Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Gerek Türkmen elektriğinin gerek doğal gazının dünya piyasalarına sunulmasında yeni ve çok büyük ölçekli projeleri birlikte üstlenmeye, geliştirmeye hazırız." dedi.


Yılmaz, TOBB ve DEİK işbirliğiyle Türkmenistan Ticaret ve Sanayi Odası'nda düzenlenen Türkiye-Türkmenistan İş Forumu'na katıldı.

 

Buradaki konuşmasına Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Türk milletinin Türkmenistan'a selam ve muhabbetlerini ileterek başlayan Yılmaz, Türkmenistan'ın Türkiye'nin kardeş ülkesi, Türkmen milletinin de Türk milletinin kemik kardeşi olduğunu söyledi.

 

Türkmenistan'ı bağımsızlık ilanı sonrası tanıyan ilk ülkenin Türkiye olmasının ayrı bir gurur kaynağı olduğunu dile getiren Yılmaz, son dönemde ikili ilişkilerde yakalanan olumlu havanın kendilerini ziyadesiyle memnun ettiğini belirtti.

 

Yılmaz, Türkmenistan Dışişleri Bakanı Raşid Meredov'un bugün yapılan toplantıları tarihi bir aşama olarak nitelendirdiğini aktararak, bugünle birlikte yeni ve ilişkilerin çok daha güçlü olduğu bir dönemi başlatacaklarını ifade etti.

 

"Milli Lider ve Halk Maslahatı Başkanı Sayın Gurbangulu Berdimuhamedov'un mart ayında ve Devlet Başkanı Sayın Serdar Berdimuhamedov'un haziran ayında ülkemize gerçekleştirdikleri ziyaretler, Türk-Türkmen kardeşliğinin en önemli göstergeleri olmuştur." diyen Yılmaz, iş insanlarının da karşılıklı temaslarını artırarak yeni işbirliği kapıları açmasını teşvik ettiklerini söyledi.

 

Yılmaz, son olarak 26 Ekim'de Türkmenistan Devlet Başkanı Berdimuhamedov'un Türkiye'yi ziyareti kapsamında Ankara'da bir iş forumu gerçekleştirdiklerini, çok kısa süre sonra bu kez Aşkabat'ta iş insanlarının tekrar bir araya gelmiş olmasını çok anlamlı bulduğunu dile getirdi.

 

FİRMALARIMIZ ARASINDAKİ İŞBİRLİĞİNİN GÜÇLENDİRİLMESİ EN ÖNEMLİ ADIMI OLUŞTURMAKTADIR

 

Türkmenistan'a geniş bir heyetle geldiklerine işaret eden Yılmaz, şöyle konuştu:

 

"Amacımız, iş insanlarımızın bir araya gelmesi ve yeni işbirliği alanları tesis etmeleridir. Zira ekonomik ve ticari ilişkilerin geliştirilmesinde firmalarımız arasındaki işbirliğinin güçlendirilmesi en önemli adımı oluşturmaktadır. Bizlere düşen, bakanlar, başkan yardımcıları, bürokratlar olarak gerekli ortamı, işbirliği zeminini hazırlamaktır. Ama asıl iş, iş insanlarına düşüyor. Onlar bir araya gelecekler ve sonuç odaklı bir şekilde ortak projeler geliştirecekler, işbirlikleri geliştirecekler. Biz de onlara elimizden gelen tüm desteği vereceğiz. Birbirini tamamlayan ekonomik yapılarımız, ilişkilerimizin her geçen gün derinleşmesine katkı sunmaktadır. Kovid-19 salgını, Rusya-Ukrayna Savaşı ve 6 Şubat depreminin ekonomi ve ticaretimiz üzerinde olumsuz etkileri olduğu bir gerçektir. Bununla birlikte Cumhurbaşkanı'mız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde ekonomimiz büyümeye devam etmekte ve her geçen gün Türk ekonomisi gücünü artırmaktadır."

 

Yılmaz, Türkiye ekonomisinin son 20 yılda yıllık ortalama yüzde 5,4, Cumhuriyet'in 100. yılında ise son 14 çeyrektir aralıksız büyüdüğünü belirterek, ekonominin bu yılın 9 ayında bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 4,6 civarında büyüdüğünü, yıl sonunda yüzde 4,4 hedeflerinin olduğunu söyledi.

 

Bu yılın sonu itibarıyla Orta Vadeli Program'a göre Türkiye'nin ekonomik büyüklüğünün 1 trilyon 67 milyar dolara ulaşacağına, bu rakamla Türkiye ekonomisinin nominal dolar bazında dünyanın 17'nci, satın alma gücü paritesine göre ise 11'inci büyük ekonomisi konumunda olduğuna dikkati çeken Yılmaz, son 20 yılda ihracatın 36 milyar dolar seviyesinden geçen yıl itibarıyla 254 milyar dolar seviyesine ulaştığını, bu yıl ise 255 milyar doların üstünde ihracat beklediklerini ifade etti.

 

Yılmaz, Türkiye ekonomisinde son dönemlerde yaşanan enflasyon sorunuyla da mücadele ettiklerini, gelecek yılın ortalarından başlayarak belirgin bir şekilde enflasyonda düşüş eğilimi görüleceğini ve 2026'da tek haneli enflasyona yeniden ulaşılacağını vurguladı.

 

5 MİLYAR DOLARA DA RAHATLIKLA ULAŞACAĞIMIZA İNANIYORUM

 

Yılmaz, Türkiye ile Türkmenistan arasındaki ticaret hacminin 2022 yılında 2 milyar doları aştığını, bu yılın 11 ayında 2,5 milyar dolara ulaştığını ve yıl sonu itibarıyla 3 milyar dolara yakın ticaret hacmi beklediklerini söyledi.

 

İki ülke arasında 5 milyar dolarlık ticaret hacmi hedefinin bulunduğunu belirten Yılmaz, şöyle devam etti:

 

"Buna da en kısa sürede sizlerin ve iş dünyamızın da yoğun gayretiyle, gerek Türk gerek Türkmen iş adamlarının yoğun gayretiyle 5 milyar dolara da rahatlıkla ulaşacağımıza inanıyorum. Bununla da yetinmeyeceğiz. Hedeflerimize ulaştıkça yeni hedefler koyarak daha ileri noktalara hep birlikte yürüyeceğiz. İlişkilerimizde en önemli başlıklardan bir tanesi enerji konuları. Bugün de enerji konularını değişik düzeylerde yoğun bir şekilde ele aldık, tartıştık. Kanıtlanmış doğal gaz rezervi açısından dünyanın en büyük dördüncü ülkesi konumundaki Türkmenistan ile Asya ve Avrupa arasında bir köprü olan Türkiye'nin, doğal gazın dünya piyasalarına erişimi bakımından işbirliği yapması gerektiğine inanıyoruz. Bir taraftan da tabii az önce değerli dostum Atdayev'in de söylediği gibi elektriğin de dünyaya ulaştırılmasında işbirliği yapmaya hazırız. Gerek Türkmen elektriğinin gerek doğal gazının dünya piyasalarına sunulmasında yeni ve çok büyük ölçekli projeleri birlikte üstlenmeye, geliştirmeye hazırız. Bugün bu konuda gördüğüm mutabakat, sıcak yaklaşım geleceğe dair gerçekten büyük ümitler beslememe sebep oldu. Türkiye'ye gider gitmez, Enerji Bakanlığı'mız başta olmak üzere ilgili tüm kurumlarımızı bu konuda harekete geçireceğiz ve bu konuda somut adımlar planlayarak birlikte atacağız."

 

EL BİRLİĞİYLE ÇALIŞMAMIZ GEREKİYOR

 

Cevdet Yılmaz, Türkmenistan'ın doğal kaynaklardan elde ettiği geliri kendi ülkesine yatıran, yatırıma dönüştüren bir ülke olduğunu belirterek, "Diğer taraftan şu gerçeği de biliyoruz. Doğal gaz, fosil kaynaklar bir gün bitecek, ebedi kaynaklar değil, sınırlı kaynaklar. Bu kaynaklarla ilgili dünyada da malum birçok tartışma var. Bir an önce bu kaynakları harekete geçirip kullanmamız ve Türkmenistan'ın çeşitliliğe sahip bir ekonomik yapı oluşturması için el birliğiyle çalışmamız gerekiyor." dedi.

 

Sanayi alanında hem ticaret hem de ortak yatırımlar anlamında da daha güçlü bir ilişki beklediklerini dile getiren Yılmaz, şunları kaydetti:

 

"Diğer yandan, ulaştırma alanında orta koridor yine stratejik öneme sahip bir alan. Orta koridorla ilgili de Türkmenistan ile ve diğer ilgili ülkelerle çalışmaya devam ediyoruz. Lojistik ulaşım konularında, ulaştırma konularında ortak çabalarımızı devam ettireceğiz. Bölgesel anlamda da yaptığımız işbirlikleri çok önemli. Bir taraftan, Türkiye, Azerbaycan, Türkmenistan üçlü mekanizması, liderler düzeyinde ve farklı düzeylerde devam ederken diğer taraftan Türk Devletleri Teşkilatı platformunda da çok taraflı ilişkilerimizi geliştiriyoruz. Türkmenistan'ın gözlemci üye olarak bu platforma katılmasını da çok değerli bulduğumuzu belirtmek istiyorum."

 

Müteahhitlik alanında Türkiye'nin dünyada en çok proje üstlendiği ülkelerden birinin Türkmenistan olduğuna işaret eden Yılmaz, "51 milyar dolar civarında bugüne kadar müteahhitlerimiz projeler hayata geçirdiler. Bini aşkın proje üstlendiler. Olimpiyat kompleksinden Aşkabat Havalimanı Projesi'ne, Türkmenbaşı Limanı Projesi'nden Aşkabat Televizyon Kulesi'ne, fabrikalardan enerji santrallerine, enerji nakil hatlarına varıncaya kadar birçok büyük simgesel proje, Türk müteahhitleri tarafından hayata geçirildi. Bundan dolayı da gurur duyuyoruz tabii ki." diye konuştu.

 

Yılmaz, gelecek süreçlerde ortaya çıkabilecek her türlü işbirliği alanında ortak hareket etmeye ve adımlar atmaya da karşılıklı olarak karar verdiklerini belirterek, "İş dünyamızın farklı sektörlerinden temsilcilerin yer aldığı geniş bir katılımla gerçekleştirdiğimiz Türkiye-Türkmenistan İş Forumu'nun, ülkelerimiz ve iş dünyamız için hayırlara ve yeni işbirliklerine vesile olmasını diliyor, iş forumunun ülkelerimiz için yeni fırsatlara, yatırımların karşılıklı olarak artırılmasına katkı sağlamasını temenni ediyor, forumun gerçekleştirilmesinde katkısı olan DEİK'e, TOBB'a ve Türkmenistan Ticaret ve Sanayi Odasına teşekkürlerimi sunuyorum." dedi.

 

Programın ardından Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz ve beraberindekiler, Arkadağ Akıllı Şehri'ni, şehirdeki minyatür kent "Tarihi Medeni Seyligahı" ve Uluslararası Ahalteke Atçılık-Spor Kompleksi'ni ziyaret etti, "Galkınış Milli At Üstünde Oyunlar" gösterisini izledi.

06 Aralık 2023 Çarşamba

Uluslararası Kongre ve Toplantılar Birliği verilerine göre İstanbul, geçen yıl dünya kongre şehirleri sıralamasında Avrupa’da 4 sıra, dünyada ise 2 sıra atladı.


İstanbul Ticaret Odası ve İstanbul Kongre ve Ziyaretçi Bürosu Başkanı Şekib Avdagiç, İstanbul’un dünya kongre şehirleri içinde yükselerek son 8 yılın en iyi performansını gösterdiğini söyledi ve “Nihai hedefimiz, ilk 10 şehir arasına girmek” dedi.

 

İstanbul, Uluslararası Kongre ve Toplantılar Birliği (ICCA) verilerine göre, geçtiğimiz yıl dünya kongre şehirleri sıralamasında Avrupa’da 4 sıra, dünyada ise 2 sıra atladı. İstanbul Kongre ve Ziyaretçi Bürosu’ndan (ICVB) yapılan açıklamaya göre İstanbul, 2023 yılında katılımcı sayıları 300 ile 25 bin arasında değişen 72 kongreye ev sahipliği yaptı. Megakent, bu kongre istatistiği ile Avrupa’da 16’ncı, dünyada ise 21’inci sırada yer aldı. 2023’te Paris, dünyada 156 kongreye ev sahipliği yaparak birinciliği elde ederken, onu 152 kongre ile Singapur, 151 kongre ile Lizbon izledi. İstanbul’da kongre sayısı, 2023’te bir önceki yıla göre 14 adet arttı.

 

5 YILLIK YATIRIMLAR

 

İstanbul Ticaret Odası (İTO) ve İstanbul Kongre ve Ziyaretçi Bürosu (ICVB) Başkanı Şekib Avdagiç, İstanbul’un, küresel turizm ve kongre sektörleri içerisindeki yükselişini son hızla sürdürdüğüne dikkat çekerek, “İTO ve ICVB olarak, İstanbul kongre turizmi odaklı olmak üzere son 5 yıldır sektörümüzle birlikte yaptığımız yatırımlar ve projeler başarılı sonuç vermeye devam ediyor” dedi.

HEDEF İLK 10

 

Avdagiç, İstanbul’un kongre turizmi özelinde uluslararası sıralamalarda ve istatistiklerdeki yerini aşamalı olarak yükselttiğini vurgulayarak, “İstanbul, dünya kongre şehirleri içinde adım adım yükselerek 2023’te son 8 yılın en iyi performansını gösterdi. Buna ICVB olarak katkı vermek gurur verici. Nihai hedefimiz, 2011 ila 2015 arasında başardığımız gibi dünyada en çok kongre düzenlenen ilk 10 şehir içine girmek” dedi.

 

13 KONGRE İÇİN ADAYIZ

 

Dünyadaki tüm destinasyonlarda gerçekleşen kongrelerin istatistiğini tutan ICCA sisteminde yer alan verileri paylaşan Avdagiç, 2024’te İstanbul’da katılımcı sayıları 250 ila 7 bin arasında olan 19 uluslararası kongre düzenleneceğini belirtti. Avdagiç, ICVB’nin de toplam 12 bin 800 kişinin katılacağı 6 uluslararası kongreye doğrudan destek verdiğini kaydetti. Şekib Avdagiç, gelecek yıla ilişkin ise, “ICVB’nin 2025 yılı ve sonrasında da İstanbul’a alınması için adaylık çalışması yaptığı 13 uluslararası kongre bulunuyor” bilgisini verdi.

 

2024 KONGRE TAKVİMİ

 

Mayıs: Otomatik Yüz ve Hareket Tanıma Uluslararası Konferansı (FG 20), 47. Avrupa Lenfoloji Derneği Kongresi

Haziran: Uluslararası Plastinasyon Konferansı, Dünya Biyolojik Psikiyatri Kongresi (WFSBP), FDI Yıllık Dünya Diş Hekimliği Kongresi, Uluslararası Peyzaj Mimarları Federasyonu Dünya Kongresi (IFLA), İyi Pamuk Konferansı

Temmuz: Havalimanları Konseyi Uluslararası Avrupa Genel Kurul, Kongre ve Sergisi

Eylül: Uluslararası Sağlık Hizmetlerinde Kalite Derneği Konferansı (ISQUA), Uluslararası Ulaştırma Uçağı Ticareti Derneği EMEA Konferansı (ISTAT), Uluslararası Transplantasyon Derneği Kongresi (TTS), IPPE Yıllık Politik Ekonomi Konferansı

Ekim: Uluslararası Kauçuk Konferansı (IRC)

Kasım: Uluslararası Antimikrobiyal Kemoterapi Derneği Kongresi (ISC)

IMEX FRANFURT’TA İSTANBUL’U TANITTILAR

 

Dünyanın en büyük uluslararası kongre turizmi fuarlarından biri olan IMEX Frankfurt 2024’te, İstanbul standı yoğun ilgi gördü. Her yıl 7 binden fazla sektör profesyonelini ağırlayan fuar, Almanya’nın Frankurt kentinde 14-16 Mayıs tarihlerinde gerçekleştirildi. Fuara İstanbul standı ile katılan İstanbul Kongre ve Ziyaretçi Bürosu (ICVB), uluslararası kongre ve toplantıların kente kazandırılması amacıyla ziyaretçilere İstanbul’u tanıttı. İstanbul standına, Güney Amerika da dahil olmak üzere birçok pazardan yoğun ilgi gösterildi. 

20 Mayıs 2024 Pazartesi

Toplam piyasa değeri 14.2 trilyon TL olan Borsa İstanbul’da 500’ü aşkın şirket işlem görüyor. Son üç ayda BIST 100 endeksi kendi rekorunu tazeleyerek 10 bin seviyesinin üzerine yükseldi.


Borsada aynı dönemde gıda şirketlerinin de iyi bir performans gösterdiğini söyleyen uzmanlar, “Son üç ayda gıda şirketlerinin performansı, BIST 100 kazançlarını da geçti” diyor.

 

MESUDE DEMİRHAN

 

Yerel seçimler geride kalırken BIST 100 endeksi hem kendi rekorunu tazeledi hem de 10 bin seviyesinin üzerine yerleşti. İstanbul BIST tüm endeksi dahilinde 500’ü aşkın şirket işlem görüyor. Bu şirketlerden gıda, içecek, tarım, ormancılık sektörleri içinde toplam 20’nin üzerinde şirket var. İstanbul Ticaret’e konuşan uzmanlar, önümüzde daha net bir tablo olduğuna ve bunun paralelinde borsada yükseliş trendinin devam edeceğine işaret ederek, burada ana temanın enflasyon, makroekonomik dengelenme ve yabancı girişleri olduğunu vurguluyor. Yıl başından bu yana fiyat hareketleri incelendiğinde, gıda şirketlerinin son üç ayda iyi performans sergilediğini söyleyen uzmanlar, “Şirket bazlı ayrışmalar gözlemlense de son üç aydaki performansları BIST 100 kazançlarını geçti. Bunun temel sebebi de açıklanan bilançoların diğer sektör hisselerine göre daha pozitif ve beklentilerin üstünde olması” diyor.

 

TEDBİRLER POZİTİF YANSIDI

 

Ahlatçı Yatırım Genel Müdür Yardımcısı Tonguç Erbaş, yeni ekonomi yönetiminin kadrosuyla ortodoks politikaların uygulanması, makro ihtiyati tedbirlerle sadeleşme adımlarının atılması ve duyulan güven ile Türkiye’nin makroekonomik verilerinde iyileşmenin sürdüğünü söyledi. Bu sürecin yabancılar tarafından olumlu karşılandığını, CDS fiyatlaması, kredi derecelendirme kuruluşları ve majör yabancı banka kurum raporlarından da görüldüğünü belirten Erbaş, özellikle kredi derecelendirme kuruluşlarının not artışlarının devam ettiğine dikkat çekti. Global oyuncuların takip ettiği bu gelişmelerin Borsa İstanbul’a pozitif yansıdığını belirten Erbaş, “Bu seneyi neredeyse yarılarken dolar bazında yüzde 24 primlenen BIST, gelişmekte olan ülkeler arasında pozitif ayrışıyor. Genel seçimlerin ışığında, son bir senelik süreçte ise yabancı takas oranımızın yüzde 29’dan yüzde 40 seviyesine dayandığını görüyoruz. Takip eden dönemde özellikle hükümetin enflasyonu düşürmek için uyguladığı daraltıcı para politikalarının etkisi enflasyonda görülmeye başladıktan sonra gösterge faiz oranlarında kademeli azaltımlar bekliyoruz. Yurt dışı merkez bankalarından erken gelecek faiz azaltım sinyalleri risk alma noktasında değerlendirilerek 10 bin seviyesi üzerinde kalıcılığın devam edeceği görüşündeyiz” dedi.

 

ORTALAMA GETİRİ YÜZDE 80

 

Erbaş, Borsa İstanbul’da gıda özelinde 20 şirket olduğunu belirterek, şu bilgiyi verdi: “Tarım ve tarıma dayalı bazı şirketlerin (Kayseri Şeker, Bor Şeker, Bagfas Bandırma Gübre Fabrikaları, Gübre Fabrikaları, Hektaş, Agrotech Yüksek Teknoloji ve Yatırım, Ofis Yem Gıda, Türk Traktör ve Ziraat Makineleri, Kütahya Şeker, A.V.O.D Kurutulmuş Gıda, Elite Natürel Organik Gıda, Orçay Ortaköy Çay Sanayi, Söke Değirmencilik) sene başından bu yana ortalama getirisi yüzde 80.50 oldu. Bu şirketler, Borsa İstanbul’un yüzde 36 getirisine göre pozitif ayrıştı.”

 

TARIMA DAYALI ŞİRKETLER 

 

Borsa İstanbul’da tarıma dayalı halka açık şirket profillerinin de değiştiğini bildiren Erbaş, “Bazı şirketler doğrudan tarım ürünleri üretirken ve ilaçlama, gübreleme ve tohum çalışmaları yaparken, bazıları ise tarıma tedarik sağlayan ve üretime çeşitli ekipmanlarla destek veren grup olarak ayrılıyor. Diğer taraftan yeni halka arz olan tarıma dayalı şirket fiyatlaması, temel göstergelerin dışında gerçekleşebiliyor. Bu nedenle şirket performansları sadece temel beklentiler üzerinden değil, sektör içindeki konumu ve halka açılma süreci ile ilgili olabiliyor” diye konuştu.

 

İNOVATİF TEKNİKLER VERİMİ ARTIRIYOR

 

Ahlatçı Yatırım Genel Müdür Yardımcısı Tonguç Erbaş, dünyada en büyük tarım ve tarıma dayalı şirketler incelendiğinde Archer-Daniels-Midland’ın Kasım 2022’den bu yana yüzde 35 değer kaybetti-ğini hatırlatarak, küresel geliş-meleri şöyle özetledi: “Küresel gıda şirketi Bunge, Haziran 2022’den bu yana yüzde 9’a yakın değer kaybetti. Latin Amerika’nın dev tarım şirketi olan Adecoagro, topraksız tarım ürünlerinde öncü olmayı hedefliyor. 2023 üçüncü çeyrek sonuçlarına göre brüt kâr marjını yüzde 40’a yakın arttırdı. Global tarım şirketleri inovatif teknikler ve verimliliklerini sürekli artırma çabasındayken Türkiye’deki tarım ve tarıma dayalı şirketlerin global trendleri takip etmesi fayda sağlar.”

 

YENİ ZİRVELER GÖRECEĞİZ

 

A1 Capital Genel Müdür Yardımcısı Üzeyir Doğan, Borsa İstanbul BIST Tüm endeksi dahilinde 531 şirketin faaliyette olduğunu belirterek, bunların 47’sinin gıda içecek, tarım, ormancılık sektörlerinde olduğunu söyledi. Doğan, şunları kaydetti: “Bu 47 şirketin toplam piyasa değeri 900 milyar TL civarında seyrederken BIST Tüm endeksindeki şirketlerin toplam değeri ise 14.3 trilyon TL civarında. BIST 100 endeksinin yılın geri kalanında da yeni zirveler görmeye devam edeceğini, hatta ekonomi ve siyaset ekseninde doğru adımlar atıldığı sürece makro risklerdeki düşüşle birlikte bu trendin gelecek yıl da süreceğini düşünüyoruz.”

 

GETİRİ ORTALAMASI YÜZDE 49

 

InvestAZ Araştırma ve Strateji Birim Müdürü Mehmet Bilal Bircan, Borsa İstanbul’da 550 şirketten 10’unun dolaylı ya da doğrudan tarımsal faaliyetlere dayalı iş kollarında olduğunu belirtti. Yılbaşından bu yana BIST 100 ve BIST Sınai endekslerinin performanslarının sırasıyla yüzde 36 ve yüzde 27 getiri sağladığını söyleyen Bircan, beklentileri şöyle anlattı: “Bu dönemde tarım ve tarıma dayalı alanda faaliyet gösteren şirketlerin getiri ortalamasının ise yüzde 49 olduğu dikkat çekiyor. Devam eden süreçte tarımsal alanların iyileştirilmesine yönelik çalışma-larla bir yandan Türkiye’nin kendi içerisinde tarımsal ürün yeterliliği desteklenirken bir yandan da ihracatın artırılmasına olumlu katkı sağlayacak.”  

20 Mayıs 2024 Pazartesi