Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, "Teknoloji üreten, güçlü Türkiye hedefimiz doğrultusunda sanayimizi Türkiye Yüzyılı'nın itici gücü yapmakta kararlıyız" dedi.


Organize Sanayi Bölgeleri Üst Kuruluşu (OSBÜK) Genişletilmiş Yönetim Kurulu Toplantısı, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinde (TOBB) gerçekleştirildi.

 

Kacır, burada yaptığı konuşmada, 60 yıldır başarıyla sürdürülen OSB uygulamasının yıllar içinde ülke kalkınmasına katkı sağlayan, sanayicilerin ihtiyaç duyduğu altyapı ve üstyapıyı belirli sistem dahilinde planlayan ve kendine ait mevzuatıyla kurumsal bir kimlik kazanmış hatta farklı ülkelerce örnek alınan bir modele dönüştüğünü söyledi.

 

Sanayinin GSYH içindeki payının geçen yıl yüzde 27,1 ile son 20 yılın en yüksek düzeyine ulaştığını ve imalat sanayi ihracatının 240 milyar doları aşarak Cumhuriyet tarihi rekorunu kırdığını hatırlatan Kacır, OSB'lerin "Türkiye Yüzyılı" vizyonuna, "Milli Teknoloji Hamlesi"ne büyük katkılar yapacağına inandığını bildirdi.

 

Kacır, Türkiye'yi küresel pazarda daha fazla söz sahibi yapmak ve global üretim üssü statüsünü güçlendirmek için sanayicilere dünya standartlarında yatırım ortamı sunmaya çalıştıklarını ifade ederek, şöyle konuştu:

 

"OSB'ler bugün ülkemizin ihracat, üretim, istihdam ve yatırım ekseninde büyümemizin anahtarı haline geldi. OSB'ler, firmalar arasında güçlü bir ağ yapısının oluşmasını ve böylece firmaların yenilik potansiyelinin artırılmasını da sağlıyor. Kümelenme yaklaşımıyla birbirine yakınlaşan firmalarımızda önemli verimlilik artışları gerçekleşiyor. Son 20 yılda OSB sayısını 191'den 354'e çıkardık. Bugün OSB’si olmayan ilimiz kalmadı. 48 bin hektar olan OSB alanı ise 113 bin hektara ulaştı. İstihdam 6 kat artarak 415 binden 2,5 milyonun üzerine çıktı. Mevcuttaki tüm parsellerin üretime geçmesiyle bu rakamın 3,5 milyona ulaşması öngörüyoruz. Geçen yıl 21 yeni OSB ile yıl bazında en fazla OSB'yi kurduk ve yaklaşık 2,1 milyar lira harcama yaparak bugüne kadar en çok ödeneği kullandırdık."

 

DEPREM BÖLGESİNDE ÜRETİMİ ARTIRACAK HAMLELER DEVAM EDİYOR

 

Mevzuat düzenlemelerinin ise bu başarıların önemli bir ayağını oluşturduğunu vurgulayan Kacır, sanayicilerin dile getirdiği sıkıntılara kalıcı çözüm bulmak, OSB'lerin iş süreçlerini hızlandırmak ve rekabetçiliklerini korumak üzere OSB Kanunu'nda bu yıl önemli değişiklikler gerçekleştirdiklerini anlattı.

 

Kacır, 2053 net sıfır emisyon hedefi doğrultusunda yeşil OSB tanımını mevzuata kazandırdıklarını, bu OSB projelerinin Bakanlıkça kredilendirilmesi ve öncelikli olarak değerlendirilmesine imkan verdiklerini dile getirdi.

 

OSB'lerin yeşil OSB'lere dönüşümünü hızlandırmak üzere Dünya Bankası'ndan 300 milyon dolar finansman sağladıklarını anımsatan Kacır, "Bu finansman modeliyle OSB'lerin verimliliğini, çevresel sürdürülebilirliğini ve rekabet gücünü artıracağız. Avrupa Yeşil Mutabakatı'nın sanayicilerimize olası etkilerini en aza indirgeyeceğiz." ifadelerini kullandı.

 

Kacır, Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinin herkesi derinden sarstığını belirterek, bölgede hayatın normale dönmesini sağlamak için en önemli gördükleri hususların başında orada üretim ve ticaretin canlanmasının geldiğini bildirdi.

 

Bakanlık olarak tüm birimleriyle bölgede desteklerini sürdürdüklerini vurgulayan Kacır, "Bu süreçte deprem bölgesine yönelik OSB'lerden ve bölgeden gelen sanayicimizin talep ve ihtiyaçları doğrultusunda yaklaşık 4 bin hektar büyüklüğünde 18 sanayi alanı ilan ettik. Deprem bölgesinde yer alan 11 ilimizde 25 OSB ve 13 sanayi sitesi projesi olmak üzere yaklaşık 21 milyar liralık 38 proje Bakanlığımız yatırım programında yer alıyor. Kısa sürede, bu bölgede üretimi eski seviyesinden daha yukarılara taşıyacak hamleleri hayata geçirmeye devam edeceğiz." değerlendirmesinde bulundu.

 

ULUSAL SANAYİ ALANLARI MASTER PLANI GELİYOR

 

Kacır, sanayicilerin kendilerinden doğru yerde, altyapısı tamamlanmış ve uygun bedelli sanayi alanları talep ettiğine dikkati çekerek, mevcut tabloya bakıldığında sanayi alanlarının büyüklüğünün yaklaşık Türkiye'nin yüzde 0,36'sına tekabül ettiğini söyledi.

 

Hedeflerinin gelecek 5 yılda bu rakamı iki katına, 10 yılda ise toplam yüzölçümün yüzde 1'ine çıkarmak olduğunu vurgulayan Kacır, şunları kaydetti:

 

"Bu amaçla büyük bir hızla Ulusal Sanayi Alanları Master Planı'nı hazırlayacağız. Türkiye'nin son 20 yılda gerçekleştirdiği tüm kara yolu yatırımlarını, liman yatırımlarını, raylı sistem yatırımlarını dikkate alan ve sektörel kümelenme odaklı bir Ulusal Sanayi Alanları Master Planı'nı inşallah sizlerle birlikte hazırlamayı amaçlıyoruz. Önümüzdeki dönemde dev altyapıların kurulduğuna şahit olduğumuz bu model sanayi alanlarını geliştirirken mevcut uygulamalarımızı yenilikçi yaklaşımlarla destekleyecek, yeni sanayi alanlarının yer seçimi süreçlerini hızlandıracak, bizce kısaltmamız gereken zaman dilimi olan kamulaştırma ve altyapı geliştirme süreçlerini çok daha hızlı hayata geçirme imkanına kavuşturacak. Sanayinin çarklarının hiç durmadan daha hızlı bir şekilde dönmesi için gerekli her türlü adımı atmaya hazırız. Sanayici, iş insanları ve girişimcilerle birlikte 'Teknoloji Üreten, Güçlü Türkiye' hedefimiz doğrultusunda Türkiye sanayisini Türkiye Yüzyılı'nın itici gücü yapmakta kararlıyız."

21 Temmuz 2023 Cuma

Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği (TAB) Başkanı Ziya Şahin, balın dışında Türkiye'de yaklaşık 7 bin ton bal mumu, 4 ton arı sütü, 400 ton polen, 10 ton arı ekmeği ve 10 ton propolis üretiminin yapıldığını söyledi.


Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği (TAB) Başkanı Ziya Şahin, açıklamada, Türkiye'nin 9,2 milyon arılı kovan sayısıyla dünyada 3.,115 bin ton bal üretimiyle de Çin'den sonra 2. sırada yer aldığını söyledi.

 

Türkiye'nin, bal üretimini destekleyecek flora çeşitliliğiyle Avrupa'da 1. sırada olduğunu ifade eden Şahin, ülkede 4 bin 319'u endemik olmak üzere 13 bin 414 bitki türü bulunduğunu dile getirdi.

 

Şahin, dünya genelinde sağlanan başarıyı temellendirmek, sürekliliği sağlamak ve ihracatı arttırmak için tüm arı ürünlerine bir standart getirilmesinin önemli olduğuna işaret ederek, "Bu kapsamda uluslararası standardizasyon örgütü olan ISO'nun arı ürünleri çalışmalarına 34 ülkeyle 2019'dan itibaren katkı ve katılım sağlıyoruz. Bu zaman zarfında çam, geven, kestane, pamuk, ayçiçeği ve narenciye gibi bal çeşitleri üzerinde çalışma başlattık. İlk adım olarak TSE onayıyla çam balında bir standart getirdik. Ardından lavanta ve meşe balı üzerinde çalışılıyor." diye konuştu.

 

Söz konusu bal türleriyle ilgili çalışmaları TAGEM ile yürüttüklerini kaydeden Şahin, bal konusunda dünyayla yarışabilmek için artık bilimsel kimliğin ortaya konulmasının elzem olduğunu belirtti.

 

Ziya Şahin, arı ürünleri ihracatında da önemli bir noktaya gelindiğini vurgulayarak, "Türkiye'de geçen yıl 9 bin 389 ton bal ihraç edildi. Bu ihracattan 32 milyon dolar gelir elde edildi. Yaklaşık 20 ülkeye ihracat yapılırken, başı Almanya, ABD, İspanya, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Japonya çekiyor." ifadesini kullandı.

 

BİR KİLOGRAM BALIN MALİYETİ 216 LİRA

 

Balın kalitesi üzerinden pek çok spekülasyon yapıldığını dile getiren Şahin, baldaki sahtecilik ve uygunsuzluk konusunda başta merdiven altı üretim yapanlar olmak üzere buna dahil olan her kesimle mücadelenin çok önemli olduğunu vurguladı.

 

Şahin, sahteciliğin tespiti için balların da kayıt sistemine dahil edilmesi gerektiğine işaret ederek, kovan ve arıcıların yanında üretilen balı da kayıt altına alarak, kimin ne ürettiğinin bilinebileceğini aktardı.

 

Arıcılığın son yıllardaki fiyat artışlarından da ciddi şekilde etkilendiğini belirten Şahin, şunları kaydetti:

 

"Arıcılık tarla bitkilerindeki gibi sabit yerde yapılan bir üretim faaliyeti değil. Her gezginci arıcımız yılda 5-6 konaklama bölgesi değiştirerek, yılda ortalama 20 bin kilometre yol kat ediyor. Son yıllardaki akaryakıt, besleme, sarf malzeme, makine/ekipman ve işçilik benzeri giderler bir anda yükseldi. Geçen yılki bal maliyetine güncel enflasyon eklendiğinde, bir kilogram bal maliyeti 216 lira olmaktadır. Arıcıların elinden tutulmalı, desteklenmeli."

 

ÇİN VE BREZİLYA'NIN TÜRKİYE'DEN PROPOLİS TALEBİ VAR

 

Şahin, son yıllarda birliklerin kurulmasıyla arıcıların, balın yanında, propolis, bal mumu, arı sütü, polen, arı zehri gibi ürünlerin de üretimini yaptıklarına işaret ederek, "Balın dışında Türkiye'de yaklaşık 7 bin ton bal mumu, 4 ton arı sütü, 400 ton polen, 10 ton arı ekmeği, 10 ton propolis, 600 bin ana arı üretimi yapılıyor. 2020 yılına kadar propolisi yurt dışından ithal ederken şu an için bu ürünlerde ihracatçı konumdayız. Özellikle Çin ve Brezilya'nın Türkiye'den propolis talebi var." diye konuştu.

 

Şahin, bal dışındaki ince işçilik gerektiren arı ürünlerindeki üretimi arttırmak için özellikle kadın çiftçilere ve girişimcilere daha fazla destek verilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.

20 Mayıs 2024 Pazartesi

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, açıklayacakları yeni destekleme modelinde gezginci arıcılar ile genç ve kadın üreticilere kovan başına ilave destekler vereceklerini ifade etti.


Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Dünya Arı Günü dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye'nin, bal üretiminde dünyada 2'nci olduğunu bildirdi.

 

Arıcıların 2003'ten itibaren desteklerden faydalandığına ve sektöre 2023'e kadar 1,6 milyar lira destek sağlandığına işaret eden Yumaklı, "Verilen desteklerin de etkisiyle arılı kovan, bal üretimi ve arıcılık işletme sayısında büyük artışlar kaydedildi. 2002'de 74 bin ton olan bal üretimimiz 2023'te 115 bin tona çıktı. Söz konusu dönemde arılı kovan sayımızı da 4,1 milyondan 9,2 milyona çıkarttık. Amacımız, kovan sayılarını artmasının yanında kovan başına alınan balın veriminin ve kalitesinin de artmasını sağlamak." değerlendirmesinde bulundu.

 

Yumaklı, Bakanlık olarak çalışmalarını 5 ana eksende sürdürdüklerine dikkati çekerek, "Bunlar verimlilik, kalite, sürdürülebilirlik, kayıtlılık ve sektöre yatırım. Arıcılıkta da bu 5 ana eksen etrafında adımlar atacağız. Bu kapsamda yeni destekleme modelimizde gezginci arıcılar ile genç ve kadın üreticilerimize kovan başına ilave destekler verilecek." ifadelerini kullandı.

 

İklim değişikliğinin bal arıları üzerinde etkilerine yönelik ulusal ve uluslararası düzeyde çalışmaların sürdüğünü belirten Yumaklı, şunları kaydetti:

 

"İklim değişikliğinin arılar üzerindeki etkilerinin bertaraf edilmesi amacıyla Arıcılık Eylem Planı'nın hayata geçirilmesi için çalışmalara başladık. Bunu, ilgili kamu kuruluşları, üniversiteler ve özel sektör temsilcileriyle bir araya gelerek yapacağız. Bölgesel ırk ve ekotiplerle yapılan arıcılığın geliştirilmesi, bitki örtüsünün korunması, arıcılık yönetimi, hastalık ve zararlılarla mücadele gibi konuları kapsayacak eylem planıyla, iklim değişikliğinden kaynaklanan olumsuzlukların arılar üzerindeki etkisinin en aza indirilmesini amaçlayacağız."

 

Bu arada, Dünya Arı Günü, Birleşmiş Milletler kararıyla yeryüzündeki yaşamın devamlılığının sağlanmasında önemli rol üstlenen arıların önemine dikkati çekmek amacıyla her yıl 20 Mayıs'ta kutlanıyor.

20 Mayıs 2024 Pazartesi