Dünya merkez bankalarının para politikalarındaki sıkılaştırmayı sürdürmesi devlet tahvilleri üzerinde baskı oluştururken, 30 yıllık ABD hazine tahvillerinin getirisi son 16 yılın en yüksek seviyesine ulaştı.


ABD Merkez Bankası (Fed) şahin duruşunu sürdürürken, ülkede hazine tahvili getirileri, geçen hafta kısa süreli bir rahatlamanın ardından bu hafta 2007'den bu zamana kadarki en yüksek seviyeye tırmandı.

 

Uzun zamandır düşüş trendinde olan ABD'nin 2, 5, 10, 20 ve 30 yıllık tahvillerinin getirileri, faizler yükseltildikten sonra yükseliş trendine geçti.

 

Beklenenden iyi gelen imalat verilerinin yatırımcıların ABD ekonomisinin iyi durumda olduğuna dair inancını desteklemesi sonrasında ülkede 10 yıllık hazine tahvilinin getirisi yüzde 4,80'i aştı.

 

ABD'nin hazine tahvili ihraçlarının artması ve yatırımcıların merkez bankalarının faiz oranlarını uzun bir süre daha yüksek tutacağı beklentisi, getirilerle ters hareket eden tahvil fiyatlarını dünya çapında aşağı çekti.

 

Küresel tahvil piyasalarındaki satışlar, pay piyasaları ile Japon yeni ve Rus rublesine de olumsuz yansıdı. Ayrıca dolar endeksi 107,1 ile son bir yılın zirvesine ulaşırken, 1.820 doların üzerinde tutunan altının ons fiyatı ise yaklaşık son 6 ayın en düşük seviyelerinde seyrediyor.

 

Piyasaların uzun süre yüksek faiz oranlarına, hükümetlerin de yüksek borçlanma ihtiyaçlarına uyum sağlamasıyla 30 yıllık ABD hazine tahvillerinin getirisi dün yüzde 4,95'e ulaşarak son 16 yılın en yüksek seviyesine çıktı.

 

Tahvil satışlarının küresel bazda etkisiyle Almanya ve İtalya'nın borçlanma maliyetleri de yaklaşık son 11 yılın en yüksek seviyelerine ulaştı.

 

Hisse senedi piyasaları düşerken, ABD’de faiz oranlarının yüksek kalmaya devam edeceği beklentileri doları güçlendirerek diğer para birimleri üzerinde baskı oluşturuyor.

 

Dün dolar/yen paritesi 150'yi aşarken, dolar/ruble paritesi de 100'ü geçti.

 

Avrupa'da da benzer bir durum yaşanırken, Almanya ve Fransa'da devlet tahvili getirileri son 12, İngiltere'de son 15 yılın zirvesine çıktı.

 

Negatif politika faizinin uygulandığı Japonya'da bile tahvil getirileri yüzde 0,8'e yaklaşarak 2013 seviyelerine geri döndü.

 

FAİZ ARTIŞLARI UZUN VADELİ TAHVİL TUTAN YATIRIMCILARIN ZARAR ETMESİNE YOL AÇIYOR

 

Yüksek petrol fiyatlarının enflasyon endişelerini artırması ve mevcut kısıtlayıcı para politikalarının uzun süre devam edeceği beklentileri tahvil piyasalarında risk unsuru olmaya devam ediyor.

 

Hükümetlerin artan bütçe açıkları ve mali görünüme ilişkin endişelerle daha fazla tahvil satışı yoluna gitmesi, tahvil fiyatlarını düşürürken, uzun vadeli getirilerin artmasına neden oluyor.

 

Tahvil getirilerinin hükümetlerin fonlama maliyetlerini belirlemesi nedeniyle, getirilerin yüksek kalması ülkelerin ödediği faiz maliyetlerini de etkiliyor.

 

Devletlerin borçlanma maliyetlerinin artması, konut kredilerinden işletme kredilerine birçok alanda uygun fiyatlı finansman sağlanabilmesinin önünde engel oluşturuyor.

 

Faiz oranları yükselmeye devam ettikçe, vadesi dolmayan tahvilleri elinde tutan yatırımcılar, piyasa faiz oranlarının altında getiri sağlayan bir araca sıkışıp kalıyor. Vadeye kadar olan sürenin uzun olması, yatırımcıların taşıdığı faiz oranı riskini yükseltiyor.

 

Tahvil getirilerindeki artış, yatırımcıların pay piyasalarından paralarını çekmesine yol açarak hisseleri de etkiliyor.

 

JAPONYA 1 TRİLYON DOLARI AŞKIN TUTARDA ABD TAHVİLİNİ ELİNDE TUTUYOR

 

Öte yandan, ellerinde yüksek oranda tahvil tutan bankaların gerçekleşmemiş zararları da piyasalarda odak noktalarından biri olmayı sürdürüyor.

 

Tahvil getirilerinde artışların uzun sürmesi durumunda, sadece bankalar değil, elinde uzun vadeli hazine tahvilleri tutan diğer sektörlerin de etkilenmesi bekleniyor.

 

Yükselen küresel tahvil getirileri, gelişmekte olan piyasalar üzerinde baskıyı artırıyor. ABD hazine tahvil getirilerinin artması doları daha da güçlendirirken, Japon yeni başta olmak üzere diğer para birimleri de bu durumdan olumsuz etkileniyor.

 

Temmuz ayı itibarıyla ABD hazinesinin ihraç ettiği tahvillerin tutarı toplamda 7,5 trilyon doları aşarken, Japonya'nın elinde tutarı 1,1 trilyon doları aşkın ABD tahvili bulunuyor.

 

En çok ABD tahviline sahip diğer ülkeler, yaklaşık 822 milyar dolarla Çin, 662 milyar dolarla İngiltere, 350 milyar dolarla Lüksemburg, 319 milyar dolarla Belçika, 301 milyar dolarla İsviçre, 296 milyar dolarla Cayman Adaları, 294 milyar dolarla Kanada, 271 milyar dolarla İrlanda ve 243 milyar dolarla Tayvan olarak sıralanıyor.

 

Analistler, bazı yatırımcıların tahvil getirilerinin düşeceğine dair beklenti içinde olduklarını, dolayısıyla tahvillerin ters rüzgarlara karşı ekstra hassas olabileceğini de belirtiyor.

04 Ekim 2023 Çarşamba

Yunanistan Başbakanı Miçotakis'in yarın Türkiye'de Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yapacağı görüşmeden Yunan kamuoyunun en büyük beklentisi, iki ülke arasındaki barış ve dostluk ortamı, diyalog ve işbirliğinin devam etmesi yönünde.


 

Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis'in yarın Türkiye'de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yapacağı görüşmeden Yunan kamuoyunun en büyük beklentisi, aradaki tüm anlaşmazlıklara rağmen iki ülke arasındaki barış ve dostluk ortamı, diyalog ve işbirliğinin devam etmesi yönünde.

 

Uluslararası İlişkiler Uzmanı Prof. Dr. Konstantinos Filis, Türkiye'de Kahramanmaraş merkezli depremlerin yaşandığı Şubat 2023'ten bu yana ikili ilişkilerde yeni bir durumun var olduğuna dikkati çekerek, sahada da tansiyonun düştüğünü ve bunun ikili ilişkiler için önemli bir gelişme olduğunu vurguladı.

 

"İKİ ÜLKE ARASINDA İŞBİRLİĞİ MÜMKÜN"

 

Filis, “İki tarafın da ‘Pozitif Gündem’e ağırlık vermeye karar vermiş olması önemli. Gerçekleştirilmeye başlanan çok sayıda anlaşma var. Bu da uzlaşmazlıklara rağmen işbirliği alanı olduğunu gösteriyor. Zira Türkiye ile Yunanistan arasında önemli uzlaşmazlıklar bulunuyor. Buna şüphe yok ancak işbirliği yapabiliriz çünkü komşuyuz ve aynı coğrafi bölgede bulunduğumuz için iklim krizi, çevre, sivil koruma, deniz gibi ortak sorunlara da sahibiz.” Diye konuştu.

 

Turizm gibi her iki ülkenin de ekonomisi için önemli olan alanlarda işbirliğinin önemine işaret eden Filis, eğitim, bilim gibi alanlarda da işbirliğinin mümkün olduğuna dikkati çekti.

 

Filis, “Doğu Ege adalarının silahlandırılması, Ege’de gri alanlar, kıta sahanlığı, Münhasır Ekonomik Bölge (MEB)” gibi konularda iki ülkenin önemli fikir ayrılıkları olduğunun altını çizerek, her iki tarafın da son dönemde hem tansiyonun düşürülmesine hem de pozitif gündemin ön plana çıkarılmasına ağırlık verdiğini ifade etti.

 

ZOR SORUNLARIN MÜZAKERE EDİLEBİLMESİ İÇİN GEREKLİ ORTAM

 

İkili ilişkilerdeki zor konuları müzakere edebilmek üzere uygun ortamın yaratılabilmesi için, karşılıklı güvenin sağlanacağı, işbirliğinin mümkün olabileceğinin teyit edileceği, basit konularla ilk adımların atılacağı bir geçiş dönemine ihtiyaç duyulduğunu anlatan Filis, sorunlara çözüm bulmak için müzakerenin önemini vurguladı.

 

"HER İKİ LİDER DE OLUMLU ATMOSFERİ KORUMAYA KARARLI"

 

Filis, iki ülkenin tüm sorunlara rağmen olumlu bir atmosfer içerisinde olduğunu ve her iki liderin de bu olumlu atmosferi korumaya kararlı olduğunu belirterek, Erdoğan ve Miçotakis’in 13 Mayıs’taki görüşmesinde, Aralık 2023’te imzalanan Dostane İlişkiler ve İyi Komşuluk Hakkında Atina Bildirgesi’ni teyit edeceği öngörüsünü paylaştı.

 

Uzlaşmanın kimi zaman geri adım atılmasını da içerdiğine dikkati çeken Filis, öte yandan uzlaşıda bazı kırmızı çizgilerin de olduğunu, Yunanistan’ın Doğu Ege adalarının silahsızlandırılması ve Ege’de gri alanlar konusunda taviz vererek uzlaşıya varmasının mümkün olmadığını ifade etti.

 

Filis, tarafların pozitif gündemi sürdürerek Uluslararası Adalet Divanına başvurmasının da olası olduğunu kaydetti.

 

Siyasi iradenin olması halinde Uluslararası Adalet Divanına gitmenin çok zaman almayacağını belirten Filis, asıl zor olanın Divan’a sunulacak konuların belirlenmesi olduğu, bunun süreci uzatabileceği değerlendirmesinde bulundu.

 

İKİLİ İLİŞKİLERDE KAYDEDİLEN İLERLEME

 

Uluslararası İlişkiler Uzmanı Dr. Yorgos Tzogopoulos da Miçotakis'in Türkiye ziyaretinin Erdoğan'ın 7 Aralık 2023'teki Atina ziyaretine karşılık olduğuna işaret etti.

 

İki liderin, aralarında anlaşmazlık noktaları olsa da kişisel bir iletişim içerisinde olmasını son derece olumlu bulduğunu belirten Tzogopoulos, tüm sorunlara rağmen Türkiye ile Yunanistan arasındaki ilişkilerin son dönemde 2019-2022 dönemine göre çok daha iyi olduğunu vurguladı.

 

Tzogopoulos, "Bu, Ukrayna'da ve Orta Doğu'da yaşanan savaşlar gibi küresel sorunların ve genel olarak dünyada hakim belirsizliklerin içerisinde, iki ülkenin de ekonomilerine yardımcı oluyor." dedi.

 

Son dönemde ikili ilişkilerde kaydedilen ilerlemelere de değinen Tzogopoulos, 22 Nisan'da Atina'da ve 13 Kasım 2023'te Ankara'da düzenlenen Türkiye ile Yunanistan arasındaki Güven Artırıcı Önlemlere ilişkin toplantılar gibi inisiyatiflerin devam etmesi gerektiğini ifade etti.

 

Tzogopoulos, turizm, ekonomi ve göç krizi gibi alanlarda da işbirliğinin devam etmesinin faydalı olacağını kaydetti.

 

Geçmişte göç krizinin iki ülke arasında soruna neden olduğuna dikkati çeken Tzogopoulos, "Gerçekte Yunanistan ve Türkiye, coğrafi konumları nedeniyle ortak bir sorunla karşı karşıyalar. Binlerce mutsuz mültecinin ülkelerine girişini yönetmek durumundalar. Lübnan, İtalya gibi diğer ülkelerle ortak bir cephe oluşturmalılar ki Avrupa Birliği (AB) ve diğer ülkelerle daha iyi müzakere edebilsinler." şeklinde konuştu.

 

DİYALOĞUN ÖNEMİ

 

Tzogopoulos, ikili ilişkilerin geleceğine ilişkin ise şu öngörüde bulundu: "Tarih bizim gelecek için çok iyimser olmamızı engelliyor ancak yaklaşık bir yıldır devam eden göreceli iyi atmosferin korunması için çaba harcanmasına değer. En tecrübeli diplomatlar her zaman Türk-Yunan diyaloğunun, uzlaşmazlık hallerinde bile gerekli olduğunu söyler."

 

Türkiye ile Yunanistan'ın aralarında onlarca yıldır devam eden sorunlarda çözüme çok yakın olmadığına inandığını dile getiren Tzogopoulos "Soru, uzun yıllardır devam eden mevcut uzlaşmazlıkların, iki ülke arasında işbirliğinin mümkün olduğu alanlarda işbirliğini engelleyip engellemeyeceğidir. Bu nedenle Miçotakis ve Erdoğan buluşmasının önemli olduğunu düşünüyorum." dedi.

 

İki ülkenin yeşil enerji alanında işbirliği yapabileceğini vurgulayan Tzogopoulos, AB'nin de destek verdiği programlarla her iki ülke için de ortak refah alanlarının oluşturulabileceğine işaret etti.

 

SOKAK DA DİYALOGDAN VE DOSTLUKTAN YANA

 

AA muhabirinin sokakta mikrofon uzattığı vatandaşlar da iki ülke arasındaki dostluk ortamı ve diyaloğun devam etmesinden yana olduklarını belirtti.

 

Hristina Vazilidu, "Her şekilde dost olduğumuzu düşünüyorum. Siyasete ilişkin bir şey söylemek istemiyorum. Türkleri seviyorum. Halkların paylaşamayacağı bir şey yok." diye konuştu.

 

Miçotakis ve Erdoğan'ın birçok kez görüştüğüne dikkati çeken Dimitris Paraskevas, Türkiye ile Yunanistan arasındaki yakınlaşma sürecinin devam etmesinden yana olduğunu söyledi.

 

Uluslararası İlişkiler ve Avrupa Birliği ilişkileri eğitimi almış, 8 ay Türkiye'de staj yapmış olan İlias Raptis, iki ülke arasındaki diyaloğun genel olarak sürdürülmesi gerektiğini vurguladı.

 

Raptis, "Diyalog olmalı çünkü istesek de istemesek de Türkiye güçlü bir komşu. Ayrıca ben de genel olarak dostluğa inanıyorum. Savaşların olduğu bir dönemde, uzlaşamasak bile dostluk ve barıştan bahsetmemiz, konuşmamız iyidir." şeklinde konuştu.

 

Halkların dostluğuna inandığının altını çizen Raptis, kendisinin Türkiye'de çok iyi vakit geçirdiğini, tarih sevdiği için İstanbul'da Bizans ve Osmanlı izlerini keşfetme fırsatı yakaladığını, çok sayıda Türk arkadaş edindiğini ve İstanbul'u özlediğini söyledi.

 

Türkiye ile Yunanistan arasındaki yakınlaşma sürecinin devam etmesi gerektiğini kaydeden Andreas Evripidu da "Ben aslen Kıbrıslıyım. Bu yakınlaşmanın bize, Kıbrıs'a da olumlu sonuçlar getirmesini umuyorum. Dilekler ve umutlar asla tükenmez." dedi.

12 Mayıs 2024 Pazar

Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis'in yarın gerçekleşmesi beklenen Türkiye ziyaretinde ikili ekonomik ve ticari ilişkiler de konu başlıkları arasında yer alacak.


 

Ziyaret çerçevesinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Miçotakis'i Ankara'da kabul etmesi bekleniyor.

 

Türkiye ile Yunanistan arasındaki ilişkiler sağlık, çevre, kültür ve sanat, turizm, ekonomi ve ticaret gibi birçok alanda işbirliği yapma potansiyeli taşıyor. Ayrıca 2021'den itibaren başlatılan ve ticari ilişkilere de ivme kazandırması beklenen "pozitif gündem" girişimi, karşılıklı ziyaretler ve işbirliği anlaşmalarıyla kurumsal hale getiriliyor.

 

Hem Türkiye'nin hem de Yunanistan'ın cazip turizm destinasyonlarına, ticaret ve enerji sevkiyatları açısından küresel öneme ve karşılıklı doğrudan yatırım avantajlarına sahip olmaları ekonomi alanında Türkiye'nin önündeki başlıca fırsatlar olarak öne çıkıyor.

 

Bu kapsamda yarınki ziyaret, ikili ilişkilerin güçlendirilmesi açısından önem taşıyor.

 

TİCARET HACMİNDE 10 MİLYAR DOLAR HEDEFİ

 

Yunanistan’a geçen yıl 2 milyar 609 milyon 889 bin 468 dolarlık ihracat gerçekleştirildi. Türkiye ise bu dönemde Yunanistan’dan 1 milyar 495 milyon 449 bin 41 dolarlık ürün satın aldı. Böylece geçen yıl dış ticaret hacmi 4,1 milyar doların üzerine çıkarken, bu rakamın 10 milyar dolara yükseltilmesi hedefleniyor.

 

Demir ve çelik, 2023 sonu itibarıyla 246 milyon 744 bin 317 dolarla ihracatta ilk sırada yer aldı. Bu sektörü 233 milyon 581 bin 399 dolar ile “motorlu kara taşıtları, traktörler, bisikletler, motosikletler ve diğer kara taşıtları, bunların aksam, parça, aksesuarı” ve 210 milyon 990 bin 642 dolarla “plastikler ve mamulleri” takip etti.

 

Türkiye ise bu dönemde Yunanistan’dan 553 milyon 330 bin 260 dolarlık “mineral yakıtlar, mineral yağlar ve bunların damıtılmasından elde edilen ürünler, bitümenli maddeler, mineral mum” satın aldı. Bu faslı 214 milyon 298 bin 785 dolarla pamuk, pamuk ipliği ve pamuklu mensucat ürünleri izledi.

 

TÜRKİYE’YE GELEN YUNAN TURİST SAYISI İLK ÇEYREKTE 168 BİNİ AŞTI

 

Turizm faaliyetlerinin Kovid-19 salgını sonrasında hareketlenmesiyle Yunanistan vatandaşlarının Türkiye'ye ziyaretleri de arttı.

 

Bu kapsamda 2022 Ocak-Mart döneminde 71 bin 490 turist Türkiye'ye gelirken, bu sayı geçen yılın aynı döneminde yüzde 83,84 artışla 131 bin 424'e yükseldi.

 

Yunanistan vatandaşlarının Türkiye'ye ilgileri bu yılın ilk çeyreğinde de devam etti. Söz konusu dönemde turist sayısı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 28,38 artışla 168 bin 724 oldu.

12 Mayıs 2024 Pazar