Pazar, 13 Ekim, 2024
Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Boyraz, Türkiye’nin gelecekteki ulaşım vizyonunu, İstanbul Ticaret Üniversitesi öğrencileriyle paylaştı. Boyraz öğrencilere, “Bakanlığa sizlerin de destek vermenizi, stajlarınızı bakanlığın ilgili kurumlarında yapmanızı istiyoruz” çağrısı yaptı.
ERTAN ERYILMAZ
Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Osman Boyraz, İstanbul Ticaret Üniversitesi Sivil Havacılık Topluluğu’nun düzenlediği ‘Türkiye’nin Yeni Yüzyılında Ulaştırma Projeleri’ başlıklı söyleşide, Türkiye’nin ulaşım vizyonunu paylaştı. Boyraz, Halil Rıfat Paşa’nın “Gidemediğin yer senin değildir” sözüne atıfta bulunarak, “Türkiye’de karayoluyla ulaşılamayan hiçbir alan kalmadı. Havacılıkla seyahat eden yolcularımız 100 milyonun üzerinde. Dış hat uçuşları 131 ülkede 345 noktaya ulaştı. Hava ulaştırma anlaşması yapılan ülke sayısı 81’den 174’e çıktı. Demiryollarında da devam eden projelerimizin uzunluğu 3 bin km. Toplam 52 ili birbirine bağlayacağız” dedi. Demiryolları ile ilgili en önemli hususun yük taşımacılığı, lojistik ve ulaştırma olduğunu belirten Boyraz, Kalkınma Yolu ve Zengezur Koridoru’nun da Türkiye için fırsat olduğunu anlattı.
TEKNOLOJİ HAKİM
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Araştırmaları Merkezi’nin (UDHAM) projelerinden bahseden Boyraz, “Ulaşan ve Erişen Türkiye adında bir yarışma düzenledik. Yarışma tamamlandı ama tekrar yapacağız. Gençlerin parlak fikirlerinden mutlaka istifade etmek istiyoruz. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, teknolojinin yoğun kullanıldığı bir bakanlık. Bu bakanlığa sizlerin de destek vermenizi, stajlarınızı mümkünse bakanlığın ilgili kurumlarında yapmanızı istiyoruz” dedi.
Akademisyen ve öğrencilerin katıldığı söyleşinin açılış konuşmasını yapan İstanbul Ticaret Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Dr. İsrafil Kuralay ise Türkiye’nin son 20 yılda ulaşımda çok güzel işler yaptığını belirterek, şunları söyledi: “Ulaşım olmazsa iletişim olmaz. İlk raylı sistem Karaköy’deki Tarihi Tünel Füniküler Hattı; dünyanın ikinci tüneli ‘dünyanın en eski ikinci metrosu’ unvanına sahip ama daha sonra unutmuşuz. Türkiye dışarıdan bakıldığında, bizim baktığımızdan en az 10 kat belki 20 kat daha değerli. İçeriden baktığımız için bazı şeyleri göremiyoruz.”
ENGELSİZ YAŞAM ZİRVESİ’NDE EŞİTLİK VE EMPATİ VURGUSU YAPILDI
Farkındalık ve Kızılay Topluluklarının organize ettiği Engelsiz Yaşam Zirvesi’nde, engelli bireylere yönelik toplumsal bakış açısı ve eşitlik ilkesi konuşuldu. Veysel Vardal Görme Engelliler Ortaokulu’ndan 30 ortaokul öğrencisinin de misafir edildiği zirvede, engellilerin yaşam kalitesini artırmaya yönelik öneriler farkındalık oluşturdu. Etkinliğe; İstanbul Aile ve Sosyal Hizmetleri İl Müdürü Yardımcısı, Eğitimci ve Yazar Halis Kuralay, Psikolog Rüya Çetinkaya, Avukat Enes Yılmaz, Veysel Vardal Görme Engelli Okulu Müdür Yardımcısı Alper Özkan, Engelli Öğrenci Birim Başkanı Cem Cengiz, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.
İLETİŞİM FAKÜLTESİ BÖLÜMLERİNE İLEDAK AKREDİTASYON BELGESİ
İletişim Fakültesi’nin Medya ve İletişim ile Halkla İlişkiler ve Reklamcılık bölümleri, öğrencilerinin kaliteli eğitim alması için yeni bir akreditasyon programına dahil oldu. İletişim Eğitimi Değerlendirme Akreditasyon Kurulu (İLEDAK), Medya ve İletişim ile Halkla İlişkiler ve Reklamcılık Lisans Programlarına akreditasyonu, 2024 yılı nisan ayında onayladı. Söz konusu bölümlerin 2 yıl süreyle almaya hak kazandığı İLEDAK akreditasyon belgesi, İletişim Araçları Derneği (İLAD) Başkanı Prof. Dr. Aysel Aziz tarafından Rektör Prof. Dr. Abdulhamit Avşar’a teslim edildi.
TEKNOPARK İSTANBUL’DAKİ YENİLİKÇİ PROJELERİ İNCELEDİLER
İstanbul Ticaret Üniversitesi Senato ve Yönetim Kurulu üyeleri, mutat toplantılarını bu ay, üniversitenin kurucu ve ortağı olduğu Teknopark İstanbul’da gerçekleştirdi. Toplantı-da, öğrencilerin savunma sanayi başta olmak üzere teknoloji geliştirme şirketlerinde yaptıkları staj ve iş süreçleri de değerlendirildi. Rektör Prof. Dr. Abdulhamit Avşar’ın başkanlık ettiği heyet, toplantı sonunda Teknopark İstanbul Kuluçka Merkezi’nde geliştirilen yenilikçi projeleri yerinde inceledi.
KIBRIS GAZİSİNİN OBJEKTİFİNDEN KIBRIS BARIŞ HAREKÂTI
Kıbrıs’ın tozlu yolları, Girne’nin sarp kayalıkları, Lefkoşa’nın eski sokakları ve Gazimağusa’nın derin tarihi… Tüm bu anlar, İstanbul Ticaret Üniversitesi İşletme Fakültesi Öğretim Üyesi, Kıbrıs Gazisi Prof. Dr. İsmet Kahraman Arslan’ın objektifinden Sütlüce Yerleşkesi koridorlarına düştü. Kıbrıs Barış Harekâtı’na ulaştırma subayı olarak katılan, adanın dört bir yanını dolaşarak yaşananları fotoğraflarla ölümsüzleştiren Prof. Dr. Arslan, mini bir sergi açtı. Rektör Prof. Dr. Abdulhamit Avşar, akademisyenler ve öğrencilerin de katılımıyla açılan sergi, Kıbrıs Barış Harekatı’nın yıl dönümü olan 20 Temmuz’a kadar ziyaret edilebilecek.
ÜNİVERSİTENİN YENİ MARKASI TİCARET MEDYA
İstanbul Ticaret Üniversitesi’nin iletişim kalitesini artırmak için yeniden yapılandırılan Ticaret Medya, resmen açıldı. Üniversitenin yeni markalarından olan İstanbul Ticaret Medya Merkezi bünyesinde Halkla İlişkiler ve Reklam Atölyesi, Televizyon Stüdyosu, Fotoğraf Stüdyosu, Film ve Animasyon Atölyesi, Radyo Stüdyosu, Montaj Odası, Reji Odası ve Mac Laboratuvarları bulunuyor. İtalik ve Haber Postası gibi basılı yayınların yanı sıra dijital yayınlara da ev sahipliği yapan Ticaret Medya, televizyon, radyo, dijital ve basılı yayınlar, sosyal medya gibi alanlarda öğrencilere stüdyo ve saha deneyimi kazandırıyor.
10 Haziran 2024 Pazartesi
İstanbul Ticaret Üniversitesi’nin, Türkiye Ulusal Ajansı işbirliğiyle düzenlediği Erasmus+ Merkezi Projeler Bilgi Günü etkinliğinde, Erasmus+ projelerinin ulusal ve merkezi yönetim yapıları ile Mesleki Mükemmeliyet Merkezlerinin yenilikçi projeleri ele alındı.
İstanbul Ticaret Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Hakan Hocaoğlu, etkinlikte yaptığı konuşmada, Erasmus değişim programlarının önemini vurgularken, bu alandaki projelerin daha da genişlemesi gerektiğini belirtti.
HABER:ERTAN ERYILMAZ
Türkiye Ulusal Ajansı İletişim Daire Başkanı Dr. Rana Kasapoğlu Önder ise Erasmus+ programının sadece öğrenci değişiminden ibaret olmadığını, aynı zamanda mesleki gelişim, girişimcilik ve startup projeleri gibi birçok alanda katkı sağladığını ifade etti.
Dr. Önder, Erasmus+ projelerinin iki temel yönetim şekline sahip olduğunu belirterek, ulusal ajanslar aracılığıyla yürütülen projelerin ‘ülke merkezli’ olduğunu, Avrupa Komisyonu tarafından yönetilen projelerin ise ‘merkezi projeler’ olarak adlandırıldığını açıkladı.
YEŞİL VE DİJİTAL DÖNÜŞÜM
Erasmus+ programının gelecekte daha fazla dijitalleşme ve yeşil dönüşüme odaklanacağını belirten Dr. Önder, “Avrupa Birliği’nin 2050 yılına kadar karbon ayak izini sıfırlama hedefi doğrultusunda, birçok proje çağrısı dijital ve çevre dostu uygulamalara yöneldi.
Bu dönüşümler gençlerin kariyer gelişiminde önemli bir rol oynayacak” dedi.
MESLEKİ MÜKEMMELİYET MERKEZLERİ
Türkiye Ulusal Ajansı Uzman Yardımcısı Damla Aydaşo da Mesleki Mükemmeliyet Merkezleri (CoVE) konulu sunumunda, bu merkezlerin mesleki eğitim ve öğretimde dijitalleşme, inovasyon ve yeşil dönüşümü teşvik ettiğini belirtti.
CoVE projelerinin, iş dünyası, akademi ve sanayi işbirliğiyle yürütüldüğünü söyleyen Aydaşo, bu projeler sayesinde gençlere dijital beceriler kazandırılacağını ve mesleki eğitimin daha cazip hale getirileceğini vurguladı.
TOBB’DAN YENİLİKÇİ MODÜLLER
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) KOBİ Politikaları Uzmanı Aslı Parmak ise Avrupa Öğrenme Deneyimi Platformu (EULEP) ve Mesleki Eğitim Mükemmeliyet Merkezleri projeleri üzerine yaptığı konuşmada, yapay zeka, sanal gerçeklik ve sosyal inovasyon konularında geliştirdikleri yenilikçi eğitim modüllerinden bahsetti.
TOBB’un, Avrupa Ticaret ve Sanayi Odaları Birliği (Eurochambers) önderliğinde yürüttüğü projede, mesleki eğitimde dijitalleşme ve beceri açıklarının kapatılmasının amaçlandığını belirten Parmak, pilot uygulamaların başladığını ve şirketlere yönelik özel eğitimler düzenleneceğini ifade etti.
10 Ekim 2024 Perşembe
Türk Dünyası Kültürel Miras Yöneticileri Deneyim Paylaşımı Programı, İstanbul Ticaret Üniversitesi’nin ev sahipliğinde tamamlandı.
Kültürel mirasın korunması ve sürdürülebilir işbirliği projeleri için yeni fırsatlar sunan programda, Türk devletlerinin bu konuda ortak çalışmalar yapması gerektiği belirtildi.
HABER:ERTAN ERYILMAZ
TÜRK Kültür ve Miras Vakfı tarafından düzenlenen Türk Dünyası Kültürel Miras Yöneticileri Deneyim Paylaşımı Programı, İstanbul Ticaret Üniversitesi ev sahipliğinde tamamlandı.
Programda; Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Macaristan, Özbekistan ve Türkmenistan’dan gelen üst düzey yöneticiler, Türkiye’deki tarihi ve kültürel alan yönetimi uygulamalarını hem teorik hem de pratik açıdan inceledi.
Beş gün süren programda katılan ülkelerin temsilcileri, İstanbul’un tarihi dokusunu ve kültürel miras sayılan eserleri de yerinden inceleyip, bilgi edinme fırsatı yakaladı.
Program, katılan ülkeler arasındaki bilgi ve deneyim alışverişini artırmanın yanı sıra kültürel mirasın korunmasına yönelik yeni işbirliği projelerine de zemin hazırladı.
Organizasyona Milli Saraylar Başkanlığı, Vakıflar Genel Müdürlüğü, İstanbul Tarihi Alan Başkanlığı, Çanakkale Alan Başkanlığı, İslam Tarih, Sanat ve Kültür Araştırma Merkezi ve Fatih Belediyesi de destek verdi.
Programın son gününde gerçekleştirilen Alan Yönetimi Vizyonu Çalıştayı’nda, kültürel mirasın korunmasına yönelik ulusal ve uluslararası mevzuatın etkinliği, koruma kurumları arasındaki koordinasyon ve Türk dünyasının ortak koruma mevzuatı oluşturulmasına dair bir yol haritası çizildi.
Katılımcılar, kültürel mirasın gelecek nesillere aktarılması için yapılabilecek faaliyetleri tartıştı ve bir ‘Türk Dünyası Kültür Komisyonu’ kurulması önerisini ele aldı.
KÜRESEL TEHDİTLER
Program kapsamında düzenlenen Türk Dünyasında Kültürel Miras ve Koruma Konferansı ise etkinliğin önemli bir bölümü olarak öne çıktı.
Uluslararası Anıtlar ve Sitler Konseyi Türkiye Milli Komitesi (ICOMOS) Uluslararası Başkan Yardımcısı ve Yıldız Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zeynep Gül Ünal, konferanstaki konuşmasında, küresel risklerin kültürel miras üzerindeki etkilerini ele aldı.
Prof. Dr. Ünal, özellikle dördüncü nesil savaşların ve dijitalleşmenin kültürel miras alanlarına yönelik tehditleri artırdığına dikkat çekerek, iklim değişikliği, kitlesel göçler ve siber saldırılar gibi unsurların ciddi riskler oluşturduğunu vurguladı.
6 BİN ESER HASAR GÖRDÜ
Prof. Dr. Ünal, 6 Şubat depremlerinde bölgede, 8 bin 500 tarihi yapıdan 6 bininin hasar gördüğünü, hızlı müdahale ve belgeleme çalışmalarının afet anında ne denli önemli olduğunu dile getirdi.
“Afetler sadece fiziksel hasar vermekle kalmıyor, aynı zamanda toplulukların kültürel dayanıklılığını da etkiliyor” diyen Prof. Dr. Ünal, bu deneyimlerden ders çıkararak, koruma çalışmalarının güçlendirilmesi gerektiğini söyledi.
KÜLTÜREL MİRASIN GELECEĞİ
Liverpool Üniversitesi Mimarlık Bölüm Başkanı Prof. Soumyen Bandyopadhyay da yaptığı konuşmada, yönetim ve kültür arasındaki ilişkiye dikkat çekti.
Kültürel mirasın korunması kadar sürdürülebilir bir geleceğe katkı sağlamasının önemini vurgulayan Prof. Bandyopadhyay, özellikle kurak bölgelerde yürütülen projelerde kültürel ve doğal yöntemlerin birleşiminin önemini anlattı.
Prof. Bandyopadhyay, bu kapsamda Umman’da gerçekleştirdikleri projelerde yerel halk ile işbirliği yaparak tarihi mekanların korunmasını ve modern yaşama entegrasyonunu sağlayan modeller geliştirdiklerini belirtti.
YASAL BOŞLUKLAR
Georgia Üniversitesi Tarihi Koruma Yüksek Lisans Programı Profesörü James K. Reap ise Türk dünyasında kültürel mirasın korunmasının hem önemli fırsatlar sunduğunu hem de bazı zorluklar barındırdığını ifade etti.
Özellikle, tarihi ve arkeolojik mirasın korunmasında önemli adımlar atıldığını vurgulayan Prof. Reap, uzun vadeli korumanın sadece anıtların korunmasıyla sınırlı kalmayıp, aynı zamanda ortak kültürel miras değerleri ve kimlikle olan canlı bağın devam ettirilmesi gerektiğini belirtti.
Prof. Reap ayrıca, bölgedeki ülkelerin her birinin kendi kültürel miras koruma yasalarını geliştirdiğini, ancak bazı yasal boşluklar ve güncellenmemiş düzenlemelerin etkili korumayı zorlaştırdığını belirterek, “Hızla modernleşen ve şehirleşen bölgelerde mirasın korunması daha da zorlaşıyor.
Yasal düzenlemeler güncellenmeli, yerel yönetimlerin kapasiteleri güçlendirilmeli ve yerel topluluklar da kararlara aktif olarak dahil edilmeli” dedi.
ULUSLARARASI TANITIM
Türk Kültür ve Miras Vakfı Başkanı Aktoty Raimkulova, etkinliğin kapanış konuşmasında, Türk halklarının zengin kültürel mirasının korunmasının ve uluslararası düzeyde tanıtılmasının önemine dikkat çekti.
Kültürel mirasın korunması konusunda ortak çalışmaların büyük önem taşıdığını vurgulayan Raimkulova, işbirliği ve diyalogun, kültürel mirasın gelecek nesillere aktarılması açısından kritik olduğunu dile getirirken, bu doğrultuda yeni girişim ve projelere destek vermeye hazır olduklarını sözlerine ekledi.
Uluslararası Orta Asya Araştırmaları Enstitüsü (IICAS) Müdürü Evren Rutbil, UNESCO’nun belirlediği uluslararası standartların iyi anlaşılması ve bu alanda uzmanlaşmanın artırılması gerektiğini, Türk devletlerinin bu konuda daha fazla
işbirliği yapmasının elzem olduğunu söyledi.
Yatay mimari kültürel dokuyu koruyor İstanbul Ticaret Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Dr. İsrafil Kuralay, kapanış konuşmasında, Türk kültürünün Orta Asya’dan Latin Amerika’ya kadar geniş bir coğrafyada izlerinin bulunduğuna, özellikle Balkanlar’da Osmanlı Devleti’nden miras kalan kültürel yapıların önemine dikkat çekti.
Modern şehirleşmenin ve mimarinin, kültürel miras üzerinde yıkıcı etkiler oluşturduğunu belirten Dr. Kuralay, İstanbul gibi metropollerin daha yaşanabilir hale getirilmesi ve yatay mimariyle tarihi dokunun korunması gerektiğini ifade etti.
Dr. Kuralay ayrıca, Türk devletleri arasında dil ve kültür birliğinin önemine dikkat çekerek, ortak bir Türk alfabesi üzerinde çalışmalara başlanmasının kültürel bağları daha da güçlendireceğini vurguladı.
10 Ekim 2024 Perşembe
10 Ekim 2024 Perşembe
10 Ekim 2024 Perşembe
08 Ekim 2024 Salı
07 Ekim 2024 Pazartesi
07 Ekim 2024 Pazartesi