Avrupa Birliği (AB) ile Kenya arasında karşılıklı ticareti ve yatırımları artıracak anlaşma yürürlüğe girdi.


 

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu, Kenya ile stratejik ortaklık kapsamında geliştirilen AB-Kenya Ekonomik Ortaklık Anlaşması'nın bugün uygulamaya konduğunu açıkladı.

 

Anlaşmanın karşılıklı ticareti ve yatırımları artıracağına işaret edilen açıklamada, bunun güvenilir ortaklar arasındaki bağları kuvvetlendireceği, istihdamı yükselteceği ve ekonomik büyümeyi hızlandıracağı kaydedildi.

 

Açıklamada, anlaşmanın sürdürülebilirlik boyutunun da olduğu belirtilerek, "Taahhütler arasında iş gücü sorunları, toplumsal cinsiyet eşitliği, çevre ve iklim değişikliğiyle mücadele konularında bağlayıcı hükümler yer alıyor." ifadesi kullanıldı.

 

Kenya'nın Doğu Afrika'da ekonomik bir merkez konumunda yer aldığı anımsatılan açıklamada, AB-Kenya ticari ilişkilerinin önemli büyüme potansiyeli olduğu bildirildi.

 

Anlaşma ile AB pazarının Kenya ürünlerine tamamen açıldığı, bunun AB'nin bu ülkedeki yatırımlarını da teşvik edeceği kaydedildi.

 

AB ile Kenya arasındaki toplam ticaret 2023'te 3 milyar avro seviyesinde gerçekleşmişti.

 

İki taraf arasında ekonomik ortaklık anlaşması geçen yılın sonunda imzalanmıştı.

 

Afrika'da daha etkin bir rol oynamaya çalışan AB, bölge ülkeleriyle yeni ticaret anlaşmaları yapmayı hedefliyor.

01 Temmuz 2024 Pazartesi

Türk Hava Yolları (THY) Genel Müdürü Bilal Ekşi, "Avrupa'ya haftada 1900'den fazla uçuş gerçekleştiriyoruz" dedi.


 

Avrupa Uluslararası Havalimanları Konseyi'nin (ACI Europe), "34. Yıllık Kongresi ve Genel Kurulu"nda konuşan Ekşi, dünyanın en çok ülkesine uçan hava yolu olduklarını söyledi.

 

130 ülkeyi 347 destinasyonla dünyaya bağladıklarını belirten Ekşi, bugün dünya sivil havacılığının en önemli parçalarından biri olduklarını vurguladı.

 

Ekşi, "Türk Hava Yolları olarak şu anda Avrupa'nın 42 ülkesinde 121 destinasyona uçuyoruz. Avrupa'ya haftada 1900'den fazla uçuş gerçekleştiriyoruz." açıklamasında bulundu.

 

Türk Hava Yolları'nın geçen yıl 90. yaşını kutladıklarını belirten Ekşi, "2003 yılı özel bir öneme sahip. Şirketimizin başarısı. 20 yıl önce ortaklığımız yenilendi." diye konuştu.

 

2003 yılından bu yana uçuş ağlarını sürekli genişlettiklerini belirten Ekşi, "Bu konudaki liderliğimizi sürdürmeyi planlıyoruz. 2033 yılına kadar 400 noktaya uçuyoruz. Yolcu sayımız her yıl yeni rekorlara imza atıyor. Her zaman söylediğimiz bir söz vardır: Türkiye büyüyor, Türk Hava Yolları yüksek uçuyor." dedi.

 

2003 yılında 65 uçakla başladıkları uçuşlarına bugün 440 uçakla devam ettiklerini belirten Ekşi, şunları kaydetti: “Biz şu anda dünyanın 9. En büyük filosuna sahibiz. 2033 yılına kadar 813 uçakla dünyanın 3. Büyük filosu olacağız. 2033 filo hedefimizin ilk adımını geçen yıl geçen yıl Airbus’tan 355 uçak siparişi verdik. 171 milyon yolcuya ulaşmayı hedefliyoruz. 10 yıl içinde her yıl 52 milyar dolar gelir elde edeceğiz. Gelir elde ederek 144 milyar dolar ekonomiye katkıda bulunacağız. Kargo pazarındaki payımızı yüzde 7’nin üzerine çıkarmayı hedefliyoruz. Hava yolu camiasındaki prestijimizin bir gerçeği olarak dijitalleşmeyi geliştiriyoruz.

 

Biz işimize titizlikle yaklaşan büyük bir aileyiz. Konuşmamın başından beri anlattığım özveri hikayesi, çeşitli uluslararası kuruluşlar tarafından takdir edilmektedir. 2024 yılı bizim için ödüllerle dolu bir yıl oldu. Farklı kategorilerde ödüller aldık. SKYTRAX, APEX ve DÜNYA FİNANSI ödülleri oldu. Bu ödüller, ikramdan sürdürülebilirliğe, şeffaflıktan kaliteyi deneyimlemeye, işimizi mükemmelleştirdiğimizin önemli kanıtlarındandır.”

 

TAV 2023 YILINDA 15 HAVALİMANINDA 96 MİLYON YOLCUYA HİZMET SUNDU

 

TAV Havalimanları Üst Yöneticisi (CEO) Serkan Kaptan ise 8 ülkede 15 havalimanı işlettiklerini söyledi.

 

Kaptan, Türkiye'nin dışında Letonya, Hırvatistan, Kuzey Makedonya (Üsküp ve Ohrid), iki havalimanı Tunus (Monastır ve Enfidha), Medine, iki havalimanı Gürcistan (Tiflis ve Batum) ve Kazakistan'da havalimanları işlettiklerini kaydetti.

 

Kaptan, "2023 yılında 15 havalimanında 96 milyon yolcuya hizmet sunduk." diye konuştu.

 

"PEGASUS OLARAK 148 NOKTAYA UÇUYORUZ VE BUNLARIN ÇOĞU ULUSLARARASI UÇUŞLAR"

 

Pegasus CEO’su Güliz Öztürk ise "Türkiye Havalılık Pazarı Mercek Atlında" başlıklı panelde yaptığı konuşmada, Pegasus’un Türkiye’nin en büyük ikinci hava yolu şirketi olduğunu ve geçen yıl 32 milyon yolcu taşıdıklarını söyledi.

 

Öztürk geçen yıl yüzde 20 daha büyüdüklerini, bu yıl ise geçen yıla kıyasla yüzde 10-12 civarında bir büyümenin söz konusu olduğunu açıkladı.

 

Öztürk, sözlerini şöyle sürdürdü: "Yaygın bir uçuş ağımız var. Toplam 148 noktaya uçuyoruz ve bunların çoğu uluslararası uçuşlar. Yurt dışında Avrupa, Orta Doğu, Kuzey Afrika, Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT) ülkeleri olmak üzere 53 farklı ülkeye uçuyoruz. Aynı zamanda aktarmalı trafik de taşıyoruz çünkü İstanbul'un kıtalar arasında çok iyi bir konumda olmasını bir avantaj olarak görüyoruz. Dolayısıyla uluslararası operasyonlarımızdaki trafiğimizin yaklaşık yüzde 30'u aktarmalı trafikten oluşuyor. Pegasus Sabiha Gökçen'i ana merkez, Antalya'yı da ikinci bir merkez olarak kullanıyor. Antalya'da yaklaşık 28 uçak çalıştırıyoruz."

 

Öztürk, Kovid-19 salgını sonrası 2022 ve 2023 yılında operasyonel karlılıkta dünyada en iyi performans gösteren şirket olduklarını, yakın zamanda 16 yeni uçağı filolarına katarak başta Sabiha Gökçen olmak üzere Türkiye'deki diğer merkezleri kullanarak büyümeye devam edeceklerini vurguladı.

03 Temmuz 2024 Çarşamba

Alman Otomobilciler Birliği (VDA), Avrupa Birliği (AB) Komisyonu'nu Çin'den elektrikli otomobil ithalatına yönelik planladığı gümrük tarifelerini uygulamamaya çağırdı.


 

AB Komisyonu’nun Çin'de üretilen elektrikli otomobillerin Birlik üyesi ülkelere ithalatında yüzde 38,1'e varan oranlarda ilave vergi uygulaması yarın geçici olarak yürürlüğe girecek.

 

VDA açıklamasında, Komisyonun Çin'den elektrikli otomobil ithalatına yönelik cezalandırıcı gümrük vergileriyle amaçladığı hedefin tam tersini gerçekleştireceğinden endişe edildiği belirtildi.

 

AB ve Çin arasında yapıcı diyaloğa ihtiyaç olduğuna yer verilen açıklamada, sübvansiyon karşıtı tarifelerin elektrikli araçları Avrupa pazarında daha pahalı hale getireceği ya da pazara bile girememelerine neden olacağı uyarısında bulunuldu.

 

Açıklamada, “Avrupa Komisyonu açıklanan anti-sübvansiyon tarifelerini uygulamaktan kaçınmalı ve Çin ile müzakere ederek bir çözüm bulmalıdır.” denildi.

 

Pekin hükümetinin de elektrikli otomobiller için gerekli olan ham madde ve bataryaları daha pahalı hale getirecek misilleme önlemleri alması beklenirken, VDA açıklamasında, “uzun vadede kritik ham maddelere erişimin güvence altına alınmasının, her iki taraftaki sektörler arasında pazara erişimin önündeki engellerin azaltılmasının ve ilgili ticaret ve sübvansiyon politikaları hakkında şeffaflık oluşturulmasının önemli olduğu" ifade edildi.

 

VDA açıklamasında, AB Komisyonu tarafından Çin’e karşı planlanan ek tarifelerin elektrikli hareketliliği artırmayı ve dolayısıyla Paris İklim Anlaşması hedeflerine ulaşmayı zorlaştıracağı da savunuldu.

 

Açıklamada, "Belirtilen adil rekabetin sağlanması ve yerli sanayinin haksız uygulamalardan korunması hedefine ulaşılamayacaktır." ifadeleri yer aldı.

 

AB'nin sübvansiyon karşıtı tarifelerinin sadece Çinli üreticileri değil, özellikle Avrupalı şirketleri ve onların ortak girişimlerini de etkileyeceğine yer verilen açıklamada, ”Zira AB'nin Çin'den yaptığı araç ithalatının büyük bir kısmı Avrupalı ve Amerikalı üreticilerden gelmektedir. Açıklanan anti-sübvansiyon tarifeleri bazen Avrupalı şirketler için Çinli şirketlerden bile daha yüksektir. Avrupalı üreticilerin Çin'deki işbirliği ve üretimi, Avrupa'daki dönüşüm ve rekabet gücü için önemli bir yapı taşıdır.” değerlendirmesinde bulunuldu.

 

MERCEDES, BMW, VW, AUDİ VE PORSCHE, HER 3 OTOMOBİLDEN 1'İNİ ÇİN'DE SATIYOR

 

Almanya’nın Çin ile otomotiv ticaretinde önemli bir ticaret fazlasına sahip olduğuna yer verilen açıklamada, geçen yıl Almanya'dan Çin'e 15,1 milyar avro değerinde otomobil ihraç edildiği ve Çin’den otomobil ithalatının ise 4 milyar avro değerinde olduğu aktarıldı.

 

Alman Otomobilciler Birliği’nin açıklamasında, Çin'le yapılan otomobil yedek parça ticaretine işaret edilerek, “2023’te otomotiv tedarikçileri Çin'e 11,2 milyar avro değerinde parça ihraç ederken, Çin'den 2,8 milyar avro değerinde parça ithal edildi. Dolayısıyla Çin, Almanya'da üretim yapan tedarikçilerin ihracatı için en büyük ihracat pazarı konumundadır. Sübvansiyon karşıtı tarifelerin uygulamaya konulması karşı önlemlere ve misilleme tedbirlerine yol açacak ve Çin ile ticaret çatışmasını tırmandırma riski taşıyacaktır." denildi.

 

Açıklamada, Standard & Poor's (S&P) tarafından yapılan bir araştırmaya atıfta bulunarak, "Orta ve uzun vadede, Çin elektrikli araçlarının pazara aşırı derecede nüfuz etmesinin beklenmediği", Çinli üreticilerin Avrupa otomobil pazarındaki pazar payının 2030’a kadar yüzde 5 ile 10 aralığında olacağı aktarıldı.

 

Raporda, “2023’te Alman üreticiler Çin'de Çinli markaların Almanya'da sattığının yaklaşık 10 katı, toplamda ise yaklaşık 100 katı kadar elektrikli otomobil sattı.” denildi.

 

Mercedes, BMW Group ve VW Group ile iştirakleri Audi ve Porsche, yaklaşık her 3 

otomobilden birini Çin'de satarken, gelirlerinin yüzde 30’dan fazlasını bu ülkeden elde ediyor.

 

AB Komisyonu'nun Çinli üreticilere karşı açtığı anti-damping davasını, öncelikle Avrupa'da çok iş yapan ancak Çin'de çok az pazar payı olan Fransız otomobil endüstrisi tarafından teşvik edildiğini dile getiren Alman otomobil endüstrisindeki çevreler, Çin ile bir ticaret çatışması durumunda kaybedecek çok şey olduğunu değerlendiriyor.

 

Çin ve Avrupa Komisyonu, geçen haftadan bu yana   Komisyonun söz konusu yeni gümrük vergileri konusunda müzakere yürütüyor.

03 Temmuz 2024 Çarşamba