tatil-sepeti

İstanbul Ticaret Odası Başkanı İbrahim Çağlar, Oda üyelerine, iş dünyasına ve tüketicilere, ‘tasarrufları millileştirelim’ çağrısında bulundu. Çağlar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a, iş dünyasına yaptığı istihdam seferberliği çağrısı için de Oda olarak 500 bin istihdam sözü verdiğini açıkladı.

Oda’nın şubat ayı Meclis toplantısında güncel ekonomik durumu değerlendiren Çağlar, “İstanbul Ticaret Odası 400 bin üyesiyle bu seferberliğin en öndeki neferi olacak. İstihdamın yüzde 41’i İstanbul’da sağlanıyor. Bu çağrının en büyük muhatabı İstanbul iş dünyasıdır. Sizlerin adına 500 bin kişi istihdam sözü verdim. Bu sözü verirken sizlere güvendim. Gün inisiyatif alma günüdür. Bu çağrının lokomotifi biz olalım. İstanbulumuza yakışır. Çanakkale ruhumuzla, 15 Temmuz ruhumuzla bu seferberliğe sahip çıkalım” dedi.
Çağlar, İstanbul kongre turizmi için uluslararası tanıtım kampanyası başlattıklarını da söyledi.

ÇİN ÖNDERLİĞE SOYUNDU

2017’de de uluslararası arenada çalkantıların durulmayacağını söyleyen Çağlar, konuşmasına dünyadaki ekonomik durumu anlatarak başladı. Trump’ın Meksika’ya duvar, Trans-Pasifik Anlaşması’nın iptali ve birçok Müslüman ülkeye vize yasağı getirdiğine dikkat çeken Çağlar, şöyle konuştu: “ABD’den dünyaya karmaşık mesajlar iletiliyor. Bu mesajların doğru okunması gerek. Trump yönetimi, ABD’nin yıpranan küresel ilişkilerine yeni bir yön vermek için çalışıyor. Dünya bu icraatları tartışırken Çin, beklenmedik şekilde küresel ticaretin önderliğine soyundu. Komünist rejimle yönetilen, katı ticaret kurallarına sahip Çin Cumhurbaşkanının Davos Ekonomi Zirvesi’ndeki sözleri, dünya düzeninin tersine çevriminin habercisi gibi.”

ASYA YÜZYILI KAVGASI

Avrupa’daki merkezkaç rüzgarlarının gittikçe şiddetlendiğini belirten Çağlar, yalnızca ekonomik değil, siyasi sıkıntıların da 60 yıllık AB rüyasını zorladığını belirtti. “Dünya, kaynar bir kazana dönüşmüş gidiyor” benzetmesini yapan Çağlar, “Bu tantana, servetin yeniden bölüşümü için. Yeni güç dengelerinden pay kapma yarışı da buna dahil. Başlamakta olan Asya yüzyılına ne ABD razı geliyor ne de Avrupa” dedi.

Bu gelişmelerin Asya yüzyılı kavgasının işaretleri olduğunu dile getiren Çağlar, buna bağlı olarak Türkiye’nin öneminin daha da artacağını vurguladı.

YENİ TİCARET KURGUSU

Çağlar, şöyle devam etti: “Bunlar, ülkemiz için elverişli bir sıçrama zemini oluşturacak. Öncelikle Trump’ın Çin karşısındaki baskısı Asya bloğunu bir miktar yavaşlatacak. Bu da şüphesiz Türkiye gibi alternatif ülkelere hem yatırım hem de sermaye akımını artıracak. Trump’ın rekabet gücünü artırmak adına dünyada güçlü bir dolar istemeyeceği aşikâr. Bu, üzerimizdeki kur riskini hafifletecek bir unsur. Bir diğer avantajımız, yolları ayrılan İngiltere ve AB. İkisi de yeni bir ticaret kurgusu peşinde. Bu ikilinin yeni planlarında Türkiye, kuşkusuz gözden çıkaramayacakları bir ülke. Bu da yeniden masaya oturma ve pazarlık imkanımızı artırıyor.”

Suriye’deki barış çalışmaları, Rusya’nın yeniden büyümeye başlaması ve ABD ile yeniden gerilen İran ilişkilerine dikkat çeken Çağlar, “Bu gelişmeler bölgesel ticari potansiyelin arttığı ve Türkiye’nin ticari alanda yeniden öne çıkacağı bir süreci işaret ediyor. Batı’daki gelişmeleri izlerken gözlerimizi Doğu’ya, Asya ve Afrika’ya çevirmemizin gerekliliğidir” yorumunu yaptı.

İRRASYONEL COŞKU

Kasımdan bu yana döviz kurlarında önemli dalgalanma oluştuğunu hatırlatan Çağlar, bu alandaki gelişmeleri ‘finansal terör dalgası’ olarak nitelendirdi. Bunun finans literatüründe ‘irrasyonel coşku’ olarak tanımlandığını belirten Çağlar, “Piyasaların akılsızca, mantıksızca yükselmesi ya da düşmesi durumu. Son birkaç ay içinde ülkemizde değişen bir durum yok. Ne oldu da döviz bu kadar değerlendi. Şimdi dalgalı da olsa düşüş eğiliminde. Türkiye üzerinde adeta ekonomik güvenliğimizi tehdit edercesine finansal bir terör dalgası estirilmek istendi. Ancak işe yaramadı” dedi.

BİR ADIM DAHA ATALIM

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘milli paramıza sahip çıkma’ çağrısına herkesin elini taşın altına sokarak sahip çıktığını belirten Çağlar, bu sayede ekonomide taşların yerine oturmaya başladığını vurguladı. “Şimdi bunu milletçe bir adım daha öteye taşıyabiliriz” diyen Çağlar, tasarrufları millileştirelim çağrısını şöyle özetledi:

“Nasıl ki paramıza sahip çıkıyor, milli üretimimize duyarlılık gösteriyorsak bunu taçlandırmak için tasarruflarımızı da milletimizin kalkınması yolunda kullanabiliriz. Reel kesimin yeterli krediye ulaşamamasındaki en büyük neden tasarruf açığı. Tüketim olmadan üretim olmayacağı gibi tasarruf olmadan da yatırım olmaz. Oysa ülkemizde yastık altında kalan, kasalarda atıl, altın olarak elde tutulan büyük bir servet söz konusu. Gayrimenkulde büyük bir kampanya başlatıldı. İnanılmaz bir talep var. İnsanlar tıkır tıkır peşinatlarını ödeyerek talepte bulunuyor. Ben buradan bir çağrıda bulunmak istiyorum. Gelin, tasarruflarımızı millileştirelim. Birikimlerimizi bankalara, sermaye piyasalarına yönlendirerek ekonomimize dönmesini sağlayalım. Ancak bu şekilde yabancı yatırımcıya olan mecburiyeti hafifletebiliriz.”

İSTANBUL KONGRE TURİZMİ SEFERBERLİĞİ

Başkan Çağlar, İstanbul için başlattıkları kampanyayı ise şöyle açıkladı: “İstanbul Kongre ve Ziyaretçi Bürosu (ICVB) ile kongre turizmi noktasında gerçekleştirdiğimiz pek çok çalışma var. Bu çalışmaları bir adım daha öteye taşıyoruz. 1 milyon Euro’luk bir bütçe ile uluslararası bir PR şirketini tüm paydaşlarımızla birlikte turizm seferberliğimize dahil ediyoruz. İstanbul’u ve hak ettiği değeri dünyaya yeniden anlatacağız. Hedefimiz, kongre şehirleri sıralamasında İstanbul’u tekrar ilk 10’a taşımak.”

İTO’NUN KURUCUSU SULTAN 2. ABDÜLHAMİD’E VEFA

Şubat ayının, Oda’nın kurucusu Sultan 2. Abdülhamid’in vefatının seneyi devriyesi olduğunu hatırlatan Çağlar, 10 Şubat 1918’de vefat eden 2. Abdülhamid’in dünya siyaset tarihinde derin izler bırakan bir hükümdar olduğunu söyledi. Çağlar, “Küresel siyaset ve ekonomideki dengelerin adeta alt üst olduğu bugünlerde de Sultan 2. Abdülhamid bizim için bir kutup yıldızıdır” dedi.

İSTİKBAL İÇİN ‘SÖZ HÜRRİYETİMİZİ’ KULLANDIK

Bir süre önce Cumhurbaşkanlığı Sistemi ile ilgili olarak desteklerini bir bildiriyle açıkladıkladıklarını hatırlatan İbrahim Çağlar, bu çalışmanın kamuoyundaki yankılarını ise şöyle değerlendirdi: “Meclis kürsüsünden de sizlerle bu metni paylaştım. Bu açıklamalarımızın önemli yankıları oldu. Bu arada birtakım art niyetli açıklamalarla da karşılaştık. Ülkeyi ilgilendiren anayasal değişiklik üzerinde söz söylemek, tercihte bulunmak Oda olarak görevimiz, sorumluluğumuz. Niyetimiz halis, amelimiz doğru, sözümüz açık. Hiç kimse, bu gayretlerimizin ve açıklamalarımızın arkasında, yanında, yöresinde başka hevesler aramasın. Çalışmalarımız; siyasi bir tercihin tezahürü değil, Türkiye’nin istiklâli ve istikbali için söz söyleme hürriyetimizin parçasıdır.”

ÜRETMEKTEN VAZGEÇMEYECEĞİZ

İstanbul Ticaret Odası Meclis Başkanı Şekib Avdagiç, Meclis toplantısını açarken yaptığı konuşmada, sadece Türkiye ve yakın coğrafya için değil, dünya için adeta turnusol kağıdı benzeri günler yaşandığına dikkat çekti. Bu küresel ortamda yönünü bulanların, önümüzdeki sürecin kazananları olacağını vurgulayan Avdagiç,şöyle konuştu: “Bu sürecin, iş dünyası adına tam manasıyla bir fırsat dönemi olduğunu düşünüyorum. Dünya ticareti durmayacak. İnsanların ihtiyaçları bitmeyecek. Üretim ve tüketim hattı ortadan kalkmayacak. İnsanlık; gelişmekten, üretmekten çekilmeyecek. Öyleyse dalgalı küresel piyasaların bize gösterdiği asıl şey, yeni fırsatların ufukta olduğudur. İş dünyası olarak çalışmaktan geri durmuyoruz. Üretmekten vazgeçmiyoruz. Ülkemize güvenmeye, milletimizle birlikte yürümeye kararlıyız. Duvarların arkasında değil, ekonomik gelişmelerin tam merkezinde iş yapmaya devam ediyoruz, devam edeceğiz.”

Avdagiç, Oda’nın banisi 2. Abdülhamid’i 99. vefat yılında rahmet ve şükranla yâd ettiğini söyledi.

MECLİS ÜYELERİ KÜRSÜDE

TAKSİT SÜRESİNİN UZAMASI ESNAFA RAHATLIK SAĞLADI

Bayram Bilgin / Mali Müşavirlik Meslek Komitesi: Merkezi otorite bürokrasiyi aşmalı. SGK memurlarının bilgisizliği sonucu gerçekleştirdiği uygulamalar nedeniyle milyonluk ceza yiyen, bankaların elinde sıkıntıya düşen, gümrükteki bürokrasiyi aşamadığı için haksız yere milyonlarca lira ceza alan üyelerimizin sıkıntılarını aşmak için acil önlem almalıyız. Taksit sürelerinin biraz daha artırılması esnafa biraz rahatlık sağladı. Vergisini düzenli ödeyenlere yüzde 5 indirimden geriye dönük borcu olanların da yararlanmasını sağlamalıyız. Geçici vergilerin tamamının kaldırılması lazım. Konut, tekstil, sağlık gibi bazı sektörlerde ÖTV ve KDV indirimleri olumlu katkı sağladı. Bazı işlemlerde damga vergisi kaldırıldı.

ÜYE MAİLLERİ GÜNCELLENMELİ

Rağıb Mustafa Başbuğ / Bilgi Teknolojileri Meslek Komitesi: Sektörümüze mensup üyelerimizin İTO’daki bilgilerinin eksik olması önemli bir sorun. Üyelerimizin yüzde 70’inin mail adresi olmadığını öğrendik. Mailleri olanların bir kısmının da adresleri güncel değil. Oda’ya kayıt yapılırken e-mail adresleri kesinlikle alınmalı. Özellikle bizim sektörde yeni kurulan firmaların e-mail adresinin olmaması müm-kün değil. Oda’da kayıt yapılırken bu konuya önem vermeliyiz.

VASIFSIZ KADINLARA MOBİLYACILIK EĞİTİMİ

Adnan Bostan / Mobilya Meslek Komitesi: Biz sürekli eleman arıyoruz ama eleman yetiştirme projelerinde de başarılı olamıyoruz. Bu yüzden yeni projeler yapmalıyız. Mobilya sektöründe vasıfsız kadınları istihdam ediyor, varak ve boya bölümlerinde eğitip meslek sahibi yapıyoruz. Meslek sahibi olan en az asgari ücretin iki katını alır. Marangozlar artık şehirden çıkmak zorunda. Bu insanların uluslararası standartları olan, bir arada çalışabilecekleri İstanbul Dekorasyon Merkezi Projesi için çalışmalarımız sürüyor. Bir mobilya marangoz atölyesinde istihdam sayısı çok önemli. İstihdamı bu kadar çok sağlayan bir sektöre daha çok değer vermeliyiz.

MARKA ÜRÜNLERİN AB’YE İHRACATI ENGELLENİYOR

Salih Sami Atılgan / Motorlu Araçlar Tamir, Bakım ve İmalatı Meslek Komitesi: Yedek parça ihracatına yönelik güven konusu çok önemli. Her şeyi güven üzerine inşa ediyoruz. Yüzde 99’u Müslüman olan bir ülkede emin olunması gereken kişiler olarak kötü istatistiklere sahibiz. İnsani ve İslami anlamda hepimize görev düşüyor. Gümrük Birliği Anlaşması’na göre Türk Malı, AB’de serbestçe dolaşabilmeli. Ama marka ürünlerin Türkiye’den AB’ye ihracatı engellenmeye çalışılıyor. Coğrafi alan korumasını öne sürüyorlar. Sahte parça muamelesine tabi tutuluyor ya da ürün geri gönderiliyor. Bu konu Türkiye açısından büyük önem arz ediyor. 10 yıldır bu sorunla uğraşıyoruz. Otomotiv, ihracatının büyük bölümünü AB ülkelerine yapıyor. Bunu daha iyi noktalara getirebiliriz.

CAZİBE MERKEZLERİNDE YATIRIMA ÖNCÜ OLALIM

Sait Kılıç / Kargo, Posta ve Depolama Meslek Komitesi: İTO, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki zeki çocuklar için okul açılmasına yönelik acil projeler hazırlamalı. Bu bölgelerde yatırım için cazibe merkezleri kuruldu. Buralardan23 il istifade edecek ve çalışmaları beş merkez il koordine edecek. Bir öncüye ihtiyaç var ve inşallah Odamıza nasip olur. Cazibe merkezlerinde yatırımlara Odamız da örnek olmalı. Bu bölgelerin ekonomik gelişimi için öncü olmalıyız. Doğu ve Güneydoğu’da birlik ve beraberliğe ihtiyaç var. 365 Oda ve Borsa’ya öncü olarak bu bölgelerdeki işsizliğe çare olacak bir adım atmalıyız.

DÜĞÜN SALONUNDA KDV DÜŞMELİ

Yusuf Andiç / Kültür ve Spor Meslek Komitesi: Düğün ve organizasyon hizmeti veren sektörümüz zor durumda. Hizmet sektöründe yüzde 18 KDV olduğu için sektördeki firmaların çoğu bu nedenle fatura kesmiyor. Hizmet sektöründe herkes bir diğerine borçlu, ödemeler gecikiyor, vadeler uzamaya devam ediyor. Ciddi bir sıkıntı var. Fatura kesiyorsunuz, paranızı alamazsanız bile KDV ödemek zorundasınız. Bir adım sonra Kurumlar Vergisi ödüyorsunuz ama ortada para yok. Bu adil değil. KOBİ’lerimizin ödeme sıkıntısına destek olacak düzenlemeler yapmalıyız. Düğün salonlarının, organizasyon firmalarının KDV oranlarının düşürülmesi için çalışma yapmalıyız.

SEKTÖR KÜMELENME İLE DESTEKLENMELİ

Kamil Fazıl Dede / Kimyevi Madde Meslek Komitesi: Kimya sanayi, ithalata bağlı bir sektör ve pek çok sektör için çok önemli. Depolama ve taşıma maliyetleri diğer sektörlere göre daha yüksek. Güvenli ve düzenli taşıma için yapılan mevzuat üretim maliyetlerini artırıyor. İhtisas organize sanayi bölgelerine yapılan yatırımlar çok önemli. Kümelenme yaklaşımı oldukça yaygınlaştı. Sektör kümelenme modeli ile desteklenmeli. Kimya sektörünün ürünlerinin yüzde 80’ini KOBİ’ler üretiyor.

AFRİKA’DA BİZE ÇOK CİDDİ İLGİ VAR

Kazım Ekinci / Metal Ürünler ve Mutfak Ekipmanları Meslek Komitesi: Ekonomimizin zor bir dönemden geçtiği bir ortamda, hükümetimiz piyasayı canlandırmak için önemli kararlar alıyor. Geçen ay Cumhurbaşkanımızla beraber üç Afrika ülkesine ziyarette bulunduk. Gitmediğin yer, senin değildir. Gördüğümüz ilgi bizi şaşırttı. Sahra Altı Afrika ülkelerine gitmemiz gerekiyor. Satamayacağımız hiçbir şey yok. Türk Malı’na karşı ciddi bir alaka var. “Türk ürünlerinin iyi ve kaliteli olduğunu biliyoruz, almak istiyoruz” diyorlar. Hükümetimiz, yatırımların Doğu ve Güneydoğu’ya kaydırılmasına çaba sarf ediyor. Doğu Yatırım Holding, Türkiye’nin sayılı holdinglerinin ortak olduğu bir İTO kuruluşu. Doğu Yatırım Holding’e hayatiyet katarak hükümetimize katkımız olabilecektir.

5 BİN KALİFİYE ELEMAN İHTİYACI

Ahmet Zeki Sarıhan / Ekmek, Un ve Unlu Mamüller Meslek Komitesi: Sahra Altı Afrika ülkelerine yaptığımız ziyaret çok önemliydi. Genç ve dinamik bir nüfus var. Yer altı zenginlikleri büyük. Her türlü ürüne ihtiyaçları var. Bu ülkelere yapılan ihracatta nakliye ücreti kaldırıldı. Bizim sektörümüzde 3 bin işletme var. Bugün için 5 bin kalifiye eleman ihtiyacımız var. Her işletmemizde rahatlıkla bir insan istihdam edebilecek durumdayız ama Türkiye’de aradığımız nitelikte eleman yok. Suriyeli göçmenler olmasa unlu mamuller, ekmek sektöründe üretim yüzde 50 durur. Ülkemizin kalkınması için gelişmesi hepimizin en büyük temennisi. Bunu yaparken yanlış metotlarla, yanlış yerlerden başlıyoruz.

FON, ÇOK DAHA FAYDALI OLACAK

M. Zeki Sayın / Finans Kuruluşları Meslek Komitesi: Varlık Fonu, ülkemizde biraz gecikmiş bir fon. Ülkemizde bu fonun kullanılması ve kurulması gerekiyordu. Bankaları ve müesseseleri bünyesine alarak Varlık Fonu kurduk. Ülkemizin büyük yatırımlarına katkıda bulunacak. Devletin kurduğu hiçbir müessese murakabeden geri kalmaz. Varlık Fonu gibi dışarıdan kredi alacak fon, murakabeden geri kalamaz. Üç, dört kanaldan murakabe edilecek. Tarafsız bir inceleme kurulu inceleyecek. Başbakanlık ve Meclis tarafından tetkik edilecek. Fonun durumunu incelemeden menfi konuşmalar da yapılıyor. Bu durumların anlaşılması lazım. Varlık Fonu’nu iyi organize edersek, inisiyatif kullanarak yönetebilirsek fon, ülkemiz için düşündüğümüzün üzerinde faydalı olacak.

ÖNCELİKLE SANAYİYE DESTEK OLUNMALI

Veysi Cengiz Balçık / İlaç ve Tıbbi Cihaz Meslek Komitesi: Geri ödemelerde zorluk çekiyoruz. Cazibe merkezlerine yatırım yapanlardan biri de benim. Sağlık Bakanımızın talimatı üzerine yeni bir yatırım daha yapacağım. Ama cazibe merkezindeki fabrikamızı sigorta ettirebilmek için İTO Meclisi’ndeki sigortacı arkadaşlarımdan yardım aldım. ‘Cazibe merkezlerine yatırım yapın’ çağrılarına öncelikle İTO Meclisi’ndeki Doğu ve Güneydoğulu arkadaşlarım cevap vermeli. Bu ülke inşaatla büyümez, lütfen öncelikle sanayiye de destek olun. Türkiye sanayi ile büyüyecek, inşaat ile değil.

YASALAR, SEKTÖRLERE DANIŞILARAK YAPILSIN

Karabet Hemengül / Emlak Müşavirleri Meslek Komitesi: Sektörel sorunlarımızı ve beklentilerimizi dile getiriyor ama sesimizi duyuramıyoruz. Uzun zamandır bizleri rahatsız eden, günü birlik ev kiralamalarıyla ilgili düzenleme geldi. 25 bine yakın konutun kişisel olarak kayıtsız ve bildirimsiz kiraya verildiğini biliyoruz. Hem güvenlik hem de ahlaki yönden bunların kontrol altına alınması çok önemliydi. Ama bu gibi düzenlemeler ne yazık ki eksik çıkartılıyor. İTO’da 81 komitemiz var. Her sektörün sıkıntıları var. Sektörlerimizin genel olarak rahatsız olduğu konuları dile getiriyoruz. Sonuçta karşımıza sektör ihtiyaçları dışında yasa ve genelgeler çıkıyor. Sektörel çalışmalar, mesleğin sahiplerini çağırarak davet edip oluşturulan komisyonlarla yasalaştırılırsa çözüm odaklı olur. İsteklerimizi üst makamlara nasıl iletebiliriz. Bu konuda yönetimimizin bir çalışma yapmasını istiyoruz.

13 Şubat 2017 Pazartesi

Etiketler : Gündem

Hazine ve Maliye Bakanlığı, "çok kazanan ancak az vergi veren" mükelleflere yönelik incelemeleri kapsamında lüks yat ve tekne satışlarını takibe alırken, bu kapsamda 2021-2023 yıllarındaki satışlardan 1,4 milyar liralık vergi kaybı saptadı.


Bakanlıktan edinilen bilgilere göre, Gelir İdaresi Başkanlığı, yüksek gelir elde eden, lüks tüketimde bulunan ancak buna uygun vergi ödemeyen mükellefleri yakından izliyor.


Kayıt dışı ekonomiyle mücadele kapsamında turizm bölgelerindeki lüks harcamaları yakından takip eden Gelir İdaresi, özel yat ve tekne satışlarını inceleme altına aldı.


Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığından elde edilen verilerle uluslararası bilgi değişimi kapsamında elde edilen bilgileri kendi verileriyle çapraz kontrole tabi tutan Başkanlık, 2021-2023 yıllarındaki satışların büyük kısmında yüksek miktarda vergi kaybı tespit etti. Riskli mükelleflere odaklanan Başkanlık, söz konusu 3 yılda 45 binin üzerinde özel tekne ve yat satışı yapıldığını belirledi.


Söz konusu lüks taşıtların sigorta verileriyle kasko değerlerini de inceleyen Başkanlık, yaptığı bu analizlerle yürüttüğü saha çalışmalarıyla satışların gerçek bedelle beyanlara yansımadığını saptadı.


Analizlerde 15 bin gerçek kişi ve 1527 şirketin özel tekne ve yat satışlarında beyan edilen satış bedeliyle gerçek satış fiyatı arasında büyük fark bulundu. Bu mükelleflerin para transferleri inceleme altına alınırken, ilk tespitlere göre 1,4 milyar liralık kayıt dışı hasılat tespit edildi.


Bu arada, Gelir Vergisi Kanunu'na göre, gemi ve yat gibi taşıtların 5 yıl içinde elden çıkarılmasından doğan kazançlar, değer artışı kazancı sayılıyor. Yat ve tekneleri aldıkları tarihten başlayarak 5 yıl içinde elden çıkaranların alış maliyetleri ve satış bedeli arasında oluşan fark üzerinden vergilendirme yapılıyor. Bu satışların ticari kazanç sayılması durumunda ise hem gelir veya kurumlar vergisi hem de satış bedeli üzerinden ayrıca KDV alınması gerekiyor.


Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, konuya ilişkin değerlendirmesinde, "Çok kazanan ancak az vergi verenlerin kapısını çalmaya devam ediyoruz. Kayıt dışı ekonomiyle mücadelemiz sektör sektör genişliyor. İncelemeler sonucunda, satış bedellerini düşük gösterenlerden gerekli vergi ve cezalar talep edilecek." dedi.


Gelir İdaresince bu alanda yapılan çalışmalara devam edileceğini ve yeni denetim yöntemlerinin de devreye alınacağını bildiren Şimşek, şunları kaydetti:


"Kayıt dışılığın neden olduğu haksız rekabeti ve vergi kaybını gidermek için sektörel saha denetimlerimizi yoğun şekilde sürdürüyoruz. Vergilendirilmeyen kazançla çok harcayanları, lüks harcama yapan ancak vergi matrahını düşük gösterenleri yakından izlemeyi sürdüreceğiz. Kayıt dışı kazançların peşindeyiz. Vergide adaleti ve etkinliği artırmak amacıyla kayıt dışılıkla mücadelemiz hız kesmiyor."


22 Eylül 2024 Pazar

Etiketler : #Maliye Bakanlığı

İki merkez bankası başkanının görüşmesi, Türkiye ile Hollanda arasında imzalanan Dostluk Anlaşması'nın 100. yılı dolayısıyla TCMB ev sahipliğinde düzenlenen etkinlikte gerçekleşti.


Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan, Hollanda Merkez Bankası (DNB) Başkanı Klaas Knot ile bir araya geldi.


İki merkez bankası başkanının görüşmesi, Türkiye ile Hollanda arasında imzalanan Dostluk Anlaşması'nın 100. yılı dolayısıyla TCMB ev sahipliğinde dün düzenlenen etkinlikte gerçekleşti.


TCMB idare merkezindeki etkinliğe, Hollanda'nın Ankara Büyükelçisi Joep Wijnands da katıldı.


TCMB Başkanı Karahan ve DNB Başkanı Knot, para politikaları ve ekonomik görünüme ilişkin sunum yaptı.


Etkinlikte daha sonra iki merkez bankası başkanının katılımıyla "100 Yıllık Dostluk: Vissering'in Türkiye Yolculuğu" sergisinin açılışı gerçekleştirildi.


Sergi, 1928 yılında Türkiye'ye davet edilen Hollanda Merkez Bankası Başkanı Dr. Gerard Vissering'in Türkiye'deki çalışmalarına dair arşiv belgelerini içeriyor. Vissering, bu çalışmaları sonucu Türkiye'de merkez bankası kurulmasına yönelik bir tavsiyede bulunmuştu.


22 Eylül 2024 Pazar

Etiketler : #TCMB #Hollanda