tatil-sepeti

Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) üyesi Arap ülkelerinin, 6 Ekim 1973'te başlayan Arap-İsrail savaşı (Yom Kippur) sırasında Tel Aviv'e destek veren ABD ve bazı Avrupa ülkelerine karşı uyguladığı petrol ambargosunun büyük ekonomik etkileri 48 yıldır tartışma konusu.

Mısır'ın 6 Ekim 1973'te İsrail'e yaptığı hamleyle fitili ateşlenen Yom Kippur Savaşı, İsrail'in 1967 yılında patlak veren "6 Gün Savaşı"nda işgal ettiği topraklardan çekilmeyi kabul etmemesi üzerine başladı.

Suriye ve Mısır'ın öncülük ettiği Arap ülkeleri, İsrail'i, 1967'de işgal ettiği Mısır'ın Sina Yarımadası ve Suriye toprağı olan Golan Tepeleri'nden çıkarmak istedi.

İsrail ise 1967 sonrasında Arap saldırıları konusunda güvende olduğunu hissediyor, bu nedenle barış için işgal ettiği toprakları geri vermeye gerek görmüyordu.

AMBARGOYA GİDEN SÜREÇ


Yom Kippur Savaşı hazırlıkları kapsamında dönemin Suudi Arabistan Kralı Faysal bin Abdulaziz ile Mısır Cumhurbaşkanı Enver Sedat'ın, Riyad’da bir araya geldiği ve yaklaşmakta olan silahlı mücadelede Arapların petrolü bir silah olarak kullanmalarına dair karar aldıkları iddia ediliyor.

Savaşın başlamasından sonra Suriye ve Mısır'a karşı zor duruma düşen İsrail'e yardım etmek isteyen ABD, 12 Ekim'de İsrail'e hava yoluyla askeri malzeme ve silah yardımı için Nickel Grass Operasyonu'nu başlattı.

OPEC üyesi Arap ülkeleriyle Mısır ve Suriye’den oluşan Petrol İhraç Eden Arap Ülkeleri Örgütü (OAPEC) üyeleri, Kuveyt’te toplanarak Filistin halkının yasal hakları güvence altına alınıncaya kadar ve İsrail 1967 yılında işgal ettiği topraklardan geri çekilinceye kadar petrol ambargosunu sürdürme kararı aldı.

OAPEC üyeleri, her ay petrol üretiminin yüzde 5 azaltılmasını öngören ambargoyu 15 Ekim 1973'te duyurdu.

Libya'nın, ABD’ye giden bütün petrol sevkiyatına ambargo uygulayacağını açıklamasıyla önce Suudi Arabistan ardından diğer OPEC üyeleri de ambargoya destek vereceklerini bildirdi. Irak, Bahreyn ve Umman ise söz konusu petrol ambargosuna katılmadı.

ABD ile başlayan ambargo özellikle Hollanda başta olmak üzere Batı Avrupa ülkeleri ve Japonya'ya kadar genişletildi.

Petrol boykotunun açıklanan amacı; ABD'ye Orta Doğu'da dengeli bir politika benimsemesi için baskı yapmak, uluslararası toplumu Birleşmiş Milletlerin (BM) 242 sayılı kararını uygulama ihtiyacına ikna etmeye çalışmak ve İsrail'i 1967 öncesi sınırlara çekilmeye zorlamaktı.

Ancak aynı zamanda Suudi Arabistan öncülüğündeki Arap ülkeleri bu ambargo ile Arap kamuoyuna Filistin davası için harekete geçebilecekleri mesajını verme fırsatı yakaladı.
Bununla beraber OPEC üyesi ülkeler, üretimi kısarak ve petrol fiyatlarını yükselterek ülkelerine giren kaynakları artırmaya karar verdi.

Ambargonun başlamasından itibaren kademeli olarak üretimin azaltılması, aralık ayına gelindiğinde ekime göre yüzde 25'lik bir kesintiye ulaştı.

AMBARGONUN YANSIMALARI


Uygulanan ambargonun kısa vadede çarpıcı etkileri oldu. Petrol fiyatlarının yaklaşık yüzde 400 artması petrol ihraç eden ülkelerin ekonomilerini büyük oranda etkiledi ve bu dönemde petrol gelirleri yön değiştirerek Orta Doğu ülkelerine doğru akmaya başladı.

OPEC'in ambargosu ve fiyat yükseltmesi sebebiyle ABD başta olmak üzere sanayileşmiş ülkelerin ucuz petrole göre yapılandırılmış olan üretim sistemlerinde zorlanmalar ve daralmalar görüldü.

Petrol fiyatlarındaki artış maliyetlere yansırken, bu durum enflasyonun hızlanmasına yol açtı. Batı'daki birçok ülkede petrol kıtlığı ve istasyonların önünde uzun araç kuyrukları oluştu.

Bununla birlikte ABD'de büyük hacimli otomobil üreten sanayi devleri üretimde duraklamaya giderken, daha küçük hacimli motorlu otomobiller üreten Japon firmaları küresel piyasada söz sahibi oldu.

ABD'nin İsrail'e desteği üzerine başlayan ambargo, NATO içinde çatlaklar oluştururken bu durum hem Avrupa ülkeleri hem Japonya'nın ABD'nin Orta Doğu politikasından uzaklaşmak istemesi sonucunu doğurdu.

ABD'de petrol tüketimini azaltmak için 1974 yılında otoyollarda hız limiti olarak saatte 90 kilometre belirlendi. Ocak 1974'ten Şubat 1975'e kadar güneş ışığından daha fazla yararlanmak için çeşitli uygulamalar başlatıldı.

Şirketler petrol bulmak için yeni imkanlar aramaya başlarken, Avrupa'da kömür ve nükleer reaktörlerden enerji elde etmek için araştırmaların yolu açıldı.

ABD’de 1973- 1974 arasındaki petrol fiyatlarındaki artışla birlikte New York borsası yaklaşık 100 milyar dolar değer kaybetti.

AMBARGONUN SONUÇLARI


OPEC ülkelerinin yabancı şirketlere karşı kendi petrolleri üzerindeki milli payları artarken,
Suudi Arabistan'ın Aramco şirketi kamulaştırıldı ve bu süreçten bir petrol devi olarak çıktı.
Öte yandan Batı ülkelerinin Arap-İsrail çatışması konusundaki politikalarını değiştirmemeleri sebebiyle ambargonun hedefine tam olarak ulaşamadığı da belirtiliyor.

Bununla birlikte petrol ambargosu Batı'da alternatif enerji araştırmaları, enerji tasarrufu ve enflasyonla mücadelede daha sıkı para politikası uygulanmasına yol açarken, ortaya çıkan petrol krizi Japon ekonomisinin petrol temelli sanayiden, elektronik sanayisine yönelmesine katkı sundu.

OPEC ülkeleri, dünyadaki petrole bağımlılığa güvenerek attığı adım sonucunda, petrol fiyatlarına göre karlı hale gelen alternatif enerji kaynaklarının kullanımının arttığının ve bağımlılığın nispeten azaldığının farkına vardı.

Nükleer enerji ve doğal gazdan elektrik üretimi ile beraber konut ısınmasında gaz kullanımı, otomobiller için alternatif enerji kaynakları petrol fiyatlarının azalmasına sebep olurken bu durum petrol üreten ülkeleri petrole bağlı ekonomilerini çeşitlendirme arayışlarına da sevk etti.

AMBARGONUN MİMARI: AHMED ZEKİ YEMANİ


"Arap petrolünün sembol ismi" ve "petrol çağının temsilcisi" olarak bilinen Suudi Arabistan eski Petrol Bakanı Ahmed Zeki Yemani 24 Şubatta 90 yaşında Londra'da hayatını kaybetti.

OPEC ambargosunun mimarlarından olan Yemani uluslararası arenada, Batı'ya petrol ambargosu uygulayan bakan olarak tanındı.

Yemani, Mekke'de 1930'da dünyaya geldi. 1952'de Mısır'daki Kahire Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oldu. Ardından ABD'de New York Üniversitesi ve Harvard Üniversitesi'nde yüksek lisans eğitimini tamamladı.

Suudi ailesinden olmayan Yemen kökenli Yemani, Suudi Arabistan Petrol Bakanlığı görevini 1962-1986 yılları arasında yaklaşık 25 yıl yürüttü.

1973 petrol krizi başta olmak üzere Orta Doğu yakın tarihindeki birçok hadisenin şahidi olan Yemani, ülkeyi 1973 petrol krizinden çıkarmış ve OPEC'in ilk Genel Sekreteri olmuştu.

Yemani, OPEC'in geliştirilmesinin en önemli isimlerinden biri olarak biliniyor.

Suudi Arabistan'ın OPEC'in kuruluşundan itibaren etkili bir üyesi olmasını sağlayan Yemani, daha önce Batılı ülkelerin hakim olduğu pazarda fiyatları belirlemeye başlayan OPEC'te önemli roller üstlendi.

Yemani'nin Batı'ya uyguladığı ambargo, ABD'de benzin fiyatlarını yüzde 40 artırmış ve ülkede benzin kıtlığına yol açmıştı. Petrol fiyatlarıysa dünya genelinde 4 katına çıkmış ve bu sayede Körfez ülkeleri zenginleşmeye başlamıştı.

1975'TE OPEC TOPLANTISINDAN KAÇIRILANLAR ARASINDAYDI


Yemani, 1975'te Kral Faysal suikasta uğradığı sırada yanındaydı. Aynı yıl, OPEC bakanlarının Viyana'daki OPEC Merkezinde düzenlediği bir toplantı sırasında, "Çakal Carlos" olarak da bilinen Venezuelalı Ilich Ramirez Sanchez liderliğindeki bir grup terörist tarafından rehin alınanlar arasındaydı.

1973 petrol krizinden sonra bugün Suudi Arabistan'ın milli petrol şirketi "Aramco" olarak bilinen Suudi Arabistan milli petrol şirketinin kamulaştırılma çalışmalarını denetleyen Yemani, Ekim 1986'da Suudi Arabistan Kralı Fahd tarafından görevden alınmıştı.

14 Ekim 2021 Perşembe

Etiketler : Dünya

Küresel piyasalarda bu hafta ABD Merkez Bankası (Fed) başta olmak üzere BoE, BoJ, Endonezya Merkez Bankası, Brezilya Merkez Bankası ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) gibi bankaların para politikası kararları yakından takip edildi.


 

Dünya genelinde birçok merkez bankasının bu hafta açıkladığı faiz kararları piyasaların odağında yer aldı.

 

Bu bankalar arasında gevşeme döngüsüne 50 baz puanlık "jumbo" faiz indirimiyle başlayan Fed'in politika kararları dikkati çekti.

 

Mart 2020'den bu yana ilk kez faiz indirimine giden Fed, daha fazla faiz indiriminin yolda olduğunun da sinyalini verdi.

 

Endonezya Merkez Bankası Fed'den önce aldığı beklenmedik faiz indirimi kararıyla piyasaları şaşırtırken Brezilya Merkez Bankası 2 yılın ardından ilk kez faiz artırdı. BoE ağustosta başladığı faiz indirimlerine ara verirken TCMB ve BoJ politika faizini sabit tuttu.

 

Tayvan ve Norveç merkez bankaları da faiz oranlarını sabit bırakma kararı alırken Güney Afrika Merkez Bankası faiz indirimi yaparak gevşemeye giden bankalar arasına katıldı.

 

Bu hafta para politikası toplantılarını gerçekleştiren merkez bankalarının açıkladığı kararlar şöyle:

 

ABD MERKEZ BANKASI

 

Fed, politika faizini 4 yıl aradan sonra ilk kez indirdi ve 50 baz puan düşürerek yüzde 4,75-5,00 aralığına çekti.

 

Bankadan yapılan açıklamada, istihdam kazanımlarının yavaşladığına işaret edilerek düşük kalmaya devam etse de işsizlik oranının yükseldiği aktarıldı.

 

Açıklamada, enflasyonun yüzde 2 hedefine doğru ilerlediği ancak yüksek kalmayı sürdürdüğü belirtilerek enflasyonun sürdürülebilir bir şekilde yüzde 2’ye doğru düştüğüne dair daha fazla güven kazanıldığı ve istihdam ile enflasyon hedeflerine ulaşma risklerinin kabaca dengede olduğuna karar verildiği ifade edildi. Ekonomik görünümün belirsiz olduğuna dikkat çekilen açıklamada, her iki taraftaki risklere dikkat edildiği vurgulandı.

 

Ekonomiye ilişkin tahminlerini de açıklayan Fed, bu yıl toplamda 50 baz puan daha faiz indirimine gidebileceğini ortaya koydu.

 

Bankanın enflasyon tahminleri, bu yıl için yüzde 2,6’dan yüzde 2,3’e ve 2025 için yüzde 2,3’ten yüzde 2,1’e düşürüldü. ABD ekonomisinin büyüme tahmini de bu yıl için yüzde 2,1’den yüzde 2’ye düşürüldü, 2025, 2026 ve 2027 için yüzde 2 olarak öngörüldü. İşsizlik oranına ilişkin tahminler ise bu yıl için yüzde 4’ten yüzde 4,4’e, 2025 için yüzde 4,2’den yüzde 4,4’e ve 2026 için yüzde 4,1’den yüzde 4,3’e çıkarılırken 2027 için yüzde 4,2 olarak belirlendi.

 

İNGİLTERE MERKEZ BANKASI

 

BoE, politika faizini, beklentiler dahilinde yüzde 5'te sabit bıraktı.

 

Bankadan yapılan açıklamada, Para Politikası Kurulunun (PPK), para politikasını, yüzde 2 enflasyon hedefine ulaşmak ve aynı zamanda sürdürülebilir büyümeyi sağlamak üzere belirlediği aktarıldı.

 

PPK'nin enflasyona yönelik riskleri yakından izlemeye devam ettiği belirtilen açıklamada, "Ekonomiye yönelik önemli gelişmelerin olmaması halinde, politika kısıtlamalarının kaldırılmasına yönelik kademeli bir yaklaşım uygun olmaya devam etmektedir. Enflasyonun orta vadede yüzde 2'lik hedefe sürdürülebilir bir şekilde dönmesine yönelik riskler daha da azalana kadar para politikasının yeterince uzun bir süre kısıtlayıcı kalmaya devam etmesi gerekecektir." ifadeleri kullanıldı.

 

BoE Başkanı Andrew Bailey, kararın ardından yaptığı değerlendirmede, ağustosta politika faizini düşürdüklerinden beri enflasyonist baskıların azalmaya devam ettiğini belirtti. Bailey, "Ekonomi genel olarak beklediğimiz gibi ilerliyor. Bu durum devam ederse politika faizini zaman içinde kademeli olarak düşürebiliriz. Ancak enflasyonun düşük kalması hayati önem taşıyor, bu nedenle politika faizinde çok hızlı ya da çok fazla kesinti yapmamaya dikkat etmeliyiz." değerlendirmesinde bulundu.

 

TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI

 

TCMB Para Politikası Kurulu, politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını değiştirmeyerek yüzde 50’de tuttu.

 

Bankadan faiz oranlarına ilişkin yapılan duyuruda, Kurulun enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışlarının dezenflasyon süreci açısından risk unsuru olmaya devam ettiğini kaydettiği vurgulandı.

 

Kurulun, politika faizinin sabit tutulmasına karar vermekle birlikte, enflasyon üzerindeki yukarı yönlü risklere karşı ihtiyatlı duruşunu yinelediği aktarılan duyuruda, aylık enflasyonun ana eğiliminde belirgin ve kalıcı bir düşüş sağlanana ve enflasyon beklentileri öngörülen tahmin aralığına yakınsayana kadar sıkı para politikası duruşunun sürdürüleceği bildirildi.

 

Duyuruda, enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi durumunda ise para politikası araçlarının etkili şekilde kullanılacağı belirtildi.

 

JAPONYA MERKEZ BANKASI

 

BoJ da politika faizini yüzde 0,25'te sabit bıraktı.

 

Bankadan yapılan açıklamada, Japonya ekonomisindeki toparlanmanın devam ettiği belirtilerek enflasyonist baskıların da ithalat fiyatlarındaki gerilemeyle yumuşadığı ancak devam etmesinin beklendiği ifade edildi.

 

Japonya ekonomisinin potansiyelinin üzerinde büyümeyi sürdüreceğinin tahmin edildiği aktarılan açıklamada, yurt içi ve yurt dışında ekonomik aktiviteye ilişkin belirsizliklerin de önemli riskler olarak takip edileceği bildirildi. Açıklamada, şirketlerin daha çok ücret artışı yönünde davranmasıyla, döviz kurundaki gelişmelerin de fiyatlar üzerinde daha etkili olmasının öngörüldüğü kaydedildi.

 

BoJ Başkanı Kazuo Ueda da küresel ekonomik görünümün oldukça belirsiz olduğunu ve piyasalarda istikrarsızlığın sürdüğünü belirterek finans ve döviz piyasalarını yakından takip edeceklerini ifade etti.

 

ENDONEZYA MERKEZ BANKASI

 

Endonezya Merkez Bankası, Şubat 2021'den bu yana ilk faiz indirimine gitti ve politika faizini sabit tutacağı beklentilerinin aksine 25 baz puan düşürerek yüzde 6'ya indirdi.

 

Bankadan yapılan açıklamada, söz konusu kararın düşük ve istikrarlı enflasyon, rupinin istikrarı ve değer kazanması ve ekonomik büyümeyi güçlendirme çabalarına olan ihtiyaçla uyumlu olduğu aktarıldı.

 

Açıklamada, bankanın bundan sonraki süreçte politika faizini düşürme fırsatlarını izlemeye devam edeceği belirtildi.

 

BREZİLYA MERKEZ BANKASI

 

Brezilya Merkez Bankası, politika faizini 2022’den bu yana ilk kez artırdı ve 25 baz puan yükselterek yüzde 10,75’e çıkardı.

 

Bankadan yapılan açıklamada, enflasyon görünümüne yönelik risklerin yukarı yönlü olduğunu ve daha kısıtlayıcı bir para politikası gerektirdiği aktarıldı.

 

Açıklamada, faiz oranında gelecekte yapılacak ayarlamaların hızının ve yeni başlayan döngünün toplam büyüklüğünün, enflasyon hedefine ulaşma konusundaki kesin kararlılıkla belirleneceği ve enflasyon dinamiklerine bağlı olacağı vurgulandı.

 

TAYVAN MERKEZ BANKASI

 

Tayvan Merkez Bankası, faiz oranlarını sabit tuttu.

 

Bankadan yapılan açıklamaya göre, iskonto faiz oranı yüzde 2'de tutuldu. Teminatlı ve teminatsız borçlanma faiz oranları ise sırasıyla yüzde 2,375 ve yüzde 4,25 seviyesinde bırakıldı.

 

Açıklamada, ülkede enflasyondaki kademeli düşüş eğilimine ve küresel ekonomik duruma işaret edilerek Bankanın yurt içi enflasyon gelişmelerine dikkat edeceği ve büyük merkez bankalarının para politikası hamlelerinin etkilerini izleyeceği aktarıldı.

 

NORVEÇ MERKEZ BANKASI

 

Norveç Merkez Bankası, politika faizini 16 yılın en yüksek seviyesi olan yüzde 4,5’te sabit bıraktı.

 

Sıkı duruşunu koruyan Norveç Merkez Bankası, faiz oranının yıl sonuna kadar mevcut seviyede kalacağının sinyalini verdi.

 

Bankadan yapılan açıklamada, enflasyonun makul bir zaman dilimi içerisinde hedefe düşürülebilmesi için kısıtlayıcı para politikasına hala ihtiyaç duyulduğu kanaatinde olunduğu aktarıldı.

 

Norveç Merkez Bankası Başkanı Ida Wolden Bache, politika kararlarına ilişkin açıklamasında, “Politika faizinin yıl sonuna kadar yüzde 4,5 seviyesinde tutulması muhtemel.” İfadelerini kullandı.

 

Ida Wolden Bache, “Önümüzdeki dönemde politika faizinin bugünkü seviyede tutulması gerektiğine inanıyoruz ancak para politikasını gevşetme zamanının yaklaştığını düşünüyoruz.” Değerlendirmesinde bulundu.

 

GÜNEY AFRİKA MERKEZ BANKASI

 

Güney Afrika Merkez Bankası, 15 yılın en yüksek seviyesinde olan politika faizini 25 baz puan indirerek yüzde 8'e düşürdü.

 

Böylece banka, 4 yılın ardından ilk kez faiz indirimine gitti.

 

Bankadan yapılan açıklamada, genel olarak küresel koşullar daha olumlu hale gelse de risklerin hala olduğuna dikkat çekildi.

 

Açıklamada, enflasyona yönelik risklerin dengelendiğinin değerlendirildiği belirtildi.

 

HONG KONG

 

Çin'in Hong Kong Özel İdari Bölgesi, Fed'in 50 baz puanlık faiz indiriminin ardından ABD dolarına bağlı kur rejimi nedeniyle gösterge faizinde aynı oranda kesintiye gitti.

 

Bölgenin defakto merkez bankası niteliğindeki Hong Kong Para Otoritesi (HKMA), yaptığı açıklamada, gösterge faiz oranını 50 baz puan düşürerek yüzde 5,25'e çektiğini bildirdi.

 

HKMA Mart 2020'den bu yana ilk kez faiz indirimine giderken Hong Kong'un 5 büyük ticari bankası da kredi ve mevduat faizlerinde indirimlere gitti.

 

Öte yandan, bu hafta para politikası kararlarını açıklayan diğer merkez bankalarından Azerbaycan Merkez Bankası, politika faizini değiştirmeyerek yüzde 7,25'te tuttu. Moldova Merkez Bankası, faiz oranını yüzde 3,60'da sabit bıraktı. Ukrayna Merkez Bankası, politika faizini yüzde 13 seviyesinde tutma kararı aldı.

21 Eylül 2024 Cumartesi

Etiketler : MerkezBAnkası faiz

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Almanya'nın en büyük şirketlerinin yöneticileriyle bu ülkede düzenlenen zirvede görüştü. Zirvedeki oturumda Türkiye'de yatırımları olan veya yatırım yapmayı düşünen şirketler yer aldı.


 

Hazine ve Maliye Bakanlığı’na göre, Şimşek, Almanya'nın Bavyera eyaletinin Elmau kasabasında, ülkenin önde gelen düşünce kuruluşlarından Stern Stewart Institute'nün 2024 zirvesine katıldı.

 

Zirve, Almanya'nın en büyük ve köklü 50'den fazla şirketinin üst yöneticileri (CEO) ve finans bölüm başkanları (CFO) ile alanında öncü akademisyenleri bir araya getirdi.

 

Bakan Şimşek, 19 Eylül'de başlayan zirvenin ikinci gününde, Türkiye için düzenlenen özel oturuma katıldı.

 

Bu oturumda, Türkiye'de yatırımları olan veya yatırım yapmayı düşünen şirketler yer aldı.

 

Şimşek, Türkiye için düzenlenen bir diğer oturumda da yatırımcılarla bir araya gelerek, soruları yanıtladı.

 

Bu toplantılar, basına kapalı gerçekleştirildi.

 

Bakan Şimşek, dün gece saatlerinde yurda döndü.

21 Eylül 2024 Cumartesi

Etiketler : Almanya yatırım şirket yönetici Şimşek