tatil-sepeti

HABER: ADEM ORHUN

Yeni İş Mahkemeleri Kanunu Taslağı, 23 Mart itibarıyla ilgili kurum ve kuruluşların görüşüne açıldı. Taslak, iş uyuşmazlıkları ve arabuluculuk konusunda ciddi değişiklikler öngörüyor. İstanbul Ticaret Odası (İTO) bu gelişmeyle birlikte Oda nezdinde kurulan İş KanunÇalışma Grubu toplantılarında da bu konuyu değerlendiriyor.

6325 Sayılı Arabuluculuk Kanunu’nda değişikliğe yönelik tasarı için görüşlerin de alındığı muhtelif toplantılarda taslağa ilişkin İTO teklifleri de şekillendi.

DUAYEN UZMAN

Kanunda daha önce arabulucu ve iki taraf olarak sınırlı kalan yapı, yeni taslakta “Uyuşmazlığın çözümüne katkı sağlayabilecek uzman kişiler de müzakerelerde hazır bulundurulabilir” şeklinde sunuluyor.

İTO Başkanı İbrahim Çağlar ise bu tarifin yeterli olmadığını savunuyor. Çağlar’a göre, tecrübeli meslek erbapları arabuluculuk faaliyetinde ‘uzman’ adı altında yer almalı. Bu değerlendirmeye göre arabuluculuk faaliyetinin yürütülmesine dair madde için İTO’nun teklifi şöyle:

  • Arabuluculuk müzakerelerine taraflar bizzat, kanuni temsilcileri veya avukatları aracılığıyla katılabilirler. Uyuşmazlığın çözümüne katkı sağlayabilecek uzman kişiler de müzakerelerde hazır bulundurulabilir. Bu durumda, uzman kişi ile arabulucu taraflara sunulacak çözüm önerisine birlikte karar verirler.

ZORUNLULUK ŞARTI

İş Mahkemeleri Kanunu Tasarısı’nda iş hukukundan kaynaklanan uyuşmazlıklar için zorunlu arabuluculuk getirilmişse de Arabuluculuk Kanunu Tasarısı’nda zorunlu arabuluculuğa dair düzenlemenin olmadığı görülüyor.

İTO ise İtalya’daki gibi ‘zorunlu arabuluculuğun’ mevzuatımıza gelmesi sayesinde uyuşmazlıkların önemli bir kısmı yargıya intikal etmeden çözümlenerek, devletin yargı organlarına gelen iş yükü azaltılacağına dikkati çekiyor.

İTO’nun zorunluluk konusundaki görüşleri şöyle:

  • Uyuşmazlık konusu belli bir miktarın (örneğin 50 bin TL) altında kalan hukuk uyuşmazlıklarında, dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurmak zorunlu olsun.
  • Geçerli mazeret göstermeksizin arabuluculuk görüşmelerine katılmayan taraf, son tutanakta belirtilsin ve davada lehine karar verilmiş olsa bile, yargılama giderinin tamamını ödemeye mahkum edilsin.

ÇÖZÜM ÖNERİSİNE UYMA

Tasarıda “Tarafların çözüm üretemediklerinin ortaya çıkması halinde arabulucu, bir çözüm önerisinde bulunur” deniliyor. Ancak, çözüm önerisini reddetme halinde bir sonuç bağlanmadığı görülüyor. İTO ise bu konuda İtalya’daki sisteme benzer bir düzenlemenin yapılması halinde mahkemelerin gereksiz yere meşgul edilmeyeceğini vurguluyor.

İTO’nun bu konuyla ilgili teklifi ise şöyle:

  • Arabuluculuk faaliyeti sonunda dava açılmışsa ve söz konusu davada mahkeme tarafından veriler karar, arabulucunun çözüm önerisiyle aynı ise, çözüm önerisini kabul etmeyen taraf, davayı kazanmış olsa bile yargılama giderlerinin tamamından sorumlu olur.

KURUMSAL ARABULUCULUK

Bu arada tasarıda, kurumsal arabuluculuk hizmeti verilmesinin kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarına hasredilmesine dair bir hüküm bulunmuyor.

İTO’nun görüşüne göre, bu konuda taslağa şu maddeler eklenmeli:

  • Arabuluculuk hizmetinin kurumsal olarak da verilmesi mümkün.
  • Kurumsal arabuluculuk hizmeti kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları tarafından verilir.

YILDA 600 BİN DAVA

Geçen yıl ilk derece mahkemelerde işçi ve işveren arasındaki uyuşmazlıklardan kaynaklanan 600 bin dava görüldü. Bu rakam, tüm ilk derece hukuk mahkemelerinde görülmüş olan dosya sayısının yüzde 18’ine denk geliyor.

ÇALIŞMA MEVZUATI DEĞİŞECEK 400 BİN İŞ DAVASI SONUÇLANACAK

Adalet Bakan Yardımcısı Bilal Uçar’ın verdiği bilgiye göre 5521 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu yürürlükten kalkacak, işçi alacağı ile işe iade taleplerinde dava açılmadan önce arabulucuya başvurulacak. Bu şekilde 87 mahkeme tarafından görülen davaların arabulucu vasıtasıyla görülmesi hedefleniyor. Bu sistemle, işçi alacağı ve işe iade davası olarak yaklaşık 355 bin dosyanın arabulucuya gitmesi söz konusu olacak.

MEVCUT DURUM

Önceki hafta İstanbul’da gerçekleştirilen ‘Uluslararası Arabuluculuk Sempozyumu’ konunun tarafı olan kurumların temsilcilerini bir araya getirdi. Sempozyumda konuşan Adalet Bakan Yardımcısı Bilal Uçar, arabuluculuk sistemiyle iş uyuşmazlıklarında anlaşma sağlama oranının yüzde 95 olduğunu açıkladı. Uçar’ın verdiği bilgiye göre 2013 yılı aralık ayından 16 Nisan 2016’ya kadar arabulucular tarafından çözülen uyuşmazlık sayısı ise 2 bin 904. Bunun yüzde 71’ini ise iş uyuşmazlıkları oluşturdu.

MAHKEMEDE 2.5 YIL

Türkiye’de 14 milyon 418 bin aktif sigortalı işçi ve bir milyon 710 bin iş yeri bulunduğunu açıklayan Uçar, şöyle devam etti: “Geçen yıl Yargıtay’ın tüm hukuk dairelerine gelen 751 bin dosyanın yüzde 31’i sadece iş ve sosyal güvenlik hukukundan kaynaklanan davalar. 293 tane iş mahkemesi var ve bunlarda 356 hakim görev yapıyor. Asliye hukuk mahkemelerinin 767’si de iş mahkemesi sıfatıyla işçi ve işveren arasındaki davalara bakıyor. Sulh hukuk mahkemelerindeki davaların ortalama görülme süresi 90, asliye hukuk mahkemelerinde 282 gün. Tüm hukuk davalarında ortalama süre 218 gün. İş davalarının Yargıtay’da ortalama görülme süresi ise bir ila 1.5 yıl olarak gerçekleşiyor.”

Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü Arabuluculuk Daire Başkanı Hakan Öztatar ise zorunlu arabuluculuk ile ilgili kanun taslağının yasalaşması halinde 400 bine yakın bireysel iş uyuşmazlığı ve işe iade davasının önce arabulucuya geleceğini belirtti.

09 Mayıs 2016 Pazartesi

Etiketler : Gündem

Ticaret Bakanlığı Basın Müşaviri Fatih Uysan, Türkiye Cumhuriyeti'nin, hükümeti ve halkıyla topyekun Filistin'in yanında olduğunu belirterek, "Türkiye'nin gümrük sistemi kısmen 9 Nisan 2024'ten, tamamıyla 2 Mayıs 2024'ten beri ihracat ve ithalatta İsrail'e kapalıdır” dedi.


 

Basın Müşaviri Uysan, sosyal medya hesabı X'ten, Ticaret Bakanlığının, "İsrail'le ticaretin 3. ülkeler üzerinden sürdüğü" iddialarını yalanladığı açıklamasına atıfta bulunarak, konuya ilişkin paylaşım yaptı.

 

Cumhuriyet Halk Partisinin başkan yardımcısının, "İsrail İstatistik Kurumu"nun verilerine işaret ederek İsrail ile ticaretin sürdüğüne ilişkin açıklamalarını şaşkınlık ve üzüntüyle izlediklerini bildiren Uysan, şu değerlendirmelerde bulundu: "İsrail zulmü altında Filistin, Gazze ve Batı Şeria'da 41 bin kişinin şehit olduğu, Lübnan'da daha iki gün önce onlarca kişinin can verdiği ve binlerce kişinin yaralandığı bir dönemde Sayın Cumhurbaşkanımız, hükümetimiz ve Türk halkı cansiperane bir şekilde Filistin halkı ile birlikte mücadele ederken, dünyada İsrail ile tüm ticareti durdurmuş tek ülke Türkiye iken, yapılan bu mesnetsiz ve İsrail makamları ile işbirliği yaparak yalan ve çarpıtma amaçlı açıklamaların, Filistin davası ve Filistinlilerin menfaatleri ile hiçbir alakası bulunmamaktadır.

Sadece İsrail'in menfaatlerine hizmet ediyorlar. Bu açıklamaların en acı ve utanılacak tarafı, söz konusu açıklamalarda Türkiye Cumhuriyeti'nin resmi gümrük ve dış ticaret sistemleri ve Türkiye İstatistik Kurumunun şeffaf ve gerçek veri ve istatistikleri dururken İsrail servislerinin ve kurumlarının dezenformasyon amaçlı verilerinin kaynak gösterilmesidir. Başlı başına bu bile, bu açıklamayı gerçekleştiren siyasi ve bir kısım medya zevatın Filistinlileri ağzına dahi almazken Türkiye'yi ve hükümeti yıpratmak hedefiyle İsrail'in çıkarlarına hizmet ettiğini, kimlerden bilgi ve yönlendirme aldığını açıkça ortaya koymaktadır. Tek dertleri, dünyada Filistin için en çok uğraşan, İsrail soykırımı karşısında onurlu ve haysiyetli bir duruş ve politika izleyen ve Filistinli tüm yetkililerin devamlı teşekkür ettiği Türkiye'nin ve hükümetinin mazlum Filistin için verdiği büyük çabalarına zarar vermektir. Zaten İsrail makamlarının sosyal medya paylaşımlarında onları överek atıf yaptığına zaman zaman şahit olduk."

 

Uysan, Türkiye Cumhuriyeti'nin, hükümeti ve halkıyla topyekun Filistin'in yanında olduğunu vurguladı.

 

"Türkiye'nin gümrük sistemi kısmen 9 Nisan 2024'te, tamamıyla 2 Mayıs 2024'ten beri ihracat ve ithalatta İsrail'e kapalıdır." ifadesini kullanan Uysan, şunları bildirdi: "Açıkladığımız gibi, sadece Filistin Ulusal Ekonomi Bakanlığının uygunluk verdiği, Filistinlilere ulaştırılan ve Filistinli mazlumların ihtiyacı olan ürünler, bu uygunluk sonrası varış yeri Filistin olmak şartıyla sevk edilebilmektedir. Hal böyleyken bu yalan ve iftira korosunun amacı, Türkiye'nin tüm dünya ülkelerine yaptığı ihracatı bile sabote etmek, İsrail çıkarlarına hizmet etmek ve Filistinli mazlumların ihtiyacı olan ürünleri dahi temin etme süreçlerine zarar vermektir. Bu konuda Ticaret Bakanlığımız, gerekli açıklamayı iki gün önce yapmıştır."

20 Eylül 2024 Cuma

Borsa İstanbul'da işlem gören hisse senetleri haftalık bazda ortalama yüzde 2,22, dolar/TL yüzde 0,56, avro/TL yüzde 1,17 ve altının gram fiyatı yüzde 1,92 artış kaydetti.


 

BIST 100 endeksi, en düşük 9.567,10 ve en yüksek 10.008,72 puanı gördükten sonra haftayı, önceki hafta kapanışına göre yüzde 2,22 değer kazanarak 9.900,25 puandan tamamladı.

 

Kapalıçarşı'da işlem gören 24 ayar külçe altının gram satış fiyatı bu hafta yüzde 1,92 artışla 2 bin 866 liraya, Cumhuriyet altınının satış fiyatı da yüzde 3,33 yükselişle 19 bin 124 liraya çıktı.

 

Geçen hafta sonu 4 bin 650 lira olan çeyrek altının satış fiyatı yüzde 3,23 artarak 4 bin 800 liraya yükseldi.

 

Bu hafta ABD doları yüzde 0,56 değer kazanarak 34,1150 liraya, avro da yüzde 1,17 artışla 38,0680 liraya çıktı.

 

Yatırım fonları bu hafta yüzde 1,89 ve emeklilik fonları yüzde 2,36 değer kazandı.

 

Kategorilerine göre bakıldığında ise yatırım fonları içinde en çok kazandıran yüzde 4,40 ile "hisse senedi" fonları oldu.

20 Eylül 2024 Cuma