Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın tarım sektörüne yönelik verdiği müjdelerin detaylarını açıkladı.


Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişci, Karadeniz'den çıkan doğal gaz ile Filyos Endüstri Bölgesi'nde 1 milyon 855 bin ton kapasiteli gübre fabrikaları kurulacağını belirterek, "Sabit yatım tutarı 31,5 milyar lira olan ve 4 yılda tamamlanacak bu yatırımla, ülkenin gübre tüketiminin üçte biri karşılanarak, en büyük tarımsal girdide dışa bağımlılık önemli ölçüde azalacaktır." dedi.

 

Kirişci, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın tarım sektörüne yönelik verdiği müjdelerin detaylarını açıkladı.

 

Tarımsal üretimin, istihdama katkısı, sanayiye sağladığı ham madde ve gıda arz güvenliği noktasında ülkeye önemli katma değer sağlayan sektörlerin başında geldiğini dile getiren Kirişci, "Bu nedenle kırsal alanlarımızın geliştirilmesi, ülkemizin ekonomik, sosyal ve çevresel açıdan sürdürülebilir kalkınmasının sağlanması noktasında önem arz etmektedir. Bakanlık olarak biz de tarım sektörünün mevcut durumunu analiz ederken, geleceğe dönük sürdürülebilir politikalar üretirken bu noktaları göz önünde bulunduruyoruz." ifadelerini kullandı.

 

Kirişci, küresel iklim değişikliği, Kovid-19 salgını, savaşlar ve doğal afetlerin de gıdanın önemini her geçen gün artırdığına dikkati çekerek, bu risklerin dışında, nüfus artışı, kentleşme oranı, ülkeye gelen turist sayısı, tüketim alışkanlıklarının değişmesi, gelir düzeyinin yükselmesi, toplu tüketim yerlerinin çoğalması, göçler, hava, kara ve deniz ulaşımının gelişmesi gibi konuların gıdaya olan talebi her geçen gün daha da artırdığını bildirdi.

 

Gıda arz güvenliğinin, milli savunma sanayisi kadar önemli bir konu olarak gündemlerinde yer aldığını söyleyen Kirişci, şu değerlendirmede bulundu:

 

"Bu riskler, dünyayı, tarımsal üretimde her zamankinden daha çok korumacı politikalar uygulamaya sevk etti. Yani ülkelerin gelişmişlik düzeyi ne olursa olsun, dünya için tarımsal üretim, ikamesi mümkün olmayan ve hayati önem taşıyan bir sektör haline gelmiştir. Biz de son 20 yılda olduğu gibi şimdi de tarımsal politikalarımızı bu doğrultuda planlıyoruz. Tarımda güçlü ve kendine yeterli konumda olmadan, güçlü ve büyük Türkiye'yi inşa edemeyeceğimizi biliyoruz. Bu bakış açısıyla üretim kaynaklarımızı sürdürülebilir bir şekilde kullanacak politikalar geliştirmeye devam edeceğiz. Türkiye Yüzyılı'nın kapılarını araladığımız bu günlerde daha güçlü bir tarım sektörü için her zamankinden daha çok çalışıyoruz ve sektörü güçlendirecek hamlelere imza atıyoruz."

 

"10 PROJE TARIMSAL ÜRETİMİN ALTYAPISINI GÜÇLENDİRECEK"

 

Kirişci, bu minvalde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Kırsal Dönüşüm Projesi” ile çiftçilere 10 yeni müjde açıkladığını anımsatarak, bu projelerin hayata geçirilmesiyle, Bakanlık olarak, üreticileri koruyup tüketiciyi kollayarak tarımsal üretim altyapısını güçlendireceklerini dile getirdi.

 

Bakan Kirişci, 10 müjdenin detaylarına ilişkin bilgileri de paylaştı.

 

İlk projenin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 20 Nisan’da devreye alınan Karadeniz doğal gazı ile ilgili olacağını anlatan Bakan Kirişci, şunları kaydetti:

 

“Bu gazı çıkarmak bizim yıllar önce düşündüğümüz bir projeydi. Eğer inanır ve güvenirsek inandıklarımızın semeresini alırız. Bu memleketin etrafında doğal gaz rezervleri olduğu halde maalesef bunu gerçekleştiremedik. 46 yıl önce başlayan bu arama sondaj çalışmaları çok şükür 2 yıl önce bize çok olumlu bir sinyal olarak döndü. Bugün itibarıyla doğal gazı olan ve bu rezerviyle bizim 35 yıllık doğal gaz ihtiyacımızı karşılayacak olan bir kaynak, şu anda ulusal hattımıza entegre edilmek üzere. Bundan sonra doğal gazı olan ve bunu da en iyi şekilde kendi vatandaşlarının refahı, kendi ekonomisinin gelişmesi, kendi sanayisinin enerji kaynağı olarak kullanıyor olacağız.

 

1. projemiz, üretimin en büyük girdisi olan üre gübresinin Karadeniz gazıyla Zonguldak’ta üretilmesine başlanmasıdır. Karadeniz gazı, ilk keşiften üretime kadar dünyanın en kısa sürede yapılan deniz saha geliştirme projesi olarak da gurur duyduğumuz bir proje oldu. Ülkemizde yıllık ortalama 6 milyon ton gübre tüketilmekte olup bugünkü fiyatlarla maliyeti yaklaşık 60 milyar liradır. Karadeniz’den çıkan doğal gaz ile Filyos Endüstri Bölgesi’nde 1 milyon 855 bin ton kapasiteli gübre fabrikaları kurulacaktır. Sabit yatım tutarı 31,5 milyar lira olan ve 4 yılda tamamlanacak bu yatırımla, ülkenin gübre tüketiminin üçte biri karşılanarak, en büyük tarımsal girdide dışa bağımlılık önemli ölçüde azalacaktır.”

 

Kirişci, kurulan gübre fabrikalarında, 581 bin ton üre, 660 bin ton kalsiyum amonyum nitrat, 330 bin ton DAP, 224 bin ton amonyum sülfat ve 60 bin ton potasyum nitrat gübresi üretileceğinin bilgisini verdi, bugünkü fiyatlarla yeni kurulacak gübre fabrikalarında üretilecek gübrenin maliyetinin 19 milyar liranın üzerinde olmasını öngördüklerini söyledi.

 

Kirişci, 2. Projenin, sözleşmeli üretime dair olduğunu belirterek, bu yöntemle üretimi yaygınlaştıracaklarını ifade etti.

 

Üretici gelirini garanti altına alacaklarını dile getiren Kirişci, “Sözleşmeli üretimin yaygınlaşmasıyla, tarımsal üretimde planlamaya önemli katkı sağlayacağız. Çiftçilerimiz hasat döneminde pazarlama sorunu yaşamayacak. Tarıma dayalı ham madde ihtiyacı olan sanayicimiz istediği miktar ve kalitede ham maddeye erişim sağlayacak. Fiyat dalgalanmalarının önüne geçilerek, tarım ve gıda piyasalarında istikrar sağlayacağız.” Diye konuştu.

 

TARIMA DAYALI İHTİSAS OSB’LERİN SAYISI ARTIRILACAK

 

Kirişci, sera yatırımlarının yükseltilmesinin 3. proje olduğunu anlatarak, jeotermal organize sanayi bölgesi (OSB) başta olmak üzere sera yatırımı desteklerini yükselteceklerini söyledi.

 

"Yerinde üretim - yerinde tüketim" anlayışını geliştirmek için kent tarımı uygulamalarının en önemli ayağı olan tarıma dayalı ihtisas OSB'lerini (TDİOSB) yaygınlaştıracaklarını vurgulayan Kirişci, şöyle devam etti:

 

"Jeotermal enerji potansiyeli yönünden Avrupa'da 1., dünyada ise 7. sıradayız. Şunu da gururla belirtmek istiyorum. Jeotermal seracılıkta dünya lideriyiz. Bugün itibarıyla 57 olan TDİOSB'lerin, jeotermal kaynaklarımızı kullandığımız gibi rüzgar, güneş ve biyokütle gibi yenilenebilir enerji kaynaklarımızı kullanarak sayılarını artıracağız. Bu kapsamda, önümüzdeki 5 yılda TDİOSB sayımızı 100'e çıkararak, ilave 5 milyon ton sebze üretip, 200 bin kişiye yerinde istihdam oluşturacağız. Böylece temiz enerjiyle çevremizi korurken enerji maliyetlerini önemli ölçüde aşağıya çekeceğiz. Hem enerjideki dışa bağımlılığı azaltacağız hem de daha ucuza ürün üretmiş olacağız."

 

Kirişci, sulama konusunun 4. proje olduğuna dikkati çekerek, basınçlı sulama altyapısını güçlendirme çalışmalarıyla tarımda verimi artırdıklarına dikkati çekti.

 

Ülkede kullanılan suyun yüzde 77'sinin tarımsal sulamada harcandığına işaret eden Kirişci, şu ifadeleri kullandı:

 

"Küresel iklim değişikliğinin sonucu, 2030 yılı itibarıyla, sulanan tarım arazilerinde yüzde 78 su açığı olacağı tahmin edilmektedir. Bu gerçekten hareketle su varlığımızı verimli bir şekilde kullanmak için çalışmalarımıza hız verdik. Eski sulama sistemlerinin modernizasyonu ve yeni yapılacak sulama sistemlerinde, borulu sisteme geçerek şu an yüzde 32 olan su tasarrufunu yüzde 45-50'ye çıkaracağız. Böylece 6 milyar metreküp su tasarrufu sağlanacak. Tasarruf edilebilecek bu suyla 11 milyon da ilave alan sulanabilir ve 7 milyar lira net zirai gelir artışı sağlanarak 990 bin kişiye istihdam sağlanabilir. Ayrıca üreticilerimizin bireysel basınçlı sulama sistemlerine yüzde 50 hibe desteği vermeye devam edeceğiz."

 

3 PROJEYLE HAYVANCILIK GELİŞTİRİLECEK

 

Kirişci, ülke hayvancılığını geliştirmek, ülkeyi dünyanın önemli damızlık hayvan üretim merkezlerden biri haline getirmek ve Türkiye'nin kırmızı et ve süt konusunda gıda arz güvenliğini sağlamak için de 3 etkin projeyi hayata geçireceklerini vurguladı.

 

Bu kapsamda açıklanan 10 müjdenin 5, 6 ve 7. projelerinin hayvancılığı geliştirmeye yönelik olduğunu hatırlatan Kirişci, şu ifadeleri kullandı:

 

"Ayrıca bu projeler kapsamında 6 Şubat'ta yaşadığımız Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen illerde hayvan varlığımızın yüzde 17'sinin olması nedeniyle, bölgede hayvancılık sektörünün gelişmesi için pozitif ayrımcılık uygulayacağız. 5. projemizle, 50 baş üzeri büyükbaş ari damızlık üretim merkezlerini teşvik edeceğiz. 6. projemizle, aile tipi işletmelere büyükbaş ve besi hayvancılığı desteği sağlıyoruz. Her haneye en az 1 asgari ücret garantisi veriyoruz. Ayrıca sözleşmeli besicilikle tarımda 'yerli ve milli üretim' hamlemizde yeni bir aşamaya geçtik. Sözleşmeli besicilikte sağladığımız 'alım garantisi' ile maliyete göre fiyat politikasıyla üreticimize mutlak karlılık sunuyoruz. Sözleşmeli besicilik ile kırmızı ette fiyat istikrarı ve piyasa regülasyonunu da hedefliyoruz. Sözleşmeli besicilikle, hayvancılık yapan çiftçilerimiz kazansınlar, emeklerinin karşılığını alsınlar istiyoruz. 7. projemizle, afet bölgesindeki çiftçilerimize sıfır faizli kredi veriyoruz."

 

Kirişci, diğer projelerin kırsal kalkınmayı güçlendirerek tarımsal üretimde yaşanılan sorunlara çözüm sunacağını belirterek, kırsalın cazibe merkezi haline getirilmesi gerektiğini bildirdi.

 

Bu nedenle, kırsal alanların ekonomilerini canlandırmanın ve tarım, hayvancılık ve diğer sektörlerde verimliliği artırmanın, gıda güvenliğini ve nüfusun sağlıklı olmasını sağlamak açısından önemli yararı bulunduğunun altını çizen Kirişci, şunları kaydetti:

 

"Ayrıca, kırsal kalkınma, kırsal alanlardaki insanların yaşam kalitesini artırarak kırsal göçü de azaltmada önemli bir argümandır. Bu minvalde, kırsal kalkınma ve kırsalın cazibe merkezi haline gelmesi için bazı önemli adımların atılması gerekiyordu. Bunlar arasında, kırsal hizmetlerin iyileştirilmesi ve erişimin artırılması, kırsal alanların altyapılarının geliştirilmesi, gerekli yatırımların yapılması ve insan kaynaklarının geliştirilmesi yer almaktadır. Bu doğrultuda, deprem bölgesinde kırsal alanların cazip hale gelmesi için planlayarak uygulamaya koyduğumuz köy evleri modelinin ülke satına yayarak kırsalı cazibe merkezi haline getireceğiz. Böylece gençlerin ve kadınların kırsala ilgisini artıracağız."

 

Bakan Kirişci, 8, 9 ve 10. projelere ilişkin ise şu bilgileri verdi:

 

"8. projemizle, gelişmiş altyapısıyla akıllı köy evleri modelini ortaya koyuyoruz. Depremden etkilenen kırsal kesime 143 bin 261 köy evi inşa edeceğiz. 22 Nisan'da Kahramanmaraş'ın Türkoğlu ve Gaziantep Nurdağı ilçelerimizdeki köylerimizde köy evlerini vatandaşlarımıza teslim ettik.

 

9. projemizle, 'İlk Evim Kampanyamız' şartlarıyla 'akıllı köy evi' sahibi olma imkanı getiriyoruz.

 

10. projemizle, evini 'akıllı köy evine' dönüştürmek isteyen çiftçimize destek veriyoruz. Her birinin tarımımıza ve ülkemize büyük katkılar vereceğine inandığım 10 altın müjdenin sektörümüz için hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum."

23 Nisan 2023 Pazar

Sağlık hizmetleri sektörü, Sağlık Uygulama Tebliği’ndeki (SUT) fiyat artışının tüm ürünler için mevcut piyasa koşullarına göre periyodik olarak düzenlenmesini öneriyor. Sektörün bir diğer beklentisi ise kurumlar vergisi ve KDV oranlarının düşürülmesi.

 

MESUDE DEMİRHAN

 

İstanbul Ticaret Odası Sağlık Hizmetleri Meslek Komitesi Sektörel Değerlendirme ve İstişare Toplantısı, İTO Yönetim Kurulu Üyesi Salih Sami Atılgan’ın başkanlığında, Meclis ve Komite Üyeleri ile sektör temsilcilerinin katılımıyla gerçekleştirildi. Sektörel ihtiyaçların görüşüldüğü toplantıda, Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) fiyatları, kurumlar vergisi ve KDV oranları, yeşil pasaport, reklam ve tanıtım, tıbbi atık ödemeleri ve sağlık turizmi konuları ele alındı.

 

1.5 MİLYON SAĞLIK TURİSTİ

 

İTO Yönetim Kurulu Üyesi Salih Sami Atılgan yaptığı konuşmada, sağlık sektörünün sadece ekonomik gerçekler üzerinden anlamlandırılamayacağını belirterek, şu bilgileri verdi: “Bu iş her şeyden önce temel insan hakkı, toplumsal ihtiyaç, dolayısıyla bir kamu politikası. Türkiye’nin sağlık alanındaki kalite ve performans artışı, uluslararası arenada da kendini gösteriyor. Türk sağlık sektörünün, özellikle son dönemlerde yakın coğrafyamızda Avrupa’da önemli bir konuma yükseldiğini ve varlığından bahsettirdiğini gözlemliyoruz. Nitekim sağlık turizmi verilerine göre; sağlık hizmeti almak için gelen turist sayısı 2021’den 2023’e kadar iki kat arttı. Geçen yıl sağlık hizmetlerinden faydalanan turist sayısı ise 1.5 milyonu aştı. Bu sayı giderek artıyor.” 

 


SEKTÖREL SORUNLAR

 

Atılgan, sektörün sorun ve talepleriyle ilgili olarak şunları söyledi: “SUT fiyat artışı oranlarının tüm ürünler için mevcut piyasa koşullarına göre periyodik olarak düzenlenmesi, sağlık kuruluşlarının işbirliği adına kamusal denetimlerin standardize edilmesi, kurumlar vergisi ve KDV oranlarının düşürülmesi gibi beklentiler sıklıkla öne çıkan konular arasında. Bizleri buluşturan bu birliktelik ruhu sorunları aşmak açısından sektöre güç verecek.” 

 

SUT FİYATLARI ARTMAYA BAŞLADI

 

Sağlık Hizmetleri Meslek Komitesi Başkanı Mustafa Cantürk ise SUT fiyatlarının son dönemlerde daha sık arttığını söyledi.Cantürk, “Sağlık turizminde istenilen hedefe ulaşılacaksa bunu birtakım yönetmeliklerle sektörün gerçeğine uygun hale getirmeliyiz. Sağlıkla ilgili tüm Sivil Toplum Kuruluşları’nın bir araya geldiği, sorunlarını tek sesle haykırabildiği ve taleplerini ilgili mercilere iletip, sonuç alabileceği günlerimizin olacağına inanıyorum. Hepimizin hedefi, özel sağlık sektörünün gelişmesi” diye konuştu.

20 Mayıs 2024 Pazartesi

Sigorta acenteleri, haksız rekabete karşı birlikte çözüm arıyor. Sektör temsilcileri, ekran paylaşımının önüne geçmek amacıyla parmak iziyle giriş için de çalışma yürütüyor.


OSMAN KUVVET

 

İstanbul Ticaret Odası Sigortacılık Meslek Komitesi, sektörün önde gelen STK’larıyla sektör sorunları istişare toplantısı gerçekleştirdi. Açılış konuşmasını İTO Yönetim Kurulu Üyesi Giyasettin Eyyüpkoca’nın yaptığı toplantıya, İTO Meclis ve Komite Üyeleri ile sektörel dernekler katıldı. 

 

200 BİN İSTİHDAM

 

İTO Yönetim Kurulu Üyesi Giyasettin Eyyüpkoca, 21 bine yakın acente, uluslararası nitelikte hizmet veren 68 sigorta şirketi, 200 bin istihdam ve 15 milyar dolarlık büyüklüğüyle sigortacılık sektörünün ekonominin önemli bir parçası olduğunu dile getirdi. Eyyüpkoca, sektörlerin sorunlarını ve çözüm önerilerini ilgili mercilere aktarmak üzere çalışmalarını sürdürdüklerini belirterek, şunları söyledi: “Sigortacılık Meslek Komitemiz, en çok ve en etkili çalışan komitelerden biri.

İTO Yönetim Kurulu olarak sektörün gelişimine katkı verecebileceğimiz konularda destek oluyoruz. Bundan sonraki süreçte de yanınızda olduğumuzu bilmenizi isteriz.”

 

İTO Sigortacılık Meslek Komitesi Başkanı ve İTO Meclis Üyesi Mehmet Özgür Yılmaz da komite olarak yaptıkları çalışmaları anlattı. Yılmaz, “Bu çalışmalardan biri de ekran paylaşımının önüne geçmek. Acentelerin ekrana parmak iziyle giriş yapma zorunluluğu üzerine çalışmalarımız devam ediyor” dedi.

 

HAKSIZ REKABET

 

TOBB Sigorta Acenteleri İcra Komitesi Başkanı ve İTO Meclis Üyesi Levent Korkut ise önceki yıllarda sigortacılık eğitimi konusundaki çalışmalarını hatırlatarak, “Sektörümüz, iş sorunu olmayan bir sektör. Ancak eğitimli işgücü açığımız var. Eğitimlere katılım az, üyelerimize duyuralım” dedi.

 

Haksız rekabet konusunda çok şikayet olduğuna dikkat çeken Korkut, “Bu konuyla alakalı bize belgelendirip gönderirseniz, gerekli adımları atarız” dedi.

 

Toplantıya katılan STK temsilcileri, sektörün düşük komisyon oranları yanında sağlık sigortasında da poliçe ücretlerinin ve risklerin arttığını belirterek, “Bankaların kredili ürünlerde tüketicilere sigorta satışı sektörümüzü olumsuz etkiliyor” diye konuştu.  

 

 

SEKTÖR DERNEKLERİ BİR ARADA

 

Toplantıya; Sigorta Acenteleri Derneği (SAB), Tekli Sigorta Acenteleri Derneği (TEKSADER), İstanbul Sigorta Acenteleri Derneği (İSAD), Acentem Sigorta Aracıları Derneği (ASİAD), Anadolu Yakası Sigorta Acenteleri Derneği (ANSADER), Sigorta ve Reasürans Brokerleri Derneği (SBD), Sigorta Aracıları ve Acenteleri Derneği (SAAD), Avrasya Sigorta Acenteleri Derneği (AVSAD), Oto Dışı Sigorta Eksperler Derneği (ODSED) yöneticileri katıldı.

 

RAKAMLARLA SİGORTACILIK

 

  • Aktif şirket sayısı: 70
  • Aktif toplam: 781 milyar lira.
  • Prim üretimi 235 milyar lira.
  • BES 400 milyar lira.
  • Yıllık yüzde 123 artış.
  • Fon büyüklüğü: 148 milyar lira (BES dahil).
  • Ödenen tazminat 88 milyar lira.
  • Yıllık yüzde 87 artış.

20 Mayıs 2024 Pazartesi