Korona salgını, Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ve ABD-Çin ticaret savaşı en başta olmak üzere pek çok gelişme dünyanın yeni bir döneme girdiğinin göstergesi oluyor

Korona salgını, Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ABD-Çin ticaret savaşı en başta olmak üzere pek çok gelişme dünyanın yeni bir döneme girdiğinin göstergesi olmaktadır. Bu değişimin ekonomideki yansıması ise yüksek enflasyon, yüksek enerji ve hammadde kaynak fiyatları oldu.

 

Nikkei BP, Toyo Keizai ve Daimond gibi Japon ekonomi medyasının önemli haftalık dergileri 2023 yılına girerken yılın önemli gündem maddelerini belirlemeye ve tartışmaya önem verdiler. Bu çerçevede; bahsi geçen bu dergilerden derlediğimiz önemli gündem konularını aktarmaya çalışacağız.

 

Tüm ekonomi medyasının, görüş birliği içerisinde, önümüzdeki yıllar için öngörüsü; yüksek enflasyon, jeopolitik riskin artması ve globalleşme dönemimin bitişi.

 

Nikkei BP dergisinin belirlediği 2023 yılının önemli konuları şu şekilde:

 

· Korona salgını önlemlerinin bitişi ve tam ekonomik açılım. Özellikle Çin’in de korona önlemlerini bitirerek insan hareketliliğine izin vermesi.

 

· Rusya’nın Ukrayna’yı işgali. Artan dünya jeopolitik gerilimi ve enerjinin artan oranda gündemde olması.

 

· Artan enflasyon. Özellikle halkın günlük yaşamını etkileyen Gıda, elektrik fiyatları ve ulaşım giderleri.

 

· Şirketlerin insan kaynakları politikası. Personel kalitesinin firmanın kendi değerini etkilemesi.

 

· Sürücüsüz araçların geliştirilmesi. Bu yıl 4’üncü aşamanın denenmesi. 4’üncü aşamada sürücüsüz otobüs ve kamyon ile otoyolda da kargo ve insan taşımacılığının yapılması.

 

· Mayıs ayında Hiroşima’da yapılacak olan G-7 zirvesi.

 

· İlk petrol şokundan 50 yıl geçmesine rağmen Rusya-Ukrayna Krizinin yeni bir enerji şokunu ihtimal dahilinde yapması.

 

· 2024 yılında yapılacak ABD seçimleri için yarışın ve mücadelenin başlaması.

 

2023 ve izleyen yıllar dünya tarihinde siyasetin ekonomiyi daha fazla belirlediği yıllar olacak.

 

Siyasi kamplaşma ticaret savaşının da seyrini belirleyecek. Yarı iletken sektörü, savunma sanayi, elektrikli araç bataryası ve enerji arzı dünya ekonomi ve siyasi gündeminin odağında olacak.

 

Nikkei BP dergisinin Ocak ayı ilk sayısında dünyanın farklı ülkelerinden önemli dört kişi ile dünya gündemini tartıştığı röportajlar var. Bu dört kişi; ABD’den Ian Bremmer (siyaset bilimcisi), İngiltere’den Bill Emmott (The Economist dergisinin 1993-2006 arası baş editörü, yazar ve danışman), Çin’den Ke Long (Tokyo Finans Politikaları Araştırma Kurumu üyesi) ve Shunsuke Kobayashi (Mizuho Menkul Değerler baş ekonomisti).

 

Ian Bremmer özetle; ABD-Çin çekişmesi, Rusya_Ukrayna Krizi çerçevesinde yükselen politik ve coğrafik riske dikkat çekiyor. ABD-Çin arasındaki ticaret savaşının merkezinde yarı iletken sektörünün olduğunu, hatta ABD’nin Çin’in Tayvan’ı işgali ihtimaline karşı Tayvan’ın ve dünyanın en büyük yarı iletken üreticilerinden TSMC’nin ABD’de üretim yaptırdığını, Amerikan şirketlerinin Çin’den çekilmeye devam edeceğini ifade ediyor. ABD ve Çin ilgili ilginç bir karşılaştırma yapıyor: ABD’de ekonominin ve para biriminin güçlü fakat hükümetin zayıf, Çin’de ise hükümetin güçlü ekonominin zayıf olduğu tespitini yapıyor. Japon ekonomisinin ise yapısal zayıflığının olduğunu bu nedenle Japon Yeninin 2023’de de ucuz olacağını öngörüyor.

 

Bill Emmott ise Rusya-Ukrayna Savaşı nedeniyle AB’nin karşı karşıya olduğu enerji sorununu işliyor. Ukrayna’nın savaşı kazanacağını, Rusya’nın enerjiyi AB’ye karşı silah olarak kullanma stratejisinin başarılı olamayacağını, çünkü doğal gaz fiyatlarının hali hazırda düşmeye başladığını, alternatif enerji kaynaklarına olan yatırımların da arttığını ifade ediyor.

 

Ke Long ise Çin’in kendi ekonomisini sıfır Korona politikasına kurban ettiğini, Çin’in Korona önlemlerini sıkı bir şekilde devam ettirmesinin iki nedeni olduğunu; insan hareketliliğini engellemek ve Korona sayesinde özellikle ilaç, medikal cihaz vb. sektörlere büyük paralar aktığını söylüyor.

 

Shunsuke Koboyashi ise ucuz Yen politikasının Japon ekonomisi üzerine etkilerini yorumluyor ve ucuz Yenin Japon ekonomisi için çok da olumlu olmadığını, olumlu ve olumsuz etkilerin birlikte değerlendirildiğinde sıfır kazanımlı bir olay olduğunu söylüyor.

 

Dış Ticaret Uzmanı Süleyman Mete Özbalaban

18 Ocak 2023 Çarşamba

Çin’in, Birleşik Arap Emirlikleri’ne (BAE) yatırımı 2023’te yüzde 16 artarak 1.3 milyar dolara ulaştı. Bu rakam, Asya ülkelerinin Arap ülkelerinde yaptığı yatırımın yüzde 60’ına karşılık geliyor.

 

NECMİ UYSAL

 

Çin ile Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) arasında artan ekonomik ilişkilere paralel olarak Çin’in BAE’deki yatırımları 2023 yılında yüzde 16 artış ile 1.3 milyar dolara yükseldi. 

 

TOPLAM YATIRIMIN YÜZDE 60’I

 

Bu rakam tüm Asya ülkelerinin Arap ülkelerinde yaptıkları toplam yatırımın yüzde 60’ına karşılık geliyor.

 

BAE’NİN ÇİN’DEKİ YATIRIMLARI YÜZDE 120 ARTTI

 

Diğer taraftan Birleşik Arap Emirlikleri’nin Çin’deki yatırımları ise geçtiğimiz yıl yüzde 120 artış gösterirken, Arap ülkelerinin Çin’de yaptıkları yatırımların yüzde 90’ına karşılı geliyor. 

 

PETROLE BAĞIMLILIKTAN KURTULMA ÇABASI

 

Birleşik Arap Emirlikleri de Suudi Arabistan’ın yaptığı gibi ekonomisini petrole bağımlılıktan kurtarıp çeşitlendirmeye çalışıyor. 

 

Bu kapsamda Çin ile BAE arasındaki karşılıklı ekonomik ilişkiler artış gösterme eğiliminde. 

 

EN BÜYÜK İHRACAT PAZARI

 

Nitekim BAE, Çin’in Arap ülkeleri arasındaki en büyük ikinci ticaret ortağı olurken, aynı zamanda en büyük ihracat pazarı konumunda. 

 

Diğer taraftan BAE, 2023 yılında doğrudan yabancı yatırım pazarında aktif proje bakımından 1.277 proje ve 23 milyar dolarlık yatırım ile dünyada üçüncü sırada bulunuyor.

 

Geçtiğimiz yıl körfez yatırım fonu ise Çin’de 2.3 milyar dolarlık yatırım gerçekleştirdi.

17 Mayıs 2024 Cuma

Merkezi Fransa'nın Strazburg kentinde bulunan Avrupa Konseyi, yapay zekayla ilgili ilk uluslararası sözleşmeyi kabul etti.


Kuruluşunun 75. yılını kutlayan Avrupa Konseyine 46 üye devletin dışişleri bakanları, yıllık toplantıları kapsamında Strazburg'da bir araya geldi.

 

Avrupa Konseyinden yapılan açıklamaya göre, üye ülkelerin dışişleri bakanları, Konsey'in çevre, göç, insan kaçakçılığı ve gazetecilerin korunması dahil farklı alanlarda gelecekte izleyeceği yolu belirledi.

 

Bakanlar, yapay zekaya ilişkin ilk uluslararası sözleşmeyi kabul etti. Sözleşmenin imza faslı eylülde Litvanya'nın başkenti Vilnius'ta başlayacak.

 

Hukuki bağlayıcılığı olan sözleşme, yapay zekaya başvurulurken uluslararası insan hakları, demokrasi ve hukuk devletine yönelik hukuki düzenlemelere uyulduğunu garanti altına almayı amaçlıyor.

 

Sözleşmeye üye devletlerin, yapay zeka sistemlerinin kullanımı sırasında insan hakları düzenlemeleriyle aykırı riskleri belirlemeye, ölçmeye ve önlemeye yönelik önlemler alması gerekecek.

 

Üye devletlerden ayrıca, yapay zeka sistemlerinin eşitlik ilkesine, ayrımcılık yasağına uymasını ve özel hayatı korumasını sağlaması isteniyor.

 

Bu arada, Ukrayna'nın desteklerini ifade eden bakanlar, toplantıda bu ülke için "Hasar Kaydı" mekanizmasının önemini de kaydetti.

 

Söz konusu mekanizma kapsamında Rusya-Ukrayna Savaşı bağlamında Ukrayna topraklarında oluşan hasarların tazminat taleplerine ilişkin kanıt ve bilgiler toplanıyor.

 

Bakanlar, Ukraynalı çocukların korunması ve "kaçırılan Ukraynalı" çocukların geri getirilmesi için atılan adımları memnuniyetle karşıladıklarını belirtti.

 

Toplantıda, 2025'te gençlik bakanlarını bir araya getiren bir konferans düzenlenmesi kararlaştırıldı.

 

BAKANLAR KOMİTESİ BAŞKANLIĞINI LİTVANYA DEVRALDI

 

Toplantı kapsamında Liechtenstein, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi Başkanlığı görevini Litvanya'ya devretti.

 

Litvanya Başbakanı İngrida Simonyte, ülkesinin Bakanlar Komitesi Başkanlığı dönemindeki öncelikleri hakkında bilgi verdi.

 

Buna göre, Litvanya'nın öncelikli görevleri arasında Rusya-Ukrayna Savaşı bağlamında Ukrayna'yı desteklemek, Reykjavik Zirvesi'nde alınan kararları uygulamak, otoriterliğe karşı Konsey'in değerlerini korumak, demokrasiyi, insan haklarını ve üye devletlerde hukuk devletini savunmak yer alacak.

17 Mayıs 2024 Cuma