Türkiye genelinde arsa, tarla ve ticari gayrimenkul satışlarında yılın 10 ayında 1 milyon 426 bin 146 adetle tüm zamanların ocak-ekim dönemi rekoru kırıldı.


Türkiye genelinde ocak-ekim döneminde 2 milyon 419 bin 981 gayrimenkul el değiştirdi. Bu satışların 993 bin 835'ini konutlar oluşturdu. Konut satışları 10 ayda geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 14,3 azalış gösterdi.

 

Arsa, tarla ve ticari gayrimenkul satışları ise 10 ayda 1 milyon 426 bin 146 adetle tüm zamanların en yüksek ocak-ekim dönemi rakamına ulaştı. Geçen yılın aynı döneminde bu rakam 1 milyon 391 bin 787 olarak gerçekleşmişti. Artış oranı yüzde 2,5 oldu. Konuttaki azalışa rağmen diğer gayrimenkul türlerindeki yükseliş dikkati çekti.

 

Arsa, tarla ve ticari gayrimenkul satış sayıları ocak-ekim dönemleri baz alındığında 2021'de 1 milyon 176 bin, 2020'de 1 milyon 17 bin, 2019'da 828 bin, 2018'de ise 1 milyon 14 bin şeklindeydi.

 

Toplam satışlar içerisinde konut dışı gayrimenkullerin payı ilk kez yüzde 58,9'a ulaşırken, ekimde bu oran rekor kırarak yüzde 62,2 oldu. Ocak-ekim dönemi konut dışı satışların payı önceki 5 yılda yüzde 44,3 ile yüzde 54,5 arasındaydı.

 

TİCARİ GAYRİMENKULLERE İLGİ ARTTI

 

Bilgiçler Yapı Yönetim Kurulu Üyesi Ali Emre Bilgiç, yaptığı açıklamada, Türkiye ekonomisinin kalbinin attığı İstanbul'da son dönemde ticari gayrimenkul projelerinin inşasında gözle görülür bir artış yaşandığını belirterek, artan talebi karşılamaya yönelik planlanan projelerin, yeni ticari anlayışın ihtiyaçlarına da cevap verecek şekilde tasarlandığını söyledi.

 

Mega kentte artık toplu iş merkezlerinin daha çok ilgi gördüğünü kaydeden Bilgiç, kendilerinin de bu yüzden akıllı ticaret ve iş merkezleri projelerini hayata geçirdiklerini anlattı.

 

Özellikle otoparkı bulunan, depreme karşı dayanıklı, büyük tırların kolayca yanaşabildiği, enerji verimliliğine sahip akıllı iş merkezlerine talebin yüksek olduğunu ifade eden Bilgiç, perakende sektöründeki çeşitlliliğin ve değişimin bu talebin artışında etkili olduğunu bildirdi.

 

Ticari gayrimenkullerin kullanıcısına sunduğu avantajlardan bahseden Bilgiç, "Ticari gayrimenkul yatırımları, sağladığı pek çok avantajla yatırımcıların dikkatini çekmeye devam ediyor. Bu avantajlar, sadece kısa vadeli değil, aynı zamanda uzun vadeli ve sürdürülebilir kazançları içeriyor. Yüksek kira getirisiyle birlikte yatırımcısına mali istikrar sağlayan ticari gayrimenkuller, lokasyon avantajıyla birlikte sağlam bir gelir kaynağı durumuna geldi." diye konuştu.

 

YATIRIM YAPARKEN RAYİÇ FİYATLARI MUTLAKA ÖĞRENİN

 

Ali Emre Bilgiç, yatırımcılara, yatırımlarını doğru lokasyonda yer alan, otoparkı bulunan, enerji verimliliği yüksek, yaya trafiğinin ve toplu taşımanın bulunduğu projelere yapmaları tavsiyesinde bulunarak, bölgenin iyi araştırılması ve rayiç fiyatların mutlaka öğrenilmesi gerektiğini vurguladı.

 

Bilgiç, "İstanbul'da ticari gayrimenkul piyasası dinamik ve çeşitli bir yapıya sahip. Son yıllarda pek çok markalı konut üreticisinin ticari gayrimenkul projelerine yöneldiğini görüyoruz. Bunun sebebi de tüketici taleplerindeki dönüşüm olduğunu düşünüyorum. Dinamik pazar koşulları ticari gayrimenkullerde avantaj sağlarken, konut satış rakamlarında istatistiklerin de bize gösterdiği gibi bir yavaşlama söz konusu." dedi.

 

ARSA VE TARLA SATIŞLARINDAKİ YÜKSEK ARTIŞ REKORU GETİRDİ

 

İstanbul Değerleme Yönetici Ortağı ve gayrimenkul değerleme uzmanı Celal Erdoğdu da ocak-ekim döneminde 1 milyon 426 bin adedi aşan satışla tüm zamanların en yüksek 10 aylık konut dışı gayrimenkul satış rakamına ulaşıldığını söyledi.

 

Konut dışı gayrimenkul satışlarının çok büyük kısmını arsa ve tarlaların oluşturduğunu ve rekoru da bu iki satış kaleminin getirdiğini kaydeden Erdoğdu, ofis ve dükkanların başı çektiği ticari gayrimenkullerin ise fabrikalardan hastanelere kadar geniş bir yelpazeyi kapsadığını anlattı.

 

Erdoğdu, arsa ve tarla satışlarındaki artışa ilişkin şu ifadeleri kullandı:

 

"Burada en önemli nedenler arasında Kovid-19 ve depremler sonrası tarlalara artan ilgi yer alıyor. Konut fiyatlarındaki ve faiz oranlarındaki yükseliş de yatırımcıları bütçelerine uygun arsa ve tarlalara yönlendiriyor. Çünkü konut alamayan vatandaşlar özellikle enflasyondan korunmak için uygun fiyatlı arsa ve tarla yatırımı yapmak istiyor. Son zamanlarda da Trakya'nın batısındaki bölgeler ilgi çeken yerler arasında bulunuyor. Ayrıca vatandaşlarımız bu tarz yerlerden arsa veya tarla alıp 'ileride gerekirse içine konteyner, prefabrik ya da tiny house' koyarım diye düşünüyor. Bu da ilgiyi artırıyor. Son dönemde sosyal medyadan satış ilanlarının ve yatırımların arttığını görüyoruz. Vatandaşlarımız bu konuda dikkatli olmalı."

26 Kasım 2023 Pazar

Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği (TAB) Başkanı Ziya Şahin, balın dışında Türkiye'de yaklaşık 7 bin ton bal mumu, 4 ton arı sütü, 400 ton polen, 10 ton arı ekmeği ve 10 ton propolis üretiminin yapıldığını söyledi.


Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği (TAB) Başkanı Ziya Şahin, açıklamada, Türkiye'nin 9,2 milyon arılı kovan sayısıyla dünyada 3.,115 bin ton bal üretimiyle de Çin'den sonra 2. sırada yer aldığını söyledi.

 

Türkiye'nin, bal üretimini destekleyecek flora çeşitliliğiyle Avrupa'da 1. sırada olduğunu ifade eden Şahin, ülkede 4 bin 319'u endemik olmak üzere 13 bin 414 bitki türü bulunduğunu dile getirdi.

 

Şahin, dünya genelinde sağlanan başarıyı temellendirmek, sürekliliği sağlamak ve ihracatı arttırmak için tüm arı ürünlerine bir standart getirilmesinin önemli olduğuna işaret ederek, "Bu kapsamda uluslararası standardizasyon örgütü olan ISO'nun arı ürünleri çalışmalarına 34 ülkeyle 2019'dan itibaren katkı ve katılım sağlıyoruz. Bu zaman zarfında çam, geven, kestane, pamuk, ayçiçeği ve narenciye gibi bal çeşitleri üzerinde çalışma başlattık. İlk adım olarak TSE onayıyla çam balında bir standart getirdik. Ardından lavanta ve meşe balı üzerinde çalışılıyor." diye konuştu.

 

Söz konusu bal türleriyle ilgili çalışmaları TAGEM ile yürüttüklerini kaydeden Şahin, bal konusunda dünyayla yarışabilmek için artık bilimsel kimliğin ortaya konulmasının elzem olduğunu belirtti.

 

Ziya Şahin, arı ürünleri ihracatında da önemli bir noktaya gelindiğini vurgulayarak, "Türkiye'de geçen yıl 9 bin 389 ton bal ihraç edildi. Bu ihracattan 32 milyon dolar gelir elde edildi. Yaklaşık 20 ülkeye ihracat yapılırken, başı Almanya, ABD, İspanya, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Japonya çekiyor." ifadesini kullandı.

 

BİR KİLOGRAM BALIN MALİYETİ 216 LİRA

 

Balın kalitesi üzerinden pek çok spekülasyon yapıldığını dile getiren Şahin, baldaki sahtecilik ve uygunsuzluk konusunda başta merdiven altı üretim yapanlar olmak üzere buna dahil olan her kesimle mücadelenin çok önemli olduğunu vurguladı.

 

Şahin, sahteciliğin tespiti için balların da kayıt sistemine dahil edilmesi gerektiğine işaret ederek, kovan ve arıcıların yanında üretilen balı da kayıt altına alarak, kimin ne ürettiğinin bilinebileceğini aktardı.

 

Arıcılığın son yıllardaki fiyat artışlarından da ciddi şekilde etkilendiğini belirten Şahin, şunları kaydetti:

 

"Arıcılık tarla bitkilerindeki gibi sabit yerde yapılan bir üretim faaliyeti değil. Her gezginci arıcımız yılda 5-6 konaklama bölgesi değiştirerek, yılda ortalama 20 bin kilometre yol kat ediyor. Son yıllardaki akaryakıt, besleme, sarf malzeme, makine/ekipman ve işçilik benzeri giderler bir anda yükseldi. Geçen yılki bal maliyetine güncel enflasyon eklendiğinde, bir kilogram bal maliyeti 216 lira olmaktadır. Arıcıların elinden tutulmalı, desteklenmeli."

 

ÇİN VE BREZİLYA'NIN TÜRKİYE'DEN PROPOLİS TALEBİ VAR

 

Şahin, son yıllarda birliklerin kurulmasıyla arıcıların, balın yanında, propolis, bal mumu, arı sütü, polen, arı zehri gibi ürünlerin de üretimini yaptıklarına işaret ederek, "Balın dışında Türkiye'de yaklaşık 7 bin ton bal mumu, 4 ton arı sütü, 400 ton polen, 10 ton arı ekmeği, 10 ton propolis, 600 bin ana arı üretimi yapılıyor. 2020 yılına kadar propolisi yurt dışından ithal ederken şu an için bu ürünlerde ihracatçı konumdayız. Özellikle Çin ve Brezilya'nın Türkiye'den propolis talebi var." diye konuştu.

 

Şahin, bal dışındaki ince işçilik gerektiren arı ürünlerindeki üretimi arttırmak için özellikle kadın çiftçilere ve girişimcilere daha fazla destek verilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.

20 Mayıs 2024 Pazartesi

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, açıklayacakları yeni destekleme modelinde gezginci arıcılar ile genç ve kadın üreticilere kovan başına ilave destekler vereceklerini ifade etti.


Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Dünya Arı Günü dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye'nin, bal üretiminde dünyada 2'nci olduğunu bildirdi.

 

Arıcıların 2003'ten itibaren desteklerden faydalandığına ve sektöre 2023'e kadar 1,6 milyar lira destek sağlandığına işaret eden Yumaklı, "Verilen desteklerin de etkisiyle arılı kovan, bal üretimi ve arıcılık işletme sayısında büyük artışlar kaydedildi. 2002'de 74 bin ton olan bal üretimimiz 2023'te 115 bin tona çıktı. Söz konusu dönemde arılı kovan sayımızı da 4,1 milyondan 9,2 milyona çıkarttık. Amacımız, kovan sayılarını artmasının yanında kovan başına alınan balın veriminin ve kalitesinin de artmasını sağlamak." değerlendirmesinde bulundu.

 

Yumaklı, Bakanlık olarak çalışmalarını 5 ana eksende sürdürdüklerine dikkati çekerek, "Bunlar verimlilik, kalite, sürdürülebilirlik, kayıtlılık ve sektöre yatırım. Arıcılıkta da bu 5 ana eksen etrafında adımlar atacağız. Bu kapsamda yeni destekleme modelimizde gezginci arıcılar ile genç ve kadın üreticilerimize kovan başına ilave destekler verilecek." ifadelerini kullandı.

 

İklim değişikliğinin bal arıları üzerinde etkilerine yönelik ulusal ve uluslararası düzeyde çalışmaların sürdüğünü belirten Yumaklı, şunları kaydetti:

 

"İklim değişikliğinin arılar üzerindeki etkilerinin bertaraf edilmesi amacıyla Arıcılık Eylem Planı'nın hayata geçirilmesi için çalışmalara başladık. Bunu, ilgili kamu kuruluşları, üniversiteler ve özel sektör temsilcileriyle bir araya gelerek yapacağız. Bölgesel ırk ve ekotiplerle yapılan arıcılığın geliştirilmesi, bitki örtüsünün korunması, arıcılık yönetimi, hastalık ve zararlılarla mücadele gibi konuları kapsayacak eylem planıyla, iklim değişikliğinden kaynaklanan olumsuzlukların arılar üzerindeki etkisinin en aza indirilmesini amaçlayacağız."

 

Bu arada, Dünya Arı Günü, Birleşmiş Milletler kararıyla yeryüzündeki yaşamın devamlılığının sağlanmasında önemli rol üstlenen arıların önemine dikkati çekmek amacıyla her yıl 20 Mayıs'ta kutlanıyor.

20 Mayıs 2024 Pazartesi