İstanbul Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Başkanı Şekib Avdagiç, uluslararası kuruluşların Türkiye ekonomisine ilişkin 2020 tahminlerini yukarıya revize edip en az yüzde 3’lük büyümeye işaret ettiğini hatırlatarak, “Yüzde 5 büyümeyi yakalamamız hiç şaşırtıcı olmayacak” dedi.

2020’nin dört çeyreğinin dördündede pozitif büyümenin gerçekleşeceğine inandıklarını belirten Başkan Avdagiç, “Yüzde 5 büyüme için itici gücümüz, tüketimden ziyade üretim ve yatırımlar” dedi. Avdagiç, 2020’de de ihracat odaklı faaliyetlere devam edeceklerini vurguladı.

HABER: SÜMEYRA YARIŞ TOPAL - MÜGE BİBER - ŞEREF KILIÇLI

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Başkanı Şekib Avdagiç, aralık ayı olağan meclis toplantısında yaptığı konuşmada,2019’da dünya ekonomisinde büyümenin yüzde 3 seviyesinde gerçekleştiğini hatırlatarak, bu oranın son 10 yılın en düşük büyüme hızı olduğunu söyledi. Gelecek yılki ABD seçimlerinin ekonomiyi de politikayı da etkileyeceğini işaret eden Avdagiç, “Kasımda yapılacak ABD seçimleri büyük ölçüde ekonomiye dayalı gelişecek. Bu çerçevede, Amerikan faizleri, uzunca bir süre, en azından yatay kalacak. Hatta 2020’de ABD’de faizlerin daha da düşürülmesi mümkün” diye konuştu.

TÜRKİYE’NİN LEHİNE

Avdagiç, bu durumun Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin lehine sonuçlar vereceğine değinerek, şöyle konuştu: “Gelişmiş ülkelere göre halen yüzde 50’nin, gelişmekte olan ülkelere göre ise yüzde 40’ın üzerinde iskontolu olan Türkiye varlıklarının cazibesini artırıyor.İkinci olarak dünya ekonomisini olumsuz yönde etkileyen ABD-Çin ticaret savaşlarının bir süreliğine de olsa hız kaybedeceğini söyleyebiliriz. Bir başka ifadeyle bu konu, ABD seçimlerine kadar gündemi çok fazla meşgul etmeyecek gibi. Dolayısıyla bu durum, dünya ekonomisi için önemli bir fırsat penceresi açabilir.”

HÜKÜMET BERTARAF ETTİ

Geçtiğimiz yıl ağustos ayından itibaren Türk ekonomisine karşı başlatılan kıskaç operasyonunu anlatan Avdagiç, operasyonun ardından reel sektördegerileme yaşandığını hatırlattı. Avdagiç, gelişmelerden istihdamın da etkilendiğini vurgulayarak, hükümetin aldığı çeşitli tedbirlerle,bu sarmal ve itilmeye çalışılan kaotik ortamın bertaraf edilmeye çalışıldığını anımsattı.

SON ÇEYREKTE BÜYÜME

Avdagiç, 2018’in son çeyreğinde başlayıp, 2019’un üçüncü çeyreğinde sonlanan üç çeyreklik daralma döneminin yaşandığını belirterek, şunları kaydetti: “Üçüncü çeyrekten itibaren Türkiye ekonomisi, yüzde 0.9 büyüyerek yeniden büyüme patikasına girdi. Bunu sürdürmeliyiz. Yeni Ekonomi Programı’mızda (YEP) hedeflendiği gibi 2019’da yıllık yüzde 0.5 büyümeyi yakalamamız bizim için çok önemli.Bunun için de son çeyrekte yüzde 4.5 büyümeye ulaşmalıyız. Türkiye ekonomisi bu büyüme trendini sürdürüp son çeyreği de ciddi bir büyümeyle kapatacak. Zaten veriler de bu yönde… 2020’nin dört çeyreğinin dördündede ekonomik performansımız sayesinde pozitif büyüme yaşamayı bekliyoruz. Yıllık büyüme oranında, YEP’tehedeflendiği gibi yüzde 5 büyümeyi yakalamamız hiç şaşırtıcı olmayacak.”

YENİ BİR BASKI OLMAZ

Avdagiç, Türkiye’ye kök söktüren uluslararası kuruluşların Türkiye ekonomisine ilişkin 2020 tahminlerini yukarıya revize ederek en az yüzde 3’lük büyümeye işaret ettiğini aktararak, “2019’da küresel ekonomik konjonktür, yıl içinde Türkiye’nin lehine döndü. ABD ve Avrupa’da merkez bankaları parasal genişle-meye geçti. Bu da bize olumlu yansıdı. Bu parasal genişleme olmasaydı, TL’de ciddi değer kaybı olabilirdi. Dolayısıyla küresel faiz gerilemesi, Türkiye’nin bu süreçten daha kolay geçmesini sağladı” diye konuştu. Gelecek yıl küresel faizlerde gerileme ve yükseliş beklenmediğinden bahseden Avdagiç, bu durumunTürkiye’ye dış kaynaklı yeni bir baskı gelmeyeceğine işaret ettiğini söyledi.

SADECE TÜKETİMDE KALAMAYIZ

İTO Başkanı Avdagiç,Türkiye’nin hükümet ve özel sektör olarak büyüme ve gelişme hikayesini birlikte yazacağını vurgulayarak, “Türkiye, her sene yüzde 5’in üzerinde büyüme sağlamak zorunda. 2020 için de yüzde 5 büyümeyi temin etmek için itici gücümüz, tüketimden ziyade üretim ve yatırımlar.Sadece tüketimde kalırsak, başkasının ürettiklerini tüketen piyasa oluruz. Büyüme hedeflerimizi tutturamayız. Bu durumda da bütçe hedeflerimiz tutmaz” diye konuştu.

Ekonominin yeniden büyüme patikasına girmesi ile yetinilmemesi gerektiğine dikkat çeken Avdagiç, bu yeni büyüme ivmesinin iyi ve akıllıca kullanılması gerektiğini kaydetti.

KRİZLERİN TEK REÇETESİ ‘İHRACAT’

Şekib Avdagiç, ekonomik badirelerin ve krizlerin tek reçetesinin ‘ihracat’ olduğunu vurgulayarak, 2020’de de ihracattan vazgeçilmeden yola devam edilmesi gerektiğini anlattı. Ticaret savaşlarının bitmediğininaltını çizen Avdagiç,şu değerlendirmelerde bulundu: “Ticaret savaşları bitmeyecek. Avrupa Birliği’nde büyüme de bu sene daha iyi olacak. Bu ikisini iyi değerlendirebilirsek, ihracat hanemize ‘büyük bir artış’ yazabiliriz.İthalat noktasında da önlemleri almaktan çekinmemeliyiz. Ülkemiz, hiçbir ülkenin pazarıdeğil. Biz ithalatı üretimimizin destekleyicisi olarak düşünmeliyiz. Elbette yerli sanayimizi koruyacak önlemleri tereddütsüz almalıyız. Aksi takdirde ekonomik iyileşmemiz, başka ülkelerin ekonomik üretimlerini canlandırmaya yarar hale gelir.Sonuçta ihracat ve ithalat rakamlarında YEP’teortaya konan hedeflere yakın rakamların gerçekleşmesini bekliyoruz. Hükümet, bu konuda oldukça kararlı. Rakamları farklılaştıracak bir gelişme gördüğünde anında müdahale etmekten çekinmiyor. Bizce de çok iyi yapıyor.”

KREDİLERİN ÜRETİME YÖNELMESİ GÜVEN VERECEK

İTO Başkanı Şekib Avdagiç, ekonomik büyüme ile tam istihdam arasındaki bağın önemini vurgulayarak, şunları kaydetti: “Tam istihdam, tüm ekonomik faktörlerin verimli şekilde kullanılmasını tanımlamak için kullanılır. İstihdam her zaman en yakın takibe aldığımız bir faktör. Bu gerçeğin farkında olan hükümetimiz, 2018’den itibaren istihdam seferberliği başlattı, istihdamı özendirici tedbirler aldı. İstihdamı kabul edilebilir bir düzeyde tutmaya gayret etti. Beklentimiz, 2020’de işsizlikte gerileme olması yönünde. Temennimiz ise istihdam hedefinde hem 2019 hem de 2020’de Orta Vadeli Program (OVP)hedeflerinin tutturulması.”Kredilerde son aylarda yaşanan artışın ekonomiyi canlandıran bir unsur olduğunu belirten Avdagiç, “Kredilerin, daha çok ve ağırlıkla üretime ve yatırıma yönelmesi, ekonomimizin geleceği için bize güven verecek. Bu yüzden hükümetimizden 2020’de yatırıma ve üretime yönelik kredileri, uygun faiz oranlarıyla artırmasını bekliyoruz” diye konuştu.

MECLİS KÜRSÜSÜNDEN YANSIMALAR

Cari açığımızın bir numaralı ilacı kömür
Hüseyin Akarçeşme / Doğal ve İşlenmiş Katı Yakıt Meslek Komitesi: Kömür, günümüzde kısmen sobalarda bireysel olarak, apartmanlarda merkezi ısıtma şeklinde, fabrikalarda da toz ve fındık şeklinde ebatlandırılarak enerji amaçlı ve büyük çapta da termik santrallerde elektrik üretiminde kullanılıyor. Bazı sanayi dallarında hammadde olarak da görevini devam ettiriyor. Şuan Türkiye’de büyük santral projelerinin bazılarının bittiği, bazılarının yapımının hızla devam ettiği ve planlanmış, yapılacak santrallerin de olduğu bir gerçek. Devletimiz bu santrallerin sayısının daha da çoğalmasını öngörüyor. Var olan yerli malımızın enerjiye dönüştürülmesi kaçınılmaz oldu. ‘Cari açığımızın bir numaralı ilacı kömürdür’ durumu oluştu. Cari açığımızın azalması ve akabinde kapanır hale gelmesi, yerli enerji sayesinde olacağı artık her kesim tarafından bilinmeli. Termik santrallerin kurulumu da bu nedenden dolayı elzem hale geldi.

Faizlerin düşmesi güzel bir gelişme
Halit Örgad / Ev Tekstili Meslek Komitesi: İç piyasa için çözüm önerisinde bulunmak istiyorum. İç piyasadaki sorunlardan biri, peşin vergi. Eğer KOBİ’ler, üretim olacaksa ve sanayi ayakta kalacaksa peşin vergi sorununa çözüm bulunmalı. Diğer bir önerim ise SGK primleri. Primler, 2021’in sonunda kadar yüzde 50 indirilmeli. Elektrik ve doğalgaz zamları da 2020’nin sonuna kadar ertelenmeli. Bunun dışında faizlerin düşmesi de güzel bir gelişme. Bir diğer konu ise fabrikalar. TOKİ’nin yapması gereken iş, fabrika kurmak. Bugün bir girişimci Türkiye’de fabrika kurmaya kalktığında başlangıç aşamasında maddi zorluğa giriyor. Devlet bunu halletsin, girişimcilere 20 yıllık kiraya versin. Kira öder gibi fabrikanın parası ödensin. O zaman üretim patlar. Kurulacak fabrikanın önceliği de üretim ihtiyacına göre belirlensin. Başkanımızdan bu konuda destek rica ediyoruz.

Tarıma yönelik sanayi olmalı
İsmail Hakkı Öksüz / Döküm ve Metal İşleme Meslek Komitesi: Ülkelerin maddi gelişmişlikleri temel alınırken birinci gösterge kişi başı milli gelir, ikincisi ise enerji tüketimidir. Ancak çok enerji tüketiliyor olması çok istihdam anlamına gelmiyor. Maddi büyümedeki artışla istihdam ve enerji tüketimindeki artış farklı yönde gelişiyor. Otomatik makinelere geçiş verimliliği artırırken, enerji tüketimini ve istihdamı düşürüyor. Bu durumun sebebi sanayileşmesini ileri taşımış ülkelerin yükte hafif, pahada ağır konulara yönelmesi. Büyüme, enerji tüketimini ve istihdamını düşürüyor. Burada makas, küçüklerin aleyhine açılıyor. Bu, işsizliğin artmasına neden oluyor. Artan işsizlik hizmet sektöründe istihdam artırılarak çözülmeye çalışılıyor. Çalışanlar arasında ücret dağılımı farklı oluyor. Zengin ile fakir arasında uçurum oluyor. Gelir dağılımındaki eşitsizlik, sorunları büyütüyor. Kalkınma ve gelişmişlik dengeli olmalı. Aksi takdirde aksak olur. Çalışmadan zengin olma hevesimiz tüm buhranların temel sebebi. Üretim azaldıkça işsizlik artıyor, sonuçta kısır döngü var. Dünya ‘her an ekonomik bunalım çıkacak’ diye bekliyor. Asıl olan üretim. Üretimin motor gücü ise sanayi. Küresel teknoloji firmalarının hisse senetlerinin artması bizi kandırmasın. Teknolojik üretimler değerlerinin çok üzerinde hisse satışları yapıyor. Bu teknolojik üretimlerin işsizliğe, gıdaya, giyinmeye ve rahata katkısı yok. Üretim öyle olmalı ki hem yaptırana hem çalışana hem de halka faydalı olmalı. Bu açıdan bakılınca öncelik sanayide ve sanayide de tarıma yönelik sanayi olmalı.

Yerli yazılıma geçmeliyiz
Fahrettin Oylum / Bilgi Teknolojileri Meslek Komitesi: Bazı büyük ülkelerin milli yazılım kullanmada ciddi kararları var. Çin ve Rusya bu konuda adım attı. Bizler uzun zamandır yerli yazılım ve donanım kullanımın önemine işaret ediyoruz. Ancak bugün sektörün bu konuda yeterli özeni göstermediğini düşünüyoruz. Özel sektör, verilerini yabancı yazılım firmalarına teslim etmiş durumda. 2020 itibarıyla bu konuyu ciddi ele almalıyız. Yerli yazılım, yalnızca bilişim sektöründe değil tüm sektörlerde kullanılmalı. Hepimizi bekleyen tehlike hiç uzak değil. Dijital alanda milliliğin büyük ekonomilerde en önemli gündem maddesi olduğunu bilmeliyiz. Bu süreçte ilk adım olarak yabancı yazılım firmaları ile yapılan sözleşmeler gözden geçirilmeli. Herhangi bir anlaşmazlık durumunda yetkili olarak Türk mahkemelerinin belirlenmesi, olası bir ambargoya karşı koruma sağlar. Dijital dönüşüm sürecini nasıl yöneteceğimiz önemli. En çok kalifiye elemana ihtiyacımız var. Önümüzdeki dönemlerde robotların iş hayatında aktif olacağı ön plana alınmalı. Savunma robot ligi, sağlık robot ligi, sanayi robot ligi, hizmet robot ligi gibi birçok alt lig oluşturabilecek firmalarımıza; belediyeler ve STK’lar tarafından destek sağlanabilir. Bu bize, bu mecranın üreticisi olan gençler hedefini de sağlar. Sadece yapay zekâ teknolojileri, 2030’a kadar dünya ekonomisine 15.7 trilyon dolar katkı sağlayacak.

Milano ve Paris’ten geri kalır yanımız yok
Nesim Ayyıldız / Kumaş Meslek Komitesi: Yakın zamanda iki B2B etkinliği yaptık. Birincisini martta yaptık ve 8 ülkeden 162 firma katıldı. İkincisini ise kasımda yaptık. Bundan böyle Gate of Business temasıyla Textile B2B İstanbul adıyla gerçekleştirme kararı alındı. İkinci organizasyon daha başarılı oldu, 8 ülkeden 500 ithalatçı firma ile İTO üyesi 86 firmayı buluşturduk. Bu sürecin güzel yansıması oldu. İki gün süren etkinlikte 4 bin 500 iş görüşmesi oldu, çok sayıda anlaşma yapıldı. Desteği için Başkanımıza, Yönetim Kuruluna, komite üyelerimize ve İTO çalışanlarına teşekkür ediyorum. Organizasyonun, ilkbahar ve sonbahar olarak yapılmasına karar verildi. İstanbul’da tekstil fuarının olmaması eksiklik. İstanbul’un, Milano’dan ve Paris’ten geri kalır yanı yok. B2B organizasyonlarımız fuar için bir temel oldu. Bunu gerçekleştirmek için irademizi kullanmamız yeterli olacak. Etkinlik, Oda’mızın ‘Global Nefes İhracat Yılı’ hedefine de katkı verdi. Firmalar arasında sürdürülebilir ilişki geliştirildi. Bu tür faaliyetler ülkemizin marka değerine katkı veriyor. 100 bin metrekarelik fuar hedefi için sektörümüzün, üstüne düşeni yapacağı konusunda taahhütte bulunuyoruz.

Tahkim müessesi tanıtılmalı
Sait Kılıç / Kargo, Posta ve Depolama Meslek Komitesi: Yönetim Kurulumuzun başarılı olabilmesi için meclis ve komite üyeleri, 400 bini aşkın üyesiyle yakın temasta bulunmalı. Türkiye’nin en önemli sorunu dava sürelerin uzaması ve geciken adalet. Türkiye’de adalet sürecine yardımcı olacak en önemli aktör tahkim müessesi. Tahkim müessesi güçlendirilmeli, tanıtılmalı. Tahkim konusunda, İTO bünyesindeki İTOTAM var. İTO üyelerine bu konuda bilgi verilmeli. Odamız gazetesinde Türkiye-İsviçre tahkim toplantısının yapıldığını okuduk. Toplantıdan önce İTO meclis üyelerine katılım için bilgi verilmeli. Küçük işletmelerin en önemli sorunu finansa erişememe. Basında, ‘yüksek komisyona fren’ manşetlerini okuyoruz. Ancak bu düzenlemelerin nasıl ve ne şekilde olacağı konusunda bilgi eksikliği var. İTO yönetimi, düzenlemelerin hangi oranda gerçekleşeceği hakkında toplantı yapmalı, finans sektöründen temsilciler toplantıda olmalı. Gelir vergisi, emlak vergisi ve diğer vergilerdeki değişikler de anlatılmalı.

Yeni yılda e-arşive geçeceğiz
Hacı Demir / Mali Müşavirlik Meslek Komitesi: 1 Ocak 2020’den itibaren e-arşiv uygulamasına geçeceğiz. Önümüzdeki günlerde üyelerimize yönelik bilgilendirme toplantısı yapılacak. Kişisel Verilerin Korunması Kanunuyla, her işletmeye idari para cezaları geliyor. Bu cezaların makul seviyeye çekilmesi için çalışma yapılmalı. Bu amaçla Odamız ile İstanbul Barosu arasında görüşme yapılsın, düzenleme, piyasanın koşulları gözetilerek gerçekleştirilsin. Sosyal Güvenlik Kurumu 5510 Sayılı Sosyal Güvenlik Sigortalar Kanunu’nda, bir genelge ile değişiklik yaptı. Buna göre şirketinde 2008 öncesinde devam eden sigortalılar için geriye dönük iptal geldi. Ama bugün, şöyle deniyor: “Hayır ben seni iptal ediyorum ve seni Bağ-Kur’dan borçlandırıyorum. SSK’ya ödediğin paraları yersiz prim olarak sayıyorum, bunların içinde işçiye ait olanları senin Bağ-Kur borcundan mahsup ediyorum, işverene ait olanları da işveren gelsin benden talep etsin.” Bu kanun çıkalı 11 yıl oldu, emekliliği gelene deniyor ki; “Sen SSK’dan emekli değilsin Bağ-Kur’dan emeklisin.” Her iki kanunda da bir milat kondu ama şimdi bir genelge ile kanunun önüne geçiliyor. Primler tavan düzeyinde ödeniyor, birden sizi asgari ücrete döndürüyor. Bu geriye dönüş bir sürü insanın emeklilik haklarının iptaline neden olacak.

Üretici ödemeyi erken alırsa maliyet düşer
Mustafa Manav / Meyve ve Sebze Meslek Komitesi: Ben kabzımal olarak ürünümü markete satıyorum. Market bunu üç günde satıyor, en fazla 10 günde ürünlerin parasını alıyor. Bana neden sattığım ürünün parası, üç dört ayda ödeniyor. Hale mal gönderen üreticiye, malının değerini eğer 15 günde ödemezsek, belediyeye müracaatla bizim babadan kalan hallerimizin tahsis hakkının elimizden alınmasını sağlayabilir. Ben de diyorum ki böyle bir kısıtlama getirilmeli, ister başvurur ister başvurmaz. Eğer üretici malını hale gönderdiğinde siz de ona üç ayda dört ayda ödeme yaparsanız, bu adam mecbur kredi kullanır. Geçen yıl bu yüzde 35’lere çıktı. Şimdi yüzde 12’lere indi. Ben bunu biraz uyku dönemi olarak görüyorum. Her an her şey olabilir. Eğer üretici ödemesini erken alırsa bu maliyeti de düşürür ve bu da enflasyona yansır.

Okulumuz, hamilikten henüz faydalanamadı
Mustafa Balkuv / Örme Kumaş, Çorap ve Trikotaj Meslek Komitesi: 24 yıl evvel açtığımız bir meslek okulumuz var. TRİSAD Tekstil Teknolojisi Meslek Lisemiz, Türkiye’deki en iyi 18 meslek lisesi arasında. İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü, İTO ve İSO olarak hamilik projesini başlattık. Ancak bu hamilik projesinden okulum henüz faydalanamadı. Hamilik projesiyle ilgilenen Mustafa Büyükdede ile konuştum. ‘Destek verilecek mi bilmem lazım’ dedim. Okulları sırasıyla gezip ihtiyaçları tespit edeceklerini, daha sonra yönetimle görüşeceklerini, sonra da yönetimin bütçe konusunda karar vereceğini söyledi.

İzolasyonda yerli ürün kullanılmalı
Serkan Bilir / Restorasyon ve İzolasyon Meslek Komitesi: 10 Kasım’da sektör mensup-larımızla Cemile Sultan Korusu’nda sertifika töreni düzenledik. Sektör mensuplarımızın orada, başta kamu olmak üzere izolasyonda yerli ürünlerin kullanılması talebi oldu. İzolasyon sektöründe yerli üretim yapan firmalar var. Kamu, yerli ürün için düzenleme yaptı, bunun takibi yapılmalı. Liman Han projesinin başlamasını önemli buluyorum. Bu konuda yönetim kuruluna teşekkür ediyorum. Oradaki kötü görüntü ve tarihi eserin çürümesi önleniyor.

Yap-İşlet-Devret projeleri faydalı fakat garantiler nedeniyle bazılarının mali yükleri var. Devletimiz, vatandaşı, bu tür projelere hissedar yaparak mali yük getirmeden yapabilir. Böyle bir finansman yolu da sağlanabilir.

Yeni bir logo yapılabilir mi?
Ferhan Ademhan / Toptan ve Dış Ticaret Meslek Komitesi: İstanbul Ticaret Odası logomuzun neyi ifade ettiğini bilmiyorum. Üyelerimiz de bilmiyor. Acaba İstanbulumuzu ve ticareti temsil edecek şekilde yeni bir logo çalışması yapabilir mi?

Meclis toplantısından sonra başta İbrahim Çağlar olmak üzere, kuruluşundan bugüne kadar vefat etmiş tüm İTO mensupları için Kur’an-ı Kerim okundu, dualar edildi. Mekanları cennet olsun.

2020’YE MORALLİ GİRİYORUZ

Oda’nın Aralık ayı meclis toplantısının açılışında konuşan İTO Meclis Başkanı Öztürk Oran, 2019’un hem dünya hem de Türkiye için çetin bir yıl olduğunu söyledi. Oran, dünyada 2018’de düğümlenen meselelerin 2019’da da çözülemediğini ve küresel belirsizliklerle birlikte 2019’da hem küresel büyüme hem de küresel ticaret hacminin son 10 yılın en kötü performansını sergilediğini hatırlattı.

Türkiye’nin bu çetin yıldan alnının akıyla çıkmayı başardığını belirten Oran, şöyle devam etti: “Üçüncü çeyrek büyüme rakamı yüzde 0.9 oldu. 9 aylık süreçten sonra ekonomide yeniden pozitif büyümeye geçmeyi başardık. 2019’daki ekonomik dengelenme süreci ülkemizin direncini, dirayetini ve küresel itibarını yukarı çekti. 2020’ye moralli, umutlu ve heyecanlı giriyoruz.”

Oran, İTO Başkanlarından İbrahim Çağlar’ın vefatının ikinci yıldönümü dolayısıyla duygularını şöyle dile getirdi: “Rahmetli hayattayken, ‘insan ömrü ezan ve namaz arası kadar kısa’ derdi. Asıl mesele ne yaptığımız, geride neler bıraktığımız. Şu salonda hepimizin sedası yankılanırken, aslında geriye gerçekten miras bıraktığımız adımız ve yaptıklarımız değil mi? Bu ay anacağımız Mevlana, ‘ölüm son değil, bir vuslattır, ölüm Allah’a kavuşmaktır’ diyordu. Merhum Başkan da işte bu inançla yaşayan bir insandı.”

17 Aralık 2019 Salı

Etiketler : Gündem

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nca, son 15 ayda yapılan denetimlerde işçilerin sağlığını koruyamayacak ürünlerin satışını yapan firmalara 8.7 milyon liranın üzerinde idari para cezası kesildi.


 

Çalışanları iş kazalarının zararlarından ve meslek hastalıklarından koruma noktasında "kalkan" görevi gören kişisel koruyucu donanımlar, işçiler için yaralanma ya da ölüm durumlarına karşı hayati önem taşıyor.

 

Baret, toz maskesi, emniyet kemeri, iş ayakkabısı ve eldiveni gibi kişisel koruyucu donanım ürünlerinin ithalatına ilişkin denetimler Ticaret Bakanlığınca yapılırken, piyasa gözetimi ve denetimi faaliyetleri ise Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca yürütülüyor.

 

Piyasa gözetimi ve denetimi faaliyetleriyle, piyasaya güvenli kişisel koruyucu donanım ürünlerinin sunulması, çalışanların ve diğer kullanıcıların güvenliğinin sağlanması ve haksız rekabetten kaynaklanan ekonomik kayıpların ortadan kaldırılması amaçlanıyor.

 

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına bağlı İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü, piyasa gözetimi ve denetimi faaliyetleri kapsamında, teknik düzenlemesine uygun olmayan veya güvenli olmadığı tespit edilen ürünler hakkında "Ürün Güvenliği ve Teknik Düzenlemeler Kanunu"nda belirtilen idari tedbir ve para cezalarını uyguluyor.

 

Bu kapsamda, geçen yıl 56 farklı ilde gerçekleştirilen gözetim ve denetim faaliyetlerinde 367 firmada 745 ürün incelendi.

 

Bu ürünlerden 211'i uygunsuz bulunarak bunların piyasaya arzından sorumlu 59 işletmeciye toplam 4 milyon 342 bin 232 lira idari para cezası uygulandı.

 

Bu yıl nisan ayı itibarıyla da 34 işletmeci tarafından piyasaya arz edilen 48 farklı ürün partisine ilişkin koruyucu ve önleyici tedbir alındı. Yılın ilk 3 ayında söz konusu işletmecilere 4 milyon 428 bin 463 lira idari para cezası kesildi.

11 Mayıs 2024 Cumartesi

Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) Genel Müdürü Hüseyin Keskin, havalimanlarında engelli yolcuların hayatını kolaylaştırmak için gereken tüm önlemleri geliştirdiklerini bildirdi.


 

Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) Genel Müdürü Hüseyin Keskin, sosyal medya hesabından, 10-16 Mayıs Engelliler Haftası nedeniyle paylaşım yaptı.

 

Havalimanlarında engelli bireylerin hayatını kolaylaştırmak için gerekli düzenlemeleri yaptıklarına ve tüm önlemleri aldıklarına işaret eden Keskin, "Çünkü onların hayatı bizim hayatımız, sorunları bizim sorunumuz, mutlulukları bizim mutluluğumuz." ifadesini kullandı.

 

Keskin, her bireye eşit fırsatlar sunmanın gerekliliğine inandıklarını, bu anlayışla da havalimanlarını engelli yolcular için her adımda daha erişilebilir hale getirmeye devam ettiklerini belirterek, bu kapsamda havalimanlarında alınan önlemleri şöyle sıraladı: "Standartlara uygun telefonlar, kot farklılıklarını ortadan kaldıran düzenlemeler, engelli dostu giriş-çıkışlar, dinlenme alanları ve daha fazlasıyla havalimanlarımızı engelsiz mekanlar haline getirdik. Görsel ve işitsel yönlendirmeler, hissedilebilir zemin döşemeleri, braille kabartmalı butonlar ve engelli tuvaletleri gibi önemli hizmetleri de havalimanlarımızda kullanıma sunuyoruz. Hızı ayarlanabilir yürüyen bantlar, engelli asansörleri, braille kabartmalı haritalar, özel köpek kulübeleri ve yükselebilir platformlar ile her adımda konfor ve kolaylık sağlıyoruz."

 

"Engelli yolcu anketi" gibi uygulamalarla engelli yolcuların sesini duyduklarını belirten Keskin, ücretsiz otopark imkanıyla da havalimanı ulaşımını kolaylaştırdıklarını ifade etti.

 

Gerçekleştirilen uygulamalar neticesinde 40 havalimanın "Erişilebilirlik Belgesi"ne sahip olduğuna dikkati çeken Keskin, şunları kaydetti: "Bununla birlikte çalışmalarımız tüm havalimanlarımızı kapsayacak şekilde hızla devam ediyor. Engelli yolcularımızın hayatlarını kolaylaştırmak için canla başla çalışıyor, tüm önlemleri sürekli olarak geliştiriyoruz. Bu konudaki farkındalığı da artırmak hepimizin başta gelen görevidir."

11 Mayıs 2024 Cumartesi