Şirketten yapılan açıklamaya göre, ASELSAN yılın ilk yarısını güçlü büyüme ve karlılıkla tamamladı.

Şirketin 2021'in 6 ayındaki cirosu geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 33 artarak 7 milyar liraya ulaştı.

ASELSAN'ın brüt karı, geçen yılın ilk yarısına göre yüzde 66 artarken, Faiz, Amortisman ve Vergi Öncesi Karı (FAVÖK) geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 49 yükselişle 1,9 milyar lira oldu.

FAVÖK marjı yüzde 27,3 olan ASELSAN'ın net karı da geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 37 artarak 2,5 milyar liraya çıktı. Şirketin öz kaynaklarının aktife oranı yüzde 57 gerçekleşti. Bakiye siparişleri toplamı ise 9,2 milyar dolar seviyesine ulaştı.

"YILININ İLK YARISINDA 711 MİLYON DOLARLIK YENİ SİPARİŞ ALDIK"

Açıklamada görüşlerine yer verilen ASELSAN Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Haluk Görgün, yılın ilk yarısında 711 milyon dolarlık yeni sipariş aldıklarını belirtti.

Hem yurt içinde kritik savunma ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik siparişler aldıklarını hem de yurt dışında önemli işlere imza attıklarını belirten Görgün, "İhracat yaptığımız ülke sayısı 71'e çıktı. ASELSAN gerek Türk savunma sanayisine olan katkılarını artırmaya, gerekse de bu tecrübeyi sağlık, enerji, finansal teknolojiler gibi savunma dışı alanlara aktarmaya önümüzdeki dönemde de devam edecek." ifadelerini kullandı.

Görgün, savunma sanayisinde Türkiye'nin tam bağımsızlığını sağlamak, güvenlik güçlerine desteklerini hız kesmeden devam ettirebilmek amacıyla tüm kritik bileşenleri yerli firmaların eliyle millileştirmeyi görev olarak gördüklerini kaydetti.

Son 3 yılda 400 ürünü iş ortaklarıyla birlikte millileştirmeyi başardıklarını vurgulayan Görgün, şöyle devam etti:

"Bu ürünlere 56 milyon dolar tutarında sipariş açarak, önümüzdeki 3 yıllık projeksiyona göre 145 milyon dolarlık büyüklüğün ülkemizde kalmasını sağladık. 2008'de yüzde 38 olan yurt içi alım oranımızı yüzde 70'lerin üstüne taşımanın haklı gururunu yaşıyoruz. 4 binin üzerindeki tedarikçimizle ekosistemimizi sürekli geliştiriyoruz. 2021’in ilk yarısında tedarikçi ekosistemimizi yeni siparişlerle beslemeye devam ettik ve bu çerçevede 760 milyon dolarlık sipariş açtık. Bu siparişlerin yüzde 70'e yakını yurt içi firmalarımıza açıldı. İlk yarıda tedarikçilerimize 7 milyar lirayı aşan ödeme yaparak onları finansal olarak destekledik."

Görgün, ASELSAN'ın 2008'de 97'nci sıradan dahil olduğu dünya savunma sanayi devleri arasındaki sürdürülebilir başarısını koruyarak bu yıl da 48'inci sırada yer aldığını ve böylece ilk 50'ye giren ilk Türk şirket olduklarını belirtti.

"Yaşanabilir Gelecek, Verimlilik ile Gelecek" sloganıyla "ISO 50001:2018 Enerji Yönetim Sistemi" belgesini almaya hak kazandıklarını aktaran Görgün, "Çevremize, ülkemize ve gelecek nesillere katkı sağlayacak projeler üretmeye devam edeceğiz. Bu vesileyle başta Cumhurbaşkanlığımız Recep Tayyip Erdoğan ve Savunma Sanayii Başkanlığımız olmak üzere çalışanlarımıza ve tüm paydaşlarımıza sonsuz teşekkür ederim." ifadelerini kullandı.

ASELSAN, Brand Finance tarafından hazırlanan "En Değerli 100 Türk Markası" listesine göre marka değerini en fazla artıran firma oldu. Geçen yıl 30'uncu sırada yer alan ASELSAN pek çok markanın değerinin düştüğü salgın sürecinde listede 11 basamak yükselerek 19'uncu sıraya geldi.

ASELSAN, savunma sanayi sektöründe faaliyet gösteren firmalar arasında, marka değerini yüzde 66 ile en çok artıran şirket oldu. Marka değerlendirmesinde geçen yıl AA derecesi alan ASELSAN, bu yıl derecesini AA+'ya yükseltti.

12 Ağustos 2021 Perşembe

Etiketler : Sektörel

Profesyonel Otel Yöneticileri Derneği (POYD) Başkanı Hakan Saatçioğlu, Antalya'ya gelen yabancı turist sayısının dün itibarıyla 1 milyon 870 bine ulaştığını belirterek, geçen seneye göre yüzde 16'lık bir artış gerçekleştiğini söyledi.


Profesyonel Otel Yöneticileri Derneği tarafından her ay düzenlenen geleneksel toplantı, Kemer ilçesindeki bir otelde gerçekleştirildi.


Dernek Başkanı Saatçioğlu, toplantıda yaptığı konuşmada, kentteki turizm hareketliliğinin arttığını belirtti.


Sezona iyi bir başlangıç yaptıklarını dile getiren Saatçioğlu, "Antalya'ya dün itibarıyla yurt dışından giriş yapmış misafir sayısı 1 milyon 870 bin. Geçen seneyle karşılaştırdığımızda yüzde 16'lık bir artış kaydetmişiz." dedi.


Geçen yıl şubatta yaşanan Kahramanmaraş merkezli depremler nedeniyle ilk 2 ay yurt dışından gelen turist sayısında bir duraklama görüldüğünü anımsatan Saatçioğlu, bu yıl, geçen yılın rakamlarının geçilmesi yönünde bir beklentinin olduğunu kaydetti.


Antalya'nın kış sezonunu da hareketli geçirdiğini aktaran Saatçioğlu, yıl sonunda 17 milyon turist rakamına ulaşılabileceğini ifade etti.


Kemer Kaymakamı Ahmet Solmaz da turizmdeki gelişmelerin sevindirici nitelikte olduğunu dile getirdi. Yaz sezonunun yaklaşmasıyla ilçedeki turizmin daha da hareketlendiğini aktaran Solmaz, turizmcilere gereken desteği vermeye hazır olduklarını söyledi.


Toplantıda, dernek çalışmalarına destek olanlara plaket verildi.

30 Nisan 2024 Salı

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, "Girişimci ruhumuz sayesinde bütün dünya pazarlarına Türk mallarıyla giriyoruz." dedi.


Albayrak Medya tarafından Ticaret Bakanlığı himayesinde düzenlenen İhracatta Türkiye Yüzyılı Zirvesi'nde konuşan Hisarcıklıoğlu, geçen seneyi ihracatta çifte rekorla kapattıklarını ve bunun, küreselde zayıflayan talep ve asrın felaketi olarak nitelendirilen deprem felaketlerine rağmen gerçekleştiğini söyledi.

 

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu,, TOBB olarak ihracatçıları, vize işlemlerinden, yabancı gümrüklerden hızlı geçiş için TIR Karnesi kefaletine kadar birçok konuda desteklediklerini vurguladı.

 

Türkiye'nin, kendi bölgesinde en yüksek ürün ve pazar çeşitliliğine sahip olduğuna dikkati çeken Hisarcıklıoğlu, "Türkiye, rekabetçi bir biçimde üretebildiği ürün sayısı ve pazar çeşitliliği açısından dünyanın sayılı ülkeleri arasına girmiştir. Dış ticaret verilerinde görünen bu ürün ve pazar çeşitliliği, Türkiye'nin zenginliğidir. Bu topraklarda inşa ettiğimiz iş yapma kapasitesinin, Türk girişimciliğinin göstergesidir. Önümüzdeki dönem bu başarıyı ileri teknolojili ve yüksek katma değerli ürünlerde de gösterme dönemidir." ifadelerini kullandı.

 

ELEKTRİKLİ VE AKILLI MOBİLİTEDE TEKNOLOJİ GELİŞTİREN ÜLKELERDEN BİRİ HALİNE GELDİK

 

Rifat Hisarcıklıoğlu, imalat sanayisinde 2019'da 6 milyar dolar olan yüksek teknolojili ürün ihracatının 2023'te 9 milyar doların üzerinde çıktığını belirterek, şunları kaydetti:

 

"Bu rakamı artırabilmek için de ekosistem öncüsü kilit teknoloji yatırımlarına ihtiyacımız var. Bunun çok güzel bir örneğini Cumhurbaşkanımızın himayelerinde Togg'da başardık. Elektrikli ve akıllı mobilitede teknoloji geliştiren ülkelerden biri haline geldik. Bugünlerde seri üretimimizin birinci yılını tamamlarken yaklaşık 30 bin aracımızı halkımızla buluşturmanın haklı gururunu yaşıyoruz. Bugüne kadar hiçbir elektrikli otomobil çıktığı bir yıl içerisinde 30 bin rakamına ulaşmadı. Bakanlığımızın da destekleriyle önümüzdeki yıl Avrupa'ya ihracata da başlayacağız. Almanya'da Almanlara Türk arabası satmak da bizim için ikinci bir gurur olacak. Hem de yüksek teknolojili ihracatımız katlanarak büyüyecek."

 

Türkiye’nin katettiği yolun önemine değinen Hisarcıklıoğlu, 40 yıl önce 3 milyar dolar ihracatın yüzde 95’inin tarım ürünleri olduğunu ifade etti.

 

Bugün Türkiye’nin küresel ölçekte rekabet eden bir ülke haline geldiğini dile getiren Hisarcıklıoğlu, şöyle devam etti:

 

"İhracatta 270 milyar dolara ulaştık. Türkiye artık bir ihracat devidir. Tarım ürünleri satan Türkiye'den sanayi ürünleri satan ülke haline geldik. Dünyanın her türlü pazarına mal satabiliyoruz. Allah bize petrol ve doğal gaz vermemiş ama müthiş bir girişimci ruh vermiş. Bu girişimci ruhumuz sayesinde bütün dünya pazarlarına Türk mallarıyla giriyoruz. Türkiye ekonomisinin ürün ve pazar çeşitliliği, Türkiye'nin kuvvetli yanıdır. Türk ürünlerinin tanınmadığı, ihracatçımızın ayak basmadığı ülke bırakmayacağınızı biliyorum."

ÜLKEMİZE BEYİN GÖÇÜNÜ CAZİP HALE GETİRECEK HAMLELERİ YAPMALIYIZ

 

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe de TİM olarak ikinci yüzyıla Türkiye'yi ihracatta ilk 10 ülke arasına çıkarma vizyonu ve hedefiyle başladıklarını kaydetti. Türkiye'nin en büyük ihracat pazarının Avrupa Birliği (AB), olduğunu vurgulayan Gültepe, "İhracatımızın yüzde 41'ini AB ülkelerine yapıyoruz. Diğer Avrupa ülkelerini de hesaba kattığımızda oran yüzde 55’in üzerine çıkıyor." diye konuştu.

 

Yakın ve Orta Doğu için de benzer bir tablo olduğunun altını çizen Gültepe, üçüncü sırada da Kuzey Amerika'nın bulunduğunu söyledi.

 

Özellikle ABD'nin uzak bir coğrafyada olmasına rağmen önemli bir ticari ortak olduğunu belirten Gültepe, "Gümrük engellerine rağmen Almanya’dan sonra en çok ihracat yaptığımız ikinci ülke. Doğru hamlelerle 100 milyar dolarlık ticaret hacmine ulaşabileceğimiz büyük bir pazar. 2023'te 255,8 milyar dolarlık ihracatımızın 206 milyar dolarlık kısmını, yani yüzde 80'ini, bu üç pazara yaptık." ifadelerini kullandı.

 

Gültepe, teknolojinin, tasarımın, inovasyonun, markalaşmanın, yeşil dönüşümün imkanlarını kullanmak gerektiğini dile getirerek, tarım ürünlerinin yeni yüzyılda öneminin daha da artacağını ve bu alana stratejik bir konu olarak bakmak gerektiğine işaret etti.

 

İhracatı tüm taraflarla koordineli, bütüncül bir yaklaşımla ve devlet aklıyla ele almak gerektiğinin altını çizen Gültepe, "Öncelikle yetişmiş insan kaynağımızı bu ülkede tutmanın yollarına beraberce bakmalıyız. Hatta ülkemize beyin göçünü cazip hale getirecek hamleleri yapmalıyız. Katma değerli üretimi artırmak için bu adımları atmak zorundayız." dedi.

 

Gültepe, dost ve müttefik ülkelerin çeşitli ticari engelleriyle karşı karşıya kaldıklarını anlattı.

 

Kapıkule'nin Türkiye'nin Avrupa'ya açılan en önemli kapısı olduğunu kaydeden Gültepe, "Bulgar tarafında işler ağır işlediği için 'hızlı servis' avantajımızı yeterince kullanamıyoruz. Önümüzdeki yıllarda TIR'larımız Yeşil Mutabakat nedeniyle belki Kapıkule'den öteye daha da zorlanarak geçecek. Bütün bunları bugünden hesaplamak ve tüm paydaşlarla ortak politikalar geliştirmek durumundayız." ifadelerini kullandı.

YÜKSEK TEKNOLOJİLİ ÜRETİMİ ARTIRMAYI VE BU ÜRÜNLERİ DÜNYA MARKASI HALİNE GETİREREK YAPMALIYIZ

 

Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Başkanı Nail Olpak ise Türkiye'nin yaptığı atılımlarla yeni yüzyıla birçok alanda damgasını vuracağını ve bu alanlardan birinin de ihracat olduğu söyledi.

 

Küresel ticaretteki payın yüzde 1'e çıktığını anımsatan Olpak, Türkiye'nin bugün dünyanın üretim merkezi olduğuna dikkati çekerek, altyapı, ulaştırma ve lojistik yatırımları ile geleceğe avantajlı baktığını anlattı.

 

Küresel ticarette yaşanan dönüşümlere atıf yapan Olpak, Türkiye'nin ihracat vizyonuna katkı sağlayabilmek için bu dönüşümlerin ve yansımaların iyi okunması gerektiğini ifade etti.

 

Türkiye'nin ciddi bir üretim kapasitesi ve esnek bir ihracatı olduğu belirten Olpak, "İhracatımızdaki yüksek teknolojili ve katma değerli üretim payının istediğimiz seviyede olmadığını görüyoruz. Bunu, hem yüksek teknolojili üretimi artırarak, hem de onları dünya markası haline getirerek yapmalıyız." diye konuştu.

 

Olpak, yeni ticaret türlerinin artırılması ve transit ticaretin de ihracat vizyonunda önemli başlıklar arasında yer aldığını söyledi.

 

Yeni ticaret türleri arasında hizmet ihracatının öne çıktığını dile getiren Olpak, "Geleneksel ticaretimiz, mal üretip satmaktı. Günümüz dünyasında hizmet ihracatı önem kazanmaya başladı. Hizmet ihracatı ve döviz kazandırıcı hizmetlerin daha da önem kazanacağı ortada. Yeni ticaret türleri, sadece mal ve hizmet ticareti ayrımıyla sınırlı değil. Elektronik ticaret ve ihracat da önem kazanmaya başlayan ticaret türü." dedi.

 

Olpak, transit ticaretin DEİK olarak desteklenmesi konusunda kanun değişikliği yapılmasına vesile olduklarını ve kanunda yapılacak iyileştirmelerin, Türkiye'nin ihracat vizyonunda önemli bir yeri olduğunu kaydetti.

 

İhracatın doğru finansmanı ve ihracat teşviklerine de değinen Olpak, Eximbank'ın öz kaynaklarının daha da artırılmasını ve bankanın sistematiğinin daha da iyileştirilmesini gerektiğini söyledi.

 

Olpak, ihracat teşvikleri konusunda şunları kaydetti:

 

"İhracatın teşvikinde de performans ve taahhüt modelinin birlikte ele alınacağı bir teşvik modelinin değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. İhracat vizyonumuzu bütüncül bakış açılarıyla hep geliştirerek, ülkemiz adına güzellikler oluşturacağımıza inanıyorum."

Albayrak Grubu Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Nurettin Canikli ise teşviklere rağmen bugün ihracatın içindeki yüksek teknolojili ürün ihracatı payının yüzde 3’ler seviyesinde olduğunu belirterek, orta vadede bu oranın ilk planda yüzde 15 seviyesine, akabinde yüzde 25 seviyesine çıkarılması gerektiğinin altını çizdi.

30 Nisan 2024 Salı