İngiltere'nin Ankara Büyükelçisi Jill Morris, son zamanlarda Türkiye'ye gelen İngiliz turistlerin artmasına ilişkin, turizmin çeşitliliğine işaret ederek "Türkiye'de her şey var." dedi.


Akdeniz ve Ege kıyıları turu kapsamında İzmir, Aydın, Bodrum, Marmaris, Muğla ve Fethiye'ye uğrayan Morris, turunun son durağı Antalya'da, açıklamalarda bulundu.

 

Türkiye'ye ilişkin ilk izlenimi hakkında konuşan Morris, Türk misafirperverliğinin harika olduğunu, ülkede turistik faaliyetlerin çeşitliliğinin fazla olduğunu belirtti.

 

Morris, Türkiye'nin yurt dışından gelen turistlere güneş, kum ve denizin dışında da birçok imkan vadettiğini kaydetti.

 

Ülkede ılıman iklim, çeşitli deniz ve plajların bulunmasının yanı sıra "tarihi ve arkeolojik alanların" da olduğunun altını çizen Morris, Türkiye'deki kültür turizminin zenginliğine dikkati çekti.

 

Morris, "Akdeniz ve Ege kıyıları turu sırasında İngilizlerin neden Türkiye'ye tatile gelmeyi bu kadar sevdiğini gördüğünü" ifade ederek, "Türkiye'de her şey var." dedi.

 

MUĞLA, İNGİLİZ TURİSTLERİN GÖZDE MEKANI

 

Morris, İngiliz turistlerin yüzde 46’sının tatil için Muğla’ya geldiğini belirterek Antalya’nın da turistler arasındaki popülaritesinin arttığını söyledi.

 

“Bu yıl 1,2 milyon İngiliz turist Antalya’yı ziyaret etti. Havalimanı genişletmesi gibi projeler bu bölgeyi turistler için daha cazip bir noktaya çevirecek.” Şeklinde konuşan Morris, Türkiye’nin İngiliz turistler tarafından giderek daha çok tercih edildiğini vurguladı.

 

İKİ ÜLKE ARASINDAKİ STRATEJİK ORTAKLIK

 

Morris, "Türkiye, İngiltere için vazgeçilmez bir ortak. Dışişleri, savunma, ticaret gibi konularda beraber çalışırken uluslararası camiada da işbirliği yapıyoruz." dedi.

 

NATO'nun "iki büyük ve önemli üyesi" olarak iki ülkenin G20, Birleşmiş Milletler (BM) ve daha birçok uluslararası organizasyonda işbirliği içinde olduğuna işaret eden Morris, ikili ticari ilişkilerin güçlenmesi ve yeni ekonomik hedeflere ulaşılabilmesi için "modernize edilecek ve dijital konuları da kapsayacak bir ticaret anlaşmasına" ilişkin müzakerelerinin gelecek yıl başlanmasını umduğunu kaydetti.

 

Morris, ticaret anlaşmasının iki ülkedeki işletmelere daha geniş bir pazar sunacağını ve daha çok fayda sağlayacağını belirtti.

 

Üç İngiliz bakanının, temmuzda Türkiye'yi ziyaret ettiğini ve İstanbul'daki Savunma Sanayi Fuarı'na (İDEF) katıldığını anımsatan Morris, 2023'ün geri kalanında ve 2024'te "çok daha fazla üst düzey ziyaretin yapılmasının planlandığını" söyledi.

 

Morris ayrıca, İngiltere'nin Türkiye'ye atadığı ilk kadın büyükelçi olmaktan dolayı gururlu olduğunu dile getirdi.

 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın Sıfır Atık Projesi'ne övgüde bulunan Morris, projenin, Türkiye ve Avrupa'ya örnek olduğunu ifade etti.

 

İngiltere'nin Ankara Büyükelçisi Jill Morris, ziyareti sırasında Antalya'daki İngiltere Konsolosluğunu da ziyaret etti.

 

Türkiye'yi 2022'de 3,8 milyondan fazla İngiliz turist ziyaret ederken İngilizler, Rus ve Alman turistlerden sonra ülkeyi en çok ziyaret eden grup oldu. Bu sayının yıl sonunda yüzde 20 artarak 4,5 milyona ulaşması bekleniyor.

12 Eylül 2023 Salı

Züccaciyeciler Derneği (ZÜCDER) Başkanı Mesut Öksüz, bu yıl 6 milyar dolarlık ihracat hedeflediklerini belirterek, "İhracatta 8'inci sıradayız, ilk 5 yıl içerisinde hedefimiz 5'inci sıraya çıkmak. Bunun için çalışıyoruz." dedi.


Antalya'da düzenlenen 13. Uluslararası Ev ve Mutfak Eşyaları Üretici ve Marka Zirvesi'ne katılan Öksüz, dünyadaki küresel durgunluktan sektörün de etkilendiğini söyledi.

 

Yılın ilk çeyreğinde yüzde 3'lük daralma yaşadıklarını dile getiren Öksüz, sektör olarak ilk çeyrek itibarıyla 750 milyon dolar dış ticaret fazlası verdiklerini belirtti.

 

Öksüz, yıl ortası itibarıyla toparlanma beklediklerini, 2024'ü 6 milyar dolarlık ihracatla kapatmayı hedeflediklerini kaydetti.

 

İHRACAT, AVRUPA, AFRİKA VE ORTA DOĞU AĞIRLIKLI

 

Sektör olarak dünyanın her yerine ürün gönderdiklerini anlatan Öksüz, şöyle devam etti:

 

"Dünyanın neresine giderseniz gidin, hiç beklemediğimiz bir yerde, kafede, tabakta, porselende, seramikte, çelikte, bir ahşap üründe bizim markalarımızı bulma ihtimaliniz çok yüksek. İhracatta 8'inci sıradayız, ilk 5 yıl içerisinde hedefimiz 5'inci sıraya çıkmak. Bunun için çalışıyoruz. Çin, dünyanın devi, tek başına yüzde 50'den fazlasını gerçekleştiriyor, diğer ülkeler ise 300, 500 milyon dolarlık farklarla sıralanıyor."

 

Öksüz, sektörün dünyadaki ticaret hacminin 300 milyar dolar olduğunu ve bu ticaretin yaklaşık 152 milyar dolarını tek başına Çin'in gerçekleştirdiğini belirterek, Türkiye'nin ise dünya pazarından şu anda yüzde 2 pay aldığını kaydetti.

 

Çin'den sonra yaklaşık 15 milyar dolar ihracatla Almanya'nın, yaklaşık 14 milyar dolarla ABD'nin ilk üç sırada yer aldığını dile getiren Mesut Öksüz, ABD'yi de 8 milyar 860 milyon dolarlık ihracatla İtalya’nın, 8 milyar 813 milyon dolarla Meksika'nın, 7 milyar dolarla Hollanda'nın ve 6 milyar 400 bin dolarla Hong Kong'un takip ettiğini bildirdi.

 

Öksüz, Türkiye'nin de 6 milyar dolarla 8. sırada bulunduğunu ifade etti.

 

Sektör olarak ihracatı artırmak amacıyla farklı ülkelere yöneldiklerini belirten Öksüz, şunları söyledi:

 

"İhracatımızın yüzde 58'ini Avrupa Birliği ülkeleri oluşturuyor. Geri kalanı diğer ülkelere yayılmış durumda. Avrupa'daki ekonomik durgunluğun bizlerde sıkıntısı oldu. Son dönemlerde bir toparlanma var. Ukrayna, Rusya bizim için önemli pazar bölgesi. Buralarda da sıkıntılar yaşadık ama biraz toparlanma var. Satış bölgemiz Avrupa, Afrika ve Orta Doğu ağırlıklı."

 

ANNELER GÜNÜ CAN SUYU OLDU

 

ZÜCDER Başkanı Öksüz, iç pazarda ise ilk 3 ayda adet bazında daralma ancak ciro bazında artış yaşadıklarını söyledi.

 

Anneler Günü satışlarının sektöre can suyu olduğuna işaret eden Öksüz, "Geçtiğimiz hafta Anneler Günü vardı. Satışlar beklediğimize yakın seviyede geçti. Anneler Günü, düğün sezonu, bayramlara yönelik satışlar, cirolara katkı sağlıyor." diye konuştu.

 

Öksüz, özellikle yaz döneminde hareketlenen düğün sezonunun da sektöre katkı sağlamasını beklediklerini sözlerine ekledi.

19 Mayıs 2024 Pazar

Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı Orman Genel Müdürlüğünce (OGM) kurulan ve geçen yıl sonu itibarıyla sayısı 794'e ulaşan bal ormanlarıyla arıcılık faaliyetleri desteklenirken, bu alanda ülke ekonomisine de katkı sağlanıyor.


Bal ormanları, ekolojik olarak sunduğu katkının yanında kurulduğu bölgedeki bitki örtüsünü zenginleştirerek toprakları erozyona karşı korurken, arıcılık faaliyetlerinin artmasında da önem arz ediyor.

 

Bu kapsamda, OGM tarafından 2013-2017 ile 2018-2023 yıllarını kapsayan iki “Bal Ormanı Eylem Planı” hazırlanarak uygulamaya alındı. Bu ormanlar aracılığıyla bal üretim miktarı ve kalitesi bakımından dünyada üst seviyelere çıkılması planlanırken, bal ormanlarının sayısının artışına bağlı olarak verimsiz orman alanlarının verimli hale getirilmesi, ormanlık alanların ekonomik, ekolojik ve sosyal fonksiyonlarının artırılması, biyolojik çeşitliliğin korunması, gıda güvenliğinin sağlanması ve orman köylüsüne istihdam ve ek gelir imkanı yaratılması da hedefleniyor.

 

BU YIL BAL ORMANLARI SAYISININ 850’YE ÇIKARILMASI PLANLANIYOR

 

Bal ormanı eylem planları kapsamında, her yıl bölge müdürlüklerince ikişer adet bal ormanı kuruluşu planlanarak, yılda 56 bal ormanı oluşturulması hedeflendi. Bal ormanı sayısı, 2023 sonu itibarıyla 794'e ulaşırken, bu yıl sayının 850'ye çıkarılması amaçlanıyor.

 

Ülkenin dört bir yanında bal ormanları kurulurken, İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Antalya, Bursa, Hatay ve Trabzon bal ormanları bulunan illerin başında geliyor.

 

Arıcılığın desteklenmesi amacıyla ağaçlandırma, erozyon kontrolü, rehabilitasyon alanları ve diğer ormanlık alanlarda ekolojiye uygun ballı bitkilerin ekimi veya dikimi yoluyla oluşturulan bal ormanları, ayrıca hiçbir müdahale yapılmadan doğal yayılış alanları içerisinde belirlenen ve arıcıların konaklamasına imkan sağlayan ormanlık alanlardan da oluşturuluyor.

 

BAL ÜRETİMİNDE DÜNYADA İKİNCİ SIRADA

 

Geçen yıl sonu itibarıyla 95 bin 459 hektar ormanlık alanda kurulan 794 bal ormanıyla yaklaşık 1 milyon kovana ev sahipliği yapılabilecek imkan oluşturularak ülke ekonomisine de dolaylı katkı sağlanıyor.

 

2010'da 81 bin ton olan bal üretimi, geçen yıl itibarıyla 114 bin 886 tona ulaşırken, arıcılığa verilen destekler ve bal ormanlarının kurulmasıyla Türkiye bal üretiminde dünyada Çin'in ardından ikinci sırada yer almayı sürdürdü.

19 Mayıs 2024 Pazar