Avrupa Birliği (AB) Komisyonu, Euro Bölgesi'nde bu yılki ekonomik büyüme beklentisini yüzde 0.8 seviyesinde tutarken, gelecek yıl için yüzde 1.4'e indirdi.



 

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu'nun "Avrupa Ekonomik Tahminleri 2024 İlkbahar" raporu yayımlandı.

 

"Yüksek jeopolitik riskler nedeniyle kademeli genişleme" başlıklı raporda, AB ekonomisinin 2024'te yüzde 1, 2025'te yüzde 1,6, Avro Bölgesi ekonomisinin ise 2024'te yüzde 0,8 ve 2025'te yüzde 1,4 büyüyeceği öngörüldü.

 

AB Komisyonu'nun bir önceki "Kış" raporunda ise AB'nin 2024'te yüzde 0,9, 2025'te yüzde 1,7, Avro Bölgesi'nin 2024'te yüzde 0,8, 2025'te yüzde 1,5 büyüyeceği tahmin edilmişti.

 

Son raporla AB ve Avro Bölgesi'nin 2025 büyüme tahminleri aşağı yönlü revize edilmiş oldu.

 

Raporda, Almanya'nın bu yıl yüzde 0,1, gelecek yıl yüzde 1,4, Fransa'nın bu yıl yüzde 0,7, gelecek yıl yüzde 1,3, İtalya'nın bu yıl yüzde 0,9, gelecek yıl yüzde 1,1, İspanya'nın bu yıl yüzde 2,1, gelecek yıl yüzde 1,9 büyüyeceği öngörüldü.

 

Enflasyonun geçen yıl AB'de yüzde 6,4, Avro Bölgesi'nde yüzde 5,4 olduğu anımsatılan raporda, bu yıl enflasyonun AB'de yüzde 2,7, Avro Bölgesi'nde yüzde 2,5'e gerileyeceği, 2025'te ise AB'de yüzde 2,2, Avro Bölgesi'nde yüzde 2,1 seviyesinde gerçekleşeceği tahmin edildi.

 

Geçen yıl yaşanan geniş ekonomik durgunluğun ardından, 2024'ün başında beklenenden daha iyi bir büyüme ve enflasyonda düşüş olduğu ifade edilen raporda, bu durumun tahmin döneminde faaliyetlerin kademeli olarak genişlemesine zemin hazırladığı kaydedildi.

 

Raporda, büyümenin özel tüketimin hızlanmasından kaynaklandığına işaret edilerek, "Reel ücret ve istihdam artışının harcanabilir gelirlerdeki artışı sürdürmesi nedeniyle bu yıl ve gelecek yıl ekonomik faaliyetteki büyümenin büyük ölçüde özel tüketimin istikrarlı genişlemesinden kaynaklanması bekleniyor." ifadesi kullanıldı.

 

Güçlü tasarruf eğiliminin özel tüketimi bir ölçüde kısıtladığı belirtilen raporda, yatırım artışının hız kestiği, konut inşaatındaki olumsuz döngünün yavaş toparlanması beklendiği bildirildi.

 

Raporda, kredi koşullarının iyileşmesinin öngörüldüğü, piyasaların artık kış dönemine kıyasla daha kademeli bir faiz indirimi beklentisinde olduğu ifade edildi.

 

Küresel ticaretteki toparlanmanın AB ihracatını desteklemesi beklendiği belirtilen raporda, "AB'de iç talep yeniden canlanırken ithalattaki hızlanma, ihracatın büyümeye olan olumlu katkısını büyük ölçüde telafi edecek." değerlendirmesi yapıldı.

 

Raporda, enflasyondaki düşüşün temel olarak enerji dışı mallar ve gıda kaynaklı olacağı, enerji enflasyonunun sınırlı bir oranda yükseleceği, hizmet enflasyonunun ise yalnızca kademeli olarak gerileyeceği tahmin edildi.

 

Ekonomik görünüme yönelik belirsizlik ve aşağı yönlü risklerin Rusya-Ukrayna savaşı ve Orta Doğu'daki çatışmanın gelişmesinden dolayı son aylarda daha da arttığına işaret edilen raporda, "Daha geniş jeopolitik gerilimler risk oluşturmaya devam ediyor. ABD'de enflasyonun devam etmesi, ABD ve ötesinde faiz indirimlerinde daha fazla gecikmeye yol açarak küresel finansal koşulların biraz daha sıkılaşmasına neden olabilir." ifadesi kullanıldı.

 

Raporda, enflasyondaki düşüşün tahmin edilenden daha yavaş olabileceği, bu durumda merkez bankasının faiz indirimlerini hizmet enflasyonu düşüşe geçene kadar erteleyebileceği aktarıldı.

 

ALMANYA'NIN EKONOMİK BÜYÜME TAHMİNİ ZAYIF DIŞ TALEPLE DÜŞÜRÜLDÜ

 

Raporda, Avrupa'nın en büyük ekonomisine sahip Almanya'nın bu yılki ekonomik büyüme beklentisi, zayıf dış talep, durgun özel tüketim ve yatırımlar sebep gösterilerek önceki tahmin olan yüzde 0,3'ten yüzde 0,1'e indirildi, Alman ekonomisinin 2025'te ise yüzde 1 büyüyeceği öngörüldü.

 

Öte yandan, Alman ekonomisi, 2 yıllık durgunluk döneminin ardından yılın ilk çeyreğinde yüzde 0,2 büyüme kaydederek, teknik resesyona girmekten kıl payı kurtulmuştu.

 

Ancak Almanya ekonomisi, özellikle bölgedeki diğer ülkelere kıyasla daha büyük bir rol oynayan imalat sektöründeki kalıcı zayıflık nedeniyle kırılganlığını koruyor.

 

Alman hükümeti, 2024 için daha önce yüzde 0,2 olarak açıklanan resmi büyüme beklentisini 24 Nisan'da "hafif konjonktürel iyileşme işaretleriyle" revize ederek, yüzde 0,3'e yükseltmişti.

 

TÜRKİYE EKONOMİSİNİN DURUMU

 

Türkiye ekonomisine ilişkin değerlendirmelerin de yapıldığı raporda, "2024 yılının ilk çeyreğinde ekonomik aktivitenin hala iyimser olmasıyla birlikte iç talep yavaş yavaş azalıyor." ifadesi kullanıldı.

 

Raporda, "Önemli ölçüde sıkılaşan para ve mali duruşun, iç talepte daha belirgin bir azalmaya ve ekonomik büyümenin daha da yavaşlamasına yol açarak enflasyon da dahil olmak üzere dengesizliklerin kademeli olarak azalmasına olanak sağlayacağı tahmin ediliyor." değerlendirmesi yer aldı.

 

Politika belirsizliğinin önemli ölçüde azaldığına dikkat çekilen raporda, ekonominin yeniden dengelenmesini yönetmenin zorlu olmaya devam edeceği kaydedildi.

 

Raporda, deprem sonrası yeniden inşa ve politika normalleştirme maliyetlerinin bütçe üzerinde baskı yaratmaya devam etmesinin beklendiği belirtilerek, Türkiye'de bütçe açığının azalması ve kamu borcunun ılımlı kalması öngörüldüğü bildirildi.

 

2023'ün son çeyreğinde ekonomik büyümenin iç talepteki yavaşlamaya rağmen çeyrek bazda yüzde 1 seviyesinde güçlü kalmayı sürdürdüğü anımsatılan raporda, 2024'ün ilk çeyreğinde ekonomik aktivitenin hala iyimser olduğuna işaret edildi.

 

EKONOMİK GÜVEN ARTIYOR

 

Raporda, Türkiye'de ekonomik güvenin yılın başından bu yana iyileştiği belirtilerek, "Sanayi üretimi şubat ayında güçlü bir artış göstererek toparlandı." değerlendirmesi yapıldı.

 

"Ekonomik dengelenmenin yılın ikinci yarısında hızlanması bekleniyor." ifadesi kullanılan raporda, 2023 ortasından bu yana önemli ölçüde sıkılaşan parasal ve mali duruşla politika normalleşmesinin devam etmesi ve yıl sonundan önce iç talepte daha belirgin bir düşüşe yol açması beklendiği kaydedildi.

 

Raporda, iş gücü piyasasının soğuması, 2023 sonundaki ücret artışının etkisinin azalması ve tüketicilerin enflasyon beklentilerini düşürmesi nedeniyle özellikle hanehalkı tüketim büyümesinin hızla yavaşlayacağı bildirildi.

 

Hanehalkı tüketim artışındaki yavaşlamanın ekonomik yeniden dengelenmenin ana itici gücü olarak görüldüğüne işaret edilen raporda, yakın zamanda açıklanan harcama kısıtlamalarının ardından kamu tüketimindeki büyümenin de daha düşük olmasının beklendiği kaydedildi.

 

Raporda, 2024'te istihdam artışının azalması ve işsizlik oranının artmasının öngörüldüğü bildirildi.

 

Daha düşük reel büyüme ve dengesizliklerin kademeli olarak çözülmesiyle "yumuşak iniş" öngörüldüğü belirtilen raporda,"İhracattaki toparlanmanın güçlenmesi ve ithalat büyümesinin yavaşlaması nedeniyle net ihracatın büyümeye katkısının önümüzdeki iki yılda hafif pozitife dönmesi bekleniyor." değerlendirmesi yapıldı.

 

Raporda, artan güvenin bir yansıması olarak, iyileşen ticaret ve azalan altın ithalatı nedeniyle cari açığın 2023'te daraldığı kaydedilerek, bunun iki yılda daha da düşerek döviz rezervlerinin sürdürülebilir bir şekilde yeniden inşasına olanak tanıyacağı belirtildi.

 

Kararlı politika adımlarının bazı sonuçlar doğurduğu bildirilen raporda, buna rağmen enflasyonun halen yüksek seyrettiği ifade edildi.

 

Jeopolitik ve dış riskler ile belirsizliklerin uzun yıllardan beri oldukça yüksek düzeyde olduğu anımsatılan raporda, Türk ekonomisinin şu ana kadar bunları nispeten iyi bir şekilde yönettiği kaydedildi.

 

Raporda, Türkiye ekonomisinin 2024'te yüzde 3,5, 2025'te yüzde 3,8 büyüyeceği, TÜFE'nin bu yıl yüzde 57,4, 2025'te yüzde 31,5 olacağı öngörüldü.

15 Mayıs 2024 Çarşamba

Çin'in döviz rezerv varlıklarının ağustosta 3 trilyon 288 milyar dolara yükseldiği bildirildi.


 

Çin Devlet Döviz Takas İdaresinden yapılan açıklamada, döviz rezervlerinin, ağustos sonunda önceki aya kıyasla 31,8 milyar dolar artış kaydettiği belirtildi.

 

Döviz rezervlerinin temmuza göre yüzde 0,98 arttığı aktarılan açıklamada, döviz rezerv varlıklarının ağustosta 3 trilyon 288 milyar dolara yükseldiği kaydedildi. 

 

Açıklamada, rezervlerin son 9 ayda 3,2 trilyon doların üzerinde istikrarlı seyrettiği vurgulandı.

 

Açıklamada, ağustosta majör ekonomilerin para politikası beklentileri ve makroekonomik verilerinin etkisiyle ABD doları endeksinin düştüğü, küresel finansal varlıkların fiyatlarının ise arttığı kaydedildi. 

 

Artışın takas işlemleri ile varlık fiyatlarındaki değişimin bileşik etkisinden kaynaklandığına işaret edildiği açıklamada, Çin'in ekonomik faaliyetlerinin genel olarak istikrarlı olduğu ve uzun dönemli büyüme eğiliminin değişmediği, bunun ülkenin döviz rezervlerini istikrarını sürdürmesine yardım edeceği vurgulandı.

07 Eylül 2024 Cumartesi

Etiketler : Çin döviz dolar

ABD'de açıklanan makroekonomik verilerin resesyon korkularını beslemesiyle küresel piyasalarda satıcılı seyir hakim oldu.


 

Küresel piyasalar, geçen hafta ABD'de açıklanan verilerin ekonomik aktivitenin öngörülünden daha sert yavaşlayabileceği endişesini beslemesiyle negatif seyir izlerken gözler, Avrupa Merkez Bankasının (ECB) gelecek hafta duyuracağı faiz kararına ve ABD'de açıklanacak enflasyon verisine çevrildi.

 

ABD Merkez Bankasının (Fed) gelecek dönem atacağı faiz indirimi adımlarının büyüklüğüne ilişkin belirsizlikler sürerken ülkede açıklanan makroekonomik verilerin resesyon korkularını beslemesiyle küresel piyasalarda satıcılı seyir hakim oldu.

 

Analistler, ABD ekonomisinin beklenenden hızlı soğuyabileceği endişelerinin risk iştahını törpülediğini belirtti.

 

Ülkede enflasyonun istenilen seviyeye ineceğine yönelik güven güçlenirken resesyon endişelerinin öne çıkmayı sürdürmesi, fiyatlamaları zorlaştıran etkenlerin başında geldi.

 

Buna göre, ABD'de tarım dışı istihdam ağustosta 142 bin kişi artarak beklentilerin altında gerçekleşirken işsizlik oranı yüzde 4,3'ten yüzde 4,2'ye indi. Tarım dışı istihdama ilişkin haziran ve temmuz ayı verilerinde aşağı yönlü revizyona gidildi. Buna göre, tarım dışı istihdamda kaydedilen artış, haziran ayı için 179 binden 118 bine, temmuz ayı için 114 binden 89 bine düşürüldü.

 

Söz konusu dönemde haftalık ortalama çalışma saati 34,3 e yükselirken ABD Merkez Bankasının dikkatle izlediği ortalama saatlik kazanç, yüzde 0,4 artarak 35,21 dolara çıktı.

 

Ortalama saatlik kazanca dair piyasa beklentileri, geçen ay yüzde 0,3 artması yönündeydi. Ortalama saatlik kazanç, ağustosta yıllık bazda da yüzde 3,8 artış kaydetti.

 

ABD'de ADP Araştırma Enstitüsünün, Stanford Digital Economy Lab işbirliğiyle hazırladığı ağustos ayına ilişkin özel sektör istihdamı, ağustosta 99 bin kişi ile Ocak 2021'den bu yana en düşük seviyede arttı.

 

Ülkede JOLTS açık iş sayısı, temmuzda 7 milyon 673 bine gerileyerek Ocak 2021'den bu yana en düşük seviyesini kaydederken temmuz ayına ilişkin fabrika siparişleri ise yüzde 5 ile beklentilerin üzerinde gerçekleşti.

 

Buna ek olarak, ABD'de ilk kez işsizlik maaşı başvurusunda bulunanların sayısı, 31 Ağustos ile biten haftada 227 bine inerek piyasa beklentilerinin altında kaldı.

 

Hizmet sektörü Satın Alma Yöneticileri Endeksi (PMI) verisi ağustosta bir önceki aya kıyasla 0,7 puan artarak 55,7'ye çıktı. Tedarik Yönetim Enstitüsü (ISM) hizmet sektörü PMI verisi de ağustosta piyasa beklentilerini aşarak aylık bazda 0,1 puan arttı ve 51,5'e yükseldi.

 

Ülkede Tedarik Yönetim Enstitüsünün (ISM) imalat sanayi Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI), ağustosta 47,2'ye çıkmasına rağmen piyasa beklentilerinin altında kaldı. S&P Global'in imalat sektörü PMI verisi de ağustosta 47,9 ile tahminlerin hafif altında gerçekleşti. İmalat sektöründeki daralmanın sürdüğünü gösteren PMI verileri sonrasında ABD'nin 10 yıl vadeli hazine tahvili faizi, yaklaşık 9 baz puan azalışla yüzde 4,83'ün altına indi.

 

Bu gelişmelerin yanı sıra Amerikan ekonomisindeki mevcut duruma ilişkin değerlendirmelerin yer aldığı Fed'in "Bej Kitap" raporu da ekonomik faaliyetin son haftalarda yavaşladığını ortaya koydu.

 

Bankanın 12 şubesinden gelen analizlerle hazırlanan raporda ekonomik faaliyetlerin 3 bölgede hafif artış gösterdiği ve geçen rapor döneminde 5 olan yatay veya azalan faaliyet bildiren bölge sayısının 9'a yükseldiği ifade edildi.

 

Ülkedeki ekonomi yetkililerinin açıklamaları da takip ediliyor. ABD Hazine Bakanı Janet Yellen, ABD iş gücü piyasasının yavaş işe alım temposuna rağmen sağlıklı olduğunu belirterek, tüketici harcamaları ve yatırım harcamalarına ilişkin sağlam verilerle büyümenin ikinci çeyrekte yüzde 3 düzeyinde hızla sürdüğünü dile getirdi.

 

Fed yetkililerinin açıklamaları da izleniyor. New York Fed Başkanı John Williams, ekonominin artık dengede olması ve enflasyonun yüzde 2'ye doğru bir yolda ilerlemesi nedeniyle politika duruşundaki kısıtlayıcılık derecesini azaltmanın artık uygun olduğunu bildirdi.

 

Fed Yönetim Kurulu Üyesi Christopher Waller da "Enflasyon ve iş gücü piyasasındaki ılımlılık konusunda kaydedilen ve devam eden ilerlemeyi göz önünde bulundurarak önümüzdeki toplantımızda faiz oranını düşürmenin zamanının geldiğine inanıyorum." değerlendirmesinde bulundu.

 

Faiz indirimlerinin hızının ve politika faizindeki toplam düşüşü belirlemenin gelecekte verilecek kararlar olduğuna işaret eden Waller, faiz indirimi sürecini bir sonraki toplantıda başlatmanın önemli olduğunu anlattı.

 

Waller, verilerin daha büyük faiz indirimlerine ihtiyaç olduğunu göstermesi halinde bunu destekleyeceğini kaydetti.

 

Chicago Fed Başkanı Austan Goolsbee de iş piyasasının açıkça soğuduğu ve enflasyonda ilerleme kaydedildiği bir anda sıkılaştırma istenip istenmeyeceğini sordu.

 

Bunun sadece Fed'in eylül ayı toplantısıyla ilgili değil gelecek birkaç ay için soruları gündeme getirdiğini belirten Goolsbee, "İşlerin daha da kötüye gitmemesi için nasıl çaba göstereceğiz? Bana göre Fed'in karşı karşıya olduğu kritik zorluk bu." değerlendirmesinde bulundu.

 

Atlanta Fed Başkanı Raphael Bostic ise iş gücü piyasasının yumuşamaya devam ettiğini ancak zayıf olmadığını kaydetti. Fiyat baskılarının hızla ve genel olarak azaldığına işaret eden Bostic, son verilerin, enflasyonun muhtemelen yüzde 2'ye doğru sürdürülebilir bir yolda olduğuna dair güvenini güçlendirdiğini bildirdi.

 

Bostic, Fed'in çok uzun süre kısıtlayıcı politika duruşunu sürdürmemesi gerektiğini savunarak, enflasyon risklerinin azalmaya devam etmesini sağlamak için dikkatli olunması gerektiğini vurguladı.

 

Enflasyona karşı henüz zafer ilan etmediklerini dile getiren Bostic, ekonomide ciddi hasara yol açmadan yüksek enflasyonu ortadan kaldırmanın ulaşılabilir olabileceğini belirtti.

 

San Francisco Fed Başkanı Mary Daly de ABD Merkez Bankasının iş gücü piyasasını sağlıklı tutmak için faiz oranlarını düşürmesi gerektiğini ancak bunun ne kadar olacağını belirlemenin artık gelen ekonomik verilere bağlı olduğunu kaydetti.

 

Söz konusu gelişmelerle para piyasalarındaki fiyatlamalarda Fed'in yıl sonuna kadar 100 baz puanlık faiz indirimine gideceğine kesin gözüyle bakılıyor. ABD'de açıklanan istihdam verisinin ardından bu ay 50 baz puan faiz indirimi yapabileceğine ilişkin tahminler, bir ara yüzde 69'a kadar yükselmesine karşın daha sonra yüzde 30'a indi.

 

Bankanın sıkı para politikasını bu aydan itibaren gevşeteceği fiyatlanırken atılacak adımların büyüklüğü belirsizliğini koruyor.

 

Analistler, gelecek hafta ECB'nin açıklayacağı faiz kararının da piyasaların odak noktasında bulunduğunu belirterek, bankanın politika faizinde 25 baz puanlık indirime gitmesinin beklendiğini, yatırımcıların ECB Başkanı Christine Lagarde'ın açıklamalarında bankanın bundan sonraki politikalarına ilişkin ipucu arayacağını ifade etti.

 

ABD'de açıklanacak enflasyon verisinin de ABD ekonomisi hakkında daha çok bilgi vermesi bekleniyor.

 

Bu gelişmelerle 3,65 ile 2 Haziran 2023'ten bu yana en düşük seviyeyi gören ABD'nin 10 yıllık tahvil faizi, haftayı 19 baz puan azalışla yüzde 3,72'den tamamladı. Dolar endeksi, yüzde 0,5 gerileyerek 101,2 seviyesine, altının ons fiyatı da yüzde 0,2 azalışla 2 bin 497 dolara geriledi.

 

Brent petrolün varil fiyatı, artan resesyon endişeleri ve başta Çin tarafında olmak üzere zayıf talebin sürmesi endişeleriyle haftayı yüzde 7,2 düşüşle 71,4 dolardan tamamladı.

 

NEW YORK BORSASINDA SATIŞ BASKISI HAKİM OLDU

 

New York borsasında artan resesyon endişeleriyle teknoloji hisseleri öncülüğünde geçen hafta satış baskısı hakim oldu.

 

Yapay zeka konusunda yatırımcıların şirketleri yeniden değerlendirdiği görüldü.

 

Nvidia’nın hisseleri yüzde 12,6, Broadcom’un hisseleri yüzde 12,7, Qualcomm’un hisseleri yüzde 6,7 ve Micron’un hisseleri yüzde 9,6 değer kaybetti. US Steel’ın hisseleri, Beyaz Saray’ın söz konusu çelik üreticisinin Japon şirket Nippon Steel tarafından satın alınmasını engellemeye hazırlandığı haberinin ardından yüzde 18,9 azaldı.

 

Gelecek yıl Avrupa ve Çin’de otonom araçlarını piyasaya sürmeyi planladığını duyuran Tesla’nın hisseleri ise yüzde 2,2 değer kazandı.

 

Öte yandan, ABD’de Demokrat başkan adayı Kamala Harris, yeni kurulan şirketler için vergi indirimini 5 bin dolardan 50 bin dolara çıkarmayı planladığını bildirdi. İlk başkanlık döneminin sonunda 25 milyon yeni küçük işletme başvurusu görmek istediğini ifade eden Harris, bunun gerçekleşmesi için yeni işletme kurma maliyetini düşüreceklerini açıkladı.

 

Bu gelişmelerle Nasdaq endeksi yüzde 5,77, Dow Jones endeksi yüzde 2,93, S&P 500 endeksi yüzde 4,21 değer kaybetti.

 

Gelecek hafta pazartesi toptan stoklar, Çarşamba Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE), Perşembe haftalık işsizlik maaşı başvuruları, Cuma Michigan Üniversitesi tüketici güven endeksi takip edilecek.

 

AVRUPA BORSALARI, ECB KARARI ÖNCESİNDE HAFTAYI DÜŞÜŞLE TAMAMLADI

 

Avrupa borsalarında ECB'nin faiz kararı öncesinde geçen hafta negatif seyir izlenirken bölge genelinde ekonomik aktiviteye yönelik endişeler varlığını koruyor.

 

Analistler, Avrupa Merkez Bankasının (ECB) bu yıl içinde iki faiz indirimi daha yapacağına kesin gözüyle bakıldığını kaydederek, bölgede enflasyonist baskıların azalmasının üçüncü bir faiz indirimi ihtimalini de güçlendirmeye devam ettiğini belirtti.

 

ECB üyesi Claudia Buch, Avro Bölgesi bankalarının ne kadar sermaye tutacaklarına ve nerede iş yapacaklarına karar verirken jeopolitik riskleri hesaba katmalarının gerektiğini bildirdi.

 

ECB Yönetim Kurulu üyesi ve Almanya Merkez Bankası (Bundesbank) Başkanı Joachim Nagel de Almanya'nın ilkbaharda yaşadığı ekonomik daralmanın "uyanış çağrısı" olması gerektiğini ve hükümetin büyümeyi artırmak ve borç frenini iyileştirmek için daha önce duyurulan önlemleri uygulaması gerektiğini belirtti. Nagel, verdiği başka bir demeçte "tüketici fiyatlarındaki gerileme önümüzdeki hafta bir faiz indirimine daha olanak tanısa bile ECB, enflasyon karşısında çok erken zafer ilan etmemeli." ifadesini kullandı.

 

Açıklanan verilere göre Almanya'da temmuzda 43,2 puan olan imalat sanayi PMI ağustosta 42,4 puana inerek son beş ayın en düşük seviyesine geriledi. Hizmet sektörü PMI Almanya'da 51,2, Avro Bölgesi'nde ise 52,9 ile beklentilerin altında gerçekleşse de güçlü kalmaya devam etti.

 

Ülkede fabrika siparişleri, uçak, gemi, askeri araç ve tren gibi büyük siparişlerin etkisiyle temmuzda yüzde 2,9 yükselerek aylık bazda artışını ikinci aya taşıdı.

 

Ayrıca, Almanya'nın önde gelen ekonomik düşünce kuruluşlarından Ekonomi Araştırma Enstitüsü (Ifo), zayıf yatırım ve sipariş durumu nedeniyle ülkenin 2024 ve gelecek yıla ilişkin büyüme tahminini yüzde 0,4'dan yüzde 0’a ve 2025 büyüme beklentisini de yüzde 1,5’ten 0,9’a düşürdü.

 

Avro Bölgesi'nde de temmuzda 45,8 seviyesinde olan imalat sanayi PMI, ağustosta değişmedi. Böylece PMI, faaliyetlerde büyümeyi gösteren 50 puan seviyesinin altında kaldı.

 

Ayrıca, Avro Bölgesi'nde Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE), temmuzda aylık bazda yüzde 0,8 yükselirken yıllık bazda yüzde 2,1 geriledi. Bölgede ayrıca mevsimsellikten arındırılmış GSYH, 2024'ün ikinci çeyreğinde ilk çeyreğe kıyasla yüzde 0,2 artarak beklentilerin altında gerçekleşirken yıllık ise yüzde 0,6 yükselerek beklentileri karşıladı.

 

Avro/dolar paritesi, haftayı yüzde 0,3 artışla 1,1086 seviyesinden tamamladı.

 

Öte yandan, Alman otomobil üreticisi Volkswagen, tasarruf ve maliyet azaltma önlemlerinin parçası olarak ilk defa Almanya'da fabrika kapatabileceği konusunda uyarılarda bulundu.

 

Yönetim kurulunun gerçekleştirdiği son toplantı sonrası Alman şirketinden yapılan açıklamada, Volkswagen AG bünyesindeki markaların kapsamlı şekilde yeniden yapılandırılmasının gerektiği bildirildi.

 

Bu gelişmelerle İngiltere'de FTSE 100 endeksi yüzde 2,33, Fransa'da CAC 40 endeksi yüzde 3,65, İtalya'da MIB 30 endeksi yüzde 3,15, Almanya'da DAX 40 endeksi yüzde 3,20 değer kaybetti.

 

Gelecek hafta salı Almanya'da TÜFE, çarşamba İngiltere'de sanayi üretimi, perşembe ECB faiz kararı takip edilecek.

 

ASYA BORSALARINDA DA NEGATİF SEYİR ÖNE ÇIKTI

 

Asya tarafında da yarı iletken çip sektörü öncülüğünde satış baskısının sürmesiyle negatif seyir öne çıktı.

 

Japonya Merkez Bankası (BoJ) Başkanı Kazuo Ueda, yaptığı açıklamada verilerin tahminler doğrultusunda gerçekleşmesi durumunda artışlara devam edeceklerini duyurdu.

 

BoJ Yönetim Kurulu Üyesi Hajime Takata yaptığı açıklamada, şirketlerin harcamalarını ve ücretleri artırmayı sürdüreceğini teyit etmesi halinde Merkez Bankasının faiz oranlarını yükseltmeye devam etmesinin gerektiğini dile getirdi.

 

Bölgede açıklanan verilere göre, Çin'de imalat sanayi PMI, ağustosta 0,3 puan azalarak 49,1'e gerilerken ülkede imalat sanayisinde ekonomik aktivite, ağustosta önceki 3 aydaki daralma seyrini devam ettirdi.

 

Japonya'da hizmet sektörü PMI 53,7 seviyesine gerilerken imalat sanayi PMI 49,8'e çıktı. Ülkede temmuz ayı hanehalkı harcamaları, bir önceki yıla göre yüzde 0,1 yükselirken temmuz ayına ilişkin öncü endeks 117,1 ile beklentilerin üzerinde gerçekleşti.

 

Güney Kore'de TÜFE aylık bazda yüzde 0,4 ile beklentilerin hemen üzerinde artarken yıllık bazda yüzde 2 yükselerek öngörülere paralel gerçekleşti. Ülkede TÜFE, böylece yıllık bazda Mart 2021'den bu yana en yavaş artışı kaydetti.

 

Dolar/yen paritesi haftayı önceki kapanışın yüzde 2,6 altında, 142,30 seviyesinde tamamladı. Analistler, dolar/yen paritesinin geçen hafta 141,9 seviyesine kadar indiğini belirterek, BoJ'un sıkılaşma adımlarına yönelik piyasa beklentilerinin güçlü kalmaya devam ettiğini bildirdi.

 

Kurumsal tarafta ise dünyanın en büyük çip üreticilerinden Amerikan Intel'in Japonya'da yarı iletken alanında araştırma ve geliştirme merkezi kuracağı bilgisi yer aldı.

 

Bu gelişmelerle haftalık bazda Japonya'da Nikkei 225 endeksi yüzde 5,84, Hong Kong'da Hang Seng endeksi yüzde 3,03, Çin'de Şanghay bileşik endeksi yüzde 2,69, Güney Kore'de Kospi endeksi yüzde 4,86 değer kaybetti.

 

Gelecek hafta pazartesi Japonya'da büyüme, Çin'de enflasyon, salı Çin'de dış ticaret dengesi, cuma Japonya'da sanayi üretimi ve kapasite kullanım oranı takip edilecek.

 

Yurt içinde gözler, gelecek hafta ödemeler dengesi ve sanayi üretimi verilerine çevrildi

Yurt içinde geçen hafta düşüş eğilimi öne çıkarken Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi haftayı yüzde 0,63 değer kaybederek 9.771,16 puandan tamamladı.

 

Dolar/TL, haftayı bir önceki kapanışın yüzde 0,3 altında 33,9851'den kapattı.

 

Analistler, teknik açıdan BIST 100 endeksinde 9.600 ve 9.500 puan seviyelerinin destek, 10.100 ve 10.200 seviyelerinin direnç konumunda olduğunu kaydetti.

 

Yurt içinde Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE), ağustosta aylık bazda yüzde 2,47, Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) yüzde 1,68 artış gösterdi. Yıllık enflasyon tüketici fiyatlarında yüzde 51,97, yurt içi üretici fiyatlarında yüzde 35,75 olarak gerçekleşti.

 

2025-2027 dönemini içeren Orta Vadeli Program'ı (OVP) açıklayan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, büyüme oranının 2024'te yüzde 3,5 olmasının beklendiğini belirterek, "2025 yılına geldiğimizde büyüme oranının toparlanarak yüzde 4 seviyesine ulaşmasını bekliyoruz." ifadesini kullandı.

 

OVP'ye göre enflasyonun bu yıl sonunda yüzde 41,5 olacağı tahmin edilirken enflasyon hedefi gelecek yıl için yüzde 17,5, 2026 için yüzde 9,7, 2027 için yüzde 7 olarak belirlendi.

 

Öte yandan Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings, Türkiye'nin kredi notunu "B+"dan "BB-"ye yükseltirken not görünümünü durağan olarak belirledi.

 

Fitch'in açıklamasında, pozitif reel faiz oranlarının, düşük cari hesap açıkları ve döviz korumalı mevduatlardaki kademeli düşüşün, muhtemelen dış tamponlardaki iyileşmenin kalıcılığını destekleyeceği belirtilerek, rezervlerin bu yıl sonunda 158 milyar dolara, 2025 sonunda 165 milyar dolara çıkmasının öngörüldüğü bildirildi.

 

Yurt içi piyasalarda gelecek hafta salı sanayi üretimi, perşembe ödemeler dengesi, cuma piyasa katılımcıları anketi takip edilecek.

07 Eylül 2024 Cumartesi

Etiketler : piyasalar ECB ABD