Kacır, ihracatın lokomotifinin imalat sanayisi olduğunu belirterek "Bugün Türkiye yıllık 255 milyar dolar ihracat yapıyorsa bunu sanayicilerimize borçluyuz. Bazı alanlarda dünyada bir numarayız, bunların başında insansız hava araçları geliyor" dedi.


Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Sanayi ve Teknoloji Zirvesi'nin (MUST) birincisi MÜSİAD Genel Merkezi'nde gerçekleştirildi. MUST 2023, Türkiye'nin öncü sanayicilerini, sanayi ve teknolojinin üst düzey kamu otoritelerini, iş dünyası ve sivil toplum temsilcilerini buluşturdu.

 

Etkinlik kapsamında bir sunum gerçekleştiren Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, MÜSİAD'ın, Türkiye'nin kalkınma yolculuğunu milli değerlerle bütünleştiren ve Milli Teknoloji Hamlesi'ne katkı veren en önemli paydaşların başında geldiğini söyledi.

 

Milli Teknoloji Hamlesi denildiğinde herkesin aklına öncelikle savunma sanayisinin geldiğini aktaran Kacır, "Savunma sanayisi bu alandaki yolculuğumuzun lokomotifi oldu. 20 yıl öncesinde ücretini ödediği savunma sistemlerini başkalarından alamayan bir ülke iken bugün geliştirdiği milli savunma sanayi ürünleriyle dünyaya parmak ısırtan, dünyanın pek çok ülkesinin yakından izlediği, kimilerinin takdirle kimilerinin kıskançlıkla takip ettiği, başarı hikayelerine imza atan bir ülke olabildik." diye konuştu.

 

Kacır, sadece savunma sanayisinde bu başarılara imza atmış olmanın tam bağımsızlık iddiasını gerçekleştirebilmek için kafi olmadığını ifade ederek, şunları kaydetti:

 

"Bugünün dünyasında sağlık, tarım, enerji, ulaştırma ve finans teknolojilerinde benzer bir yaklaşım ortaya koymadan, kritik ürün ve hizmetleri yerli ve milli olarak geliştirme kabiliyeti elde edilmeden tam bağımsızlıktan bahsetmemiz mümkün değil. Savunma sanayisinde neyi nasıl başarmışsak, benzer bir bakış açısı ve gayretlerle önümüzdeki dönemde sanayinin ve teknolojinin tüm alanlarında bu başarı hikayesine yeni sayfalar ekleyeceğiz.

 

Sanayimizin milli hasılamız içindeki payı, sanayi performansımız açısından en temel göstergedir. Uzun yıllar milli gelirimiz içerisinde yüzde 20'nin altında bir paya sahip olan Türk sanayisi, son yıllarda payını artırdı ve 2022'de yüzde 27'ye yükseltti. Teknoloji seviyesi düşük gruplarla mukayese ettiğimizde daha yüksek bir ivmeyle yüksek teknoloji üretiminin artmakta olduğunu görüyoruz. Önümüzdeki dönemde bu trend daha da belirginleşecek.

 

İhracatımızın lokomotifi imalat sanayimizdir. Bugün Türkiye yıllık 255 milyar dolar ihracat yapıyorsa bunu üreticilerimize, sanayicilerimize borçluyuz. Bazı alanlarda dünyada bir numarayız, bunların başında insansız hava araçları geliyor. Aynı zamanda güneş paneli, ticari araç, beyaz eşya, düz cam, çimento üretiminde Avrupa birincisiyiz."

 

AKILLI MAKİNELERİN, AKILLI TEKNOLOJİLERİNİ GELİŞTİREN ÜLKELERDEN BİRİ OLMALIYIZ

 

Bakan Kacır, 20 yıl önce 248 milyon dolar olan savunma sanayi ihracatının, geçen yıl 4,4 milyar dolara ulaştığını söyledi.

 

Bu yıl savunma sanayisi ihracatında 6 milyar doların yakalanacağını aktaran Kacır, "Önümüzdeki yıl 10 milyar doları hedefliyoruz ve onu da inşallah yakalıyor olacağız." dedi.

 

Kacır, Türkiye'nin kendi otomobilini üretme sürecini anlatarak, "Tam fırsat penceresi kapanmak üzereyken Sayın Cumhurbaşkanımızın ısrarı sayesinde Türk sanayisini bu alana yönlendirmeyi başardık ve şimdi Türkiye'nin özel sektörü, kamunun da yeni nesil sanayi politikası yaklaşımıyla desteklemesi sayesinde Türkiye otomobilini yollara çıkarttı." ifadesini kullandı.

 

Teknoloji sayesinde bütün sektörlerin akıllı hale geldiğine değinen Kacır, sözlerini şöyle sürdürdü:

 

"Artık ulaşımdan değil akıllı ulaşımdan, tarımdan değil akıllı tarımdan, imalattan değil akıllı imalattan bahsediyoruz. Üretim sektöründe 10 bin kişi başına düşen üretim robotlarının sayısı dünya ortalamasında 140'lara çıktı. Bazı Uzak Doğu ülkelerinde 10 bin çalışana karşılık 1000 endüstriyel robot fabrikalarda faaliyet gösteriyor. Bu alan şu anda dünyada yıllık 50 milyar dolarlık bir hacme erişti. Türkiye hem endüstride akıllı sistemlerin kullanımını artırmak hem de küresel pazardan pay almak zorunda. Hedefimiz, bu alanda tıpkı Togg gibi bir lider, kilit teknoloji girişimini yerli ve milli olarak ortaya çıkarabilmek.

 

Dünyada muazzam bir istihdam sorunu var. Özellikle gelişmiş ülkeler çalıştıracak vatandaş bulamıyorlar. Bizim bütün bu yolculukta en büyük avantajımız genç ve dinamik nüfusumuz. Bizim nüfusumuzun ortanca yaşı 33, Almanya'nın nüfusunun ortanca yaşı 47. Pek çok gelişmiş ülkede şu anda ortanca yaş 50'ye yaklaştı. Dolayısıyla dünyanın özellikle tarım gibi stratejik alanlarda, akıllı makinelerden başka çaresi yok. Hem Türkiye'de Türk tarımını geliştirebilmek hem de dünyaya geliştirdiğimiz teknolojiyi ihraç edebilmek adına mutlaka bu akıllı makinelerin akıllı teknolojilerini geliştiren ülkelerden biri olmalıyız."

 

STRATEJİK İŞLERİ HEP BİRLİKTE TÜRK SANAYİSİYLE BAŞARACAĞIZ

 

Kacır, uzay teknolojileri ve uzay ekonomisinin çok hızlı büyüdüğüne işaret ederek, "Bugün 600 milyar dolara erişen bir uzay ekonomisinden bahsediyoruz. Bu, hızla 1 trilyon dolara gelecek. 20 yıldır bu alana çok yatırım yaptık. Savunma sanayisine paralel şekilde aslında Türkiye yine Sayın Cumhurbaşkanımızın ısrarlı takibi ve iddiasıyla bu alanda muazzam bir ekosistem kurdu. Bugün Türkiye, dünyada sayılı ülkenin sahip olduğu AR-GE, test altyapılarından birine sahip. Kendi uydularını tümüyle kendi imkanlarıyla geliştirebilen, üretebilen bir Türkiye'den bahsediyoruz." dedi.

 

Bütün sektörlerde ve endüstrilerde büyük bir değişimin geldiğini ve Türkiye'nin mutlaka bu değişimin öncülerinden biri olması gerektiğini belirten Kacır, bakanlık olarak uyguladıkları 12 temel politikayı katılımcılarla paylaştı.

 

Kacır, şimdiye kadar destek kararı verdikleri 176 projenin hayata geçmesiyle yılda 7 milyar doların üzerinde dış ticaret açığının kapatılmış olacağını dile getirdi.

 

Gelecek dönemde kilit teknolojik girişimleri Türkiye'den çıkarmak adına çağrılara çıkacaklarını anlatan Kacır, "Togg gibi büyük ölçekli özel sektör yatırımlarını Türkiye'den çıkarabilmek adına, kamu ve özel sektörün aynı istikamette hizalandığı stratejik işleri hep birlikte Türk sanayisiyle başaracağız." diye konuştu.

 

ASLOLAN, TÜRKİYE'NİN SÖZÜNÜN TESİRLİ, DURUŞUNUN ETKİLİ OLABİLMESİDİR

 

Bakan Kacır, 2 ay içerisinde bir yeşil dönüşüm ve dijital dönüşüm programını kamuoyuna ilan edeceklerini aktararak, "Gençliği, çok erken yaşlardan itibaren hayal kuran, araştıran, geliştiren, üreten bir noktaya taşımaya devam edeceğiz. Yeni nesil yazılım okulları kuruyoruz, bunların sayısını çoğaltacağız. Bu alan çok katma değerli. Türkiye'de 200 binin üzerinde yazılım geliştiricimiz var ama rakip ülkelerimizde bu sayı 1 milyonlara geldi. Muhakkak hızlanmalıyız ve hızlanabilmek adına geleneksel eğitim seçeneklerine alternatifleri çoğaltmalıyız." ifadelerini kullandı.

 

Aslolanın, taşıdıkları değerlerin, medeniyetin adalet ve merhamet değerlerinin dünyaya hakim olabilmesi olduğunu vurgulayan Kacır, sözlerini şöyle tamamladı:

 

"Aslolan, Türkiye'nin sözünün tesirli, duruşunun etkili olabilmesidir, Sayın Cumhurbaşkanımızın her platformda 'dünya 5'ten büyüktür' iddiasını güçlendirecek adımlar atabilmemizdir. Biz bu adımları atacağız ki biz ekonomimizi güçlendireceğiz, kalkınma yolculuğumuzu hızlandıracağız ki dünyada hiçbir zalim, hiçbir masuma kıymaya cesaret edemesin. 11 gündür yine Filistin'de kan, gözyaşı, zulüm var.

 

Dün, içinde çocukların, hastaların, yaralıların, doktorların, hemşirelerin, hasta bakıcıların olduğu bir hastane İsrail tarafından bombalandı. İsrail bir kez daha bir insanlık ve savaş suçu işledi. Biz bu acının bir an evvel son bulmasını temenni ediyoruz. Bunun için Sayın Cumhurbaşkanımız gece gündüz gayret gösteriyor. Ümidim bir an evvel bu acının son bulması, bu katliamların durmasıdır. Bunun için çalışmaya, hangi vazifedeysek bu hedef doğrultusunda gayret göstermeye devam edeceğiz."

 

Sunumun ardından Bakan Kacır, TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal ve MÜSİAD Genel Başkanı Mahmut Asmalı'nın da katılımıyla TÜBİTAK ve MÜSİAD arasında işbirliği imza töreni gerçekleştirildi.

18 Ekim 2023 Çarşamba

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, uluslararası girişim sermayesi fon yöneticilerinin Türkiye'de daha fazla varlık göstermeyi istediklerini belirtti.


Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, bir dizi programa katılmak için bulunduğu Londra'da girişim sermayesi fonları yöneticileriyle görüşmesinin ardından, Türk basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

 

Türkiye'de özellikle girişimcilik ve teknoloji ekosisteminin son 20 yılda muazzam bir mesafe kaydettiğini dile getiren Kacır, teknoloji girişimlerinin ölçeği büyürken sayısının da arttığını söyledi.

 

Kacır, bugün 10 binden fazla Türk teknoloji şirketinin 100'ün üzerinde teknoparkta inovasyon ve AR-GE odaklı çalışmalarını sürdürdüğünü aktardı.

 

Bu ekosistemin finansal olarak desteklenmesi ve büyümesinin kritik önemde olduğunu vurgulayan Kacır, "Teknoloji girişimleri, bütün dünyada çoğunlukla girişim sermayesi yatırım fonlarından aldıkları yatırımlarla büyüyor. Biz de Türkiye'de girişim sermayesi yatırım fonlarını büyütmeye gayret ediyoruz. Türkiye'de yeni girişim sermayesi yatırım fonlarının oluşturulması bizim önemli bir hedefimiz. Ayrıca, küresel yatırım fonlarının Türkiye'de teknolojik girişimlerine yatırım yapması da amacımız. Bunun için son yıllarda pek çok adım attık. Kamu kaynaklarının fonların fonu olarak girişim sermayesi fonlarına yatırım yapmasını sağlayan, böylelikle bir kaldıraç oluşturmayı mümkün kılan programlar başlattık." diye konuştu.

 

TÜRK TEKNOLOJİ GİRİŞİMLERİ 3 YILDA 4 MİLYAR DOLAR YATIRIM ALDI

 

Bakan Kacır, söz konusu programlar ve bu alanda gösterilen çaba sayesinde Türkiye'de teknoloji girişimlerinin önceki dönemlere göre daha büyük yatırım aldığını dile getirerek, "2010-2020 arası Türkiye'de teknoloji şirketlerine ve startuplara yatırım ölçeği yıllık 100 milyon dolar tutarındaydı. Türk teknoloji girişimleri, 2020-2023 döneminde ise 4 milyar dolar yatırım aldı. Bu tabii Türkiye'nin milyar dolar değeri aşan unicornların, yani Turcornların da çıkmasını hızlandırdı." dedi.

 

Oyun, e-ticaret, yazılım ve fintech gibi alanlarda milyar dolar değeri aşan Türk teknoloji girişimlerinin bulunduğunu kaydeden Kacır, sözlerini şöyle sürdürdü:

 

"2030'a kadar Türkiye'nin teknoloji ekosistemini, girişimcilik ekosistemini büyütmeye devam edeceğiz. Türkiye'den 100 bin teknoloji girişiminin doğmasını ve aynı dönemde bunların 100'ünün milyar dolar değeri aşarak Turcorn olmasını sağlayacağız. Ama bunu yaparken mutlaka uluslararası işbirliklerimizi güçlendirmemiz, Türkiye'nin teknoloji girişimciliğindeki başarı hikayesini dünyaya çok daha güçlü şekilde anlatmamız, tanıtmamız lazım. Bu vesileyle bulunduğum Londra'da çok sayıda girişim sermayesi fonu yöneticisiyle çok kapsamlı görüşme gerçekleştirdim. Bazıları geçmiş dönemlerde Türkiye'de yatırım yapmış olmakla birlikte pek çoğu aslında Türkiye'nin yeni bir başarı hikayesinin eşiğinde olduğunu ifade etti ve Türkiye'ye gelme konusundaki istekliliklerini benimle paylaştı. Bundan da açıkçası memnuniyet duydum.

 

Londra özellikle girişim sermayesi fonları ve diğer varlık fonları alanında dünyada öncü merkezlerden biri. Burada 500'den fazla sermaye fonu bulunuyor ve her yıl bu fonlar çok büyük ölçekte kaynak temin etme imkanına sahipler ve bu kaynağı yıldan yıla artan bir ölçekte teknolojiye ve teknoloji girişimciliğine ayırıyor. İnşallah, önümüzdeki dönemde kendileriyle kurduğumuz ilişkileri ve iletişimi çok daha ileri seviyeye getireceğiz. Türkiye'de benzer etkinlikleri onlarla birlikte gerçekleştireceğiz ve Türkiye'nin teknolojik girişimlerinin büyümesini hızlandırmaya devam edeceğiz."

 

TÜRKİYE'NİN YENİ HİKAYESİNDE KATMA DEĞERLİ ÜRETİM BAŞROL OYNAYACAK

 

Bakan Kacır, pek çok girişimin odağında sağlık, yeşil ve dijital dönüşüm ile yapay zeka gibi alanların olduğunu söyledi.

 

Özellikle bu alanlarda Türkiye'nin sahip olduğu kapasiteyi paylaştığını anlatan Kacır, "Yine yeşil dönüşümün önemli bir unsuru olan yeni nesil mobilite teknolojilerinde Türkiye'de startupların teknoloji girişimlerinin geldiği seviyeyi kendilerine çok detaylı olarak anlattım. Onlar da Türkiye'de daha fazla varlık göstermek arzusunu bizimle paylaştı. Türkiye'de kamunun, özellikle Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak biz ve ilgili kurumlarımızın bu ekosistemi ne kadar güçlü şekilde himaye ettiğimizi de görmeleri, onlar açısından cesaretlendirici oluyor." diye konuştu.

 

Kacır, Türkiye'de inovasyon ve fintech alanındaki regülasyon gelişmeleri ve kripto varlıklarla ilgili yeni yasa çalışması hakkında da yatırımcıları bilgilendirdiğini aktardı.

 

Tüm bu yaklaşımların Türkiye'nin yenilikçi teknolojilere ne kadar kuvvetli şekilde ev sahipliği yaptığını ve dönüşümü en ileri seviyede nasıl yakaladığını gösterdiğini dile getiren Kacır, sözlerini şöyle tamamladı:

 

"Onlar da bunun aslında çok farkında. Türkiye'nin makro ekonomik göstergelerindeki iyileşmeyi de çok kapsamlı olarak hem girişim sermayesi fon yöneticileriyle hem de dün yine görüştüğüm İngiltere Yatırım Bakanı ile konuştuk. Özellikle Türkiye'nin kredi risk priminin hızla düşüyor olması aslında Türk ekonomisinin doğru yolda olduğunun önemli göstergelerinden biri. Bunun sonucunda önümüzdeki dönemde Türkiye'ye yatırımların çok hızlanacağını öngörüyoruz. Muhataplarımız da aynı fikirdeler ve burada özellikle Türkiye'nin yeni dönemdeki bu sermaye akımlarını hızlı çekmesi, bu kaynağın büyük ölçekte katma değerli üretime, teknolojik dönüşüme ve teknolojik girişimciliğine kazandırılması için çabalarımızı artıracağız. Türkiye yepyeni başarı hikayelerini hayata geçirecek ve bu defa öncekilerden de daha güçlü şekilde, katma değerli, rekabetçi, verimli üretim ve yüksek teknoloji girişimleri bu hikayede başrol oynayacak."

 

Bakan Kacır, ayrıca Londra'daki iş dünyası ve sivil toplum kuruluşları temsilcileriyle bir araya geldi.

17 Mayıs 2024 Cuma

Ticaret Bakanlığı, muafiyet fazlası getirilen cep telefonlarının yurda girişinde vergi kayıp ve kaçağının önüne geçilmesi amacıyla uygulamada değişiklik yaptı.


 

Ticaret Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, yolcu beraberinde yurda sokulmak istenilen eşyalar kapsamının, Gümrük Kanununun Bazı Maddelerinin Uygulanması Hakkındaki Karar kapsamında düzenlendiği belirtilerek, "GSM-cep telefonu"nun da liste kapsamında yer aldığı anımsatıldı.

 

Cep telefonunun, yabancı misyon mensupları hariç, yolcunun kimlik numarasına kayıtlı hatlarla kullanılması kaydıyla, üç takvim yılında 1 adet getirilebildiğine işaret edilen açıklamada, bu cep telefonunun da yolcu beraberi kişisel eşya statüsünde gümrük vergilerinden muaf olarak serbest dolaşıma sokulabildiği vurgulandı.

 

Açıklamada, bunun haricinde yolcu beraberinde hediyelik eşya statüsünde veya posta/hızlı kargo taşımacılığı yoluyla muafen veya vergileri ödenmesi suretiyle dahi cep telefonu getirilmesinin mümkün olmadığının altı çizilerek, şöyle devam edildi: "Kararın uygulanması esasında, yolcuların beraberindeki eşya statüsünde ve muafiyet limiti dışında beyanlarına aykırı olarak getirdikleri cep telefonunun gümrük vergilerinin iki kat olarak alınması ve eşyanın sahibine teslim edilmesi, bu durumda, 1 adet muafiyet sınırını aşan ve vergileri alınarak teslim edilen telefonların getiren kişi veya üçüncü kişiler adına ulusal ağa tanıtılarak doğabilecek vergi kayıp ve kaçağının önüne geçilmesi amacıyla gerekli tedbir alındı. Bölge Müdürlüklerince, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumuna 1 adet muafiyet sınırını aşan telefonların kişi ve IMEI numaralarının bildirilmesi gerektiği hususu talimatlandırılmıştır."

 

MUAFİYET FAZLASI TELEFONLAR 3 AY GÜMRÜK AMBARLARINDA BEKLETİLEBİLECEK

 

Düzenlemeyle sadece yolcu beraberinde getirilen kişisel eşya statüsünde olan bir adet cep telefonuna muafiyet tanınması uygulamasında değişiklik olmadığına vurgu yapılan açıklamada, yolcu beraberi hediyelik eşya statüsünde veya beyana aykırı bir şekilde yurda sokulmak istenen ikinci cep telefonlarının İMEİ kaydı yapılmamak suretiyle kullanımı engellenemediği için bu kapsamdaki telefonun maktu vergileri ödenerek teslimi uygulamasının kaldırıldığı bildirildi.

 

Açıklamada, "Bununla birlikte yolcu beraberinde muafiyet fazlası olarak getirilen cep telefonunun, yolcu tarafından tekrar yurt dışına çıkışında teslim alınmak istenmesi halinde Gümrük Kanunu'nda belirtilen 3 aylık süre boyunca gümrük ambarlarında bekletilmesi ve süre içerisinde yolcunun tekrar yurt dışına çıkarken beraberinde teslim edilerek iade edilmesi mümkün bulunmaktadır." bilgisi paylaşıldı.

17 Mayıs 2024 Cuma