tatil-sepeti

Yılın ilk yarısında, 10 büyük mevduat bankasının aktif büyüklüğü 2023 sonuna kıyasla yüzde 20 artışla 22 trilyon 941,5 milyar liraya yükselirken, 28 trilyon liralık aktif büyüklüğe sahip bankacılık sektöründen yüzde 82 pay aldı.




Bankaların konsolide olmayan finansal tablolarından derlediği bilgiye göre, Türkiye'nin en büyük 10 mevduat bankasının ocak-haziran dönemindeki aktif büyüklüğü 2023 yılı sonuna göre yüzde 20 artarak 22 trilyon 941,5 milyar liraya ulaştı.

 

Türkiye Bankalar Birliğinin (TBB) yayımladığı rapora göre, bankacılık sektörünün toplam aktif büyüklüğü 28 trilyon 56 milyar liraya ulaşırken, 10 büyük mevduat bankası sektörün yüzde 82'sini oluşturdu.

 

Ziraat Bankası, 4 trilyon 548 milyar lira ile sektörün en büyük aktifine sahip bankası unvanını korurken, bankanın aktif büyüklüğü 2023 sonuna göre yüzde 19,7 artış gösterdi.

 

İkinci sırada yer alan VakıfBank'ın aktif büyüklüğü ise yüzde 15,8 artarak 3,2 trilyon liraya çıktı.

 

Aktif büyüklük sıralamasında, üçüncü sırada 2,8 trilyon lira ile Türkiye İş Bankası yer alırken, aynı zamanda özel bankalar arasında en yüksek aktif büyüklüğe sahip banka olma unvanını da korudu.

 

Halkbank ise 2,6 trilyon liralık aktif büyüklüğüyle dördüncü sırada yer aldı ve 6 aylık süreçte aktif büyüklüğünü yüzde 18,9 artırdı.

 

Halkbank'ı sırasıyla 2,3 trilyon lira ile Garanti BBVA, 2,18 trilyon lirayla Akbank, 2,17 trilyon lirayla Yapı Kredi, 1,25 trilyon lirayla QNB Finansbank, 1,22 trilyon lirayla DenizBank ve 498,6 milyar lira ile Türk Ekonomi Bankası (TEB) izledi.

 

Bu dönemde aktif büyüklüğünü en çok artıran banka ise yüzde 27,4 ile QNB Finansbank oldu.

 

10 bankanın net karı 210 milyar lirayı aştı

Jeopolitik ve küresel ekonomik risklerin gölgesinde, değişen para politikası ve sıkılaşan finansal koşullar bankaların net karını da önemli ölçüde etkiledi.

 

İlk yarıda en yüksek net karı 44,8 milyar lira ile Garanti BBVA elde ederken, 2023 yılının aynı dönemine göre karını yüzde 31,1 artırdı.

 

Ziraat Bankası 30,6 milyar lira ikinci, Türkiye İş Bankası 29,1 milyar lira ile üçüncü, Akbank 24,1 milyar lira ile dördüncü, DenizBank 23,7 milyar lira ile beşinci sırada yer aldı.

 

Karlılık bazında bu bankaları sırasıyla 19,1 milyar lira ile VakıfBank, 17,45 milyar lira ile QNB Finansbank, 17,40 milyar lira ile Yapı Kredi, 8,2 milyar lira ile Halkbank ve 5 milyar lira ile TEB izledi.

 

Geçen yılın ilk yarısına kıyasla net kar değişimlerine bakıldığında, karını en çok artıran banka yüzde 248,4 ile VakıfBank oldu. VakıfBank'ı yüzde 76,7 ile DenizBank takip etti.

 

Net karını Halkbank yüzde 66,7, QNB Finansbank yüzde 24,8 ve Ziraat Bankası yüzde 19 yükseltti. Net karı söz konusu döneme göre gerileyen bankalar ise sırasıyla yüzde 27,8 ile TEB ve Yapı Kredi, yüzde 22,3 ile Akbank, yüzde 7,5 ile Türkiye İş Bankası oldu.

 

10 bankanın öz kaynağı 1,9 trilyon liraya yükseldi

TBB'nin raporuna göre haziran sonunda Türkiye'deki bankaların toplam öz kaynakları 2 trilyon 465 milyar lira oldu. 10 mevduat bankasının toplam öz kaynakları ise 2023 sonuna kıyasla yüzde 11,5 artış göstererek 1 trilyon 940 milyar liraya yükseldi.

 

Öz kaynak büyüklüklerine göre ise Ziraat Bankası 380,9 milyar lira ile birinci sırada yer alırken, onu 285,4 milyar lira ile Türkiye İş Bankası, 279,3 milyar lira ile Garanti BBVA, 221 milyar lira ile Akbank, 191,2 milyar lira ile VakıfBank, 183 milyar lira ile Yapı Kredi, 136 milyar lira ile Halkbank, 125,6 milyar lira ile DenizBank, 98,8 milyar lira ile QNB Finansbank ve 38,6 milyar lira ile TEB izledi.

 

Bu dönemde, öz kaynaklarını en fazla artıran bankalar sırasıyla yüzde 39,9 ile DenizBank, yüzde 21,1 ile QNB Finansbank, yüzde 15 ile Ziraat Bankası, yüzde 14,1 ile Garanti BBVA ve yüzde 11,6 ile VakıfBank oldu.

 

- Toplam mevduatlar 15,5 trilyon liraya yaklaştı

 

Bankalar için en büyük fon kaynağı olan mevduatlar, söz konusu bankalar için 2023 sonuna kıyasla yüzde 13,6 artışla 15 trilyon 432,8 milyar liraya yükseldi.

 

Ziraat Bankası, 3,2 trilyon liralık mevduatla birinci olurken, sıralama 2,16 trilyon lira ile Halkbank, 2,15 trilyon lira ile VakıfBank, 1,8 trilyon lira ile Türkiye İş Bankası, 1,6 trilyon lira ile Garanti BBVA, 1,4 trilyon lira ile Akbank, 1,2 trilyon lira ile Yapı Kredi, 759,6 milyar lira ile QNB Finansbank, 685,1 milyar lira ile DenizBank ve 343,9 milyar lira ile TEB olarak gerçekleşti.

 

2023 sonuna göre, mevduat hacmi en fazla artış gösteren bankalar ise yüzde 20,8 ile TEB, yüzde 20,2 ile QNB Finansbank, yüzde 18,8 ile Yapı Kredi, yüzde 15,8 ile Garanti BBVA ve yüzde 15,4 ile Halkbank oldu.

 

10 mevduat bankasından 12 trilyon liralık nakdi kredi desteği

İlgili 10 bankanın toplam nakdi kredi desteği 2023 sonuna göre yüzde 20,3 artışla 12 trilyon 129 milyar liraya yükseldi, kredi desteği en yüksek banka 2,3 trilyon lirayla Ziraat Bankası oldu. Bankanın kredi stokundaki artış yüzde 18,8 olarak kayıtlara geçti.

 

Ziraat Bankası'nın ardından en yüksek nakdi kredi stokuna sahip bankalar sırasıyla 1,7 trilyon lirayla VakıfBank, 1,4 trilyon lirayla Türkiye İş Bankası, 1,36 trilyon lirayla Halkbank, 1,3 trilyon lirayla Garanti BBVA, 1,15 trilyon lirayla Yapı Kredi, 1,1 trilyon lirayla Akbank, 753,9 milyar lirayla QNB Finansbank, 631,6 milyar lirayla DenizBank ve 286,9 milyar lirayla TEB oldu.

 

İlk yarıda kredi stokundaki artış hızı yıllık incelendiğinde yüzde 36,7 ile TEB öne çıkarken, yüzde 28,3 ile Yapı Kredi, yüzde 26,4 ile Akbank, yüzde 26,1 QNB Finansbank ve yüzde 23,4 Türkiye İş Bankası şeklinde sıralandı.

 

TL kredilerde ilk üçte Ziraat Bankası, VakıfBank ve Halkbank yer alırken, yabancı para kredilerde ise 808 milyar lira ile Ziraat Bankası, 600 milyar lira ile VakıfBank ve 531 milyar lira ile Türkiye İş Bankası ilk üç sırada yer aldı. TEB 2023 sonuna göre hem TL kredilerde hem de yabancı para kredilerde en çok artış yakalayan banka oldu.

 

Kamu bankalarının ilk yarıda kredi stoku 5,4 trilyon liraya, özel bankaların ise 6,6 trilyon liraya ulaştı. Böylece 10 büyük mevduat bankasının toplam kredi stokunun yüzde 44,8'ine kamu bankaları, yüzde 55,2'sine özel bankalar sahip oldu.

22 Ağustos 2024 Perşembe

Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD), jeopolitik çatışmalar ve iklim değişikliğinden kaynaklanan aksamaların kritik deniz geçiş noktalarını tehdit ettiği ve küresel ekonomi, gıda güvenliği ve enerji arzının artan risk altında olduğu uyarısında bulundu.





UNCTAD, "Deniz Taşımacılığı 2024 Değerlendirmesi: Deniz Geçiş Noktalarının Seyri" başlıklı raporunu, basın toplantısında açıkladı.

Rapora göre, küresel deniz ticareti 2022'deki daralmanın ardından toparlanma eğilimine girdi ve 2023'te yüzde 2,4 büyüyerek yaklaşık 12,3 milyon tona ulaştı.

Bu yıl ise deniz ticaretinin demir cevheri, kömür ve tahıl gibi dökme yük emtialarının yanı sıra konteynerle taşınan mal talebinin artmasıyla yüzde 2'lik mütevazı bir büyüme göstermesi bekleniyor.

Geçen yıl yüzde 0,3 büyüyen konteyner ticaretinin bu yıl yüzde 3,5 artış göstereceği tahmin edilirken, UNCTAD'a göre bu rakamlar daha derin zorlukları maskeliyor. Bu nedenle, küresel deniz ticaretinde uzun vadeli büyüme, sektörün Ukrayna'daki savaş ve Orta Doğu'da artan jeopolitik gerginlikler gibi devam eden zorluklara nasıl uyum sağlayacağına bağlı olacak.

ROTALARIN UZAMASI YÜKSEK MALİYET VE EMİSYONLARA YOL AÇIYOR

Dünyadaki kritik deniz geçiş noktaları aksamalarla karşı karşıya kalarak gecikmelere, rota değişikliklerine ve daha yüksek maliyetlere neden oldu.

Küresel ticaretin kritik arterlerini oluşturan Panama ve Süveyş kanallarındaki trafik, 2024 ortasında, önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 50'nin üzerinde düşüş gösterdi.

Bu gerileme, Panama Kanalı'nda iklim değişikliği kaynaklı düşük su seviyeleri ve Süveyş Kanalı'nı etkileyen Kızıldeniz bölgesindeki çatışmaların patlak vermesinden kaynaklandı.

Aden Körfezi ve Süveyş Kanalı'ndan geçen gemilerin tonajı da sırasıyla yüzde 76 ve yüzde 70 azaldı.

Gemilerin rotalarını Kızıldeniz'den Ümit Burnu'na çevirmesiyle, bölgedeki gemi varışları yüzde 89 arttı. Bu durum mal akışının sürdürülmesine yardımcı olurken, maliyet artışları, gecikmeler ve karbon emisyonlarının yükselmesine yol açtı.

UNCTAD, Uzak Doğu-Avrupa rotasında 20-24 bin TEU konteyner gemisinin, Süveyş Kanalı yerine Afrika'yı dolaşarak seyahat ettiğinde, Avrupa Birliği'nin (AB) Emisyon Ticaret Sistemi kapsamında sefer başına 400 bin dolar ek emisyon maliyetine maruz kaldığını hesapladı.

Daha uzun süren rotalar, liman tıkanıklığının artmasına, daha yüksek yakıt tüketimi ve mürettebat ücretleri, sigorta primleri ve korsanlık riskine maruz kalma ihtimalinin artmasına da neden oldu.

Geçen yıl küresel ton-mil dengesi yüzde 4,2 artarak maliyet ve emisyonların yükselmesine yol açarken, rotaların uzaması küresel lojistik ve tedarik zincirleri üzerinde baskı oluşturdu.

 EN KÖTÜ ETKİLERİ AZ GELİŞMİŞ ÜLKELER YAŞIYOR

Yaşanan aksaklıklar ve artan maliyetlerden tüm ülkeler eşit şekilde etkilenmiyor. Gelişmekte Olan Küçük Ada Devletleri (SIDS) ve En Az Gelişmiş Ülkeler (LDC), en kötü etkileri yaşıyor.

Hesaplamalara göre, Kızıldeniz ve Panama Kanalı'ndaki krizin devam etmesi durumunda küresel tüketici fiyatları 2025 sonuna kadar yüzde 0,6 artabilir. SIDS için potansiyel etkinin daha şiddetli olma riski bulunuyor.

Denizcilik sektörünün iklim değişikliğinin artan etkileri ve diğer aksamalara karşı dayanıklılık ihtiyacının aciliyetini de vurgulayan UNCTAD'a göre, sektördeki bir diğer acil sorun da güvenliği,  kirlilik kontrolünü ve denizci refahını zayıflatan sahte gemi tescilleri ve bundaki artış.

UNCTAD, denizcilik sektörünün artan zorluklarla karşı karşıya kaldığı bu dönemde, kritik geçişlerdeki kesintilerin ele alınması, düşük karbonlu ve yeşil denizciliğe yatırım yapılması, liman verimliliği ve adaptasyonunun artırılması, iç bölge bağlantılarının geliştirilmesi ve sahte gemi tescillerine karşı mücadele edilmesi çağrısında bulundu.

"TÜKETİCİ KEMER SIKIYOR, YATIRIMCI BEKLE-GÖR MODUNDA"

UNCTAD Teknoloji ve Lojistik Direktörü Shamika Sirimanne, basın toplantısında, küresel deniz ticaretinin bu yıl yüzde 2 büyümesini beklediklerini belirterek, 2025-2029 döneminde yıllık bazda yüzde 2,4 artış öngördüklerini dile getirdi.

Orta vadedeki bu büyümenin teknolojik gelişmeler, yeşil dönüşüm ve deniz ticareti altyapısına yönelik yatırımlara ilginin yeniden canlanmasıyla destekleneceğini söyleyen Sirimanne, "Ancak küresel deniz ticaretinin büyümesi üzerinde aşağı yönlü riskler oldukça baskın. Jeopolitik gerginlikler, süregelen çatışmalar ve savaşlar, uluslararası ticareti oldukça olumsuz etkiliyor. Birçok düşük gelirli ülke borç yüküyle karşı karşıya kalıyor, yüksek borçlanma maliyetleriyle boğuşuyor ve dış şokları yönetmekte zorlanıyor. Gelecek belirsiz olduğunda, biz tüketiciler olarak kemer sıkıyoruz. Yatırımcılar ise bekle-gör moduna geçiyor ve ekonomi ve beraberinde uluslararası ticaret de zarar görüyor." diye konuştu.

UNCTAD Ticaret Lojistiği Birimi Başkanı Jan Hoffmann da kritik deniz geçiş noktalarını etkileyen sorunlar nedeniyle navlun fiyatlarının arttığını ve bu artışın tüketici fiyatlarına yansıyacağını belirterek, "Eğer bu geçiş noktalarındaki kriz devam eder ve navlun fiyatları yüksek kalmayı sürdürürse, tüketici fiyatları 2025 sonuna kadar yüzde 0,6 artabilir. Bu oran SIDS ülkelerinde yüzde 0,9. Yani küresel ortalamanın neredeyse yüzde 50 daha fazlası." uyarısında bulundu.

22 Ekim 2024 Salı

Küresel ham çelik üretimi, eylülde geçen yılın aynı dönemine göre Çin'deki üretimin yüzde 6,1 düşmesiyle yüzde 4,7 azalarak 143,7 milyon ton oldu.

Merkezi Brüksel'de bulunan Dünya Çelik Birliği (Worldsteel), eylül ayı ham çelik üretim verilerini açıkladı.

Buna göre, küresel ham çelik üretimi, geçen ay 2023'ün aynı dönemine kıyasla yüzde 4,7 gerileyerek 143,7 milyon tona indi.

Söz konusu dönemde dünyanın en büyük çelik üreticisi Çin'in üretimi yüzde 6,1 azalışla 77,1 milyon tona gerilemesi dikkati çekti.

Japonya'nın üretimi de yüzde 5,8 düşerek 6,6 milyon tona geriledi.

Ham çelik üretimi ABD’de yüzde 1,1 artışla 6,7 milyon tona, Almanya'da yüzde 4,4 yükselişle 3,1 milyon tona çıktı.

Eylülde Brezilya'nın ham çelik üretimi yüzde 9,9 artarak 2,8 milyon tona yükselirken, Rusya’da üretimin yüzde 10,3 düşerek 5,6 milyon tona gerilediği tahmin edildi.

Söz konusu dönemde, Hindistan’ın üretimi yüzde 0,2 düşerek 11,7 milyon tona ve İran’ın çelik üretiminin ise yüzde 41,2 azalışla 1,5 milyona gerilediği hesaplandı.

Birliğin verilerine göre, Türkiye'nin ham çelik üretimi ise eylülde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 6,5 artarak 3,1 milyon tona yükseldi. Yılın ocak-eylül döneminde Türkiye'nin ham çelik üretiminin yüzde 13,8 artarak 27,9 milyon tona ulaşması dikkati çekti.

Küresel ham çelik üretimi, böylece bu yılın ocak-eylül döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 1,9 düşerek 1 milyar 394 milyon tona geriledi.

Öte yandan, Dünya Çelik Birliği, 14 Ekim'de, 2024 küresel çelik talebinde daha önce yıllık bazda yüzde 1,7 artış olarak açıklanan büyüme beklentisinin yüzde 0,9 düşüş olarak güncellediğini ve talebin 1 milyar 751 milyon tona inmesinin öngörüldüğünü belirtmişti.

22 Ekim 2024 Salı