Çarşamba, 30 Ekim, 2024
İnternet kullanıcılarının yüzde 39'u yapay zeka ile oluşturulmuş görsel içeriklerin gerçek olup olmadığını ayırt edemiyor.
"Yapay Zeka: Kişisel Veriler, Algoritmalar ve Tehditler" başlıklı dosya haberin beşinci bölümünde, yapay zeka ile oluşturulmuş görsel içeriklerin beraberinde getirdiği sorunlar ele alındı.
Derin ve sahte kelimelerinin birleşimiyle oluşturulan bir kavram olan “deepfake”, yapay zeka kullanılarak manipüle edilen ses ve görüntüleri tanımlıyor. Gerçeğe çok yakın sahte içeriklerin oluşturulmasını sağlayan deepfake, dezenformasyonun artmasına sebep oluyor.
Derin öğrenme algoritmalarını kullanarak geliştirilen bu teknoloji, son zamanlarda sosyal medya platformlarında insanları manipüle etmek için yoğun olarak kullanılıyor. Siyasetçilerden bilim adamlarına birçok ünlü ismin deepfake videosu sosyal medyada dolaşıma sokuluyor.
Bu videoları paylaşanlar, kimi zaman etkileşim almayı kimi zaman da siyasi bir manipülasyonu hedefleyebiliyor. Etkileşim almanın yanı sıra son dönemde deepfake videolar sıkça dolandırıcılık faaliyetlerinde de kullanılıyor. Toplumda öne çıkan kişilerin sahte videolarıyla insanlara yatırım tavsiyesi yapılıyor. Gerçek gibi gözüken ve ayırt edilmesi zor olan bu videolarla birçok insan dolandırıcılık mağduru oluyor.
Kanada’daki Waterloo Üniversitesi’nin araştırmasına göre, kullanıcıların yüzde 61’i yapay zeka tarafından oluşturulmuş görsellerin gerçek olup olmadığını anlayabiliyor. Ortalama 10 kullanıcıdan 4’ü yapay zekayla oluşturulan içerikleri gerçek zannediyor. Uzmanlar, sahte videoları ayırt etme oranının beklenenden çok daha düşük olduğunu belirtiyor.
“DUDAK HAREKETLERİNİN DOĞAL OLUP OLMADIĞINA DİKKAT EDİN”
İnternet kullanıcılarının karşılaştıkları videoların "deepfake" olup olmadığını anlamaları zor olsa da medya okuryazarlığı bu noktada önem taşıyor.
Massachusetts Teknoloji Enstitüsü (MIT) Media Lab, kullanıcılara "deepfake" içerikleri anlayabilmeleri için şu tavsiyelerde bulunuyor: "Yüksek kaliteli deepfake manipülasyonları neredeyse her zaman yüz değişikliklerine odaklanır. Yüze, yanaklara ve alın bölgesine dikkat edin. Cilt fazla pürüzsüz mü yoksa fazla kırışık mı görünüyor? Cildin yaşlılığı, saç ve gözlerin yaşlılığı ile uyumlu mu? Deepfake videolarda bu özellikler uyumsuz olabilir.
Gözlere ve kaşlara dikkat edin. Deepfakeler, bir sahnenin doğal fiziğini tam olarak temsil edemeyebilir. Gözlüklere dikkat edin. Gözlüklerde herhangi bir parlama var mı? Kişi hareket ettiğinde parlamanın açısı değişiyor mu? Deepfake içerikler aydınlatmanın doğal fiziğini tam olarak temsil edemeyebilir.
Yüz kıllarına dikkat edin. Deepfake içeriklerde bir bıyık, favori veya sakal eklenebilir ya da çıkarılabilir. Bu içerikler yüz kılı değişikliklerini tamamen doğal hale getirmekte başarısız olabilir. Ayrıca kişinin yeterince mi yoksa fazla mı göz kırptığına odaklanın. Dudak hareketlerinin doğal olup olmadığına da dikkat edin."
Yapay zeka teknolojisinin ilerlemesiyle birlikte deepfake videoların kalitesi de arttı. Bu sebeple, ayırt etme yöntemleri de bazı durumlarda videoların gerçek olup olmadığını anlamaya yardımcı olmayabilir. Bu noktada videonun kaynağının sorgulanması ve konuya ilişkin güvenilir kaynakların içeriklerinin takip edilmesi önem taşıyor.
20 Temmuz 2024 Cumartesi
Uzaktan iletişim araçlarıyla satılan ürün ilanlarında gerekli Türkçe uyarı ve güvenlik bilgi ile işaretlerine yer verilmesi gerekecek.
Ticaret Bakanlığı tarafından hazırlanan "Uzaktan İletişim Araçları Yoluyla Piyasaya Arz Edilen Ürünlerin Piyasa Gözetimi ve Denetimi Yönetmeliği" Resmi Gazete'de yayımlandı.
Yönetmelikle, uzaktan iletişim araçları yoluyla piyasaya arz edilen veya bulundurulan ürünlerle ilgili arz koşullarına, satış ilanlarına, bu ürünleri piyasaya sunan ya da piyasada bulunduran iktisadi işletmecilerle çeşitli hizmet sağlayıcıların yükümlülüklerine, yetkili kuruluşların görev, yetki ve sorumluluklarına ve bu kapsamda yürütülecek piyasa gözetimi ve denetimine ilişkin usul ve esaslar belirlendi.
Bakanlıktan konuya ilişkin yapılan açıklamada, fiziki kanalların yanı sıra başta internet kanalı olmak üzere uzaktan iletişim araçları kullanılarak yapılan satışların günlük hayattaki yeri ve ağırlığının artmaya devam ettiği belirtildi.
Vatandaşlara güvenli ürün ulaştırılması amacıyla bu alanda satılan ürünlerin denetiminin önemine işaret edilen açıklamada, ürünlerin satış ilanlarında, gerekli Türkçe uyarı ve güvenlik bilgi ile işaretlerine yer verilmesinin zorunlu hale getirildiği kaydedildi. Açıklamada, böylece vatandaşların internetten alışveriş yaparken fiziki bir mağazada olduğu gibi ürünü inceleyebilecekleri ve ürünün gerekli işaretleri taşıdığını görebilecekleri bildirildi.
UYGUNSUZ ÜRÜNLERİN SATIŞ İLANLARI 24 SAAT İÇERİSİNDE KALDIRILACAK
Herhangi bir internet sitesinde, uygunsuz ürün satışının tespit edilmesi durumunda, 24 saat içerisinde satış ilanının kaldırılacağı vurgulanan açıklamada, şu ifadeler kullanıldı: "Bu süre zarfında talep yerine getirilmezse ilgili ilana erişim engellenecektir. Öte yandan başkalarına ait iktisadi ve ticari faaliyetlerin yapılmasına imkan sağlayan platformlar, 'ürün güvenliği temas noktası' belirleyecek. Vatandaşlarımız, bu temas noktalarından ürünlerin güvenliği ve uygunluğu ile ilgili şikayet ve bildirim yapabilecek. Uygunsuzluk tespiti durumunda hızlıca aksiyon alınabilmesi için bazı ürünlerin piyasaya arzında Türkiye'de yerleşik bir iktisadi işletmeci bulunması şartı aranacak. Bu şartı sağlamayanlar Türkiye'ye satış gerçekleştiremeyecek. Bu ürün grupları, Bakanlığın internet sitesinde yayımlanmaktadır."
Yönetmelik, 1 Nisan 2025'te yürürlüğe girecek.
30 Ekim 2024 Çarşamba
Türkiye'de yüksek veri hızı, yüksek sistem kapasitesi ve düşük gecikme süresiyle dikkati çeken 5G'de iletişim hızını kuvvetlendiren ve yılsonunda 600 bin kilometreye ulaşması planlanan fiber kablolar, 40 bin 75 kilometre olan dünyanın çevresini yaklaşık 15 kez dolaşacak uzunluğa erişecek.
2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi'ne göre, halen 93,3 milyon olan mobil abone sayısının, bu yıl sonunda 95 milyona ulaşması bekleniyor.
Söz konusu sayının gelecek yıl 96 milyon 500 bine, 2026'da 98 milyon 100 bine, 2027'de de 99 milyon 700 bine ulaşması öngörülüyor.
Böylece 2027'de ulaşılması beklenen mobil abone sayısı, 179 ülkenin nüfusunu geçecek.
Bu yıl sonunda yüzde 90 olması planlanan mobil geniş bant abone yaygınlığının da 2025'te yüzde 92,2, 2026'da yüzde 94,8, 2027'de yüzde 97,4 olacağı tahmin ediliyor.
Makineler arası iletişim abone sayısının ise yıl sonunda 9 milyon 100 bine, gelecek yıl 9 milyon 500 bine, 2026'da 10 milyon 100 bine, 2027'de 10 milyon 800 bine ulaşması bekleniyor.
FİBER KABLOLAR DÜNYA ÇEVRESİNİ 15 KEZ DOLAŞACAK UZUNLUĞA ULAŞACAK
Yüksek veri hızı, yüksek sistem kapasitesi ve düşük gecikme süresiyle dikkati çeken 5G'de iletişim hızını kuvvetlendiren ve yılsonunda 600 bin kilometreye ulaşması planlanan fiber kablolar, 40 bin 75 kilometre olan dünyanın çevresini yaklaşık 15 kez dolaşacak uzunluğa erişecek.
Gelecek yıl 650 bin kilometre olması hedeflenen fiber altyapı uzunluğunun 2026'da 750 bin kilometreye, 2027'de ise 850 bin kilometreye ulaşması hedefler arasında yer alıyor.
Hızlı ve kesintisiz internetin yanı sıra güvenli bağlantı da sağlayan fiber internet abone sayısının yıl sonunda 9 milyon, gelecek yıl 10 milyon 500 bin, 2026'da 12 milyon, 2027'de ise 12 milyon 500 bin olması bekleniyor.
Ayrıca, kayıtlı elektronik posta (KEP) hesabı sayısının da yıl sonunda 3 milyona, gelecek yıl 3 milyon 50 bine, 2026'da 3 milyon 100 bine, 2027'de ise 3 milyon 150 bine çıkması öngörülüyor.
30 Ekim 2024 Çarşamba
30 Ekim 2024 Çarşamba
30 Ekim 2024 Çarşamba
30 Ekim 2024 Çarşamba
30 Ekim 2024 Çarşamba
28 Ekim 2024 Pazartesi