tatil-sepeti

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Çağlar, “Biz savaşı sadece El-Bab’ta vermiyoruz, ekonomi cephesinde de bir mücadele halindeyiz. Bugün Euro ve dolar birer ekonomik para birimi olmaktan ziyade siyasi tehdit araçları olarak değerlendiriliyor” dedi.

Çağlar, İTO’nun ocak ayı olağan meclis toplantısında yaptığı konuşmada, dünyada yeni bir sistemin kuruluşunun sancılarının yaşandığını belirterek, Türkiye’nin de 2017’de bu değişimden etkilenmeye devam edeceğini söyledi. Bu nedenle Türkiye’nin sağlam bir duruş sergilemesi gerektiğini vurgulayan Çağlar, “Bunun bilincinde olmak ve moralimizi en üst seviyede tutmak çok önemli. ‘Her şey yerli yerinde olsun, yatırımımı öyle yapayım’ düşüncesi yanlış” uyarısında bulundu.

EKONOMİLER ARAFTA

Dünyada sert bir değişim rüzgarının yaşandığını anlatan Çağlar, bu nedenle ekonomilerin adeta ârafta kaldığına dikkat çekti. Bu boşluğun, denenmemiş politikalarla doldurulmaya çalışıldığını söyleyen Çağlar, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Eski düzen yıkılıyor ancak yenisi hâlâ ortaya çıkmış değil. Dile getirilen hedeflerle defakto durum birbirine tamamen tezat. Amerika bir yanda Rusya’ya gözdağı vermek için Doğu Avrupa’ya asker sevkiyatı yapıyor. Diğer yanda Amerika’nın yeni başkanı Trump, Rusya ile işbirliği halinde sorunsuz bir politika yürüteceğini belirtiyor.”

KORUMACILIĞI DOĞRU OKUYALIM

Ülkelerin korumacılığı teşvik edecek yeni önlemlerle şirketlere gözdağı verdiğini söyleyen Çağlar, “Ancak bu korumacılığı doğru okumak zorundayız. Üretim ve istihdam alanları sağlarken korumacı, küresel şirket zincirleriyle ise yayılmacı bir politika benimseniyor” dedi.

YENİ BÜYÜME ATAĞI

Çağlar, konuşmasında 2017’nin ikinci yarısından itibaren Türkiye’nin yeni bir büyüme atağı başlatacağını belirterek, şöyle devam etti: “2017’nin ikinci yarısından itibaren ülkemizin yeni bir büyüme atağı başlatacağına inanıyorum. Özellikle Cumhurbaşkanlığı sisteminin hayata geçmesiyleülkemizi kaosa sürüklemek isteyenlerin oyunu bozulacak. Bugün bu sisteme karşı olandış çevreler, Türkiye gerçeğini kabullenerek bizimle siyasi, ticari ve diplomatik ilişkilerini daha kuvvetlendirerek sürdürecek. Ayrıca Rusya ve Irak’la normalleşen ilişkiler, AB ile Gümrük Birliği’nin güncellenmesi, Suriye ve Irak’ta barış süreci ve yeniden imar çalışmaları gibi gelişmeler de büyümemize önemli katkı sağlayacak. Hükümetimizin reform adımları da iş dünyası için en önemli destek noktalarındandır.”

DÖVİZDEKİ GELİŞMELER

İbrahim Çağlar, hükümete çağrıda bulunarak, Eximbank kredilerinin TL olarak verilmesi ve geri ödemelerinin de TL olarak toplanmasının kur dengesi adına önemli olduğunu vurguladı. Çağlar, buna bağlı olarak döviz kurundaki değişimleri şöyle yorumladı: “Şu sıralar dövizde aşırı bir değerlenme söz konusu. Özellikle ithalatımızın yüzde 68’si hammadde ve ara malından oluşuyorken, reel sektörün 213 milyar dolar açık pozisyonu varken, kurdaki artış enflasyondan yatırımlarımıza kadar birçok negatif etki bırakıyor. Bu kısa vadede çözülebilecek bir sorun değil. Ne zaman ki ihracatımız, ithalata bağımlı olmaktan çıkarsa biz o zaman kur meselesini ana gündemimizden atarız.”

SİCİL HARÇLARINDA YENİ HİZMET

Çağlar, Ticaret Sicil Müdürlükleri’nde sicil harçlarının maliye vezneleri tarafından tahsil edildiğini hatırlatarak, başlattıkları yeni uygulamayı şöyle açıkladı: “Maliye vezneleri, toplanan paraları merkeze gönderebilmek için 15.30 gibi erken bir saatte mesailerini sonlandırıyorlardı. Dolayısıyla ödemeler ve işler aksıyordu. Bunu aşmak için hem Başbakanımızla hem de Bakanımızla bu konuyu görüştük. Torba kanunla bu düzenleme çıktı. 9 Ocak’tan beri sicil harçlarını artık İTO tahsil ediyor. Veznelerimiz saat 17.30’a kadar açık.”

CİHAN YIKILSA BU CEPHE SARSILMAZ

Başkan İbrahim Çağlar, son dönemdeki hain saldırılara değinerek, tepkisini Mehmet Akif Ersoy’un şu dizeleriyle dile getirdi:

Cehennem olsa göğsümüzde söndürürüz!
Değil mi cephemizin sinesinde
İman bir, sevincimiz bir, gayemiz aynı, vicdanımız bir
Değil mi ki sinede vuran yürek bir
Yılmaz!
Cihan yıkılsa, emin ol bu cephe sarsılmaz

ÜYELERİMİZDEN TL DUYARLILIĞI BEKLİYORUZ

Milli seferberlik hareketinin sadece bir siyasi sistem değişikliği ile sınırlı tutulamayacağını vurgulayan Çağlar, Oda’nın bu konudaki adımlarını şöyle anlattı:

  • İTO ve bağlı tüm iştiraklerle birlikte tamamen TL kullanımına geçtik.
  • Teknopark İstanbul’dan İDTM’ye kadar kira gelirlerimiz de dahil tüm alımlarımızı ve sözleşmelerimizi TL ile yapıyoruz. Üyelerimizden de aynı duyarlılığı bekliyoruz.
  • Sanayide yerli ve milli üretim seferberliği başlatıyoruz. Bu amaçla Yönetim Kurulu ve Meclis Üyelerimizden oluşan bir kurul oluşturduk. Başına da Başkan Yardımcımız Dursun Topçu’yu görevlendirdim.
  • İlgili tüm paydaşları da bu işin içine katarak sosyal mecrayı da kapsayan bir bilinçlendirme kampanyası başlatıyoruz.
  • Üniversitemiz bu işin saha araştırmasını yapacak.
  • Tüm yazışmalarımızı Elektronik Belge Yönetim Sistemi’ne geçirdik. Bu sistemde yerli bir yazılım firmamızı tercih ettik.
  • Çağrı merkezimizde yabancı yazılımdan yerli yazılıma geçtik. Ocak ayı sonundan itibaren kullanıma başlıyoruz.

GÜÇLÜ YARINLAR İÇİN ÜRETİM ŞART

Oda’nın ocak ayı meclis toplantısını açan İTO Meclis Başkanı Şekib Avdagiç, 14 Ocak tarihinin İTO’nun 135. kuruluş yıldönümü olduğunu hatırlattı.

Avdagiç, “İTO bugün de 400 bini aşkın üyesi, siz değerli meclis üyeleri, meslek komiteleri, yönetimi ve personeliyle bayrağı daha da ileriye taşıyacak” dedi.

Türkiye’nin ilerleme gayretlerinin önüne çıkarılmaya çalışılan engellere rağmen, bu yolda yürümeye devam ettiklerini belirten Avdagiç, şunları söyledi: “Türkiye’nin güçlü yarınları için üretimden, iş kapısı açmaktan ve büyümekten gayrı yol yoktur. Büyüme, üretim ve ihracat merkezli güçlü bir gayret, geçici dalgalanmaların önüne set çekecektir. Bundan hiçbir şüphemiz yok. Siyasi istikrara ve Türkiye’deki siyasal sisteme ilişkin meselelere de bu zaviyeden bakmak gerekir.”

Yan sanayici, dünya markalarıyla masada

İstanbul Ticaret Odası, yerlileştirme seferberliğine savunma, havacılık, ulaştırma ve perakende sektörlerinde başlayacak. İTO’nun Tedarikçi Haftaları’nda yerli alıcılar, 3 bin 500 yan sanayiciye, istedikleri malzemelerin bilgisini aktaracak. Küresel ana sanayiciler de alım talepleri ile İstanbul’da yan sanayiciyle masaya oturacak.

2017’yi ekonomide milli seferberlik yılı ilan eden İstanbul Ticaret Odası, katma değeri yüksek savunma, havacılık, ulaştırma ve perakende sektörlerinde yerlileştirme çalışması başlattı.

İTO Başkanı İbrahim Çağlar, Türkiye Tedarikçi Haftaları kapsamında savunma ve havacılıkta Havelsan, Aselsan, Roketsan, THY Teknik ve TAI, ulaşımda ise İstanbul Ulaşım A.Ş., TCDD, BMC, İDO, Otokar gibi büyük alım yapan firmaların 3 bin 500 yan sanayici ile yerlileştirme masasına oturacağını söyledi.

ÜRÜN SERGİLERİ

İbrahim Çağlar, “Büyük firmalar neye ihtiyaç duydukları, hali hazırda devam eden projeler ve yerlileştirilmesi planlanan malzeme ve ekipmanlar konusunda bilgi aktaracaklar. Yan sanayicilerin geçmeleri gereken test, kalibrasyon benzeri gereklilikleri detaylıca ele alacaklar. Seminerlerin ardından ana sanayici ile yan sanayici tanışacak. Yüz yüze yapılan görüşmelerde ihtiyaç duyulan malzemeler ve ürün numunelerinin tanıtımı için ürün sergileri düzenlenecek” dedi.

DÜNYA DEVLERİ

İTO, Türkiye’deki büyük firmaların yanı sıra dünya devi ana sanayicileri de Türk yan sanayicisiyle buluşturmaya devam edecek. Başkan Çağlar, “Bosch, Continental, Hitachi, Schneider Electric gibi küresel markalar çantalarında teknik alım talepleri ile yine İstanbul’a gelecekler. Onları Türkiye’de bu işi yapan firmalarla alım görüşmesi için bir araya getireceğiz. Yani burada adrese teslim bir iş olacak” dedi.

Öte yandan İTO, 27 Şubat ile 3 Mart tarihleri arasında havacılıkta; Havelsan, Aselsan, Roketsan, THY Teknik ve TAI firmalarını misafir edecek. Bunun yanı sıra İTO; 27-31 Mart tarihleri arasında da İstanbul Ulaşım A.Ş., TCDD, BMC, İDO, Otokar’ı yan sanayicilerle bir araya getirecek.

ŞİKAYET ETMEDEN YATIRIMA DEVAM

İTO Başkanı İbrahim Çağlar, başlattıkları seferberliğe gerekçe olarak, şunları söyledi: “Ülke olarak üç tarafımız deniz, dört tarafımız sorunlarla çevriliyken dünyanın belirsizlik atmosferinden etkilenmemek mümkün değil. Ancak bize düşen yandık, bittik demek yerine yatırıma, istihdama devam etmek. Parolamız ekonomide büyüme, siyasette istikrar, ülkemizde inkişaf.”

MECLİS ÜYELERİ KÜRSÜDE

İTO ARABULUCULUK MÜESSESESİ KURULDU

Ahmet İyioldu / Kağıt ve Kırtasiye: İTO Meclis Mevzuat Komisyonu olarak toplandık ve arabuluculuk müessesesinin kurallarını oluşturduk. İTO, hukuki ihtilaflar nedeniyle adliye üzerindeki dosya yükünü azaltmak için İTO Tahkim Merkezi’ni kurdu. Merkeze, önemli ihtilaflar geliyor ve çözümleniyor. Özel hukuk uyuşmazlıklarının, arabuluculuk ile düzenlenmesini takiben bir eksiklik vardı. Arabuluculuk ihtiyari, sözleşmede bu müesseseye başvuru maddesi konulmuşsa gündeme geliyordu. İşçi ve işveren ihtilafları çok ve dosya adedi çok yüksek. Yeni düzenleme ile kanun koyucu arabuluculuğu zorunlu hale getiriyor. Arabuluculuğa gitmeden, gelen uyuşmazlığı mahkeme red edecek. Bu nedenle ecdadın uyguladığı gibi arabuluculuk bizim kadim geleneğimiz. Tarafları bir araya getirecek ve iletişimi sürekli kılacak arabuluculuk müessesesi üç ayda ihtilafı çözecek.

SEKTÖRÜ, DÜNYA FUARLARINA TAŞIDIK

Erhan Erken / Basım-Yayın: 2005’te İTO olarak Kültür Bakanlığı ile birlikte yayın sektörünü dünya fuarlarına taşımaya başladık. Konuk ülke olduk, çok büyük başarılara imza attık, Türkiye’nin adını duyurduk. Fuarlar, Türkiye’nin tanıtımı için önemli bir kültür faaliyeti. Fuarlarımızı bir kültür faaliyeti olarak düşünün, bu yüzden de çok önemliler.

YAPISAL REFORMLARI YAPMAMIZ GEREK

Mithat Yümlü / Toptan ve Dış Ticaret: Dünya savaşları, ekonomik krizlerin sonunda doğdu, bugün yapılan da bu. Küresel sermaye, büyük Müslüman bir devleti istemiyor. Her türlü manipülasyona rağmen Türkiye büyümeye devam ediyor. Ekonomik savaşın içindeyiz. Savaşı kazanabilmemiz için yabancı yatırımcıları çekmemiz, döviz girdilerini tutmamız ve bunun için hukuk sistemini değiştirmemiz gerekiyor. Yapısal reformları yapmamız lazım yoksa bu para gelmez. Hukuk hem canın hem malın garantisi. Batı ile ilişkilerimizi geliştirmeliyiz. Türkiye kendi ana hammaddelerini üretmeli ve sanayisini geliştirmeli. İyi organize olursak, hukukun üstünlüğünü, insan hak ve özgürlüklerini tanırsak, Türkiye kısa zamanda dünyanın beş büyük ülkesi arasında yer alır.

SEKTÖRLERİN SORUNUNA SAHİP ÇIKMALIYIZ

Fatih Güner / Restoran ve Yiyecek İçecek Hizmetleri: Sektörlerin sorunlarına sahip çıkmalıyız. Sektörümüz bize, sorunlarını çözmemiz için oy verdi. Asli vazifemiz bu. Komitelerin karar verdiği konularda daha hassas, bu kararların yönetime iletilmesinde ısrarcı olmalıyız.

MOTİVASYONUMUZU YÜKSEK TUTACAĞIZ

Mehmet Develioğlu / Kağıt ve Kırtasiye: Bu seferberlik yılını en iyi şekilde geçireceğimize inanıyorum. Birlik ve beraberliğin daha da arttığı bir yıl olacak. Şer odakları, istediklerine ulaşamayacak. Motivasyonumuzu yüksek tutacağız. İTO olarak yayın dünyasına destek vererek ülkenin moraline ve dünyadaki tanıtımına en büyük fırsatı da sağlamış oluruz. Fuarlarda asıl amaç, ülkeyi tanıtmak. Sektörlerin morali yüksek olmalı. Yoksa kaybeden biz oluruz, dış güçler kazanır. Kitap fuarları ile dünyaya varlığınızı gösteriyorsunuz. Türkiye, dünyanın 11’inci büyük yayın dünyasına sahip.

İŞVERENE SİGORTA İNDİRİMİ YAPILMALI

Mehmet Musa Evin / Deri, Kürk ve Saraciye: Yurtiçinde yaptığımız fuara binde 8 damga vergisi ödüyoruz. Bunun kaldırılmasını istiyoruz. Tabakhanelerdeki tolerans payı ile ilgili proje gönderdik yönetime, cevap bekliyoruz. Toleransta haksız kazanç var. Ülkemiz üzerinde oynanan oyunlar, hız kazandı. Terör için daha sert tedbirler almalıyız. Ekonomik istikrar olmazsa ne olacak? Bunun için daha fazla destek bekliyoruz. Şirketlere verilen kredinin birçoğunun geri dönmeyeceği beklentisi var. Bunun yerine işverene sigorta indirimi yapıp yüzde 50 destek verip, istihdamı da canlandırırdık. Asgari ücrette vergi yükünü indirmeliyiz. İşçi mahkemelerindeki yığılmaların önüne geçmeliyiz. Tavan ücreti neden sabitliyoruz?

HEPİMİZİN FİKRİ ÇOK ÖNEMLİ

Mehmet Salih Şadoğlu / Peyzaj ve Çiçekçilik: Meclis kürsüsüne çıkan her arkadaşımızın fikirleri çok önemli ve sektörlerinin sorunlarını yansıtıyor. Hepimiz birbirimizden saygı bekliyoruz.

FİNANSAL TERÖRE ‘DUR’ DENİLMELİ

Zeki Paşalı / Perakende Ticaret: Ticari alacak risklerini güvence altına alması için işletmeler, yurtiçi alacak sigortası yaptırıyor. Ekonomik, finansal teröre ‘dur’ denilmeli. Bazı arkadaşlarımız için asılsız raporlar hazırlanıp, bankalarla bu raporlar paylaşılıp zor durumda bırakıldılar. Bunları, hukuk servisimize iletme kararı aldı komitemiz. 15 Temmuz sonrasında, daha önce teminatsız mal veren firmaların bizimle ilişkilerinde sorunlar oluştu. Yerli firmalarla ilgili algı yönetimi yapıyorlar. Bankalar ve tedarikçi ile ilişkilerde firmalarımızı zor duruma düşürüyorlar. Yan yana açılan büyük marketler, esnafa zarar veriyor. Yerel marketler çok önemli.

40 AYDA ALINAN PATENT BELGESİ 12 AYA İNDİ

Kemal Yamankaradeniz / İşletme Destek Hizmetleri: Beklediğimiz Sınai Mülkiyet Kanunu onaylandı. Marka müracaatında süre 1 yıldan 4 aya indi. 1 milyon tescilli markanın kullanılmayan yaklaşık 500 bini için kulanım zorunluluğu getirildi.

Muvafakatname kullanım hakkı getirildi büyük şirketlerde. Hazır giyimde, yeni sistemde ‘tescilsiz tasarım’ diye bir madde konuldu ve koruma sistemi getirildi. Üniversitelerde yapılan tasarımların, kullanımına yönelik katkıları varsa bunların ticari kullanımından doğan hakların yüzde 25’i hocalara aktarılacak.

Eş değer parça kullanımında, tasarım tescili zorunluluğu kapsam dışında kaldı.

Oto yan sanayinde çalışan şirketlerin önü açıldı. 40 ayda alınan patent belgeleri, 12 aya indirildi. Küçük buluşlarda büyük gelişme var. Yöresel ürünlerin tescili kolaylaştırıldı.

ÜRETEN TÜRKİYE MODELİNE GEÇMELİYİZ

Ender Yazıcıoğlu / Ayakkabı ve Ayakkabı Yan Sanayi: Üreten Türkiye modeline geçmeliyiz. Dışa bağımlılığı azalmış, önemli yapısal dönüşümlerini tamamlamış bir ülke hedefliyoruz. İnovasyona ve modaya dayalı üretim yapmalıyız. Tekstilde moda ve tasarımda öne çıkabiliriz. Kimya sektörü ithalata bağımlı ama ihracatta üçüncü sırada, üretimi artırarak ithalatı azaltmalıyız.

Elektronik elektrik, önü açık sektörlerden. Kaliteli çelik üreticisi olabiliriz. Yüksek teknolojili yazılımlar, robotik teknoloji ile makine üretmeliyiz.

Ayakkabıda milli desen marka olma hedefini takip etmeliyiz. Milli savunmayı ve havacılığı geliştirmeliyiz. Yer altı kaynaklarımızı işlemeli ve katma değerini artırmalıyız. Yenilenebilir enerjiye yönelmeliyiz.

YURTİÇİNDE YERLİ MALI KULLANALIM

Nedim Yusuf Baş / Mermercilik ve Madencilik: Türkiye’nin ekonomisini, huzurunu bozmaya çalışan güçler, amaçlarına ulaşamayacak. Bunun için güçlü olup, birliğimizi bozmamalıyız.

Orhun yazıtlarında ‘üstte gök çökmedikçe, altta yer delinmedikçe ülkeni kim alabilir, töreni kim bozabilir? Yeter ki birlik ol’ deniyor.

Cari açığı kapatmak için yurtiçinde yerli malı kullanmalıyız. Mermer ve doğal taş sektöründe yüzde 35 rezerve sahibiz.

Dünya pazarlarında rekabet yapan 4 ülkeden biriyiz. Kendi yerli taşlarımız varken, yabancı ülkelerin taşlarını kullanarak ülke ekonomisine darbe vurmayalım.

SEKTÖR İÇİN ÖNEMLİ BİR DÜZELTME YAPTIK

Murat Dursun / Telekomüni-kasyon: 85 bin kişi istihdam ediyoruz. Eğitim seviyesi çok yüksek, engelli istihdamını da destekliyor sektör. 2015 cirosu 3.6 milyar TL. 4.5 milyar TL de geçen yılın cirosu. Çağrı hizmeti ihracatı ile ciromuzu genişletmek istiyoruz. ‘Az tehlikeli iş yeri sınıfına’ indirildik çalışmalarımızla. Sektörün tüm tarafları ile Odamızda istişarelerde bulunduk. Sektörümüz için önemli bir düzeltme yaptık.

İTO’ya destekleri için teşekkür ediyorum.

BU ÜLKEYİ KOLAY EDİNMEDİK

Kazım Ekinci / Metal Ürünler ve Mutfak Ekipmanları: Vergi barışı ile ekonomide ciddi canlanma oldu. Sicil affı da çıkarsa, ekonomiyi canlandıracak. Birlik ve beraber olduğumuzu gördüler, kaba kuvvetle bizi ayrıştıramayacaklarını anlayınca diğer enstrümanları devreye sokuyorlar. Bu ülkeyi kolay edinmedik. Bin yıldır bu coğrafyadayız. Cumhurbaşkanımız, hükümetimiz sesleniyor, biz arkasından daha çok ses vermeliyiz. Herkes kendi branşında milli seferberliği sürdürmeli.

İŞÇİ-İŞVEREN UYUŞMAZLIKLARI

Ahmet Zeki Sarıhan / Ekmek, Un ve Unlu Mamüller: İşçi-işveren uyuşmazlıklarını fırsatçılık olarak gören ve bundan menfaat temin eden bir gurupla karşı karşıyayız. On yıl bir işletmede çalıştığını ve hiç fazla mesai almadığını söyleyen kişi, dava açıyor, iki de şahit buluyor. Birkaç duruşmada, on binlerce lirayı bulan haksız bir parayı alabiliyor. İki yalancı şahitle, mağdur olan çok ekmek üreticisi var. Bu mağduriyetlerin önüne geçilmesi için fazla mesai ve diğer taleplerle ilgili zaman süresi bir yıla çekilmeli. Bu yapılmadığı takdirde daha büyük mağduriyetler yaşanacak. Birçok iş kolu ve sektör, bu konuda mağduriyet yaşıyor.

13 Ocak 2017 Cuma

Etiketler : Gündem

Hazine ve Maliye Bakanlığı, "çok kazanan ancak az vergi veren" mükelleflere yönelik incelemeleri kapsamında lüks yat ve tekne satışlarını takibe alırken, bu kapsamda 2021-2023 yıllarındaki satışlardan 1,4 milyar liralık vergi kaybı saptadı.


Bakanlıktan edinilen bilgilere göre, Gelir İdaresi Başkanlığı, yüksek gelir elde eden, lüks tüketimde bulunan ancak buna uygun vergi ödemeyen mükellefleri yakından izliyor.


Kayıt dışı ekonomiyle mücadele kapsamında turizm bölgelerindeki lüks harcamaları yakından takip eden Gelir İdaresi, özel yat ve tekne satışlarını inceleme altına aldı.


Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığından elde edilen verilerle uluslararası bilgi değişimi kapsamında elde edilen bilgileri kendi verileriyle çapraz kontrole tabi tutan Başkanlık, 2021-2023 yıllarındaki satışların büyük kısmında yüksek miktarda vergi kaybı tespit etti. Riskli mükelleflere odaklanan Başkanlık, söz konusu 3 yılda 45 binin üzerinde özel tekne ve yat satışı yapıldığını belirledi.


Söz konusu lüks taşıtların sigorta verileriyle kasko değerlerini de inceleyen Başkanlık, yaptığı bu analizlerle yürüttüğü saha çalışmalarıyla satışların gerçek bedelle beyanlara yansımadığını saptadı.


Analizlerde 15 bin gerçek kişi ve 1527 şirketin özel tekne ve yat satışlarında beyan edilen satış bedeliyle gerçek satış fiyatı arasında büyük fark bulundu. Bu mükelleflerin para transferleri inceleme altına alınırken, ilk tespitlere göre 1,4 milyar liralık kayıt dışı hasılat tespit edildi.


Bu arada, Gelir Vergisi Kanunu'na göre, gemi ve yat gibi taşıtların 5 yıl içinde elden çıkarılmasından doğan kazançlar, değer artışı kazancı sayılıyor. Yat ve tekneleri aldıkları tarihten başlayarak 5 yıl içinde elden çıkaranların alış maliyetleri ve satış bedeli arasında oluşan fark üzerinden vergilendirme yapılıyor. Bu satışların ticari kazanç sayılması durumunda ise hem gelir veya kurumlar vergisi hem de satış bedeli üzerinden ayrıca KDV alınması gerekiyor.


Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, konuya ilişkin değerlendirmesinde, "Çok kazanan ancak az vergi verenlerin kapısını çalmaya devam ediyoruz. Kayıt dışı ekonomiyle mücadelemiz sektör sektör genişliyor. İncelemeler sonucunda, satış bedellerini düşük gösterenlerden gerekli vergi ve cezalar talep edilecek." dedi.


Gelir İdaresince bu alanda yapılan çalışmalara devam edileceğini ve yeni denetim yöntemlerinin de devreye alınacağını bildiren Şimşek, şunları kaydetti:


"Kayıt dışılığın neden olduğu haksız rekabeti ve vergi kaybını gidermek için sektörel saha denetimlerimizi yoğun şekilde sürdürüyoruz. Vergilendirilmeyen kazançla çok harcayanları, lüks harcama yapan ancak vergi matrahını düşük gösterenleri yakından izlemeyi sürdüreceğiz. Kayıt dışı kazançların peşindeyiz. Vergide adaleti ve etkinliği artırmak amacıyla kayıt dışılıkla mücadelemiz hız kesmiyor."


22 Eylül 2024 Pazar

Etiketler : #Maliye Bakanlığı

İki merkez bankası başkanının görüşmesi, Türkiye ile Hollanda arasında imzalanan Dostluk Anlaşması'nın 100. yılı dolayısıyla TCMB ev sahipliğinde düzenlenen etkinlikte gerçekleşti.


Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan, Hollanda Merkez Bankası (DNB) Başkanı Klaas Knot ile bir araya geldi.


İki merkez bankası başkanının görüşmesi, Türkiye ile Hollanda arasında imzalanan Dostluk Anlaşması'nın 100. yılı dolayısıyla TCMB ev sahipliğinde dün düzenlenen etkinlikte gerçekleşti.


TCMB idare merkezindeki etkinliğe, Hollanda'nın Ankara Büyükelçisi Joep Wijnands da katıldı.


TCMB Başkanı Karahan ve DNB Başkanı Knot, para politikaları ve ekonomik görünüme ilişkin sunum yaptı.


Etkinlikte daha sonra iki merkez bankası başkanının katılımıyla "100 Yıllık Dostluk: Vissering'in Türkiye Yolculuğu" sergisinin açılışı gerçekleştirildi.


Sergi, 1928 yılında Türkiye'ye davet edilen Hollanda Merkez Bankası Başkanı Dr. Gerard Vissering'in Türkiye'deki çalışmalarına dair arşiv belgelerini içeriyor. Vissering, bu çalışmaları sonucu Türkiye'de merkez bankası kurulmasına yönelik bir tavsiyede bulunmuştu.


22 Eylül 2024 Pazar

Etiketler : #TCMB #Hollanda