tatil-sepeti

Pandemide, akıllı şehir yatırımları dünyada yeniden masaya yatırıldı. Uzmanlar, dünya genelinde 2025’e kadar akıllı şehir altyapısına 326 milyar doların üzerinde yatırım yapılacağını öngörüyor. 2025’e kadar dünya çapındaki IoT cihazların sayısının da 75 milyar cihazı geçeceği tahmin ediliyor.

Şehirlilerin günlük yaşamlarının ve ekonomik hayatın sürdürülebilirliği için lojistik, eğitim, sağlık, güvenlik alanlarındaki yatırımların pandemi nedeniyle hız kazandığını kaydeden Canovate Group CMO’su Erdem Günay, şunları söyledi: “Son dönemlerde, toplu taşıma alanlarının girişlerine yerleştirilen termal ateş ölçerler, dijital iletişim platformlarının yaygınlaştırılması, sanal sağlık danışmanlıkları, toplu yaşam alanlarına ve yaya geçitlerine giren kişi sayısının kontrol altına alınması için yerleştirilen kontrol sensörleri gibi uygulamalar pandemi ile yoğunluğu artan akıllı şehir uygulamalarıdır. Dünyada günde 1,3 milyon kişi şehirlere göç ediyor ve 2025 yılına kadar dünya nüfusunun %65’inin şehirlerde yaşayacağı öngörülüyor. Kentlerde yaşayan nüfus sayılarının hızla arttığı günümüzde ve özellikle pandemi sırasında, trafik, kirlilik, enerji tüketimi, atık artışı gibi ciddi kentsel sorunlar, şehir yönetimleri için ‘akıllı şehir’ yatırımlarını kaçınılmaz hale getirdi. Özetle, akıllı şehir teknolojilerini destekleyen, nesnelerin interneti (IoT) cihazları, 5G teknolojisi, fiber optik altyapılar ve mikro veri merkezleri çok yakınımızdadır ve her geçen gün hayatımıza daha da derinlemesine nüfuz edecektir. Nesnelerin interneti (IoT) için 5G teknolojisi ne kadar önem taşıyorsa, 5G teknolojisinin yaygınlaşabilmesi için de fiber optik altyapı ve mikro veri merkezleri o kadar önem taşıyor. Uzmanlar, dünya genelinde 2025 yılına kadar akıllı şehir altyapısına 326 milyar dolara yakın yatırım yapılacağını öngörüyor. 2025 yılına kadar dünya çapındaki IoT cihazların sayısının da 75 milyar cihazı geçeceği belirtiliyor.”

FİBER OPTİK ALTYAPI VE MİKRO VERİ MERKEZLERİ

Teknolojinin ve dijital dönüşümün hayatımızın her noktasını etkilerken, akıllı şehir projelerini de bu büyük dönüşümün bir parçası haline getirdiğini anlatan Canovate Group CMO’su Erdem Günay, konuşmasına şöyle devam etti: “Teknolojinin bu kadar hızla geliştiği dünyamız, tamamen dijital hale dönüşüyor ve internetin gücü tüm bu teknolojilerin efektif bir şekilde faaliyet göstermelerinin ana kaynağı haline geliyor. Böyle bir dünyada, akıllı şehirler ve akıllı binalar için fiber optik alt yapılar çok yakında olmazsa olmaz hale gelecektir. Günlük hayatımızda nesnelerin internete bağlanıp veri gönderip alabilmesi tamamen internet hızına, bant genişliğine ve hızlı veri iletişimine bağlıdır. Bir diğer konu, akıllı şehirler yapılandırılırken, IoT cihazlardan gelen ham veriler öyle büyüktür ki, bu verileri olduğu hali ile bir ağ üzerinden iletmek, ağ kaynaklarına büyük yük getirerek maliyetleri çok artıracaktır. Bu nedenle, akıllı şehir planlamalarında ‘sınır bilişim/uçta hesaplama’ hayatlarımıza girecektir. Sınır bilişim, ham verilerin veri kaynağına yakın bir mikro veri merkezinde işlenerek, sadece gerekli ve anlamlandırılmış bilgilerin, ana veri merkezine veya buluta aktarılması demektir. Örneğin, bir termal radardan gelen her veriyi değil, sadece sıcaklık derecesinin belli bir seviyeyi geçtiği verileri, ana merkeze iletecektir. Bu anlamda doğru bir yapılanma, aktarılan veri büyüklüğünü ve aktarımdaki gecikmeleri %95’e kadar azaltacaktır. Yapay zeka sayesinde gelinen bu noktada akıllı şehirlerdeki, IoT sistemlerin daha verimli çalışabilmesi için az yer kaplayan ve modüler mikro veri merkezleri çok kritik öneme sahiptir.”

08 Nisan 2021 Perşembe

Etiketler : Sektörel

Çin Merkez Bankası'nın ekonomiyi desteklemek için para politikasını önemli ölçüde gevşetmesi varlık fiyatları üzerinde etkili olmayı sürdürürken, altının ons fiyatı rekor kırmaya devam ediyor.


 

Çin Merkez Bankası (PBoC), dün iç talepte süregelen zayıflık ve gayrimenkul sektöründeki düşüşün aşağı çektiği ekonomiyi canlandırmaya yönelik bir dizi tedbir açıklamıştı.

 

PBoC Başkanı Pan Gongşıng, ters repo faizinde indirimden zorunlu karşılık oranlarının azaltılmasına ve mortgage faizlerinin düşürülmesine dek politika adımlarını duyurmuştu.

 

Pan, PBoC'nin piyasaya kısa vadeli nakit aktarmasının en önemli aracı olan 7 günlük ters repo faizini yüzde 1,7'den yüzde 1,5'e çektiğini duyurmuştu.

 

Banka, bugün de finans kuruluşlarına verilen bir yıllık orta vadeli kredi faiz oranını yüzde 2,30'dan yüzde 2,00'e düşürdüğünü açıkladı.

 

PBoC'nin kararı ve yatırımcıların ABD Merkez Bankası'nın da daha fazla faiz indirimiyle ekonomiyi destekleyeceğine ilişkin beklentilerinin artmasının ardından bugün altının ons fiyatı Londra Metal Borsası'nda (LME) 2 bin 670,57 dolarla rekor tazeledi. Değerli metalin ons fiyatı rekor yeniledikten sonra yüzde 0,4 düşüş gösterdi.

 

Altınını onsu bu yıl yaklaşık yüzde 30 değer kazanırken, analistler, altın talebinin sene başından bu yana devam eden merkez bankası alımları ile Orta Doğu ve Ukrayna'daki çatışmalar sebebiyle güçlü kaldığını görüşünde.

 

Analistler, 100 seviyelerine kadar gerileyen dolar endeksinin ve düşen tahvil getirilerinin de altının alternatif maliyetini azaltarak yukarı yönlü hareketini desteklediğini ifade etti.

25 Eylül 2024 Çarşamba

Etiketler : ons altın fiyat Çin Merkez Bankası

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi Genel Müdürü İlker Murat Ar, 2030 yılına kadar 80 gigavatsaatlik bir kapasite inşa ederek batarya teknolojilerinde bölgesel üretim ve yatırım üssü olmayı hedeflediklerini bildirdi.


 

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Sanayi Genel Müdürü İlker Murat Ar, Pil Batarya Üreticileri ve Tedarikçileri Derneği (PİLDER) tarafından Bilişim Vadisi'nde düzenlenen Batarya Teknolojileri Zirvesi'nde, enerji sistemlerinin güvenilirliğini artırarak temiz enerjiye ulaşım imkanı sunan batarya teknolojilerinin öneminin giderek arttığını belirtti.

 

Sanayide, batarya teknolojisiyle dayanıklılık ve geri dönüşüm uygulamalarına dayalı yeni bir rekabet alanı inşa edildiğini dile getiren Ar, "Lityum-iyon bataryalar her an yeni gelişmelere sahne olan batarya teknolojilerinde en yaygın kullanılan teknoloji durumunda. Ancak yeni nesil batarya teknolojilerine yönelik AR-GE çalışmaları da hız kesmeden devam ediyor. Bu açıdan bakıldığında, katı hal bataryalar, lityum-kükürt ve sodyum-iyon gibi alternatif teknolojilerle metal-hava bataryaları önümüzdeki yıllarda endüstrinin yönünü belirleyecek kritik teknolojiler olacak" diye konuştu.

 

Ar, batarya teknolojileri yolculuğundaki bir diğer gelişim alanının ise sürdürülebilir ham madde tedariki ve geri dönüşüm süreçlerinin geliştirilmesi olduğunu vurgulayarak, akıllı batarya yönetim sistemleri ve enerji verimliliğini artıracak yeni yazılım çözümlerinin de fırsat alanlar olduğunu söyledi.

 

Türkiye'nin otomotiv ve otomotiv yan sanayisindeki gücü, elektrikli araç piyasasındaki öncülüğü ve yenilenebilir enerji teknolojilerine verdiği önemle batarya ve enerji depolama sistemleri için çok önemli bir yatırım potansiyeline sahip olduğuna dikkati çeken Ar, şunları kaydetti: "Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak sürdürülebilir ve rekabetçi büyümenin bir unsuru olduğuna inandığımız batarya teknolojilerine yönelik izlediğimiz yol haritasının temelinde de yerli batarya üretimini teşvik etmek, kritik minerallerin yerli kaynaklardan teminiyle stratejik tedarik zincirini güçlendirmek ve AR-GE çalışmalarına destek vermek yer alıyor. Bu doğrultuda, yakın zamanda açıkladığımız Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi ve HIT-30 programları kapsamında batarya teknolojileri ve bileşenleriyle enerji depolama sistemlerinin içinde bulunduğu, ülkemizi ön plana taşıyacağını düşündüğümüz odak alanlarına sağlayacağımız destek ve teşviklerle 2030 yılına kadar 80 gigavatsaatlik bir kapasite inşa ederek bölgesel bir üretim ve yatırım üssü olmayı hedefliyoruz.

Bakanlık olarak batarya teknolojilerini Türkiye'nin sanayi ve teknolojideki dönüşümüne liderlik edecek stratejik bir alan olarak değerlendirdiğimizin bir kez daha altını çizerek vurgulamak istiyorum. Bu doğrultuda, yerli üretim kapasitemizi artırarak dışa bağımlılığı azaltmak, AR-GE faaliyetleriyle bu alandaki yenilikçiliğimizi desteklemek temel önceliğimiz ve birlikte çalışarak ülkemizi batarya teknolojilerinde dünya ligine taşımak ana hedefimizdir."

 

PİLDER Başkanı Kadem Usta da batarya teknolojilerinin dünyadaki sürdürülebilir enerji geçişinin kritik parçalarından biri haline geldiğini söyledi.

 

Usta, Türkiye'deki batarya üretim ekosisteminde önemli gelişmelerin kaydedildiğini belirterek, "Ülkemizde halihazırda 2 hücre üretim tesisi ve çeşitli ölçeklerde 100'e yakın lityum-iyon batarya üretim tesisi aktif olarak faaliyet göstermektedir. Yatırım aşamasında olan gigavatsaat kapasitesinin üzerinde 4 yeni hücre üretim tesisi ile bu sayı daha da artacaktır. Ülkemizin 2030 yılına kadar 80 gigavatsaat batarya üretim kapasitesini aşacağını öngörüyoruz." dedi.

 

Batarya teknolojilerinin her aşamasında sürdürülebilirlik ve çevre dostu yaklaşımların ön planda tutulduğuna dikkati çeken Usta, Türkiye'nin ham madde üretiminden geri dönüşümüne kadar geniş bir batarya ekosistemine sahip olduğunu dile getirdi.

 

Usta, özellikle lityum-iyon teknolojisinin hızla büyümesiyle birlikte elektrikli araçlar ve enerji depolama sistemleri gibi alanlarda bu teknolojilerin büyük önem taşıdığı vurgulayarak, "Türkiye, Avrupa'nın batarya üretim üssü olma yolunda hızla ilerlemektedir. 2023 yılında sadece lityum-iyon bataryalar için gerçekleştirilen 1 milyar dolarlık ithalat, bu alanın stratejik önemini bir kez daha ortaya koymuştur." diye konuştu.

25 Eylül 2024 Çarşamba

Etiketler : batarya sanayi teknoloji üretim yatırım