Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, 2028'de 70 milyondan fazla turistin Türkiye'ye gelmesini hedeflediklerini belirterek, "2030'lara doğru giderken 100 milyar dolar turizm hedefimiz var" dedi.


 


 

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, ATO Congresium'da düzenlenen, "TravelExpo Ankara 6. Uluslararası Turizm ve Seyahat Fuarı"nın açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye Yüzyılı'nda ikinci büyük ekonomi merkezi olarak Ankara'nın öncü rol oynayacağına inandığını söyledi.

 

Turizmin farklı kültürleri tanımaya, yeni yerler görmeye ve diğer yaşam tarzlarıyla tanışmaya olanak tanıyan bir alan olduğunu belirten Yılmaz, turizmin kendi içinde sağladığı ekonomik değere ilave yeni ilişkilerin gelişmesine ve çeşitli alanlarda işbirliklerine kapı açtığını dile getirdi.

 

Turizmin toplumlararası ilişkileri geliştiren bir sektör olduğunu da aktaran Yılmaz, son yıllarda özellikle ulaşım ve teknolojide yaşanan dönüşümlerin sektörü ve tüketicilerin taleplerini önemli ölçüde etkilediğini, turizm sektörünün dünya ekonomisinde en hızlı gelişen ve genişleyen alanlardan biri haline geldiğini ifade etti.

 

Türkiye'nin makro politika açısından da turizmin kilit konumda olduğuna işaret eden Yılmaz, "12. Kalkınma Planı'mızı Meclis'imiz kabul etti. Oradaki amacımız cari açığımızı sıfır seviyelerine doğru yaklaştırmak. Burada turizmin çok önemli katkısı olacak." diye konuştu.

 

"ÜLKEMİZE GELEN YABANCI TURİST SAYISI SON 20 YILDA 3,4 KAT ARTMIŞ DURUMDA"

 

Yılmaz, seyahat sektöründe 2033 beklentilerine bakıldığında dünyada 15,5 trilyon dolarlık bir büyüklükten bahsedildiğini, turizmin 2033'e kadar dünya çapında 430 milyon kişiye daha istihdam sağlayacağının tahmin edildiğini belirterek, bu pastadan Türkiye'nin daha fazla pay almasını amaçladıklarını vurguladı.

 

Turizmi sadece "kum, deniz, güneş"ten ibaret görmediklerini anlatan Yılmaz, bunların yanına kültür, doğa, tarih, sağlık, termal, kış turizmi, kongre ve ekoturizm gibi alanlarla da turizmi çeşitlendirdiklerini dile getirdi.

 

Küresel salgına rağmen turizmde salgın öncesinin üzerine çıkan bir performans sergilediklerine işaret eden Yılmaz, "Ülkemize gelen yabancı turist sayısı son 20 yılda 3,4 kat artmış durumda. 2022 yılında 51,4 milyon kişiye ulaştık. Yani 50 milyon sınırını aştık." ifadesini kullandı.

 

Yılmaz, insan kaynağı konusunda Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığının ortak çalışmaları olduğunu belirterek, turizm meslek liselerindeki öğrencilerin 3 dil konuşmaya başladığını söyledi.

 

Turizmde iyiye gidişin katma değer artışı açısından da kendini gösterdiğine dikkati çeken Yılmaz, şöyle devam etti: "2017 sonunda kişi başı gecelik getiri turizmde sadece 65 dolarmış, bunun 2022 yılında 89 dolara çıktığını görüyoruz. 2023 yılında ise 100 dolara ulaşmış durumda. Bu şu anlama geliyor, 2017'den 2023'e çok kısa bir sürede gecelik kişi başı gelir dolar bazında yüzde 55 artmış. Bunun anlamı şu, Türkiye artık çok daha katma değeri yüksek bir turizm sektörüne sahip. İnşallah daha da yukarıdaki rakamları görürüz. Seyahat acentesi sayımız 14 bin 500'e ulaştı."

 

"GEÇEN YIL ANKARA'DA 3,5 MİLYON ZİYARETÇİ KONAKLADI"

 

Cevdet Yılmaz, Başkent Ankara'nın doğa turizmi, kültür, tarih ve inanç turizmi ile termal ve sağlık turizmi alanlarında turizm çeşitliliği potansiyeline sahip olduğunu söyledi.

 

Kuş cennetiyle meşhur Nallıhan, kırsal turizmde marka ilçeler Beypazarı, Çubuk ve Ayaş, termal turizmde Haymana ve Kızılcahamam, kış turizminde Elmadağ'ın Ankara'nın zenginlikleri olduğunu vurgulayan Yılmaz, geçen yıl Ankara'da 3,5 milyon ziyaretçinin konakladığını, 8 milyon kişinin de müzeleri gezdiğini dile getirdi.

 

Turizmde yeni bir döneme girildiğine işaret eden Yılmaz, şöyle konuştu: "Geleceğe ilişkin iddialı hedeflerimiz var. 2028'de 70 milyon turisti aşan bir turizm sektörü diyoruz. 2030'lara doğru giderken 100 milyar dolar turizm hedefimiz var. Çok önemli, iddialı bir hedef ama bu yıl 55 milyar dolarları bulduysak, katma değeri de giderek artan bir turizm sektörü oluşturuyorsak neden olmasın. Bu iddialı hedefleri de inşallah Bakanlığımız, sektör bütün paydaşlarla gerçekleştirme gayreti içinde olacağız. Bu çerçevede Türkiye'nin bütün potansiyelini harekete geçirmek durumundayız."

 

Konuşmaların ardından ATO Başkanı Gürsel Baran, Yılmaz'a ATO'nun Yüzüncü Yıl Hatırası ile tablo hediye etti. Daha sonra protokol üyeleri, kurdele keserek fuarın açılışını yaptı.

 

Açılışın ardından Yılmaz, Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy ve Baran stantları gezdi.

16 Kasım 2023 Perşembe

Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği (TAB) Başkanı Ziya Şahin, balın dışında Türkiye'de yaklaşık 7 bin ton bal mumu, 4 ton arı sütü, 400 ton polen, 10 ton arı ekmeği ve 10 ton propolis üretiminin yapıldığını söyledi.


Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği (TAB) Başkanı Ziya Şahin, açıklamada, Türkiye'nin 9,2 milyon arılı kovan sayısıyla dünyada 3.,115 bin ton bal üretimiyle de Çin'den sonra 2. sırada yer aldığını söyledi.

 

Türkiye'nin, bal üretimini destekleyecek flora çeşitliliğiyle Avrupa'da 1. sırada olduğunu ifade eden Şahin, ülkede 4 bin 319'u endemik olmak üzere 13 bin 414 bitki türü bulunduğunu dile getirdi.

 

Şahin, dünya genelinde sağlanan başarıyı temellendirmek, sürekliliği sağlamak ve ihracatı arttırmak için tüm arı ürünlerine bir standart getirilmesinin önemli olduğuna işaret ederek, "Bu kapsamda uluslararası standardizasyon örgütü olan ISO'nun arı ürünleri çalışmalarına 34 ülkeyle 2019'dan itibaren katkı ve katılım sağlıyoruz. Bu zaman zarfında çam, geven, kestane, pamuk, ayçiçeği ve narenciye gibi bal çeşitleri üzerinde çalışma başlattık. İlk adım olarak TSE onayıyla çam balında bir standart getirdik. Ardından lavanta ve meşe balı üzerinde çalışılıyor." diye konuştu.

 

Söz konusu bal türleriyle ilgili çalışmaları TAGEM ile yürüttüklerini kaydeden Şahin, bal konusunda dünyayla yarışabilmek için artık bilimsel kimliğin ortaya konulmasının elzem olduğunu belirtti.

 

Ziya Şahin, arı ürünleri ihracatında da önemli bir noktaya gelindiğini vurgulayarak, "Türkiye'de geçen yıl 9 bin 389 ton bal ihraç edildi. Bu ihracattan 32 milyon dolar gelir elde edildi. Yaklaşık 20 ülkeye ihracat yapılırken, başı Almanya, ABD, İspanya, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Japonya çekiyor." ifadesini kullandı.

 

BİR KİLOGRAM BALIN MALİYETİ 216 LİRA

 

Balın kalitesi üzerinden pek çok spekülasyon yapıldığını dile getiren Şahin, baldaki sahtecilik ve uygunsuzluk konusunda başta merdiven altı üretim yapanlar olmak üzere buna dahil olan her kesimle mücadelenin çok önemli olduğunu vurguladı.

 

Şahin, sahteciliğin tespiti için balların da kayıt sistemine dahil edilmesi gerektiğine işaret ederek, kovan ve arıcıların yanında üretilen balı da kayıt altına alarak, kimin ne ürettiğinin bilinebileceğini aktardı.

 

Arıcılığın son yıllardaki fiyat artışlarından da ciddi şekilde etkilendiğini belirten Şahin, şunları kaydetti:

 

"Arıcılık tarla bitkilerindeki gibi sabit yerde yapılan bir üretim faaliyeti değil. Her gezginci arıcımız yılda 5-6 konaklama bölgesi değiştirerek, yılda ortalama 20 bin kilometre yol kat ediyor. Son yıllardaki akaryakıt, besleme, sarf malzeme, makine/ekipman ve işçilik benzeri giderler bir anda yükseldi. Geçen yılki bal maliyetine güncel enflasyon eklendiğinde, bir kilogram bal maliyeti 216 lira olmaktadır. Arıcıların elinden tutulmalı, desteklenmeli."

 

ÇİN VE BREZİLYA'NIN TÜRKİYE'DEN PROPOLİS TALEBİ VAR

 

Şahin, son yıllarda birliklerin kurulmasıyla arıcıların, balın yanında, propolis, bal mumu, arı sütü, polen, arı zehri gibi ürünlerin de üretimini yaptıklarına işaret ederek, "Balın dışında Türkiye'de yaklaşık 7 bin ton bal mumu, 4 ton arı sütü, 400 ton polen, 10 ton arı ekmeği, 10 ton propolis, 600 bin ana arı üretimi yapılıyor. 2020 yılına kadar propolisi yurt dışından ithal ederken şu an için bu ürünlerde ihracatçı konumdayız. Özellikle Çin ve Brezilya'nın Türkiye'den propolis talebi var." diye konuştu.

 

Şahin, bal dışındaki ince işçilik gerektiren arı ürünlerindeki üretimi arttırmak için özellikle kadın çiftçilere ve girişimcilere daha fazla destek verilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.

20 Mayıs 2024 Pazartesi

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, açıklayacakları yeni destekleme modelinde gezginci arıcılar ile genç ve kadın üreticilere kovan başına ilave destekler vereceklerini ifade etti.


Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Dünya Arı Günü dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye'nin, bal üretiminde dünyada 2'nci olduğunu bildirdi.

 

Arıcıların 2003'ten itibaren desteklerden faydalandığına ve sektöre 2023'e kadar 1,6 milyar lira destek sağlandığına işaret eden Yumaklı, "Verilen desteklerin de etkisiyle arılı kovan, bal üretimi ve arıcılık işletme sayısında büyük artışlar kaydedildi. 2002'de 74 bin ton olan bal üretimimiz 2023'te 115 bin tona çıktı. Söz konusu dönemde arılı kovan sayımızı da 4,1 milyondan 9,2 milyona çıkarttık. Amacımız, kovan sayılarını artmasının yanında kovan başına alınan balın veriminin ve kalitesinin de artmasını sağlamak." değerlendirmesinde bulundu.

 

Yumaklı, Bakanlık olarak çalışmalarını 5 ana eksende sürdürdüklerine dikkati çekerek, "Bunlar verimlilik, kalite, sürdürülebilirlik, kayıtlılık ve sektöre yatırım. Arıcılıkta da bu 5 ana eksen etrafında adımlar atacağız. Bu kapsamda yeni destekleme modelimizde gezginci arıcılar ile genç ve kadın üreticilerimize kovan başına ilave destekler verilecek." ifadelerini kullandı.

 

İklim değişikliğinin bal arıları üzerinde etkilerine yönelik ulusal ve uluslararası düzeyde çalışmaların sürdüğünü belirten Yumaklı, şunları kaydetti:

 

"İklim değişikliğinin arılar üzerindeki etkilerinin bertaraf edilmesi amacıyla Arıcılık Eylem Planı'nın hayata geçirilmesi için çalışmalara başladık. Bunu, ilgili kamu kuruluşları, üniversiteler ve özel sektör temsilcileriyle bir araya gelerek yapacağız. Bölgesel ırk ve ekotiplerle yapılan arıcılığın geliştirilmesi, bitki örtüsünün korunması, arıcılık yönetimi, hastalık ve zararlılarla mücadele gibi konuları kapsayacak eylem planıyla, iklim değişikliğinden kaynaklanan olumsuzlukların arılar üzerindeki etkisinin en aza indirilmesini amaçlayacağız."

 

Bu arada, Dünya Arı Günü, Birleşmiş Milletler kararıyla yeryüzündeki yaşamın devamlılığının sağlanmasında önemli rol üstlenen arıların önemine dikkati çekmek amacıyla her yıl 20 Mayıs'ta kutlanıyor.

20 Mayıs 2024 Pazartesi