tatil-sepeti

Ticaret Bakan Yardımcısı Mahmut Gürcan, "Türkiye'nin katma değerli sektörlerinden bir tanesi olan deri ve deri mamulleri sektörü, istihdama ve ihracata sağladığı etkiyle Türkiye ekonomisinde giderek artan öneme sahip." dedi.


Türkiye Ayakkabı Sanayicileri Derneği (TASD) tarafından İstanbul Fuar Merkezi'nde 70'incisi düzenlenen AYMOD Ayakkabı Moda Fuarı, Ticaret Bakan Yardımcısı Mahmut Gürcan, İstanbul Vali Yardımcısı Cengiz Karabulut, İstanbul Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Üyesi Giyasettin Eyyüpkoca ve İstanbul Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği (İDMİB) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Oğuz İnner'in katılımıyla açıldı.

 

Gürcan, buradaki konuşmasında, Türkiye'nin bu yılın ocak ayında geçen yılın aynı ayına göre yüzde 3,6'lık artışla 20 milyar dolarlık ihracat yaptığını belirterek, "Bu başarıda emeği geçen sanayicilerimize, iş insanlarımıza çok teşekkür ediyoruz. İnşallah şubat ayında da rakamlar çok iyi gelmekte ve şubat ayında da yeni bir rekoru, belki bugüne kadarki en yüksek şubat ayı rakamını da inşallah yakalayacağımızı umut ediyoruz." ifadesini kullandı.

 

Gürcan, Türkiye'nin katma değerli sektörlerinden biri olan deri ve deri mamulleri sektörünün istihdama ve ihracata sağladığı etkiyle Türkiye ekonomisinde giderek artan öneme sahip olduğunu dile getirdi.

 

Deri ve deri mamulleri sektörünün ocak ayı ihracatının 162,9 milyon dolar olduğunu söyleyen Gürcan, "Ayakkabı ihracatımız 2022 yılında bir önceki yıla nazaran yüzde 21 artarak 1,31 milyar dolar seviyesine ulaştı. 2023 yılında ise küçük bir daralma yaşanarak 1,26 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirildi." diye konuştu.

 

Gürcan, "Pandemi sürecinde lojistik zincirinin kırılması ve Çin'in kapanması dolayısıyla Türkiye burada çok büyük bir avantaj yakalamıştı. Bu avantajı sürekli hale getirmekte bizim ve iş insanlarının üzerine büyük bir görev düşüyor. Bu fırsatı sürekli hale getirmemizde fayda var." dedi.

 

İTO Yönetim Kurulu Üyesi Giyasettin Eyyüpkoca da ayakkabının sadece temel bir ihtiyaç ürünü olmadığını, aynı zamanda küresel etkiye sahip bir moda ürünü olduğunu ifade etti.

Eyyüpkoca, "AYMOD, bu gerçeği bize bir kez daha hatırlatmaktadır. Yılda iki defa böylesi güzel bir platformun kuruluyor olması sektörün sahip olduğu gücü gösterme açısından oldukça kıymetlidir." diye konuştu.

 

Eyyüpkoca, fuarın 500'e yakın firmayı 30 binden fazla ziyaretçiyle buluşturacağını söyledi.

 

TASD Başkanı Berke İçten de Türkiye'nin yıllık 580 milyon çiftle dünyanın 6'ncı, Avrupa'nın en büyük ayakkabı üretim kapasitesine sahip ülkesi olduğunu ifade etti. Sektörün fiyat tutturamadığı için 2023'te pazar kayıpları yaşadığını dile getiren İçten, ihracattaki gerilemenin ocak ayında da devam ettiğini belirtti.

 

Ocak ayını geçen yılın aynı ayına göre miktar bazında yüzde 25, değer bazında yüzde 33 ekside tamamladıklarını söyleyen İçten, şöyle devam etti:

 

"AYMOD'u ayakkabı endüstrimizin ihracatında artış trendini yeniden yakalamak için bir fırsata dönüştürmek istiyoruz. Fuarımıza 400'ü aşkın seçkin firma katılıyor. Katılımcılar arasında İtalya, Yunanistan ve Çin'in de aralarında bulunduğu ülkelerden 50 civarında firma yer alıyor. Yabancı ziyaretçilerin AYMOD'a ilgisi artarak devam ediyor. Avrupa Birliği (AB) ülkeleri başta olmak üzere 100'ü aşkın ülkeden 7 bin alıcı AYMOD için İstanbul'a geldi. Ziyaretçiler arasında 49 ülkeden alım heyetleri bulunuyor. İnanıyorum ki firmalarımızla ziyaretçiler arasında bir yandan mevcut ilişkiler derinleştirilirken diğer taraftan da yeni işbirliklerinin temelleri atılacak."

ÇAKMA ÜRETİM ÜLKE EKONOMİMİZE ZARAR VERİYOR


İçten, kamuoyunda "çakma" olarak adlandırılan taklit üretim nedeniyle kurallara uygun çalışan firmaların ve genel olarak sektörün büyük mağduriyet yaşadığına işaret etti.

 

Türkiye'de yıllık 150 milyon çiftin üzerinde çakma ayakkabı üretildiğini belirten İçten, "İşin bir de ithalat boyutu var. Yurt dışından ülkemize her yıl milyonlarca çift çakma ayakkabı getiriliyor. Çakma üretim sadece sektöre değil ülke ekonomimize de büyük zarar veriyor. Vergi ve SGK primi ödemeyen bu firmalar, çalışanlarına sigorta yaptırmadıkları ve sosyal haklarını vermedikleri için iş gücünü daha ucuza mal ediyorlar. Bu durum vergisini ödeyen, SGK primini yatıran, yani kurallara uygun çalışan firmalar için haksız rekabete yol açıyor." dedi.

 

"Vergi ve istihdam kayıplarını hesapladığımızda çakma ayakkabının Türkiye'ye yıllık maliyeti en az 30 milyar lirayı, başka bir ifadeyle 1 milyar doları buluyor." diyen İçten, "Bütün bunlara ilave olarak çakma üretim, ülkemizin ve ayakkabı endüstrimizin yurt dışındaki imajını olumsuz etkiliyor. Markalaşmak isteyen yerli firmalarımızın önünde de büyük bir engel oluşturan bu sorun, 9-10 Şubat tarihlerinde Afyonkarahisar'da Ticaret Bakanlığı'mız ile düzenlediğimiz çalıştayın iki ana gündem maddesinden biriydi." ifadesini kullandı.

 

İçten, ilgili bakanlıkların yanı sıra yargı ve meslek kuruluşlarının temsilcilerinin katıldığı çalıştayda konunun tüm boyutlarıyla ele alındığını dile getirerek şunları kaydetti:

 

"Ticaret Bakanlığı'mızın 'soruna sıfır tolerans ilkesiyle yaklaşılacak' mesajı vermesi bizi son derece memnun etti. Biz olaya her zaman pozitif tarafından bakmaya çalışıyoruz. Öncelikle çakma üretim yapan firmaların mevzuata uygun çalışmaya teşvik edilmelerinin doğru olacağını düşünüyoruz. Kayıt altına alınamayanlara karşı ise ağır yaptırımlar getirilmeli. Perakendeden başlayarak geriye doğru bir denetim zinciri oluşturulmalı. Söz konusu ürünlerin sosyal medya kanallarından satışı ve reklamlarının yapılması yasaklanmalı. Online pazar yerleri bu ürünlerin satışına veya reklamının yapılmasına aracı olmamalı. Kargo firmalarının tıpkı uyuşturucu ve silah gibi çakma ürün taşımalarını önleyecek bir düzenleme yapılmalı."

 

İçten, gerekli düzenlemelerin mümkün olan en kısa zamanda yapılacağına inandığını ifade etti.

 

İDMİB Başkan Yardımcısı Oğuz İnner de "Avrupa ve Amerika'da ciddi resesyon konuşuluyor. Bu da tüketimdeki azalmayla beraber üretimlerimizi etkileyen azalma sürecine bizi itti." dedi.

Sektör açısından dünyada sadece Amerika'nın resesyondan çıkmayı başarabildiğini, Avrupa ülkeleri ve Uzak Doğu pazarlarının hala resesyonun etkisinde olduğunu söyleyen İnner, "Dünya ayakkabı pazarından aldığımız payın yüzde 0,7 olduğunu düşünürsek aslında bu daralmanın bizi etkilemesini minimum seviyeye çekecek önlemlerle artışa bile geçebileceğimizi değerlendirmemiz lazım." diye konuştu.

28 Şubat 2024 Çarşamba

Ticaret Bakan Yardımcısı Özgür Volkan Ağar, İstanbul Fuar Merkezi'nde başlayan Furnishings & Design İstanbul (FDI) fuarının açılışında yaptığı konuşmada tasarım, marka ve inovasyonun, Türk mobilyasının dünya pazarındaki yeri ve önemini belirleyen unsurlar olarak öne çıktığını söyledi.


 

Mobilya Dernekleri Federasyonu (MOSFED) tarafından düzenlenen ve Türkiye'nin ilk tasarım odaklı fuarı olma özelliğini taşıyan Furnishings & Design İstanbul (FDI), İstanbul Fuar Merkezi'nde başladı.

 

Fuarın açılış törenine Ticaret Bakan Yardımcısı Özgür Volkan Ağar, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe, MOSFED Başkanı Ahmet Güleç ve sektör paydaşları katıldı.

 

Ticaret Bakan Yardımcısı Ağar, burada yaptığı konuşmada, mobilya sektörünün Bakanlık politikalarında öncelikli olarak yer alan sektörlerden biri olduğuna işaret etti.

 

Ağar, "Sektör, üretim ve istihdama sağladığı katkı, yarattığı katma değer ve net ihracatçı olması boyutlarıyla ülkemizin kalkınması açısından önem arz ediyor." dedi.

 

Ağar, Orta Vadeli Program'ın (OVP) politika çerçevesi doğrultusunda, cari işlemler hesabında kalıcı iyileşmenin sağlanması amacına yönelik çalışmalara kararlılıkla devam ettiklerini vurguladı.

 

İhracat rakamlarına da değinen Ağar, "İhracatımızdaki artış ile ithalat, dış ticaret açığı ve cari açıkta yakalamış olduğumuz düşüş trendi sonucu dış ticaretimizde kırmış olduğumuz rekorlar ekonomimizin sağlıklı bir şekilde hedeflerine doğru ilerlediğini net bir şekilde bizlere göstermektedir. Belirlemiş olduğumuz bu hedeflere sizlerle beraber emin adımlarla yürüyoruz. Mobilya sektörümüzde 2023'te 4,5 milyar dolar ihracat gerçekleştirilmiş, böylece ülkemiz mobilya sektöründe dünyada en çok ihracat gerçekleştiren ilk 10 ülke arasında yer almıştır." ifadelerini kullandı.

 

Türk mobilyalarının dünyanın dört bir yanında tercih edildiğini görmenin büyük bir gurur olduğunu dile getiren Ağar, tüketim yapısı bakımından yüksek talep esnekliğine sahip olması nedeniyle mobilya sektörünün dış pazarlardaki ekonomik hareketlerden diğer sektörlere göre daha fazla etkilenebildiğini anlattı.

 

Ağar, tasarım, marka ve inovasyonun, Türk mobilyasının dünya pazarındaki yeri ve önemini belirleyen unsurlar olarak öne çıktığına işaret ederek, şunları kaydetti: "Global ekonomik dalgalanmaların olumsuz etkilerine karşı sektörün dirençli duruşu ve katma değer yaratan yönü sayesinde sektörümüz dünyada bir marka olma yolunda ilerlemektedir. Tasarım becerisini her geçen gün geliştiren mobilyacılarımızın, kurumsallaşması ve sektörün hedeflerine ulaşması için yürütülen politikaların ortak akılla kurgulanması büyük önem arz etmektedir. Bu minvalde, sektörümüzün en çok ihtiyaç duyduğu AR-GE, inovasyon, tasarım ve marka bilincinin oluşturulması ve ülkemizin mobilyada bir cazibe merkezi haline getirilmesi noktasında ham madde üreticisinden, tasarımcısına kadar sektöre hizmet eden, bu sektörden ekmek yiyen ve Türk mobilyasını dünyaya tanıtma gayesinde olan tüm üretici, sanayici ve ihracatçılarımızın birlik ve beraberlik içinde çalışması gerektiğine inanıyorum."

 

"YENİ DESTEK MEKANİZMALARI KURGULUYORUZ"

 

Ağar, Türkiye'nin üretimde sahip olduğu esneklik ve yenilikçi yaklaşımlarla Avrupa ve Orta Doğu'nun kavşak noktasında yer alarak stratejik bir konuma sahip olmasının mobilya ürünlerini rakiplerine göre avantajlı kıldığını vurgulayarak, şöyle devam etti: "İhracatçılarımızın birçok başarıya imza atarken, pazara giriş engelleri ile istihdam, pazarlama, markalaşma gibi pek çok konuda sorunlarla baş etmek durumunda kaldıklarını biliyoruz. Bunların çözümüne yönelik olarak gerek kendi Bakanlığımız bünyesinde gerekse ilgili diğer bakanlıklarımızla koordineli olarak çalışmalarımıza devam ediyoruz. Bu bağlamda, küresel ticaretin sürekli değişen ve gelişen yapısına sizlerin daha kolay adapte olabilmesini sağlamak için, Bakanlık olarak vermiş olduğumuz devlet desteklerimizi güçlendiriyor, yeni destek mekanizmaları kurguluyoruz. Bu fuarımızla eş zamanlı olarak gerçekleştirilecek olan sektörel alım heyeti programlarımızla bu fuarı da destekleme kararı almış bulunuyoruz. Devlet destekleri kapsamında bu yıl itibarıyla 22 milyar liralık bütçemizin 14 milyar lirasını da ihracatçılarımıza kullandırdığımızı ifade etmek isterim. Bakanlık olarak, mobilya sektörünün küresel değişimlerden olumsuz etkilenmemesi ve ihraç pazarlarını kaybetmemesi için ihracatçı firmalarımızın ihtiyaç duydukları alanlarda gerekli devlet desteklerini sunmaya ve tüm politika araçlarını etkin bir şekilde kullanarak yanınızda olmaya devam edeceğiz."

 

İTO BAŞKANI AVDAGİÇ DE FUARI ZİYARET ETTİ

 

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç de Furnishings & Design İstanbul (FDI) fuarını ziyaret etti. İTO Başkanı Avdagiç, fuar ziyareti kapsamında fuara katılan firma temsilcileriyle görüştü.

 

TİM Başkanı Mustafa Gültepe ise açılışta yaptığı konuşmada inovasyon, katma değer, sürdürebilirlik, yapay zeka ve kilogram fiyatı olarak ihracat birim değerini yukarı çıkarma noktasında yapılan çalışmalardan birinin de FDI olduğunu söyledi.

 

Hem hazır giyim hem de mobilya sektörünün birbirini tamamlayan sektörlerin başında geldiğine dikkati çeken Gültepe, şunları kaydetti: "Hali hazırda hazır giyim ve mobilyada İtalya önde. Bizim gelecekle ilgili beklentimiz, Türkiye'nin hem hazır giyimde hem de mobilya gibi diğer sektörlerde İtalya'nın yerini alması ve tasarım denildiği zaman Türkiye'nin akla gelmesidir. Bütün gayretlerimiz ve amaçlarımız bu olmalı. Hep söylüyoruz birlik beraberlik ve ortak akılla Türkiye'nin başaramayacağı bir konu yok. Burada da ortak akılla, istişareyle güzel bir proje ortaya çıktı. İnanıyorum ki bu fuar, ilk dönemden itibaren büyüyerek, gelişerek ve diğer sektörlere de tarzıyla ilham vererek çok daha farklı çalışmalar yapacaktır."

 

"FDI, FUARCILIK ANLAYIŞINA DA YENİ BİR SOLUK GETİRİYOR"

 

MOSFED Başkanı Ahmet Güleç de son 20 yılda gerçekleştirilen atılımlarla üretim ve ihracatta ciddi başarılar yakaladıklarına işaret ederek, şu değerlendirmede bulundu: "Bunu tasarımla üretimle pazarla ve marka stratejisiyle başardık ama bunu yeterli görmüyoruz. Çünkü gelecek için önümüze koyduğumuz hedefler çok net. Dünyadaki marka algımızı bir üst seviyeye çıkarmak, Türk mobilyasını vazgeçilmez hale getirmek, üretimdeki katma değeri ciddi oranda artırmak, ihracatımızı artırarak en büyük ilk üç ülkeden biri olmak. Öte yandan, tasarımı endüstrinin ayrılmaz bir parçası haline getirmeden ve inovasyonu merkeze koymadan sahip olduğumuz başarıyı büyüterek sürdürmemiz mümkün değil."

 

Güleç, FDI'ın misyonları arasında, tasarım birikiminden daha fazla yararlanmak, yenilikçi fikirlerin paylaşıldığı bir platform oluşturmak, tasarımcı ile üreticinin birlikteliğini güçlendirmek olduğunu vurgulayarak, "Burayı işbirliğini geliştirme alanı olarak da düşünebilirsiniz. Tasarımın sağlayacağı katma değer yalnızca ürünlerimizi güçlendirmekle kalmayacak, aynı zamanda Türkiye'yi global arenada daha güçlü bir konuma taşıyacak. FDI bu büyük yeni dönüşümde katalizör olsun istiyoruz." diye konuştu.

 

Fuar, 21 Eylül'de sona erecek.

20 Eylül 2024 Cuma

Etiketler : mobilya ihracat tasarım moda

Bankacılık sektörünün kredi hacmi, 13 Eylül haftasında 64 milyar 584 milyon lira artarak 14 trilyon 687 milyar 686 milyon liraya çıktı.


 

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun (BDDK) haftalık bültenine göre, sektörün kredi hacmi 13 Eylül itibarıyla 64 milyar 584 milyon lira arttı.

 

Söz konusu dönemde kredi hacmi 14 trilyon 623 milyar 103 milyon liradan 14 trilyon 687 milyar 686 milyon liraya çıktı.

 

Bankacılık sektöründe toplam mevduat ise bankalar arası dahil, geçen hafta 309 milyar 415 milyon lira artarak 17 trilyon 613 milyar 411 milyon liraya yükseldi.

 

TÜKETİCİ KREDİLERİNİN TUTARI 1 TRİLYON 817,4 MİLYAR LİRA OLDU

 

Tüketici kredilerinin tutarı, 13 Eylül itibarıyla 16 milyar 866 milyon lira artışla 1 trilyon 817 milyar 399 milyon liraya çıktı. Söz konusu tutarın 461 milyar 352 milyon lirası konut, 80 milyar 790 milyon lirası taşıt ve 1 trilyon 275 milyar 257 milyon lirası ihtiyaç kredilerinden oluştu.

 

Bu dönemde taksitli ticari kredilerin tutarı, 5 milyar 781 milyon lira artarak 1 trilyon 857 milyar 38 milyon lira oldu.

 

Bankaların bireysel kredi kartı alacakları ise yüzde 2,3 artışla 1 trilyon 623 milyar 959 milyon liraya yükseldi. Bireysel kredi kartı alacaklarının 554 milyar 761 milyon lirasını taksitli, 1 trilyon 69 milyar 198 milyon lirasını taksitsiz borçlar oluşturdu.

 

YASAL ÖZ KAYNAKLAR ARTTI

 

Bankacılık sektöründe takipteki alacaklar, 13 Eylül itibarıyla önceki haftaya göre 2 milyar 28 milyon lira artışla 259 milyar 255 milyon liraya çıktı. Takipteki alacakların 193 milyar 842 milyon lirasına özel karşılık ayrıldı.

 

Aynı dönemde bankacılık sisteminin yasal öz kaynakları, 7 milyar lira yükselerek 3 trilyon 145 milyar 402 milyon lira oldu.

 

KKM bakiyesi ise geçen hafta yüzde 0,7 ve 10 milyar 441 milyon liralık azalışla 1 trilyon 564 milyar 311,6 milyon liraya düştü.

 

Böylece KKM büyüklüğü, toplam mevduatın yüzde 8,9'una geriledi.

19 Eylül 2024 Perşembe

Etiketler : banka kredi mevduat