tatil-sepeti

TÜİK, "Girişimlerde Bilişim Teknolojileri Kullanımı Araştırması, 2021" sonuçlarını açıkladı.

Buna göre, 10 ve daha fazla çalışana sahip girişimlerin internete erişim oranı bu yıl yüzde 95,3 olarak hesaplandı.

Çalışan sayısı büyüklük gruplarına göre internet erişim oranları, 10-49 çalışanı olan girişimlerde yüzde 94,7, 50-249 çalışanı olan girişimlerde yüzde 98, 250 ve üzeri çalışanı olan girişimlerde ise yüzde 99,9 olarak belirlendi.

Girişimlerin yüzde 93'ü internete erişimde sabit genişbant bağlantı kullandı.

Sabit genişbant internet erişimine sahip girişimlerin abone oldukları en yüksek internet bağlantı hızları dikkate alındığında, yüzde 9,7'sinin 10 Mbit/s hız altında, yüzde 62,2'sinin 10-99 Mbit/s hız aralığında ve yüzde 28,1'inin ise 100 Mbit/s ve üzeri hızda İnternet kullandığı tespit edildi.

Çalışan sayısı 250 ve üzeri olan girişimlerde, 100 Mbit/s ve üzeri hızda internet kullananların oranı 2020'de yüzde 37,6 iken bu oran 2021 yılında yüzde 47,7'ye yükseldi.

GİRİŞİMLERDE WEB SİTESİ SAHİPLİK ORANI YÜZDE 49,4 OLDU

Web sitesi sahiplik oranı, 2021 yılında 10 ve daha fazla çalışanı olan girişimlerde yüzde 49,4'e ulaştı. Web sitesi sahiplik oranı, 250 ve üzeri çalışanı olan girişimlerde yüzde 91,4 olup bunu yüzde 67,6 ile 50-249 çalışanı olan girişimler ve yüzde 45,1 ile 10-49 çalışanı olan girişimler takip etti.

Sosyal ağları, blogları veya mikro blogları, multimedya paylaşım sitelerini ve wiki bazlı bilgi paylaşım sitelerini kullanan 10 ve daha fazla çalışanı olan girişimlerin oranı, 2021 yılında yüzde 34,6 olarak gerçekleşti.

Sosyal ağlar, yüzde 93,6 ile sosyal medya uygulamalarını kullanan girişimlerin en fazla tercih ettiği sosyal medya uygulaması olarak kayıtlara geçti. Bunu yüzde 65,9 ile multimedya paylaşım siteleri, yüzde 29,6 ile girişimin blogları veya mikro blogları ve yüzde 6,8 ile wiki bazlı bilgi paylaşım siteleri izledi.

E-SATIŞ YAPAN GİRİŞİMLERİN ORANI ARTTI

Girişimlerin 2020 yılında e-satış yapma oranı, 2019'a göre 2,7 puan artarak yüzde 12,5 olarak gerçekleşti. E-satışlar, internet (web siteleri ya da mobil uygulamalar) ve/veya elektronik veri alışverişi (EDI) aracılığıyla yapıldı.

Çalışan sayısı büyüklük gruplarına göre e-satış yapma oranı, 10-49 çalışanı olan girişimlerde yüzde 11,6, 50-249 çalışanı olan girişimlerde yüzde 14,8, 250 ve üzeri çalışanı olan girişimlerde ise yüzde 27 oldu.

E-satış yapma oranı ekonomik faaliyet gruplarına göre incelendiğinde, 2020'de en fazla e-satış yapma oranının yüzde 29,1 ile konaklama ve yiyecek hizmeti faaliyetlerini yürüten girişimlerde olduğu görüldü. Bunu yüzde 18,7 ile toptan ve perakende ticaret faaliyetini yürüten girişimler, yüzde 16,9 ile bilgisayarlar, iletişim araç ve gereçlerinin onarımı faaliyetini yürüten girişimler izledi.

En az 10 çalışanı olan girişimlerin yüzde 10,7'si 2020'de web sitesi ya da mobil uygulamalar üzerinden web satış yaptı. Web sitesi ya da mobil uygulamalar üzerinden web satış yapan girişimlerin yüzde 70,3'ü kendi web siteleri ya da mobil uygulamalarını kullanırken yüzde 69,7'si farklı girişimlerin de satış yapabildiği online mağazalar ve pazar yerleri ile mobil uygulamalarını web satış platformu olarak kullandı.

Farklı girişimlerin de satış yapabildiği online mağazalar ve pazar yerleri ile mobil uygulamaları üzerinden web satış yapan girişimlerin oranı 2019 yılında yüzde 55,7 olmuştu.

Web sitesi veya mobil uygulamalar aracılığıyla 2020'de mal veya hizmet satışı yapan girişimlerin yüzde 19,5'i yurt dışına satış yaptı. Girişimlerin en fazla karşılaştığı zorluğun yüzde 36,6 ile yurt dışına satılan ürünlerin teslim veya iade edilmesinin yüksek maliyeti olduğu görüldü. Bunu, yüzde 26,4 ile yurt dışına satış yaparken şikayet ve ihtilafların çözümüyle ilgili zorluklar ve yüzde 22,4 ile mevzuat bilgisi eksikliği zorlukları izledi.

KURUMSAL KAYNAK PLANLAMASI YAZILIMI KULLANIMI ARTTI

Kurumsal Kaynak Planlaması (ERP) yazılımı kullanımı, 2021 yılında 2019 yılına göre 7,5 puan artarak yüzde 28 oldu. Müşteri İlişkileri Yönetimi (CRM) yazılımı ise girişimlerin yüzde 10,6'sı tarafından kullanıldı. Çalışan sayısı büyüklük grubu dikkate alındığında ise ERP ve CRM yazılımlarının 250 ve daha fazla çalışanı olan girişimler tarafından sırasıyla yüzde 74,9 ve yüzde 33,6 oranında kullanıldığı görüldü. Bu oranlar, 10-49 çalışanı olan girişimlerde sırasıyla yüzde 23,7 ve yüzde 9,3, 50-249 çalışanı olan girişimlerde ise yüzde 45,7 ve yüzde 14,7 oldu.

Ücretli bulut bilişim kullanımı, 2021 yılında 10 ve daha fazla çalışanı olan girişimlerde yüzde 10,8 olarak gerçekleşti. Ücretli bulut bilişim hizmeti kullanım oranı çalışan sayısı büyüklük gruplarına göre incelendiğinde, 2021 yılında 250 ve üzeri çalışanı olan girişimlerde ücretli bulut bilişim hizmeti kullanım oranı yüzde 41 oldu. Bunu yüzde 19,5 ile 50-249, yüzde 8,5 ile 10-49 çalışanı olan girişimler takip etti.

ROBOT TEKNOLOJİSİ KULLANAN GİRİŞİMLERİN ORANI YÜZDE 4,8 OLDU

En az 10 çalışanı olan girişimlerin yüzde 4,8'i, 2021 yılında endüstriyel robot veya hizmet robotu kullandığını belirtti. Çalışan sayısı büyüklük grubuna göre endüstriyel robot veya hizmet robotu kullananların oranı incelendiğinde 10-49 çalışanı olan girişimlerin yüzde 3,7'sinin, 50-249 çalışanı olan girişimlerin yüzde 8,5'inin ve 250 ve üzeri çalışanı olan girişimlerin yüzde 23,7'sinin robot teknolojisi kullandığı görüldü.

Girişimlerin yüzde 21,1'i 2021 yılında internet aracılığıyla izlenebilen veya uzaktan kontrol edilebilen birbirine bağlı cihazlar veya sistemler kullandığını belirtti. Nesnelerin internetinin en fazla yüzde 82,1 ile tesislerin güvenliğinin sağlanması amacıyla kullanıldığı görüldü. Bunu yüzde 36,2 ile enerji tüketimi yönetimi ve yüzde 32,9 ile lojistik yönetimi izledi.

Yapay zeka teknolojilerinden herhangi birini kullandığını bildiren girişimlerin oranı, 2021 yılında yüzde 2,7 oldu. Yapay zeka kullanan girişimlerin en fazla yüzde 45,2 ile görüntülere göre nesneleri veya kişileri tanımlayan teknolojiler kullandıkları görüldü. Bunu yüzde 43,9 ile veri analizi için makine öğrenmesi ya da derin öğrenme ve yüzde 39,6 ile farklı iş akışlarını otomatikleştiren veya karar vermeye yardımcı olan teknolojilerin kullanımı takip etti.

ÇEVRİM İÇİ TOPLANTILARIN SAYISI ARTTI

Girişimlerin yüzde 30,5'i, 2020 yılı boyunca bilgisayar veya cep telefonu aracılığıyla girişimin e-posta sistemine uzaktan erişimi olan çalışan oranını artırdığını, yüzde 25,3'ü çevrim içi toplantılarının sayısını, yüzde 24,3'ü e-posta dışında girişimin bilişim teknolojileri sistemlerine uzaktan erişimi olan çalışan oranını artırdığını beyan etti.

E-posta sistemine uzaktan erişimi olan çalışan oranını artıran girişimlerin yüzde 89'u, çevrim içi toplantılarının sayısını artıran girişimlerin yüzde 93,1'i ve e-posta dışında girişimin bilişim teknolojileri sistemlerine uzaktan erişimi olan çalışan oranını artıran girişimlerin yüzde 90,2'si bu artışların nedenini tamamen ya da kısmen Kovid-19 salgını olarak ifade etti.

Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle 2020'de web sitesi veya mobil uygulamalar ya da EDI aracılığı ile mal veya hizmet satışına başladığını veya satış çabalarını artırdığını beyan eden girişimlerin oranı yüzde 14 oldu. Bu oran, çalışan sayısı büyüklük grubuna göre incelendiğinde, salgın nedeniyle 10-49 çalışanı olan girişimlerin yüzde 13,6'sının, 50-249 çalışanı olan girişimlerin yüzde 15,2'sinin ve 250 ve üzeri çalışanı olan girişimlerin yüzde 20,5'inin e-satışa başladığı veya satış çabalarını artırdığı görüldü.

14 Eylül 2021 Salı

Etiketler : Teknoloji

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, otoyol, devlet ve il yollarına inşa edilen fiber ağ uzunluğunun 7 bin 676 kilometreye ulaştığını bildirerek, "Tüm kara yollarımızdaki fiber ağımızı yaklaşık 20 bin kilometreye ulaştıracağız" dedi.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Akıllı Ulaşım Sistemleri (AUS) kapsamında kara yolu ağında gerçekleştirdikleri fiber optik altyapı çalışmalarına ilişkin yazılı açıklama yaptı.

Karayolları Genel Müdürlüğü (KGM) sorumluluğundaki yollarda, güncel teknolojileri kullanan ve tüm ulaşım modlarıyla entegre yerli ve milli bir akıllı ulaşım ağı sistemini devreye aldıklarına işaret eden Uraloğlu, Türkiye'deki devlet ve il yolu ağının 64 bin 768 kilometreye, otoyol ağının ise 3 bin 726 kilometreye ulaştığını anımsattı.

Uraloğlu, 68 bin 494 kilometrelik ulusal kara yolu ağında güvenli, yenilikçi, çevreci ve sürdürülebilir bir akıllı ulaşım ağı oluşturmak için çalışmaları kararlılıkla yürüttüklerini aktardı.

Bilgi ve iletişim teknolojilerindeki hızlı gelişmelerin etkisiyle kara yollarındaki trafiğin yönetiminde nesnelerin interneti ve karar destek gibi uygulamaların kullanıldığını anlatan Uraloğlu, "Tüm bu sistemlerin ortak bir merkezin çatı yazılımıyla kontrol edileceği entegre bir AUS yapısını hayata geçirmek için çalışmalarımıza hız verdik. Bu projeler, yollarda zaman ve enerji tasarrufu sağlamanın yanı sıra trafik güvenliğini ve sürdürülebilirliği de artıracak." değerlendirmesinde bulundu.

 

AŞAMA AŞAMA TAMAMLANIYOR

Bakan Uraloğlu, AUS kapsamında kurulacak sistemlerin birbirleriyle ve diğer ulaşım modlarıyla haberleşmesini sağlayacak etkin bir haberleşme altyapısı kurduklarına dikkati çekerek, KGM sorumluluğundaki yolları akıllı hale getirmek için otoyol, devlet ve il yollarındaki ağ uzunluğunu 15 bin kilometreye çıkarmayı planladıklarını bildirdi.

Bu fiber kablo ağı içerisinde yer alan 6 bin 973 kilometrelik yolu, trafik değerleri, AUS merkezlerinin tesis edilmesi ve bütçe olanakları doğrultusunda önceliklendirdiklerini belirten Uraloğlu, bunu da 5 aşamada gerçekleştireceklerini ifade etti.

Uraloğlu, birinci aşamada, pilot bölge olan Tekirova-Antalya-Gazipaşa ile Antalya-Sandıklı bölgesindeki 520 kilometrelik kesimde fiber optik haberleşme altyapısı yapımının tamamlandığı bilgisini paylaşarak açıklamasını şöyle sürdürdü: "İkinci aşamada, Ankara-Bursa-Karayolları 1. Bölge Müdürlüğü ve Ankara-İzmir, İzmir-Denizli-Karayolları 13. Bölge Müdürlüğü sınırları güzergahındaki 1452 kilometrelik kara yolu ağına fiber optik kablo haberleşme altyapısı yapımını tamamladık. Üçüncü aşamada ise Ankara-İstanbul-Edirne Kapıkule Sınır Kapısı, İstanbul-Karayolları Bursa 14. Bölge Müdürlüğü sınırı, İstanbul-İpsala güzergahlarında kara yolları ile İstanbul 1. ve Ankara 4. bölge müdürlükleri sorumluluk ağındaki muhtelif kesimlerde fiber optik kablo haberleşme altyapısı çalışmaları devam ediyor."

Dördüncü aşamada, İstanbul, Ankara, Samsun, Trabzon, Bursa ve Kastamonu bölge müdürlüklerinin sorumluluk alanında yer alan yaklaşık 1733 kilometrelik kara yolu kesimine fiber optik kablo haberleşme altyapısı tesis edilmesi için ihale çalışmalarının devam ettiğine dikkati çeken Uraloğlu, 2025 yılı içerisinde bu ihaleleri gerçekleştirmeyi planladıklarını aktardı.

 

3 BİN 47 KİLOMETRELİK HABERLEŞME ALTYAPISININ TESİSİ TAMAMLANDI

Bakan Uraloğlu, ülke genelindeki mevcut 3 bin 726 kilometrelik otoyol ağında 4 bin 629 kilometrelik haberleşme altyapısı bulunduğunu belirterek şunları kaydetti: "Bugüne kadar devlet ve il yollarında 3 bin 47 kilometrelik haberleşme altyapısını tamamladık, otoyollarla birlikte fiber ağ uzunluğu 7 bin 676 kilometreye ulaştı. Diğer ulaşım modlarıyla etkin haberleşme altyapısı kurmak için devlet ve il yollarına 3 bin 47 kilometre fiber kablo inşa ettik. Devlet ve il yollarına 12 bin kilometre daha fiber ağ kurmayı planlıyoruz. Böylece tüm kara yollarımızdaki fiber ağımızı yaklaşık 20 bin kilometreye ulaştıracağız. Gelecek projeksiyonunda bu ağı daha da uzatacağız."

22 Ekim 2024 Salı

SAHA EXPO Uluslararası Savunma, Havacılık ve Uzay Sanayii Fuarı’nın açılışında konuşan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Kacır, "Dünyadaki muadillerine göre kabiliyet avantajı sunması açısından ön plana çıkan savunma ürünlerimiz, ülkemizin stratejik hamlelerinde güç çarpanı olmaya devam ediyor" dedi.

Türkiye'nin ve Avrupa'nın en büyük sanayi kümelenmesi SAHA İstanbul tarafından Cumhurbaşkanlığı himayesinde organize edilen, 6 bakanlık ve Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığının desteklediği, Anadolu Ajansının global iletişim ortağı olduğu SAHA EXPO Uluslararası Savunma, Havacılık ve Uzay Sanayii Fuarı başladı.

Bakan Kacır, İstanbul Fuar Merkezi'nde (İFM) 26 Ekim'e kadar devam edecek etkinliğin açılışında yaptığı konuşmada, ilki 2018'de gerçekleştirilen organizasyonun kısa sürede dünyanın savunma ekosisteminin tüm paydaşlarının buluşma noktası haline geldiğini söyledi.

Son 1 yılda 40 binden fazla insanın İsrail tarafından öldürüldüğüne dikkati çeken Kacır, "2 milyona yakın insan evinden, yerinden edildi. İsrail şimdi çatışmayı başka ülkelere taşıyor. Bütün bunlara uluslararası kurumların seyirci kaldığı bir sistemin güven telkin etmesi söz konusu olabilir mi?" diye konuştu.

Kacır, bugün dünyanın birçok yerinde ortaya çıkan çatışmaların uluslararası sistem tarafından çözüme kavuşturulamadığına işaret ederek, Birleşmiş Milletler'in mevcut sisteminin insanlık için adaleti tesis etme kabiliyetinin bulunmadığını dile getirdi.

Dünyanın farklı coğrafyalarında terör örgütlerinin farklı aktörler tarafından kullanıldığını ve ülkelerin barış ve istikrarını tehdit etmeyi sürdürdüğünü vurgulayan Kacır, böyle bir tabloda ülkelerin askeri caydırıcılık için daha fazla yatırım yaptığını ifade etti.

 

"MİLLİ VE ÖZGÜN TEKNOLOJİLER GELİŞTİRMEKTEN BAŞKA ALTERNATİF YOK"

Geçen 10 yılda küresel savunma sanayi harcamalarının 1,75 trilyon dolardan yaklaşık 2,5 trilyon dolara çıktığı bilgisini veren Kacır, şöyle devam etti: "Dünyadaki krizlerin ve çatışmaların en yoğun yaşandığı coğrafi hat içindeki ülke olarak bu tabloya kayıtsız kalma lüksüne sahip değiliz. Milli güvenlik stratejilerimize çerçeve çizmeye çalışan, ülkemizi masada ve askeri sahada zayıflatmak isteyen ülkelerin örtülü ve açık ambargolarına uzun yıllar maruz kaldık. Parasını ödediğimiz savunma ürünlerinin tedarik ve bakım süreçlerinde türlü zorluklarla karşılaştık. Tecrübelerimiz, ülkemizin bekası için savunma sanayisinde milli ve özgün teknolojiler geliştirmekten başka bir alternatifin bizler için söz konusu olmadığını gösterdi. Cumhurbaşkanı'mızın liderliğinde son 22 yılda ortaya konulan güçlü siyasi irade ve istikrarlı devlet politikaları, milli ve özgün ürünleri önceleyen uzun dönemli AR-GE, yatırım ve tedarik planlamaları ve nitelikli insan kaynağı yatırımlarıyla savunma sanayimiz büyük bir atılım gerçekleştirdi. Ana yüklenicileri, alt yüklenicileri, KOBİ'leri, araştırma kuruluşları ve üniversiteleriyle Türkiye'nin iftihar kaynağı sektörleri arasında yerini aldı."

 

"İHA VE SİHA'LARIMIZLA TERÖRÜ VATAN TOPRAKLARIMIZDAN KAZIDIK"

Kacır, ürün, sistem ve alt sistem bazlı yerlileşme çalışmaları neticesinde savunma sanayisinde yerlilik oranını 22 yılda yüzde 20'den yüzde 80'lerin üzerine çıkardıklarını anlattı.

Savunma projelerinin niteliği ve niceliğinin büyük bir gelişim gösterdiğini belirten Kacır, şöyle konuştu: "2002'de sadece 62 savunma projesi yürütülürken bu sayı 1000'in üstüne çıktı. Türkiye'nin milli ve özgün savunma sanayisi ürünleri, artık dünyada harp paradigmasını ve jeopolitik dengeleri değiştirici unsurlar olarak tanımlanıyor. Havadan deniz platformlarına, kara araçlarından uzay sistemlerine kadar pek çok kritik alanda, yerli ve milli teknolojileriyle yeni çağın lider ülkeleri arasında yer alma yolunda hızla ilerliyoruz. Küresel ölçekte savaş paradigmalarını değiştiren İHA ve SİHA'larımızla terörü vatan topraklarımızdan kazıdık. Sınırlarımızda ülkemizi tehdit eden terör unsurlarının barınmasına müsaade etmiyoruz. MİLGEM projeleri ve TCG Anadolu ile mavi vatanda ve uluslararası sularda özgürce yol alıyoruz. Değer zincirinde barındırdığı 3 bin 500'ü aşkın firması ve 90 binin üzerinde nitelikli insan kaynağıyla savunma sanayimiz başarılarına her geçen gün yenilerini ekliyor. Ekosistem aktörleri arasındaki güçlü işbirliği, uluslararası kalitede üretim kabiliyetleri ve inovatif AR-GE yaklaşımı, yalnızca Türkiye'nin değil, dost ve kardeş ülkelerin de ihtiyaçlarını adresleyen başarılı güvenlik çözümlerini mümkün kılıyor. Dünyadaki muadillerine göre kabiliyet avantajı sunmasının yanında rekabetçi edinim maliyetleri açısından da ön plana çıkan savunma ürünlerimiz, ülkemizin stratejik hamlelerinde güç çarpanı olmayı sürdürüyor."

 

"BU GÜÇLÜ İVMEYİ ASLA KAYBETMEYECEĞİZ"

Kacır, muharebe sahasında kendilerini kanıtlayan ve güvenlik güçlerinin tecrübeleri doğrultusunda sürekli iyileştirilen savunma ürünleri ihracatının geçen yıl 5,5 milyar dolara ulaştığını bildirdi.

İhracatın bu yılın 9 ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 12 arttığını vurgulayan Kacır, "Dünyanın en büyük savunma ve havacılık firmaları listesinde yer alan Türk savunma sanayi firmalarının sayısındaki artış bizleri gururlandırıyor. Milli Teknoloji Hamlemizin işaret fişeğini yakan bu güçlü ivmeyi asla kaybetmeyeceğiz. Yapay zeka, otonomi, siber güvenlik, uzay, hipersonik, kuantum ve biyoteknoloji gibi savunma sanayisini yeniden şekillendiren alanlardaki gelişmeleri yakından izlemeye ve bunlara öncülük etmeye devam edeceğiz." dedi.

Kacır, her geçen gün daha geniş bir uygulama alanı bulan yapay zekanın etik ve strateji bağlamında insanlığı yeni sorunlarla karşı karşıya getirdiğini ifade etti.

 

"TAM BAĞIMSIZ TÜRKİYE YOLUNDA EMİN ADIMLARLA İLERLİYORUZ"

Dünyada kritik altyapıların yazılım odaklı hale gelerek dijitalleşmesinin, siber uzayı savaşların yeni bir sahası haline getirdiğini ve dijital savaş kavramını gündeme taşıdığını belirten Kacır, şunları kaydetti: "Düşman unsurlarını etkisiz hale getirme senaryolarında oyun değiştirici rol üstlenen siber güvenlik çalışmaları, askeri doktrinlerde yerini sağlamlaştırdı. Dünya savunma sanayisini adeta yeniden tanımlayan bu yenilikçi teknolojileri, ülkemizin küresel savunma liginde stratejik bir oyuncu olması için önemli bir fırsat penceresi olarak görüyoruz. Geleceğin potansiyel muharebe trendlerinin yakalanmasına ve yönlendirilmesine imkan tanıyacak kapsamlı bir tedarik politikası ve yetkinlik inşası sürecini başlattık. Testleri devam eden KIZILELMA ve ANKA-3 ile ülkemizi daha ileri noktaya taşıyoruz. Yerli mühimmatlarımızla görev icra edecek yeni nesil İHA'larımızla tam bağımsız Türkiye yolunda emin adımlarla ilerliyoruz."

Bölgesel tehditlere karşı caydırıcı, uzun menzilli hipersonik balistik füze sistemlerinin geliştirilmesine yönelik çalışmaların başarıyla devam ettiğini vurgulayan Kacır, siber güvenlikte değişen dinamikler doğrultusunda kabiliyet havuzunu genişletecek projeleri öncelikli olarak değerlendirdiklerini söyledi.

 

"128 MİLYAR LİRALIK SABİT YATIRIMIN ÖNÜNÜ AÇTIK"

Dünyanın kara, deniz ve hava kuvvetlerinin ardından artık uzay kuvvetlerini konuştuğuna dikkati çeken Kacır, şu değerlendirmede bulundu: "Türkiye, uzay bilimi ve teknolojilerindeki nitelikli insan kaynağı, güçlü tasarım ve mühendislik kabiliyetleriyle uzaydaki hak ve menfaatlerini korumaya her zamankinden daha hazır konumdadır. Fergani firmamızın çalışmalarını yürüttüğü Milli Küresel Konumlama Sistemi ile askeri operasyonlarımızın güvenliği açısından önemli bir riski bertaraf edeceğiz. Bakanlık olarak, askeri ve siyasi bağımsızlığımızı perçinleyecek inisiyatifleri bugüne kadar nasıl desteklediysek 'Türkiye Yüzyılı'nda da en güçlü şekilde destekleyeceğiz. 2002'den bugüne savunma sanayisinde 883 yatırım için teşvik belgesi düzenledik, 128 milyar liralık sabit yatırımın önünü açtık. TÜBİTAK aracılığıyla 1493 savunma sanayi projesine ve 2 bin 233 bilim insanına ve gencimize 38 milyar lira destek sağladık. Dünya savunma sanayisinde geliştirilen en ileri sistemler, çok uluslu işbirlikleriyle ortaya çıkıyor. Türkiye olarak, ortak fayda esasında, savunma sanayisinde sahip olduğumuz imkan ve kabiliyeti dostlarımızla ve müttefiklerimizle paylaşmaya her zaman hazırız."

22 Ekim 2024 Salı