Almanya ve Brezilya hükümetleri, Avrupa Birliği (AB) ve Güney Ortak Pazarı (MERCOSUR) arasında uzun zamandır müzakere edilen serbest ticaret anlaşmasını "hızlıca" sonuçlandırılması için mücadele edeceklerini açıkladı.


Almanya ile Brezilya arasında sekiz yılı aşkın süreden sonra ilk kez Berlin'de hükümetler arası istişarelerde bulunuldu.

 

Almanya Başbakanı Olaf Scholz ile Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inacio Lula da Silva, görüşmelerin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.

 

Scholz, basın toplantısında, AB ile MERCOSUR ülkeleri (Brezilya, Arjantin, Uruguay ve Paraguay) arasındaki serbest ticaret anlaşmasını "hızlıca" sonuçlandırmaya kararlı olduklarını vurguladı.

 

Söz konusu serbest ticaret anlaşmasının uzun süren müzakerelerine atıfta bulunan Scholz, "İlgili herkesi mümkün olduğunca pragmatik ve uzlaşmaya istekli olmaya çağırıyorum, böylece bunu sonuçlandırabiliriz." dedi.

 

Scholz, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un söz konusu anlaşmaya direnişinin nasıl sonlandırılacağı sorusu üzerine, "AB Konseyi ve AB Parlamentosu'nda anlaşma için çoğunluk olacağına inanıyorum." ifadesini kullandı.

 

Lula da Silva da Macron'dan önceki tüm Fransız cumhurbaşkanlarının da AB ile MERCOSUR arasında olası serbest ticaret anlaşmasını reddettiğini belirterek, AB'yi, anlaşmayı imzalamakla gerçekten ilgilenip ilgilenmediğine karar vermeye çağırdı.

 

Yaklaşık 23 yıldır söz konusu serbest ticaret anlaşması üzerinde çalışıldığını ve bugüne kadar bir sonuç alınmadığını dile getiren Lula da Silva, ülkesinin AB ile serbest ticaret anlaşmasından "vazgeçmeyeceğini" vurguladı.

 

Lula da Silva, daha önce söz konusu anlaşma için zengin ülkeleri taviz vermek istememekle suçlamıştı.

 

Bu arada, basın toplantı öncesinde iki lider, Almanya ile Brezilya arasında "Sosyal Açıdan Adil ve Ekolojik Bir Dönüşüm" için mutabakat zaptı da imzaladı.

 

AB- MERCOSUR SERBEST TİCARET ANLAŞMASI

 

1991'de kurulan MERCOSUR ile Brezilya, Arjantin, Uruguay ve Paraguay arasında siyasi ve ekonomik yakınlaşmanın hızlandırılması hedefleniyor.

 

AB ve MERCOSUR arasında yaklaşık 20 yıldan fazla süren zorlu müzakerelerin ardından Haziran 2019'da potansiyel bir ticaret anlaşmasının ana şartları kabul edildi. Hem Güney Amerika'da hem de Avrupa'da tartışmalı olan anlaşma 2019’dan beri askıda bulunuyor. Bazı ülkeler pazarlarını korumak isterken, bazı ülkeler iş gücünün veya çevrenin zarar görmesinden endişe duyuyor.

 

MERCOSUR-AB anlaşması onaylandığı takdirde, 700 milyondan fazla nüfusuyla dünyanın en büyük serbest ticaret bölgelerinden birini oluşturacak.

04 Aralık 2023 Pazartesi

Çin’in, Birleşik Arap Emirlikleri’ne (BAE) yatırımı 2023’te yüzde 16 artarak 1.3 milyar dolara ulaştı. Bu rakam, Asya ülkelerinin Arap ülkelerinde yaptığı yatırımın yüzde 60’ına karşılık geliyor.

 

NECMİ UYSAL

 

Çin ile Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) arasında artan ekonomik ilişkilere paralel olarak Çin’in BAE’deki yatırımları 2023 yılında yüzde 16 artış ile 1.3 milyar dolara yükseldi. 

 

TOPLAM YATIRIMIN YÜZDE 60’I

 

Bu rakam tüm Asya ülkelerinin Arap ülkelerinde yaptıkları toplam yatırımın yüzde 60’ına karşılık geliyor.

 

BAE’NİN ÇİN’DEKİ YATIRIMLARI YÜZDE 120 ARTTI

 

Diğer taraftan Birleşik Arap Emirlikleri’nin Çin’deki yatırımları ise geçtiğimiz yıl yüzde 120 artış gösterirken, Arap ülkelerinin Çin’de yaptıkları yatırımların yüzde 90’ına karşılı geliyor. 

 

PETROLE BAĞIMLILIKTAN KURTULMA ÇABASI

 

Birleşik Arap Emirlikleri de Suudi Arabistan’ın yaptığı gibi ekonomisini petrole bağımlılıktan kurtarıp çeşitlendirmeye çalışıyor. 

 

Bu kapsamda Çin ile BAE arasındaki karşılıklı ekonomik ilişkiler artış gösterme eğiliminde. 

 

EN BÜYÜK İHRACAT PAZARI

 

Nitekim BAE, Çin’in Arap ülkeleri arasındaki en büyük ikinci ticaret ortağı olurken, aynı zamanda en büyük ihracat pazarı konumunda. 

 

Diğer taraftan BAE, 2023 yılında doğrudan yabancı yatırım pazarında aktif proje bakımından 1.277 proje ve 23 milyar dolarlık yatırım ile dünyada üçüncü sırada bulunuyor.

 

Geçtiğimiz yıl körfez yatırım fonu ise Çin’de 2.3 milyar dolarlık yatırım gerçekleştirdi.

17 Mayıs 2024 Cuma

Merkezi Fransa'nın Strazburg kentinde bulunan Avrupa Konseyi, yapay zekayla ilgili ilk uluslararası sözleşmeyi kabul etti.


Kuruluşunun 75. yılını kutlayan Avrupa Konseyine 46 üye devletin dışişleri bakanları, yıllık toplantıları kapsamında Strazburg'da bir araya geldi.

 

Avrupa Konseyinden yapılan açıklamaya göre, üye ülkelerin dışişleri bakanları, Konsey'in çevre, göç, insan kaçakçılığı ve gazetecilerin korunması dahil farklı alanlarda gelecekte izleyeceği yolu belirledi.

 

Bakanlar, yapay zekaya ilişkin ilk uluslararası sözleşmeyi kabul etti. Sözleşmenin imza faslı eylülde Litvanya'nın başkenti Vilnius'ta başlayacak.

 

Hukuki bağlayıcılığı olan sözleşme, yapay zekaya başvurulurken uluslararası insan hakları, demokrasi ve hukuk devletine yönelik hukuki düzenlemelere uyulduğunu garanti altına almayı amaçlıyor.

 

Sözleşmeye üye devletlerin, yapay zeka sistemlerinin kullanımı sırasında insan hakları düzenlemeleriyle aykırı riskleri belirlemeye, ölçmeye ve önlemeye yönelik önlemler alması gerekecek.

 

Üye devletlerden ayrıca, yapay zeka sistemlerinin eşitlik ilkesine, ayrımcılık yasağına uymasını ve özel hayatı korumasını sağlaması isteniyor.

 

Bu arada, Ukrayna'nın desteklerini ifade eden bakanlar, toplantıda bu ülke için "Hasar Kaydı" mekanizmasının önemini de kaydetti.

 

Söz konusu mekanizma kapsamında Rusya-Ukrayna Savaşı bağlamında Ukrayna topraklarında oluşan hasarların tazminat taleplerine ilişkin kanıt ve bilgiler toplanıyor.

 

Bakanlar, Ukraynalı çocukların korunması ve "kaçırılan Ukraynalı" çocukların geri getirilmesi için atılan adımları memnuniyetle karşıladıklarını belirtti.

 

Toplantıda, 2025'te gençlik bakanlarını bir araya getiren bir konferans düzenlenmesi kararlaştırıldı.

 

BAKANLAR KOMİTESİ BAŞKANLIĞINI LİTVANYA DEVRALDI

 

Toplantı kapsamında Liechtenstein, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi Başkanlığı görevini Litvanya'ya devretti.

 

Litvanya Başbakanı İngrida Simonyte, ülkesinin Bakanlar Komitesi Başkanlığı dönemindeki öncelikleri hakkında bilgi verdi.

 

Buna göre, Litvanya'nın öncelikli görevleri arasında Rusya-Ukrayna Savaşı bağlamında Ukrayna'yı desteklemek, Reykjavik Zirvesi'nde alınan kararları uygulamak, otoriterliğe karşı Konsey'in değerlerini korumak, demokrasiyi, insan haklarını ve üye devletlerde hukuk devletini savunmak yer alacak.

17 Mayıs 2024 Cuma