Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi genel seçimlerden bu yana yüzde 75 yükseldi.


 

Bu yılın başında 6 Şubat'ta yaşanan deprem felaketleriyle birlikte dalgalı bir seyir izleyen BIST 100 endeksi, seçim belirsizliklerinin sona ermesi ve yeni ekonomi yönetiminin uygulamaya aldığı politikaların ardından "ralli" yaptı.

 

Genel seçimlerin ikinci turda sonuçlanmasından bu yana yaklaşık yüzde 75 değer kazanan BIST100 endeksi, yıl başından bu yana da yüzde 46 artış kaydetti. Endeks, bu süreçte 8.513,54 puan ile rekor kırmıştı.

 

Sektör endeksleri arasında yılbaşından bu yana en çok kazandıran, yüzde 167 artışla sigorta olurken, en çok gerileyen, yüzde 0,87 ile madencilik oldu. Bankacılık endeksi yüzde 72 ve holding endeksi yüzde 41 artış kaydetti.

 

Öte yandan, gram altın yıl başından bu yana yüzde 75 yükselirken, aynı dönemde dolar/TL de yüzde 54 değer kazandı.

 

Mayısta 700 baz puanda bulunan Türkiye'nin 5 yıllık kredi risk primi (CDS), düşüş eğilimini sürdürerek perşembe günü 332,8 baz puan ile 19 Mart 2021'den bu yana en düşük günlük kapanışını gerçekleştirdi.

 

Seçim sonrası yeni ekonomi yönetiminin uyguladığı politikalar ve yabancı yatırımcılarla yapılan toplantıların ardından uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarından Türkiye'ye ilişkin olumlu değerlendirmeler art arda gelmeye devam ediyor.

 

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard & Poor's (S&P), geçen hafta, Türkiye'de son dönemdeki politika düzenlemeleri nedeniyle takvim dışı değerlendirmeye giderek, ülkenin kredi görünümünü revize etti. S&P, Türkiye'nin kredi notunu "B" olarak teyit ederken, kredi notu görünümünü "durağan"dan "pozitif"e çevirdi.

 

Daha önce başka bir uluslararası kredi kuruluşu olan Fitch Ratings de Türkiye’nin kredi not görünümü "negatif"ten "durağan"a revize ederken, Moody’s 17 Türk bankasının not görünümünü "negatif"ten "durağan"a çevirmişti.

 

"NOT GÖRÜNÜMLERİNDEKİ REVİZYONLAR, YAKLAŞAN NOT ARTIRIMLARININ DA HABERCİSİ "

 

PhillipCapital Yurt İçi Piyasalar Grup Başkanı Üzeyir Doğan, AA muhabirine, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye'ye ilişkin not görünümlerindeki revizyonlarının, yaklaşan not artırımlarının da habercisi niteliğinde olduğunu söyledi.

 

Düşüş eğilimindeki CDS'nin de Türkiye’ye olan bakış açındaki iyileşmenin bir göstergesi olduğunun altını çizen Doğan, son zamanlarda hem tahvil hem de borsaya yabancı girişleri başlamasına karşın Borsa İstanbul’da henüz beklenen yukarı yönlü hareketin gerçekleşmediğini dile getirdi.

 

Doğan, "Şirketlerin üçüncü çeyrekte açıkladığı güçlü finansallar ve Borsa İstanbul’un zirveden dönüşü, gerek endekste gerekse endekste ağırlığı yüksek olan birçok şirketin piyasa çarpanlarında ciddi düşüşler getirdi. Bu aynı zamanda önemli bir potansiyelin de biriktiğinin göstergesi." ifadelerini kullanarak, BIST 100 endeksinde son zamanlarda hisse bazlı hareketlerin daha ön planda olsa da endeksin 8.000 puanın üzerinde tutunma çabasının olumlu bir tablo oluşturduğunu vurguladı.

 

Aralıkta yurt dışında Noel döneminin ardından yılbaşı tatillerinin bir rehavet nedeni olabileceğini ve işlem hacimlerinin yanı sıra volatilitede de bir düşüşün gözlenebileceğini aktaran Doğan, "Buna karşın başta bahsettiğimiz sınırlı da olsa yabancı girişlerinin devamı endekste düşük hacimlerle de olsa yukarı yönlü potansiyeli destekleyebilir. Yeni yılla birlikte yabancı yatırımcıların ilgisinin daha da artacağını düşündüğümüz endekste daha kalıcı hareketler görebiliriz." dedi.

 

Doğan, BIST 100 endeksine ilişkin teknik değerlendirmede de bulunarak şunları kaydetti: "Endekste kısa vadede düzeltmenin yüzde 61,8 seviyesinin de bulunduğu 8.080 puan önemli bir direnç konumunda. Bu seviyenin üzerindeki kapanışlar önceki zirvenin bulunduğu 8.500 civarının hızlı bir şekilde test edilmesini sağlayabilir. Aşağıda ise 7.750 puan en önemli destek konumunda olup, buraya kadar olacak geri çekilmeler alım fırsatı olarak değerlendirilebilir."

 

"BIST 100 ENDEKSİ, BENZERLERİNE GÖRE YÜZDE 60 CİVARINDA İSKONTOLU"

 

Perform Portföy Fon Yöneticisi Altan Aydın da Borsa İstanbul’da zor gecen 2023 yılının her şeye rağmen kötü bir getiri sunmadığını belirterek, "BIST100 endeksi, ekime kadar enflasyon ve dövizle yarışır durumdaydı. 7 Ekim’de başlayan Hamas - İsrail çatışmaları sonrasında zayıflayan endeksin, yılı yine iyi bir görüntüyle bitirmesini bekliyorum." değerlendirmesinde bulundu.

 

Şirketler açısından üçüncü çeyrek bilanço döneminin gayet başarılı geçtiğini ancak sıkılaşma adımlarının kar marjlarında baskı yarattığını ifade eden Aydın, dördüncü çeyrek bilanço döneminin ise nispeten daha sakin geçebileceğini ve sektör bazlı pozitif ayrışmaların görülebileceğini düşündüğünü bildirdi.

 

Aydın, BIST 100 endeksinin fiyat/kazanç oranının (F/K) 6,6 seviyesinde bulunduğunu kaydederek, şöyle devam etti: "BIST 100 endeksinin F/K seviyesi üçüncü çeyrek bilanço dönemi öncesi 7,7 de bulunuyordu. 2024 kar tahminlerine göre ise BIST 100 endeksi 4,5 F/K ile işlem görmektedir. Bu da BIST 100 endeksinin benzerlerine göre yüzde 60 civarında iskontolu olduğuna işaret etmektedir. Politika faizinin yüzde 40 seviyesine çekilmesi, kredi ve mevduat faizleri üzerinde de yukarı yönlü baskı yaratıyor. Bu açıdan bakıldığında hem şirketlerin finansman yükü açısından hem de alternatif getiri açısından borsa için negatif bir görünüm düşünülse de öngörülebilir politika ile risk priminin geldiği seviye itibarıyla umut vadeden bir ortamın oluştuğunu belirtmek gerekir."

 

2024'e girerken, daha öngörülebilir bir para politikası, dengelenmiş enflasyon beklentileri ve azalan siyasi belirsizlik ortamının yabancı yatırımcıların nezdinde cazip görüneceğini aktaran Aydın, "Son aylarda ihraçlara gelen talep, yazılan rapor sıklığı bu duruma örnek olarak düşünülmelidir. Bu nedenle, 2024 için son iki senedeki kadar olmasa da yine reel getiri sunabilecek bir performans bekliyorum. Sektörel bazda ise bankacılık, gıda üreticisi ve gıda perakende ile telekomünikasyon sektörlerini tercih ediyoruz. 2024 ve 2025 yılları beraber düşünülürse özellikle havacılık ve enerji sektörlerinde uzun vadeli yatırım fırsatlarını da kollamak gerektiği kanaatindeyiz." ifadelerini kullandı.

03 Aralık 2023 Pazar

Toplam piyasa değeri 14.2 trilyon TL olan Borsa İstanbul’da 500’ü aşkın şirket işlem görüyor. Son üç ayda BIST 100 endeksi kendi rekorunu tazeleyerek 10 bin seviyesinin üzerine yükseldi.


Borsada aynı dönemde gıda şirketlerinin de iyi bir performans gösterdiğini söyleyen uzmanlar, “Son üç ayda gıda şirketlerinin performansı, BIST 100 kazançlarını da geçti” diyor.

 

MESUDE DEMİRHAN

 

Yerel seçimler geride kalırken BIST 100 endeksi hem kendi rekorunu tazeledi hem de 10 bin seviyesinin üzerine yerleşti. İstanbul BIST tüm endeksi dahilinde 500’ü aşkın şirket işlem görüyor. Bu şirketlerden gıda, içecek, tarım, ormancılık sektörleri içinde toplam 20’nin üzerinde şirket var. İstanbul Ticaret’e konuşan uzmanlar, önümüzde daha net bir tablo olduğuna ve bunun paralelinde borsada yükseliş trendinin devam edeceğine işaret ederek, burada ana temanın enflasyon, makroekonomik dengelenme ve yabancı girişleri olduğunu vurguluyor. Yıl başından bu yana fiyat hareketleri incelendiğinde, gıda şirketlerinin son üç ayda iyi performans sergilediğini söyleyen uzmanlar, “Şirket bazlı ayrışmalar gözlemlense de son üç aydaki performansları BIST 100 kazançlarını geçti. Bunun temel sebebi de açıklanan bilançoların diğer sektör hisselerine göre daha pozitif ve beklentilerin üstünde olması” diyor.

 

TEDBİRLER POZİTİF YANSIDI

 

Ahlatçı Yatırım Genel Müdür Yardımcısı Tonguç Erbaş, yeni ekonomi yönetiminin kadrosuyla ortodoks politikaların uygulanması, makro ihtiyati tedbirlerle sadeleşme adımlarının atılması ve duyulan güven ile Türkiye’nin makroekonomik verilerinde iyileşmenin sürdüğünü söyledi. Bu sürecin yabancılar tarafından olumlu karşılandığını, CDS fiyatlaması, kredi derecelendirme kuruluşları ve majör yabancı banka kurum raporlarından da görüldüğünü belirten Erbaş, özellikle kredi derecelendirme kuruluşlarının not artışlarının devam ettiğine dikkat çekti. Global oyuncuların takip ettiği bu gelişmelerin Borsa İstanbul’a pozitif yansıdığını belirten Erbaş, “Bu seneyi neredeyse yarılarken dolar bazında yüzde 24 primlenen BIST, gelişmekte olan ülkeler arasında pozitif ayrışıyor. Genel seçimlerin ışığında, son bir senelik süreçte ise yabancı takas oranımızın yüzde 29’dan yüzde 40 seviyesine dayandığını görüyoruz. Takip eden dönemde özellikle hükümetin enflasyonu düşürmek için uyguladığı daraltıcı para politikalarının etkisi enflasyonda görülmeye başladıktan sonra gösterge faiz oranlarında kademeli azaltımlar bekliyoruz. Yurt dışı merkez bankalarından erken gelecek faiz azaltım sinyalleri risk alma noktasında değerlendirilerek 10 bin seviyesi üzerinde kalıcılığın devam edeceği görüşündeyiz” dedi.

 

ORTALAMA GETİRİ YÜZDE 80

 

Erbaş, Borsa İstanbul’da gıda özelinde 20 şirket olduğunu belirterek, şu bilgiyi verdi: “Tarım ve tarıma dayalı bazı şirketlerin (Kayseri Şeker, Bor Şeker, Bagfas Bandırma Gübre Fabrikaları, Gübre Fabrikaları, Hektaş, Agrotech Yüksek Teknoloji ve Yatırım, Ofis Yem Gıda, Türk Traktör ve Ziraat Makineleri, Kütahya Şeker, A.V.O.D Kurutulmuş Gıda, Elite Natürel Organik Gıda, Orçay Ortaköy Çay Sanayi, Söke Değirmencilik) sene başından bu yana ortalama getirisi yüzde 80.50 oldu. Bu şirketler, Borsa İstanbul’un yüzde 36 getirisine göre pozitif ayrıştı.”

 

TARIMA DAYALI ŞİRKETLER 

 

Borsa İstanbul’da tarıma dayalı halka açık şirket profillerinin de değiştiğini bildiren Erbaş, “Bazı şirketler doğrudan tarım ürünleri üretirken ve ilaçlama, gübreleme ve tohum çalışmaları yaparken, bazıları ise tarıma tedarik sağlayan ve üretime çeşitli ekipmanlarla destek veren grup olarak ayrılıyor. Diğer taraftan yeni halka arz olan tarıma dayalı şirket fiyatlaması, temel göstergelerin dışında gerçekleşebiliyor. Bu nedenle şirket performansları sadece temel beklentiler üzerinden değil, sektör içindeki konumu ve halka açılma süreci ile ilgili olabiliyor” diye konuştu.

 

İNOVATİF TEKNİKLER VERİMİ ARTIRIYOR

 

Ahlatçı Yatırım Genel Müdür Yardımcısı Tonguç Erbaş, dünyada en büyük tarım ve tarıma dayalı şirketler incelendiğinde Archer-Daniels-Midland’ın Kasım 2022’den bu yana yüzde 35 değer kaybetti-ğini hatırlatarak, küresel geliş-meleri şöyle özetledi: “Küresel gıda şirketi Bunge, Haziran 2022’den bu yana yüzde 9’a yakın değer kaybetti. Latin Amerika’nın dev tarım şirketi olan Adecoagro, topraksız tarım ürünlerinde öncü olmayı hedefliyor. 2023 üçüncü çeyrek sonuçlarına göre brüt kâr marjını yüzde 40’a yakın arttırdı. Global tarım şirketleri inovatif teknikler ve verimliliklerini sürekli artırma çabasındayken Türkiye’deki tarım ve tarıma dayalı şirketlerin global trendleri takip etmesi fayda sağlar.”

 

YENİ ZİRVELER GÖRECEĞİZ

 

A1 Capital Genel Müdür Yardımcısı Üzeyir Doğan, Borsa İstanbul BIST Tüm endeksi dahilinde 531 şirketin faaliyette olduğunu belirterek, bunların 47’sinin gıda içecek, tarım, ormancılık sektörlerinde olduğunu söyledi. Doğan, şunları kaydetti: “Bu 47 şirketin toplam piyasa değeri 900 milyar TL civarında seyrederken BIST Tüm endeksindeki şirketlerin toplam değeri ise 14.3 trilyon TL civarında. BIST 100 endeksinin yılın geri kalanında da yeni zirveler görmeye devam edeceğini, hatta ekonomi ve siyaset ekseninde doğru adımlar atıldığı sürece makro risklerdeki düşüşle birlikte bu trendin gelecek yıl da süreceğini düşünüyoruz.”

 

GETİRİ ORTALAMASI YÜZDE 49

 

InvestAZ Araştırma ve Strateji Birim Müdürü Mehmet Bilal Bircan, Borsa İstanbul’da 550 şirketten 10’unun dolaylı ya da doğrudan tarımsal faaliyetlere dayalı iş kollarında olduğunu belirtti. Yılbaşından bu yana BIST 100 ve BIST Sınai endekslerinin performanslarının sırasıyla yüzde 36 ve yüzde 27 getiri sağladığını söyleyen Bircan, beklentileri şöyle anlattı: “Bu dönemde tarım ve tarıma dayalı alanda faaliyet gösteren şirketlerin getiri ortalamasının ise yüzde 49 olduğu dikkat çekiyor. Devam eden süreçte tarımsal alanların iyileştirilmesine yönelik çalışma-larla bir yandan Türkiye’nin kendi içerisinde tarımsal ürün yeterliliği desteklenirken bir yandan da ihracatın artırılmasına olumlu katkı sağlayacak.”  

20 Mayıs 2024 Pazartesi

Enflasyonla mücadele hedefi ve ekonomide istikrar için hazırlanan Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi, genelgeler ve yeni düzenlemelerle bütün kamu kurumlarında uygulanacak.


Kamu harcamalarında hangi kalemlerde tasarrufun artırılacağı, nerelerde ödeneklere öncelik verileceği tek tek açıklandı. Paketin daha öncekilerden farkı ise verimlilik, güçlü izleme, kamunun tamamında uygulama esası olacak. 

 

ADEM ORHUN 

 

Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek tarafından açıklandı. Pakette harcamaların azaltılmasının yanı sıra verimliliğin artırılması, izleme ve denetim hedefleri de dikkat çekiyor. Bir diğer husus ise paketin hedefleri kapsamında yeni düzenlemelerin yapılacak olması. Paketin sunumu öncesinde konuşan Yılmaz, daha önce yapılmış hazırlıklara ve talimatlara dikkat çekti. Yılmaz’ın yaptığı açıklamaya göre bu paket, tek başına değil, bütüncül bir çerçevede ortaya konulan, birbirini destekler mahiyette diğer paketlerle birlikte uygulanacak. Önümüzdeki aylarda Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın yaptığı hazırlıkların devreye girmesiyle toplam etkisini gösterecek. Bunlar, zamanı geldikçe açıklanacak. 

 

CUMHURBAŞKANI TALİMATI

 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 16 Nisan’daki kabine toplantısının ardından yaptığı açıklamada, Orta Vadeli Program’ın (OVP) güçlendirilmesi için kamuda tasarrufun artırılmasına, yatırımlarda önceliklerin belirlenmesine ve yapısal reformların hızlandırılmasına dikkat çekmişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 6 Mayıs’taki toplantıda ise kamuda harcamaları etkileyen alanlarda tasarruf kültürünü güçlendirici adımlar atılacağını ve bu yönde gerekli talimatları verdiklerini belirtmişti. 

 

DEVAMI GELECEK

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatların hatırlatan Cevdet Yılmaz da “Bu paket, tek başına değil, bütüncül bir çerçevede ortaya koyduğumuz, birbirini destekler mahiyette diğer paketlerle birlikte anlam ifade ediyor. Önümüzdeki aylarda, çeşitli hazırlıkların devreye girmesiyle ve oluşturacağı toplam etkiyle tam olacak. Bunları sizlerle zamanı geldikçe paylaşacağız” dedi. Yılmaz, “OVP’nin enflasyonu düşürmeye yönelik politikalarının yıllık bazda belirgin sonuçlarını bu yılın ikinci yarısında görmeye başlayacağız. Gelecek yıl yüzde 20’nin altında, 2026 yılında tek haneli enflasyona ulaşmada kararlıyız. Bunu sağlarken, büyümeyi, istihdamı ve sosyal dengeleri azami oranda gözetmeye devam edeceğiz” diye konuştu. 

 

HESAP VEREBİLİRLİK

 

Bu paketin, geçmiştekilerden farklılık arz ettiğini söyleyen Yılmaz, farkı şöyle açıkladı: “Bu paketi, geçmişten çıkardığımız derslerle, bu dönem aldığımız tedbirleri daha sıkı bir izleme sistemiyle hayata geçireceğiz. Ayrıca, ‘hesap verebilirlik’ mekanizmalarını güçlendirerek, haklı bir gerekçeye dayanmayan sapmaları engellemeyi amaçlıyoruz. Bu çalışmanın hayata geçirilmesinde idari ve kanuni olarak iki ayaklı çalışma yürütülüyor. Hiçbir kuruluşumuz bundan istisna değildir. Kanun gerektirmeyen hususlardaki genelge taslağı hazırlandı, kısa süre içinde Cumhurbaşkanımızın onayına sunulacak. Kanun gerektiren konularda yürüttüğümüz hazırlıklar, TBMM’nin takdirine arz edilecek.”

 

ÖNCEKİLERDEN FARKLI

 

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de Tasarruf ve Verimlilik Paketi sunumunda farklara dikkat çekti. Bakan Şimşek, “Bu bizim ilk tasarruf çabamız değil, son paket de olmayacak. Dolayısıyla bu alanla ilgili olarak önümüzdeki dönemde birçok adım atacağız. Bugünkü tedbir setini, geçmişteki uygulamalardan farklı kılan üç husus var” dedi. Bakan Şimşek, paketi farklı kılan üç maddeyi şöyle açıkladı:

 

  • Birincisi, Orta Vadeli Program’ın özüne uygun olarak, kamuda verimliliği artırarak tasarrufu amaçlıyoruz.  
  • İkincisi, bu paketle birlikte çok güçlü bir izleme, denetleme, raporlama ve yaptırım modelini hayata geçiriyoruz. 
  • Üçüncüsü, tedbirler, kamunun tamamını kapsayacak şekilde uygulanacak. Yani merkezi idareler, mahalli idareler, KİT’ler, döner sermayeler, fonlar yani kamunun tamamı bu tedbir paketinin kapsamındadır.

 

DEZENFLASYON İÇİN

 

“Vergi artışı, mevcut nesilleri etkiliyor, borçlanma ise gelecek nesillerin yükümlülük altına girmesi demek” diyen Bakan Şimşek, şöyle devam etti: “Kamuda harcama kontrolü ve tasarruf üzerinden dezenflasyon sürecine destek vereceğiz. Bu, çok önemli. Yatırımların öncelikli alanlara yönlendirilmesi de verimlilik açısından, uzun vadeli büyüme açısından çok kritik bir değişken. Kamu maliyesi ve birçok alanda reform yapacağız ve bunları paylaşacağız.” 

 

Bakan Şimşek’in sunumuna göre program, şu adımlarla güçlendirilecek: 

 

  • Kamuda harcama kontrolü ve tasarruflar artırılacak.
  • Yatırımlar öncelikli alanlara yönlendirilecek.
  • Yapısal reformlar hızlandırılacak.

 

TASARRUF VE HARCAMALAR

 

Harcama tedbirlerinin 3 temel ayağı olduğunu belirten Bakan Şimşek, bunları şöyle açıkladı: 

 

  • Kamuda tasarruf 
  • Bütçe harcamalarında disiplin
  • Kamu yatırımlarında verimlilik

 

Bakan Şimşek’in sunumuna göre, kamu tasarruf alanları içindeki 8 öncelikli alan şunlar olacak: 

1. Taşıtlar

2. Binalar

3. Kamu istihdamı

4. İdari yapılanmada etkinlik

5. Yurt dışı geçici görevler

6. Enerji ve atık yönetimi

7. Haberleşme giderleri

8. Diğer cari harcamalar 

 

AVDAGİÇ: DEZENFLASYON İÇİN KATKISI OLACAK

 

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, kamuda tasarruf programının ‘üretirken verimli ve harcarken tasarruflu olmayı’ bir döneme mahsus bırakmayıp, ülke kültürüne yerleştireceğine inandıklarını belirtti. Programın, enflasyonla mücadele fedakarlığını toplumun tüm kesimlerine paylaştıracağını ifade eden Avdagiç, “Topyekun bir mücadelenin yeni bir başlangıcı olmasını ve dezenflasyon kararlılığımıza katkı sağlamasını diliyoruz. Temennimiz, bu fedakarlıkların karşılığının kısa sürede kalıcı refah olarak tüm topluma geri dönmesi” değerlendirme-sinde bulundu.

 

NEDEN MALİ DİSİPLİN?

 

  • Kalıcı fiyat istikrarını sağlamak
  • Doğal afetlere kaynak oluşturmak
  • Yeşil ve dijital dönüşüme kaynak
  • Düşük risk primine ulaşmak
  • Makul şartlarda kredi bulmak
  • Bütçe açığını azaltarak nesiller arasında adaleti sağlamak

20 Mayıs 2024 Pazartesi