Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı İbrahim Ömer Gönül, bu yıl 20 Kasım itibarıyla 46 şirketin ilk halka arzının toplam büyüklüğünün 64.3 milyar lira seviyesine ulaştığını bildirdi.



 

Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği (TKYD) tarafından düzenlenen 15. Uluslararası Kurumsal Yönetim Zirvesi'nde konuşan Gönül, ''Dünyada devam eden jeopolitik gelişmeler, ana ihracat pazarımız Avro Bölgesi’ndeki ekonomik aktivitede gözlenen zayıflık ve enflasyon, ülkemiz açısından bazı risk unsurları olarak öne çıkmaktadır. Bu şartlar altında sermaye piyasalarımız ve borsamız, fon arayışındaki şirketler ve getiri arayışındaki yatırımcılar açısından önemli bir alternatif olmaya devam etmektedir. '' dedi.

 

Dünyada halka arzların hem sayı hem de büyüklük olarak azalırken, Türkiye'de, 2022 yılındaki yüksek halka arz performansının 2023 yılında da devam ettiğini belirten Gönül, ''Verilere baktığımızda geçen yıl ilk halka arzlardan 19,3 milyar TL fon toplanmışken, bu yıl 20 Kasım itibarıyla 46 şirketin ilk halka arzının toplam büyüklüğü 64,3 milyar TL seviyesine ulaşmıştır. Önümüzdeki dönemde halka arzlara olan talebin bu trende benzer şekilde devam edeceğini öngörüyoruz.'' diye konuştu.

 

Halka açılmanın sadece alternatif bir finansman yöntemi, şirketlere fon kaynağı olarak görülmemesi gerektiğini ifade eden Gönül, halka arzla birlikte artan kamuyu aydınlatma, şeffaf olma, raporlama, bağımsız denetim ve benzeri yükümlülüklerin şirketlerin kurumsallaşma süreçlerini hızlandırdığını ve yönetim kalitesini artırdığını vurguladı.

 

'GÜVEN, PİYASA EKONOMİSİNİN İŞLEMESİ VE BÜYÜMESİ İÇİN KRİTİK BİR KAYNAKTIR''

 

Gönül, güvenin piyasa ekonomisinin işlemesi ve büyümesi için kritik bir kaynak olduğunu dile getirdi. Ticari işlemlerin tamamının güven unsuruna dayandığını aktaran Gönül, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Güven, işlem maliyetlerini düşürmekte, yatırımları ve ekonomik büyümeyi desteklemektedir. Dolayısıyla piyasamızdaki büyümenin sürdürülebilir olması açısından, kurumsal yönetim anlayışının yerleşmesinin, piyasalara olan güvenin teminatı olduğunun altını çizmekte yarar görmekteyim. Şirketlerimizin yönetim kurullarının, bağımsız denetim, değerleme, derecelendirme şirketleri, yatırım kuruluşları ve pay sahiplerinin sorumluluklarını yerine getirirken, gösterdikleri performanslar, bu güvenin tesis edilmesinde büyük rol oynamaktadır. Yönetim kurulları ile başlayacak olursak, burada özellikle şirket yönetim kurullarının daha iyi performans gösterebileceği iki alanı vurgulamakta fayda görmekteyim. Bunlar, performans değerlendirmesi ve uygun yönetim kurulu kompozisyonunun oluşturulmasıdır. Yönetim kurulunun performans değerlendirme süreci, daha iyi performans göstermeleri ve paydaşlarının güvenini kazanmaları açısından kritik bir alandır.''

 

Gönül, ''Bunun yanında, ihtiyaç duyulan beceri, deneyim ve uzmanlıktaki çeşitliliğe sahip yönetim kompozisyonunun oluşturulmasında, geleneksel alanların yanında teknoloji, sürdürülebilirlik gibi yeni uzmanlık alanlarının da değerlendirmeye alınması gerektiği tabiidir.'' ifadelerini kullandı.

 

Güvenilir finansal tablolar ve kamuya yapılan açıklamaların sermaye piyasalarında güven oluşturmanın anahtarı olduğunu söyleyen Gönül, yatırımcıların borsada işlem gören şirketlerin sunduğu finansal tabloların ve açıklamaların kalitesine dayanarak kararlar aldığını kaydetti. Gönül, şirketlerin, sermaye piyasalarında güven sağlama sürecinde kritik rolleri ve görevleri dikkate alarak verdikleri hizmetlerin kalitesinin artırılması gerektiğini belirterek, güvenin tesis edilmesinde paydaşların da çok önemli bir fonksiyonu olduğunu ifade etti.

 

''MEVZUAT İLE TARAFLARIN YÜKÜMLÜLÜKLERİNİN BELİRLENMESİ GÜVEN TESİSİNİN AYRI BİR GEREKLİLİĞİ''

 

Yatırımcıların genel kurullara katılımı, soru sorma hakkının tatmin edici bir şekilde kullanılması, yatırım yapılan şirketin daha iyi tanınması ve yönetim kurullarıyla anlamlı bir şekilde etkileşim kurulmasının sağlanmasının önemine değinen Gönül, şöyle devam etti: ''Mevzuat ile tarafların yükümlülüklerinin belirlenmesi ise güven tesisinin ayrı bir gerekliliğidir. Ancak burada unutulmamalıdır ki, kurallar bize ne yapabileceğimizi söyler, değerler ise ne yapmamız gerektiğini. Bu nedenle, zorunlu kuralların dayattığı dış disiplin, şirketin iç kültürü ve ahlakıyla tamamlanmalıdır. Dolayısıyla bu kültürün oluşmasını teşvik eden düzenlemelere ihtiyaç duyulmaktadır. Güven tesisi ile ilgili olarak bir diğer gereklilik ise tüm paydaşların ihtiyaçlarını samimi bir şekilde ele almaktır. Bunun için şirketler, faaliyetlerini, faaliyet gösterdikleri toplumu ve çevreyi, nasıl etkiledikleri konusunda tam bir şeffaflıkla yürütmelidir.''

 

Şirketlerin yeni riskler ve fırsatlar yaratan iklim değişikliği meselesini menfaat sahipleri ile nasıl ele aldığının iletişimini doğru bir şekilde kurmasının beklendiğini söyleyen Gönül, şu ifadeleri kullandı: ''Sözünü ettiğim ihtiyaçlar çerçevesinde, kurumsal yönetime ilişkin zorunlu düzenlemeleri etkin biçimde uygulaması, bu uygulamanın kurulumuz tarafından gözetimi, zorunlu olmayan ilkelere dair raporlamaların iyileştirilmesi ve borsa şirketlerinin kurumsal yönetim uygulamalarının geliştirilmesi büyük önem kazanmıştır. Bu amaçla, özellikle kurumsal yönetim ve sürdürülebilirlik raporlaması konusunda geçtiğimiz dönemlerde oldukça temel düzenlemeler yapılmıştır.''

 

Gönül, SPK'nın diğer konularda olduğu gibi kurumsal yönetim konusunda da uluslararası gelişmeleri yakından takip ettiğini ve Türkiye'deki uygulamalarını teşvik etmeye yönelik düzenlemeler yaptığını belirtti. Bu konuda şirketlerin uygulamalarının gözetimini gerçekleştirmesi gerektiğini vurgulayan Gönül, ''Burada borsada işlem gören şirketlerin önemli bir kısmının, kurumsal yönetimi ciddi olarak ele aldığını ve bu konuda şirketlerimizin genel olarak her yıl daha iyiye gittiklerini görmekten büyük mutluluk duyduğumuzu ifade etmek isterim.'' diye konuştu.

 

Gönül, tüm taraflar olarak kurumsal yönetim standartlarının yükseltilmesi ve güvenin güçlendirilmesine yönelik çabaların devam etmesi gerektiğini dile getirerek, ''Ülkemiz sermaye piyasalarının en iyi örneklerle kıyaslanabilir hale gelmesini ve bu amaçla sürekli iyileştirme arayışında olmamız gereğini bir kez daha yineliyorum. '' şeklinde konuştu.

21 Kasım 2023 Salı

Toplam piyasa değeri 14.2 trilyon TL olan Borsa İstanbul’da 500’ü aşkın şirket işlem görüyor. Son üç ayda BIST 100 endeksi kendi rekorunu tazeleyerek 10 bin seviyesinin üzerine yükseldi.


Borsada aynı dönemde gıda şirketlerinin de iyi bir performans gösterdiğini söyleyen uzmanlar, “Son üç ayda gıda şirketlerinin performansı, BIST 100 kazançlarını da geçti” diyor.

 

MESUDE DEMİRHAN

 

Yerel seçimler geride kalırken BIST 100 endeksi hem kendi rekorunu tazeledi hem de 10 bin seviyesinin üzerine yerleşti. İstanbul BIST tüm endeksi dahilinde 500’ü aşkın şirket işlem görüyor. Bu şirketlerden gıda, içecek, tarım, ormancılık sektörleri içinde toplam 20’nin üzerinde şirket var. İstanbul Ticaret’e konuşan uzmanlar, önümüzde daha net bir tablo olduğuna ve bunun paralelinde borsada yükseliş trendinin devam edeceğine işaret ederek, burada ana temanın enflasyon, makroekonomik dengelenme ve yabancı girişleri olduğunu vurguluyor. Yıl başından bu yana fiyat hareketleri incelendiğinde, gıda şirketlerinin son üç ayda iyi performans sergilediğini söyleyen uzmanlar, “Şirket bazlı ayrışmalar gözlemlense de son üç aydaki performansları BIST 100 kazançlarını geçti. Bunun temel sebebi de açıklanan bilançoların diğer sektör hisselerine göre daha pozitif ve beklentilerin üstünde olması” diyor.

 

TEDBİRLER POZİTİF YANSIDI

 

Ahlatçı Yatırım Genel Müdür Yardımcısı Tonguç Erbaş, yeni ekonomi yönetiminin kadrosuyla ortodoks politikaların uygulanması, makro ihtiyati tedbirlerle sadeleşme adımlarının atılması ve duyulan güven ile Türkiye’nin makroekonomik verilerinde iyileşmenin sürdüğünü söyledi. Bu sürecin yabancılar tarafından olumlu karşılandığını, CDS fiyatlaması, kredi derecelendirme kuruluşları ve majör yabancı banka kurum raporlarından da görüldüğünü belirten Erbaş, özellikle kredi derecelendirme kuruluşlarının not artışlarının devam ettiğine dikkat çekti. Global oyuncuların takip ettiği bu gelişmelerin Borsa İstanbul’a pozitif yansıdığını belirten Erbaş, “Bu seneyi neredeyse yarılarken dolar bazında yüzde 24 primlenen BIST, gelişmekte olan ülkeler arasında pozitif ayrışıyor. Genel seçimlerin ışığında, son bir senelik süreçte ise yabancı takas oranımızın yüzde 29’dan yüzde 40 seviyesine dayandığını görüyoruz. Takip eden dönemde özellikle hükümetin enflasyonu düşürmek için uyguladığı daraltıcı para politikalarının etkisi enflasyonda görülmeye başladıktan sonra gösterge faiz oranlarında kademeli azaltımlar bekliyoruz. Yurt dışı merkez bankalarından erken gelecek faiz azaltım sinyalleri risk alma noktasında değerlendirilerek 10 bin seviyesi üzerinde kalıcılığın devam edeceği görüşündeyiz” dedi.

 

ORTALAMA GETİRİ YÜZDE 80

 

Erbaş, Borsa İstanbul’da gıda özelinde 20 şirket olduğunu belirterek, şu bilgiyi verdi: “Tarım ve tarıma dayalı bazı şirketlerin (Kayseri Şeker, Bor Şeker, Bagfas Bandırma Gübre Fabrikaları, Gübre Fabrikaları, Hektaş, Agrotech Yüksek Teknoloji ve Yatırım, Ofis Yem Gıda, Türk Traktör ve Ziraat Makineleri, Kütahya Şeker, A.V.O.D Kurutulmuş Gıda, Elite Natürel Organik Gıda, Orçay Ortaköy Çay Sanayi, Söke Değirmencilik) sene başından bu yana ortalama getirisi yüzde 80.50 oldu. Bu şirketler, Borsa İstanbul’un yüzde 36 getirisine göre pozitif ayrıştı.”

 

TARIMA DAYALI ŞİRKETLER 

 

Borsa İstanbul’da tarıma dayalı halka açık şirket profillerinin de değiştiğini bildiren Erbaş, “Bazı şirketler doğrudan tarım ürünleri üretirken ve ilaçlama, gübreleme ve tohum çalışmaları yaparken, bazıları ise tarıma tedarik sağlayan ve üretime çeşitli ekipmanlarla destek veren grup olarak ayrılıyor. Diğer taraftan yeni halka arz olan tarıma dayalı şirket fiyatlaması, temel göstergelerin dışında gerçekleşebiliyor. Bu nedenle şirket performansları sadece temel beklentiler üzerinden değil, sektör içindeki konumu ve halka açılma süreci ile ilgili olabiliyor” diye konuştu.

 

İNOVATİF TEKNİKLER VERİMİ ARTIRIYOR

 

Ahlatçı Yatırım Genel Müdür Yardımcısı Tonguç Erbaş, dünyada en büyük tarım ve tarıma dayalı şirketler incelendiğinde Archer-Daniels-Midland’ın Kasım 2022’den bu yana yüzde 35 değer kaybetti-ğini hatırlatarak, küresel geliş-meleri şöyle özetledi: “Küresel gıda şirketi Bunge, Haziran 2022’den bu yana yüzde 9’a yakın değer kaybetti. Latin Amerika’nın dev tarım şirketi olan Adecoagro, topraksız tarım ürünlerinde öncü olmayı hedefliyor. 2023 üçüncü çeyrek sonuçlarına göre brüt kâr marjını yüzde 40’a yakın arttırdı. Global tarım şirketleri inovatif teknikler ve verimliliklerini sürekli artırma çabasındayken Türkiye’deki tarım ve tarıma dayalı şirketlerin global trendleri takip etmesi fayda sağlar.”

 

YENİ ZİRVELER GÖRECEĞİZ

 

A1 Capital Genel Müdür Yardımcısı Üzeyir Doğan, Borsa İstanbul BIST Tüm endeksi dahilinde 531 şirketin faaliyette olduğunu belirterek, bunların 47’sinin gıda içecek, tarım, ormancılık sektörlerinde olduğunu söyledi. Doğan, şunları kaydetti: “Bu 47 şirketin toplam piyasa değeri 900 milyar TL civarında seyrederken BIST Tüm endeksindeki şirketlerin toplam değeri ise 14.3 trilyon TL civarında. BIST 100 endeksinin yılın geri kalanında da yeni zirveler görmeye devam edeceğini, hatta ekonomi ve siyaset ekseninde doğru adımlar atıldığı sürece makro risklerdeki düşüşle birlikte bu trendin gelecek yıl da süreceğini düşünüyoruz.”

 

GETİRİ ORTALAMASI YÜZDE 49

 

InvestAZ Araştırma ve Strateji Birim Müdürü Mehmet Bilal Bircan, Borsa İstanbul’da 550 şirketten 10’unun dolaylı ya da doğrudan tarımsal faaliyetlere dayalı iş kollarında olduğunu belirtti. Yılbaşından bu yana BIST 100 ve BIST Sınai endekslerinin performanslarının sırasıyla yüzde 36 ve yüzde 27 getiri sağladığını söyleyen Bircan, beklentileri şöyle anlattı: “Bu dönemde tarım ve tarıma dayalı alanda faaliyet gösteren şirketlerin getiri ortalamasının ise yüzde 49 olduğu dikkat çekiyor. Devam eden süreçte tarımsal alanların iyileştirilmesine yönelik çalışma-larla bir yandan Türkiye’nin kendi içerisinde tarımsal ürün yeterliliği desteklenirken bir yandan da ihracatın artırılmasına olumlu katkı sağlayacak.”  

20 Mayıs 2024 Pazartesi

Enflasyonla mücadele hedefi ve ekonomide istikrar için hazırlanan Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi, genelgeler ve yeni düzenlemelerle bütün kamu kurumlarında uygulanacak.


Kamu harcamalarında hangi kalemlerde tasarrufun artırılacağı, nerelerde ödeneklere öncelik verileceği tek tek açıklandı. Paketin daha öncekilerden farkı ise verimlilik, güçlü izleme, kamunun tamamında uygulama esası olacak. 

 

ADEM ORHUN 

 

Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek tarafından açıklandı. Pakette harcamaların azaltılmasının yanı sıra verimliliğin artırılması, izleme ve denetim hedefleri de dikkat çekiyor. Bir diğer husus ise paketin hedefleri kapsamında yeni düzenlemelerin yapılacak olması. Paketin sunumu öncesinde konuşan Yılmaz, daha önce yapılmış hazırlıklara ve talimatlara dikkat çekti. Yılmaz’ın yaptığı açıklamaya göre bu paket, tek başına değil, bütüncül bir çerçevede ortaya konulan, birbirini destekler mahiyette diğer paketlerle birlikte uygulanacak. Önümüzdeki aylarda Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın yaptığı hazırlıkların devreye girmesiyle toplam etkisini gösterecek. Bunlar, zamanı geldikçe açıklanacak. 

 

CUMHURBAŞKANI TALİMATI

 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 16 Nisan’daki kabine toplantısının ardından yaptığı açıklamada, Orta Vadeli Program’ın (OVP) güçlendirilmesi için kamuda tasarrufun artırılmasına, yatırımlarda önceliklerin belirlenmesine ve yapısal reformların hızlandırılmasına dikkat çekmişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 6 Mayıs’taki toplantıda ise kamuda harcamaları etkileyen alanlarda tasarruf kültürünü güçlendirici adımlar atılacağını ve bu yönde gerekli talimatları verdiklerini belirtmişti. 

 

DEVAMI GELECEK

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatların hatırlatan Cevdet Yılmaz da “Bu paket, tek başına değil, bütüncül bir çerçevede ortaya koyduğumuz, birbirini destekler mahiyette diğer paketlerle birlikte anlam ifade ediyor. Önümüzdeki aylarda, çeşitli hazırlıkların devreye girmesiyle ve oluşturacağı toplam etkiyle tam olacak. Bunları sizlerle zamanı geldikçe paylaşacağız” dedi. Yılmaz, “OVP’nin enflasyonu düşürmeye yönelik politikalarının yıllık bazda belirgin sonuçlarını bu yılın ikinci yarısında görmeye başlayacağız. Gelecek yıl yüzde 20’nin altında, 2026 yılında tek haneli enflasyona ulaşmada kararlıyız. Bunu sağlarken, büyümeyi, istihdamı ve sosyal dengeleri azami oranda gözetmeye devam edeceğiz” diye konuştu. 

 

HESAP VEREBİLİRLİK

 

Bu paketin, geçmiştekilerden farklılık arz ettiğini söyleyen Yılmaz, farkı şöyle açıkladı: “Bu paketi, geçmişten çıkardığımız derslerle, bu dönem aldığımız tedbirleri daha sıkı bir izleme sistemiyle hayata geçireceğiz. Ayrıca, ‘hesap verebilirlik’ mekanizmalarını güçlendirerek, haklı bir gerekçeye dayanmayan sapmaları engellemeyi amaçlıyoruz. Bu çalışmanın hayata geçirilmesinde idari ve kanuni olarak iki ayaklı çalışma yürütülüyor. Hiçbir kuruluşumuz bundan istisna değildir. Kanun gerektirmeyen hususlardaki genelge taslağı hazırlandı, kısa süre içinde Cumhurbaşkanımızın onayına sunulacak. Kanun gerektiren konularda yürüttüğümüz hazırlıklar, TBMM’nin takdirine arz edilecek.”

 

ÖNCEKİLERDEN FARKLI

 

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de Tasarruf ve Verimlilik Paketi sunumunda farklara dikkat çekti. Bakan Şimşek, “Bu bizim ilk tasarruf çabamız değil, son paket de olmayacak. Dolayısıyla bu alanla ilgili olarak önümüzdeki dönemde birçok adım atacağız. Bugünkü tedbir setini, geçmişteki uygulamalardan farklı kılan üç husus var” dedi. Bakan Şimşek, paketi farklı kılan üç maddeyi şöyle açıkladı:

 

  • Birincisi, Orta Vadeli Program’ın özüne uygun olarak, kamuda verimliliği artırarak tasarrufu amaçlıyoruz.  
  • İkincisi, bu paketle birlikte çok güçlü bir izleme, denetleme, raporlama ve yaptırım modelini hayata geçiriyoruz. 
  • Üçüncüsü, tedbirler, kamunun tamamını kapsayacak şekilde uygulanacak. Yani merkezi idareler, mahalli idareler, KİT’ler, döner sermayeler, fonlar yani kamunun tamamı bu tedbir paketinin kapsamındadır.

 

DEZENFLASYON İÇİN

 

“Vergi artışı, mevcut nesilleri etkiliyor, borçlanma ise gelecek nesillerin yükümlülük altına girmesi demek” diyen Bakan Şimşek, şöyle devam etti: “Kamuda harcama kontrolü ve tasarruf üzerinden dezenflasyon sürecine destek vereceğiz. Bu, çok önemli. Yatırımların öncelikli alanlara yönlendirilmesi de verimlilik açısından, uzun vadeli büyüme açısından çok kritik bir değişken. Kamu maliyesi ve birçok alanda reform yapacağız ve bunları paylaşacağız.” 

 

Bakan Şimşek’in sunumuna göre program, şu adımlarla güçlendirilecek: 

 

  • Kamuda harcama kontrolü ve tasarruflar artırılacak.
  • Yatırımlar öncelikli alanlara yönlendirilecek.
  • Yapısal reformlar hızlandırılacak.

 

TASARRUF VE HARCAMALAR

 

Harcama tedbirlerinin 3 temel ayağı olduğunu belirten Bakan Şimşek, bunları şöyle açıkladı: 

 

  • Kamuda tasarruf 
  • Bütçe harcamalarında disiplin
  • Kamu yatırımlarında verimlilik

 

Bakan Şimşek’in sunumuna göre, kamu tasarruf alanları içindeki 8 öncelikli alan şunlar olacak: 

1. Taşıtlar

2. Binalar

3. Kamu istihdamı

4. İdari yapılanmada etkinlik

5. Yurt dışı geçici görevler

6. Enerji ve atık yönetimi

7. Haberleşme giderleri

8. Diğer cari harcamalar 

 

AVDAGİÇ: DEZENFLASYON İÇİN KATKISI OLACAK

 

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, kamuda tasarruf programının ‘üretirken verimli ve harcarken tasarruflu olmayı’ bir döneme mahsus bırakmayıp, ülke kültürüne yerleştireceğine inandıklarını belirtti. Programın, enflasyonla mücadele fedakarlığını toplumun tüm kesimlerine paylaştıracağını ifade eden Avdagiç, “Topyekun bir mücadelenin yeni bir başlangıcı olmasını ve dezenflasyon kararlılığımıza katkı sağlamasını diliyoruz. Temennimiz, bu fedakarlıkların karşılığının kısa sürede kalıcı refah olarak tüm topluma geri dönmesi” değerlendirme-sinde bulundu.

 

NEDEN MALİ DİSİPLİN?

 

  • Kalıcı fiyat istikrarını sağlamak
  • Doğal afetlere kaynak oluşturmak
  • Yeşil ve dijital dönüşüme kaynak
  • Düşük risk primine ulaşmak
  • Makul şartlarda kredi bulmak
  • Bütçe açığını azaltarak nesiller arasında adaleti sağlamak

20 Mayıs 2024 Pazartesi