta ülkesinin daha fazla imalat projesi çekmesini sağladı."

 

ULUSLARARASI YATIRIMCILARA ÜST DÜZEY BİR YATIRIM DENEYİMİ SUNMAK İÇİN ÇALIŞIYORUZ

 

Dağlıoğlu, Türkiye'nin küresel düzeyde cazip bir yatırım destinasyonu olduğunun altını çizmek ve ülkeye gelen uluslararası yatırımcılara üst düzey yatırım deneyimi sunmak için çalıştıklarını dile getirerek şunları kaydetti:

 

"Türkiye, stratejik konumu ve güçlü yatırım ortamı ile yatırımcılar için öne çıkan bir destinasyon haline geldi. 2023 yılında çektiğimiz 10,6 milyar dolarlık uluslararası doğrudan yatırım, bu başarının en somut göstergesi. Avrupa genelinde yavaşlayan yatırım eğilimlerine rağmen Türkiye, altyapısını güçlendirerek ve ekonomisini çeşitlendirerek uluslararası yatırımcılar için cazip bir merkez haline geldi. İspanya'yı geride bırakarak Fransa, İngiltere ve Almanya'nın ardından dördüncü sıraya yerleşmiş olmamızı önümüzdeki dönem açısından da son derece olumlu buluyoruz."

 

Son 10 yıla bakıldığında ise Türkiye'nin Orta ve Doğu Avrupa, Orta Doğu ve Kuzey Afrika'yı kapsayan geniş bir coğrafyada özellikle imalat sektöründeki yatırımlarda lider pozisyonunu koruduğunu anlatan Dağlıoğlu, "Bu bölgelerde imalat yatırımlarının yüzde 21,7'sini çekerek en fazla imalat yatırımı çeken ülke olduk. 2013 yılından bu yana gerçekleşen genişleme tipi yatırımların da yüzde 19,1'ini çekerek en fazla genişleme yatırımı çeken ülke olarak ilk sırada yer alıyoruz." diye konuştu.

04 Mayıs 2024 Cumartesi

GAZBİR Başkanı Yaşar Arslan, "Kanun değişikliği ile Türkiye’nin ithal ettiği doğal gazı veya keşifler sonucu üretilen yerli gazı sıvılaştırarak ülkelere ihraç etmesi hedefleniyor." dedi.


Türkiye Doğal Gaz Dağıtıcıları Birliği (GAZBİR) Başkanı Yaşar Arslan, Türkiye'nin doğal gazda arz-talep köprüsünün tam merkezinde yer aldığını belirterek, "Kanun değişikliği ile Türkiye'nin ithal ettiği doğal gazı veya keşifler sonucu üretilen yerli gazı sıvılaştırarak ülkelere ihraç etmesi hedefleniyor." dedi.

 

Arslan, TBMM Genel Kurulunda 2 Mayıs'ta kabul edilen ve enerji alanında düzenlemeler içeren Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'ne ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

 

Rusya-Ukrayna krizinin başta Avrupa Birliği (AB) ülkeleri olmak üzere küresel piyasalarda boru gazının yanı sıra sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) ticaretinin önemini günden güne artırdığına dikkati çeken Arslan, Avrupa ülkelerinde yıllık 450 milyar metreküp düzeyindeki doğal gaz ihtiyacının yüzde 40'ının LNG olarak karşılandığını kaydetti.

 

Arslan, LNG'nin payının 2-3 yıl önce yaklaşık yüzde 30-35 seviyesinde olduğunu vurgulayarak, "Özellikle, Almanya başta olmak üzere Avrupa’nın en büyük doğal gaz tüketicileri arasında yer alan Birleşik Krallık, İtalya gibi ülkeler doğal gaz altyapı yatırım planlamalarında LNG tesislerine önem veriyor. Bunun yanı sıra Avrupa ülkelerine hem boru gazı hem de LNG ile doğal gaz ulaştırmayı planlayan Yunanistan’ın yatırımları dikkat çekici. Önümüzdeki yıllarda Avrupa’nın LNG ithalat kapasitesini 250 milyar metreküp, boru gazı ithalat kapasitesini ise 50 milyar metreküp artırması hedefleniyor. Toplam 300 milyar metreküp civarında yeni kapasite Avrupa ülkelerinin yıllık ortalama talebinin yarısından fazlasına karşılık geliyor." diye konuştu.

 

Avrupa'da Rus gazına bağımlılığın azaltılması hedeflenirken ABD LNG'sinin toplam ithalattaki payının arttığına işaret eden Arslan, AB ülkelerinin son 2 yılda LNG ithalatına 175 milyar avro ödediğini, bunun 75 milyar avrosunun ABD, 25 milyar avrosunun ise Rusya'ya ödendiğini anlattı.

 

TÜRKİYE’NİN DOĞAL GAZ İTHALATININ YÜZDE 30’U LNG İLE KARŞILANIYOR

 

Arslan, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) raporlarına göre, Türkiye'nin geçen yıl 50,5 milyar metreküp doğal gaz ithal ettiğini belirterek, bunun yaklaşık yüzde 30'unun LNG formatında olduğuna dikkati çekti.

 

Son on yıllık dönemde Türkiye'nin ithal ettiği doğal gazda LNG'nin payının yüzde 15'ten yüzde 30'a yükseldiğini kaydeden Arslan, şöyle devam etti:

 

"Önümüzdeki dönemde küresel piyasalardaki LNG yatırımları ile ortaya çıkması olası LNG fırsatları ile bu oranın yüzde 40’a kadar çıkacağını tahmin ediyoruz. 2025-2027 arasında Türkiye’nin yıllık 36,15 milyar metreküplük boru gazı kontratı sona erecek. Doğal gaz arz güvenliğinin sağlanması amacıyla mevcut boru gazı anlaşmalarının yenilenmesi için uygun bir zemin oluşacağını düşünüyorum. Buna ek olarak, yeni LNG kontratları ve özellikle artan spot LNG altyapı kapasitesi ile anlık, ucuz LNG kaynakları Türkiye tarafından tedarik edilecektir."

 

Arslan, enerji alanında düzenlemeler içeren Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin TBMM Genel Kurulunda 2 Mayıs'ta kabul edildiğini anımsatarak, 4646 sayılı Doğal Gaz Piyasası Kanunu'na "sıvılaştırma" tanımı eklendiğinin altını çizdi.

 

Söz konusu tanımın eklenmesiyle Türkiye'nin başta komşu ülkelerle olmak üzere Avrupa ülkelerine LNG ticaretinin önünün açıldığını vurgulayan Arslan, "Kanun değişikliği ile Türkiye’nin ithal ettiği doğal gazı veya keşifler sonucu üretilen yerli gazı sıvılaştırarak ülkelere ihraç etmesi hedefleniyor." dedi.

 

Arslan, Sakarya Doğal Gaz Sahası'nın üretime geçmesiyle Türkiye'nin 350-400 milyon metreküp seviyesinde olan doğal gaz üretim kapasitesini 800-850 milyon metreküpe çıkardığını ifade etti.

 

Türkiye'nin geçen yıl 900 milyon metreküp doğal gaz ihraç ettiğini belirten Arslan, Bulgaristan'ın 370 milyon metreküple en fazla doğal gaz ihraç edilen ülke olduğunu kaydetti.

 

Arslan, Türkiye'nin konum itibarıyla doğal gazda arz-talep köprüsünün tam merkezinde yer aldığını vurgulayarak, sözlerini şöyle tamamladı:

 

"Özellikle Rusya ve Azerbaycan'da ortaya çıkabilecek üretim fazlası doğal gazı ithal edecek ülkelere en hızlı ulaştıracak konumdayız. Önümüzdeki yıllarda Türkiye’nin mevcut ithalat kontratları ve buna ek olarak doğal gaz keşif sahalarındaki üretim kapasitesinin artması ve Akdeniz ile Karadeniz'de olası yeni keşiflerden gelecek doğal gazı sıvılaştırması ile başta Doğu Avrupa ülkeleri olmak üzere komşuları ile ticaret imkanının geliştirilebileceğini düşünüyorum."

04 Mayıs 2024 Cumartesi