Ticaret Bakanı Ömer Bolat, "7 Ekim'den bu yana İsrail ile karşılıklı ticaretimiz geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 50’den fazla azaldı. Bu tabii ticaret yapanların ve tüketicilerin talepleriyle alakalı." dedi.


Ticaret Bakanlığı koordinasyonunda Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) ve İstanbul Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçı Birlikleri (İTKİB) tarafından organize edilen Türkiye-Kuveyt Ticaret Heyeti ve ikili iş görüşmeleri Ticaret Bakanı Ömer Bolat'ın katılımıyla Kuveyt'te gerçekleştirildi.

 

Ziyaret kapsamında düzenlenen basın toplantısında konuşan Bakan Bolat, Kuveyt’e Bakanlık heyeti, Türk iş dünyasının hemen hemen bütün büyük kuruluşlarının başkan ve yöneticileri ile toplam 150 kişilik iş insanı ve medya mensuplarıyla birlikte geldiklerini dile getirdi.

 

Türk-Kuveyt Forumu'nun açılışını bu sabah gerçekleştirdiklerini aktaran Bolat, bu forumda iş insanları arasında görüşmeler ve heyetler arası resmi toplantılar yapıldığını anlattı.

 

TİCARİ İLİŞKİLERİMİZİ, YATIRIM İLİŞKİLERİMİZİ ARTIRMAK İSTEĞİMİZİ BELİRTMEK İÇİN BURAYA GELDİK

 

Yaklaşık iki yıla yakın bir süreden sonra Türkiye'den bakan ve 150 kişilik bir iş dünyası heyetiyle Kuveyt'e gelinmesinin önemine değinen Bolat, "Yeni hükümet bundan beş ay önce kurulduktan sonra bütün dünyada yoğun bir ilgiyle karşılaştık. Türkiye'nin yatırım, lojistik hizmetleri, sanayi ve enerji sektörlerinde çok önemli bir üs ve bölgesel merkez olması konusunda iş dünyası bir fikir birliği içinde. ABD'den Avrupa Birliği'ne (AB), Rusya'dan Afrika ülkelerine, İslam ülkelerinden Körfez ülkelerine, Türki Cumhuriyetlerden Uzak Doğu ülkelerine varıncaya kadar yoğun bir toplantı ve görüşme trafiği içindeyiz. Bu çerçevede, Türkiye'yi ve Türkleri çok seven Kuveytli dostlarımıza da büyük heyet halinde bir gezi düzenleyip onlarla da ekonomik, ticari ilişkilerimizi, yatırım ilişkilerimizi arttırmak isteğimizi belirtmek için buraya geldik." ifadelerini kullandı.

 

Bakan Bolat, Türkiye'yle Kuveyt arasında çok uzun yıllara dayanan, tarihi, kültürel, dini, siyasi ve ekonomik açıdan mükemmel düzeyde bir ilişki olduğuna dikkati çekerek, dış politika ya da siyasette iki ülke arasında hemen hemen hiçbir zaman ciddi bir görüş ayrılığı olmadığını anımsattı.

 

TÜRKİYE'DE 427 KUVEYTLİ FİRMA 2 MİLYAR DOLARA YAKIN BİR YATIRIM YAPMIŞLARDIR

 

Ekonomik alanda da Kuveyt'in Türkiye'de yaptığı yatırımların ve Türk müteahhitlerinin Kuveyt'te yaptıkları yatırımlar ve müteahhitlik hizmetlerinin iki ülke ilişkilerinin ana omurgasını oluşturduğunu belirten Bolat, şöyle devam etti:

 

"Son zamanlarda Kuveyt'in Türkiye ile enerji alanında, savunma sanayi alanında da önemli iş birlikleri olmuştur. Türkiye ve Kuveyt arasında ekonomide birlikte daha çok yol alınacak alanlar var. Üçüncü ülkelerle yatırım iş birliklerinin yanı sıra hizmetler sektöründe, lojistikte, yüksek teknolojide, taşımacılıkta, ulaştırmada ve sanayi sektörlerinde ortak projeler, yatırım ortaklıkları gibi konular gündemde. Bu çerçevede bugün Türkiye'de 427 Kuveytli firma iş yapmaktadır ve 2 milyar dolara yakın bir yatırım yapmışlardır. Bizim Türk müteahhitlerimiz de Kuveyt'te yaklaşık 50 projede 9 milyar dolarlık bir altyapı, üstyapı, önemli inşaat işlerini başarıyla yerine getirmişlerdir. Türkiye olarak 21 yıldan bu yana iktidarda olan Sayın Recep Tayyip Erdoğan genel başkanımızın başkanlığındaki tüm AK Parti hükümetleri gerek Batılı ülkelerdeki geleneksel pazarlarımızı korumak ve geliştirmek gerekse de İslam dünyası ile ve Arap dünyası ile daha yakın ekonomik, ticaret ve yatırım iş birliklerini artırma konusunda çok kararlı bir şekilde çalışmıştır. Bugün de aynı tempoda aynı hedeflerle, aynı amaçlarla çalışmaya devam etmekteyiz."

 

Ticaret Bakanlığı olarak İslam ülkeleriyle ilişkileri daha fazla derinleştirme, uzak ülkelerle ticareti artırma, Afrika ülkeleriyle daha ileri seviyede ekonomik entegrasyon sağlama, bunun yanında da geleneksel pazarlar olan AB, ABD gibi pazarlarda da gücü, hacmi artırma konusunda yoğun çalışmalar içinde olduklarına dikkati çeken Bolat, 20 yıl önceye kıyasla Türkiye'nin Arap ve İslam dünyası arasındaki ekonomik ilişkilerin bu noktalara geleceğinin tahmin bile edilemeyeceğini söyledi.

 

YAKLAŞIK 55-56 MİLYAR DOLARLIK TURİZM GELİRİ ELDE EDİLECEK

 

Türkiye'de yabancı yatırım rakamlarına değinen Bolat, "Türkiye'de şu anda 85 bin uluslararası firma doğrudan yatırım yapmıştır. Bu sayı 21 sene önce sadece 5 bindi. 21 sene önce Türkiye'ye gelen yabancı doğrudan yatırım miktarı 15 milyar dolardı toplamda. Şu anda Türkiye'ye neredeyse her yıl 14-15 milyar dolar doğrudan yatırım geliyor ve Türkiye'ye gelen uluslararası yatırımların toplamı da 285 milyar doları aşmıştır. Bunun yaklaşık beşte beri, yani 50 milyar dolara yakın olan kısmı Arap ülkelerinden ve İslam ülkelerinden gelmiştir. Bundan 20 sene önce Türkiye'ye gelen turist sayısı yılda 12 milyon kişiydi. Bu sene inşallah 55-56 milyon turist sayısıyla yılı kapatacağız. Yaklaşık 55-56 milyar dolarlık turizm geliri elde edilmiş olacak." dedi.

 

Gelecek dönemde Türkiye'nin artan uluslararası ilişkileri ve uluslararası yatırımcılar için önemli bir ticaret, lojistik, üretim üssü olma konusundaki çalışmalarının ve gelişmelerin Türkiye-Kuveyt ilişkilerinde de görüleceğine dikkati çeken Bolat, "Buna eminiz. Çünkü her iki tarafta da yüksek bir siyasi irade var. Her iki tarafın bakanlarında, liderlerinde bu konuda çalışma azmi, ortak anlayış ve işbirliği gayreti var." ifadelerini kullandı.

 

İSRAİL İLE KARŞILIKLI TİCARETİMİZ YÜZDE 50'DEN FAZLA AZALDI

 

Bakan Bolat, konuşmasının ardından bir basın mensubunun Türkiye'nin İsrail ve Kuveyt ile olan ticari ilişkilerine yönelik sorusu üzerine şunları kaydetti:

 

"7 Ekim'den bu yana İsrail ile karşılıklı ticaretimiz geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 50’den fazla azaldı. Bu tabii ticaret yapanların ve tüketicilerin talepleriyle alakalı. Kuveyt ile olan ticaretimizi ise inşallah 5 yılda 5 milyar dolar seviyesine çıkarmak iki taraf için de önemli bir hedef. Bu noktada Türkiye’nin Kuveyt’ten petrol alımını artırması, Kuveyt’in de Türkiye’den daha fazla konfeksiyon, makine, oto yedek parça, demir çelik ürünleri ve savunma projeleri gibi ürünlerden alması bu rakamı çok da uzak olmayan bir gelecekte başarmamızı sağlayacaktır."

07 Kasım 2023 Salı

Toplam piyasa değeri 14.2 trilyon TL olan Borsa İstanbul’da 500’ü aşkın şirket işlem görüyor. Son üç ayda BIST 100 endeksi kendi rekorunu tazeleyerek 10 bin seviyesinin üzerine yükseldi.


Borsada aynı dönemde gıda şirketlerinin de iyi bir performans gösterdiğini söyleyen uzmanlar, “Son üç ayda gıda şirketlerinin performansı, BIST 100 kazançlarını da geçti” diyor.

 

MESUDE DEMİRHAN

 

Yerel seçimler geride kalırken BIST 100 endeksi hem kendi rekorunu tazeledi hem de 10 bin seviyesinin üzerine yerleşti. İstanbul BIST tüm endeksi dahilinde 500’ü aşkın şirket işlem görüyor. Bu şirketlerden gıda, içecek, tarım, ormancılık sektörleri içinde toplam 20’nin üzerinde şirket var. İstanbul Ticaret’e konuşan uzmanlar, önümüzde daha net bir tablo olduğuna ve bunun paralelinde borsada yükseliş trendinin devam edeceğine işaret ederek, burada ana temanın enflasyon, makroekonomik dengelenme ve yabancı girişleri olduğunu vurguluyor. Yıl başından bu yana fiyat hareketleri incelendiğinde, gıda şirketlerinin son üç ayda iyi performans sergilediğini söyleyen uzmanlar, “Şirket bazlı ayrışmalar gözlemlense de son üç aydaki performansları BIST 100 kazançlarını geçti. Bunun temel sebebi de açıklanan bilançoların diğer sektör hisselerine göre daha pozitif ve beklentilerin üstünde olması” diyor.

 

TEDBİRLER POZİTİF YANSIDI

 

Ahlatçı Yatırım Genel Müdür Yardımcısı Tonguç Erbaş, yeni ekonomi yönetiminin kadrosuyla ortodoks politikaların uygulanması, makro ihtiyati tedbirlerle sadeleşme adımlarının atılması ve duyulan güven ile Türkiye’nin makroekonomik verilerinde iyileşmenin sürdüğünü söyledi. Bu sürecin yabancılar tarafından olumlu karşılandığını, CDS fiyatlaması, kredi derecelendirme kuruluşları ve majör yabancı banka kurum raporlarından da görüldüğünü belirten Erbaş, özellikle kredi derecelendirme kuruluşlarının not artışlarının devam ettiğine dikkat çekti. Global oyuncuların takip ettiği bu gelişmelerin Borsa İstanbul’a pozitif yansıdığını belirten Erbaş, “Bu seneyi neredeyse yarılarken dolar bazında yüzde 24 primlenen BIST, gelişmekte olan ülkeler arasında pozitif ayrışıyor. Genel seçimlerin ışığında, son bir senelik süreçte ise yabancı takas oranımızın yüzde 29’dan yüzde 40 seviyesine dayandığını görüyoruz. Takip eden dönemde özellikle hükümetin enflasyonu düşürmek için uyguladığı daraltıcı para politikalarının etkisi enflasyonda görülmeye başladıktan sonra gösterge faiz oranlarında kademeli azaltımlar bekliyoruz. Yurt dışı merkez bankalarından erken gelecek faiz azaltım sinyalleri risk alma noktasında değerlendirilerek 10 bin seviyesi üzerinde kalıcılığın devam edeceği görüşündeyiz” dedi.

 

ORTALAMA GETİRİ YÜZDE 80

 

Erbaş, Borsa İstanbul’da gıda özelinde 20 şirket olduğunu belirterek, şu bilgiyi verdi: “Tarım ve tarıma dayalı bazı şirketlerin (Kayseri Şeker, Bor Şeker, Bagfas Bandırma Gübre Fabrikaları, Gübre Fabrikaları, Hektaş, Agrotech Yüksek Teknoloji ve Yatırım, Ofis Yem Gıda, Türk Traktör ve Ziraat Makineleri, Kütahya Şeker, A.V.O.D Kurutulmuş Gıda, Elite Natürel Organik Gıda, Orçay Ortaköy Çay Sanayi, Söke Değirmencilik) sene başından bu yana ortalama getirisi yüzde 80.50 oldu. Bu şirketler, Borsa İstanbul’un yüzde 36 getirisine göre pozitif ayrıştı.”

 

TARIMA DAYALI ŞİRKETLER 

 

Borsa İstanbul’da tarıma dayalı halka açık şirket profillerinin de değiştiğini bildiren Erbaş, “Bazı şirketler doğrudan tarım ürünleri üretirken ve ilaçlama, gübreleme ve tohum çalışmaları yaparken, bazıları ise tarıma tedarik sağlayan ve üretime çeşitli ekipmanlarla destek veren grup olarak ayrılıyor. Diğer taraftan yeni halka arz olan tarıma dayalı şirket fiyatlaması, temel göstergelerin dışında gerçekleşebiliyor. Bu nedenle şirket performansları sadece temel beklentiler üzerinden değil, sektör içindeki konumu ve halka açılma süreci ile ilgili olabiliyor” diye konuştu.

 

İNOVATİF TEKNİKLER VERİMİ ARTIRIYOR

 

Ahlatçı Yatırım Genel Müdür Yardımcısı Tonguç Erbaş, dünyada en büyük tarım ve tarıma dayalı şirketler incelendiğinde Archer-Daniels-Midland’ın Kasım 2022’den bu yana yüzde 35 değer kaybetti-ğini hatırlatarak, küresel geliş-meleri şöyle özetledi: “Küresel gıda şirketi Bunge, Haziran 2022’den bu yana yüzde 9’a yakın değer kaybetti. Latin Amerika’nın dev tarım şirketi olan Adecoagro, topraksız tarım ürünlerinde öncü olmayı hedefliyor. 2023 üçüncü çeyrek sonuçlarına göre brüt kâr marjını yüzde 40’a yakın arttırdı. Global tarım şirketleri inovatif teknikler ve verimliliklerini sürekli artırma çabasındayken Türkiye’deki tarım ve tarıma dayalı şirketlerin global trendleri takip etmesi fayda sağlar.”

 

YENİ ZİRVELER GÖRECEĞİZ

 

A1 Capital Genel Müdür Yardımcısı Üzeyir Doğan, Borsa İstanbul BIST Tüm endeksi dahilinde 531 şirketin faaliyette olduğunu belirterek, bunların 47’sinin gıda içecek, tarım, ormancılık sektörlerinde olduğunu söyledi. Doğan, şunları kaydetti: “Bu 47 şirketin toplam piyasa değeri 900 milyar TL civarında seyrederken BIST Tüm endeksindeki şirketlerin toplam değeri ise 14.3 trilyon TL civarında. BIST 100 endeksinin yılın geri kalanında da yeni zirveler görmeye devam edeceğini, hatta ekonomi ve siyaset ekseninde doğru adımlar atıldığı sürece makro risklerdeki düşüşle birlikte bu trendin gelecek yıl da süreceğini düşünüyoruz.”

 

GETİRİ ORTALAMASI YÜZDE 49

 

InvestAZ Araştırma ve Strateji Birim Müdürü Mehmet Bilal Bircan, Borsa İstanbul’da 550 şirketten 10’unun dolaylı ya da doğrudan tarımsal faaliyetlere dayalı iş kollarında olduğunu belirtti. Yılbaşından bu yana BIST 100 ve BIST Sınai endekslerinin performanslarının sırasıyla yüzde 36 ve yüzde 27 getiri sağladığını söyleyen Bircan, beklentileri şöyle anlattı: “Bu dönemde tarım ve tarıma dayalı alanda faaliyet gösteren şirketlerin getiri ortalamasının ise yüzde 49 olduğu dikkat çekiyor. Devam eden süreçte tarımsal alanların iyileştirilmesine yönelik çalışma-larla bir yandan Türkiye’nin kendi içerisinde tarımsal ürün yeterliliği desteklenirken bir yandan da ihracatın artırılmasına olumlu katkı sağlayacak.”  

20 Mayıs 2024 Pazartesi

Enflasyonla mücadele hedefi ve ekonomide istikrar için hazırlanan Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi, genelgeler ve yeni düzenlemelerle bütün kamu kurumlarında uygulanacak.


Kamu harcamalarında hangi kalemlerde tasarrufun artırılacağı, nerelerde ödeneklere öncelik verileceği tek tek açıklandı. Paketin daha öncekilerden farkı ise verimlilik, güçlü izleme, kamunun tamamında uygulama esası olacak. 

 

ADEM ORHUN 

 

Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek tarafından açıklandı. Pakette harcamaların azaltılmasının yanı sıra verimliliğin artırılması, izleme ve denetim hedefleri de dikkat çekiyor. Bir diğer husus ise paketin hedefleri kapsamında yeni düzenlemelerin yapılacak olması. Paketin sunumu öncesinde konuşan Yılmaz, daha önce yapılmış hazırlıklara ve talimatlara dikkat çekti. Yılmaz’ın yaptığı açıklamaya göre bu paket, tek başına değil, bütüncül bir çerçevede ortaya konulan, birbirini destekler mahiyette diğer paketlerle birlikte uygulanacak. Önümüzdeki aylarda Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın yaptığı hazırlıkların devreye girmesiyle toplam etkisini gösterecek. Bunlar, zamanı geldikçe açıklanacak. 

 

CUMHURBAŞKANI TALİMATI

 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 16 Nisan’daki kabine toplantısının ardından yaptığı açıklamada, Orta Vadeli Program’ın (OVP) güçlendirilmesi için kamuda tasarrufun artırılmasına, yatırımlarda önceliklerin belirlenmesine ve yapısal reformların hızlandırılmasına dikkat çekmişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 6 Mayıs’taki toplantıda ise kamuda harcamaları etkileyen alanlarda tasarruf kültürünü güçlendirici adımlar atılacağını ve bu yönde gerekli talimatları verdiklerini belirtmişti. 

 

DEVAMI GELECEK

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatların hatırlatan Cevdet Yılmaz da “Bu paket, tek başına değil, bütüncül bir çerçevede ortaya koyduğumuz, birbirini destekler mahiyette diğer paketlerle birlikte anlam ifade ediyor. Önümüzdeki aylarda, çeşitli hazırlıkların devreye girmesiyle ve oluşturacağı toplam etkiyle tam olacak. Bunları sizlerle zamanı geldikçe paylaşacağız” dedi. Yılmaz, “OVP’nin enflasyonu düşürmeye yönelik politikalarının yıllık bazda belirgin sonuçlarını bu yılın ikinci yarısında görmeye başlayacağız. Gelecek yıl yüzde 20’nin altında, 2026 yılında tek haneli enflasyona ulaşmada kararlıyız. Bunu sağlarken, büyümeyi, istihdamı ve sosyal dengeleri azami oranda gözetmeye devam edeceğiz” diye konuştu. 

 

HESAP VEREBİLİRLİK

 

Bu paketin, geçmiştekilerden farklılık arz ettiğini söyleyen Yılmaz, farkı şöyle açıkladı: “Bu paketi, geçmişten çıkardığımız derslerle, bu dönem aldığımız tedbirleri daha sıkı bir izleme sistemiyle hayata geçireceğiz. Ayrıca, ‘hesap verebilirlik’ mekanizmalarını güçlendirerek, haklı bir gerekçeye dayanmayan sapmaları engellemeyi amaçlıyoruz. Bu çalışmanın hayata geçirilmesinde idari ve kanuni olarak iki ayaklı çalışma yürütülüyor. Hiçbir kuruluşumuz bundan istisna değildir. Kanun gerektirmeyen hususlardaki genelge taslağı hazırlandı, kısa süre içinde Cumhurbaşkanımızın onayına sunulacak. Kanun gerektiren konularda yürüttüğümüz hazırlıklar, TBMM’nin takdirine arz edilecek.”

 

ÖNCEKİLERDEN FARKLI

 

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de Tasarruf ve Verimlilik Paketi sunumunda farklara dikkat çekti. Bakan Şimşek, “Bu bizim ilk tasarruf çabamız değil, son paket de olmayacak. Dolayısıyla bu alanla ilgili olarak önümüzdeki dönemde birçok adım atacağız. Bugünkü tedbir setini, geçmişteki uygulamalardan farklı kılan üç husus var” dedi. Bakan Şimşek, paketi farklı kılan üç maddeyi şöyle açıkladı:

 

  • Birincisi, Orta Vadeli Program’ın özüne uygun olarak, kamuda verimliliği artırarak tasarrufu amaçlıyoruz.  
  • İkincisi, bu paketle birlikte çok güçlü bir izleme, denetleme, raporlama ve yaptırım modelini hayata geçiriyoruz. 
  • Üçüncüsü, tedbirler, kamunun tamamını kapsayacak şekilde uygulanacak. Yani merkezi idareler, mahalli idareler, KİT’ler, döner sermayeler, fonlar yani kamunun tamamı bu tedbir paketinin kapsamındadır.

 

DEZENFLASYON İÇİN

 

“Vergi artışı, mevcut nesilleri etkiliyor, borçlanma ise gelecek nesillerin yükümlülük altına girmesi demek” diyen Bakan Şimşek, şöyle devam etti: “Kamuda harcama kontrolü ve tasarruf üzerinden dezenflasyon sürecine destek vereceğiz. Bu, çok önemli. Yatırımların öncelikli alanlara yönlendirilmesi de verimlilik açısından, uzun vadeli büyüme açısından çok kritik bir değişken. Kamu maliyesi ve birçok alanda reform yapacağız ve bunları paylaşacağız.” 

 

Bakan Şimşek’in sunumuna göre program, şu adımlarla güçlendirilecek: 

 

  • Kamuda harcama kontrolü ve tasarruflar artırılacak.
  • Yatırımlar öncelikli alanlara yönlendirilecek.
  • Yapısal reformlar hızlandırılacak.

 

TASARRUF VE HARCAMALAR

 

Harcama tedbirlerinin 3 temel ayağı olduğunu belirten Bakan Şimşek, bunları şöyle açıkladı: 

 

  • Kamuda tasarruf 
  • Bütçe harcamalarında disiplin
  • Kamu yatırımlarında verimlilik

 

Bakan Şimşek’in sunumuna göre, kamu tasarruf alanları içindeki 8 öncelikli alan şunlar olacak: 

1. Taşıtlar

2. Binalar

3. Kamu istihdamı

4. İdari yapılanmada etkinlik

5. Yurt dışı geçici görevler

6. Enerji ve atık yönetimi

7. Haberleşme giderleri

8. Diğer cari harcamalar 

 

AVDAGİÇ: DEZENFLASYON İÇİN KATKISI OLACAK

 

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, kamuda tasarruf programının ‘üretirken verimli ve harcarken tasarruflu olmayı’ bir döneme mahsus bırakmayıp, ülke kültürüne yerleştireceğine inandıklarını belirtti. Programın, enflasyonla mücadele fedakarlığını toplumun tüm kesimlerine paylaştıracağını ifade eden Avdagiç, “Topyekun bir mücadelenin yeni bir başlangıcı olmasını ve dezenflasyon kararlılığımıza katkı sağlamasını diliyoruz. Temennimiz, bu fedakarlıkların karşılığının kısa sürede kalıcı refah olarak tüm topluma geri dönmesi” değerlendirme-sinde bulundu.

 

NEDEN MALİ DİSİPLİN?

 

  • Kalıcı fiyat istikrarını sağlamak
  • Doğal afetlere kaynak oluşturmak
  • Yeşil ve dijital dönüşüme kaynak
  • Düşük risk primine ulaşmak
  • Makul şartlarda kredi bulmak
  • Bütçe açığını azaltarak nesiller arasında adaleti sağlamak

20 Mayıs 2024 Pazartesi