TAB Başkanı Ziya Şahin, tarım ve hayvancılıkla uğraşan üreticilerin sigortası olan arıların, insan beslenmesindeki yetersizlik ve tarım alanlarındaki azalma nedeniyle oluşan açlık sorununa çözüm olacağını söyledi.


 

"20 Mayıs Dünya Arı Günü" dolayısıyla derlenen bilgilere göre, Türkiye'de 3 bin endemik, 12 bin doğal, 500 de nektar ve polen kaynağı olan bitki türü bulunuyor. Dünyada bilinen 27 bal arısı alt türünün de 6'sı Türkiye'de yer alıyor.

 

Bal üretimi 2021 yılında yaklaşık 8,5 milyon koloniyle 96 bin 344 ton iken, 2022 yılında toplam 8 milyon 984 bin 676 koloniyle 114 bin 572 tona ulaştı. Bunun yanı sıra 4 bin 165 ton bal mumu, 3,5 ton arı sütü, 350 ton polen, 9 ton arı ekmeği, 11 ton propolis ve 450 bin ana arı üretimi yapıldı.

 

Türkiye, dünya çam balı üretiminde yüzde 92 ile zirvede yer alırken, sektör, üretimin katlanarak artması için kamunun bu konuya daha da yönelmesini bekliyor.

 

"ARILARIMIZ ÜRETİCİLERİMİZİN SİGORTASIDIR"

 

TAB Başkanı Ziya Şahin, Türkiye gibi tarım ülkelerinde arıcılık faaliyetlerinin toprak, su ve gübre kadar önemli olduğunu belirterek, "Arılarımız, insan yaşamına katkısından öteye tarım ve hayvancılıkla uğraşan üreticilerimizin sigortasıdır." dedi.

 

Bal arısının dünyadaki varlığının insanlıktan önce olduğunu dile getiren Şahin, bunların ürettiği ürünler ve doğa açısından öneminin insanoğlunun ilgisini çektiğini, bundan dolayı doğadaki yaşam alanlarından kovanlara aktarılarak evcilleştirilmeye çalışıldığını anlattı.

 

Şahin, şifa kaynağı olarak kullanılan balın, bal arısının esas ürünü olmasına rağmen son yıllarda bal mumu, arı sütü, polen, arı ekmeği, apilarnil, propolis, arı zehri, arı havası gibi diğer alternatif ürünlerin insanların beslenmesinde yoğun olarak kullanıldığını söyledi.

 

"UMUYORUZ Kİ ARILARIMIZA VE ARICILARIMIZA GEREKLİ DESTEKLER VERİLİR"

 

Bal arısının kendi ürünleriyle meydana getirdiği katkılardan çok fazlasını, kültür bitkilerinin tozlaşmasındaki katkısıyla yaptığına dikkati çeken Şahin, şu ifadeleri kullandı: "İnsan sağlığı ve beslenmesinde bu kadar önemli olan üstün üretim gücü olan bal arısı, insan beslenmesindeki yetersizlik ve tarım alanlarındaki azalma nedeniyle oluşan açlık sorununa bir çözüm olacaktır. Doğadaki çevre kirliliği ve pestisit kullanımı, iklim değişikliği nedeniyle devamlı artmakta olup, bu çerçevede arının gerek dünyamıza gerekse biyolojik zenginliğimize katkısının önemi son yıllarda iyice fark edilmiştir. Bu farkındalığın çiftçilerimizin üretim dünyasında yerini almasını da beklemekteyiz. Arıcılığın tozlaşmayla bitkisel üretime, tarıma ilave katkısı, arıcılık sektörünün arı ürünleriyle elde ettiği gelirden 15 kat daha fazladır. Yani arı ürünleriyle elde edilen ülkesel gelirin 15 kat fazlası, arıların tozlaşmayla birlikte diğer sektörlere sağladığı katkıdır. Ayrıca çayır, mera ve ormanlardaki tozlaşmadan dolayı bitkilerin üremesini sağlaması nedeniyle erozyonun önlenmesinde önemli bir katkı sağlamaktadır. Bu önem çerçevesinde bugüne kadar arılarımıza ve arıcılarımıza gereken önem verilmektedir. Umuyoruz ki önümüzdeki yıllarda arılarımızın ve arıcılarımızın bizlere sağladığı yaşamsal faaliyetler nedeniyle arılarımıza ve arıcılarımıza hak ettikleri gerekli destekler verilir."

 

Şahin, TAB olarak Tarım ve Orman Bakanlığı ile balların kimliklendirilmesi, sertifikalı arı ürünleri üretimi ve ballarda tağşişin tespit edilmesi gibi çeşitli projeleri hayata geçirdiklerini belirterek, "Meşe-Lavanta Balları Projesi ve Polen Analizi Projesi"nin devam ettiğini sözlerine ekledi.

 

DÜNYA ARI GÜNÜ ETKİNLİĞİ SAKARYA'DA

 

Ankara'da, 2010'da, "Altın Yağmur" sloganıyla başlayan 1. Dünya Arı Günü etkinliklerinin 13'üncüsü bu yıl Sakarya Büyükşehir Belediyesi, TAB ve Sakarya Arıcılar Birliğinin işbirliğiyle yarın Sakarya'da gerçekleştirilecek.

 

Kortej yürüyüşü ile başlayacak kutlamalarda resim ve şiir yarışmaları, halk dansları gösterisi, müzik dinletileri, akademik konuşmalar, bal tadımları, dereceye giren öğrencilere ödül verilmesi gibi birçok etkinlik gerçekleştirilecek. Ayrıca Dünya Arı Günü için hazırlanan kliplerin gösterimi yapılacak.

 

19 Mayıs 2023 Cuma

Dünyanın önde gelen su, atık su, geri dönüşüm ve çevre teknolojileri fuarı IFAT’a, 60 ülkeden 3 bin 200 firma katıldı. İTO’nun 6 ayrı salonda düzenlediği Türkiye milli stantları ise büyük ilgi gördü. Fuara 124 firmayla katılan Türkiye, 6. büyük katılımcı ülke oldu.


Almanya’nın Münih şehrinde 29. kez düzenlenen, dünyanın önde gelen su, atık su, geri dönüşüm ve çevre teknolojileri fuarı IFAT 2024, 13-17 Mayıs tarihlerinde gerçekleştirildi. IFAT Fuarı’nda; su ve atık su sistemlerinde dijitalleşme, su ve atık su sistemleri yönetimi, su yönetiminde geri dönüşüm, kanalizasyon taşımacılığı ve arıtımı, malzeme akış yönetimi, yenilikçi ve verimli atık ve geri dönüşüm yönetimi, hava tahliyesi ve hava kirliliği kontrolü, hammadde yönetimi, yenilenebilir enerji gibi birçok başlıkta ürün ve hizmetlerle ilgili en güncel teknoloji ve çözümler, dünyanın dört bir yanından gelen ziyaretçilerle paylaşıldı. 

 


İTO İLE 36 FİRMA

 

IFAT Fuarı’nın Türkiye milli katılımını İstanbul Ticaret Odası gerçekleştirdi. Fuara 124 Türk firması katılırken, 36 firmanın katılımını da İTO sağladı. İstanbul Ticaret Odası’nın 6 ayrı sektör salonunda düzenlediği Türkiye milli stantları büyük ilgi gördü. Türkiye, böylece sektörde güçlü temsili ile katılımcı ülkeler arasında 6. oldu.  

 


1966’DAN BERİ 

 

1966 yılından bu yana düzenlenen, araçların yanı sıra akıllı sistemlerle sürdürülebilir kaynak kullanımı için çözümlerin de sergilendiği fuara, İTO Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Yakup Köç, Yönetim Kurulu Üyesi İbrahim Doğan Salman ve Meclis Üyelerinden oluşan İTO heyeti de katıldı. İTO heyeti, T.C. Münih Başkonsolosu Süalp Erdoğan, T.C. Münih Ticaret Ataşeleri Recep Aslan ve Ali Bayraktar ile Türkiye milli iştirak katılımcılarını ziyaret ederek, sektöre dair görüş alışverişinde bulundu.

 

60 ÜLKE KATILDI 

 

Fuarda, 60 ülkeden 3 bin 200’den fazla firma ürünlerini sergiledi. Fuardaki katılımcıların yüzde 55’ini uluslararası firmalar oluşturdu. Toplam 18 salona ve geniş bir açık alana sahip olan fuar, yaklaşık 42 futbol sahasına eşdeğer olan toplam 300 bin metrekarelik bir alanda yapıldı. Fuarı, 150 ülkeden, 120 bini aşkın kişi ziyaret etti.

 


BAŞBAKAN SCHOLZ’DAN ‘İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNE ADAPTASYON’ MESAJI

 

Fuarın açılışında, Almanya Çevre Bakanı Steffi Lemke ve Bavyera Çevre ve Tüketicinin Korunmasından Sorumlu Devlet Bakanı Thorsten Glauber, sürdürülebilirlik ve yeşil teknoloji hakkında konuşma yaptı. Almanya Başbakanı Olaf Scholz ise video mesaj ile katılımcılara şu mesajı verdi: “IFAT Fuarı’nın temaları sürdürülebilir ticaret için oldukça önemli. Sektörlerin iklim değişikliğine adapte edilebilmesi için bu yıl da fuarın teması ‘iklim değişikliğine adaptasyon’ olarak belirlendi. Sektörlerin büyümesi için iyi çevre koşulları oluşturmalıyız.” 

20 Mayıs 2024 Pazartesi

Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği (TAB) Başkanı Ziya Şahin, balın dışında Türkiye'de yaklaşık 7 bin ton bal mumu, 4 ton arı sütü, 400 ton polen, 10 ton arı ekmeği ve 10 ton propolis üretiminin yapıldığını söyledi.


Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği (TAB) Başkanı Ziya Şahin, açıklamada, Türkiye'nin 9,2 milyon arılı kovan sayısıyla dünyada 3.,115 bin ton bal üretimiyle de Çin'den sonra 2. sırada yer aldığını söyledi.

 

Türkiye'nin, bal üretimini destekleyecek flora çeşitliliğiyle Avrupa'da 1. sırada olduğunu ifade eden Şahin, ülkede 4 bin 319'u endemik olmak üzere 13 bin 414 bitki türü bulunduğunu dile getirdi.

 

Şahin, dünya genelinde sağlanan başarıyı temellendirmek, sürekliliği sağlamak ve ihracatı arttırmak için tüm arı ürünlerine bir standart getirilmesinin önemli olduğuna işaret ederek, "Bu kapsamda uluslararası standardizasyon örgütü olan ISO'nun arı ürünleri çalışmalarına 34 ülkeyle 2019'dan itibaren katkı ve katılım sağlıyoruz. Bu zaman zarfında çam, geven, kestane, pamuk, ayçiçeği ve narenciye gibi bal çeşitleri üzerinde çalışma başlattık. İlk adım olarak TSE onayıyla çam balında bir standart getirdik. Ardından lavanta ve meşe balı üzerinde çalışılıyor." diye konuştu.

 

Söz konusu bal türleriyle ilgili çalışmaları TAGEM ile yürüttüklerini kaydeden Şahin, bal konusunda dünyayla yarışabilmek için artık bilimsel kimliğin ortaya konulmasının elzem olduğunu belirtti.

 

Ziya Şahin, arı ürünleri ihracatında da önemli bir noktaya gelindiğini vurgulayarak, "Türkiye'de geçen yıl 9 bin 389 ton bal ihraç edildi. Bu ihracattan 32 milyon dolar gelir elde edildi. Yaklaşık 20 ülkeye ihracat yapılırken, başı Almanya, ABD, İspanya, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Japonya çekiyor." ifadesini kullandı.

 

BİR KİLOGRAM BALIN MALİYETİ 216 LİRA

 

Balın kalitesi üzerinden pek çok spekülasyon yapıldığını dile getiren Şahin, baldaki sahtecilik ve uygunsuzluk konusunda başta merdiven altı üretim yapanlar olmak üzere buna dahil olan her kesimle mücadelenin çok önemli olduğunu vurguladı.

 

Şahin, sahteciliğin tespiti için balların da kayıt sistemine dahil edilmesi gerektiğine işaret ederek, kovan ve arıcıların yanında üretilen balı da kayıt altına alarak, kimin ne ürettiğinin bilinebileceğini aktardı.

 

Arıcılığın son yıllardaki fiyat artışlarından da ciddi şekilde etkilendiğini belirten Şahin, şunları kaydetti:

 

"Arıcılık tarla bitkilerindeki gibi sabit yerde yapılan bir üretim faaliyeti değil. Her gezginci arıcımız yılda 5-6 konaklama bölgesi değiştirerek, yılda ortalama 20 bin kilometre yol kat ediyor. Son yıllardaki akaryakıt, besleme, sarf malzeme, makine/ekipman ve işçilik benzeri giderler bir anda yükseldi. Geçen yılki bal maliyetine güncel enflasyon eklendiğinde, bir kilogram bal maliyeti 216 lira olmaktadır. Arıcıların elinden tutulmalı, desteklenmeli."

 

ÇİN VE BREZİLYA'NIN TÜRKİYE'DEN PROPOLİS TALEBİ VAR

 

Şahin, son yıllarda birliklerin kurulmasıyla arıcıların, balın yanında, propolis, bal mumu, arı sütü, polen, arı zehri gibi ürünlerin de üretimini yaptıklarına işaret ederek, "Balın dışında Türkiye'de yaklaşık 7 bin ton bal mumu, 4 ton arı sütü, 400 ton polen, 10 ton arı ekmeği, 10 ton propolis, 600 bin ana arı üretimi yapılıyor. 2020 yılına kadar propolisi yurt dışından ithal ederken şu an için bu ürünlerde ihracatçı konumdayız. Özellikle Çin ve Brezilya'nın Türkiye'den propolis talebi var." diye konuştu.

 

Şahin, bal dışındaki ince işçilik gerektiren arı ürünlerindeki üretimi arttırmak için özellikle kadın çiftçilere ve girişimcilere daha fazla destek verilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.

20 Mayıs 2024 Pazartesi