Türkiye Beyaz Eşya Sanayicileri Derneği (TÜRKBESD) Başkanı Gökhan Sığın, ihracattaki azalmanın üretim üzerine negatif etki yapmasını engellemenin yolunun iç pazarın kaldıraç etkisinden faydalanmak olduğunu belirtti.


Türkiye Beyaz Eşya Sanayicileri Derneği (TÜRKBESD) Başkanı Gökhan Sığın, ihracattaki azalmanın üretim üzerine negatif etki yapmasını engellemenin yolunun iç pazarın kaldıraç etkisinden faydalanmak olduğunu, ihracattaki düşüşü bu zamana kadar iç satışların büyük oranda dengelediğini ve böylece üretim ve istihdam yapılarını koruyabildiklerini bildirdi.

 

TÜRKBESD, beyaz eşya sektörünün 2023'ün 9 ayına ilişkin sonuçlarını düzenlediği basın toplantısında değerlendirdi.

 

Dernek, İthalatçı ve üretici firmalardan oluşan yerli ve uluslararası üye şirketleriyle (Arçelik, BSH, Dyson, Electrolux, Groupe SEB, Haier Europe, LG, Miele, Vestel ) Türkiye’de beyaz eşya ve küçük ev aletleri sektörünün yüzde 90’ını temsil ediyor.

 

Toplantıda verilen bilgiye göre, 2023’ün 9 ayında, 6 ana üründe yurt içi satışlar geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 18 arttı. TÜRKBESD’e üye firmaların ihracatları ise bu dönemde yüzde 12 düşüş gösterdi.

 

Yılın 9 ayında altı ana üründe ihracat ve iç satışlardan oluşan toplam satışlar yaklaşık 24 milyon adet olarak gerçekleşti ve geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 4 azaldı. Üretim miktarı da bu dönemde yüzde 1 geriledi.

 

İSTİHDAMI KORUMA ÇABASI İÇİNDEYİZ

 

Toplantıda konuşan TÜRKBESD Başkanı Gökhan Sığın, beyaz eşya sektörü olarak küresel konjonktür sebebiyle ihracat daralması ile karşı karşıya kalınan bu dönemde üretim hacmi ve istihdamı koruma çabası içerisinde olduklarını belirtti.

 

Türkiye'nin, 2028 için 400 milyar dolarlık ihracat hedefi koyduğunu hatırlatan Sığın, "Biz de beyaz eşya sektörü olarak bu hedefe önemli bir katkı sağlayacağımıza inanıyoruz. Ayrıca yeşil ve dijital dönüşümü de odağına alan yeni Orta Vadeli Program'ı yer verilen düzenleme ve teşvikleri memnuniyetle karşıladık. Ülkemizin kalkınması için gerekli olan yeşil dönüşümün teşvik edilmesi kaynakların sanayiye dönmesi rekabetçiliğimizi güçlendirecektir." ifadelerini kullandı.

 

Çalışmalarının Türkiye'nin ihracat hedefine de katkı sunacağını aktaran Sığın, şunları kaydetti:

 

"Beyaz eşya sektöründe hacim aynı zamanda istihdam demektir. Büyüme süreklilik arz ettikçe istihdam da korunmuş olacaktır. Üretim hacmimizi ve istihdamımızı koruma çabası içerisinde, ülkemize katma değer sağlamaya devam ediyoruz. İhracattaki azalmanın üretim üzerine negatif etki yapmasını engellemenin yolu iç pazarın kaldıraç etkisinden faydalanmaktır. İhracattaki düşüşü bu zamana kadar iç satışlar büyük oranda dengeledi. Böylece üretim ve istihdam yapımızı koruyabildik. Gelinen noktada tüketimi kısmaya yönelik; kredi kartı taksit sayılarının azaltılması, kredi faiz ve komisyon oranlarının yükseltilmesi gibi uygulamalar bulunduğunu gözlemliyoruz. Bunların yaygınlaştırılması, sektörümüzün bu yıl itici gücü olan iç piyasa dinamizmini etkileyerek üretim ve istihdam dengemizi riske atabilecektir."

 

CUMHURİYETİMİZİN İLK YÜZYILI BOYUNCA ÜLKEMİZİN YANINDA OLDUK VE OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ

 

Sığın, Türk beyaz eşya sanayisinin 1950’lerde montaj sanayi ile başlayan serüveninin bugün küresel alanda rekabet edebilir hale geldiğine dikkati çekerek, "Türkiye, beyaz eşya üretiminde Avrupa'nın en büyük, dünyanın ise ikinci en büyük üretim üssü konumunda. Bu başarı, ülkemizin endüstriyel potansiyelini ve rekabet gücünü ortaya koyan önemli bir gösterge." diye konuştu.

 

Sığın, beyaz eşya sanayisinin Cumhuriyet'in 100 yıllık yolculuğunda önemli bir gelişim ve dönüşüm göstererek büyük bir başarı hikayesi yazdığını belirterek, "Sanayi ve istihdamın yanı sıra toplumsal kalkınmaya destek olmanın gururunu da taşıyoruz. Cumhuriyetimizin ilk yüz yılında eğitimden toplumsal cinsiyet eşitliğine, spor faaliyetlerinden doğal afetlere kadar her alanda ülkemiz bize nerede, ne zaman ihtiyaç duyduysa sektör olarak mutlaka orada, ülkemizin yanında olduk ve olmaya devam edeceğiz." dedi.

 

TÜRKBESD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Fatih Özkadı da ekim itibarıyla başlayan Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) geçişini değerlendirdi.

25 Ekim 2023 Çarşamba

Bulgaristan’ın en gelişmiş sanayi, üretim ve turizm şehirlerinden Burgaz, biri yapım aşamasında olan, biri de tamamlanarak hayata geçirilen iki yeni yatırım bölgesi için Türk girişimcilerle işbirliği yapmak istiyor.


Burgaz Sanayi ve Lojistik Parkı’ndan yapılan açıklamaya göre, küçük ve orta ölçekli yatırımcılar ve girişimciler için de çeşitli teşvikler uygulanıyor.  

 

SÜMEYRA YARIŞ TOPAL

 

Bulgaristan’ın en kalabalık dördüncü kenti konumunda olan Burgaz, iki ayrı yatırım bölgesi için Türk girişimcilerle işbirliği istiyor. Gümrüksüz serbest ticaret bölgesine de ev sahipliği yapan Burgaz; lojistik, altyapı ve Türkçe kullanımının yaygınlığı gibi avantajlarla dikkat çekiyor. Bulgaristan Burgaz bölgesine yönelik iş fırsatları, İstanbul Ticaret Odası’nda düzenlenen webinarda ele alındı. 

 

UYGUN KONUM 

 

‘Burgaz’a Yönelik Ticaret ve Yatırım Fırsatları’ konulu webinarın açılışında konuşan Burgaz Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Todor Demirkov, bölgelerinin yatırım için çok uygun bir konumu olduğunu ifade etti. Demirkov, “Şirketlerimiz Avrupa standartlarında hizmet veriyor. Burgaz bölgesi, gelişmiş altyapı ve ulaşım imkânları ile dikkat çekiyor. Her anlamda çok cazip bir lokasyonda bulunuyoruz” diye konuştu. 

 


BÜYÜME TRENDİ

 

Toplantıda konuşan Burgaz Ticaret Ataşesi Ali Arda Alıcı da Bulgaristan’ın son 5 yıldır büyüme trendi içinde olduğunu söyledi. Alıcı, “Bulgaristan’a yatırım yapacaklar için en büyük fırsatlardan biri, sabit kur sisteminin uygulanıyor olması. Bu şekilde kur dalgalanmalarından etkilenilmiyor. Aynı zamanda Avrupa Birliği (AB) fonlarından faydalanma imkanı var. Burgaz bölgesi de Bulgaristan’ın en gelişmiş bölgelerinden biri. Çok önemli bir turizm kenti. Normalde 380 bin olan nüfus, turizm sezonunda 1 milyona çıkıyor. Potansiyel arz eden ürünler; makina, demirli metal, motor ve hazır giyim malzemeleri olarak ön plana çıkıyor.

 

İŞGÜCÜ AVANTAJI 

 

Toplantıda konuşan Burgaz Belediyesi Temsilcisi Violeta Lazova da bölgelerinin yatırım için çok elverişli olduğunu söyledi. Violeta, “Kentimizde gümrüksüz serbest ticaret bölgemiz var. Buradan KDV uygulaması olmadan üçüncü ülkelere ihracat mümkün. Şehrimizde 95 eğitim kurumumuz var ve işgücümüzün yüzde 98’i en az bir yabancı dil biliyor, iki dil bilenlerin oranı yüzde 73. Ayrıca burada Türk vatandaşları da yaşadığı için Türkçe bilen işgücü de bulunuyor. Burgaz’da 17 bin kayıtlı firma var. Şehrimizde yüzde 29 ticaret, yüzde 25 hizmet, yüzde 15 üretim, yüzde 19 lojistik, yüzde 11 tarım ve yüzde 6.5 inşat alanında faaliyet gösteren firma var” diye konuştu. 

 

KÜÇÜK İŞLETMELER

 

Burgaz Sanayi ve Lojistik Parkı Direktörü Petar Ivanov da yatırım bölgelerinden bahsetti. Biri kuzeyde, biri güneyde iki ayrı yatırım bölgesine sahip olduklarını ve bu bölgelere yatırımcı çekmek istediklerini ifade eden Ivanov, “Sanayi ve lojistik parkımız iki fazdan oluşuyor. Kuzey bölgesi için özellikle küçük ve orta ölçekli yatırımcı çekmek istiyoruz. Bölgemiz havalimanına, tren garına, gümrüksüz bölgeye çok yakın. 

 

Şu an burası tamamlandı ve 37 firma faaliyete başladı. Güney yatırım alanımız ise yapım aşamasında ve buraya da daha büyük çaplı yatırımcıların yatırım yapmasını istiyoruz. Burası da yine lojistik ve altyapı olarak çok güzel imkanlara sahip” dedi.  

 


KARADENİZ’İN EKONOMİK FIRSATI

 

Toplantının açılış konuşmasını İTO Yönetim Kurulu Üyesi Münir Üstün gerçekleştirdi. Üstün, “Burgaz bize, coğrafi olarak Türkiye’deki pek çok şehirden daha yakın. Coğrafyası, yeşili, doğası çok güzel. Ayrıca turizm, lojistik ve ticaret imkanlarıyla göze çarpıyor. Karadeniz kıyısındaki ekonomik fırsatların bölgesel hatta küresel ölçekte değerlendirilmesi için çok çok önemli bir zemine sahip. Geçen yıl Bulgaristan’la dış ticaret hacmimiz 6 milyar 600 milyon doların üstüne çıktı. Bu olumlu süreci, bilhassa Bulgaristan’daki şehirlerin yatırım ve ticaret imkanlarını değerlendirerek ileriye taşıyabiliriz” diye konuştu. 

20 Mayıs 2024 Pazartesi

Züccaciyeciler Derneği (ZÜCDER) Başkanı Mesut Öksüz, bu yıl 6 milyar dolarlık ihracat hedeflediklerini belirterek, "İhracatta 8'inci sıradayız, ilk 5 yıl içerisinde hedefimiz 5'inci sıraya çıkmak. Bunun için çalışıyoruz." dedi.


Antalya'da düzenlenen 13. Uluslararası Ev ve Mutfak Eşyaları Üretici ve Marka Zirvesi'ne katılan Öksüz, dünyadaki küresel durgunluktan sektörün de etkilendiğini söyledi.

 

Yılın ilk çeyreğinde yüzde 3'lük daralma yaşadıklarını dile getiren Öksüz, sektör olarak ilk çeyrek itibarıyla 750 milyon dolar dış ticaret fazlası verdiklerini belirtti.

 

Öksüz, yıl ortası itibarıyla toparlanma beklediklerini, 2024'ü 6 milyar dolarlık ihracatla kapatmayı hedeflediklerini kaydetti.

 

İHRACAT, AVRUPA, AFRİKA VE ORTA DOĞU AĞIRLIKLI

 

Sektör olarak dünyanın her yerine ürün gönderdiklerini anlatan Öksüz, şöyle devam etti:

 

"Dünyanın neresine giderseniz gidin, hiç beklemediğimiz bir yerde, kafede, tabakta, porselende, seramikte, çelikte, bir ahşap üründe bizim markalarımızı bulma ihtimaliniz çok yüksek. İhracatta 8'inci sıradayız, ilk 5 yıl içerisinde hedefimiz 5'inci sıraya çıkmak. Bunun için çalışıyoruz. Çin, dünyanın devi, tek başına yüzde 50'den fazlasını gerçekleştiriyor, diğer ülkeler ise 300, 500 milyon dolarlık farklarla sıralanıyor."

 

Öksüz, sektörün dünyadaki ticaret hacminin 300 milyar dolar olduğunu ve bu ticaretin yaklaşık 152 milyar dolarını tek başına Çin'in gerçekleştirdiğini belirterek, Türkiye'nin ise dünya pazarından şu anda yüzde 2 pay aldığını kaydetti.

 

Çin'den sonra yaklaşık 15 milyar dolar ihracatla Almanya'nın, yaklaşık 14 milyar dolarla ABD'nin ilk üç sırada yer aldığını dile getiren Mesut Öksüz, ABD'yi de 8 milyar 860 milyon dolarlık ihracatla İtalya’nın, 8 milyar 813 milyon dolarla Meksika'nın, 7 milyar dolarla Hollanda'nın ve 6 milyar 400 bin dolarla Hong Kong'un takip ettiğini bildirdi.

 

Öksüz, Türkiye'nin de 6 milyar dolarla 8. sırada bulunduğunu ifade etti.

 

Sektör olarak ihracatı artırmak amacıyla farklı ülkelere yöneldiklerini belirten Öksüz, şunları söyledi:

 

"İhracatımızın yüzde 58'ini Avrupa Birliği ülkeleri oluşturuyor. Geri kalanı diğer ülkelere yayılmış durumda. Avrupa'daki ekonomik durgunluğun bizlerde sıkıntısı oldu. Son dönemlerde bir toparlanma var. Ukrayna, Rusya bizim için önemli pazar bölgesi. Buralarda da sıkıntılar yaşadık ama biraz toparlanma var. Satış bölgemiz Avrupa, Afrika ve Orta Doğu ağırlıklı."

 

ANNELER GÜNÜ CAN SUYU OLDU

 

ZÜCDER Başkanı Öksüz, iç pazarda ise ilk 3 ayda adet bazında daralma ancak ciro bazında artış yaşadıklarını söyledi.

 

Anneler Günü satışlarının sektöre can suyu olduğuna işaret eden Öksüz, "Geçtiğimiz hafta Anneler Günü vardı. Satışlar beklediğimize yakın seviyede geçti. Anneler Günü, düğün sezonu, bayramlara yönelik satışlar, cirolara katkı sağlıyor." diye konuştu.

 

Öksüz, özellikle yaz döneminde hareketlenen düğün sezonunun da sektöre katkı sağlamasını beklediklerini sözlerine ekledi.

19 Mayıs 2024 Pazar