tatil-sepeti

ABD Merkez Bankası (Fed) gelecek hafta Mart 2020'den bu yana ilk kez faiz indirmeye hazırlanırken, piyasalarda bankanın sıkı finansal koşulları gevşetmesine karşın resesyon yaşanabileceği korkusu hakim.


Dünya genelinde resesyon endişeleri günden güne fiyatlamalara dahil olurken, ABD'nin 10 yıllık tahvil faizinin uzun bir aranın ardından 2 yıllık tahvil faizinin üzerine çıkması söz konusu endişeleri güçlendiriyor.

ABD Merkez Bankası (Fed) gelecek hafta Mart 2020'den bu yana ilk kez faiz indirmeye hazırlanırken, piyasalarda bankanın sıkı finansal koşulları gevşetmesine karşın resesyon yaşanabileceği korkusu hakim.

Analistler, özellikle ABD'de tahvil piyasalarındaki fiyatlamaların ekonomilerde durgunluk döneminin başlayabileceğine ilişkin sinyaller verdiğini kaydederek, ABD'nin 10 yıllık tahvil faizi ile 2 yıllık tahvil faizi arasındaki farkın yeniden pozitife dönmesine dikkati çekti.

ABD'de yaşanan neredeyse bütün resesyonlar öncesinde 10 yıllık tahvil faizinin 2 yıllık tahvil faizi altında kaldığını aktaran analistler, söz konusu fiyatlamaların tarihteki en uzun serilerden birine imza atması nedeniyle olası bir resesyonun şiddetinden de endişe edildiğini belirtti.



RESESYON İLE İLGİLİ MERAK EDİLEN 10 SORU


Soru 1: Resesyon nedir?

Cevap: Resesyon, bir ülkenin ekonomik faaliyetlerinde görülen daralmayı ifade ediyor. Teknik olarak, Gayrisafi Yurt İçi Hasıla’da (GSYH) iki çeyrek üst üste küçülme görülmesi resesyon olarak tanımlanıyor. Bir ekonomide ekonomik küçülmenin sürekliliği ve diğer ekonomik faaliyetlerin uzun süre canlılığını yitirmesi hali depresyon olarak kabul ediliyor.


Soru 2: Resesyon nasıl oluşur?

Cevap: Resesyon, çok farklı şekillerde ortaya çıkabilir. Küresel finansal krizler, siyasi belirsizlikler, doğal afetler, ekonomik aktivitedeki zayıflama gibi durumlar resesyona zemin hazırlamaktadır. Ayrıca merkez bankaları kararları ve ülkenin para politikaları resesyonu tetikleyebilir. Para politikasının gereğinden uzun süre sıkı kalması veya para arzının azaltılması gibi sıkılaştırma yöntemleri ekonominin zamanla negatif büyümesine sebep olabilir.


Soru 3: Bir ekonomi resesyon yaşarsa ne olur?

Cevap: Resesyonla birlikte ekonomik aktivitenin yavaşlaması gündeme gelirken, daralmadan kaynaklı işsizlik oranının artması, tüketicilerin harcamalarını kısması, talep düşüşü, ithalat, ihracat ve ticaret hacminde azalma, yatırım eksikliği, üretim azalışını beraberinde getirebilir.


Soru 4: Resesyona gidildiği nasıl anlaşılır?

Cevap: Bir ekonominin resesyona girip girmediğini anlamak için belirli ekonomik göstergelere bakmak gerekir. Bunlardan en önemlisi GSYH’dir. Sanayinin üretim kapasitesindeki düşüş, işsizlik oranlarındaki artış, azalan talep ve yatırımlar, perakende satışlardaki gerilemeler resesyonu sezmede önemli göstergeler olarak öne çıkar.


Soru 5: Resesyon piyasaları nasıl etkiler?

Cevap: Resesyon dönemlerinde yatırımcılar daha çok korunmaya çekilirler. Bunu yaparken daha çok güvenli liman varlıklara yatırım yaptıkları gözlenirken, piyasalarda oynaklık da artabilir.


Soru 6: Resesyonun sonuçları nelerdir?

Cevap: Resesyon, ekonomik aktivitelerde geçici bir daralmayı ifade eder. Uzun süreli devam eden etkili resesyonlar, ekonomik sıkıntıları körükleyerek sosyal sorunlara yol açabilmektedir. Bu noktada hükümetler ve merkez bankaları, ekonomiyi ısıtmak, teşvik etmek ve resesyondan çıkmayı desteklemek için politika tedbirleri alırlar. Bu önlemler arasında faiz oranlarının düşürülmesi, mali teşviklerin sağlanması ve kamu harcamalarının artırılması gibi adımlar söz konusu olmaktadır.


Soru 7: Resesyonun seviyesi var mı?

Cevap: Resesyonun hafif, orta ve şiddetli seviyeleri bulunur.


Soru 8: Global resesyon nedir?

Cevap: Birden fazla ülkenin aynı anda ekonomik daralma ve küçülme yaşaması anlamına gelir. Global resesyon, küresel çapta finansal krizlere yol açabilir.


Soru 9: ABD ekonomisinin resesyona girmesi merkez bankalarının politikalarını nasıl etkiler?

Cevap: Fed'in resesyon halinde faiz indirimlerinin büyüklüğünün artacağı beklentisi güç kazanabilir. Bu durumda diğer merkez bankaları da resesyon ihtimalini göz önünde bulundurarak finansal koşulları öngörülenden daha hızlı bir şekilde gevşetebilir.


Soru 10: Resesyon ile stagflasyon arasındaki farklar nelerdir?


Cevap: Ekonomi biliminde, resesyon ve stagflasyon birbirlerinden ayrı anlamlar taşır. Resesyon; ekonomide durgunluk, düşük talep, yüksek işsizlik, fiyatlarda gerileme veya düşük miktarda artışın yaşandığı ekonomiyi yansıtır.


Stagflasyon ise enflasyon ile resesyonun aynı anda yaşanmasını ifade eder. Stagflasyon, ekonomik büyümenin yavaşladığı veya gerilediği bir dönemde fiyatlar genel düzeyinin yükselmeye devam ettiği ve işsizlik oranının arttığı bir durumu tanımlamak için kullanılır.

12 Eylül 2024 Perşembe

Son dakika haberi: Cumhurbaşkanı Erdoğan, BRICS Liderler Zirvesi'ne katılmak üzere bugün Kazan'a gidecek. Erdoğan, 2 gün sürecek ziyaretinde devlet ve hükümet başkanlarıyla bir araya gelecek. Türkiye, BRICS'e üye olacak mı?

Son dakika haberleri… Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, BRICS Liderler Zirvesi'ne katılmak üzere bugün Rusya’ya bağlı Tataristan’ın başkenti Kazan şehrine gidecek.

Diplomasi trafiğini bu kez Kazan’da sürdürecek olan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin de olası üyeliğinin gündemde olduğu BRICS’in 16’ncı Liderler Zirvesi'ne iştirak edecek.

 

TÜRKİYE BRICS'E ÜYE OLACAK MI?

Türkiye, küresel ekonominin yüzde 25’ini kapsayan ve giderek gelişen BRICS grubuna üye olacak mı? Bu soru gündemdeki sıcaklığını korurken, Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni üyelerle genişlemesi beklenen oluşumla iş birliğini geliştirmek için 2 gün boyunca Rusya’da temaslarda bulunacak.

 

AİLE FOTOĞRAFINDA YER ALACAK

BRICS’e üye ve davetli ülke liderleriyle aile fotoğrafında yer alacak. Zirve kapsamındaki çalışma toplantısına katılacak.

Cumhurbaşkanı Kazan'da ikili görüşmeler de yapacak. Erdoğan, zirve marjında bazı devlet ve hükümet başkanlarıyla bir araya gelecek. O isimler arasında ev sahibi Rusya’nın lideri Vladimir Putin’in de olması bekleniyor.

 

İSRAİL’İN SALDIRILARINA VURGU YAPACAK

Cumhurbaşkanı, liderlerle yapacağı görüşmelerde ikili ilişkilerin güçlendirilmesine dair atılacak adımları konuşacak. Ayrıca işgalci İsrail’in Filistin ve Lübnan topraklarında devam eden saldırıları başta olmak üzere bölgesel ve küresel konulara da vurgu yapacak.

 

SON OLARAK 2018’DEKİ TOPLANTIYA KATILMIŞTI

Cumhurbaşkanı Erdoğan son olarak 2018’de Güney Afrika Cumhuriyeti’ndeki BRICS zirvesine katılmıştı. Şimdi de yeni üyelerle genişlemesi beklenen oluşumla iş birliğini geliştirmek için 2 gün boyunca Rusya’da temaslarda bulunacak.

 

23 Ekim 2024 Çarşamba

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, vergi sisteminin adaletli olmasının, üst gelir gruplarının sorumluluklarını yerine getirmesini sağlarken dar gelirli vatandaşların sırtındaki yükü hafiflettiğini belirterek, "Çok kazanandan çok, az kazanandan az almak, vergideki temel amacımız bu” dedi.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, HAK-İŞ Konfederasyonunun 49. kuruluş yıl dönümü programında, çalışma hayatını ilgilendiren konularda temel ilkelerinin, çalışanı ve işvereni mağdur etmeden uzlaşı zemininde buluşmak olduğunu, son yıllarda çalışanın ücretinde önemli iyileştirmeler yaptıklarını söyledi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde sendikal örgütlenmenin kolaylaştırılmasından iş güvenliği düzenlemelerine, kayıt dışı istihdamın azaltılmasından kadınların çalışma hayatına katılımının teşvik edilmesine kadar işçilerin yıllardır çözülmeyen sorunlarını çözüme kavuşturduklarını ifade eden Yılmaz, asgari ücret artışı ve salgın döneminde istihdamın korunması gibi adımlarla her zaman işçinin yanında olduklarını ortaya koyduklarını bildirdi.

 

810 MİLYAR LİRADAN KAMU OLARAK VAZGEÇTİK 

Asgari ücretle bu ücrete kadar tüm gelirleri her türlü vergiden istisna kıldıklarını hatırlatan Yılmaz, "Bu kanunu düzenlemeyi yapmamış olsaydık, asgari ücret ve asgari ücrete kadar tüm gelirlerden vergi alıyor olsaydık ne kadar vergi alacaktık diye baktığınızda 2025'te 810 milyar lira gibi bir rakamla karşılaşıyoruz. Yani 810 milyar liradan kamu olarak vazgeçtik biz. Maliyemiz vazgeçti" ifadelerini kullandı.

Yılmaz, Türkiye'nin istihdam üreterek büyüdüğünü anlatarak, emeğin yoğun olduğu iş kollarında ara eleman sıkıntısı yaşandığını, iş gücü arzının yeterli olmadığını ve işverenlerin en çok şikayet ettiği hususların başında çalıştıracak personel bulamamanın geldiğini gözlemlediklerini aktardı.

"Mesleki ve teknik eğitimde yeni bir açılımı devreye alarak iş gücü arzını piyasanın ihtiyaçlarıyla uyumlu hale getirmek istiyoruz." diyen Yılmaz, eğitim sistemi veya kısa dönemli kursların içeriğiyle iş gücü piyasasının ihtiyaçları arasında daha fazla örtüşme sağlanması gerektiğini kaydetti.

 

ÇOK KAZANANDAN ÇOK, AZ KAZANANDAN AZ ALMAK

Yılmaz, vergi sisteminin adaletli olmasının, üst gelir gruplarının sorumluluklarını yerine getirmesini sağlarken dar gelirli vatandaşların sırtındaki yükü hafiflettiğini belirterek, "Bizim de anlayışımız budur. Çok kazanandan çok, az kazanandan az almak, vergideki temel amacımız bu. Vergi adaletini güçlendirmek, vergide etkinliği sağlamak... Bu yönde geçtiğimiz dönem önemli adımlar attık" diye konuştu.

Gelir vergisi tarifesinde en alt dilimdeki vergi oranını düşürdüklerini, en üst dilimdeki vergi oranını yükselttiklerini bildiren Yılmaz, şöyle devam etti: "Vergi gelirlerinde sağlanan iyileşmeyi vatandaşlarımızın refahı ve ülkemizin istikrarı için verimli alanlara yönlendireceğiz. Bütçemizde temel vurgumuz şu, deprem harcamaları azaldıkça bir mali alanımız, imkanlar oluşacak. Bu mali imkanları da iki temel amaç için kullanmayı planlıyoruz. Birincisi ekonomimizi büyütmek, reel sektörümüzü, üretimimizi desteklemek, kalıcı bir şekilde yapısal dönüşümle sanayimizin teknolojik gücünü, katma değerimizi yükseltmek. İkincisi de sosyal refahı kalıcı bir şekilde arttırıcı tedbirler almak. Bu yönde bütçemizin imkanlarını değerlendirmek."

 

KAYIT DIŞILIĞI EN AZ SEVİYELERE ÇEKMEYİ HEDEFLEDİK

Cevdet Yılmaz, istihdamda kayıt dışının bir dönem yüzde 50'lerin üzerinde olduğunu, şu anda yüzde 20'lerin bir miktar üzerinde bulunduğu ve kayıt dışılığı en az seviyelere çekmeyi hedeflediklerini ifade etti.

İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarına da değinen Yılmaz, burada etnik ve dini kimlikten öte insanlığın katledildiğini belirterek, "Bir soykırım davası var malum. Uluslararası Adalet Divanı'nda soykırımla yargılanan bir İsrail hükümeti var. İnşallah en kısa sürede orada da ateşkes sağlanır. Orada yaşanan bu insanlık dışı manzaralar sona erer. İnsanların ihtiyaç duyduğu temel destekler, insani yardımlar ulaşır ve inşallah siyasi bir çözümle kalıcı bir huzura bölgemiz kavuşur." dedi.

23 Ekim 2024 Çarşamba