Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, "Küresel iktisadi faaliyetlerdeki yavaşlamanın ve şubat ayında yaşadığımız deprem felaketinin etkilerine rağmen 2023 yılının genelinde ekonomik büyümemizin yüzde 4.4 olarak gerçekleşmesini öngörüyoruz" dedi.


 

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde "2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi Basın Bilgilendirme ve Bütçe Bağlama Toplantısı"nda, AK Parti hükümetlerinin 22'nci, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin 6'ncı bütçesinin, yapılacak değerlendirmelerin ardından sembolik olarak bağlanacağını belirtti.

 

Eylül başında Orta Vadeli Program'ın ortaya konulduğunu, kamu kurum ve kuruluşlarının bütçelerini hazırlamasına yönelik yasal sürecin başlatıldığını hatırlatan Yılmaz, 12. Kalkınma Planı'nın da dün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın imzasıyla Meclis'e sunulduğunu ifade etti.

 

Orta ve uzun vadeli hedeflerle uyumlu şekilde hazırlanan Bütçe Kanunu Teklifi'ne yönelik görüşmelerin bu ay içinde başlayacağını aktaran Yılmaz, "2024 Bütçesi, Türkiye Yüzyılı'nı inşa etme yolunda Gazi Meclisimizin takdirine sunduğumuz ilk bütçemizdir." diye konuştu.

 

Cevdet Yılmaz, 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi'nin "dirençli şehirler, dirençli ekonomi ve dirençli toplum" öncelikleri gözetilerek hazırlandığını belirterek, bütçenin her alanda inşa, ihya ve Türkiye'nin büyümesini önceleyen kalemleri içerdiğini söyledi.

 

Temel önceliklerini depremle yıkılan şehirlerin daha iyi şekilde yeniden ayağa kaldırılması ve geleceğe dönük afet risklerinin azaltılması olarak açıklayan Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bir diğer temel önceliğimiz mali disiplini esas alan, maliye ve para politikaları koordinasyonunu güçlendiren bir anlayış içerisinde makro finansal ve fiyat istikrarını sağlama hedefine katkıda bulunmaktır. Gerçekçi ve ayakları yere basan politikalarımızla, tüm dünyayla birlikte ülkemizi de olumsuz etkileyen hayat pahalılığı sorununun da üstesinden geleceğiz. Bütçemiz, yatırımı, istihdamı, üretimi ve ihracatı destekleyen, bütüncül ve kapsayıcı bir kalkınma yaklaşımına sahiptir. İstikrar içinde büyümenin sağladığı imkanları insan odaklı ve sosyal refahı artırıcı bir yaklaşımla toplumun bütün kesimleri ile paylaşmak esas alınmıştır. İşçisi, memuru, emeklisi, esnafı ve çiftçisiyle toplumun tüm kesimlerinin ihtiyaçları gözetilerek hazırlanmış, Edirne’den Kars’a 81 ilimizin her köşesinin gereksinimleri düşünülmüştür. Milli teknoloji hamlesi, milli enerji, gıda arz güvenliği, yeşil ve dijital dönüşüm gibi alanlara odaklanan 2024 yılı bütçemiz stratejik hedeflerimize daha hızlı ulaşmamızın önünü açacaktır. Bilim, teknoloji, tasarım ve inovasyonda bize sunulanla yetinmeyecek, yeni trendlerde belirleyici ve öncü olacağız.”

 

Refahı artıracaklarını, güven ve istikrarı tahkim edeceklerini vurgulayan Yılmaz, “Değerlerimize sahip çıkarak aile kurumumuzu sağlamlaştıracak, zararlı akımlara karşı milli bünyemizi perçinleyeceğiz. Terörü kaynağında kurutma stratejimizi kararlılıkla uygulamaya, tüm şehirlerimiz ile sınırlarımızda huzur ve güven ortamını korumaya devam edeceğiz. Bölgesel ve küresel dengelerin anahtar ülkesi olarak diplomaside belirleyici rolümüzü sürdüreceğiz.” İfadesini kullandı.

 

“KESİNTİSİZ BÜYÜME SÜRECİ”

 

Küresel salgın, jeopolitik gerilimler ve savaşlar nedeniyle dünya ekonomisinin arzu edilen toparlanmayı sağlayamadığını, artan risk ve belirsizliklerin pek çok ülkede büyüme oranlarını sınırlandırdığını anlatan Yılmaz, "Mevcut kırılganlıklar ve yeni risklerle beraber, 2022'de yüzde 3,5 büyüme kaydeden küresel ekonominin, 2023'te yüzde 3, 2024'te de yüzde 2,9 oranında büyüyeceği öngörülmektedir." değerlendirmesinde bulundu.

 

Tüm dünyada yaşanan sıkıntılara rağmen Türkiye'nin geçen sene yüzde 5,5 büyüdüğünü ve "kesintisiz büyüme" sürecini 13 yıla çıkardığını dile getiren Yılmaz, "asrın felaketi" olarak nitelendirilen 6 Şubat depremlerine rağmen üretim ve ihracatın sekteye uğramadığına dikkati çekti.

 

Alınan tedbirlerin, depremin büyüme üzerindeki olumsuz etkisinin sınırlı düzeyde kalmasını sağladığına işaret eden Yılmaz, şunları kaydetti: "Böylece 2023 yılının ilk yarısında yüzde 3,9 oranında büyüyen Türkiye, OECD üyesi ülkeler arasında olumlu ayrışarak 12 çeyrektir devam eden büyüme performansını sürdürmüştür. Halihazırdaki büyüme oranlarımız, ihracat ve istihdamdaki rekorlara kadar pek çok göstergemiz 'Türkiye Yüzyılı'na emin adımlarla girdiğimizin ispatıdır. Küresel iktisadi faaliyetlerdeki yavaşlamanın ve şubat ayında yaşadığımız deprem felaketinin etkilerine rağmen 2023 yılının genelinde ekonomik büyümemizin yüzde 4,4 olarak gerçekleşmesini öngörüyoruz. 2024 yılı için ekonomimizin daha dengeli bir talep kompozisyonuyla yüzde 4 oranında büyümesini ve enflasyondaki düşüşün de teminiyle diğer ülkelerden olumlu yönde ayrışmasını bekliyoruz."

 

Güçlü ekonomik aktivitenin, istihdam oluşturma kapasitesi üzerindeki olumlu etkisiyle istihdamın 2023 yılının ikinci çeyreğinde tarihi seviyelerine ulaştığına dikkati çeken Yılmaz, yılın ilk yarısında, emekliliğe hak kazanma koşullarına yönelik düzenlemelerin sonucunda istihdamdan ayrılanlara ve depremin olumsuz etkilerine rağmen net 220 bin istihdam artışı sağlandığını bildirdi.

 

Cevdet Yılmaz, 2023 yılı genelinde ekonomideki canlılığın sürmesiyle yıl sonu itibarıyla istihdamdaki yıllık artışın yaklaşık 900 bin kişi olmasının, işsizlik oranının yüzde 10,1'e gerilemesinin, 2024 yılında ise parasal sıkılaştırma koşullarının etkisiyle işsizlik oranının hafif bir yükselişle yüzde 10,3 seviyesinde gerçekleşmesinin beklendiğini vurguladı.

 

TURİZM SEKTÖRÜNDEN YENİ REKORLAR BEKLENTİSİ

 

Uygulanan politikalar ve güçlü ekonomik yapı sayesinde ihracatın artmaya devam ettiğini kaydeden Yılmaz, "2022'de 254,2 milyar dolarla bir önceki Orta Vadeli Program hedeflerimize yaklaşan ihracatımız, jeopolitik gerilimler ve küresel büyümedeki yavaşlama beklentilerinin yanı sıra depremin ihracat üzerindeki olumsuz etkilerine rağmen 2023 yılında da tarihi rekorlar kırmaya devam etmektedir. Yıllıklandırılmış ihracatımız, eylül ayı itibarıyla 253 milyar doları aşmış, küresel mal ticaretinde ülkemizin aldığı pay yüzde 1'in üzerinde gerçekleşmiştir." bilgisini paylaştı.

 

Yılmaz, bu yıl genelinde 255 milyar doların üzerinde ihracatla bir önceki yılın üzerinde bir performansı yakalamayı, gelecek sene ise 267 milyar dolarlık ihracat rakamına ulaşmayı amaçladıklarını belirterek, ihracat desteklerini artıracaklarını, ihracat pazarlarını çeşitlendirme yönünde adımlar atacaklarını ve küresel ticaretteki yeni eğilimlerle uyumlu olarak çalışmalarını sürdüreceklerini ifade etti.

 

Salgın ve jeopolitik gerilimlere rağmen uygulanan politikalarla turizm sektörünün, cari dengenin iyileşmesine önemli katkı sağlamaya devam ettiğini dile getiren Yılmaz, "Turizm sektörümüzün olumlu performansı ile seyahat gelirlerimizin 2023 yılı sonunda 49 milyar dolara, 2024 yılında söz konusu yukarı yönlü ivmenin sürmesiyle 52,5 milyar dolara ulaşarak, yeni rekorlar kaydetmesini bekliyoruz." dedi.

 

Cari işlemler açığının en önemli sebeplerinden biri olarak nitelendirdiği enerjide, son dönemde ithalat bağımlılığını azaltma ve arz güvenliğini sağlama amacıyla atılan adımlara dikkati çeken Yılmaz, şu bilgileri verdi: "Küresel ölçekte enflasyon sorunu, pek çok gelişmiş ve gelişmekte olan ülkede devam ederken, enflasyonla mücadeleye yönelik şeffaf ve güvenilir politika adımlarını yerinde ve zamanında hayata geçirmekte, bu duruşumuzu düşük tek haneli enflasyon seviyelerine kalıcı şekilde ulaşıncaya kadar sürdürmekte kararlıyız. Enflasyonla mücadelemizi sürdürürken, hayat pahalılığının yol açtığı zorlukları telafi edecek gerekli politikaları da uygulamaktan vazgeçmiyoruz. Cumhurbaşkanımızın da ifade ettiği gibi, memurumuzu, işçimizi ve emeklimizi bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da enflasyona ezdirmeyeceğiz. Daha önce de başardığımız gibi, güven ve istikrar ortamında, akılcı adımlarla enflasyonu yeniden tek haneye indirecek ve halkımızın alım gücünü artıracağız."

 

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, yatırımların 2024 yılı bütçesinde de devam edeceğini aktararak, "Enerjiden tarıma, eğitimden sağlığa, sanayiden savunma sektörüne kadar Cumhurbaşkanımızın liderliğinde her alanda somut ve dinamik politikaları, planlı ve programlı bir şekilde birer birer uygulamaya devam edeceğiz." diye konuştu.

 

"PERSONEL GİDERLERİ 2 TRİLYON 865,9 MİLYAR LİRAYI BULACAK"

 

Bütçe kanun tekliflerinin, harcama tavanları ve gelir kalemlerine ilişkin tahminleri içeren bir doküman olduğunu belirten Yılmaz, 2024 Yılı Merkezi Yönetim Bütçesi'nde 226 kamu idaresinin bütçesinin olduğunu söyledi.

 

Yılmaz, 2024 yılı Merkezi Yönetim Bütçesi'nde bütçe giderlerinin 11 trilyon 89 milyar lira, bütçe gelirlerinin ise 8 trilyon 437 milyar lira olacağının tahmin edildiğini aktararak, şunları kaydetti: "Bütçe açığının Gayri Safi Yurt İçi Hasıla'ya (GSYH) oranının ise yüzde 6,4 olarak gerçekleşeceği öngörülmektedir. Bütçe gelirlerinin alt kalemleri şöyle; gelir vergisi 1 trilyon 188,9 milyar lira, kurumlar vergisi 1 trilyon 275,7 milyar lira, katma değer vergisi 2 trilyon 497,7 milyar lira, özel tüketim vergisi 1 trilyon 403,9 milyar lira, diğer vergi gelirleri 1 trilyon 41,5 milyar lira, vergi dışı gelirler 1 trilyon 29,4 milyar liradır."

 

Şubat ayındaki depremlerde hasar gören bölgelerin yeniden ihyası, imarı ve depremin etkilerinin süratle ortadan kaldırılması ile diğer ödenek ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla temmuz ayında ek bütçe teklifinin Meclis'te kabul edildiğini anımsatan Yılmaz, bütçeye dair şu bilgileri paylaştı: "2023 yılı içinde bütçeden 762 milyar lira deprem harcaması yapılacağını öngördük. 2024 yılı bütçemizde ise depremlerinin yol açtığı hasarların süratle giderilmesi ve deprem bölgesinde yaşayan vatandaşlarımızın ihtiyaçları için 1 trilyon 28 milyar lira kaynak ayırıyoruz. Bu tutarın GSYH'ye oranının ise yüzde 2,5 olduğunu belirtmek istiyorum. Devletimiz tüm yetkilileri ve kurumlarıyla, deprem bölgesindeki hayatın süratle normale dönmesi için çalışmalarına aralıksız bir şekilde devam etmektedir. Deprem harcamaları hariç 2024 yılı bütçe ödeneklerinin ekonomik sınıflandırmaya göre dağılımını ise şu şekilde öngördük; personel giderleri için toplam 2 trilyon 865,9 milyar lira, mal ve hizmet alım giderleri 669,8 milyar lira, cari transferler 4 trilyon 52,8 milyar lira, sermaye giderleri 636,5 milyar lira, sermaye transferleri 68,1 milyar lira, borç verme giderleri 298,2 milyar lira, yedek ödenekler 215,3 milyar lira, faiz giderleri 1 trilyon 254 milyar liradır."

 

"BÜTÇEDEN YÜZDE 14,6 ORANLA EN BÜYÜK PAYI YİNE EĞİTİME AYIRIYORUZ"

 

Yılmaz, 2002'den beri eğitimi en öncelikli mesele olarak gördüklerini ve 7,6 milyar lira olarak devraldıkları Milli Eğitim bütçesini 2024'te 1 trilyon 90,2 milyar liraya yükselttiklerini belirterek, "Öğretmenlik Meslek Kanunu'nu yürürlüğe koyduk, böylece öğretmenlerin kariyer imkanlarını genişlettik. 2023 yılı Temmuz ayı itibarıyla bir öğretmenimizin maaşında uzman öğretmen olduğunda yaklaşık 2 bin 900 lira, başöğretmen olduğunda ise yaklaşık 5 bin 800 lira artış olmuştur. Artan üniversite ve öğrenci sayısıyla birlikte üniversitelerimize ayırdığımız kaynağı da sürekli artırıyoruz. Yükseköğretim kurumları bütçelerini 2024'te 345,8 milyar liraya çıkarıyoruz. Yükseköğretimi de dahil ettiğimizde eğitim bütçemizi 2024'te 1 trilyon 615,2 milyar liraya yükseltiyoruz. Böylece merkezi yönetim bütçesinden yüzde 14,6 oranıyla en büyük payı yine eğitime ayırıyoruz." dedi.

 

Hükümetleri döneminde eğitimle birlikte en fazla önem verdikleri konuların başında sağlığın geldiğini vurgulayan Yılmaz, şu ifadeleri kullandı: "2022'de başta hekimlerimiz olmak üzere tüm sağlık personelimizin sabit ek ödemeleri merkezi yönetim bütçesine alındı ve taban ödeme adı altında yeni bir ödeme unsuru getirildi. Hekimlerimizin mali haklarının yanında emekli aylıkları da önemli oranda artırıldı. Vatandaşlarımızın sağlık hizmetlerinden en iyi şekilde yararlanmalarını sağlamak amacıyla merkezi yönetim bütçesinden sağlık hizmetleri için 779,6 milyar lira kaynak ayırıyoruz. Sağlık Bakanlığı ve yükseköğretim kurumları döner sermayeleri ile Sosyal Güvenlik Kurumundan yapılacak sağlık harcamaları da dikkate alındığında sağlık alanına ayrılan toplam kaynak 1 trilyon 650 milyar liraya ulaşmaktadır."

 

"SOSYAL YARDIM VE DESTEKLER İÇİN 497 MİLYAR LİRA AYRILDI"

 

Sosyal devlet ilkesiyle ülkenin sahip olduğu refahı toplumun tüm katmanlarına yaymaya kararlı olduklarını dile getiren Yılmaz, 2002'de 1,6 milyar lira olan sosyal yardım ve destekler için ayırdıkları kaynağı 2024 bütçesinde 497 milyar liraya çıkardıklarını, bu tutarın da bütçenin yüzde 4,5'ine denk geldiğini söyledi.

 

Yılmaz, 2024'te ödeme gücü olmayan vatandaşların sağlık primi giderlerini karşılamak amacıyla 100,5 milyar lira, 65 yaş üstü yaşlılar ile bakıma ihtiyacı olan engelli vatandaşlar ve yakınlarına bağlanan aylıklar kapsamında 64,1 milyar lira, engelli vatandaşların evde bakımına destek amacıyla 56,2 milyar lira ve aile destek programı için 32 milyar lira kaynak ayırdıklarını bildirdi.

 

Vatandaşların daha ucuz elektrik ve doğal gaz kullanabilmeleri için 2024 yılı bütçesinde yaklaşık 509 milyar lira kaynak öngördüklerini aktaran Yılmaz, "Sakarya Gaz sahasının devreye alınmasıyla birlikte mayıs ayının sonuna kadar vatandaşlarımıza ücretsiz doğal gaz sağladık. Sonraki 11 aylık dönem için ise vatandaşlarımızın 25 metreküpe kadar olan kullanımlarını ücretsiz hale getirdik. Bu kapsamda 19 milyar lira ödenek öngörüyoruz. 2022 yılı ocak ayı itibarıyla asgari ücreti vergi dışı tuttuk. Bu imkandan tüm çalışanlarımız yararlanmaktadır. Bu kapsamda 2024 yılında 595,1 milyar lira vergi istisnası öngörüyoruz." bilgilerini verdi.

 

"REEL KESİM DESTEKLERİ İÇİN 376,5 MİLYAR LİRA ÖDENEK"

 

Yılmaz, 2024 yılında bütçede tarıma 384 milyar lira kaynak ayırdıklarını belirterek, şunları söyledi: "Bu kapsamda; tarımsal destek programları için 91,6 milyar lira, tarım sektörü yatırım ödenekleri için 100,6 milyar lira, tarımsal kredi sübvansiyonu, müdahale alımları, tarımsal KİT'lerin finansmanı ve ihracat destekleri için 191,8 milyar lira kaynak ayırıyoruz. Son iki yıl içinde önemli ölçüde artırdığımız reel sektör desteklerine 2024 yılında da devam ederek 'yatırım, istihdam, üretim ve ihracat' odağımızla özel sektörle omuz omuza büyüme stratejimizi sürdürüyoruz."

 

Reel kesim destekleri için bütçeden 376,5 milyar lira ödenek ayırdıklarını vurgulayan Yılmaz, "Bu kapsamda; Sosyal Güvenlik Kurumu işveren prim ödemeleri için 165,9 milyar lira, tarımsal krediler sübvansiyon desteği olarak 86 milyar lira, Halk Bankası esnaf kredileri sübvansiyon desteği için 30,4 milyar lira, mesleki eğitim kapsamında ödenen devlet katkısı için 25,2 milyar lira, ihracat başta olmak üzere diğer reel sektör destekleri için 69 milyar lira kaynak ayırdık." diye konuştu.

 

Savunma sanayisi ekosisteminin dışa bağımlılığını asgari seviyeye indirecek şekilde güçlendirmek gayesiyle hareket ettiklerinin altını çizen Yılmaz, Savunma Sanayisi Destekleme Fonu için ayrılan kaynak da dahil edildiğinde savunma ve güvenlik sektörü için 2024'te 1 trilyon 133,5 milyar lira ödenek tahsis edildiğini bildirdi.

 

"BİRÇOK ALANDA YATIRIMLARIMIZA HIZ KESMEDEN DEVAM EDİYORUZ"

 

Mahalli idareleri güçlendirmeye devam ettiklerini, 2002'de 4,7 milyar lira olan büyükşehir ve diğer belediyeler ile il özel idarelerine ayırdıkları toplam kaynağı 859,6 milyar liraya çıkardıklarını belirten Yılmaz, "2002'de bu kaynağın bütçe içerisindeki payı yüzde 4 iken bu oranı 2024'te yüzde 7,8'e yükseltiyoruz. Sulama projelerinden, demir yolu projelerine, havalimanlarından, deniz yolu yatırımlarına, birçok alanda yatırımlarımıza hız kesmeden devam ediyoruz. 2024 yılı bütçemizde yatırımlara ayırdığımız kaynağı 1 trilyon 592,9 milyar liraya yükseltiyoruz. Bu tutar 2024 yılı bütçemizin yüzde 14,4’üne denk gelmektedir." dedi.

 

Yılmaz, hükümetleri döneminde çalışanların ve emeklilerin aylık ve ücretlerinde enflasyonun çok üzerinde reel artışlar yaptıklarını ifade ederek, şöyle konuştu: "2023 yılı Ocak ayından geçerli olmak üzere, tüm kamu görevlilerimizin ek göstergelerini artırdık, öğretmen, hemşire, polis, din görevlisi, şube müdürü, avukat gibi birçok kamu görevlimizi 3600 ek göstergeden yararlanır hale getirdik. 2024 yılı bütçemizle eğitimden sağlığa, enerjiden tarıma ve sanayiye her alanda büyüyen, güçlenen, kalkınan, itibarı artan ve refahı yükselen Türkiye için tarihi yürüyüşümüze devam edeceğiz. Odağına insanımızı ve sosyal adaleti alarak hazırladığımız 2024 yılı bütçemizi, Türkiye Yüzyılı'nın ilk bütçesi olarak gazi Meclisimizin takdirlerine sunuyoruz. Türkiye Yüzyılı'nda en yüksek insani gelişmişlik seviyesini yakalamış ve üst gelir grubunu hedefleyen bir ülke olarak milletimizin refahını artırmak üzere gece gündüz çalışmaya devam edeceğiz. 2024 yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi'nin bir kez daha ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum."

 

Yılmaz'ın konuşmasının ardından, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in de katıldığı programda bütçe bağlama seremonisi yapıldı.

17 Ekim 2023 Salı

Toplam piyasa değeri 14.2 trilyon TL olan Borsa İstanbul’da 500’ü aşkın şirket işlem görüyor. Son üç ayda BIST 100 endeksi kendi rekorunu tazeleyerek 10 bin seviyesinin üzerine yükseldi.


Borsada aynı dönemde gıda şirketlerinin de iyi bir performans gösterdiğini söyleyen uzmanlar, “Son üç ayda gıda şirketlerinin performansı, BIST 100 kazançlarını da geçti” diyor.

 

MESUDE DEMİRHAN

 

Yerel seçimler geride kalırken BIST 100 endeksi hem kendi rekorunu tazeledi hem de 10 bin seviyesinin üzerine yerleşti. İstanbul BIST tüm endeksi dahilinde 500’ü aşkın şirket işlem görüyor. Bu şirketlerden gıda, içecek, tarım, ormancılık sektörleri içinde toplam 20’nin üzerinde şirket var. İstanbul Ticaret’e konuşan uzmanlar, önümüzde daha net bir tablo olduğuna ve bunun paralelinde borsada yükseliş trendinin devam edeceğine işaret ederek, burada ana temanın enflasyon, makroekonomik dengelenme ve yabancı girişleri olduğunu vurguluyor. Yıl başından bu yana fiyat hareketleri incelendiğinde, gıda şirketlerinin son üç ayda iyi performans sergilediğini söyleyen uzmanlar, “Şirket bazlı ayrışmalar gözlemlense de son üç aydaki performansları BIST 100 kazançlarını geçti. Bunun temel sebebi de açıklanan bilançoların diğer sektör hisselerine göre daha pozitif ve beklentilerin üstünde olması” diyor.

 

TEDBİRLER POZİTİF YANSIDI

 

Ahlatçı Yatırım Genel Müdür Yardımcısı Tonguç Erbaş, yeni ekonomi yönetiminin kadrosuyla ortodoks politikaların uygulanması, makro ihtiyati tedbirlerle sadeleşme adımlarının atılması ve duyulan güven ile Türkiye’nin makroekonomik verilerinde iyileşmenin sürdüğünü söyledi. Bu sürecin yabancılar tarafından olumlu karşılandığını, CDS fiyatlaması, kredi derecelendirme kuruluşları ve majör yabancı banka kurum raporlarından da görüldüğünü belirten Erbaş, özellikle kredi derecelendirme kuruluşlarının not artışlarının devam ettiğine dikkat çekti. Global oyuncuların takip ettiği bu gelişmelerin Borsa İstanbul’a pozitif yansıdığını belirten Erbaş, “Bu seneyi neredeyse yarılarken dolar bazında yüzde 24 primlenen BIST, gelişmekte olan ülkeler arasında pozitif ayrışıyor. Genel seçimlerin ışığında, son bir senelik süreçte ise yabancı takas oranımızın yüzde 29’dan yüzde 40 seviyesine dayandığını görüyoruz. Takip eden dönemde özellikle hükümetin enflasyonu düşürmek için uyguladığı daraltıcı para politikalarının etkisi enflasyonda görülmeye başladıktan sonra gösterge faiz oranlarında kademeli azaltımlar bekliyoruz. Yurt dışı merkez bankalarından erken gelecek faiz azaltım sinyalleri risk alma noktasında değerlendirilerek 10 bin seviyesi üzerinde kalıcılığın devam edeceği görüşündeyiz” dedi.

 

ORTALAMA GETİRİ YÜZDE 80

 

Erbaş, Borsa İstanbul’da gıda özelinde 20 şirket olduğunu belirterek, şu bilgiyi verdi: “Tarım ve tarıma dayalı bazı şirketlerin (Kayseri Şeker, Bor Şeker, Bagfas Bandırma Gübre Fabrikaları, Gübre Fabrikaları, Hektaş, Agrotech Yüksek Teknoloji ve Yatırım, Ofis Yem Gıda, Türk Traktör ve Ziraat Makineleri, Kütahya Şeker, A.V.O.D Kurutulmuş Gıda, Elite Natürel Organik Gıda, Orçay Ortaköy Çay Sanayi, Söke Değirmencilik) sene başından bu yana ortalama getirisi yüzde 80.50 oldu. Bu şirketler, Borsa İstanbul’un yüzde 36 getirisine göre pozitif ayrıştı.”

 

TARIMA DAYALI ŞİRKETLER 

 

Borsa İstanbul’da tarıma dayalı halka açık şirket profillerinin de değiştiğini bildiren Erbaş, “Bazı şirketler doğrudan tarım ürünleri üretirken ve ilaçlama, gübreleme ve tohum çalışmaları yaparken, bazıları ise tarıma tedarik sağlayan ve üretime çeşitli ekipmanlarla destek veren grup olarak ayrılıyor. Diğer taraftan yeni halka arz olan tarıma dayalı şirket fiyatlaması, temel göstergelerin dışında gerçekleşebiliyor. Bu nedenle şirket performansları sadece temel beklentiler üzerinden değil, sektör içindeki konumu ve halka açılma süreci ile ilgili olabiliyor” diye konuştu.

 

İNOVATİF TEKNİKLER VERİMİ ARTIRIYOR

 

Ahlatçı Yatırım Genel Müdür Yardımcısı Tonguç Erbaş, dünyada en büyük tarım ve tarıma dayalı şirketler incelendiğinde Archer-Daniels-Midland’ın Kasım 2022’den bu yana yüzde 35 değer kaybetti-ğini hatırlatarak, küresel geliş-meleri şöyle özetledi: “Küresel gıda şirketi Bunge, Haziran 2022’den bu yana yüzde 9’a yakın değer kaybetti. Latin Amerika’nın dev tarım şirketi olan Adecoagro, topraksız tarım ürünlerinde öncü olmayı hedefliyor. 2023 üçüncü çeyrek sonuçlarına göre brüt kâr marjını yüzde 40’a yakın arttırdı. Global tarım şirketleri inovatif teknikler ve verimliliklerini sürekli artırma çabasındayken Türkiye’deki tarım ve tarıma dayalı şirketlerin global trendleri takip etmesi fayda sağlar.”

 

YENİ ZİRVELER GÖRECEĞİZ

 

A1 Capital Genel Müdür Yardımcısı Üzeyir Doğan, Borsa İstanbul BIST Tüm endeksi dahilinde 531 şirketin faaliyette olduğunu belirterek, bunların 47’sinin gıda içecek, tarım, ormancılık sektörlerinde olduğunu söyledi. Doğan, şunları kaydetti: “Bu 47 şirketin toplam piyasa değeri 900 milyar TL civarında seyrederken BIST Tüm endeksindeki şirketlerin toplam değeri ise 14.3 trilyon TL civarında. BIST 100 endeksinin yılın geri kalanında da yeni zirveler görmeye devam edeceğini, hatta ekonomi ve siyaset ekseninde doğru adımlar atıldığı sürece makro risklerdeki düşüşle birlikte bu trendin gelecek yıl da süreceğini düşünüyoruz.”

 

GETİRİ ORTALAMASI YÜZDE 49

 

InvestAZ Araştırma ve Strateji Birim Müdürü Mehmet Bilal Bircan, Borsa İstanbul’da 550 şirketten 10’unun dolaylı ya da doğrudan tarımsal faaliyetlere dayalı iş kollarında olduğunu belirtti. Yılbaşından bu yana BIST 100 ve BIST Sınai endekslerinin performanslarının sırasıyla yüzde 36 ve yüzde 27 getiri sağladığını söyleyen Bircan, beklentileri şöyle anlattı: “Bu dönemde tarım ve tarıma dayalı alanda faaliyet gösteren şirketlerin getiri ortalamasının ise yüzde 49 olduğu dikkat çekiyor. Devam eden süreçte tarımsal alanların iyileştirilmesine yönelik çalışma-larla bir yandan Türkiye’nin kendi içerisinde tarımsal ürün yeterliliği desteklenirken bir yandan da ihracatın artırılmasına olumlu katkı sağlayacak.”  

20 Mayıs 2024 Pazartesi

Enflasyonla mücadele hedefi ve ekonomide istikrar için hazırlanan Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi, genelgeler ve yeni düzenlemelerle bütün kamu kurumlarında uygulanacak.


Kamu harcamalarında hangi kalemlerde tasarrufun artırılacağı, nerelerde ödeneklere öncelik verileceği tek tek açıklandı. Paketin daha öncekilerden farkı ise verimlilik, güçlü izleme, kamunun tamamında uygulama esası olacak. 

 

ADEM ORHUN 

 

Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek tarafından açıklandı. Pakette harcamaların azaltılmasının yanı sıra verimliliğin artırılması, izleme ve denetim hedefleri de dikkat çekiyor. Bir diğer husus ise paketin hedefleri kapsamında yeni düzenlemelerin yapılacak olması. Paketin sunumu öncesinde konuşan Yılmaz, daha önce yapılmış hazırlıklara ve talimatlara dikkat çekti. Yılmaz’ın yaptığı açıklamaya göre bu paket, tek başına değil, bütüncül bir çerçevede ortaya konulan, birbirini destekler mahiyette diğer paketlerle birlikte uygulanacak. Önümüzdeki aylarda Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın yaptığı hazırlıkların devreye girmesiyle toplam etkisini gösterecek. Bunlar, zamanı geldikçe açıklanacak. 

 

CUMHURBAŞKANI TALİMATI

 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 16 Nisan’daki kabine toplantısının ardından yaptığı açıklamada, Orta Vadeli Program’ın (OVP) güçlendirilmesi için kamuda tasarrufun artırılmasına, yatırımlarda önceliklerin belirlenmesine ve yapısal reformların hızlandırılmasına dikkat çekmişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 6 Mayıs’taki toplantıda ise kamuda harcamaları etkileyen alanlarda tasarruf kültürünü güçlendirici adımlar atılacağını ve bu yönde gerekli talimatları verdiklerini belirtmişti. 

 

DEVAMI GELECEK

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatların hatırlatan Cevdet Yılmaz da “Bu paket, tek başına değil, bütüncül bir çerçevede ortaya koyduğumuz, birbirini destekler mahiyette diğer paketlerle birlikte anlam ifade ediyor. Önümüzdeki aylarda, çeşitli hazırlıkların devreye girmesiyle ve oluşturacağı toplam etkiyle tam olacak. Bunları sizlerle zamanı geldikçe paylaşacağız” dedi. Yılmaz, “OVP’nin enflasyonu düşürmeye yönelik politikalarının yıllık bazda belirgin sonuçlarını bu yılın ikinci yarısında görmeye başlayacağız. Gelecek yıl yüzde 20’nin altında, 2026 yılında tek haneli enflasyona ulaşmada kararlıyız. Bunu sağlarken, büyümeyi, istihdamı ve sosyal dengeleri azami oranda gözetmeye devam edeceğiz” diye konuştu. 

 

HESAP VEREBİLİRLİK

 

Bu paketin, geçmiştekilerden farklılık arz ettiğini söyleyen Yılmaz, farkı şöyle açıkladı: “Bu paketi, geçmişten çıkardığımız derslerle, bu dönem aldığımız tedbirleri daha sıkı bir izleme sistemiyle hayata geçireceğiz. Ayrıca, ‘hesap verebilirlik’ mekanizmalarını güçlendirerek, haklı bir gerekçeye dayanmayan sapmaları engellemeyi amaçlıyoruz. Bu çalışmanın hayata geçirilmesinde idari ve kanuni olarak iki ayaklı çalışma yürütülüyor. Hiçbir kuruluşumuz bundan istisna değildir. Kanun gerektirmeyen hususlardaki genelge taslağı hazırlandı, kısa süre içinde Cumhurbaşkanımızın onayına sunulacak. Kanun gerektiren konularda yürüttüğümüz hazırlıklar, TBMM’nin takdirine arz edilecek.”

 

ÖNCEKİLERDEN FARKLI

 

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de Tasarruf ve Verimlilik Paketi sunumunda farklara dikkat çekti. Bakan Şimşek, “Bu bizim ilk tasarruf çabamız değil, son paket de olmayacak. Dolayısıyla bu alanla ilgili olarak önümüzdeki dönemde birçok adım atacağız. Bugünkü tedbir setini, geçmişteki uygulamalardan farklı kılan üç husus var” dedi. Bakan Şimşek, paketi farklı kılan üç maddeyi şöyle açıkladı:

 

  • Birincisi, Orta Vadeli Program’ın özüne uygun olarak, kamuda verimliliği artırarak tasarrufu amaçlıyoruz.  
  • İkincisi, bu paketle birlikte çok güçlü bir izleme, denetleme, raporlama ve yaptırım modelini hayata geçiriyoruz. 
  • Üçüncüsü, tedbirler, kamunun tamamını kapsayacak şekilde uygulanacak. Yani merkezi idareler, mahalli idareler, KİT’ler, döner sermayeler, fonlar yani kamunun tamamı bu tedbir paketinin kapsamındadır.

 

DEZENFLASYON İÇİN

 

“Vergi artışı, mevcut nesilleri etkiliyor, borçlanma ise gelecek nesillerin yükümlülük altına girmesi demek” diyen Bakan Şimşek, şöyle devam etti: “Kamuda harcama kontrolü ve tasarruf üzerinden dezenflasyon sürecine destek vereceğiz. Bu, çok önemli. Yatırımların öncelikli alanlara yönlendirilmesi de verimlilik açısından, uzun vadeli büyüme açısından çok kritik bir değişken. Kamu maliyesi ve birçok alanda reform yapacağız ve bunları paylaşacağız.” 

 

Bakan Şimşek’in sunumuna göre program, şu adımlarla güçlendirilecek: 

 

  • Kamuda harcama kontrolü ve tasarruflar artırılacak.
  • Yatırımlar öncelikli alanlara yönlendirilecek.
  • Yapısal reformlar hızlandırılacak.

 

TASARRUF VE HARCAMALAR

 

Harcama tedbirlerinin 3 temel ayağı olduğunu belirten Bakan Şimşek, bunları şöyle açıkladı: 

 

  • Kamuda tasarruf 
  • Bütçe harcamalarında disiplin
  • Kamu yatırımlarında verimlilik

 

Bakan Şimşek’in sunumuna göre, kamu tasarruf alanları içindeki 8 öncelikli alan şunlar olacak: 

1. Taşıtlar

2. Binalar

3. Kamu istihdamı

4. İdari yapılanmada etkinlik

5. Yurt dışı geçici görevler

6. Enerji ve atık yönetimi

7. Haberleşme giderleri

8. Diğer cari harcamalar 

 

AVDAGİÇ: DEZENFLASYON İÇİN KATKISI OLACAK

 

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, kamuda tasarruf programının ‘üretirken verimli ve harcarken tasarruflu olmayı’ bir döneme mahsus bırakmayıp, ülke kültürüne yerleştireceğine inandıklarını belirtti. Programın, enflasyonla mücadele fedakarlığını toplumun tüm kesimlerine paylaştıracağını ifade eden Avdagiç, “Topyekun bir mücadelenin yeni bir başlangıcı olmasını ve dezenflasyon kararlılığımıza katkı sağlamasını diliyoruz. Temennimiz, bu fedakarlıkların karşılığının kısa sürede kalıcı refah olarak tüm topluma geri dönmesi” değerlendirme-sinde bulundu.

 

NEDEN MALİ DİSİPLİN?

 

  • Kalıcı fiyat istikrarını sağlamak
  • Doğal afetlere kaynak oluşturmak
  • Yeşil ve dijital dönüşüme kaynak
  • Düşük risk primine ulaşmak
  • Makul şartlarda kredi bulmak
  • Bütçe açığını azaltarak nesiller arasında adaleti sağlamak

20 Mayıs 2024 Pazartesi